Normal Forum Görünümü: KENDİLİĞİNDEN ÖRGÜTLENME…
Ateistforum > ATEİSTFORUM > ATEİSTFORUM
Sayfa: 1, 2
haci
Hemen her doğal olguda karşılaşılan ilginç bir süreçtir. Açık bir sistemde iç yapının kendi kendine örgütlenmesi demektir.

Kendiliğinden örgütlenmenin en kesin ve açık örneklerini fizikte bulmak mümkündür. Zaten fizik bu kavramın çıktığı bir bilim dalıdır. Ama diğer bilimler de bu bilim dalı ile ilginenir... Kimya, biyolojik sistemler, ekonomi ve antropoloji gibi doğal ve sosyal bilimlerde de kendiliğinden örgütlenme vardır. Hatta matematiksel sistemler bile kendiliklerinden örgütlenebilmektedirler.

Bir sistemdeki dinamizmin kendi içinde mevcut örgütlenmeyi artıracağı düşüncesi yeni değildir. Bu ilginç konuyu ilk düşünenlerden filozoflardan birisi Descartes dır. Kendisine ait Discourse on Method yapıtının beşinci bölümünde kuramsal olarak değinilmiştir. Descartes daha sonra konuyu daha ayrıntılı olarak yayınlanmayan bir kitabı olan Le Monde’da ayrıntılı olarak açıklamıştır.

Atomist düşünen eski Yunan’lılara göre akıllı bir tasarımcıya gerek yoktur. Onlara göre, böyle bir eğilim olası değilse de, yeterince zaman, uzay ve madde varsa, bir tür örgütlenme için kaçınılmazdır. Descartes olağan doğal yasaların örgütlenmesinin mümkün olduğu kavramını ortaya atmıştır.

Çağdaş anlayışa göre temel fizik ve kimyadan çıkarılan ve biyolojik sistemlerin kendiliğinden büyümesinde rolü olan evrensel yasalar vardır.

Kendiliğinden örgütlenme terimi ilk defa 1947 yılında hem bir psikiyatrist hem de bir mühendis olan W. Ross Ashby tarafından ortaya atılmıştır. 1970’li yıllarda bu terim fizik tarafından kabul edilmiş ve kompleks sistemler alanında kullanılmaya başlanmıştır.

Bu ilginç konuyu tartışmaya açıyorum...

Selamlar

HACI
drekinci
ilginç ve güzel bir konu sevgili hacı
kendiliğindenlik ve örgütlenme kavramlarının içeriğini somutlaştırabildiğimizde konu daha anlaşılır olacak.
Evrende madde ve enerjinin varlığı ve bunların hareketliliği, içdinamik ve iç özellikler ile olmaktadır. Her türlü maddesel veya quantumsal hareket Madde ve enerjinin kendi özellikleri ile olmaktadır. (Sen bunlara fizik yasaları diyorsun). Yani madde devinimini dışarıdan yönlendiren (madde dışı) bir olgu yoktur. Böyle bir duruma kendiliğindenlik deniyor olmalı. (Bu tanımı kendim uydurdum, üzerinde anlaşma sağlanmış kendiliğindenlik tanımı varmı? bilmiyorum. İnşallah doğru tarif etmişimdir.)
Örgütlenme kavramı ne anlama gelmektedir. Örgütlenme belli bir düzen veya kural içerir, örgütlenmeye dışardan baktığımızda nasıl bir düzen ve kural içerdiğini, veya bu örgütlenmenin hangi kuvvetler tarafından ortaya çıkarıldığı gözlemlenebilir.
Örneğin yerçekimi veya rüzgarlar etkisi ile kütleleri birbirine yakın cisimler kümeler oluştururlar. Deniz kıyılarında; dalgalar etkisi ile aynı büyüklükteki çakıllar, aynı büyüklükteki küm taneleri birarada yanyana bulunurlar, Sürtünme ve çarpışmalar etkisi ile çapları küçüldükçe daha çok küre şeklini alırlar.
Aynı proton ve nötron içeren atomlar da yan yana gelerek saf elementleri oluştururlar.
Ancak buradaki bu tarif ettiğim tarzdaki kümelenmeler, örgütlenmeler daha çok diş etkiler nedeni ile olmakta gibi görünselerde dış etkilerin kendisi de benzer dış etkilerden oluştuğu için bu zincirleme etkiler evrenin sınırlarına kadar varır.
Başlangıçta kaos olarak (yalnız enerji hali ile) tarif edilen evren giderek daha süngerimsi bir dokuya dönüşmektedir. Pekçok element kendiliğinden sentezlenmekte (ortaya çıkmakta) varlıklarını korumakta ve kendi gibilerle bir araya gelerek bir düzen ve örgütlenme oluşturmaktadır.
İşte bu kendiliğinden örgütlenmelerde önce canlıların ilk yapıtaşları sonra tekhücreli şekilleri giderek çokhücreli şekilleri ortaya çıkmış. İnsan aklını ve düşüncesini oluşturabilecek kadar karmaşık bir düzeye ve düzene ulaşmıştır.
Sevgiler.
haci
Evet, sevgili Drekinci'nin değindiği gibi bu konu birçok bakımdan önemli. Kaosdan belli bir düzenin oluştuğunu günlük yaşamımızda da gözlemleyebiliyoruz. Örneğin kasırgaların oluş mekanizması bunun tipik örneklerinden biridir. Rüzgarın ne kadar düzensiz olduğu bilinir. Ama ondan etkisi ölçülen, kendisi uzaydan görülen son derece organize bir fırtına ortaya çıkabilmektedir. Hava önce ısınmakta ve yükselmekte, sonra kendi etrafında dönmeye başlamaktadır. Denizden yükselen rutubet bu dönmekte olan havaya enerji taşımakta ve onun daha da hızlı bir şekilde dönmesini sağlamaktadır. Dünyanın kendi etrafında dönüşü de bu alçak basınç merkezinin kendi kendine örgütlenmesine katkıda bulunmakta ve kısa bir süre sonra alçak basınç merkezi etrafında hızla dönen rüzgarlardan ve bulutlardan oluşan bir kasırga ortaya çıkmaktadır. Bu kasırgayı tek başına bir sistem olarak kabul edebiliriz. Kendi kendine örgütlendikten sonra kasırga, içinde bulunduğu ortamdaki koşullara göre ya bir yerde uzun bir süre kalır ve bazı durumlarda dağılır.. Ya da çoğu kere yaptığı gibi, harekete geçer. İlerler. Etraftaki alçak ve yüksek basınç merkezleri ve jet stream denen yüksekten geçen rüzgarlar kasırgaların hareket yönünü saptar.

İnsanlara gelince... Doğada bulunmayan şeyler yapar insanlar. Kendimize göre örgütlendiğimiz ve ortaya çıkardığımız yapılar doğadakilerden çok farklı olduğu için, doğada var olan kendiliğinden örgütlenmeyi farketmeyebiliriz. Doğal süreçlerle ilgilenen mühendisler ve ilgililer yoktur. Birbirleri ile ilgili olmayan bazı doğal süreçlerin etkileşmesi sonucu ortaya, kasırga ve hortum gibi, organize örnekler çıkabilmektedir.

Biyolojik yapılar da kendiliğinden örgütlenirler. Hatta hemen her seferinde zedelenen dokularını tamir bile edebilirler. Biyolojik strüktürlerin organize olmasını sağlayan mekanizmalar, onların tamirinden de sorumludurlar. Bu da kendiliğinden örgütlenen karmaşık sistemlerin varlıklarını sürdürmesine neden olur. Onlardan diğer karmaşık sistemler oluşur. Biyolojik sistemlerin birbirleri ile tepkileşmesi sonunda daha da karmaşık sistemler ortaya çıkar ve yayılır.

Fiziksel ve kimyasal örgütlenmelerde temel mekanizma pozitif ve negatif geri tepmeli döngülerdir. Pozitif olanlar, ortaya çıkan organize strüktürün gelişmesine katkıda bulunurken, negatif geri tepmeli döngüler, sistemin aşırı büyümesini önler ve onu bir tür denetler. Belli bir sınırın üstüne çıkan organızasyon idame ettirilemez ve parçalanır. Kendiliğinden örgütlenen yapının optimum bir büyüklüğü vardır. Yani kendiliğinden ortaya çıkan yapıda yine kendiliğinden ortaya çıkan ve kendisine ait öğelerin arasındaki tepkileşmeye bağlı, bir denge unsuru vardır.

İlerde kendiliğinden örgütlenmenin biyolojideki yeri ve önemine değineceğim..

Selamlar

HACI
matematikçi
Hiç bir programlanmamış sitem kendini yenileyemez durumunu düzeltemez. Örnekmi?
Canlılarda örnek olarakra insanın solunum düzeninin nasıl çalıştığına bakalım.
Solunumla kanımızın CO2 arındığını hepimiz biliriz. Eğer solunum bir süre gerçekleşmezse kandaki karbondioksit miktarı fazlalaşır. Bu fazlalaşma şahdamarın bir kolu üzerinde [araştırdığım kadarıyla (giomus caroticum) ] toplanmış olan co2 de karşı duyarlı sinir (caratiosinus) uçlarıyla alınıp, beyne ulaşır. Beyin bu uyarıma göğüs kaslarını harekete geçirmekle cevap verir(Glossopharyngicus) Beyinden güğüs kaslarına gelen hareket emirleri kasları, bunlara bağlı olan kaburga kemiklerini dolasıyla güğüs kafesiyle birlikte akciğeri harekete geçirerek solunumu zorunlu kılar ve hızlandırır. Eğer solunumda karbondioksit miktarı normale dönerse, kas hareketleride normale döner.Burada beyin biyolojik olarak programlanmıştır ve kandaki C02 miktarını düzenleme göreviyle görevlendirilmiştir.Bu her canlıda gözlenebilir. Latince adlar tamamen intenetten alınmmış olup sallamada olabilir şimdiden özür...
haci
Biyolojik sistemlerin son derece karmaşık olduğunu biliyoruz Matematikçi kardeşim..
Proğram dediğin şey de bu kompleks sistemin içinden çıkmıştır elbette. Biyolojik sistemlerde karşılaşılan kendiliğinden örgütlenmeye degineceğim yakında.

HACI
drekinci
Sevgili matematikcinin programlanmış düşünce sistemi
kendiliğinden örgütlene olabileceğini, kaotik yapılardan düzenli örgütlemeler çıkabileceğini algılayamıyor.
Hatta yukarıda örneklerini, sebep sonuç ilişkilerini, verebildiğimiz basit örgütlenmelerde bile son ve nihai bir programcının rolü olabileceğini, olması gerektiğini anlatmak istiyor, daha karmaşık biyolojik örnekler vererek.
Yaklaşımının ilginç tarafı yok.
Ancak "He vallah biri programlamış" desek rahatlayacak.
Sevgiler.
matematikçi
Ben bilimsel örnek verdim sizden şuana kadar söz geldi! Yandığımı okuyan herkes aynı şeyi anlıyor nereye kadar kaçacaksın.Sistemler programlarla hareket ederler bunun nasıl oluştuğu tartışalım ama şunuda kabul edin bir sistem programsız çalışmaz.valla beni yarayan heralde bug yapmış olacaki anlamıyorum...
matematikçi
Eğer bir sonuç ortaya çıkıyorsa, kesinlikle bir sebebe bağlıdır. Bu yüzden sebep-sonuç ilişkisi evrenseldir.Her sonuç, sebeplerden ortaya çıkar. F akat onun sebepleri kendiliğinden var olan değil, başka sebeplerin sonuçlarıdır.Yasalara uygunluk hiç bir zzaman kendiliğinden değil aksine yasaları sebeplerden mevdana gelir.
matematikçi
Biyolojik olayları kimyasal olaylara indirgemek yapılabilecek en büyük hatadır.
haci
Kendiliğinden örgütlenme kavramının ikinci termodinamik yasa olan entropi ile çeliştiği ileri sürülebilir. Örgütlenme bir düzen getirmektedir. Entropi ise kapalı sistemlerde düzensizliğin artmasıdır.

Açık sistemlerde madde ve enerji sistem içinde serbest hareket eder ve kendiliğinden örgütlenmeye izin verir ve ortamla entropi değiş tokuşu yapılır. Yani çevrede entropi artar.

Bu durumda diyebiliriz ki kapalı ve izole sistemlerde entropi azalamayacağından yalnız açık sistemler kendiliklerinden örgütlenebilirler. Bu pek doğru bir ifade değildir. Çünkü kabalı bir sistemin genel entropisi artarken sistem makroskopik düzeyde bir organizasyon kazanır. Başka bir deyişle sistemde, mikroskopik düzensizlik pahasına, makroskopik bir düzen ortaya çıkar. Bu durum için İlya Prigonine, dissipative structures demiştir. Bu ilginç durumu şöyle özetleyebilirim..
Önce kısaca entropiye değinmek istiyorum.

Entropi akla üç ayrı termodinamik domain’in varlığını getiriyor. Başka bir deyişle entropi kavramı, tek bir termodinamiğin değil, üç ayrı termodinamik alanının ürünüdür.

Bunlardan ilki olan dengeli termodinamikde entropi sıfırdır.

Linear thermodynamic denen ikinci türünde sistem “dengeye yakındır” ama tam dengede değildir. Termodinamik güçler zayıftır. Bu durumda hareket, sistemi etkileyen güçle doğru orantılıdır. Örneğin ısı hareketi sıcaklık farklarına bağlı olarak değişir. Veya diffüzyon olayı yayılan maddenin yoğunluğuna bağlıdır. Bu durumda minumun düzeyde entropi ortaya çıkar ve etrafa dağılır.

Nonlinear Thermodynamic denen durumda ise ısının hareketi güçlerin linear fonksiyonu olarak ortaya çıkmaz. Yani güçle doğru orantılı değildir. Bire bir bir tepki yoktur.

Non-linear termodinamikde kapalı sistemde olan kimyasal dengeyi tanımlamak mümkün değildir. Ayrıca sistemde oluşan kararsızlık, ilginç bir feonmenin ortaya çıkmasının nedenidir. Buna “spontaneous self-organization” denir.. Sistem kendiliğinden bir düzene girer. Non-linear thermodynamic için bir örnek vererek konuyu kapatmak istiyorum.

Çeşitli sıcaklık gradient’i ile birbirlerinden ayrılan horizantal tabakalardan oluşmuş bir sıvıyı ele alalım.
Bu sıvıyı vertikal sıcaklık gradient’ine maruz bırakarak, stabilitesini bozalım.
Alt sınırındaki ısıyı, üst tabakalardan biraz yüksek tutalım.
Sıvıdaki moleküllerin düzeninin bozularak ajite olduğunu ve ısının alttan üste doğru hareket ettiğini gözlemleriz.
Sıcaklık farkını artırırsak ve ısının diffüzyonla yayılması için gerekli sıcaklık farkının üstüne çıkarsak, ısı hareketinin kararsız olmaya başladığını gözlemleriz.
Bu keresinde sıvıdaki moleküller topluca “ahenkli” bir şekilde hareket etmeye başlayacaklar ve ortaya çıkan “convection fenomeni” ısı dağılımını hızlandıracaktır. Bunu makroskopik olarak görmek mümkündür. Bu durum açıkca sistemdeki entropinin arttığının delilidir.
Yeni ortaya çıkan supramoleküler düzen ise, ortamdaki enerji alış verişini stabilize edecektir.

Kendiliğinden yüksek derece düzene giren bu tür strüktürler için “dissipative structures” “dağılan yapılar” denmektedir. Bu terimi ilk defa Prigogine kullanmıştır. Sistemde ortaya çıkan aşırı entropi çevreye dağıldığı için Prigogine bu terimi kullanmıştır. Dengesi bozulan sistemde etrafa entropi şeklinde dağılan enerji, yeni bir düzenin kaynağı olmaktadır. Bu durum entropiden yararlanan kendiliğinden örgütlenme için ilginç bir örnektir.

HACI
matematikçi
drekinci, diyalektik maddecilik dışında bir şey yazmıyorsun bilim forumda sende felsefe yapıyorsun...Hacı, ne yazsa arkasında evet diyalektik maddecilikte bunu söylüyor diye giriyorsun damardan sizin felsefeniz evreni açıklamakta yeterli olmuyor. Bugünkü kuantum fiziğinde diyaliektik maddecilik yer yok...Dirac, alıştığımız maddenin tam tersi olan bir maddenin varlığını ortaya koymuştur. Bende diyalektik anti-maddecilik mi yapayım yani ?
haci
Matematikçi yazdı:
QUOTE
Biyolojik olayları kimyasal olaylara indirgemek yapılabilecek en büyük hatadır.


Neden? Açıklar mısınız?

HACI
matematikçi
Suyun analiz ettiğimizde ortaya çıkan H ve O atomu, su moleküllünde doğrudan doğruya bir anlam taşır.Ayırmayı daha ileriye götürüp H ve O dan bir sürü elektron, proton, ... elde edersek bunların su atomu için doğrudan doğruya bir anlamı yoktur.
haci
Atomaltı öğelerin bir araya gelerek atom oluşturma olayı da kendiliğinden örgütlenme için güzel bir örnektir. Bunu quantum yasalar denetler.
Atom altı ve üstü evrende başka yasalar vardır. Örgütlenme ikisi için farklıdır

HACI
haci
Biyolojide kendiliğinden örgütlenme..

1. Herşeyden önce yaşam, kimyasal sistemlerde vuku bulan kendiliğinden örgütlenmeden başka bir şey değildir. Yaşamın temeli kimyasal süreçlerdir.

2. Proteinler ve diğer uzun biyomoleküller spontane bir şekilde kendi üzerlerine katlanarak üç boyutlu moleküler yapıları oluştururlar. Bundan bu molekülleri oluşturan atom ve moleküllerin birbirlerine olan afinitesi sorumludur.

3. Normalde yağlar kendiliklerinden iki tabaka oluştururlar.
Yağların hidrofobik (sudan korkan, suyu sevmeyen) yöreleri ile hidrofilik (suyu seven, suyu yeğleyen) yöreleri vardır. Bir araya gelen yağ molekülleri içde hidrofobik, dışta ise hidrofilik yörelerin yer aldığı iki tabakadan oluşan bir zar oluştururlar. Bu zar bütün canlılarda aynıdır. Hücre zarı olarak bilinir. Kendiliğinden oluşur. Yağ damlalarının büyüklüğü 1-2 mikron dur ki bakterilerin büyüklüğü kadardır.

4. Homeostasis denen durum.. Hücre içindeki ve organizmadaki denge her zaman korunur. Yani elektrolitlerin ve suyun ve diğer her türlü molekül, hormon ve kimyasal maddenin dağılımı sürekli olarak kendiliğinden idame ettirilir.

5. Embryogenes denen olayda olduğu gibi, yeni neslin ve mevcut neslin kendini idame ettirmesi için gerekli genler ve sistemler vardır. Onlar yaşamı idame ettirilir.

6. Hayvanların bir çoğu (karıncalar ve arılar örneğin) sosyal toplumlar oluştururlar. Bu da kendiliğinden örgütlenmedir.

7. Aynı şekilde kuşlar ve balıklar bir araya gelirler.

Biyolojide kendiliğinden örgütlenme müthiş boyutlara ulaşabilir..

HACI
matematikçi
Bir organizmanın içinde veya dışındaki olayları fark etmebilmesine bilinç denir. Hiç bir bilinçsiz organizma kendisi geliştirmez ve olayları fark edemez.organizmaya yeni yetenekler kazandıran bilinçsiz bir süreç olamaz.Peki bu bilinç nerden gelmektedir? Burda bilinçin madde olmayışı diyalektik maddeciliği suya düşürür. Bilinç maddenin inkarıdır çünkü... Hacının dediği gibi quantum yasaları denetler yasaların bilinçsiz bir biçimde olmadığını hepimiz biliriz? Bu kuralları kimlerin koyduğu bilinememektedir ama birilerin koymuş olabileceği düşünceside hiçte göz ardı edilemiyecek bir düşüncedir.
haci
Doğal süreçlerde bilinç yoktur. İnsan çoğalırken bilincini değil, içgüdülerini kullanır. Atomaltı öğelerin bilinci diye bir şey yoktur.. Konunun dışına çıkıyorsunuz.

HACI
haci
Kimyada kendiliğinden örgütlenme:

1. Kendiliğinden bir araya gelme. Atom ve moleküller elektronları ile ilgili bazı niteliklerinden dolayı bir araya gelme eğilimindedirler. Bunun için dış güçlere gereksinimleri yoktur. Bu spontane bir olaydır. Kendiliğinden gerçekleşir.

2. Kimyasal reaksiyonların salınımı ve reaksiyon-diffüzyon sistemleri
Bazı kimyasal reaksiyonların kendiliklerinden oluştukları ve çözüldükleri 1951'den beri bilinmektedir.

3. Bazı kimyasal reaksiyonlar otokatalitik niteliklere sahiptirler. Yani kimyasal tepkileşmeler sırasında açığa çıkan moleküller diğer tepkileşmeleri katalize ederler..

Yaşamın ortaya çıkmasının nedeni maddenin kimyasal olarak kendiliğinden örgütlenmesidir.

HACI
korelmis
bir arabamın olmasını çok istiyorum. acaba kendiliğinden örgütlenir mi?
haci
Korelmıs
Yazılanları anlamıyorsan, hiç yorum yapma..
Burada önemli bir bilimsel konu tartışılıyor.. Burası Zübük mecmuası değil...

HACI
korelmis
Burada yazılanlar tam bir komedi. insan zekasına ve bilgi seviyesine hakarettir. bilimin ırzına geçmektir. düşünce dünyan biraz daha gelişince bu yazdıklarına belki gülecek belki de yazdıklarından dolayı utanacaksın. herhalde sen insanların gözleri boyanır, hiçbir şey anlamazlar ama birşey var sanırlar diye düşündün. son yazdığına bakalım:

QUOTE
Kimyada kendiliğinden örgütlenme:
1. Kendiliğinden bir araya gelme. Atom ve moleküller elektronları ile ilgili bazı niteliklerinden dolayı bir araya gelme eğilimindedirler. Bunun için dış güçlere gereksinimleri yoktur. Bu spontane bir olaydır. Kendiliğinden gerçekleşir.
2. Kimyasal reaksiyonların salınımı ve reaksiyon-diffüzyon sistemleri
Bazı kimyasal reaksiyonların kendiliklerinden oluştukları ve çözüldükleri 1951'den beri bilinmektedir.
3. Bazı kimyasal reaksiyonlar otokatalitik niteliklere sahiptirler. Yani kimyasal tepkileşmeler sırasında açığa çıkan moleküller diğer tepkileşmeleri katalize ederler..
Yaşamın ortaya çıkmasının nedeni maddenin kimyasal olarak kendiliğinden örgütlenmesidir.


Yazı 75 kelimeden oluşuyor.
-kendiliğinden örgütlenme=2
-Kendiliğinden bir araya gelme=4
-bir araya gelme =3
-kendiliklerinden oluştukları=2
-kendiliğinden örgütlenmesidir=2

Toplam 13 kelime aynı.

kimya kelimesinin geçtiği yerler:

-Kimyada kendiliğinden örgütlenme:
-Kimyasal reaksiyonların salınımı ve reaksiyon-diffüzyon sistemleri biggrin.gif biggrin.gif biggrin.gif (eğer aramızda kimyacı varsa bi tarafıyla gülmüştür.)
-Bazı kimyasal reaksiyonların
-kimyasal tepkileşmeler: biggrin.gif biggrin.gif biggrin.gif tepkileşip duruyorlar işte ne yaparsın.
-kimyasal olarak kendiliğinden örgütlenmesidir

"Kendiliğinden gerçekleşir" demişsin. Ondan önce "bu spontane bir olaydır demişsin" hatta "bunun için dış güçlere gerek yoktur" demişsin. bence aynı kelimenin ingilizcesini fransızcasını ve çincesini de yazsaydın. bakarsın birkaç cahil çıkıp "vay be, ne büyük adam, helal olsun, anlamadım ama belli ki çok şey anlatmış" derdi.

Ben de sana bir yazıyla cevap vereyim:

Kimyada kendinden tepkileşememe:

1-Kimyada bazı reaksiyonlar için dışsal katalitik etmenlere ihtiyaç vardır. yani kendiliklerinden bir araya gelip tepkileşemezler. spontane bir olay olmaz. kendinden örgüt yapma olmaz. ekstrakatalitik moleküller olmadan tepkileşme olmaz.
2-Kimyasal reaksiyonların salınımsal ve reaksiyonootoprotektif niteliklerinden dolayı bir araya gelip örgüt yapma olmaz. Dolayısıyla çok açık olarak anlaşıldığı üzere kimyada ototepkileşme olmaz.
3-19652ten beridir biliyoruz ki, kimyada maddeler kendiliklerinden örgütlenemez. İçgüdümsel ve otoreaksiyoner özellik göstermez.

Yaşam da kimyada olduğu gibi kendiliğinden örgütlenemez.


Nasıl, seninki kadar komik oldu mu?
haci
Seninkinin komik olduğu kesin..
Sana bir google search yapmanı tavsiye ediyorum..

spontaneous organization yaz ve ara. Karşına milyonlarca yazı çıkacaktır.
Ayrıca benim kaynak olarak kullandığım aşağıdaki adrese bir göz at..


http://en.wikipedia.org/wiki/Self-organization

Burada biz katılımcıları mümkün olduğu kadar aydınlatmaya ve eğitmeye çalışıyoruz. Bu arada kendimizi de eğitiyoruz.

Burada bir iki şakaya itiraz etmiyoruz ama, insanları yanıltmaya ve onlarla alay etmeye yönelik yazılara yer vermiyoruz..

Umarım bu önemli konuda kendini biraz olsun aydınlatırsın...

HACI
korelmis
kendini hemen ele verdin be "haci"m. keşke -en hafif tabiriyle- "alıntıladığın" bu yazının sadece başlıklarını çevirip altını saçma-sapan doldurmasaydın. daha doğrusu yazıyı anlamaktan o kadar uzak kalmışsın ki sadece ana fikri tekrarlayıp durmuşsun: "kendiliğinden örgütlenme", "Kendiliğinden bir araya gelme",
"kendiliklerinden oluştukları"...

Şöyle demişsin haci kardeşim:

"...insanları yanıltmaya ve onlarla alay etmeye yönelik yazılara yer vermiyoruz."

Eğer burada insanlarla alay eden birisi varsa o da sensin. Bu -afedersin ama- saçma yazı hakkında bile şöyle demişsin: "Burada biz katılımcıları mümkün olduğu kadar aydınlatmaya ve eğitmeye çalışıyoruz." ben şöyle algıladım:

hani bazı esnaf, kötü malı iyi diye kakalamaya çalışır. yabancı kelimeler kullanarak malın kalitesini anlatır. yani karşısındakini enayi-cahil-bilgisiz yerine koyar. hani hatırlar mısın bir cep telefonu reklamı vardı. telefonun özelliklerini kendisinin de bilmediği ve yanlış teleffuz ettiği kelimeler kullanarak anlatan bir üç-kağıtçı adam vardı. kendimi o pozisyonda hissettim.
haci
Burada dur ve devam etme lütfen..
Konuyu polemiğe çevirirsen silmek zorunda kalırım. Gidişat öyle görünüyor..
Bu konuda bilimsel düşüncelerin varsa yazarsın..
Yoksa lütfen polemiğe baş vurmadan kaçın..
Kararı izleyiciler versinler.. Tartışmalar dedikoduya değil, bilimsel temele dayanmalı.. Bize referans göstermelisin..

HACI
korelmis
Biz sadece yaz tatillerinde köyümüze gidiyoruz. 1 sene boyunca evimizin kapısı kilitli kalıyor. Doğada kendi haline bıraktığımız ne kadar eşya-cihaz varsa hepsi dağılıyor, bozuluyor. Yani bir araya gelip örgütlendiklerini ilk defa senden duyuyorum.
haci
Örgütlenmeyi ben uydurmadım. Bana ait bir düşünce değil. Batı biliminde 1950 öncesinde ortaya çıkan bir kavram ve bu kavram üzerinde milyonlarca yazı var..
Düzenlenme atom düzeyinde gerçekleşiyor.
Atomaltı düzeyde de gerçekleşiyor ve ortaya atomlar çıkıyor..
Bundan bir makina ortaya çıkamaz elbette. Ama bir canlı çıkabilir.
Size bu konu hakkında biraz daha bilgi sahibi olmanızı ve ondan sonra tartışmaya devam etmenizi tavsiye ediyorum.. Bilmediğiniz bir konuda ahkam kesmeyin lütfen.

HACI
korelmis
"Bundan bir makina ortaya çıkamaz elbette. Ama bir canlı çıkabilir."

Bence bir hücre bile kendiliğinden ortaya çıkamaz. Sizce kendiliğinden ortaya çıktığını iddia ettiğiniz ilk hücre ile makine arasında ne fark var ki, hücre çıkar, makine çıkmaz diyorsunuz?
haci
Hücre neden çıkar?
Yağ molekülleri aralarında eşleşirler. Hidrofilik yöreleri dışa, hidrofobik yöreleri içe bakar ve iki tabakadan oluşan hücre zarı ortaya çıkar. Bu tümüyle kendiliğinden oluşan bir kimyasal süreçtir.
Proteinler peptitlerin, onlar da amino asitlerin bir araya gelmesinden ortaya çıkar. Bu da kendiliğinden oluşur.
Amino asitler ise atom ve bazı küçük moleküllerin bir araya gelmesinden ortaya çıkar. Bu da kendiliğinden oluşur..
Diğer bütü moleküller ki RNA ve DNA dahildir, bu şekilde ortaya çıkmışlardır.

Bir otomobil kendiliğinden ortaya çıkamaz. Çünkü onun ortaya çıkması için gerekli yasalar yoktur. Otomobil atom düzeyinden başlayarak inşa edilemez. Ama ilk canlının ortaya çıkış nedeni kimyasal kendiliğinden örgütlenmedir. Yani atomlar bir araya gelerek, ilk mikroskopik hücreyi oluştururlar. Ama ilk mikroskopik otomobil yoktur.. Otomobilin evrimleşeceği bir ilk türü yoktur..

HACI
korelmis
Bak ben de bir otomobil yapayım da gör:

Plastik, petrolden ortaya çıkar. Petrol de zaten doğada var: "Al sana lastik"

Cam, sodyum veya potasyum karbonat ile silisli kumun bir araya gelmesinden ortaya çıkar: "Pencereler de tamam"

Demir ve karbon aralarında eşleşirler ve çelik olurlar. Bu tümüyle kendiliğinden oluşan bir kimyasal süreçtir. "İşi bitirdik sayılır"

Diğer bütün moleküller ki arabanın boyası, benzini, suyu, yağı dahildir, bu şekilde ortaya çıkmışlardır: "Evvet, işte araba!"

Bak gördün mü, nasıl da kimyasalı kendiliğinden örgütledim.

Aferin bana!
haci
Olmaz...
Çünkü atom düzeyinden başlaman lazım.. Atomları teker teker bir araya getirebilmen gerekiyor..
Bu canlı hücre için mümkün.. Bu hücre ayrıca DNA veya RNA şeklinde bir düzenleyiciye de sahip. Yani bu moleküller diğerlerinin nasıl davranmaları gerektiğini dikte ettiriyorlar. Diğerleri bu büyük moleküllerdeki şifreye göre bir araya geliyorlar.
Otomobil yaparken böyle bir şifre yok. Dolayısıyla otomobil bu şifreyi yapacak bir akıllı varlığa gereksinim duyuyor. Ama doğada akıllı bir yaratıcıya gerek yok. Yaratıcı akılsız da olabilir. Önemli olan fizik yasalarıdır.
Canlı hücrelerin fiziksel ve kimyasal yapısı çok iyi biliniyor. Mevcut atom ve moleküller cansızlada gözlemlenen bütün fizik ve kimya yasalarına uyuyor. Canlılar için ayrı bir dizi yasalar mevcut değil.
Canlılarda bulunan bir durum, cansızlarda da bulunuyor. Veya tersi..

Canlı varlıklar cansız varlıklardan farklı değil.
Kendiliğinden ortaya çıkan ilk hücrede, kendinden sonra gelecek hücrelerin şifresi de mevcut. Otomobil yeni nesillere geçireceği bir şifreden yoksun... İnsan faktörüne bağlı.. İnsan olmayınca otomobilin nesli kuruyor.
Canlılar için böyle bir durum söz konusu değil. Çünkü her canlı kendi bünyesinde gelecek nesillerin şifresini barındırıyor..

HACI
korelmis
QUOTE
Olmaz...Çünkü atom düzeyinden başlaman lazım.. Atomları teker teker bir araya getirebilmen gerekiyor...


Aha getirdik işte, daha ne getirecem...

QUOTE
Bu hücre ayrıca DNA veya RNA şeklinde bir düzenleyiciye de sahip


Benimkinin de proceleri var. Hepsi cizilmiş vaziyette. Sayfa sayfa hepsi mevcut.

QUOTE
Mevcut atom ve moleküller cansızlarda gözlemlenen bütün fizik ve kimya yasalarına uyuyor. Canlılar için ayrı bir dizi yasalar mevcut değil. Canlılarda bulunan bir durum, cansızlarda da bulunuyor. Veya tersi...Canlı varlıklar cansız varlıklardan farklı değil.


Ben de onu diyorum. Ha ilk hücre ha otomobil.

QUOTE
Kendiliğinden ortaya çıkan ilk hücrede, kendinden sonra gelecek hücrelerin şifresi de mevcut.


Ben kendinden sonra bir araba doğursun istemiyom ki haci. Bi kere olsun yeter. Başta sorduğum soruyu tekrarlıyorum:

bir arabamın olmasını çok istiyorum. acaba kendiliğinden örgütlenir mi?
haci
Daha fazla polemiğe yer kalmadı kardeşim.. Burada duralım..
Bilime dönelim..

HACI
drekinci
Sevgili Körelmiş in
Beyni kendiliğinden örgütlenme sonucu oluşmuş, ancak çalışması sonradan örgütlenme mantık ve mantalitesi etkisinde çalışıyor.
Bu mantığın temeli şöyle.
Nasıl ki otomobil kendiğilinden örgütlenme sonrası oluşamıyor.
Nasıl ki otomobili sonradan örgütleyen akıllı bir varlık var.
İnsan veya canlılar da otomobil benzeri varlıklardır. O zaman canlıları ve insanı birileri örgütlemiş.
Bizde sevgili körelmişi rahatlatmak için onun uslubunda yanıt verelim.
-He valla sevgili körelmiş ne yaman bir buluş yaptın. Ne doğru bir sonuca ulaştın. canlıları ve insanı mutlaka biri örgütlemiştir.
İyi cevap oldu mu sevgili körelmiş,
Beğenmediysen, eksik buldu isen biraz daha ileri gidelim.
-He vallah sevgili körelmiş, canlılar ne ki? tüm evreni biri örgütlemiş. Onun emri dışında atom yerinden oynamaz.
Eğer bu cevap ta kesmezse şuna ne dersin.
-Madde yetmez zamanı da biri örgütlemiştir. onun isteği dışında saniye geçmez.

Peki şimdi nasıl bir bilimsel sonuca ulaştık sevgili körelmiş.
Böyle bir yaklaşım, canlıların ve insan oluşumu konusunda seni tatmin ediyor mu.
Böyle bir yaklaşım bilimsel olur mu?
Bizler bir otomobilin projesini kafamızda hazırlıyoruz ve oturup senin karşında yapabiliyoruz. Otomobil de otomobili yapan da karşımızda durabiliyor.
Peki senin getirmek istediğin sonuçtan hareket edersek; bizler ortadayız da bizleri yapan nerede?
İşte tam da bu noktada bin dereden su getireceğini biliyorum. Gören göz, inanç, iman, mantık vs.
Aya gittik, Hiçbir canlı izine rastlamadık. Acaba dünyada canlığı örgütleyen ayda neden örgütlememiş. Ne dersin? Yoksa gücü mü yetmemiş? (haşa günaha girersin)
Yakın zamanda marsa gidebileceğiz. Mikroskobik canlılar bulursak ne diyeceğiz. Buraya ancak bu kadar gücü yetiyor. Mi dememiz gerekecek.
Hele otomobil benzeri bir araç bulursak nasıl bir yorum yapmak lazım.
Bunu dünya benzeri akıllı canlılar mı yapmış, Yoksa başka bir güç mü yapmış,

En iyisi ne işimiz var ayda marsta merihte oturup oturduğumuz yerde tevekkül edelim. Maddeyi örgütleyenin işine karışmayalım. Maddenin nasıl örgütlendiğini değil kimin örgütlediğini arayalım.

Dimi sevgili körelmiş kardeşim.
haci
Bu konu bilim forumunda tartışılıyordu ama, konu dağıldığı için ya bazı iletileri silmek, ya da din forumuna taşımak gerekecekti. Ben sonuncuyu yeğledim. Burada tartışmaya devam edebiliriz. Bu tartışmaların içeriği açıkca canlıların kendi kendilerine, bir yaratıcıya gereksinim duymadan nasıl organize olduklarının ve geliştiklerinin bilimsel açıklamasından başka bir şey değil. Bilim forumunda yazmaktan çekinenler bu konudaki görüşlerini burada açıklayabilirler..

Selamlar

HACI
drekinci
İşte Bu konuda da görüldüğü gibi; Sevgili matematikci ve körelmiş gibi arkadaşlar bir türlü saplantılarından arınarak doğru dürüst bilimsel yöntemler kullanarak bir konuyu irdelememize izin vermiyorlar. Bunlar sayesinde hacı haklı olarak konuyu bilim forumundan attı.
Herşeyi döndürüp dolaştırıp allaha bağlamaktan özel bir zevk alıyorlar bu arkadaşlar. Ve pekçok şeyi böylelikle çözdüklerini zannediyorlar.
ele avuca gelir, incir çekirdeğini doldurur bir şey söyleyemeyecek insanlar için ne diyeyim bilmem ki!
allah iyiliğinizi versin!
Caxari
matematikçi çok önemli bir ayrıntıdan bahsetmiş ama anlayan çıkmamış. Ben kısaca Self Organizasyon denen şeyin belirtilmiş karmaşıklığı üretemeyeceğini hatırlatayımda, gerisinde ne yaparsanız yapın smile.gif
drekinci
Sevgili Caxari gelmiş.
Hoş gelmiş. Çoktandır uğramıyordunuz foruma.

Belirtilmiş karmaşıklık tan ne kastediyorsun.
Örneğin canlılar belirtilmiş karmaşıklık mıdır?
Öyle ise canlılar karşımızda duruyor.
Nasıl oluştuğunu tartışmaya açmışız.
Araştırıyoruz bildiğimiz kadar bilimsel yöntemlerle.
Ama sen ve senin gibiler ikide bir araya girip,
-Yok o öyle olmaz.
-Yok Self organizasyon belirtilmiş karmaşıklığı üretmez.
Şeklinde ne söylesek önünü tıkayan görüşler belirtmeye.
Peki sen söyle
Önümüzde duran belirtilmiş karmaşıklık nasıl vukuu buldu.
Cevabınız belli.
Allah ..... günde yarattı. Ol dedi oldu.
Sizleri bu düşünceden uzaklaştırmak mümkün değil ki.
Hacı bir yazısında belirtmişti ben de hayret ettim.
Hala aramızda dünyanın yuvarlak olmadığını iddia eden örgütler varmış ve varlığını sürdürüyormuş. Ne ilginç değil mi?

Sevgiler.
Xargoth
Lidya lılar eminim parayı icat ettiklerinde, Ekonomi Bilimini baştan sona yazarak bunu yapmışlardı biggrin.gif

Bilmem bu konuya bir açıklık getirirmi..
haci
Güncelleyelim.....

Stephen Wolfram'ın "A New Kind of Science" adlı bir kitabı var..
Okumanızı tavsiye edecem ama, çok uzun... 1200 sayfa ve çok pahalı.. 100 doların epeyi üstünde... Bende var.. Arada bir bakıyorum. Okuması oldukça kolay. Dili bilimsel değil. Avam için yazmış... İngilizce bilen herkes anlayabilir...

Wolfram bu kitabında yeni bir bilim türünden bahsediyor. Daha doğrusu kendisine ait doğal olgulara değişik bir açıdan yaklaşan bir bilim türünden bahsediyor. Kompleks sistemlerin başlangıçlarının son derece mütevazi olduğuna değiniyor. Çoğu kere o sistemler, özellikle biyolojik sistemler, matematik aracılığı ile gizemlerini ifşa etmediklerinden, basit öğe ve proğramlardan oluşmuş gibi bir izlenim vermiyorlar. Wolfram, basit proğramlardan başlayarak, inanılmayacak kadar kompleks yapılar oluşturabiliyor. Ve bütün bunlar doğada, evrende, kendi kendilerine ortaya çıkıyor diyor. Yani herşey kendiliğinden örgütleniyor... Yani Allah yok...

Vakit bulursam biraz da bu ilginç karakterin kitabından exerpler yayınlamaya çalışacağım...

Selamlar

HACI

Not: Gerçekten düz dünya toplumları var.. Google search yapın ve
flat earth societies yazın.. Karşınıza çıkacaklardır..
90' 00"
Ööldüm ya bunu görünce. Flat-earth.org'un web sayfası.
haci
Düz dünyay için aşağıdaki adres çok ilginç

keeeeeh keh kehhhhhhhhhhhhh

http://www.alaska.net/~clund/e_djublonskopf/FlatHome.htm
drekinci
Bu ingilizce sitelerde ne var?
İngilizce siteler yapıştırarak hava atmak mı istiyorsunuz?
Birileriniz özetleyin bari.
90' 00"
Özür diliyorum.

Benim verdiğim sitede (ki ismi:düz-dünya.org) açılınca çıkan sayfada şunlar yazıyor:

Maalesef bu web sitesi, bakıcısıyla birlikte dünyanın kenarından aşağıya düşmüştür.
haci
Sevgili Drekinci...
Kimse hava atmak istemiyor.. Bu ingilizce siteler dünya düzdür diyor... Ve uzun uzun dünyanın neden düz olduğunu açıklıyor..
Çok komik..
Ne zaman İngilizce dersleri almaya başlıyorsun?... Buna mecbursun.. Yaşlıyım falan deme sakın... Önemli olan yaşın değil.. Aklın.. Ve hala (surprisingly) çok akıllısın..

Keeeeeeeeeeeh keh kehhhhhhhhhhhhhh

HACI
siyahguel
QUOTE(korelmis @ Nov 4 2005, 11:37 AM)
bir arabamın olmasını çok istiyorum. acaba kendiliğinden örgütlenir mi?
*



Bu cümleyi okuyunca gülmekten kirildim, cuk oturmus. Yahu haci ya söyle sana kendiliginden örgütlenme (ne moksa) formülünü versin sen de bir kimya labarotuarinda arabana sahip ol. Birakin bu haci megalomaninin zirvaliklarini. Adam klinik vaka. Adam materyalizmi cözmüs, ateizmi cözmüs, bilimi cözmüs, kemalizmi cözmüs (sayfasi bile var) yani peygamber gibi bir adam. Tek istegi önünde sulta durmaniz. Yani en büyük sensin haci demeniz. Ki bu oltaya gelenler de var. Haci ya tek tavsiyem öyle büyük laflarla ve ingilizce sitelerle kendinin ne kadar bilgili oldugunu ispat etmeye kalkisacagina biraz alcakgönüllü olmasini ögrenmesidir. Dikkat ettim bilim forumuna, cogunlukla gerceküstü konularla forumu sisirmekten baska bir sey yapmiyor. Tamam bir tipci olarak bazi bilgileri olabilir ama her seyi ben bilirim demeye getirmek megalomaniden baska bir sey degildir. Ve ona cevap verme zahmetine katilanlar, hadiiii bakimmmm, ya da kehhhh, kehhhhh gibi anti bilimsel cevaplar aliyorlarsa bence birakin bu ruhsal hastayi kendi kendine. Ne zaman ki tedavi sonucu kendine gelir ve normal insanlar gibi reaksiyon gösterir, o zaman onun icin de, bizim icin de hayirli olur.
Saygilarimla...
drekinci
Sevgili siyahquel
Hacının Hadi bakiiiimmmm
veya Keeeeeeeehhhhhhh keeeeeeehhh
gülmesi onun üslubu
Üstelik bu üslubu her zaman da kullanmıyor. Yerinde ve zamanında kullanıyor.
Benim yazılarıma da zaman zaman göbeğini titreterek gülmüştür.
Ama hacıyı tanıdıkça bu gülüşleri hak ettiğimi düşünmüşümdür.
Hatta zaman zaman ben de hacının düşüceleri karşısında kırıcı karşılıklar verdim. Çizmeyi aştığımı farkettiğimde özürde diledim.
Bu sitede senin çok beğendiğim ve katıldığım yazıların var.
Seni bu yazılarınla taktir ve tebrik ediyorum.
Ama benim genel çizgim, anlaştığımız düşünceler üzerinde durmaktır.
Zıtlıkları samimiyetle çözmek ve halletmektir.
Bardağın dolu tarafları daha önemlidir. Dolulukta ne varsa vardır. Boşluk zaten boştur, boşlukları beraber doldurmak esastır.
Ben genel olarak boşlukları beraberce doldurmak taraftarıyım.
Sert, keskin ve kırıcı olunduğunda ilişkiler kopar. Kopuk ilişkilerle bir yere varılmaz.
Umarım beni anlamışsındır.
Sevgiler.
siyahguel
Sevgili drekinci,

Ben bu siteye girdim gireli hacinin yazilarini cok dikkatli izliyorum. Üyle sidik yarisi olsun diye degil, ateizme en iyi katkilarimiz olsun diye elestriyorum. Ve bu benim en demokratik hakkim. Haci her konuda kendini yüzde yüz bilirkisi zanneden ve katilimcilari kiran tavirlari olan biri. Bilge kisi alcakgönüllü olur, tamam hepimizin hatalari olur ama en ufak elestriye acik olmayan megaloman bir yapisi var. Yani türkcesi her yazisinda en büyük benim diyen bir havasi var. Özellikle sol literatürden gelen ateistlere karsi asiri bir alerjisi var. Ona buna cahilsin, ögrende gel, soru soracaksan ögrenmek icin sor, idiot, gibi kelimelerle hitap ediyor. Sana bile ingilizce ögren de gel diyor. Ukalaca aradabir verdigi ingilizce metinlerle ve internet sayfalarina özür olarak. Özürü kabahatindan büyük.< Kendisi amerikaya gitmese nasil bilebilirdi bu kadar ingilizceyi. O zaman cince metin gönderelim, o da cince ögrensin. Ateizm ciddi ve zor dünya görüsüdür. Bir felsefedir, bir yasam bicimidir. Hic bir sembolü ve kisiyi ilahlastiramaz. Oysa yöneticisi oldugu cumhuriyet forumunda bu yanlis icindedir. Herseyi bilen kisi yoktur. O hala herseyi bildigini zannediyor. Bunu kendine ateist diyen cok kisi yapti. Cürüttükleri kutsal degerlerin yerine yeni kutsal degerler koydular farkinda olmadan. Lenin, stalin, Mao, Pol-pot ilahlastirildi. Kelimenin tam anlamiyla yari allahlastirildilar. Her yere heykelleri dikildi, her resmi daiereye resimleri asildi. Bez parcalari kutsal oldu. Kizil kitap kuran oldu cinde. Bizde de "Cilgin Türkler". Yapmayin, kabeyi, vatikani, kurani, incili, tevrati dünyanin cöplügüne gönderme bilgi ve cesaretini gösteren biz ateistler neden öbür konularda bu kadar cesur olamiyoruz. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az. Ateistlerin kapisi herkese acik, özellikle kafasinda sorular ve celiskiler olan inananlara. Ama ukala bir sekilde ateist olan kisilere bile bu tavir takinilirsa bu is olmaz. Ve evrenin yaratilisi konusunda harun yahya ile ayni paralele düsen birisi ateizme katki sagliyamaz. Dolu bardak, bos bardak yazilarindaki fikirlerine katiliyorum. Ama gerekirse ip inceldigi yerden kopar.
Saygilarimla
haci
Siyahguel
Ortalığı karıştırmaya çalışıyorsun ama, başarılı olamayacaksın. Çünkü ben sana önem vermiyorum. Sana hitabetmiyorum. Sadece yaptığın ahlaksızlığa itiraz ediyorum. Burada kişilerle uğraşmamalısın. Sevgili Drekinciyi de kışkırtma. Ben ona İngilizce öğrenmesinin kendisi için yararlı olacağını tavsiye ettim. Buna elbette hakkım var. Çince öğrenmesinin bir yararı olacağına inansaydım, Çince öğren derdim..
Yerinde olsam bu gibi kişisel konularda ortalığı bulandırmaktan kaçınırım. Çünkü bundan sana bir yarar çıkacağını sanmıyorum. Birisini kızdırmakla, kışkırtmakla ne kazanabilirsin? Sadece ona hakeret etmenin bencil zevkini tadacaksın.. Ama o karaşılıksız kalmayacak.. Yani o zevk tatlı olmayacak. Acı olacak..
siyahguel
QUOTE(haci @ Nov 14 2005, 10:01 PM)
Siyahguel
Ortalığı karıştırmaya çalışıyorsun ama, başarılı olamayacaksın. Çünkü ben sana önem vermiyorum. Sana hitabetmiyorum. Sadece yaptığın ahlaksızlığa itiraz ediyorum. Burada kişilerle uğraşmamalısın. Sevgili Drekinciyi de kışkırtma. Ben ona İngilizce öğrenmesinin kendisi için yararlı olacağını tavsiye ettim. Buna elbette hakkım var. Çince öğrenmesinin bir yararı olacağına inansaydım, Çince öğren derdim..
Yerinde olsam bu gibi kişisel konularda ortalığı bulandırmaktan kaçınırım. Çünkü bundan sana bir yarar çıkacağını sanmıyorum. Birisini kızdırmakla, kışkırtmakla ne kazanabilirsin? Sadece ona hakeret etmenin bencil zevkini tadacaksın.. Ama o karaşılıksız kalmayacak.. Yani o zevk tatlı olmayacak. Acı olacak..
*




HACI

Bak, bak simdide tehdit ediyorsun. Ne demek karsiliksiz kalmayacak. Ne demek o zevk aci olacak. Sen kimsin ki beni korkutmaya calisiyorsun. Ben sapina kadar ateistim, senin gibi kemalist cilam yok. Ben hic kimseyi kiskirtmiyorum. Her insan özgürce karar versin. Ben sana önem veriyorum ve sana hitap ediyorum, cünkü ateist oldugunu söyledigin icin. Ateist olan herkesi ciddiye alirim ama elestirilerimi de yaparim. Bu bir bencil zevk falan degil. O zevk megalomanlara mahsus. Ben isterimki her ateist gögsünü gere gere idealistlerin yani inananlarin tezlerini cürütsün. Ama sen Big-Bang konusunda sinifta kaldin. Ateistlere örnek olamadin.
Herkes, drekinci de kendi degerlendirir. Belki bana kizar, kendi téspitidir. Benim burada söylediklerim de kendi tespitimdir. Ama senin gibi ukalaca herseyi biliyor diye bir tavrim yok. Yazimin hepsini okuyup böyle kestirme cevap vermen beni hayal-i sukuta ugratti. Yöneticisi oldugun forumda kimleri ilahlastirdin bir düsün bakalim. Ateist insan ilahlastirmaz. Bu böyle biline. Ben de herhangi bir sekilde herhangi bir simgeyi veya kisiyi ilahlastirirsam benim icin bunadi deyin. Yani simdi demiyorum ama dersem bile hatadir. Yazimi veya yazilarimi dikkatle oku, hicbir kutsallastirilma yoktur. Kuran da elestirilir, "Das Kapital" de.
SIYAHGUEL
haci
Bu arada Siyahguel..
İstersen senin karakterini de ben inceleyim.. Buna hakkım olduğunu sanıyorum.
Hem doktorum, hem de sen benim karakterimi başkasına incelettiğin için, buna hakkım var.. Yani sen bir hırsız ve sahtekarsın.. Çünkü hakkın olmayan bir şeye teşebbüs ettin. Benim kişiliğmi çaldın ve başkasına incelettin. Ama ben kendi hakkımı kullanıyorum.

Siyahguel..
Sen aşağılık bir insansın. Aşağılık duyguları içinde çırpınıyorsun. Burada yazan yazarlardan devamlı şüpheleniyor, onlar tarafından anlaşılmamaktan yakınıyorsun. Sen kendini onların yanında küçük ve önemsiz görüyorsun.

Evet. Temel olarak sen aşağılık duyguları içinde olan ama, gerçekten aşağı olan bir insansın..


Benim hakkımdaki megaloman düşüncelerin sana ait değil.. Bir başkasına ait.. Yani sen benim hakkımda kendin karar veremeyecek kadar kafasız ve aşağılık birisisin..


Keeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeh keh kehhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh

Nasıl oldu?... Beğendin mi? Birisinin karakteri ile oyun oynarsan başına bu gelir... Ve daha fazlası da gelebilir... Oldu mu?

Şimdi defol..İnine çekil ve kimseyi rahatsız etme.. Kimsenin kişiliği ile oynama..
Yoksa senin alçak kişiliğin de gündeme gelir ve burada madara olursun..


HACI
Bu basit görünüm sadece metinlerden oluşur. Resim ve Daha Fazla Bilgi Görmek İçin Forumun Normal Haline Geçmeniz GerekmektedirBuraya Tıklayın.