Tam Forum Görünümü: Körelmiş organlar?
Ateistforum > FORUMLAR > ATEİSTFORUM
kodoman
Hem insan vücudunda, hem pek çok canlıda işlevini yitirmiş organlar(yapılar) vardır! Bu organların açıklaması evrim dahilinde vardır, peki yaratılış dahilinde ki açıklamalar nedir?

Wikipedia Türkçe'de ki başlığı zaten ben hazırladığım için(önceden karşıt, temelsiz bir görüş var idi) C/P yapmamda sakınca yoktur sanırım.

Körelmiş Yapılar, evrim teorisi'ne göre, zaman içerisinde işlevsizleşerek iz halinde kalmış yapılardır.

İnsan Vücudundaki körelmiş organlar

* Apandis, ince barsağın kalın barsağa açıldığı bölgede yerleşen parmak şeklinde kör bir uzantıdır. Tavşan ve at gibi hayvanlarda selülozun sindiriminden sorumludur. Ancak insanlarda bilinen, kayda değer bir işlevi yoktur.

* Kuyruk Sokumu Kemiği, kuyruktan kalıntısı gibi görünmektedir.

* Kulak kasları, iç ve dış kaslar olmak üzere ikiye ayrılır. Bu kaslar toynaklıların ve yırtıcı etoburların kulak kepçelerini hareket ettirmelerine yarar, insanlarda ise esneme ve gülme sırasında dış kasların aktive olduğu görülmüşse de, net olarak kulak hareketlerine katkıları önemsizdir.

* Plantaris kası, maymunlarda ayak parmaklarının bir anda esnemesini sağladığı için önemli bir kas olmasına rağmen, insanlarda bu işlevini yitirmiş, yok olmaya yüz yutmuştur.

* Yirmiyaş Dişi, pek çok insanda çıkarken problemlere yol açar veya hiç çıkmaz. Yokluğunda çiğneme işlevinde kayda değer bir gerilemeye neden olmaz.

* Erkek Memesi, memelerin tek işlevi olan yavruyu emzirme, sadece dişiler tarafından gerçekleştirilmesine rağmen aynı doku erkeklerde de bulunur.

* Plica Semilunaris, gözün içe bakan kenarında küçük bir dokudur. Diğer hayvan türlerinde üçüncü göz kapağı görevi görmektedir.

Diğer Canlılarda Körelmiş Organlar


* Balina ve yunusların körelmiş bacak kemiği. Bunlar, karada yürüyen uzak atalarının bacak kemiklerini çağrıştırmaktadır. Ayrıca kullanılmayan ve gelişmemiş leğen kemikleri bulunmaktadır.

* Yılanların Artık Bel Kemiği, pekçok yılan türünde işlevini tamamen yitirmiş bel kemiği artığı vardır.

* Köpek Baş Parmağı, köpeklerin başparmağı işlevini tamamen yitirmiştir.

* Yengeçlerin arka ayaklarının arasında işlevsiz küçük bir kuyruk bulunur. Bu kuyrukların işlevi olan bir biçimi, yakın akrabaları olan ıstakozlarda görülebilir.

* Kör Hayvanlar, Yarasa veya pek çok köstebek türü gibi karanlık ortamlarda yaşayan hayvanların gözleri tamamen kördür.

* Uçamayan Kuşların Kanadı, Deve Kuşu, Emu ve Penguen gibi kuşlarda kanat bulunmasına rağmen uçamazlar.

* Uçamayan dişi mothların kanatları, kelebekle yakın akraba olan mothların, bazı türlerinin(örneğin Çingene Moth'u) dişileri uçamamalarına rağmen küçük kanatlara sahiptirler.

Körelmiş Genler

* L-gulono-gamma-lactone oxidase geni, bu gen C Vitamini üretimi için gereklidir, pek çok memelide bu gen işlevseldir. Ancak insanlarda işlevini yitirmiştir. Bu yüzden insanlar C Vitaminini dışarıdan edinmek zorundadır.

Dip: Bu bilgilerin bir kısmını portalda ki(ateizm.org tabii ki), Mantık'ın yazısından edindim.
hattap
''L-gulono-gamma-lactone oxidase geni, bu gen C Vitamini üretimi için gereklidir, pek çok memelide bu gen işlevseldir. Ancak insanlarda işlevini yitirmiştir. Bu yüzden insanlar C Vitaminini dışarıdan edinmek zorundadır''

açıklaman için teşekkürler.
bu bahsettiğin gen insan c vitaminine hala muhtaçken işlevini yitirmiş aceba bu konu hakkında bilgin varmı?
tabu
evet muhtaçken işlevini yitirmiştir. doğru tespit.
sence neden?
etrafta c vitamini olan meyveler çoğaldığı için ve dışarıdan c vitamini alan bünyenin artık bu gene ihtiyacı kalmadığı için olabilir mi?
ercimen
QUOTE(tabu @ May 14 2007, 07:48 PM) *
evet muhtaçken işlevini yitirmiştir. doğru tespit.
sence neden?
etrafta c vitamini olan meyveler çoğaldığı için ve dışarıdan c vitamini alan bünyenin artık bu gene ihtiyacı kalmadığı için olabilir mi?


Meyve dedin de

Canlılar için önemli bir besin kaynağı, Acaba onların evrimi nasıl olmuştur. laugh.gif

Bu arada bir ağaç düşün, oksijen cevrimine giriyor ve besin zincirinde üretici olarak yer alıyor. Üstelikte erezyona karşı toprağı koruyor. Tüm bunlar içinde çok şey istemiyor. birazcık su güneş ışıgı ve Co2. Pek mütevazı bir canlı.

Katlıları bunlarla kalmıyor tabiki, insanlar için yakacak oluyor, mobilya oluyor. Kağıt oluyor.

Acaba bu evrim olurken bitkiler olmasaydı yaşam devam edermiydi?

Ya da besin zinciri bir noktada kopsaydı, Bir türden olabildiğince fazla canlı olduğu zaman diğer türlerin sonunu getirir ve en sonunda kendisi de beslenemeyeceği için dünya üzerindeki yaşam sona erer.

Yeryüzünde yaşayan her canlının yaşama bir faydası var. Ve bu denge bir türlü bozulmak bilmiyor yaşam olağan hızıyla devam ediyor.
CultureClub
Bir denge bozulur,diğeri kurulur.Küçük nurcuların 60 yıllık hayatlarında göremeyecekleri şeyler olmuştur 4.5 milyar yıllık dünya tarihinde.

Başlangıcından beri var olan bitki,hayvan çeşitlerinin %97 kadarı yok olmuştur.
Bu gün yediğimiz meyve ve sebze türleri insan tarafından yapay seçilimle yetiştirilmiştir.Bunun başlangıç tarihi yaklaşık 10 bin yıl öncedir.

Anlaşıldı,yine bir yazı güncelleyeceğiz.

Bu tür iddialı yazılar yazmadan önce ya forumda daha önce yazılmış yazıları okuyun,ya da en yakın ziraat fakültesine gidin,sorun.Ya da internette arama yapın.
Antimuhammed
Bu konu ile ilgili yok olan canli turleri meselesinde bende bir baslik altinda aciklama yapmistim. Ozellikle bir soru sormustum Dinazorlarin yasamasi insana ne yarar getirmistir? Tanri dinazorlari zirhlarla', boynuzlarla donatip sonra neden yaratip sonra yok etmistir?
tabu
ercimen,
canlılar, yedikleri meyvelerdeki çekirdekleri sindiremezler. dışkılarıyla birlikte etrafa yayarlar ve ne kadar çok o meyveden yerlerse, o ağaç o kadar çok olur.
arz talep meselesi yani...
bitkiler olmasaydı yaşam devam etmezdi.
bitkiler yoktu demedim ki ben. ot yemeyi bırakıp meyve yemeye başlamışlardır. bu ndan dolayı artık cvitamini üreten gene ihtiyaçları kalmamıştır.
kodoman
hattap, ancak tahminde bulunabilirim. Maddeyi hazırlarken kaynak edindiğim Wikipedia Eng.'te kaynak olarak verilen adreste[1], bu genin geçtiği paragraf şöyle:

QUOTE
Vestigial structures may also be molecular, as in the case of vestigial genes that exist in most species. For example, although humans cannot manufacture their own vitamin C, most other mammals can because they possess a gene enabling them to produce an enzyme (L-gulono-gamma-lactone oxidase) which in turn makes it possible for them to produce vitamin C. Humans possess a defective copy of this gene that does not produce the required enzyme (or any other product). This gene was presumably disabled by mutation at a time in primate evolution when its loss was not a significant disadvantage, and now remains as a vestigial genetic sequence.


Yukarıdakiler ışığında tahminim: Uzak atalarımızın diyeti meyve ve yemiş ağırlıklı olduğu için, bünyelerine zaten yeterli miktarda C-Vitaminini alıyorlardı. Bu durumda sentezleme ne kadar "maliyetlidir" bilmiyorum ama, bu sentezleme işlemi o sırada hayati bir önem taşımıyordu; Bu yüzden bu genin işlevini yitirmesi avantaj olmasa bile(maliyeti nedeniyle), dezavantajta değildi.(Tabu'nun belirttiği gibi)

[1]http://www.bookrags.com/research/vestigial-structures-wap/
basit
QUOTE
önceden karşıt, temelsiz bir görüş var idi


Neydi bu temelsiz görüş diye baktım: laugh.gif

"Lamarck'a göre, kullanılan organlar gelişirken, kullanılmayan organlar zamanla körelir ve bu değişiklikler yeni nesillere aktarılabilir. Körelmiş organlar tezi, başlangıçta bu kural üzerine oturtulmuşsa da, bu iddia, genetik ilkelere ters düşmektedir ve artık terk edilmiştir."

Son yıllara kadar körelmiş oldukları düşünülen birçok organın işlevselliği gösterilmiştir.

Apandisin, insanlarda yapısında bulunan lenf nodülleri sayesinde bağışıklık sisteminde görev aldığı sanılmaktadır.

Kuyruk Sokumu Kemiği: Alt karın tabanını döşeyen kaslar, kalça kemiğinden başlayarak aşağı doğru iner ve orta hatta kuyruk sokumu kemiğine yapışır. Dolayısıyla bu kemiğin pelvis tabanının sağlamlığına katkısı vardır.

Kulak kasları: Bu kasların daha çok embriyolojik hayatta kulağın şekil almasında işlev gördüğü sanılmaktadır.

Kıllar: İnsan vücuundaki kıllar daha çok köklerini saran sinir ağı sayesinde dokunma duyusunun alınmasında görev yaparlar. Ayrıca bazı kıllar özelleşerek çeşitli isimler alır. Kaşlar terin göze inmesine engel olurken, kirpiklere temas halinde göz kapakları refleks olarak kapanır ve bu sayede kornea korunmuş olur. Burun ve kulakta toz partiküllerinin girişini engelleyen kıllar vardır.

-------------

Ayrıca bu yazıyı yazan adam tıp doktoru olduğunu söylemiş. Merak ettim, senin tahsil durumun nedir?
basit
QUOTE
yaratılış dahilindeki açıklamalar nedir?


İşte şurada var:

http://www.islamustundur.com/korelmisorganlar.html
kodoman
QUOTE(ercimen @ May 14 2007, 09:53 PM) *
Meyve dedin de

Canın mı çekti?

QUOTE
Canlılar için önemli bir besin kaynağı, Acaba onların evrimi nasıl olmuştur. laugh.gif

Vardır elbet bir açıklaması?!

QUOTE
Katlıları bunlarla kalmıyor tabiki, insanlar için yakacak oluyor, mobilya oluyor. Kağıt oluyor.

Balinalar lambalarımıza yakıt olmak için, foklar kürk giymemiz için, keçiler yünlerini kullanmamız, inekleri süt içmemiz için; Ağaçlarda ODUNLAR için var!

QUOTE
Acaba bu evrim olurken bitkiler olmasaydı yaşam devam edermiydi?

Acaba sen olmasaydın ben bu cevapları yazar mıydım? Ah bir deneme şansımız olsaydı süper olacaktı ama...

QUOTE
Ya da besin zinciri bir noktada kopsaydı, Bir türden olabildiğince fazla canlı olduğu zaman diğer türlerin sonunu getirir ve en sonunda kendisi de beslenemeyeceği için dünya üzerindeki yaşam sona erer.

Dinozorlar kopma değildi çünkü? Onlara yukarıdan, "ileride insan diye böyle koca memeli, koca kafalı bir yaratık olacakmış, petrol müdür nedir ona ihtiyaçları varmış, o yüzden geberecekmüşüz", deyü talimat geldi o yüzden dünyadan silindiler. Bunda besin zincirinin, dengenin falan alakası yok! Eğer olsaydı canlı falan kalmazdı ortada, ne haddine canlının hayatta kalmak, ercimen'in sözü üzerine!!!

QUOTE
Yeryüzünde yaşayan her canlının yaşama bir faydası var.

Senin yaşama bir faydanı öğrenebilir miyim?
kodoman
QUOTE(basit @ May 14 2007, 11:50 PM) *
"Lamarck'a göre, kullanılan organlar gelişirken, kullanılmayan organlar zamanla körelir ve bu değişiklikler yeni nesillere aktarılabilir. Körelmiş organlar tezi, başlangıçta bu kural üzerine oturtulmuşsa da, bu iddia, genetik ilkelere ters düşmektedir ve artık terk edilmiştir."

Son yıllara kadar körelmiş oldukları düşünülen birçok organın işlevselliği gösterilmiştir.

Apandisin, insanlarda yapısında bulunan lenf nodülleri sayesinde bağışıklık sisteminde görev aldığı sanılmaktadır.

Kuyruk Sokumu Kemiği: Alt karın tabanını döşeyen kaslar, kalça kemiğinden başlayarak aşağı doğru iner ve orta hatta kuyruk sokumu kemiğine yapışır. Dolayısıyla bu kemiğin pelvis tabanının sağlamlığına katkısı vardır.

Kulak kasları: Bu kasların daha çok embriyolojik hayatta kulağın şekil almasında işlev gördüğü sanılmaktadır.

Kıllar: İnsan vücuundaki kıllar daha çok köklerini saran sinir ağı sayesinde dokunma duyusunun alınmasında görev yaparlar. Ayrıca bazı kıllar özelleşerek çeşitli isimler alır. Kaşlar terin göze inmesine engel olurken, kirpiklere temas halinde göz kapakları refleks olarak kapanır ve bu sayede kornea korunmuş olur. Burun ve kulakta toz partiküllerinin girişini engelleyen kıllar vardır.

Güncel evrim teorisini bile bilmeyen, 200 yıl geride Lamarck'a yanıt yetiştirmeye çalışan bir iddianın ne kadar temeli olabilir? Apandisin işlevini hiç bir kaynaktan gösteremedi o tıp doktoru olduğunu iddia ettiğini zannettiğiniz kişi! Yıllar önce yapılmış, sonuç oluşturabilecek türden olmayan bir araştırma dışında!

QUOTE
Ayrıca bu yazıyı yazan adam tıp doktoru olduğunu söylemiş. Merak ettim, senin tahsil durumun nedir?

Bunu o şahıs değil, tartışmaya katılan başka bir şahıs söyledi! Benim tahsil durumum sizi ilgilendirmesede tıp veya biyoloji ile alakasının olmadığını belirtebilirim.
basit
QUOTE
Apandisin işlevini hiç bir kaynaktan gösteremedi o tıp doktoru olduğunu iddia ettiğini zannettiğiniz kişi!


Bak sana ne demiş:

"Değerli kardeşim, bu konu tıbbi bir konudur. Tıbbi konularda yapılan çalışmalar, tıp dergilerinde makale olarak bilim insanlarıyla paylaşılır. PubMed saygın bilim dergilerinde çıkan makaleleri indeksleyen bir adrestir. Kaynak olarak gösterdiğim tüm makaleler PubMed'de indekslenmiştir.(3,4,5,6,7) Bunun dışında, (2) ve (8) numaralı kaynaklar tıp fakültelerinde yaygın olarak okunan ders kitaplarıdır. Apandis konusunda senin ansiklopedilerden edindiğin bilgiler eski bilgilerdir. Yapılan bilimsel çalışmalarla bu görüş yıkılmıştır ve artık geçerliliği kalmamıştır. Lütfen konuya müdahale etmeyelim."

Yazısı da şöyle:

Apandis'in histolojik yapısı incelendiğinde, bol miktarda lenf folikülleri içerdiği görülmektedir.(1) Bu nedenle "bağırsak bademciği" olarak da isimlendirilir. Zengin bir kanlanmaya sahiptir. Apandis, bu özellikleri nedeniyle körelmiş bir organ olarak görülmez:

"Zengin kan damarları ve özel histolojik yapısından dolayı, appendix vermiformis (apandis)'i rudimenter(körelmiş) bir organdan ziyade, özel bir organ olarak kabul etmek gerekir." (2)

Apandis'in immunolojik fonksiyonlarına ilişkin saygın bilimsel dergilerde yayınlanmış pek çok çalışma vardır. (3,4,5)

Apandis'in ameliyatla çıkarıldığı durumlarda, bazı kanserlerin daha sık görüldüğü iddia edilmektedir. (6,7)

Apandis'in iltihaplanması sık görülen bir durumdur. Bunun temel nedeni yanlış beslenme alışkanlıkları nedeniyle fekalit dediğimiz sertleşmiş dışkı parçalarının oluşması ve apandis boşluğunu tıkamasıdır. Bununla birlikte birçok apandis ameliyatı gereksiz yere uygulanmaktadır. Bu oranın %20-25 civarında olduğu düşünülmektedir.(8)

Sonuç:
Apandis, immunolojik fonksiyonları olan bir organdır. Bu organ vücut için yararlıdır fakat yanlış beslenme alışkanlıkları, apandis'in iltihaplanmasına kadar gidebilen bir süreci başlatabilir ve bu durumda hayatı tehdit edebilecek sonuçlar ortaya çıkabilir. Apandis ancak gerekli olduğu zaman çıkarılmalıdır, bu organın yokluğunun vücut için bazı olumsuzluklar yaratabileceği unutulmamalıdır ve gereksiz apandis ameliyatlarının önüne geçilmelidir.

(1)http://www.bu.edu/histology/p/12401loa.htm
(2)Prof.Dr.Kaplan Arıncı, Prof.Dr.Alaittin Elhan, Anatomi, 2001, Cilt 1/ Sayfa 253
(3)The normal human appendix: a light and electron microscopic study, P Gorgollón, J Anat. 1978 May; 126(Pt 1): 87–101.
(4)Structural and immunomorphological characteristics of the human fetal appendix, Khlystova ZS, Rabotnikova EL., Biull Eksp Biol Med. 1983 Oct;96(10):116-9.
(5)Human appendix B cells naturally express receptors for and respond to interleukin 6 with selective IgA1 and IgA2 synthesis, K Fujihashi, J R McGhee, C Lue, K W Beagley, T Taga, T Hirano, T Kishimoto, J Mestecky, and H Kiyono, J Clin Invest. 1991 July; 88(1): 248–252.
(6)Appendectomy and cancer--an epidemiological evaluation, Fan YK, Zhang CC., Zhonghua Zhong Liu Za Zhi. 1986 May;8(3):212-4.
(7)Appendectomy, cholecystectomy, cholelithiasis and colorectal cancer. A retrospective case control study at the Cote-d'Or, Grobost O, Boutron MC, Arveux P, Bedenne L, Chatrenet P, Faivre J. , Gastroenterol Clin Biol. 1991;15(8-9):594-9.
(8)Kumar, Cotran, Robbins, Temel Patoloji, 6.Baskı, Sayfa 514.

----------------

Kardeş sen ağzının payını almışsın zaten laugh.gif laugh.gif laugh.gif
suevari
haklısın kodoman, eğer bu saydıkların ve daha başka ne işe yaradığı (tam olarak) bilinmeyen organlar varsa , bu, evrim var ve yaratıcı yok demektir. üstelik bu, yaratıcının evrimle yarattığını öne sürenlerin bile tezini çürütür. çünkü hem mantıksal olarak bir yaratıcı böyle açık vermemesi gerekir hem de kuranda yazar ki:" arayın, dolaşın. allahın yarattığında hiçbir boşluk bulamazsınız".

peki sana sorayım: yarınbirgün bu işe yaramaz görünen organların en az bir tanesinin işlevsel olduğu tesbit edilirse ne yapacaksın?
kodoman
QUOTE(basit @ May 15 2007, 12:24 AM) *
Bak sana ne demiş:

"Değerli kardeşim, bu konu tıbbi bir konudur. Tıbbi konularda yapılan çalışmalar, tıp dergilerinde makale olarak bilim insanlarıyla paylaşılır. PubMed saygın bilim dergilerinde çıkan makaleleri indeksleyen bir adrestir. Kaynak olarak gösterdiğim tüm makaleler PubMed'de indekslenmiştir.(3,4,5,6,7) Bunun dışında, (2) ve (8) numaralı kaynaklar tıp fakültelerinde yaygın olarak okunan ders kitaplarıdır. Apandis konusunda senin ansiklopedilerden edindiğin bilgiler eski bilgilerdir. Yapılan bilimsel çalışmalarla bu görüş yıkılmıştır ve artık geçerliliği kalmamıştır. Lütfen konuya müdahale etmeyelim."

Yazısı da şöyle:

Apandis'in histolojik yapısı incelendiğinde, bol miktarda lenf folikülleri içerdiği görülmektedir.(1) Bu nedenle "bağırsak bademciği" olarak da isimlendirilir. Zengin bir kanlanmaya sahiptir. Apandis, bu özellikleri nedeniyle körelmiş bir organ olarak görülmez:

"Zengin kan damarları ve özel histolojik yapısından dolayı, appendix vermiformis (apandis)'i rudimenter(körelmiş) bir organdan ziyade, özel bir organ olarak kabul etmek gerekir." (2)

Apandis'in immunolojik fonksiyonlarına ilişkin saygın bilimsel dergilerde yayınlanmış pek çok çalışma vardır. (3,4,5)

Apandis'in ameliyatla çıkarıldığı durumlarda, bazı kanserlerin daha sık görüldüğü iddia edilmektedir. (6,7)

Apandis'in iltihaplanması sık görülen bir durumdur. Bunun temel nedeni yanlış beslenme alışkanlıkları nedeniyle fekalit dediğimiz sertleşmiş dışkı parçalarının oluşması ve apandis boşluğunu tıkamasıdır. Bununla birlikte birçok apandis ameliyatı gereksiz yere uygulanmaktadır. Bu oranın %20-25 civarında olduğu düşünülmektedir.(8)

Sonuç:
Apandis, immunolojik fonksiyonları olan bir organdır. Bu organ vücut için yararlıdır fakat yanlış beslenme alışkanlıkları, apandis'in iltihaplanmasına kadar gidebilen bir süreci başlatabilir ve bu durumda hayatı tehdit edebilecek sonuçlar ortaya çıkabilir. Apandis ancak gerekli olduğu zaman çıkarılmalıdır, bu organın yokluğunun vücut için bazı olumsuzluklar yaratabileceği unutulmamalıdır ve gereksiz apandis ameliyatlarının önüne geçilmelidir.

(1)http://www.bu.edu/histology/p/12401loa.htm
(2)Prof.Dr.Kaplan Arıncı, Prof.Dr.Alaittin Elhan, Anatomi, 2001, Cilt 1/ Sayfa 253
(3)The normal human appendix: a light and electron microscopic study, P Gorgollón, J Anat. 1978 May; 126(Pt 1): 87–101.
(4)Structural and immunomorphological characteristics of the human fetal appendix, Khlystova ZS, Rabotnikova EL., Biull Eksp Biol Med. 1983 Oct;96(10):116-9.
(5)Human appendix B cells naturally express receptors for and respond to interleukin 6 with selective IgA1 and IgA2 synthesis, K Fujihashi, J R McGhee, C Lue, K W Beagley, T Taga, T Hirano, T Kishimoto, J Mestecky, and H Kiyono, J Clin Invest. 1991 July; 88(1): 248–252.
(6)Appendectomy and cancer--an epidemiological evaluation, Fan YK, Zhang CC., Zhonghua Zhong Liu Za Zhi. 1986 May;8(3):212-4.
(7)Appendectomy, cholecystectomy, cholelithiasis and colorectal cancer. A retrospective case control study at the Cote-d'Or, Grobost O, Boutron MC, Arveux P, Bedenne L, Chatrenet P, Faivre J. , Gastroenterol Clin Biol. 1991;15(8-9):594-9.
(8)Kumar, Cotran, Robbins, Temel Patoloji, 6.Baskı, Sayfa 514.

----------------

Kardeş sen ağzının payını almışsın zaten laugh.gif laugh.gif laugh.gif


Sizin kaynaklara bakmak gibi bir alışkanlığınız yok sanırım? Kaynak bolluğu için alakasız bir sürü araştırma sıkıştırılmıştır araya!
1) Alakasını çözemediğim, apandis kesiti!
2) Türkler tarafından hazırlanmış bir kaynak; Türkiye'de ki evrim karşıtı cephenin gücü zaten biliniyor! Bu yüzden kaynağın güvenilirliğinden şüpheliyim.
3) İşte bu araştırma aslında biraz garipti, yanlış hatırlamıyorsam. Ufak bir tartışmanın ardından bu olasılığa açık kapı bırakıyordu.
4-7) Bunların hepsi aynı tür araştırmalardır, sadece olabilirler ve istatistikler üzerinedir! Tek bulabildikleri orada bulunan bağışıklık hücreleridir. Ama orada ne işe yaradıkları, niçin orada olduklarına dair bulabildikleri pek bir şey yok!
8) Araştırdığım kadarıyla oldukça eski bir kaynaktır!

Bu kaynakların hiç biri son noktayı koyucu, iş bitirici araştırmalar değildir. Yaratılışçıların, bilimin açık fikirlilik çabasını art niyetli kullanıp, bol "kaynak"(Cited) yaratmak için "üretilen" araştırmalardan başka bir şey değildir!

Size elbette ağzımın payını almışım gibi görünecek!
kodoman
QUOTE(suevari @ May 15 2007, 12:27 AM) *
peki sana sorayım: yarınbirgün bu işe yaramaz görünen organların en az bir tanesinin işlevsel olduğu tesbit edilirse ne yapacaksın?


Bir tanesinin üzerine çizik atacağım wink.gif
suevari
QUOTE(kodoman @ May 15 2007, 12:54 AM) *
Bir tanesinin üzerine çizik atacağım wink.gif


peki, saydıklarının her birinin aslında çok önemli görevleri yerine getirdiğini öğrenirsen ne yaparsın?
kodoman
QUOTE(suevari @ May 15 2007, 05:11 PM) *
peki, saydıklarının her birinin aslında çok önemli görevleri yerine getirdiğini öğrenirsen ne yaparsın?

Ağlamıyacağımdan eminim smile.gif
Peki sen "çok önemli görevleri yerine getir"mediğini öğrenirsen ne yapacaksın?
Niçin sadece benim yapacaklarım sorgulanıyor?
anibal
>>> peki, saydıklarının her birinin aslında çok önemli görevleri yerine getirdiğini öğrenirsen ne yaparsın?

Hiç bi şey.. Sen şimdi çıkar apandiste lenf bezleri varda, kuyruk sokumunda şu oluyorda vs. bir sürü sallamaya girişirsin.. Bende sana gülerim bol bol...

Hadi başlayalım.. Ben öyle tıp, insan anatomisi uzmanı filan değilim.. Hayvanlardan daha iyi anlarım.. Sana köstebek ve mağara balıklarının gözleri ne iştir diye sorsam, bana bunu izah eder misin?

Ha, öyle sandığın gibi insan mevzusundan da kaçacak değilim.. Ama öyle apandismiş filan gene uğraşmam.. Sen bana kadınların neden tavuklar gibi yumurtladıklarını, hatta bunu ay ile senkronize olarak yaptıklarını bir izah edersen, mesut ve bahtiyar olurum...
Requiem
özellikle kör mağara balıklarının gözlerinin ne işe yaradığını açıklamaları büyük bir gelişme olarak tarihe geçecektir.bekliyoruz.
SpaceMAN
Arkadaslarim inancli bir insan olarak benim yorumum sizlere biraz ucuk gelebilir ama.. Yorumum bu iste!

Eksik biliyorsam bagislayin ama inanc evrimi reddetmez. Kutsal kitap bir ansiklopedi deyildir. Yorum gerektirir. Kimse benim gibi dusunsun demiyorum ama reddedemedigim bazi seyler var. Bunlardan birincisi evrim. Bunlardan ikincisi ise Yaradilis. Tanri 6 gunde yaratti denince insanlar neden gunesin 6 turu olarak algilar bilmiyorum. Bu da onlarin yorumudur ve bana dusen elestirmek deyil saygi gostermektir.

Kisacasi; ...

Inancim ne evrimi , ne buyuk patlamayi reddeder. Tanri 6 gunde yaratmis sonra insani topraktan yaratmis. Tanri bi heykel kaziyarak ona "Hadi sen canli ol" demekten fazlasini yapmis bence. Tanri bir surecle yaratmis ve bu kitapta "bilmem kac" milyar yil deyilde 6 gun olarak gecmis. Bunda anormallik yok cunku kutsal kitap Tanri'nin ogretisi ve gerceklerini anlatir. Bir ansiklopedi deyildir. Ve iman yasantisinda kac milyon yil oldugunun bir onemi yoktur. Aden bahcesi ve "Adem ve Havva"ya gelince. Evet arkadaslarim ben onlarin ilk varolan 2 insan olduguna inaniyorum. Fosilleri ve bilimsel bulgulari reddetmiyorum. Ama diyorum ki; onlar ilk 2 insan olabilir ve Tanri'nin huzurundan atilmis olabilirler. Bence bunu anlamak veya bunu kabul edebilmek zor bir eylem degil. Tevrat'ta Yaradilis'i okuyup yorumunuzu yapabilirsiniz.

Ama uzulerek soyluyorum cok sik giremedigim icin basligi takip etmicem. Yazdiklarimla ilgili yorum yapmak isteyen arkadaslarim "Incil'in icindeki celiskiler nelerdir?" adli baslikta bana istedikleri sorulari yoneltebilirler. Seve seve yardim edebilir veya konusabilirim.

Kimden olursaniz olun. Sizleri seviyorum. Ne de olsa tipki benim gibi sizlerde secildiniz.

Dios los proteja.

Esenlikle kalin.
CultureClub
Hristiyan arkadaş,tamam güzel Türkçe yazıyorsun.Evrimi de mecburen kabul etmişsin.

deyil ...>>>>değil yazılır.Doğrusu budur.

İsa'ya selamlar,neden çarmıhta babası onu yalnız bırakmış acaba,kendisine selamlarımı söyle laugh.gif
suevari
QUOTE(kodoman @ May 15 2007, 05:16 PM) *
Ağlamıyacağımdan eminim smile.gif
Peki sen "çok önemli görevleri yerine getir"mediğini öğrenirsen ne yapacaksın?
Niçin sadece benim yapacaklarım sorgulanıyor?



bunu sormanı bekliyordum kodoman. zaten sen sormasan da ben herkesten önce kendime sormaktayım. o halde açıklayayım: bu tip olgular evrimin varlığını kanıtlar bence. hemen belirteyim ki evrime inanmak yaratıcıyı inkar etmeyi gerektirmez. tanrı evrimle yaratmıştır. en azından bir sürecin olması gerektiği kesin. öyle ya, bileşkeyi meydana getiren birimlerin bir araya gelmesi bile bir süreci gerektirir.

ruh konusunda da dediğim gibi diğer canlıların var olması için ruhtan söz edilmemesi onların evrildiğini ifade ediyor olabilir. gerçekten zor bir konu, çözebilmiş değilim.

körelmiş organlar düzendeki bir boşluğu ifade eder oysa kuranda boşluk bulmazsınız yazılı. bu da benim işimi zorlaştıran başka bir olgu.

kendime sabır ve çalışmalarımda başarılar dileyeyim bariiii rolleyes.gif

anibal,

eğerr evrim var ve kadınların yumurtluyor oluşu eski kanatlı ve sürüngen atalarımızdan getirilen bir olgu ise nasıl oluyor da bir sürü şey değişmiş ve yok olmuş da bu (en azından göründüğü kadarıyla ) basit olan pasif/atıl yumurtlama olayı yok olmamış. bunun bir açıklaması var mı, merak ediyorum, açıklarsan sevinirim.
anibal
Neresi basit suevari? Evrimde öyle hop hop hooop değiş tontonlar olamaz.. Bu mekanizmanın değişmesi, mesela orgazm durumunda bir yumurtanın rahme inmesi vs. için gidilmesi gereken öyle bir yoldur ki, indirgenemez kompleks olur smile.gif Canlı bunu başaramaz..

Körelmiş organların varlık sebebi, canlının bu organı yok edecek evrimsel bir yolunun olmamasına dayanır..

Ama bu defa soruları biz soruyoruz.. Ortada olan budur: Kadınlar yumurtlar, kaplumbağalar gibi, ayda bir tane.. Var olan budur.. Bu niye öyle olmadı, şöyle olamadı vs. spekülasyondur.. Evrim elinde eğe canlıları boyuna eğeleyip edip düzelten bir şey değildir.. Evirimin kadını başka bir hale neden getirmediği gibi bir soru abestir.. Evrimin insanı nedne 8 gözlü yapmadığı, nedne kanatlı yapmadığı gibi sorulara benzer..

Burada soru, sizedir. Yani tasarımcılara.. Neden bir memeli aptalca bir şekilde körelmiş bir yumurtlama sistemine sahiptir ?
uğur
QUOTE(anibal @ May 16 2007, 08:51 AM) *
Burada soru, sizedir. Yani tasarımcılara.. Neden bir memeli aptalca bir şekilde körelmiş bir yumurtlama sistemine sahiptir ?


Sevgili Anibal ; bu konuyu biraz açarmısın?
kodoman
QUOTE(suevari @ May 16 2007, 01:13 AM) *
bunu sormanı bekliyordum kodoman. zaten sen sormasan da ben herkesten önce kendime sormaktayım. o halde açıklayayım: bu tip olgular evrimin varlığını kanıtlar bence. hemen belirteyim ki evrime inanmak yaratıcıyı inkar etmeyi gerektirmez. tanrı evrimle yaratmıştır. en azından bir sürecin olması gerektiği kesin. öyle ya, bileşkeyi meydana getiren birimlerin bir araya gelmesi bile bir süreci gerektirir.

ruh konusunda da dediğim gibi diğer canlıların var olması için ruhtan söz edilmemesi onların evrildiğini ifade ediyor olabilir. gerçekten zor bir konu, çözebilmiş değilim.

körelmiş organlar düzendeki bir boşluğu ifade eder oysa kuranda boşluk bulmazsınız yazılı. bu da benim işimi zorlaştıran başka bir olgu.

kendime sabır ve çalışmalarımda başarılar dileyeyim bariiii rolleyes.gif

Bu konuda bir şey diyemem. Tanrı insanı evrimle yaratmıştır demeniz, biraz zorlama bir yorum gibi gözüksede; Kabulümdür! Ancak Kuranda boşluk yoktur iddianızda pek ısrarcı olmamanızı öneririm; Lakin bu sitenin tartışma konularının başında kurandaki çelişkiler gelir!
muhammedi
QUOTE(hattap @ May 14 2007, 07:37 PM) *
''L-gulono-gamma-lactone oxidase geni, bu gen C Vitamini üretimi için gereklidir, pek çok memelide bu gen işlevseldir. Ancak insanlarda işlevini yitirmiştir. Bu yüzden insanlar C Vitaminini dışarıdan edinmek zorundadır''

açıklaman için teşekkürler.
bu bahsettiğin gen insan c vitaminine hala muhtaçken işlevini yitirmiş aceba bu konu hakkında bilgin varmı?

HALA BU KOMPLEKS ORGANİZMALARIN DOĞAL SELEKSİYONLA GELİŞEREK KENDİNE YÖN VEREREK BU HALİ ALDIĞINA İNANIYORSUNUZ YA NE DİYEYİM BU ANCAK AHMAKLIKLA AÇIKLANABİLİR
suevari
özür dilerim kodoman, cümlemde sözcük grubu eksik olduğu için yanlış anlamana yol açtım.

QUOTE
körelmiş organlar düzendeki bir boşluğu ifade eder oysa kuranda boşluk bulmazsınız yazılı.


cümlemin doğrusu/tam şekli şöyle olmalıydı:körelmiş organlar, düzendeki bir boşluğu ifade eder. oysa kuranda "allahın yaratmasında herhangi bir boşluk bulmazsınız " der.

Mülk suresi 3:

O ki, birbiri ile ahenktar yedi göğü yaratmıştır. Rahman olan Allah'ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun?

Mülk 4 :

Sonra gözünü, tekrar tekrar çevir bak; göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) aciz ve bitkin halde sana dönecektir.
kodoman
QUOTE(muhammedi @ May 16 2007, 02:34 PM) *
HALA BU KOMPLEKS ORGANİZMALARIN DOĞAL SELEKSİYONLA GELİŞEREK KENDİNE YÖN VEREREK BU HALİ ALDIĞINA İNANIYORSUNUZ YA NE DİYEYİM BU ANCAK AHMAKLIKLA AÇIKLANABİLİR

Bu "ahmaklıkların" ahmaklıklarını açıklayamayan ahmaklar, ahmaklıklarını burada herkese kanıtlama konusundaki ısrarı, onların ahmaklıklarını bir kat daha arttırmaktadır!

QUOTE(suevari @ May 16 2007, 02:34 PM) *
özür dilerim kodoman, cümlemde sözcük grubu eksik olduğu için yanlış anlamana yol açtım.

Özür gerektirecek bir durum yok. Sözlerinizin ardından okuduğumda, cümleniz daha bir anlam kazandı ve yerine oturdu. Bende anlam çıkartmakta biraz acele etmişim.
basit
QUOTE
Benim tahsil durumum sizi ilgilendirmesede tıp veya biyoloji ile alakasının olmadığını belirtebilirim.


demiştin. tamam alakalı olmadığın çürütülmüş iddiaları hala savunuyor olmandan zaten anlaşılıyor ama google denen bir şey var değil mi? insan şu aşağıdaki cümleleri yazmadan evvel açar bi google.ye bakar değil mi?

kaynak yorumlarına bak çay demle:

(1)http://www.bu.edu/histology/p/12401loa.htm

kodoman'ın yorumu: "Alakasını çözemediğim, apandis kesiti!"

alakasını çözsen zaten şaşardım. orada apandis'teki yoğun lenfatik nodüller, mukoza ve submukoza tabakasında bol miktarda savunma hücreleri (lenfositler) kümelenmeleri görülüyor.

(2)Prof.Dr.Kaplan Arıncı, Prof.Dr.Alaittin Elhan, Anatomi, 2001, Cilt 1/ Sayfa 253

kodomanın yorumu: "Türkler tarafından hazırlanmış bir kaynak; Türkiye'de ki evrim karşıtı cephenin gücü zaten biliniyor! Bu yüzden kaynağın güvenilirliğinden şüpheliyim."

bre salak. güvenilirliğini sorguladığın o kitap, tıp fakültelerinde en yaygın okunan anatomi ders kitabıdır.

(3)'den (7)'ye kadar sallamışsın, gerçi hepsinde sallamışsın ama neyse smile.gif

(8)Kumar, Cotran, Robbins, Temel Patoloji, 6.Baskı, Sayfa 514.

kodomanın yorumu: "Araştırdığım kadarıyla oldukça eski bir kaynaktır!"

nerenle araştırdın sen yaa smile.gif o kaynağın tarihi: Temmuz 2000'dir.
kodoman
Anlaşıldı sen 'o' sun, hoş geldin smile.gif

QUOTE(basit @ May 16 2007, 09:06 PM) *
(1)http://www.bu.edu/histology/p/12401loa.htm

kodoman'ın yorumu: "Alakasını çözemediğim, apandis kesiti!"

alakasını çözsen zaten şaşardım. orada apandis'teki yoğun lenfatik nodüller, mukoza ve submukoza tabakasında bol miktarda savunma hücreleri (lenfositler) kümelenmeleri görülüyor.

Görülüyor n'oluyor? Benimde yaralarımda bol miktarda "savunma hücreleri" görülür. Apandis problemli, sürekli apandist tehlikesinde bir organdır, elbette burada "savunma hücreleri" görülecek. Hala alakasını çözemiyorum!

QUOTE
(2)Prof.Dr.Kaplan Arıncı, Prof.Dr.Alaittin Elhan, Anatomi, 2001, Cilt 1/ Sayfa 253

kodomanın yorumu: "Türkler tarafından hazırlanmış bir kaynak; Türkiye'de ki evrim karşıtı cephenin gücü zaten biliniyor! Bu yüzden kaynağın güvenilirliğinden şüpheliyim."

bre salak. güvenilirliğini sorguladığın o kitap, tıp fakültelerinde en yaygın okunan anatomi ders kitabıdır.

Bu sözlerimi geçersizleştirir mi? Ülkemiz tıp aleminden yetişmiş, dünyaca ünlü bir anatomisyen alabilir miyim? Mümkünse yurtdışına çıkmamışlarından. Veya en azından şöyle sağlam bir araştırma? Bunlar sistem problemleridir, bu problemlerdende yukarıdaki kitabı okutan zihniyetler sorumludur.

QUOTE
(3)'den (7)'ye kadar sallamışsın, gerçi hepsinde sallamışsın ama neyse smile.gif

Hemen bakıyoruz sallamalara:

(3)The normal human appendix: a light and electron microscopic study{kaynak:http://www.pubmedcentral.nih.gov/articlerender.fcgi?tool=pubmed&pubmedid=649505}
CODE
Human appendices from 3 to 12 years old children were studied by light and electron microscopy. Three morphological zones were determined: sub-epithelial (or lymphoid lamina propria), parafollicular, and follicular. The fine structure of these regions has been studied and discussed with regard to the thymus-dependent and thymus-independent regions of other lymphoid organs. Two types of lymphocytes, 'light' and 'dark', and intermediate forms, were also found. The light ones are the more abundant in the epithelium and within the parafollicular post-capillary venules; they form groups or clusters between epithelial cells, becoming like blast cells and possibly maturing into plasma cells in the sub-epithelial region. Whether light lymphocytes are T or B or both is discussed. The general conclusion is that the human appendix, at least in children, has the characteristics of a well-developed lymphoid organ, suggesting that it has important immunological functions.


Başlarını siz okuyacaksanız okuyun, çevirmek için uğraşacak değilim! Sizin için asıl önem arzeden son cümle: {İşte şunlardan şunlardan ötürü tartışmamızın sonucu:} İnsan apandisi konusunda genel yargımız, çocuklarda "lymphoid"(sizin tabirinizle lenf) tam-gelişmiş(neyin gelişmişi o, tartışılır. bkz. develope) işleviyle, önemli bir bağışıklık sistemi organı olduğunu belirtiyor/kabul-görmesini-talep-ediyoruz.

Yıl 1978! Hala tartışılıyor wink.gif O tartışma hala bitmedi. Google Scholar cited vermedi!

Kodoman ne demiş?
QUOTE
3) İşte bu araştırma aslında biraz garipti, yanlış hatırlamıyorsam. Ufak bir tartışmanın ardından bu olasılığa açık kapı bırakıyordu.

Not: Bu araştırma aşağıda ki ile karıştırılmıştır.

4)Pubmedid=6605163

CODE
Altogether 120 human 12-31 week-old embryonal appendices were examined by histological, histochemical and immunomorphological methods. It was demonstrated that the first lymphoid follicles in the appendix occur in a 17-week-old embryo. Beginning from this time mononuclear suspension can be isolated from the organ and T and B lymphocytes defined. The features of the intestinal mucosa areas where lymphocytes are reproduced, released into the intestinal lumen and eliminated from the organs via the vessels are described. In mononuclear suspension, T and B lymphocytes are demonstrated, first in equal amounts whereupon the percentage of B lymphocytes rises to 26%, while the T lymphocyte count remains within 18%. The authors do not regard the appendix as an analog of the Fabricius bursa but attribute it to the peripheral organs of the immunity system.

(Embriyo şu şu evrelerde şu kadar T ve B lenf foliküllerinde artış göstermekte falan filan, bu yüzden} Yazarlar apandis'in "Fabricius bursa"(Kuşlarda ki bir bağışıklık organı, bkz. bursa of fabricius) gibi bir organ olduğunu iddia etmiyor, fakat bağışıklık organlarıyla önemsiz/ikincil bir bağının olduğunu iddia ediyor.

Araştırmaya google scholardan bile ulaşamadım! Cited alayım!? tarih 1983

5)http://www.pubmedcentral.nih.gov/articlerender.fcgi?tool=pubmed&pubmedid=2056119
CODE
Past studies have shown that freshly isolated human B cells from peripheral blood and tonsils do not express IL-6 receptors (IL-6R); however, mitogen or antigen activation of these B cells induces IL-6R and responsiveness to IL-6. In this study, we have shown that a high proportion of B cells enzymatically dissociated from human appendix, a gut-associated lymphoreticular tissue (GALT), expresses the IL-6R, and that recombinant human IL-6 induces significant increases in the number of Ig-producing cells. The recombinant human IL-6-induced increase in Ig-producing cells is restricted to the IgA isotype. Further, IgA2 is the major subclass; however, significant numbers of IgA1 producing cells are also seen. In contrast, human tonsillar and peripheral blood B cells express low levels of IL-6R, and exogenous IL-6 does not increase numbers of Ig-producing cells. When PBMC or tonsillar cells are stimulated with PWM, the former display an equal distribution of IgA1 and IgA2 secreting cells, while tonsillar B cells are mainly of the IgA1 subclass. The distribution of surface Ig-positive (sIg+) B cells in the appendix B cell population is sIgA+ greater than sIgG+ greater than sIgM+, and the sIgA+ B cells express higher levels of IL-6R when compared with sIgG+ or sIgM+ B cells. These studies show that human appendix contains B cell subsets that constitutively express IL-6R, and that a high proportion of these cells are committed to the IgA isotype. Furthermore, higher numbers of IL-6 responsive IgA2 B cells are present in the human appendix as compared to tonsils or PBMC.

Hiç kusura bakma bu çalışmanın "sonucunu" ve iddiasını belirtebileceğim cümlesi olmadığı için çeviremiyeceğim. Ama ingilizcen varsa burada, bazı özel isimlendirilmiş lenf foliküllerinin büyük bir bölümünün apandisten "dışarı salındığını" anlattığını anlarsın. Peki Kodoman ne demiş tekrar bakalım: "Tek bulabildikleri orada bulunan bağışıklık hücreleridir. Ama orada ne işe yaradıkları, niçin orada olduklarına dair bulabildikleri pek bir şey yok!"

6)http://www.ncbi.nlm.nih.gov/entrez/query.fcgi?db=pubmed&cmd=Retrieve&dopt=AbstractPlus&list_uids=3743350&query_hl=9&itool=pubmed_docsum
CODE
From Jan. 1958 to June 1983, all in-patients with gastric cancer, breast cancer and carcinoma of colon and rectum (as cancer group), and with cerebral hemorrhage (as control group) in our hospital were epidemiologically investigated in order to evaluate the relation between previous appendectomy and cancer incidence. Patients who had appendectomy more than three years before diagnosed named appendectomized (APP). In cancer group, out of 1,119 patients, 98 (8.76%) were APP, but in the control, only 14 (3.50%) of 400 patients were APP (P less than 0.001). As to cancer location, the ratio of APP were 9.47% (48/507) in patients with gastric cancer (P less than 0.001), 7.07% (21/297) in patients with carcinoma of colon and rectum (P less than 0.05) and 9.21% (29/315) in patients with breast cancer (P less than 0.01). As to sex, the ratio of APP, for the male were 9.82% (46/438) in cancer patients, while 4.47% (8/179) in the control (P less than 0.05), and for the female, were 8.08% (55/681) in cancer patients, while 2.71% (6/221) in the control (P less than 0.01). As to age, the ratio of APP was higher in various age groups of cancer than the control, but only in the 50-59 age group, the difference was significant (P less than 0.05). It shows that the ratio of APP in all cancer groups are significantly higher than those in the controls. The authors support the concept--appendectomy may influence the subsequent cancer risk, and deem it well worth to further investigate.

Özetle: Apandisi alınmış kişilerde, bazı kanserlerin çıkma istatistikleri diyebiliriz. Peki kodoman ne demiş: "Bunların hepsi aynı tür araştırmalardır, sadece olabilirler ve istatistikler üzerinedir!"
7)PMID:1752369
CODE
Several studies have shown that there might be a relationship between previous history of appendectomy or cholecystectomy and the subsequent risk of colorectal cancer. In order to investigate these hypotheses, a case-control study was set up to compare the history of appendectomy and cholecystectomy as well as the presence of cholelithiasis in patients with colorectal carcinoma vs patients with gastric carcinoma. The study was performed in the 727 patients included in the Registry of Digestive Cancers of the Cote d'Or and treated at the Dijon University Hospital during the period 1981-1987. These patients were well matched to those of the whole registry population for sex, age, stage, and residence distributions. In females, in comparison to the gastric cancer patients, a personal history of appendectomy was more commonly observed in case of right colonic cancer (odds ratio: 3.5; P less than 0.01) and a personal history of cholecystectomy in case of left colonic cancer, in particular when considering only those earlier than 10 years (odds ratio: 3.2; P less than 0.05). In contrast, the risk of rectal cancer was lower in case of a cholecystectomy performed more than 10 years earlier (odds ratio: 0.2; NS) and in case of cholelithiasis (odds ratio: 0.4; P less than 0.05). In males, there was no difference between cases and controls as for the proportion of appendectomies, cholecystectomies or cholelithiasis. These observations are consistent with the hypothesis that the appendix as a lymphoid organ plays a protective role in colon carcinogenesis, in particular in women.(ABSTRACT TRUNCATED AT 250 WORDS)

Özetle: Eğer apandisinizi aldırdıysanız ortalama %3,5 oranında kanser olma ihtimaliniz vardır; Hele birde kadınsanız %3,7. Apandist falan olursanız sakın apandisinizi aldırmayın!!! Kanser olursunuz, ÖLÜRSÜNÜZ, BÖÖÖ!!!

QUOTE
(8)Kumar, Cotran, Robbins, Temel Patoloji, 6.Baskı, Sayfa 514.

kodomanın yorumu: "Araştırdığım kadarıyla oldukça eski bir kaynaktır!"

nerenle araştırdın sen yaa smile.gif o kaynağın tarihi: Temmuz 2000'dir.

Türkçe çevirisine bakarsan herhalde 2000! Bak ben ne buldum: http://cgi.ebay.com/Basic-Pathology-by-Kum...0QQcmdZViewItem

1997! altıncı baskı, ilk basımını geçen araştırmamda bulmuştum ama bu sefer bulamadım, seksenlerin ortasıydı wink.gif
nevai
QUOTE(Antimuhammed @ May 14 2007, 06:14 PM) *
Bu konu ile ilgili yok olan canli turleri meselesinde bende bir baslik altinda aciklama yapmistim. Ozellikle bir soru sormustum Dinazorlarin yasamasi insana ne yarar getirmistir? Tanri dinazorlari zirhlarla', boynuzlarla donatip sonra neden yaratip sonra yok etmistir?

KAÇ SEFER SÖYLEYELİM KARDEŞİM DİNOZOR BEYİNLİLER DİNOZOR ALLAHIN DEĞİL Mİ? İSTEDİĞİ ZAMAN ÖLDÜRÜR. YAŞATIR ZİKİR ETMESİ İÇİN YARATIR. SENİN BUNLARI DEMEN BENİMDE BUNLARI YAZMAM İÇİN YARATIR ONA BAKARSAN DENİZ ALTINDA BİZE YARARI OLMAYAN YÜZLERCE CANLI VARDIR PEKİ ONLAR NE İÇİN YARATILMIŞ HA SEN KAFANI YORASIN ALLAHI BULASIN DİYE VE ALLAH KUDRETİNİ GÖSTERMEK İÇİN YARATIR BİDE
SENİN AĞZIN AÇIK KALSIN DİYE BİDE DİNOZORLARIN İNSANLARDAN ÖNCE OLUŞYUĞUNU DAHA DOĞRU YARATILDIĞINI O DİNAZORSU BEYNİNİZLE ELBETTE SÖYLEMENİZE ŞAŞMAM
SEN GİT BAK DİNAZORDAN DAHA ESKİ KEMİKLERİN OLMADIĞI NE MELUM. MESELA İNSAN KAMİĞİ
HEM DİNAZORLARIN VARLIĞI KAMİKLERLE YER DİDİK DİDK ARANARAK BULUN MADIMI EVET
EEE İNSAN KEMİKLERİNİN OLMADIĞI NE MALUM
HA HATIRLATAYIM İNSAN ÇO DAHA ESKİLERE DAYANDIĞINI SÖYLÜYORSAK DEMEKK Kİ KEMİKLER BU ZAMANA KADAR KALMAMIŞ TAMAM MI)
Blackrock
Hahahahahahahaha... Ne adamlar var yahu...
anibal
>>> EEE İNSAN KEMİKLERİNİN OLMADIĞI NE MALUM

Hadi bul o zaman, ne duruyorsun? Boş ver insan kemiğini, tavşan veya fil kemiği bul gene razıyız..

Daha daha köüt durumun şudur.. İnsanın 10 bin yılda nerden (mağara) nereye (uzay çağı) geldiğini biliyoruz.. Öyleyse, dinozorlarla yaşamış bir insanın dinozorlar öldükten 10 bin yıl sonra, hadi 100 bin, hadi bir milyon yıl sonra koca dünyayı tıpkı şimdi olduğuı gibi istila etmesi, en azındna yörüngeye uydu filan göndermesi gerekmez miydi? Bizde bu durumda 64 Milyon yıllık insan kemiklerini her yerde buluyor olmayacak mıydık?

Size possibility ve probability dedik.. Dinozorlar devrinde insan yaşaması mümkündür: Su, hava, bitkiler vs. var.. Ama yaşamış olsa, bir kaç bin yılda koca dünyayı işgal eder, böylece aradan geçen yıllar boyu o kadar çok ceset ve çanak çömlek vs. bırakırdı ki, her ev temeli kazan onlardan gani gani bulurdu..
Nothing
zuhahahaahhahaha. ne malummuş. senin alalhın dünyayı insanlar için yaratmıştır. dinazorlar için değil. senin kuran dediğin kitapta yazar bunu. ayrıca madem dinazorlardan önce yaşamış insan kemikleri olduğunu düşünüyorsun. bi araştır bakalım bulabilecekmisin? bide sinir yapmana gerek yok. sakin ol.
basit
kodoman sen biyoloji ve tıpla ilgisi olmayan bir insansın, bunu kendin söyledin.

kalkmış anatomi profesörlerini beğenmiyor, pubmed.den bilimsel makaleleri kritik ediyorsun. laugh.gif

senin gibilere yapılacak en iyi muamele, gülüp geçmektir. fakat ben buradaki yazıları okuyacak değerli insanların hatırına yine de yazayım:

sen bile şöyle çevirmişsin:

QUOTE
İnsan apandisi konusunda genel yargımız, çocuklarda "lymphoid" tam-gelişmiş işleviyle, önemli bir bağışıklık sistemi organı olduğunu belirtiyor/kabul-görmesini-talep-ediyoruz.


eee laugh.gif

uzun uzun yazdıkların bilimsel olarak o kadar iğrenç ki... Neresini düzelteceğimi şaşırdım, düzeltsem anlar mısın bilmiyorum, gerçekten çok cahilsin, vallahi ve billahi çok cahilsin!

Son olarak 2006 yılına ait PubMed'de yer alan bir makaleyi sunuyorum. Belki artık utanırsın. Apandisin bağışıklıkla alakalı işlevlerine ek bir işlevinin daha olabileceği söyleniyor bu makalede:

Makalenin başında:

"it has been demonstrated that the appendix is important for the development of mucosal gut immunity"

Apandisin mukozal bağırsak bağışıklığının gelişmesi için önemli olduğu gösterilmiştir.


Makalenin sonunda ise yapılan çalışmalar neticesinde elde edilen sonuç açıklanmış:

"This finding not only may further knowledge of the maturation of the intestinal immunesystem but also could indicate a new physiological role of the human vermiform appendix."

"Bu bulgu sadece bağırsak bağışıklık siteminin olgunlaşması hakkında daha ileri bilgiler verebilmekle kalmadı, aynı zamanda insan apandisinin yeni bir fizyolojik rolünü de gösterebildi." (apandisin son bulunan işlevi, kök hücreler konusuyla ilgili ama anlayabileceğini ummuyorum. laugh.gif )

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/entrez/query.f...m+cell+appendix
inScienceWeTrust
Kodoman, wiki'de resmen kavga etmissiniz yahu smile.gif
kodoman
Başkalarının şeyiyle gerdeği giymeyi sevmesemde, hadi bakalım.

Apandis'in herhangi bir bağışıklık organı olduğuna dair kanıt YOKTUR(1, 2, 3)
ARAŞTIRMALARIN TARİHLERİ: 1994, 2001, 2000 seninki gibi 70'ler 80'ler değil!!!

Cerrahi müdahale ile alındığı taktirde herhangi bir hastalığa yol açmamaktadır(1)

Senin verdiğin araştırmalardaki kanser vakalarının hepsine insanlar neden oldu!(4, 5, 6)
ARAŞTIRMALARIN TARİHLERİ: 1978, 1991, 198

Hatta bir sürü insan Apandis'i olmaksızın doğdu ve herhangi bir bağışıklık, hazım, psikolojik problemleri olmaksızın yaşadı(7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21)
ARAŞTIRMALARIN TARİHLERİ: 1953-2003

Lan bu ülkede sesiniz çok çıkıyor diye kendinizi bi' bok zannediyorsunuz.

Eğer kaynaklar yetmezse, bunun iki katı daha var, C/P yapmaktan sıkıldım.
Montajcı şerefsiz. Lan varya bu şerefsizliğin yüzünden, bu forumda belan olacam lan senin. Adımını atamıyacan bu foruma.
Şimdi sieee...

Kaynaklar:
1)Williams, R. A. and Myers, P. (1994) Pathology of the appendix. Chapman and Hall Medical: New York, NY.
2)Judge, T., and Lichtenstein, G. R. (2001) "Is the appendix a vestigial organ? Its role in ulcerative colitis." Gastroenterology. 121: 73
3)Dasso, J. F., Obiakor, H., Bach, H., Anderson, A. O., and Mage, R. G. (2000) "A morphological and immunohistological study of the human and rabbit appendix for comparison with the avian bursa." Dev Comp Immunol 24: 797-814.
4)Andersen, E. and Isager, H. (1978) "Pre-morbid factors in Hodgkin's disease. II. BCG-vaccination status, tuberculosis, infectious diseases, tonsillectomy, and appendectomy." Scand J Haematol 21: 273-277.
5)Gledovic, Z. and Radovanovic, Z. (1991) "History of tonsillectomy and appendectomy in Hodgkin's disease." Eur J Epidemiol 7: 612-615
6)Mellemkjaer, L., Johansen, C., Linet, M. S., Gridley, G., and Olsen, J. H. (1998) "Cancer risk following appendectomy for acute appendicitis (Denmark)." Cancer Causes Control. 9: 183-187.
7)Anyanwu, S. N. (1994) "Agenesis of the appendix--case report." West Afr J Med. 13: 66.
8)Chevre, F., Gillet, M., and Vuilleumier, H. (2000) "Agenesis of the vermiform appendix." Surg Laparosc Endosc Percutan Tech. 10: 110-112.
9)Collins, D.C. (1955) "A study of 50,000 specimens of the human vermiform appendix." Surg Gynecol Obstet. 101: 437-445.
10)Hei, E. L. (2003) "Congenital absence of the vermiform appendix." ANZ J Surg. 73: 862.
11)Host, W. H., Rush, B., and Lazaro, E. J. (1972) "Congenital absence of the vermiform appendix." Am Surg. 38: 355-356.
12)Iuchtman, M. (1993) "Autoamputation of appendix and the 'absent' appendix." Arch Surg. 128: 600.
13)Kalyshev, I. G., Andreev, G. F., Kolenda, I. V., and Mustiatsa, V. I. (1995) "Absence of the appendix." Klin Khir. 7-8: 49.
14)Manoil, L. (1957) "Congenital absence of the appendix." Am J Surg. 93: 1040-1042.
15)Pester, G.H. (1965) "Congenital absence of the vermiform appendix." Arch Surg. 91: 461-462.
16)Piquet, F., Elmale, C., and Elhadad, A. (1986) "Absence of the appendix. Apropos of a case." J Chir (Paris). 123 :117-8.
17)Ponomarenko, V. N., and Novikova, N. A. (1978) "Rare case of absence of the vermiform appendix." Vestn Khir Im I I Grek. 121: 54-55.
18)Rolff, M., Jepsen, L. V., and Hoffmann, J. (1992) "The 'absent' appendix." Arch Surg. 127: 992.
19)Saave, J. J. (1955) "Absence of the vermiform appendix; report of a case discovered at necropsy." Acta Anat (Basel). 23: 327-329.
20)Shperber, J., Halevy, A., Sayfan, J., and Oland, J. (1983) "Congenital absence of the vermiform appendix." Isr J Med Sci. 19: 214-215.
21)Tilson, M. D. and Touloukian, R. J. (1972) "Agenesis of the vermiform appendix." J Pediatr Surg. 7: 74. [PubMed]
basit
QUOTE
ARAŞTIRMALARIN TARİHLERİ: 1994, 2001, 2000 seninki gibi 70'ler 80'ler değil!!!


Yukarıda son olarak verdiğim 2006 tarihli kaynağı görmedin sanırım.

Okuyuculara önemli not:

Sakın bu kodomanın 21 tane kaynak yazdığına bakmayın. Bir tanesini dahi kendisi okumamıştır. Kaynakların tümü aynı sayfadan C/P:

http://www.talkorigins.org/faqs/vestiges/appendix.html

laugh.gif laugh.gif laugh.gif

Tıp fakültesinde en yaygın okunan anatomi ders kitabını güvensiz sayan, 2006 yılına ait makaleyi eski gören adam kalkmış evrim saplantısı olan siteden, içeriğini bilmeden, anlamadan 21 alıntı yapmış laugh.gif
kodoman
C/P olmadığını iddia etmedim ki, zaten lafa "Başkalarının şeyiyle gerdeği giymeyi sevmesemde, hadi bakalım." diye girip, ardından C/P yapmaktan sıkıldım dedim.
Sende galiba, "Hatta bir sürü insan Apandis'i olmaksızın doğdu ve herhangi bir bağışıklık, hazım, psikolojik problemleri olmaksızın yaşadı" sözümü okumadın? Kaynakların sürüyle olduğu!!!
basit
kodoman ne güzel kaynak vermişsin sen, daha doğrusu şeyiyle gerdeğe girdiğini söylediğin site laugh.gif laugh.gif laugh.gif

işlerine gelebilecek ne varsa ayıklamışlar. Ne kadar da güvenilir bir sitenin şeyiyle gerdeğe giriyorsun bea, apandis körelmiş olarak görülmemeli diyen tıp fakültesi ders kitabına güvenmiyon ama, evrimi savunmak için yırtınan siteye karşı tam bir imana sahip olabiliyorsun.

Biraz imanını sarsayım öyleyse. Bütün geceyi senin zırvalamalarını düzelterek geçiremem ama bir örnek verebilirim. Şöyle demişsin:

QUOTE
Apandis'in herhangi bir bağışıklık organı olduğuna dair kanıt YOKTUR(1, 2, 3)


bu söze kaynak olarak verdiğin 3'e bakalım:

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/entrez/query.f...h&DB=pubmed

"If the human appendix functions as a primary lymphoid organ, it may occur during the first few months of age when the GC T-cell density is low."

Yani erken dönemde işlevsel olabileceği söylenmiş. tongue.gif
anibal
>>> Yani erken dönemde işlevsel olabileceği söylenmiş

Yani, "olduğu" bile söylenememiş.. Yani, o kadar uğraşmanıza rağmen bir kılıf uyduramamışsınız apandise.. Ve komiğime gitti, neden internetten link veriyon ki, ben verince kıçını göğe vuran sen...

Ve dahası denize düşmüşsün yılana sarılıyorsun.. O makalede Apendisin faydasını bulduk demiyor, bir iyice dikkatli oku bakalım, ne diyor.. Makalenin konusu, stem hücrelerinin izolasyonu.. Kaldı ki, apandisin GC T hücrelerinin az olduğu erken gelişme evrelerinde "olası" bir işlevi olduğu zaten eski bir bilgidir, hepimizde biliriz (sanıyorum). İşte o yüzden apandis bir körelmiş organdır.. Ha, sizin körelmiş organ ne demektir bilmiyor olmanız ayrı bir tartışma konusudur da..

Körelmiş organ hiç bir halta yaramayan organ değil, temel işlevlerinin ziyadesini kaybetmiş ve hacim/alan kaybetmiş organlara denir.. Diğer bir sürü türde apendis fonksiyonel bir organdır sindirim sistemi onsuz olmaz.. Ama insanda olmasada olur hale gelmiştir.. Tıpkı, erkeklerdeki memeler, kuyruk sokumu kemiği vs. gibi..

Gidip körelmiş organ neymiş bir öğrenin.. Fonksiyonu %100 biten ve evrimsel olarak yok olabilir olan organ, zaten yok olacaktır: Yılanların bacakları nerdedir? Eee, anakondanın bacakları var, ne olacak şimdi? Anakondanın bacakları yürümeye değil, dişiyi uyarmaya yarar sadece.. Şimdi sen onun bacaklarına körelmiş organ demessin di mi?
Asıl içeriğin sadece basit bir görünümüdür. Resimlendirilmiş tam halini görüntülemek için lütfen, buraya tıklayınız.