Jump to content

Muhammed ve Halifeler Neden Yaşamamışlardır?


Recommended Posts

Muhammed ve halifelerin yaşamadığının delillerinden biri ve bence en önemlisi, Muhammed'in peygamberliğini ilan ettikten sonraki yılların çok iyi bilinmesidir.

610-632 yılları arasında Muhammed'in yaşamının her anı bilinmektedir.

7 ve 8'nci yüzyıllarda Arap literatürü buna izin vermediği için bu tarhiler arasında bilinenlar aslında 200-300 yıl sonra yazılanlardır.

İslam'ın mitolojik tarihi çok sonraları yazılmış ve geriye doğru uygulanmıştır.

İslam mitolojisinin eski Yunan mitolojilerinden farkı yoktur.

Ve yenilenmediği ve başka bir dinle yer değiştirmediği için günümüzde de devam etmektedir.

Mitlerden kurtulmak çok zordur.

Yunanistanda hala Zeus'a inananları yaşadığı bilinmektedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 430
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Islamin ortaya cikisindaki ilham nedir ?

Neden putperest bir toplum icinde bu inanca ters olmasada aykiri bir gorus taraf topladi?

Hangi yonden bakilirsa bakilsin Muhammed yada bir lider basi cekmistir, bu Bekirde olabilir, Bekir kendi prestijini toplum icinde korumak amaci ile Muhammed diye bir ikon olusturmus olabilir, yada Medinenin delisi Muhammed diye bir sapigi kullanip Islam adialtindaki ceteyi kurmus olabilir. Ama muhakkak ve muhakkak Islami icat eden tek bir kisi vardir .

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın Hacı,

Şu tartışmayı takip ediyorum. Ama pek verimli tartışıldığını söyleyemiyeceğim.

Konu ile ilgili olmayan ciddiyetten yoksun iletileri sileceğim.

Lütfen başlığın içeriği dışına çıkmayalım.

Ben ciddi bir konuyu tartışıyorum.

Laubaliliğe izin vermeyeceğim.

Yukarıdaki ifadenin ve iddianın sahibi olarak sizden, yukarıda bazı soru ve yorumlarda bulunan kişilere vereceğiniz cevabı merak ediyorum.

1.

muhammed'in yaşadığına dair en büyük delil kuran'dır.

şöyle ki, eğer bu kitap yaşamamış bir insanın yaşamını anlatıyor olsaydı, o insanın çıkarları için bu kadar fazla kurala yer vermezdi.

sözgelimi, zeynep'le evlenmesi olayı, ya da ganimetin 5'te 1'ini muhammd'in alması olayı gibi.

öyle ya, eğer yaşamamış bir hayal kahramanının ağzından yazılmış olsaydı, daha genelgeçer konulara yer verirdi.

oysa ki kuranda gördüğüm kadarıyla 23 sene boyunca muhammed2imn hangi olaydan nasıl kârlı cıkabileceği hakkında yığınla ayet bulunmaktadır

dolayısıyla muhammed'in yaşadığına dair en büyük delil kuran'dır.

Kuranda muhammetin çıkarını oruyan ayetlerin çok olduğundan ve bu sebeple muhammetin yaşadığının delilinin kuran olduğu fikri söylenmişken,

Haci ya tam okumamış yada yanlış algılamış.

Ben Muhammed'in yaşamamış olma ihtimalinin olmadığını düşünüyorum.

Kuran kollektif bir şekilde bir toplumun ortak inanışları dahilinde oluşturulmuş olsaydı bir tek şahıs ile ilgili bu kadar çok ayetin olmaması gerekmez miydi?

Bir toplum ortak inanışlarını kitaplaştırırken hayal ürünü bir kahramanın , günlük hayatından , evliliklerinden , ona helal kılınan kadınlardan neden bahsetme gereği duysun?

Zaten hiç yaşamamış bir kişinin çıkarlarını gözetecek sayısız ayeti neden bu kitaba eklesin?

Bence Muhammed kesinlikle yaşamış ve Kuran'ı bizzat uydurmuştur.

2.

Bu başlık çok iddialı olmuş.

Ortada Ur-Qur'an diye bir metin yok.

Olsa dahi bu, Muhammed'in ve halifelerin yaşamadığını değil, o metinlerden faydalandığını, onları kullandığını gösterir.

Ateistler, zaten Kur'an'daki herşeyi Muhammed'in ürettiğini iddia etmediler ya da kabul etmediler ki şimdiye kadar. "Muhammed'in Öğretmenleri" ve İslam öncesi şiirlerindeki Allah, Rahman, cennet-cehennem motifleri, Zerdüşt dininden, Tevrat ve İncil'den nakiller, halk kıssalarından, efsanelerinden alıntılar, Yemaneli Rahman'dan ve haniflerden aktarımlar Muhammed'in kaynakları olarak sunulmuştur.

Önce ilk Kur'an'ı, orijinal metinleri görelim.Bu bir delil değil, ancak yaşamadığı iddiaları konusunda size bir sebep, bir dayanak oluşturabilir.

3.

Hacı mustafa kemal yaşamışmıdır.

Olurya türk milletinin kollektif bilincinin eseri olarak ortaya çıkmış olmasın.

O kahramanın adınada yalandan birkaç video ve resim ortaya attım mı tamamdır.

Atatürk ile Nutuk'un ilişkisi kesilince, Atatürk'ün yaşamış olduğu en önemli delil yok olmaktadır.

Atatürk'ün yaşamadığının ilk bilimsel delili budur.

Hacı sen artık kendine gel istersen bu yöntemle bütün zatları tarihten silmek zorunda kalırız.

Forumdaşların sorularını cevaplandırdığınız takdirde, tartışmanın ciddi zeminde ilerleyebileceği kanaatindeyim.

Saygılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Önce Mit ler toplamı olup olmadığınızdan emin olmayacaksınız...

Sonrada mit kabul edip inanmadığınızı söyleyeceksiniz.

Sizin bu konuda kanıt olrak suncağınız bişey var mı.

Yoksa İNANIYOR musunuz sadece... İNANCINIZ kanıtınız mı.

Lideriniz deki durum gibi.

Bu inancınızın da , müslümanların , İMAN ından farkı var mı.

Saygılar.

Araştırmak ve düşünmek, inanç oluşturmak demek değildir. Varsayımsal bir düşünce ortaya koyabilirim. Sonra gidip buna inanacak değilim. Önemli olan önyargılardan kurtulmak ve özgür düşünebilmektir. Kanıtlar bizi nereye götürüyorsa oraya gitmek daha doğru değil mi? Ben mecbur muyum İslamın anlattığı tarihi gerçek saymaya? Belki değil. Ne sakıncası var araştırıp düşünmenin?

taklamakan, biraz düşünceni özgürleştir. Bize yıllarca anlatılanlar orada duruyor, bir yere kaçtığı yok. Farklı bakış açılarıyla uğraşmak yanlış bir şey değil. Bu iddiaların insanların düşüncelerini götüreceği yeri kestirmek zor. Gerçekten sürpriz sonuçları olabilir. Direnmek adına kötü senaryolar yazıp durma lütfen.

Link to post
Sitelerde Paylaş
taklamakan, biraz düşünceni özgürleştir. Bize yıllarca anlatılanlar orada duruyor, bir yere kaçtığı yok. Farklı bakış açılarıyla uğraşmak yanlış bir şey değil. Bu iddiaların insanların düşüncelerini götüreceği yeri kestirmek zor. Gerçekten sürpriz sonuçları olabilir. Direnmek adına kötü senaryolar yazıp durma lütfen.

Ben sizinle özgürlükler konusunu tartışmam.

Geçmişim belli. 2000 kişiye aynı anda cuma namazı kıldırdım. İmama hatipliyim.. şu bu.

Ve şimdi ateistim.

Bana özgürlükten bahsetmeyin.

Siz Hacı dan kurtulun.. Ondan korkmaktan kurtulun.

Gelin özgürlükleri tartışalım.

Her iletide , yalvarır tavırlarla , eziklik duygusu ile , konunun etrafında dönüp duracağınıza.

Var ise.

Yüreğinizin sesini dinleyin.

O sizi doğru yere götürecektir.

Saygılar.

Umarım şahsıma yöneltilen eleştiriye verdiğim bu cevap...

Hacı tarafından silinmez.

Konu ile alakasızlığı bahane edilerek.

tarihinde taklamakan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sunnilik ile Şiiliğin birbirlerinden ne zaman ayrıldığı İslam kaynaklarına göre açık ve nettir.

Her ikisi Muhammed peygamberin ölümünden sonra birbirlerinden ayrılmışlardır.

Bu konuda son derece bol bilgi vardır.

Ama biliyoruz ki Arap literatürü o bilgileri kayda geçirecek sofistikasyondan yoksundur.

O bilgilerin çok sonraları İslam'a eklenmiş oldukları hakkında en ufak bir kuşku bile duymamaktayım.

Bu bağlamda ben yalnız değilim. Benimki sadece mantıksal bir çıkarsama.

Benim gibi düşünen başkaları da var.. Bunu gururla söyleyebilirim.

Princeton Üniversitesi Yakı Doğu Çalışmaları kürsüsü profesörü olan Bernarda Lewis'a göre, şiiliğn farklı bir başlangıcı vardır.

Bu konuda deliller varsa da, Bernard Lewis'a göre, şiiliğin başlangıç tarihi ve ilk tarihçesi meçhul olup, tarihin karanlık sayfalarında kaybolmuş gitmiştir.

Günümüze kadar ulaşan bilgiler sunni ve şii kökenlidir. Ve onlar çok sonraları yazılmışlardır. Kesin olarak yazılmalarının nedeni geçmişte vuku bulan olayların yeterince bilinmemesi ve bu konudaki çeşitli çelişkili ve tutarsız görüşlere bir düzen getirmek istenmesidir. Önceleri aralarında fazla fark olmayn şiilik ve sunnilik bu yazılanlardan sonra birbirlerinden kesin olarak ayrılmışlardır. Başlangıcı oldukça homojen olan İslam, zamanla parçalanmaya başlamış ve farklı doktrinleri ve liderleri izleyen gruplara ayrılmıştır.

Bernard Lewis'ın bu teorisi Muhammed ve Ali olmadan da şiiliğin başlayabileceğine işaret ettiği için önemli bir iddiadır.

Tarihçilerin sünni ve şii İslam'ların birbirlerinden nasıl ve ne zaman ayrıldığına dair daha ayrıntılı bilgiler derlemeleri gerekmektedir.

Herşeyden önce İslam kaynaklarına dayanan bilgilerin hepsi sorgulanmalıdır.

Çünkü hiç biri doğru olmayabilir.

Şiilik muhtemelen çok önceleri ilk ve ilkel İslam'dan ayrılan bir mezheptir.

Şiiliğin ilk mezhep olabileceğini düşünmüştüm bir ara ama, bu görüş doğru olmayabilir.

Her ikisi zamanla birbirlerinden ayrılmış ve sonunda her ikiside ayrı ayrı kodlandıklarından, birbirlerinden çok farklı mezhepler ortaya çıkmıştır.

Kaynak: http://www.rim.org/muslim/shiite.htm

Link to post
Sitelerde Paylaş
Araştırmak ve düşünmek, inanç oluşturmak demek değildir. Varsayımsal bir düşünce ortaya koyabilirim. Sonra gidip buna inanacak değilim. Önemli olan önyargılardan kurtulmak ve özgür düşünebilmektir. Kanıtlar bizi nereye götürüyorsa oraya gitmek daha doğru değil mi? Ben mecbur muyum İslamın anlattığı tarihi gerçek saymaya? Belki değil. Ne sakıncası var araştırıp düşünmenin?

taklamakan, biraz düşünceni özgürleştir. Bize yıllarca anlatılanlar orada duruyor, bir yere kaçtığı yok. Farklı bakış açılarıyla uğraşmak yanlış bir şey değil. Bu iddiaların insanların düşüncelerini götüreceği yeri kestirmek zor. Gerçekten sürpriz sonuçları olabilir. Direnmek adına kötü senaryolar yazıp durma lütfen.

Sayın bağlantı,

İslam'ın anlattığı tarihi gerçek kabul etmiyoruz. Tetkik ediyoruz. Ancak başka bir kaynak olmadığı için başlıca kaynak olarak o tarihe bakıyoruz.

Benim gördüğüm kadarıyla, Taklamakan direnmekte haklı, zira, bir dini inanç ile mücadele ederken, karşısına başka bir dina inanç getirilmiş ve dayatılıyor.

Dayatılan yeni dini inanç ise, "Muhammed yaşamamıştır" inancı.

Bu konudaki yazıların hiçbirinde, Sayın Hacı bu "iddiasının" inanç olmadığını, tahrihsel gerçek olduğunu kanıtlayacak tek bir kanıt sunmadı.

Kanıtlamak iddia sahibinin yükümlülüğündedir.

Anlaşıldığı kadarıyla, Sayın Hacı bütün iddiasını "Muhammed döneminin o kadar ayrıntılı bilinmemesi gerektiği" düşüncesinene dayandırmış.

Sayın Hacı,

Sayın bağlantı,

Neden Mustafa Kemal Atatürk'ün, çocukluğunda karga kovaladığını, öğretmeninin ona Kemal adını verdiğini biliyoruz da, mesela Ali Fuat Cebesoy'un, Rauf Orbay'ın falan çocukluk anılarını bilmiyoruz?

Neden Musatafa Kemal Atatürk'ün bir şarapnel parçasından kurtulduğunu biliyoruz da, neden Kazım Karabekir'le ilgili böyle bir bilgimiz yok?

Aynı dönemde yaşamış kişilerden, neden sadece biri hakkında çok fazla bilgi var da, diğerleri hakkında yok?

Cevabı çok basit, insanların olaylara ve kişilere atfettikleri önemle alakalı bişey bu.

Tarihçiler, halk tarafından önemli görülen kişilerin bütün geçmişini belirlemek için yalan yanlış her bilgiyi derlerler ve yarı gerçek yarı fantazi bir kahraman çıkar ortaya.

Muhammed de öyle biri.

Ama müslümanlar için o kişi tamamen gerçek bir kişi.

İnanmayanlar ve İslam'ı tehlikeli bir düşünce olarak görenler için ise, Muhammed, mücadele edilmesi gereken bir figür. Hayali veya gerçek. Ama milyonlarca insanın hayatını etkilemeyi başaran bir figür.

hayali veya gerçek, ama toplumu etkileyen o figürle mücadele etmek yanlış değildir.

Köylüler, uzaktaki yel değirmenini ejderha sanıyorlar ve bu nedenle oradaki tarlalara gitmiyorlarsa, köylülerle, "aslında orada ne yel değirmeni ne de ejderha var" tartışmasına girmemiz bize hiçbirşey kazandırmaz.

Uzaktaki figürün yel değrimeni mi ejderha mı olduğu tartışmasının köylüleri bir yere getiremeyeceğini bildiğimiz için, o tartışmaya girmeden, gideriz "köylülerin ejderhası" ile savaşırız ve köylülere "ejderhanın yenilebileceğini, korkulacak bişey olmadığını, hatta bir değirmen olduğunu" gösteririz.

Bu Don Kişotluk aptallık değildir. Bir imaj ile mücadeledir.

Saygılar.

tarihinde BrainSlapper tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hacı harikasınız.

Sürekli islamın çelişkilerini,mantıksızlıklarını konuşmak ve insanları buna ikna etmeye çalışmak islama alternatif sunulmadığı takdirde hiçbir zaman başarılı olamayacak bir yoldu.Hep söyledim ama Kuranda çelişki bularak etrafını aydınlattığını sananları ikna edemedim.

İslamı ve diğer dinleri bitirebilmek için ya onlara alternatif sunulmalı, ya da Hacı'nın yapmaya çalıştığı (başlattığı) gibi insanları o dinin hiç olmadığına inandırmaya çalışılmalı.

Diğer türlü olmaz.

İnsanlar Muhammed'in kötü biri olduğuna ikna olsa ne olucak ?

İslamın kötü bir din olduğuna ?

Hiç birşey.

Ama dinleri çıkartan tarih karakterlerinin (Muhammed,Musa,İsa...) yaşamadığı iddiası daha güçlü hale getirilip dinlere karşı kullanılabilir.

Ateizm dinlere karşı ve onları yoketmeye çalışan birşey değil tabi,ama ateistim diyen insanların büyük çoğunluğu dinleri yok ederek daha refah bir toplum olunacağı inancındalar.Madem bu inançtalar,oturup dinlerde çelişki aramakla bu iş olmaz.Ya ateizmi alternatif din haline getirecekler,ya da Hacı'nın yolunu deneyip insanları din karakterlerinin hiç varolmadığına ikna edecekler.

Bunun da başarı yüzdesi çok düşük tabi,hatta boşa kürek sallamak gibi bişey.

Ama hiç değilse Muhammed'in ve diğerlerinin yaptıklarını konuşmaktan paslanmaya yüz tutmuş beynimiz (beynimizin dinler ve din karakterleri üzerine işleyen yerleri :) ) yeni şeylerle oyalanır.Değişiklik iyidir.

tarihinde Macc tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammed'in neden yaşamamış olması gerektiği konusundaki argümanlarımıza devam edelim.

Sıra Muhammed'in biyografisini incelemeye geldi.

Muhammed'in 570-632 yılları arasında yaşadığı iddia edilmektedir.

Muhammed'in biyografisini ilk yazan, 717-767 yılları arasında yaşayan Ibn Ishaq'dır.

İlk Muhammed biyografisi Muhammed'in sözde yaşamından 120 yıl sonra yazılmıştır.

Bu süre içinde Muhammed'in yaşadığına şahitlik edebilecek herkes ölmüştür.

Ibn Ishaq Muhammed'le ilgili yazılı başka yapıtlardan bahsetmemiştir. Onlar zaten yoktur.

Peki Ibn Ishaq Muhammed'in biyografisin gerçekten yazmış mıdır?

Bu biyografinin tek bir kopyası bile yoktur.

Eğer 992 yılında ölen al-Tabari, Ibn Ishaq'dan bahsetmeseydi, öyle bir biyografinin olduğu da bilinmeyecekti.

Ibn Ishaq'dan 200 yıl sonra yaşamış olan al-Tabari'nin Muhammed biyografisi Muhammed'in yaşadığı ileri sürülen zamandan 350 yıl sonra yazılmıştır.

Bu yüzden Muhammed'in biyograsifi güvenilmez olduğu gibi, aslında fiktif bir yapıttan başla bir şey olamaz.

as-Tabari'nin Muhammed biyografisi Muhammed'in yaşadığının değil, yaşamadığının somut bir kanıtıdr.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hocam konuyu dağıtmak istemem ama aklım bir şeye takıldı.. Mustafa Kemalin kahramanlığı ile alakalı meselelerde ne yazık ki hiç aleyhine yorum yapan birisi yok.. Ya bu zat süpermen di.. Yada ortada bir katliam var.. Hani bu konu çerçevesinde aynı bilimsel yaklaşımı M.Kemal'den de esirgemezsek bende bir senaryo düzebilirim..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sayın bağlantı,

İslam'ın anlattığı tarihi gerçek kabul etmiyoruz. Tetkik ediyoruz. Ancak başka bir kaynak olmadığı için başlıca kaynak olarak o tarihe bakıyoruz.

Benim gördüğüm kadarıyla, Taklamakan direnmekte haklı, zira, bir dini inanç ile mücadele ederken, karşısına başka bir dina inanç getirilmiş ve dayatılıyor.

Dayatılan yeni dini inanç ise, "Muhammed yaşamamıştır" inancı.

Bu konudaki yazıların hiçbirinde, Sayın Hacı bu "iddiasının" inanç olmadığını, tahrihsel gerçek olduğunu kanıtlayacak tek bir kanıt sunmadı.

Kanıtlamak iddia sahibinin yükümlülüğündedir.

Anlaşıldığı kadarıyla, Sayın Hacı bütün iddiasını "Muhammed döneminin o kadar ayrıntılı bilinmemesi gerektiği" düşüncesinene dayandırmış.

Sayın Hacı,

Sayın bağlantı,

Neden Mustafa Kemal Atatürk'ün, çocukluğunda karga kovaladığını, öğretmeninin ona Kemal adını verdiğini biliyoruz da, mesela Ali Fuat Cebesoy'un, Rauf Orbay'ın falan çocukluk anılarını bilmiyoruz?

Neden Musatafa Kemal Atatürk'ün bir şarapnel parçasından kurtulduğunu biliyoruz da, neden Kazım Karabekir'le ilgili böyle bir bilgimiz yok?

Aynı dönemde yaşamış kişilerden, neden sadece biri hakkında çok fazla bilgi var da, diğerleri hakkında yok?

Cevabı çok basit, insanların olaylara ve kişilere atfettikleri önemle alakalı bişey bu.

Tarihçiler, halk tarafından önemli görülen kişilerin bütün geçmişini belirlemek için yalan yanlış her bilgiyi derlerler ve yarı gerçek yarı fantazi bir kahraman çıkar ortaya.

Muhammed de öyle biri.

Ama müslümanlar için o kişi tamamen gerçek bir kişi.

İnanmayanlar ve İslam'ı tehlikeli bir düşünce olarak görenler için ise, Muhammed, mücadele edilmesi gereken bir figür. Hayali veya gerçek. Ama milyonlarca insanın hayatını etkilemeyi başaran bir figür.

hayali veya gerçek, ama toplumu etkileyen o figürle mücadele etmek yanlış değildir.

Köylüler, uzaktaki yel değirmenini ejderha sanıyorlar ve bu nedenle oradaki tarlalara gitmiyorlarsa, köylülerle, "aslında orada ne yel değirmeni ne de ejderha var" tartışmasına girmemiz bize hiçbirşey kazandırmaz.

Uzaktaki figürün yel değrimeni mi ejderha mı olduğu tartışmasının köylüleri bir yere getiremeyeceğini bildiğimiz için, o tartışmaya girmeden, gideriz "köylülerin ejderhası" ile savaşırız ve köylülere "ejderhanın yenilebileceğini, korkulacak bişey olmadığını, hatta bir değirmen olduğunu" gösteririz.

Bu Don Kişotluk aptallık değildir. Bir imaj ile mücadeledir.

Saygılar.

Muhammed yaşamamıştır tezi nasıl dini inanç oluyor acaba BrainSlapper? Bunun mantığa sığacak yanı var mı? Adı üzerinde araştırmaya dayalı bir tez. Henüz ispat yok ortada. Müslümanlar tez güçelendiğinde bile ikna olmayabilirler elbette. Ama güçlü bir tez çok önemlidir. Neden pas geçilsin?

Atatürk ün çocukluk dönemi ile ilgili tarihi belgeler var. Tabii kayıtlarda bahsedilir. Diğer kişilerin çocukluklarının bahis konusu olmaması normal. Söylediklerin doğru bu konuda. Atatürk tarihimizde çok önemli birisi. Ama Muhammed olayı ile ilgisi yok. Atatürkün mitsel hiç bir yönü yok.

Köylülere gelince. Onları ikna etmenin yolu, ejderha değil yeldeğirmeni gördüklerini onlara ispatlamaktır. Yani onlara gerçeği göstermektir. Gördüğün gibi ancak gerçek sorunların çözümü olabilir. Bu durumda Muhammed gerçekten yaşamadı ise, belki de dinle ilgili sorunlarımızın çözümü bu bilginin peşine düşmek olabilir. Şu anda hiç kimse geleceği öngöremez. Bende bu tezden mucize beklemiyorum. Ancak bazen bazı tezler umulmadık sonuçlar doğurabilir. Lütfen biraz bilimsel araştırmalara ve tezlere önem verin. Hepsi gerçeği aramak uğruna yapılır. Gerçek o kadar önemlidir ki, sonuçlarından korkarak pas geçilemez. Neyse nedir, peşinden gitmeye değer.

tarihinde baglanti tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Sürekli islamın çelişkilerini,mantıksızlıklarını konuşmak ve insanları buna ikna etmeye çalışmak islama alternatif sunulmadığı takdirde hiçbir zaman başarılı olamayacak bir yoldu.Hep söyledim ama Kuranda çelişki bularak etrafını aydınlattığını sananları ikna edemedim.

İslamı ve diğer dinleri bitirebilmek için ya onlara alternatif sunulmalı, ya da Hacı'nın yapmaya çalıştığı (başlattığı) gibi insanları o dinin hiç olmadığına inandırmaya çalışılmalı.

Diğer türlü olmaz.

İnsanlar Muhammed'in kötü biri olduğuna ikna olsa ne olucak ?

İslamın kötü bir din olduğuna ?

Hiç birşey.

Ama dinleri çıkartan tarih karakterlerinin (Muhammed,Musa,İsa...) yaşamadığı iddiası daha güçlü hale getirilip dinlere karşı kullanılabilir.

Bu dediğini İsa ve Musa için yaptı Batılı ateistler.

İsa'nın ve Musa'nın tarihte esasen varolmayan hayali kahramanlar olduğunu gösterdiler.

Değişen bişey oldu mu?

Hristiyan ve Musevi sayısı azaldı mı?

Hayır.

Diğer yol ise, ister hayali, ister gerçek olsun, o figürle mücadele ve ofigürün temsil ettiği düşünce ile mücadeledir.

O yolun başarılı olduğunu kanıtı da, sen, ben, ve birçok ateistin/dinsizin dinlerden özgürleşmesine vesile olmasından anlaşılabilir.

Bu mücadele sayesinde, örneğin pedofilinin ne kadar insan haklarına saygısızca ve bencilce bir eylem olduğu müslümanlara da gösterilebilmiş, Müslümanlar Muhammed'in pedofil olmadığını ispata girişmişlerdir. Müslümanlardaki bu değişim, insan haklarını hayatının temel felsefesi haline getiren herkesin kazandığı bir zaferdir.

Saygılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dayatılan yeni dini inanç ise, "Muhammed yaşamamıştır" inancı.

Bu konudaki yazıların hiçbirinde, Sayın Hacı bu "iddiasının" inanç olmadığını, tahrihsel gerçek olduğunu kanıtlayacak tek bir kanıt sunmadı.

Kanıtlamak iddia sahibinin yükümlülüğündedir.

Muhammed'in yaşadığını savunmuş olsam dahi bu görüşe katılmıyorum.

Benim için Muhammed'in yaşamadığını iddia edenlerin ciddi dayanaklarının olması yeterlidir.

Yaşamadığını kanıtlamaları, delil göstermeleri gerekmez.

Ciddi dayanaklarını ortaya koyduktan sonra artık kanıtlanması gereken yaşadığıdır.

Delil göstermesi gerekenler İslamcılardır.

Hem insanlara bir dini dayatacaksın.

Hem bu dini insanlığa egemen kılmak için cihadı şart koşacaksın.

Bu din için ölecek, öldüreceksin.

Hem de dinin kurucusunun yaşadığını kanıtlayamayacaksın.

Delilleri Hacı değil, İslamcılar düşünsün.

Hacı iddialarını sağlam temellere oturtsun yeter.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Muhammed yaşamamıştır tezi nasıl dini inanç oluyor acaba BrainSlapper? Bunun mantığa sığacak yanı var mı? Adı üzerinde araştırmaya dayalı bir tez.

Sayın bağlantı, bence bu söylediğiniz şeyin mantığa sığacak bir yanı yok.

"Muhammed yaşamamıştır" tezi, hiçbir kanıt sunulmadığı için, bir inançtan öteye birşey değildir.

Hiçbir kanıt, belge, veri sunulmadan ortaya atılan tarihe ilişkin fikirlere de, inanç, tahmin, hurafe, yalan, düzmece, halüsinasyon, sangı, fantazi falan denir. Sizin bildiğiniz başka bir tanımlama şekli var mı?

Ayrıca bu tezin kaynağı olan araştırma hakkında hiçbir bilgi sunulmadı, sadece bir "varsayım" öne sürüldü.

Bu varsayım da "Muhammed hakkında o kadar ayrıntılı bilgi olmamalı" varsayımıdır.

Bu varsayımın ötesinde birşey sunulmadıkça bu iddia bir dini inançtan farklı birşey değildir.

Saygılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mekke'nin İslam'da önemli bir yeri vardır.

İslam'a göre Mekke'nin iki türlü önemi vardır.

İlkinde Kâbe'yi barındırdığı için önemli bir yerdir.

İkincisinde ise Yemen'den Suriye'ye giden kervan yolunun üzerinde yer alan zengin bir şehirdir.

İslam'ın bu iddiasına göre Suriye, Yemen ve Bizansa ait tüccarlar Mekke'de ticaret yapmaktadırlar.

Oysa bugün biliyoruz ki Mekke, Yemen'den Suriye'ye uzanan kervan yolunun 150 km uzağındadır.

Kervanların önce Mekke'ye uğrayıp, oradan Suriye veya Yemen'e gitmeleri absürd bir iddiadır.

Kaldı ki Mekke Müslüman olmayanlar tarafından eşzamanlı olarak bilinen bir şehir değildir.

Yani Mekke Kâbe'yi barındırmasına rağmen, yörede yaşayanlar tarafından bilinen bir şehir değildir.

Bu durum bizi Kâbe'nin de tarihinin ve öneminin şaibeli olduğu düşüncesine götürmektedir.

Ama o konuda yorum yapmak şimdilik mümkün değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hacı iddialarını sağlam temellere oturtsun yeter.

Ben de farklı birşey istemiyorum Sayın Pante.

İddialarını sağlam temellere oturtmadıkça, Sayın Hacı'nın iddiaları benim için dini inançtan öteye gidemez.

Ayrıca, yukarıdaki ilk iletimde alıntıladığım soru ve yorumların da (biri sana ait) Sayın Hacı tarafından yanıtlanmasını beklemekteyiz.

Saygılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam tarihçilerine göre 636-712 yılları arasında başarılan Arap fetihlerinin nedenini Muhammed'in dini ile açıklayan görüşler tarih bilimi ile çelişmektedir.

Muhammed'in Arap'ları İslam bayrağı altında birleştirdiği iddiası tarihçi Gordon Newby'ye göre bilimsel bir tarihsel gözlem olmayıp kutsal iddialardır.

http://www.emory.edu/news/Releases/newby.html

Gordon Newby'ye göre bu tür iddialar hemen her zaman çok sonraları ortaya atılan iddiaların retrospektif olarak geçmişe uygulanmasından başka bir şey olamazlar. Politik olarak dominan grup, kendi üstünlüğünü kabul ettirmek ve hükmettiklerine hoş görünmek için ilahi yasa ve masallara sığınmayı yeğlemektedir.

Arap fetihçiler buna baş vurmuşlardır. Fethe başladıklarından 200 küsür yıl sonra azınlıkta kalınca İslam dinini yaratıp onun ilahi değerlerine sığınmışlardır.

Fetihler İslam için bir açıklama olmayıp, nedendirler.

Daha sonraları Muhammed olarak isimlendirilen Ubu'l Kassım adlı birinin güney Arabistan'dan değil, güney Ürdün civarından geldiği konusunda iddialar vardır.

Muhammed övülen kişi anlamına gelmektedir. Ubu'l Kassım'ın tanrısı al-Lah'dan türeyen Allah'dır.

al-Lah aslında eski Arap ay tanrıçasıdır.

Nitekim bütün Müslüman'ları bayrakları ay simgesini taşırlar.

Ubu'l Kassım'ın Arap'ların kabul ettiği 632 tarihinden önce ölmüştür.

Araplar imparatorluk kurar kurmaz, imparatorluğu bir bütün olarak korumak ve hükmetlerini yasallaştırmak için herkesin kabul edebileceği bir din oluşturmuşlardır. O zaman model olarak alacakları iki din vardır. Yahudilik ve Hristiyanlık.

Al-Rawandi'ye göre önce o iki dini kendilerine göre birleştirmişler ve Ubu'l Kassım'ı, ki sonradan Muhammed adını almıştır-, o dinin kurucusu yapmışlardır.

http://en.wikipedia.org/wiki/Ibn_al-Rawandi

Ubu'l Kassım yeni bir dinin peygamberi yapıldıktan sonraki dönemi izleyen 200 yıl içinde Kur'an, hadisler ve sira (Muhammed'in biyografisi) tamamlanmıştır.

Bu arada oluşturulan, merkezi Kudüs'de olan ve Judeo-Moslem denen monoteizm Arap'ları rahatsız edince, Mekke, Medine, Kureyş, Hicret, Peygamber gibi kavramlar ortaya atılmış ve onlar da İslam'la birleştirilerek, İslam'a son şekli verilmiştir.

Al-Rawandi'ye gör Mekke ve Medine'de geçen Muhammed'in yaşamı temelsiz bir uydurmadır.

İslam tarihi ile uğraşan çok sayıda tarihçinin görüşleri de bu yöndedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yıllarca medrese eğitimi görmüş bir insan olarak Hacı arkadaşın ortaya attığı bu sorunun bir yere bağlanamayacağıı söyleyeilirim.Muhammed yaşamamamış olabilir ortada tarihsel bir uydurma olabilir.Yahudilik içindeki bir mezhebin İsa miti gibi tarihe attığı bir kazık olabilir.Ama bu konuda pek bilgim yok Hacı arkadaş birazdaha açıklayıcı olursa sevinirim.

Muhammedi hayatını anlatan siyer kitaplarında bazı dönemler yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...