Jump to content

Cennette Kadınlara Huri Verilecek mi?


Recommended Posts

Bir İslamcı siteden alıntı:

Cennette Kadınlara Huri Verilecek Mi?

'Kadının yapısı erkekle aynı olmadığı için kadınlara da erkek huriler verilmesi düşünülemez. Dinde böyle bir hüküm yoktur. Bir kadının aynı anda birden çok erkekle evli olması dünyada uygun bir durum olmadığı gibi cennet için de uygun değildir. Bu durum kadın ile erkeğin fıtratı ile ilgilidir. Kadınlara da birçok huri verilecek dense idi kadının fıtratına uygun bir ifade olmazdı. Birçok kadın ve kocası bunu anormal karşılardı. Bir erkeğe, 'Senin karına 70 huri verilecek' dense, erkeğe verilmiş olan “namus” duygusu ile çelişen bir durum oluşurdu. Bu durum erkeğe son derece ağır gelirdi. Fakat erkeğe verilecek huriler kişinin karısına namus duygusu açısından değil, sadece kıskançlık açısından bir derece zor gelebilir. Cennet ise kıskançlık duygusunun olmayacağı bir yer olduğundan bu sorun da orada kendiliğinden kalkacaktır. Kadının Cennette sevdiği kocasından alacağı zevk erkeğin yetmiş huriden alacağı zevk gibi olacaktır.

Hurilerden esas maksat zevk olduğuna göre, herhangi bir şekil olmadan da veya başka bir şekille Allah cennete giden kadınlara o zevki yaşatacaktır.

Cennette alınacak zevkin derecesini belirleyen, evleneceği huri sayısı değil, kişinin dünyada kazanmış olduğu manevi derecesidir. Nasıl ki bir sofradaki bir yiyecekten insanlar açlık derecelerine göre zevk alıyorlarsa.. Ya da bir sanat eserinden sanattan anlama oranında değişik derecelerde zevk alınıyorsa... Cennette de dereceler bu zevki belirleyecektir. Aynı ortamda olmasına karşın değişik zevkler alacaklar fakat herkes kendisinin aldığı zevkten daha büyük bir zevki tahayyül edemeyecek derecede tatmin olacaktır. Ayet ve hadislerde cennetteki nimetlerden bahsedilmesi ise dünyadaki benzerlerine kıyas edilip bir derece anlaşılması içindir.

Bekar olarak ölmüş kadınlar cennette yine kendileri gibi bekar ölmüş erkeklerle evleneceklerdir.

Kıskançlık ve diğer kötü duygular ise tamamen insanlardan alınacak, dünyadaki gibi sorunlar çıkmayacaktır. Cennetteki yaşamı düşünürken birebir dünya mantığıyla düşünmemek gerekir.

En doğrusunu Allah bilir.'

...........................................

(http://www.islamicevaplar.org/ihlas.asp?siir_id=45)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 65
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Hurilerden esas maksat zevk olduğuna göre, herhangi bir şekil olmadan da veya başka bir şekille Allah cennete giden kadınlara o zevki yaşatacaktır.

Konuya göre gidersek Cennette kadınlara ne tür zevkler yaşatıcak Tanrı onu düşünmeliyiz.Bana kalırsa İslama göre Cennete gidecek kadın Tanrının Cennetine bile gitmesi zevktir... Gerisi Hurafe.

Ama şuda vardır..Hiç bir insan cinsel aktiveyi erteleyemez...Ertelerse psikolojik veya fiziki olarak zarardadır..Tanrı bunu düşünürse kadına huri verir.Tabi Cennette hurafe mekanı..

Cennette sağlıkta var herşeyde var...Ama islama aykırı okadar şeyde orada yasak nasıl biyer cennet merak ediyorum.

tarihinde BabIEsrar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Kadının yapısı erkekle aynı olmadığı için kadınlara da erkek huriler verilmesi düşünülemez. Dinde böyle bir hüküm yoktur. Bir kadının aynı anda birden çok erkekle evli olması dünyada uygun bir durum olmadığı gibi cennet için de uygun değildir. Bu durum kadın ile erkeğin fıtratı ile ilgilidir. Kadınlara da birçok huri verilecek dense idi kadının fıtratına uygun bir ifade olmazdı. Birçok kadın ve kocası bunu anormal karşılardı. Bir erkeğe, 'Senin karına 70 huri verilecek' dense, erkeğe verilmiş olan “namus” duygusu ile çelişen bir durum oluşurdu. Bu durum erkeğe son derece ağır gelirdi. Fakat erkeğe verilecek huriler kişinin karısına namus duygusu açısından değil, sadece kıskançlık açısından bir derece zor gelebilir. Cennet ise kıskançlık duygusunun olmayacağı bir yer olduğundan bu sorun da orada kendiliğinden kalkacaktır. Kadının Cennette sevdiği kocasından alacağı zevk erkeğin yetmiş huriden alacağı zevk gibi olacaktır.

bu yazıyı yazan haysiyetsiz, şerefsiz, onunki bununki olan, utanmaz, alçak, yobaz,mankafa,uyuz herifin yedi sülalesinin ellerinden öpüyorum.

ne kadar güzel açıklamışlar.

bu adam nasıl aşağılık yaratıklar olduklarını bu paragraf ele veriyor.

geçmişte bunları çok yazdım.

kadının çok eşliliğine engel bu dünya şartları ise

cennette engel ne acaba?

çok eşliliğin hikmetleri anlatılırken kadın için uygun değil diye sayılanlar

artık her türlü ızdırabın ve zorluğun kalktığı cennette niçin geçerli?

bu kadını ikinci sınıf saymaktır.

namus demiş sonrasında...

ulan beyinsiz, hangi kadın kocasını paylaşmak ister?

siz arabın gelenek göreneğine bakıp her kadının bunu normal karşılayacağını mı sanıyorsunuz?

yüzzünüze tükürsem yarabbi şükür dersizniz soysuzlar.

kadından kıskançlık kalkacakmış.

erkekten de kalksın o namus duygusu.

yahu bunlar hem aahlaksız hem de salak.

hepsinin a.q...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hurilerden esas maksat zevk olduğuna göre, herhangi bir şekil olmadan da veya başka bir şekille Allah cennete giden kadınlara o zevki yaşatacaktır.

kadınlara vibratör, yapay penis falan mı verecekler?

yahu ben bu adamlara ne kadar sövsem rahat edemem.

bu kez hiç başlamamak en iyisi sanırım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

cennette de namus saplantılı erkekler olacak yani öff ben asla istemiyorum öyle tiksinç bir yeri manyaklığa bak be kötü duygulardan arınılcak ama hala erkekte namus saplantısı var orda da kan falan çıkarır bu adamlar kesin o yüzden kadını robota dönüştürüyor allah bir taşla iki kuş. :crazy: :crazy: :aggressive: :bad: :bad: :cray: :cray:

Link to post
Sitelerde Paylaş
bu yazıyı yazan haysiyetsiz, şerefsiz, onunki bununki olan, utanmaz, alçak, yobaz,mankafa,uyuz herifin yedi sülalesinin ellerinden öpüyorum.

Boşver murteddd insanlığın trolleri işte bunlar. Kızmaya değmez. Bu uyuzları ciddiye alan varsa onların sorunu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu sitenin sahibinin ne bir akdemik ariyeri ne de islami bilgisi yok.Biraz da kafasına göre oluşturmuş bir anltıma başvurmuş.Cennet gibi gayb alanının içinde sayılan bir kavramı bu kadar rahat anlatabilmek için çok da cesur olmak lazım sanırım.

Kendi blogumda bu konu ile ilgili bir çalışmam var.Ancak arkadaşların buradan daha çok okuyabileceklerini gözönünde bulundurarak buraya yazıyorum.

1. Hiçbir İslam bilgini cezalandırma ve mükâfatlandırmanın sadece erkeğe ait olduğunu söylememiş ve bu konuda cinsler arasında fırsat eşitliği olduğunu bildirmiştir. Bu açıdan üzerinde icma olan bu birinci konuyu belgelendirmenin gereği yoktur. Bu sözbirliğine rağmen Kuranı Arapça gramerlerine uygun olarak gücümüz nispetinde incelediğimizde görüyoruz ki mükâfatlandırma yani cennet nimetiyle niyetlendirmede, Kuran, hep erkeğe yönelik nimetlerden bahsetmektedir. Mesela, Rahman 56, 70, 72 Vakıa 22–23, 35–37, Nebe suresinin 31–36 ayetler buna birkaç örnektir. Allah katında en değerliniz ona karşı en çok sorumluluk bilincine sahip olanlarınıdır ayeti genel bir kural çizerken cennet nimetlerinde erkeğe yönelik nimetler ilk başta en azından gramer ölçüleri içerisinde göze çarpmaktadır. Yine Kuranın diğer ayetlerinde de nimetlendirmenin herkese olduğunu söylemektedir.

Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü-sözü doğru erkekler, özü-sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allahı çok anan erkekler, Allahı çok anan kadınlar; (ahzap35)

Bu ayet Kuranda dururken ilgili niyetlendirmeleri her ne kadar gramer açısından erkeğe yönelikmiş gibi gözükse de erkeğe has kılmak bu ayeti es geçmektir. Bunun için Kuran bütünlüğüne vurgu yaptım. Bu ayetler ve vurgulamalara rağmen tercüme ve meallerde yapılanın hata olduğunu görmek zor olmazsa gerek.Ve Sayın hector’a kaşı yazdığım mesajda da dediğim gibi bu anlamlandırmanın en önemli sebebi yorumcuların erkek oluşu ve toplumun da ataerkil oluşundandır.Kuran ahzap 35 ayetinde görüldüğü gibi ceza ve nimeti herkese tahsis ediyor.

2.Cennet nimetlerinin dünyada tasarlanan gibi olmadığına dair de ellerimizde yeteri derecede belge var.O belge de Kuran ve icmadır.Şunu kesin olarak bilelim: Ahirette ister cennet kısmı ister cehennem kısmı olsun orada, zaman, zemin ve yaşam buradakinden farklıdır.Bizlere cennet nimetleri ile ilgili verilen açıklamalar da semboliktir, örnektir.Bunu tüm alimler ele almaktadır.

Meselul cennetilletî vuidel muttekûn(muttekûne),Takva sahiplerine vadoluna cennetin misali….. (Ra;d suresi âyet 35) Ve Muhammed suresi âyet 15.te aynı ifade geçmektedir.Bu iki ayetin verdiği genel tespitler ışığında İslam alimleri ahretteki cennet ve cehennem tasvirlerinin sembolik olarak anlaşılması ve benzerinin bize tanıtıldığı konusunda ifade etmişlerdir.Bu konu hakkında Bakara 25 te de önemli ifadeler geçmektedir. Gerek cennet gerekse içinde bulunan şeyler öz ve yapı itibariyle dünyada bilinen nesnelerden farklıdır. Ancak insanların görmediği, bilmediği, tatmadığı, hayal bile edemediği şeyleri onlara anlatmanın tek yolu, bildikleri nesnelerin isimlerini kullanmaktır.. İbn Abbas "Cennette olan şeylerin dünyada yalnızca isimleri vardır" (1.) diyerek bu gerçeği anlatmıştır. Cennetin ve nimetlerinin dünyada bildiklerimizden, hatta hayal ettiklerimizden farklı, bütün bunların ötesinde olduğunu açıklayan başka âyet ve hadisler de vardır. Hz. Peygamber bir sohbetinde cenneti anlatırken, "Orada hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir kimsenin hayalinden geçmeyen şeyler vardır"(2 demiş, ardından da "Korku ve ümit İçinde rabbine ibadet ve dua etmek üzere vücutları yatak görmez, kendilerine verdiğimiz rızktan da Allah için harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak onlar İçin saklanan nimetleri hiç kimse bilemez" (3) mealindeki âyeti okumuştur.

1. Beyhakî'den naklen Âlûsî, 1,204.)

2. Müslim, Cennet, 5

3.. Secde 32/16-17

tarihinde 0zedonus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

3.Yanlış anlamanın en önemli etkeni Türkçeye çevirenlerin Arapgrameri ile Türkçe grameri arasındaki inceliği ele almamalarıdır.Oysa dünya üzerindeki insanlar çağlar boyu yaşadığı sosyal şartlar gereği konuşma dillerini oluşturmuş ve geliştirmişlerdir. Bu diller birbirinden sesler itibariyle farklı oldukları gibi, dilbilgisi kuralları itibariyle de birbirinden farklıdırlar. Gayem size dilbilgisi vermek suretiyle ukalalık yapmak değildir. Küçük iki ayrıntı verip meseleleri kendinizin genişçe analiz yapabilmenizi sağlamaktır. Dünya üzerindeki dillerin birçoğunda eril/müzekker, dişil/müennes ifadeler yoktur. Ama bir kısmında da eril/müzekker ve dişil/müennes ifadeler vardır.

Mesela kendimiz bilmesek bile şimdi küçük çocuklarımız bilirler ki, İngilizcede eril ve dişil ifadeler vardır, Türkçede yoktur. Şöyle ki: Türkçede bir erkeği işaret etmek istesek de bir bayanı işaret etmek istesek de maksadımızı bir tek o; sözcüğüyle ifade ederiz. Ama İngilizcede bir erkeği “he” sözcüğüyle, bir bayanı “she” sözcüğüyle ifade ederiz. (Tabii daha geniş açıklamaları var.) Arapça da böyle müzekker/eril ve müennes/dişil sözcük ayırımı olan bir dildir. Arapçada erkek için(gaib zamiri/üçüncü tekil şahıs) ‘’hüve’’ kadın için ”hiye” sözcükleri kullanılır. Arapçada tüm sözcüklerin; isim, fiil ve edatların yapısında müzekkerlik ve müenneslik alameti vardır.

Ayrıca Arapçada bir genel ilke vardır: “Küllü cemin müennesün= tüm çoğul sözcükler müennes/dişil yapıyla ifade edilirler” .İşte, Kurânda da bu hüküm kapsamındadırlar. Yani Kuranda da genel hükümler hep, müzekker/eril ifadeler ile yazılmıştır. Ve yine Kuranda da tüm çoğul sözcükler, müennes/dişil yapılarla ifade edilmişlerdir. (Müennes/dişil olan sözcüklerdir, anlamları değil)

Şimdi şu örneklere bakınız:

Bakara suresi âyet 2-6:

.... bir kılavuzdur o, korunup sakınanlar (korunup sakınan erkekler) için. (Müttekîn sözcüğü, cemi müzekker/çoğul eril bir ifadedir.) Ki onlar, gayba inanan (erkekler) lar ve namaz kılan (erkeklerdir)lardır....

Velhasıl hep erkek/müzekker kalıplar, yapılar. Burada sadece erkekleri ele aldığı söylenemez. Ki kimse de söylememiştir.

Bunların dışında, Kuranda namaz oruç, infak, sadaka, cihad, tevbe vs. tüm emir ve nehyler müzekker(eril) kalıplarla ifade edilmektedirler. Kadınlar, bu mantıktan hareketle, “biz Kuranının muhatabı değiliz, biz mükellef yapılmamışız”; deseler, haksız sayılmazlar. Bu mantığa göre kimse onlara aksini söyleyemez. Halbuki, onlar da Allahın emir ve nehyleriyle muhataptırlar ve mükelleftirler.

Hatta hatta, bu mantığa göre birileri çıkıp da “Allah da erkektir” diyebilir. Zira Allahı ifade eden sözcükler de müzekker/eril sözcüklerle ifade edilmiştir.Âyet-el Kürsi, İhlas gibi kısımların hepsi müzekker/eril yapıyladır. Bunun, tüm örneklerini saymaya kalkarsak kitaplara sığmaz. Siz meseleyi öğrendiniz artık. Gerisini arayıp, tarayıp bulabilirsiniz.

4. Örneğini verdiğimiz Nebe süresine gelince, buna da yukarıda ifade ettiğimiz 3 maddenin özellikleri açısından bakılması gerekir. Bir kısım meallerde erkeğe hitaben cennette kızların ödül olarak onları beklediği, bazılarında ise erkek kadın ayırmadan yaşıtların olduğu yazılmakta. Eğer bu ayette bizim söylediğimiz gibi erkek- kadın ayırmadan bir hitap varsa sorun yok zaten. Sadece erkeğe hitap olduğunu düşünsek bile bu sadece bu ayeti bağlar. Kuranın bütünlüğünden bu ayetlerin özel hükmü çıkarılamaz. Sebebini yukarıda anlattık.

Ve keva'ibe etrabennebe 33

Uruben etraben vakıa 37

Meallerin geneline bakıldığında etraben kavramının yaşıt olarak anlaşılması önünde bir engel yoktur. Ancak vakıada geçmeyen kevaib kavramın birçok anlamı varken göğüs anlamlı halinin tercih edilmesi düşündürücüdür. İşte ilk mesajımda bu anlamın verilmemesi gerektiğini yukarıdaki üç temel sebebin yanı sıra sözlük anlamları bakımından da sorunlu olduğunu vurgulamaya çalıştım. Hem Allahın çocuk yaştaki kızları erkek kullarına peşkeş çekmesi onun kutsal mesajlarıyla da çelişiyor. Zaten ayetin hemen yanında yaşıt olduklarının söylenmesi erkeklerin de 13/14 yaşlarında olacağı anlamını veriyor.

Kevaib kavramın en meşhur Arapça sözlüğü Lisanu larapta şöyle anlatılır.

Kevaib: "çarpıcı olma", "gözalıcı olma", "üstünlük" yahut "ihtişam"

Böylece ke‘abe fiili, insan için kullanıldığında, "o, [başka bir kişiyi] gözalıcı/çarpıcı veya muhteşem veya harika yaptı" anlamına gelir (aynı yer). Hem ke‘abe fiilinin, hem de ke‘b isminin bu değişmeceli anlamına bağlı olarak kâ‘ib isim-fiili, halk dilinde "göğüsleri gözalıcı hale gelen veya tomurcuklanan kız" anlamında kullanılmıştır. Öyle gözüküyor ki göğüs anlamı benzetme şekli ile anlam kazanır. Ayet ise burada genel bir hüküm vermeye çalışmaktadır. Tüm bunlar ifadede göğüsten bahsedilmediğini göstermektedir.

5. Gerek cennet ve gerekse cehennem, hem erkek ve hem de kadın kullar için açıktır, yaratılış bakımından bu iki cinsin cennet ve cehenneme girmeyi hak etmede fırsat eşitlikleri vardır. Fiilen hak ediş ise serbest irade ile gerçekleştirilen iyi veya kötü davranışlara bağlıdır. Kuran ve hadis kaynaklarında yapılan açıklamaları, uslübü ve islamı tam bilmeyenler yanlış anlamışlar, yanlış yorumlamışlar bunlardan, ilahi sıfatlar, mantık ve vicdan ile bağdaşmayan sonuçlar çıkarmışlardır.

Hâlbuki Ayetlerde ve doğruluğu kesin olan hadislerde, cennete veya cehenneme girme ve ebedi mutluluğa erme bakımından kadının aleyhinde olan bir bilgi mevcut değildir. Cennette kadına da erkeğe de dilediği, arzu ettiği, canının çektiği, elde edince mutlu olacağı her şey verilecektir. Bu her şey konusunda hiçbirisine ayrıcalık yoktur. Eğer erkeklere çok sayıda kadın verilecekse kadınlara da çok sayıda erkek verilecektir. Yani kadın istediği halde elde edemeyeceği bir şey yoktur. Ancak cennet boyutunu bu dünya boyutuyla karıştırmamak gerekir. Yani orada rezil istekler olmaz.Orası arınanların mekanıdır.

tarihinde 0zedonus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sembolik anlatıma gelince;öncellikle burada cennet ve cehennemin soyut kavramlar olduğunu söylemediğimi ifade edeyim.Sembolik anlatım,bir gerçeğin başka bir anlatım biçimi söylenerek benzerinin anlatılması şeklinde olur.tanrının mahiyeti ve ahiret gibi konuları kuru ve yalın bir dille ifade etmek imkansızdır.Sadece cennet ve cehennem değil,ahrete ait haller(Terazi,sırat köprüsü v.b..) Enbiya süresi 47 de “biz kıyamet gününde adalet terazilerini kuracağız” ayeti mutlak bir anlam ifade etmekte ve bundan sonra ağırlık ve hafifliğin bu adalet ve hakkaniyete uygunluk olarak anlaşılması gerektiğini göstermektedir.

Bunun gibi yukarıda getirdiğimiz ve “misali… ile başlayan ayetlerin de genel hüküm bildirdiğini görüyoruz. O halde artık bunun dışında kalan anlatımlar sembolik olacaktır. Cennet için örneklerini aşağıdaki mesaja aktaralım.

tarihinde 0zedonus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Cennet örneğinde anlatsak, biz henüz algılamadığımız bir âlemden bahsettiğimiz için ne olduğunu bilecek bir durumda değiliz. Ama anlatılanlardan bir fikir sahibi olabilir ve anlatımların nasıl sembolize edildiğini görebiliriz.

1. Mesela cennetin sonsuz olduğu, parlayan bir nur olduğu, her isteğin anında gerçekleştirildiği söylenmektedir. Bu anlatılanlara bakılırsa cennet için anlatılan bu ifadeler tamamen ışık boyutunu sembolize etmektedir. Buna göre, orada olup biten her şey ışık hızıyla olup biter!Işık hızıyla cereyan eden olaylar dolayısıyla da orada zaman kavramı olmaz. Zamansızlık dışında gerçekleşen her şey demek düşünce boyutunda gerçekleşmektedir. Hz. Peygamber cenneti tasvir ederken bunu ele alır.

Muhakkak, sizden biriniz Cennetin en alt derecesinde bulunsanız bile, ona Allah'ın emri ile melekler tarafından, 'Gönlünden geçenleri iste!' denir. O da devamlı temenni eder durur. Bunun üzerine ona, 'Kalbinden geçenleri tamamen temenni ettin mi?' diye sorulur. 'Evet' cevabı verince, 'Muhakkak temenni ettiğin şeyler bir misli fazlasıyla sana verilecek' denir."Müslim, îman: 301.

2. Cehennem bir yerdir. Fakat Cennet ise bir çeşit yaşam boyutudur... Bu boyutta kişi istediği şekilde görülür. Kimseyi kendisinden üstün görmez. Tek bir boyuttan ibaret olan cennet bunun için her seviyeye göre değişik gözükmektedir. Hadiste cennete 100 derecenin olduğu söylenmiş, yine aşağı derecede olanın daha üstün olanı üstün göremeyeceği ifade edilmiştir. Bu ifadelerin de sembolize ettiği anlam herkesin cennetinin özel olacağıdır.

3.Cennet ve cehennemin halen mevcut olup olmadığı tartışılmıştır. Bir kısım düşünür halen de cennetin mevcut olduğu görüşündedir. Bunun sebebi şudur. Eskiden insanlar boyutsal kavramları tanımlayamıyorlardı. Bir kısım kişi mekân dışı kavramların boyutunun olmadığını bildiğinden şu an cennet yok derken bir kısmı ise keşfettikleri boyutu bilemediği için, tespit ettikleri, hattâ iletişim kurdukları “ayrı boyut varlıklarını” “mekânsallık” kavramı içinde, “sanki uzayın bir yerindekilerden söz ediyorlarmış” gibi dile getirmişlerdir. Böylece cennetin evrenin bir köşesinde gizli olduğu anlayışı ortaya çıkmıştır. Bu tartışmalar bile cennetin mekânsal bir gerçeklik ifade etmediğini gösterir.

4.Kuran ayetlerinde cennete girenlere söylenen “amellerinize karşılık” söylemlerine bakılırsa ancak dünyada imtihan edilen ve bundan da başarılı çıkanlar cennete girecektir. Buna göre hayvanlar ve insansılar da cennete gidemeyecektir.Yalnızca Adem ve Havva`dan gelen nesil olan "insan"lar girebilecektir.Kuran ve hadislerde anlatılanlara bakılırsa cehenneme gidenler de insansı özelliklerini tek kullandıklarından cennet boyutuyla tanışamayacaklardır.Yani cehennemden çıkıp cennete girme mümkün değildir.Cennete sonradan girecekleri ele alan hadisleri de bence zaten herkesin cehenneme önceden uğrayacağını söyleyen ayet ile beraber değerlendirmeliyiz.Buna göre cennete girmek de evrimle olmaktadır ve cehennem ateşinden kurtulmak da insanlığın bu dünyada yaptıkları ile doğru orantılı olacaktır.Bunun sadece Müslümanlara yönelik bir şans olduğu konusunu da kimlik müslümanı ile değil Allahın sistemi olan insan sayılan kişileri anlamalıyız.

5. Birçok ayetin temsili anlatımı ve hadiste Allahın cennete görüleceği söylenir. Hatta mutezile salt aklı önermelere göre düşündüğünden bunu reddetmiştir. Onlara göre Allah madde olmadığına göre görülemez. Aslında dedikleri doğrudur. Ancak iyice düşünüldüğünde bunun bir başka görme olduğu gözle görme anlamını vermediği anlaşılacaktır. Bu da anlatımın sembolik olduğunun en önemli delillerindendir.[/font]

6.Sırat köprüsü ve Kevser ırmağı gibi kavramlara bakılırsa cehennem boyutundan cennet boyutuna geçmenin de yeni bir evrimle ile olacağı görülür. Ancak yine de bu evirilmenin nasıl olduğunu bilemeyeceğimiz için köprü ve ırmak gibi kavramlarla anlatılması gerektiğini görüyoruz.

7. Bazı hadislerde cennete kadınlarının iliklerinin dahi görülecek kadar saf ve narin olacakları söyleniyor.Bu bile benzetmenin ta kendisidir” ceye kadar saf …..” deniyor.Yani esas anlatılan saf ve maddesel olmadıklarını anlatmaktır.

8.Cennette anlatılan huriler kalıbında dişillik hâkim olduğu için bunların cennet kadınları olduğu zannı çıkmıştır. Oysa bu da yine cennet boyutunun nurani ve latif halinden bir sembolizedir. ile eşleşmeyi evlenmek olarak anlamak yanlıştır.Öyle olsaydı eş anlamına gelen zevc yerine nikah kavramı kullanılırdı.Huri de o alana ait bir kavram olarak durmakta..

Tüm bunlar cennet kavramlarının sembolize yöntemlerinin en önemlileridir. Daha da genişletilebilir.Bu anlatım biçimleri ışığında da bizden önce âlimlerin uyarısını da dikkate aldığımızda cenneti böyle görmemiz gerekecek.

İslam dini, talimat ve telkinlerinde, özendirici ve caydırıcı tedbirlerinde insanların duygu, düşünce ve idrak seviyelerini hesaba katmıştır. Bu sebeple nasslarda yer alan cennet-cehennem tasvirlerini bu bakış açısından değerlendirmek gerekir. Bu bağlamda nasslarda yer alan cennet tasvirlerinin ve bilhassa hûrilerle ilgili açıklamaların genellikle takva kavramıyla özetlenen dinî ve ahlakî yaşayışa özendirici pedagojik bir amaç taşıdığı unutulmamalıdır. Bedeni ihtiyaçları gideren ve cismâni zevkler sağlayan cennet nimetleri aslında cennet sakinleri için amaç değildir. Ulaşılmak istenen asıl hedef, Allah'ın rızasıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ozedonus;cennette,kadınlar için de sex hizmeti sunan erkekler olacak diyorsunuz yani,çok enteresan

Eğer erkekler için seks hizmeti sunan kadınlar varsa kadınlar için de seks hizmeti sunan erkekler olacaktır.Çünklü ayet mükafatı ayırt etmiyor? Erkeğe ne varsa kadına da o var.Cennette kadına da erkeğe de dilediği, arzu ettiği, canının çektiği, elde edince mutlu olacağı her şey verilecektir. Ama en önemli noktayı kaçırmışsınız.Cennet başka bir boyuttur.Orası için anlatılanların sadece ismi benzemektedir.Kuranda genel olarak teşvik edici mahiyette cenette dünyadakilere benzetilen şeyler var.Ancak Kuranın bu konudaki net ve muhkem tespiti şudur:Orada takva ehli için hazırlanmış nimetleri kimse bilmez.Onu ne bir göz görmüş ne bir kulak iştmiş ne de bir insan gönlünde geçirmiştir.Anlaşılan takva ehli ile diğer cennetliklerin de boyutu farklıdır.Bu boyut,şu an ilgimiz ve debeyimlerimiz ötesindedir.Bu sebeple insanların, dünyadaki zevkleri, alışkanlıkları, kadın-erkek ilişkisindeki cinselliği olduğu gibi ahirete taşımaları, nasları buna göre yorumlamaları gerçeğe uygun değildir.Eğer müslüman isek bunlara bir olgu olarak inanır ve gerisini zamanı gelene bırakırız.Yoksa zaten cenneti deşmenin anlamı da yok.

Son paragfrafı iyi okumak gerekiyor.Cennet nimetleri ilahi rıza için bir araçtır.Erkek ve kadın olarak Allahın özel kulları, cennet, köşk, kadın, yiyecek, içecek, bağ ve bahçe için istemezler, cenneti ruhen mübtela oldukları allahları için, özledikleri peygamberlerle sonsuz ve huzurlu yolculuğa çıkmak için isterler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Tabi en dogrusunu allah bilir, bilirde bu kadarmi cifte standard olur ya. Banane cennette huri yada nuri hakkimiz, hakkimizida söke söke aliriz! :p

(43-44) Şüphesiz, zakkum ağacı, günahkârların yemeğidir.

(45-46) O, maden eriyiği gibidir. Kaynar suyun kaynaması gibi karınlarda kaynar.

(Allah, görevli meleklere şöyle der:) “Tutun onu, cehennemin ortasına sürükleyin.”

“Sonra başının üstüne kaynar su azabından dökün.”

(Deyin ki:) “Tat bakalım! Hani sen güçlüydün, şerefliydin!?”

“İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir!”

Esenlikler...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Onlara Rablerinin âyetlerinden hiçbir âyet gelmez ki ondan yüz çevirmesinler.

Nitekim hak (Kur’an) kendilerine gelince onu yalanladılar. Fakat alay ettikleri şeyin haberleri kendilerine ilerde gelecektir.

(Ey Muhammed!) Andolsun, senden önce de birçok peygamber alaya alınmıştı da onlarla alay edenleri, alay ettikleri şey kuşatıp mahvetmişti.

İçlerinden, (Kur’an okurken) seni dinleyenler de var. Onu anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler (gereriz), kulaklarına ağırlık koyarız. Her türlü mucizeyi görseler de onlara inanmazlar. Hatta tartışmak üzere sana geldiklerinde inkâr edenler, “Bu (Kur’an) evvelkilerin masallarından başka bir şey değil” derler.

Onlar başkalarını ondan (Kur’an’dan) alıkoyarlar, hem de kendileri ondan uzak kalırlar. Onlar farkına varmaksızın, ancak kendilerini helâk ediyorlar.

Ateşin karşısında durdurulup da, “Ah, keşke dünyaya geri döndürülsek de Rabbimizin âyetlerini yalanlamasak ve mü’minlerden olsak” dedikleri vakit (hâllerini) bir görsen!

Esenlikler...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...