Jump to content

Kur'an'ın Yazılış Nedeni Ne Olabilir?


Recommended Posts

Şimdi bir ezbere bilen sana okuyacak Kuran'ı. Bu ne yani. 3-5 kahve adamı bir araya gelip yazabilir mi bunu?

Kahve adamına bağlı..

Kur'an'ı da gözünüzde çok büyütüyorsunuz..

Ayetleri teker teker ele alınca hiç bir özellikleri olmadığını görürsünüz.

Kur'an'ı yazmanın bir marifet olduğunu Kur'an iddia ediyor.

Bunun doğru olmadığını ve Kur'an'ı herkesin yazabileceğini biliyoruz.

Ama neden yazalımki?

Neden saçmalayalım?

Eğer saçmalamamızın bir amacı varsa saçmalayabiliriz elbette.

Kur'an'ın saçma sapan yazılmasının bir amacı vardır. Ve ilignç olarak o saçma Kur'an'ın da bir ana teması vardır.

Onlara elbette değineceğiz burada.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 103
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Ya bir noktada anlaşamıyoruz çıldırıcam ya.

Yaw bu kitabın içine girince neye göre deli saçması ve ya tutarsızlıklar içeriyor.

Zaten bir kitap halinde inmedi ki...

Asıl olan o anlattıkları ve o özlü anlatışı? Belli bir hedeften sapmadan, ne biliyim en basitinden hadis denilenler ile Kuran ayetleri ayıt edilebiliyor. Yani bunu yazan tek başına Peygamber ise, nasıl oluyor da bu kadar ap ayrı yazabiliyor.

Bakınca kendi sözlerinden Kuran sözleri ayırt edilebiliyor.

He burada tüm bu tartışmayı yaparken kendimden biliyorum, tabiki bir de karşıda ki adamın ego düzeyini kıracaksın.

1) Ben bu yazıyı yaparken önce senin egona takılacak savım.

Sonra sen bana savunma yapacak kendi egonu kurtaracaksın.

Tüm bunlardan fırsat bulabilirsek Kuran okunduğunda hissedilen şeyin ne olduğu konusunu tartışmaya fırsat bulabiliriz

Bu forumda şaırmaya yer yok, şaşırmanıza izin vermezler. Neden?

Çünkü üzerinize 10 kişilil bir ego ordusu saldırır.

Mimik ve el hareketleri olmadığından klavye üzerinden sadece bir ego savaşı sergilenir.

Bunun dışında bir kazanç yoktur. Sanal ortamdaki tartışmların akıbeti de budur.

Sadece bir mastürbasyon ve bir ego tatminidir. ONun için herkes kendi yolunu kendi bulur deyimi çok doğrudur.

ben sizlerin de bir gün teslim olacağınızı düşünüyorum. Siz teslim olmasanız bile Allah sizi teslim alacak. Merak etmeyin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah sizi sizin iyiliğiniz için ve yok olmanızdan kurtarmak için teslim alır. Zaten öyle olmadı mı dünyaya nasıl geldik.

Bu evreni nasıl teslim aldıysa ve bizi bu dünyaya nasıl tam bir teslimiyet ile getirdiyse, sesimiz bile çıkmadan aval aval büyüdüysek bu topraklarda..

Yine öyle bir kıyametle bizi avala aval baktırarak teslim alıcak ve bu işi bitirecek. Bence budur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

iyi bir doktor bir köye gidiyor...

orada yirmi yıl kadar görev yapıyor...

köylülerin bir çok sağlık sorununu çözüyor...

herkese bir çok sağlık tavsiyeleri ve öğütleri veriyor...

zaman zaman uzun misallerle tavsiyelerini pekiştiriyor...

onun yirmi yıl içinde ayrı zamanlarda ayrı ayrı hastalara yapmış olduğu konuşmaları derleyip toparlıyorlar...

herkes yanında kaydettiği bilgileri getiriyor...

bir kitap haline geliyor...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Haci bana verdigin cevaba itirazim olamaz. Sonucta burda tartisilan ve cok eskilere dayanan hic bir seyi deneyleme imkanimiz yok. Yaptigimiz ise sadece bugünkü sartlara göre kiyaslama. Alintida verilen bilgilerin cogunun dogru olma ihtimalinin tartismasini yapacak konumda degilim. Elbette o kisilerde basta Turan Dursun olsun gözleri ile görmediler ama insanlarin ellerinde dolasan kaynaklari daha titiz inceleyerek bu yazilari yazdilar.

SAYGILAR

Link to post
Sitelerde Paylaş
iyi bir doktor bir köye gidiyor...

orada yirmi yıl kadar görev yapıyor...

köylülerin bir çok sağlık sorununu çözüyor...

herkese bir çok sağlık tavsiyeleri ve öğütleri veriyor...

zaman zaman uzun misallerle tavsiyelerini pekiştiriyor...

onun yirmi yıl içinde ayrı zamanlarda ayrı ayrı hastalara yapmış olduğu konuşmaları derleyip toparlıyorlar...

herkes yanında kaydettiği bilgileri getiriyor...

bir kitap haline geliyor...

Hadisene canım, Muhammet'i böyle bir doktora nasıl benzetebilirsin ki? Hani, gittiği köyde 20 yıl doktor taklidi yapmış; bu zaman içinde karısına göz koyduğu hastalara ilaç yerine zehir vermiş; köyün kız çocuklarıyla doktor-hemşire oyunu (!) oynamış; köylünün ücret amaçlı getirdiği tavuğu, yumurtayı beğenmeyip kaz, hindi, koyun istemiş; tesadüfen yolu oraya düşüp durumu farkeden sağlık uzmanlarını köylüye öldürtmüş vs. vs. otacı bile olmayan eli kanlı bir sapıkla kıyaslasan, eyvallah. O zaman o köylüden derlenen kitap bile daha derli toplu, edepli bir kitap olurdu.

İslam sizin gözünüzü kör, kulağınızı manisa yapmış, kalbinizi de mühürlemiş. Ne söylense inanmazsınız. Ne kötü bir gidiştesiniz!..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammet'in varlığı yokluğu bile tartışılıyor. Bu konuyla ilgili yeterli bilgim yok maalesef. Ancak benim görebildiğim kadarıyla Kuran, Arap medeniyetinde bir takım yöneticiler tarafından cahil insanların korkuları ve hasretlerine hitap ederek zaman içinde oluşturulmuş maddi-manevi tahakküm amaçlı saçmalıklar yumağıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kur'an'ın saçma sapan yazılmasının bir amacı vardır. Ve ilignç olarak o saçma Kur'an'ın da bir ana teması vardır.

Onlara elbette değineceğiz burada.

Sevgili Hacı,

Allah aşkına, Muhammed aşkına yazın artık şu ana temayı.

Ne diye yazmışlar şu bela kitabı sizce?

Sabahtan beri bekliyorum, değinseniz artık diyorum..

Link to post
Sitelerde Paylaş
ben sizlerin de bir gün teslim olacağınızı düşünüyorum. Siz teslim olmasanız bile Allah sizi teslim alacak. Merak etmeyin.

Biz Muhammed yaşamadı, İslam kollektif bilincin ürünü bir safsata diyoruz, sen bize Allah'tan, ona teslim olmaktan sözediyorsun.

Demek ki burada egodan sözetmesi gereken en son kişi sensin.

Çünkü bizim, üstün, özel ve kainatın efendisi olduğumuzu söyleyerek egomuzu okşayan bir Allah'ımız yok.

Biz kendimizle baş başayız. Egolarımızı tatmin için sadece kendi aklımızı kullanıyor, bu sorumluluğa Allah da dahil, başka hiç kimseyi dahil etmiyor, kimseyi kullanmıyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Biz Muhammed yaşamadı, İslam kollektif bilincin ürünü bir safsata diyoruz, sen bize Allah'tan, ona teslim olmaktan sözediyorsun.

İletişim uçurumu var burada.

İslamın temel ilkelerini benimsememiş birine, örneğin şintocu, kamilere inanan bir japon nineye gidip günahtan cehennemden bahsederseniz "noluyor ne diyorsun? ne demek bu saçmalık?" gibi bir cevap alırsınız. Farklı dillerde, farklı kavramlarla düşünüyorsunuz.

IFeelGood'un değindiği nokta çok önemli. Bir çok boş konuşmanın yapılmasını engelleyebilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili Hacı,

Allah aşkına, Muhammed aşkına yazın artık şu ana temayı.

Ne diye yazmışlar şu bela kitabı sizce?

Sabahtan beri bekliyorum, değinseniz artık diyorum..

Aslında siz ana temayı biliyorsunuz. İlk iletinizde onu gayet güzel özetlemişsiniz.

Kur'an'ı baştan sonra doğru okuyunca ortaya çıkan ana tema onun bir grup insanı manüple etmek için yazıldığı şeklinde özetlenebilir.

Amac odur. İnsanları bir dava etrafında toplamak.

Bu insanların geçmişi farklıdır. Bazıları Hristiyan ve Yahudidir. Birçoğu da Müşrik Arap'lardır.

Ama dikkat edilirse Kur'an onların üçüne de hitabetmek üzere yazılmıştır.

Kur'an'ı Tevrat'tan veya İncil'den çalma, ayet yürütme şeklinde yorumlayabilirsiniz. Ve İlhan Arsel ile Turan Dursun öyle yorumlamışlardır.

Hatta Muhammed'in hicretten sonra Medine'de Yahudileri İslam'a çekmek için uğraştığından bahseder İlhan Arsel..

Eğer Hicret vuku bulmamışsa, Kur'an'ı Muhammed yazmamışsa, bu öykü efsanedir. İslam tarafından ortaya atılmıştır..

Hicret diye bir kavram vardır ama, o kavram Müslüman'ların Mekke'den Medine'ye göçleri değildir. İki hicret vardır. Biri Arap'ların Suriye tarafına geçici olarak göçüdür. Diğeri ise Habeşistan'a olan göçtür.

İslam yörede vuku bulan olayları kendine göre yorumlayarak bir tarih yazmıştır. Bu tarih tamamiyle fiktiftir. Bazı olaylara dayanır ama onların hepsi efsaneleştirilmişlerdir.

Kur'an kitabı verilenler olarak nitelendirilen insanlarla Müşrik olarak bilinen Arap'ları bir arada tutmayı amacı ile yaratılmış bir kitaptır.

Ayetleri çalma olarak nitelendirmek doğru değildir. Çünkü onlar kaynakları ne olursa olsun, yüzlerce yıl halk arasında dolaşarak onun kültürünün bir parçası olmuş söylentiler, inançlar ve açıklamalardır.

Yörede bir otorite oluşmuş ve zamanla bu otorite bir imparatorluk niteliği kazanmaya başlamıştır. İmparatorlukların en büyük özelliği farklı dil, din ve kültüre sahip insanları bir araya getirmektir. Kur'an bunu başarmak üzere bir araya getirilen ayetlerden oluşmuştur.

Ayetler surelere bölünmüşlerdir ama, bu son derece yüzeyel bir sınıflandırmadır. Aynı ayet veya benzeri farklı surelerde yer almışlardır.

Ayetlerin sureler içinde bir sırası yoktur. Ve surelerin tek başlarına bir ana teması, özü de yoktur. İsimleri surelerde biraz sık geçen veya önemli kelimelerden oluşmuştur. Ayetlerin sureler içinde bir sırası olmadığı gibi, surelerin de Kur'an içinde belli bir mantığa sadık sırası yoktur....

Uzunlar önce, kısalar sonra gelir iddiası palavradır. Size bu iddianın doğru olmadığının kanıtını gösterdik.

İslam'ın başlangıcı yüzlerce yıl önceye gider ve bu başlangıçla Kur'an arasında fizik bağlar kurmak mümkün değildir.

Her ikisininde başlangıcı büyük bir olaslılıkla birbirlerinden bağımsızdır.

Sonunda ikisi bir imparatorluk tarafından bir araya getirilmişlerdir.

Yani İslam dini, yörede yaygın olan inançlarla, söylentilerin yine yörede yaşayan ve çeşitlik dil, din ve kültüre sahip toplumların bir araya getirilip yönetilmesini sağlamak için Emeviler tarafından oluşturulmuştur.

Bu dinin inanılırlık ve saygınlık kazanması için bir peygamber bulmak gerekmiştir.

İmparatorluğun önemli ve akıllı bazı karakterleri, İslam ile Kur'an'ı bir araya getirmişler ve ona bir de peygamber bulmuşlardır.

Daha sonra yapılan bütün bunları gerçek gibi göstermeye çalışmaktır.

Yani onların efsane olduklarını insanlıktan saklamaktır. Bu da Arap'lar için hiç de zor olmamıştır.

Arap'lar efsane yaratmakta ve yarattıklarına inanmakta oldukça başarılı bir toplumdur.

Özetle diyebiliriz ki Kur'an Emevi imparatorluğunun ortaya çıkması ve yayılması için gerekli bir anayasadır. İslam o anayasanın uygulandığı rejimdir.

Ve bu ilkel yaşam tarzı günümüze kadar ulaşabilmiştir. Daha da ötesi kimbilir daha kaç yüzyıl varlığını sürdürmeye devam edecektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlhan Arsel, İslam tarihini ciddiye alarak ve Muhammed'in yaşadığını farzederek, Kur'an'ı Muhammed'in günlük politikasının gereksinimleri olarak yazdğını ileri sürer.

Aslında bu iddia oldukça gerçekçidir.

Ama tam olarak doğru olamaz.

Çünkü geçen sene ilk baskısını yapan ilginç bir kitap (The Qur'an in its Historical Context) Kur'an'ın Muhammed tarafından yazılmadığını ve muhtemelen kısmen de olsa, toplumun kollektif bilinci olarak ortaya çıkabileceğini ileri sürer.

Bu iddiasında da oldukça gerçekçi ve doğrudur.

Kitabın tamamı iyi bir yapıt değildir belki ama, Kur'an'ın yazılışı üzerinde oldukça ilginç kuramlar ortaya koymuştur.

En önemli başarısı, Kur'an'ı Muhammed'den soyutlayabilmesidir.

Tek başına bile bu büyük bir başarıdır.

Çünkü Kur'an'ı Muhammed yazmadıysa, İslam ile Kur'an arasında bir ilişki olamaz. Ya da öyle bir ilişki olsa bile, çok gerilere ve daha da bilinmeyen bir zamana gidilir.

Yine de Kur'an'ın, İlhan Arsel'in değindiği gibi, bir güç tarafından günlük politikanın gereksinimi olarak yazılmış olması mümkündür.

Ancak bu yazılma mıdır, yoksa daha önce mevcut kulaktan kulağa yayılan söylentilerin bir araya getirlimesi midir?

Orası bilinmemektedir.

Birbirleri ile iç içe yaşayan toplumlarda tarihsel olguların birbirlerinden bağımsız olması düşünülemez.

Kur'an'ı Muhammed'in yazmadığı kesinleşince, Muhammed ve İslam'la ilgili bütün tarihsel konular şaibeli olmaktan kurtulamaz.

Dedikodu ve efsane yalnız Arap'ların değil, Yahudilerin de tarihini yozlaştırmşıtır. Bu halkların gerçek bir tarihi yoktur.

Çünkü o tarih Tevrat ve Kur'an olarak somutlaşmış, ayrıca hadisler şeklinde de yazılmışlardır.

Ortada başka bir tarihsel kaynak, kayıt, artefakt, delil yoktur.

İslam tarihini yazan İslam tarihçileri için Kur'an ve hadisler en büyük malzemedir.

Bunların temeli efsane olunca, İslam tarihinin de temeli tümüyle efsanedir.

Kur'an'ın tarihsel değeri olan bir kitap olarak kabul edilmesi ne kadar gerçekçidir?

Bu konuları ciddi bir şekilde tartışmanın ve konuyu yakından incelemenin zamanı gelmiştir.

Kaynak olarak kendimize Kur'an, Tevrat ve İncil'i almadan bunu yapmak zorunluğu vardır..

Bu da ancak bu konuda ileri teknolojiyi kullanmada usta tarihçilerin yapacağı bir araştırmadır.

Lazerlerle ve radyoaktif elementlerle, eskiden kalan eserlerin okunmasına çalışılmakta ve tarih yeniden gözden geçirilmektedir.

Ama bu çok yeni bir gelişmedir ve ondan fazla umut beklememek gerekir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
hacı abi anlıyorum seni. Kafanda cevaplanması gerekenler sorular var . Said nursinin eserlerinden faydalanmaya çalış ön yargısızca ama .biliyorum sen aydın bir insansın.

Kafamda cevaplanması gereken sorular olabilir ama onlar bu bahsettiklerim değil.

Yani bana Nurcu olmamı mı tavsiye ediyorsun..

Pes yani. O sapığın eserlerinin adını duymak bende bulantıya neden oluyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Biri cevap versin buna : Tum kainati yaratiyor tanri...sonra da bir ayet gonderiyor : Ey muhammed! biz sana amcanin,halanin,teyzenin,dayinin kizlarini helal kildik.

Baska isi yokmuymus Tanrinin???

acil cevaappp!

Kâinat ayrı, Muhammed'in uçkuru ayrı..

Allah Muhammed olmasaydı, kâiantı yaratmazdım demişti, değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...