Jump to content

İslam Öncesi Arap Edebiyatı ve Şiiri


Recommended Posts

İbni îshak'tan rivayet edilmiştir:

Müşrikler, Rasulullah'a karşı çıkma konusunda ittifak edince, amcası Ebu Talib onu korudu.

Kureyş eşrafından Ukbe, Şeybe, Ebu Cehil gibi bir grup Ebu Talib'e gitti ve şöyle dedi:

- Yeğenin, ilahlarımıza dil uzattı. Dinimizi yerdi. Akıllarımızı, hafif akıllılık ve akılsızlık saydı. Atalarımızın sapıklık içinde ölüp gittiklerini ileri sürdü. Bu Muhammed'in derdi paraysa, aramizda toplayip verelim. Derdi kadınsa kavmimizin en guzel kadinlariyla evlendirelim. Yok eger derdi baskanlıksa onu kendimize lider seçelim. Ya sen onu ikna et ya da aramızdan çekil. Zaten sen de bizim gibi ona karşısın. Biz onun hakkından geliriz.

Ebu Talib onları, güzellikle, yumuşak ve tatlı sözlerle savuşturdu. Onlar da çekip gittiler.

Ebu Talib, Rasulullah'a (s.a.v.):

-Yeğenim! Kavmin bana geldi ve şöyle şöyle söyledi. Güç yetiremeyeceğim bir işi bana yükleme, dedi.

Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.):

- "Amca! Vallahi, bu işi bırakmam için, güneşi sağ elime, ayı da sol elime koyacak olsalar, Allah dilemedikçe bu isten vazgeçmem,dedi.

Rasulullah (s.a.v.) ağlayarak ayağa kalktı. Gitmek için geri dönünce, Ebu Talib ona:

-Yanıma gel yeğenim! diye seslendi, O da amcasının yanına geldi. Ebu Talib:

- Git, istediğini söyle. Vallahi, seni hiçbir zaman teslim etmem, dedi.

Böylece kavga başladı. Her kabile, işkence etmek ve dinlerinden döndürmek üzere, aralarında bulunan müslümanların üzerine atıldılar. Ebu Talib Haşimoğulları ve Abdülmüttalip oğulları arasında kalkıp onları Rasulullah'ı koruyup himaye etmeğe çağırdı.

Ee cübbeli yine tutturamamışsın.. Ya sen başlıkları karıştırıyorsun ya da senin aklın baya bir karışmış.. 

Neyse şiirlerden ziyade biraz da şairlere bakalım.. Eski Araplarda şairlerin, kendilerine şiir melekesi verdiklerine ve yine kendilerine şiir ilham ettiklerine inandıkları cinleri, şeytanları mevcuttu. Böylece şair ilham kaynağını, irtibat halinde bulunduğu bir cin ile, bu dünyanın ötesinde sihirli bir aleme bağlıyor, dolayısıyla kendisi de tabiat üstü bir kuvvetle mücehhez bulunuyordu . Rivayete göre şair Ubeyd b. el-Abras (Ö. 554) daha önceleri şair değildi. O uykuda iken bir şeytan ona bir yumak saç getirdi, onu ağzına

attı ve sonra da şöyle dedi: “Kalk!” O da kalktı ve o andan itibaren şiir söylemeye başladı.

Şairin cini etrafında dolaşmaya başladığında şiir sanatındaki kabiliyeti artardı. Şairin cini bir fert olarak kabul edilir ve ona bir isim verilirdi. İnsanlar, cinlerin zaman zaman ortaya çıktığını ve onlara faydalı olabilecek şairlerden bahsettiklerine inanırlardı. Yine onlar, şiirlerini bu şairlerin isimleri ile söylerlerdi. Mesela; Hutay’e’nin (ö. 678) kasidesinin ilk beytini meçhul bir genç söylemiştir. Bununla ilgili olarak “Bu Hutay’e’nin değil mi?” diye sorulduğunda “Evet. Ben onun cininin sahibiyim.” demiştir. Kendisine ilham veren şeytanının olduğu ileri sürülen şairlerin ilki İmru’l- Kays’tır

Muhammed e gelen Cebrail de buna benzer şeyler yapmıştı.. Unutmayın Kuran iner inmez birden zebanilerden, cinlerdeni şeytanlardan bahseder ve kimsede cin, zebani, şeytanv.s. nedir diye sormaaz.. Zaten bütün bunlar bilinen şeylerdir.. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 86
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Ee cübbeli yine tutturamamışsın.. Ya sen başlıkları karıştırıyorsun ya da senin aklın baya bir karışmış.. 

Muhammed e gelen Cebrail de buna benzer şeyler yapmıştı.. Unutmayın Kuran iner inmez birden zebanilerden, cinlerdeni şeytanlardan bahseder ve kimsede cin, zebani, şeytanv.s. nedir diye sormaaz.. Zaten bütün bunlar bilinen şeylerdir.. 

Biz aksini mi söyledik? müşrikler ateist değildir. Allah'ın yanında ilave putlar yontup tapan insanlardır. etrafta ehli kitaba mensup yahudi ve hristiyanlar da var zaten. Sen farkında olmadan islama hizmet ediyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müşrikler ateist değildi elbette putperestti.. Muıhammed de bu putperestlerin gelenek göreneklerini, ibadet şekillerini benimsemiştir. Putperestlerin tapınmaları ile Müslümanların tapınmaları arasında şekil olarak far yoktur.. Tek fark Muhammed put sayısını bire indirmiş hepsi bu..

Efendim Ademden beri bunlar vardı derseniz neden sadece Müşrikler bu Ademden beri var olan ritüellerin, tapınmaların tamamını biliyor da Yahudiler ve Hırıstiyanlar ya da Mısırlılar bilmiyordu? Allah neden Cahiliye Arapların edebiyatını taklit etmiştir?

Ritüelleri bir tarafa bırak bu Allah cahiliye şair Arapları gibi neden Kuranda yemin ederek söze başlar? Bu da mı Ademden kalma bir gelenek?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Müşrikler ateist değildi elbette putperestti.. Muıhammed de bu putperestlerin gelenek göreneklerini, ibadet şekillerini benimsemiştir. Putperestlerin tapınmaları ile Müslümanların tapınmaları arasında şekil olarak fark yoktur.. Tek fark Muhammed put sayısını bire indirmiş hepsi bu..

Ibn Abbas şunu rivayet etti:

Ummu Eymen bana şöyle anlattı: Buvane Kureyşlilerin gelip saygı gösterdikleri ve taptıkları bir puttu. Onun yanında başlarım traş ederler yine onun yanında bir gün, gece oluncaya kadar kalırlardı. Senede bir gün böyle yaparlardı. Ebu Talib de kavmiyle birlikte oraya gelir. Rasû-lüllah'a, bu bayrama, kavmiyle birlikte gelmesini söylerdi. Hatta Ebu Talib'in ona kızdığını, halalarının da çok kızdıklarını ve ona: İlâhlarımızdan uzak durduğun için sana bir zarar gelmesinden korkuyoruz, Mahammed! Sen kavminin bayramına gelmek ve onların topluluğunu kalabalıklaştırmak istemiyorsun, deyip durduklarını gördüm.

Ona devamlı ısrar ettiler, nihayet gitti. Biraz onların, gözlerinin önünden kayboldu. Sonra korku ve dehşet içinde döndü. Halaları ona:

- Neyin var? diye sordular. Rasûlüllah (s.a.v.):

- "Bana, birşeyler olmasından (cin veya şeytan çarpmasından) korkuyorum" dedi. Halaları:

- Allah, seni asla şeytanla denemez. Sende, iyi hasletler var. Gördüğün şey nedir? dediler. Rasûlüllah (s.a.v.):

- Putlardan birine yaklaşır yaklaşmaz karşıma uzun boylu beyaz bir adam çıkıp: "Geri çekil Muhammedi Ona dokunma diye bağırıyor", dedi.

Efendim Ademden beri bunlar vardı derseniz neden sadece Müşrikler bu Ademden beri var olan ritüellerin, tapınmaların tamamını biliyor da Yahudiler ve Hırıstiyanlar ya da Mısırlılar bilmiyordu? Allah neden Cahiliye Arapların edebiyatını taklit etmiştir?

BUNU NERDEN ÇIKARDIN, yahudiler de bugün bile oruç tutanları var.

Ritüelleri bir tarafa bırak bu Allah cahiliye şair Arapları gibi neden Kuranda yemin ederek söze başlar? Bu da mı Ademden kalma bir gelenek?

Hayır. Allah nereye peygamber ve din gönderirse o dönemin şartlarına göre gönderir. Musa zamanında büyücülük, İsa zamanında ise tıp ileriydi. Muhammed zamanın da ise şiir vardı. Ayrıca araplar arasında yemin yaygındı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
elde belge yok

kafada bilgi yok

kim neyi iddia ediyor belirsiz

:)

Falkon sana ne desem boş.. Nasıl İslam öncesine ait elde belge yok dersin... O zaman Aristo nun, Herakles in, Arşimed in ....  dedikleride yok..M.Ö 8 yy da yaşamış Homeros un yazdıkları günümüze nasıl ulaştı? Senin gibi sığ insanlar, okumadan etmeden bol laf üretirler.. Sümerler zamanında çocuklara söylenen ninnileri biliyoruz.. 

Onlarca araştırmacı olmayan belgeler üzerine araştırıp yazmışlar değil mi?

 Dinî izler, inkâr edilemeyecek bir şekilde İslâm öncesi Arap şiirinde mevcuttur. Önceleri, bu gibi şiir parçalarının sonradan

uydurulmuş olduğu ileri sürülmesine rağmen, günümüzde bu iddia artık geçerliligini kaybetmiştir. Von Kremer, Sir Charles Lyall ve

Wellhausen’in ileri sürdüğü deliller bunu açığa çıkartmıştır.

Birçok durumlarda, bu gibi şiirlerde dile getirilen dini söylemler, İslâm ile doğrudan bağlantılı değildir ve bu izlerin bulunduğu

metinler, İslâm orijinli değildir. 

Al bunlarda sana kapak olsun..

Yılmaz, İbrahim, Panayırlar ve Arap Dili ve Edebiyatının Gelismesinde Oynadıgı Rol (Doktora Tezi),

İbnu'l-Kelbî, K.el-Asnâm (Putlar Kitabı),

Reynold A.NICHOLSON A Literary History of the Arabs

et-Tibrîzî, Serh Dîvâni'-Hamâse

İmru'u'l-Kays, Dîvân, nsr. De Slane,  Ahlwardt, Dîvâns of the Six Ancient Arabic Poets, 

İbn Kuteybe, el-Me'ârif,

el-Esma'î, K.Fuhûleti's-su'arâ, Çetin, Nihad M., Eski Arap Siiri, 

Öyle okumadan araştırmadan işkembeden sallamayın, burada olduğu gibi rezi rüsfa olursunuz.. Bu da sizlere ders olsun.. Akademik araştırmaların kapağını kaldırmamış sizin gibi cahillerle uğraşıp alt etmek artık çok sıradan oldu.. Bir daha burada bana boş laf etme.. Elinde bu yazdığım bilgileri yalanlayan akademik belge varsa karşıma çık.. Yoksa seni her seferinde böcek gibi ezerim..

Link to post
Sitelerde Paylaş

basliga göre yazdik ve islam öncesi arapça sairlerin yazdigi siir dedik

yoksa

falqon sana 40 bin küsur yillik belgede getirir

bana maval okuma

kuran getiremiyorlar

siir mi varmis

??

sen önce hele bir siir getir 7 yy öncesine ait

bu halinle dipnotlu yazmaya degmezsin

:)

Link to post
Sitelerde Paylaş
basliga göre yazdik ve islam öncesi arapça sairlerin yazdigi siir dedik

yoksa

falqon sana 40 bin küsur yillik belgede getirir

bana maval okuma

kuran getiremiyorlar

siir mi varmis

??

sen önce hele bir siir getir 7 yy öncesine ait

bu halinle dipnotlu yazmaya degmezsin

:)

Senin nasıl birisi olduğun belli.. Sana yazdık işte kaynakları aç ve oku.. Ha birde Ravi, İbâdî, Muallaqad ne demek bunu öğren..

Ayrıca Aristo, Homeros, Arşimed .... gibi filozofların yazılarıda yok senin bu kurduğun mantığa göre.. Kaldı ki onlar genelde M.Ö yaşamış kişilerdir..

Link to post
Sitelerde Paylaş

îkrime anlatmıştır:

El-Velid Îbnu'l-Mugire, peygamber'in (s.a.v.) yanına gitti. Peygamber (s.a.v.) ona Kur'an okuyunca, el-Velid yumuşar gibi olmuştu. Ebu Cehil bunu duyunca, el-Velid'in yanına geldi ve:

- Amca! Kavmin senin için mal toplamak istiyor, dedi. El-Velid:

- Niye? dedi. Ebu Cehil:

- Sana vermek için. Çünkü sen, bizim söylediklerimize aldırmayıp Muhammed'e gitmişsin, dedi. El-Velid:

- Kureyşliler, benim onlardan daha zengin olduğumu bilirler, dedi. Ebu Cehil:

- Öyleyse, ona öyle bir söz söyle ki, onun söylediğini inkar ettiğin ve onu sevmediğin kavmine ulaşsın, dedi. El-Velid:

- Onun hakkında ne söyleyeyim? Vallahi aranızda şiirleri benden daha iyi bileniniz yoktur. Vallahi, onun söyledikleri, bunlardan hiçbirine benzemiyor. Vallahi', onun sözünde bir tatlılık ve parlaklık vardır. Sanki, o tepesi meyveli, dibi sulak bir hurma ağacı gibidir. O, altındakini ezer. O, her şeye üstün gelir, fakat ona hiç üstün gelinemez, dedi. Ebu Cehil:

- Vallahi, sen onun hakkında birşey söylemedikçe, kavmin hoşnut olmayacak, dedi. El-Velid:

-Öyleyse, bırak beni de bu konuda birşeyler düşüneyim, dedi. El-Velid düşündükten sonra:

- Bu, (sihirbazlardan öğrenilip) nakledilen bir sihirdir, dedi ve onun hakkında: "Tek olarak yaratıp, kendisine geniş servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim, kendisi için (nimetleri) ayaklar altına serdiğim o kimseyi bana bırak" ayeti indi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

burda

aristo yu homer i

tArtismiyoruz

kendi basligini dagitma ve sen önce basligina sahip çik

siir getir 7 yy öncsine ait

birak arapça siir getirmeyi

ben sana kuran i dahi getiremezsiniz diyorum

sen hala maval okuyorsun

tabii

net'ten buldugun ivir zivir seylere belge diyorsan o baska

:)

Link to post
Sitelerde Paylaş
burda

aristo yu homer i

tArtismiyoruz

kendi basligini dagitma ve sen önce basligina sahip çik

siir getir 7 yy öncsine ait

birak arapça siir getirmeyi

ben sana kuran i dahi getiremezsiniz diyorum

sen hala maval okuyorsun

tabii

net'ten buldugun ivir zivir seylere belge diyorsan o baska

:)

Senin ıvır zıvır dediğin insanların yıllarını harcayıp elde ettiği bilgilerin yayınlandığı kitaplardır..

Sen hangi beyninle ve ne gibi akademik çalışmalara dayanarak bu şiirlerin İslam öncesi olmadığını iddia ediyorsun..

Senin öne sürdüğün aptalca argümanı aristo ya da Homerosa da uygulayabiliriz.. 

Sana getirdiklerim hepsi İslam öncesi şiirleri.. 

Asıl sen cevap ver hangi bilimsel çalışma bunları reddediyor..

Buyur sen getir bakalım bu reddeden bilimsel ve akademik çalışmaları..

Ben sana yüzlerce akademik ve bilimsel çalışma örnekleri sunuyorum?

Ya sen demogoji yapmayı bilen ilkel beyninin ürettikleri hariç ne getiriyorsun?

Bolca boş laf..

hadi buyur meydan senin verdiğim kaynakları yanlışlayan akademik çalışma bekliyorum senden.. 

Yine böcek gibi eziliyorsun..

Sanırım hoşuna gidiyor her seferinde böcek olmak!!!

Hadi daha çook işin var senin fındık kadar beynine karpuz kadar bilgi sokmak için.. Ravi, İbâdî, Muallaqad ne demek öğrendin mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

sairlerin 7 yy öncesinde yasamalari

senin elinde o devirden kalma siiri var demek olmuyor

elindekilerde ivir zivir

ivir zivir

ivir zivirdir

ne yapalim yillarini harcamayalardi

onlarda siirlerini

ya taslara oyalardi

ya duvarlara boyaliyalardi

ya tabletlere çivileyelerdi

yada yunus gibi gönüllere kaziyalardi

kabe nin örtüsüne asarsan bir yel alir götürür böyle

:)

muhammed de 23 yilini ve emegini vahiy ile kuran a vermis

milyari asan da inanlisi var

amma

elde 11 yy dan kalma yada gitsek gitsek en geriye 10 yy bir kuran dan ötesi yok

sen simdi birak benim hangi beyinle yazdiklarimi da

iddia ettigin ve baslik açtigin siirlerin orjinalitisenin belgelerini getir

karsinda talebe mi var sandin

ki

ibad ne ravi ne muallakat ne diye soruyorsun

ama

gerekirse etimolojisine inecek ve irticalen yazacak kadar konuya hakimim

sen önce

kabenin örtüsüne asilan en meshur muallakat i seba nin yani o 7 adet altin harfler ile yazili siirin 7'sinden vazcaydim sadece 1 tanesni bul ve getir bakalim

hadi yaylan bakalim

pabucumun ateisti

:)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Allah ve putlarla ilgili motifler: Câhiliye şâirlerinden olan Evs b. Hacer (ö.620 m.), Allah’a daha üstün bir rol biçerek inancını değerlendirdiği şiirinin bir beytinde şöyle der:

و باللهِ إنًَ اللهَ منْهُنًَ أكبرُ و باللاًتِ و العُزًى و مَنْ دانَ دِينَها

Lât'a, ‘Uzzây'a ve onlara ibadet edenlere andiçerim, Allah'a da; çünkü Allah, onlardan daha yücedir.(Tavîl) 

mesela

sadece ilkini seçtim

üstteki bu yazdigin siirin 7 yy öncesine aitligini ve orjinalligini ispatlasana

altin harflisinide istemiyorum

gümüsde olabilir

:)

Link to post
Sitelerde Paylaş
mesela

sadece ilkini seçtim

üstteki bu yazdigin siirin 7 yy öncesine aitligini ve orjinalligini ispatlasana

altin harflisinide istemiyorum

gümüsde olabilir

:)

Sen ciddeen özürlüsün..

Sana onlarca bu konu hakkında yapılmış akademik çalışmaları verdik.. Açıp okusan hala böyle aptalca soruları sorup kendini aptal yerine koymazdın.. İlkiyle sonrasının arasında fark yok.. Hangisini sorarsan sor..

Bu kitaplaqrı oku :

Yukarıda şiiri yazan kişinin tam ismi Ebû Şüreyh Evs b. Hacer b. Attâb et-Temîmî dir..

Onun hakkında yazılan kitaplar ve belgeler.. Evs b. Hacer. Dîvân inşr, Muhammed Yûsuf Necm), Beyrut 1960; Cumahî, Fuhûtuş-şu'a-râ\ 1, 97; İbn Kuteybe, eş-Şi'r ue'ş-şu'arâ. I, 202-209; Ebü'l-Ferec el-İsfahânî, el-Eğânî, Bey¬rut 1407/1986, XI, 73-79; Abdülkâdir el-Bağ-dâdî. Hizânetul-edeb, Kahire 1402/1981, IV, 379-380; Brockelmann, GAL, I, 18-19; SuppL, [, 55; Tâhâ Hüseyin, Fil-Edebil-Câhitt, Kahire 1947, s. 298-314; 5ezgin, OAS, il, 171-172; Zl-riklî. el-A'lâm (Fethullah), II, 31; Ömer Ferruh. Târîhu'l-edeb, i, 170-172; A. Haffner, "Evs", İA, İV, 419; S. A. Bonebakker, "Aws b. Hadjar", I, 795.

Almancan varsa Rodolf Gayer in derlemelerini okuyabilirsin..

Sanırım yabancı dilin yok.. O zaman Ömer Ünal ın kitabını oku.. Orada göreceksin hangi şair ne zaman yaşamış ve şiirleri nelerdir diye..

Ama sen hala bana Aristo nun yazdıklarının orjinalini getirmedin? Ya da Yunus Emrenin ya da Köroğlunun..

Son olarak senin gibi elinde hiç bir belge olmadan karşı çıkıp, başlıklara boş laftan başka bir şey yazmayanlar gidip başka yerde masturbasyon yapsınlar..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Cahiliye Dönemi adı da verilen İslam Öncesi Dönem'de Arap edebiyatında şiirin özel bir yeri vardı. Bu şiirler Ukaz panayırında düzenlenen bir şiir yarışmasında beğenilerek Mısır ketenine yazılarak Kabe'ye asılırmış... Hidalarla(Bedevi deveci türküsü) benzer konulan işleyen bu şiirlerde gelişmiş bir dil ve anlatım görülür.

Arap Yarımadası ahalisi o asırda ekseriyet itibari ile ümmi idi. Bunun için için gururlarını ve tarihi hadiselerini ve güzel ahlaka yardım edecek atasözlerini kitabet yerine şiir ve belagat kaydıyla muhafaza ediyorlardı. Manidar bir kelam, şiir ve belagat cazibesiyle geçmişlerden gelecektekilere hafızalarda kalıp gidiyordu. İşte şu fıtri ihtiyacın neticesi olarak , o kavimde en ziyade revaç bulan, fesahat ve belagat idi. Hatta bir kabîlenin beliğ bir edibi, en büyük bir milli kahramanı gibiydi. En ziyade onunla iftihar ediyorlardı.

Hatta onların içinde "Muallakat-ı Seb'a" namiyle yedi edibin yedi kasidesini altınla Kabe'nin duvarına yazmışlar, onunla iftihar ediyorlardı.

Ve ne zaman Kur'an nazil oldu..

Kabe'nin duvarında altınla yazılan en meşhur ediplerin "Muallakat-ı Seb'a" namıyla şöhretşiar kasidelerini o dereceye indirdi ki, Lebid'in kızı, babasının kasidesini Kabe'den indirirken demiş: "ayeta karşı bunun kıymeti kalmadı."

Mohammed bu kısma kadar ki bölüme itirazın yoksa devam edelim.. Zira vaktimi zayi ediyorsam şimdiden bırakayım... Benimkisi kopyala yapıştır değil.. Sadece istifade ettiğim bölümleri anlayacağınız dilde sadeleştirerek sunuyorum.. Yorumuna göre bu konu hakkında tartışmak isterim...

tarihinde AliEkber tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ali Ekber İslam dünyasının bile kabul ettiği Cahiliye dönemi şairlerinden bahsediyorum... Adamın kalkıp elinde hiç bir desteği olmadan yok bunlar o döneme ait değil demesi garip kaçıyor.. Araplar bile günümüzde bu Cahiliye şairlerini bilir ve övgüyle bahsederler.. Seninde dediğin gibi halka mal olmuş kişilerdir..

Güzel bilgiler edinmişsin fakat seninle tek ortak olmadığım bu konu ayrıca ümmilikle alakalı değildir.. Toplumların hafızası mevcuttur.. Bizler 21 yy da ger şeyi çok hızlı tüketiyoruz zira çok fazla üretim mevcut.. O dönemlerde halk tarafından tutulmuş eserler unutulmuyor.. Ayrıca özel olarak ezber işi ile meşgul Raviler mevcut.. Ummi olmayıp efsanelerini, yaratılış mitlerini, şiirlerini, türkülerini binlerce senedir günümüze kadar ulaştıran topluluklar mevcuttur.. (Avustralya yerlileri bu konuya en güzel örnektir..)

Şimdi bu konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum..

Biraz aklını kullanan bu şairlerin neden cennet, cehennem, Allah, ahiret günü... gibi kavramlardan bahsettiklerini gayet kolay anlayabilirler.. Bu şairler gezgindir, dört bir tarafı gezer dolaşırlar, panayırdan panayıra giderlerdi.. En sonunda Mekke de ünlü Ukaz panayıra gelirlerdi.. asıl not etmeniz gereken şudur.. Bu şairler bu söylemleri Haniflerden almamışlardır.. Zira Hanif diye bir din yoktur.. Bu da ayrı bir konudur... Bu şairlerin yaşadığı ortamda Yahudi, Hırıstiyanlar mevcuttur.. Yani çok kültürlü ve inançlı bir hayat tarzı.. Vızır vızır işleyen kervanlar, Şamdan, Kahireden, Kudüsten haberlerle sürekli gelip gitmekteler....

Daha Araplarda gelişmemiş ölümden sonra hayat kavramınıda kervanlardan ve çevrede yaşayan Hırıstiyan ve Yahudilerden öğreniyorlar.. Elbette kulağa hoş geliyor kemiklerin tekrar toparlanıp dirilmesi fikri..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran ve cahiliye dönemi şiirlerinin arasında şekil yönndende büyük benzerlikler mevcuttur..

Bunun en önemlisinden bahsetmiştim.. Yemin etmek... Aslında ondan daha önemli bir konudan bahsetmek istiyorum.. Hani Kuranda meşhur bugüne kadar anlamı blnmeyen ayetlerin başlarında bununan heceler ( “kısaltılmış harfler” veya “kesik harfler”) ..

Elif, Lam, Mim ya da Ta Ha gibi..

Kuran yazılırken elbette yazanlar ve dinleyenler bu hecelerin ne anlama geldiğini gayet iyi biliyorlardı. Ama geçen zaman içinde bunların asıl amaçları unutuldu.. Sonuçta ellerinde gökten geldiğine inanılan sözler tutuyorlardı..

Sizce apaçık bir kitap olduğunu söyleyen birisi böyle cümleler kurar mı?

KASAS SURESİ:

1. Ta, Sin, Mim.

2. Bunlar, apaçık Kitab'ın ayetleridir.

Bu cümleyi hitap ettiği insanlar bunun ne anlama geldiğini biliyorlarsa evet eder.. Kuran surelerinin 29 tanesi “kısaltılmış harfler” veya “kesik harfler” adıyla bilinen huruf-u mukatta ile başlar. Bu hecelerin Mekke dönemi surelerinde olması bir yana, dikkat edilirse bazıları hariç mushaf sıralamasında birbirini takip eden surelerde kullanldığı görülecektir. Örneğin (2,3)–(10, 11, 12 ,13 14, 15)–(19,20)- (26,27,28,29,30,31 32)- (40,41,42,43,44,45,46,) Peki ama neden? Bu sorunun cavabı İslam öncesi edebiyatı ve şiirinde yatmaktadır..

Cahiliye döneminde edebi yazımda bu hecelerin bir amacı vardı.. Bu durum şiirlerin, edebi eserlerin yazıya geçirilmesi sırasında birbirinden ayırabilmek amacıyla kullanılan geçici bir isimlendirme biçimi olduğunu gösteren bir işaret sunmaktadır bize. Yani şiirin nerede başlayıp bittiğini göstermekte ve ardından gelen şiirle ya da konu ile ayırt etmektedir..

Link to post
Sitelerde Paylaş

cidden özürlüyüm

de

çok basit bisi istedim

di

bir adet 7 yy öncesine ait orjinalligini belgeleyerek arapça yazilmis bir siir getir dedik

getiremiyorsun

ve

kuduruyorsun

onun için

uzatmaya hiç gerek yok

senin onlarca akedemik çalisma vermenede gerek yok

o akedemik çalismalarida çok iyi bilirim

ve

nelerin nasil tahrif edildildiginide

müslümanlar kuran i

hristiyanlar incil i

yahudiler tevrat i

getiremiyor

sende siir i

:)

getirdigin siir e bak

harekelerini sevsinler senin

:))

:)

not: siirlerin orjinalligini ispatlayinca ara beni yoksa konu kapanmistir dogan buraya akedemik çalismalardan uzaklasmak için ve dinlenmeye geliyor dipnotsuzca yazismalarda bulusmak üzere simdilik hoscakal

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...