Jump to content

Islam sanat dusmani mi?


Recommended Posts

islam'da birakin tanri'nin resmini cizmeyi, herhangi bir musluman kafasinda Allah'in nasil bir varlik oldugunu canlandirmaga bile cesaret edemez..

Bu da Kur'an ve islam'in aslinda hosgoru ve sevgi dini degil, aslinda cok sinsice planlanmis bir korku dini oldugunu gostermek icin kafidir.

Benim bu yazimi okuyan herhangi bir musluman su an kendi kendine "tovbe tovbe yarabbi" demektedir. Iste bu da Islamin insanlarin beynine korkuyu nasil yerlestirdiginin gostergesidir..

Iste size Islam'in nasil bir sanat dusmani oldugunu belgeleyen hadisler..

"Her kim bir canlı resmi yaparsa Allah ona o resme can verinceye kadar azab eder. Ressam resmine katiyyen ruh veremez ve ebediyen azab olunur" (Tecrid-i Sarih Tercümesi, VI, s. 533).

"Şu resimleri yapanlar yok mu? İşte onlar, kıyamet gününde, haydi yaptığınız resimlere can veriniz, diye azab olunacaklardır" (Tecrid, XII, 116).

Cehennemde en şiddetli azaba uğratılacak kişiler ressamlardır (Buhari, Tasavir/89).

"Ey iman edenler; şarap, kumar, dikili

taşlar, şans okları şeytan isi birer

pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz"

(el-Mâide, 5/90)

"Melekler, içinde köpek ve heykel (put) olan eve

girmezler" (Nevevî, Müslim Şerhi, Xll, 84).

"Benim yarattığım gibi yaratma

yoluna girmeye kalkışandan daha zalim kim vardır. Şu

halde onlar, haydi bir zerre yaratsınlar, bir tane yaratsınlar,

bu arpa yaratsınlar" (Nevevî, Müslim Şerhi, XII, 90).

"Şu suretleri yapanlar, kıyamet gününde

azab görecekler ve onlara: Yarattığınız bu suretlere

hayat verin " denecek" (İbn Hacer, Fethu'l-Bârî

Şerhi Sahihi 'I-Buharî, Xll, 508) .

Said b. Ebû'l-Hasen'den: "Bir adam Abdullah b.

Abbas'a gelerek, "Ben su suretleri yapan (geçimini bundan sağlayan)

birisiyim. Bunlar konusunda bana fetva ver." dedi. İbn Abbas,

"Bana yaklaş" dedi. Adam ona yaklaştı. Sonra,

"Bana yaklaş" dedi. Adam ona yaklaştı, ta ki

İbn Abbas elini onun başı üzerine koydu ve,

"Resulullah (s.a.s)'den işittiğimi sana haber

vereceğim; O şöyle buyurdu: "Her resim yapan

cehennemdedir. Onun yaptığı her resme bir can verilir ve

bu, kendini yapana cehennemde azabeder. " Sen mutlaka bunu yapmak

zorunda isen, ağaç veya cansız şeylerin resmini yap"

dedi" (Nevev, Şerhi Sahihi Müslim, XII, 93).

"Heykel, mücessem insan ve hayvan figürlerinin

haram kılınmasından bir istisna vardır. O da çocukların

oynadığı oyuncaklardır. Çünkü bu konuda Hz. Âîşe'den

rivayet edilen şu hadis-i şerif vardır:

"Resulullah (s.a.s) Tebük veya Hayber gazvesinden

döndü. Evin dolap yerinde perde vardı. Bu esnada rüzgar esti ve

Âîşe'nin oyuncak bebeklerinin bulunduğu bölümü açtı.

Resulullah (s.a.s) "Bu nedir, ey Âîşe?" diye sordu. Âîşe,

"Benim kızlarım" cevabını verdi.

Oyuncakların arasında deriden iki kanadı bulunan bir ad

vardı. Resulullah (s.a.s) "Oyuncakların ortasında gördüğüm

şu şey nedir?" diye sordu. (not= Bu arada ayse'nin oyuncaklari olan minicik bir kiz oldugunu yine kanitlamis olduk)

Âîşe, "iki kanat" dedi. Resulullah,

"İki kanatlı at olur mu?" dedi. Aişe, "Hz. Süleyman'ın

çok kanatlı atlarının olduğunu duymadın

mı?" cevabını verdi.

Hz.Âîşe der ki: "Resulullah (s.a.s) bu

cevap üzerine dişleri görünecek kadar tebessüm etti" (Ebû

Davûd, Edeb, 54).

Resmi yapan bununla Allah'ın

yaratışına benzetmek veya Allah'la yaratma

yarışına girmeye çalışmak gibi bir kasıt güderse,

tevhid akidesinden çıkar. İşte bunlar ve bunlara

benzeyenler hakkında, "İnsanlar içerisinde azabı en

şiddetli olanlar, Allah'ın yaratmasına benzer yaratma

yarışına gidenlerdir." (Buharî, Libâs, 91; Nesâî,

Zînet, 112; Ahmed İbn Hanbel, 111, 36) hadis-i şerifi varid

olmuştur.

Hadisin ravilerinden Büsr dedi ki: "Zeyd b. Halid

hastalandı. Ziyaretine gittik. Gördük ki, kapısında

resimli bir perde var. Resulullah (s.a.s)'ın zevcesi Meynûne

(r.anha)'nın üvey oğlu Ubeydullah el-Havlânî'ye: "Zeyd

sana bir gün önce resimler hakkındaki hadisi haber vermedi

mi?" diye sordum. "Onun "Ancak elbise ve örtüdeki nakış

ve resimler müstesnadır" dediğini işitmedin mi?"

cevabını verdi (Buhar, Libas, 92).

Âîşe (r.anha)'dan: "Üzerinde kuş

resimleri olan perdemiz vardı. Eve girenin hemen

karşısında görünüyordu. Resulullah (s.a.s) bana,

"Bunun yerini değiştir, çünkü eve her girdiğimde

onu görüp dünyayı hatırlıyorum" buyurdu. "

Hadisin diğer bir rivayetinde Hz. Âîşe:

"Resulullah (s.a.s) bize onu kesmemizi emretmedi" diyor (Nevevî,

Müslim Şerhi, XVI, 187).

Enes (r.a)'den "Hz. Âîşe'nin

nakışlı ve resimli bir perdesi vardı. Onunla evin bir

tarafını örterdi. Resulullah (s.a.s) ona "Onu benden

uzaklaştır. Çünkü resimler, devamlı olarak

namazımda bana görünüyor" buyurdu" (Buharî, Salât, 15,

Libas, 93; İbn Hanbel, 3, 151, 283).

Yerlere serilerek veya başka şekilde

değer verilmeyecek yerde kullanılırsa caiz, duvara veya yükseğe

asılıp değer verilirse caiz değildir" (İbn

Hacer, Fethu'l-Bârı, XII, 515)

Resmin mubah olan kısmı yere serilip ayak

altında çingenenidir. Mekrûh olan ise duvara asılandır

(İbn Kudâme el-Muğn, VII, 113).

Resmin (sûretin), giderildiği takdirde

canlının yaşayamayacağı, göğsü, karnı

gibi yerleri koparılırsa veya bedeninden ayrı sadece

baş yapılırsa, bu yasak kapsamına girmez. Çünkü o

organın gitmesiyle geride canlı kalmaz. Bu canlının

kafasını kesmeye benzer. İlk

yapıldığında resim bassız bir beden, veya

bedensiz bir baş şeklinde yapılırsa veya

başı bir canlıya, bedeni başka bir canlıya ait

olarak yapılırsa, bu da yasak kapsamına girmez. Çünkü bu

(gerçek) bir canlının resmi değildir (İbn Kudame,

el-Muğn, VIII, 13)

"Resim

yapmak mutlak sûrette caiz değildir. Çünkü bu, Allah'ın

yaratmasına benzer yaratma iddiasına

kalkışmaktır" (İbn Âbidîn, Hâşiye, I,

608).

İmam Nevevi şöyle der: Bizim ashabımıza

ve diğer âlimlere göre, canlının resmini yapmak

şiddetle haramdır. Bu aynı zamanda büyük günah

(kebair)lardandır. Çünkü hadislerde onun hakkında

şiddetli tehditler vardır. O, ister değersiz tutulmak için

yapılsın, ister başka niyetle yapılsın. Onu

yapmak tamamen haramdır. Çünkü onda Allah'ın yaratmasına

benzetmek vardır. İsterse, bu elbisede, sergide, dirhemde,

dinarda, felsde, kapkacakta, duvarda veya başka yerde olsun. Bütün

bu durumlarda yapılan sûretin, gölgeli (boyutlu) olup olmaması

fark etmez (Nevevî, Müslim Şerhi, XIV, 85).

İmam Kurtubi ise şöyle der: Resulullah

(s.a.s) tasviri yapanlara, istisna yapmaksızın lanet

etmiştir. "Bu sûret yapanlara kıyamet gününde

azabedilecek ve onlara "yarattıklarınızı

diriltiniz" denilecek" hadisinde de istisnada

bulunmamıştır. Sünen-i Tirmiz'de Ebû Hüreyre'den rivayet

edilen bir hadis-i şerif şöyledir: "Resulullah (s.a.s)'in

söyle buyurduğunu işittim: "Kıyamet gününde

cehennemden bir boyun çıkar. Bunun bakan iki gözü, işiten iki

kulağı ve konuşan bir dili vardır. Bu şöyle

diyecektir: "Ben üç şeyi ilan etmekle görevlendirildim:

İnatçı bütün cebbarların, Allah'la beraber başka ilâhlara

da sığınanların ve musavverlerin hakkından

geleceğim" (Ebû İsa et-Tirmizî: Bu hasen, garib sahih bir

hadistir, demiştir.)

"Kıyamet

gününde azab yönünden insanların en şiddetlisi, resim

yapanlardır" buyurması, her hangi bir şeyin resmini

yapmanın memnû olduğuna delâlet etmektedir. Bu şey ne

olursa olsun, durum değişmez (Kurtub, el-Câmi li

Ahkami'l-Kur'an, XIV, 274)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 91
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

ebru sanatı hattatlık hatta sanatı müziği biraz araştırırsan müslümanlıkta en güzel seviyesine çıktığını görürsün islam sanat düşmanı olsaydı bunlar olmazdı

Taliban afganistanda kaç bin yıllık buda heykelini havaya uçururken sana sormamış ayıp etmiş.Bir kere olsun yazıları okusanız dişimi kıracam. Adam islamda diyor müslümanları hepsi böyle yapar demiyor.

tarihinde Bruce lee tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

"Her kim bir canlı resmi yaparsa Allah ona o resme can verinceye kadar azab eder. Ressam resmine katiyyen ruh veremez ve ebediyen azab olunur" (Tecrid-i Sarih Tercümesi, VI, s. 533).

"Şu resimleri yapanlar yok mu? İşte onlar, kıyamet gününde, haydi yaptığınız resimlere can veriniz, diye azab olunacaklardır" (Tecrid, XII, 116).

"Resim yapmak mutlak sûrette caiz değildir. Çünkü bu, Allah'ın yaratmasına benzer yaratma iddiasına kalkışmaktır" (İbn Âbidîn, Hâşiye, I, 608).

Bunlar o donemin sartlarina gore yazilmis yuzlerce ayetten birkaci. Tabi o donemde fotograf makinasi, hatta video kamera, ve hatta internet, ve hatta youtube gibi resmin cok daha ileri boyutlari tasavvur bile edilemediginden, o donem sadece resim ve heykel (put) bilindiginden, boyle bir ayet gelmis.

Peki ya bugun. Muslumanlarin kafasi karisik. 1000 yil once boyle denmis ama bugun nasil olacak bu is . Biz iyisimi gormezden gelelim bu ayetleri, "nede olsa orda resim diyor video demiyor" diye dusunulmus olmaliki bugun Youtube e girin muslumanlar tarafindan islamiyet adina konmus binlerce video bulacaksiniz.

Simdi bir dusunelim. Hmmm resim yasak Video serbest. Ilginc degilmi.

Isteselerde istemeselerde caga ayak uydurmak zorundalar. Mecburlar. O yuzden simdi kafalari karisik.

Matbaayi gavur icadi diye kullandirmadilar. Simdi o gavurun icadi interneti kullaniyorsunuz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Ey iman edenler; şarap, kumar, dikili

taşlar, şans okları şeytan isi birer

pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz"

(el-Mâide, 5/90)

yazının içinde tek Kuran ifadesi bu.benide bağlayan budur.

ve ben bunun içinde sanat ile ilgili bişey görmüyorum !

ya siz !!!

ayrıca hadis dininin yazarlarının ben anasını avradını ............. neyse !

o din yahudiliktir ! islam değildir.

bilenler bilir.anlayanlar anlar.anlamayanlarda anlamaz.

eee ben mi anlatayım

banane yahu.işim yok laf anlatacam !

geç bunlarııııı rınırırınınııı anam babam geç bunları.

lam bugün pek eğlenceliyim.günü ateistlerle açınca pek neşeli oluyorum :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

bence sen günü müslümanlarla açıp gel.

ulan kuranın basmamış harfleri işte sanata. ne anlar kuran da denilebilir bu olaya. görmemiş araplar da ne yapsın nası yorumlasınlar .işte kuranı ışık ilan edersen böle kalırsın misali

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sanat düşmanlığı Ortadoğu dinlerinin hepsinde vardır.

Olaya müzik açısından bakacak olursak, genel görüş şudur;

Müziğin dine hizmet ettiği sürece günah olmadığı, müziğin şehvet uyandırmadığı sürece günah olmadığını, müziğin eğlence ve hoş vakit geçirme amacıyla kullanılmadığı sürece günah olmadığını söyleyenlere rastlanabilir. Her ihtimalde din hukuku ve müzik arasında sorunsuz bir ilişkiden söz etmek kolay değil.

Örneğin,

Büyük Besteci Bach, eserlerinin şevhet duygularını kabartıcı bulunması sebebi ile kilise tarafından birçok kez uyarılmıştır.

17. yy Avrupasında bu tür şeyler normal karşılanabilir,

Sorun 21. yy'da hala bunları tartışıyor olmamız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlkellik...

Bide bu ucubeler maneviyattan filan sözederler.

Sanat yasak! neden? Maneviyat falza gelişirse inandıkları şeyin maneviyatla ilgisi olmadığını hissedibilirler.

Bunların duyguları korku ve açgözlülük ten ibaret.

Onların yegane sanatı cennet ve özelliklede cehennem tasvirleridir.

kuran üzerine edebi bir eser tanımamaları da edebiyattaki geriliklerini gösterir.

Onların müzükten anladıkları da sadece ilahiden ibarettir.

Çünkü dünyaki tek amaç çile çekmektir.Ve böylesine çileci bir öğretide sanatın olmaması, olanın da (allaha) yalvarma yakarma, kendini acındırma, kendini onun karşında aşşağılık gösterme ve korkularından bahsederek onları körüklemesi gibi ilkelce şeyler oluşu normaldir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
"Ey iman edenler; şarap, kumar, dikili

taşlar, şans okları şeytan isi birer

pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz"

(el-Mâide, 5/90)

yazının içinde tek Kuran ifadesi bu.benide bağlayan budur.

ve ben bunun içinde sanat ile ilgili bişey görmüyorum !

ya siz !!!

Dikili tas bir sanat eseri degil midir?

O devrin gerizekali araplari el yapimi tas cakil put herseye taptiklari icin peygamber efendiniz boyle bir ayet uydurmak zorunda kalmistir.

Ayrica peygamber efendiniz insanlarin (batil bile olsa) taptiklari ve deger verdikleri el yapimi putlari ve dikili taslari kirip ve kirdirarak islam dininin ne kadar hosgoru ve saygi dini oldugunu tum dunyaya kanitlamistir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Ey iman edenler; şarap, kumar, dikili

taşlar, şans okları şeytan isi birer

pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz"

(el-Mâide, 5/90

ben bu ayette sanat a karşı bi tavır göremiyorum.ha diğer uydurma hadisler malumumuz o internet bağlantım kesildiği için şuan bakamam sonra incelicem o hadisleri.

Link to post
Sitelerde Paylaş
"Ey iman edenler; şarap, kumar, dikili

taşlar, şans okları şeytan isi birer

pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz"

(el-Mâide, 5/90

ben bu ayette sanat a karşı bi tavır göremiyorum.ha diğer uydurma hadisler malumumuz o internet bağlantım kesildiği için şuan bakamam sonra incelicem o hadisleri.

Bu nedir?

istanbul'un gobegine mostralik mi dikmisler bu dikili tasi? sanat eseri degil midir? degilse neden istanbulun gobeginde her yil binlerce turist bu dikili tasin fotograflarini cekiyor?

dikilitas_obelisk.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş
Dikili tas bir sanat eseri degil midir?

O devrin gerizekali araplari el yapimi tas cakil put herseye taptiklari icin peygamber efendiniz boyle bir ayet uydurmak zorunda kalmistir.

Ayrica peygamber efendiniz insanlarin (batil bile olsa) taptiklari ve deger verdikleri el yapimi putlari ve dikili taslari kirip ve kirdirarak islam dininin ne kadar hosgoru ve saygi dini oldugunu tum dunyaya kanitlamistir.

90- Ey iman edenler! Helâl olan güzel şeyleri haram etmediğiniz gibi, haram olan pisliklerden de iyi sakınınız. Bu cümleden olarak muhakkak ki hamr, yani sarhoş edici şeyler ve meysir, yani piyango ve kumar (Bakara Sûresi 2/219. âyetin tefsirine bkz.) ensâb yani tapılmak için dikilmiş taş vesâir putlar, kumar ve piyango kalemleri, okları, zarları, bütün bunlar başka bir şey değil, ancak birer ricstir, aklınızın tiksineceği, iğreneceği pis, murdar bir şeydir, şeytanın işlerindendir. Şeytanın işi, şeytanın teşvikidir. O halde bu pislikten çekininiz, uzak durunuz ki kurtuluşa eresiniz.

Bu âyet, müskirât (şarhos edici şeyler)ın yasaklanması ve haram edilmesi hakkında üçüncü ve son olarak nazil olan âyettir ki birincisi Nisâ Sûresindeki "Sarhoş olduğunuz zaman namaza yaklaşmayın." (Nisâ, 4/43) ikincisi de Bakara sûresindeki "Senden içki ve kumarı sorarlar. De ki: Onun ikisinde büyük bir günah vardır." (Bakara, 2/219) âyeti idi. (Oraya bkz.) Allah Teâlâ bu âyette içki ve kumarın haramlığını çeşitli yönleriyle tekit etmiştir. Birinci olarak cümlenin başı ile başlanmış; ikinci olarak putlar ve fal okları ile beraber zikredilerek, "Şarap içen puta tapan gibidir" hadis-i şerifi delaletince puta tapıcılık kabilinden gösterilmiş; üçüncü olarak "pislik" adı verilmiş; dördüncü olarak başlı başına şer veya galip olduğuna tenbih edilerek "şeytanın işlerinden" buyurulmuş; beşinci olarak bizzat kendilerinden çekinilmesi emredilmiş; altıncı olarak, bu çekinme, kurtuluş ümidine bir sebep yapılmıştır

Link to post
Sitelerde Paylaş

Harun

Senin gözün kör, kulağın sağır, aklın dumura uğramış..

Tabii eğer İslam'ın sanata olan düşmanlığını göremiyorsan..

İslam yalnız sanat düşmanı bir din değildir.

İslam insanlık düşmanıdır.

Hatta yalnız insanlık düşmanı da değildir.

İslam doğa düşmanıdır..

İslam hayvanların düşmanıdır..

İslam açıkca ilkel, bağnaz, geri, antik, değersiz bir dindir..

İnsanlığa sunduğu tek ilke Allah'a köleliktir...

Böyle bir dinden ne beklenir?

Bir insan Allah'a köle olarak ülkesine ve insanlığa ne gibi bir katkıda bulunabilir..

Allah varsa eğer, yararı yalnız kendisine dokunacaktır..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

ebru sanatı

Kâğıt süsleme sanatlarının en önemlilerinden biri... Bütün Osmanlı sanatlarında olduğu gibi usta-çırak usulü ile öğrenilen ve sanatçının iradesi dışında birçok değişkenden etkilenen bir sanattır.

Ebru; renklerin suyla dansının yarattığı bir ahenktir aslında. Bazı kaynaklar ebrunun, yüz suyu anlamına gelen "ab-ı ru" sözcüğünden, bazı kaynaklar ise Orta Asya dillerinden Çağatayca'da hareli görünüm, damarlı kumaş ya da kağıt anlamına gelen "ebre"den geldiğini söylese de en yaygın kanı, kelimenin kökeninin Farsça; bulutumsu, bulut gibi anlamına gelen "ebri" den gelmekte olduğudur. Her ne şekilde isimlendirilse isimlendirilsin insanlara da isim olan ebru, gizemli bir ahenk taşıyor.

Zorlu ve emek isteyen bir sanat olan ebru, geri dönüşü olmayan, tekrarı olmayan, çok değişkenli bir sanattır.

Birçok eski eserde süsleme amacıyla kullanılan ebru, geleneksel el sanatlarımızdan olmasına rağmen yakın zamana kadar unutulma tehlikesi ile karşı karşıyaydı. Dünya çapında çeşitli milletler tarafından sahiplenmeye başlanmış, bazı ülkelerde ebru yapımı sırasında kullanılan malzemeleri üreten firmalar boy göstermişti.

Ebru sanatında son devrin piri merhum Mustafa Düzgünman gerek yetiştirdiği öğrencilerle gerek bu sanata kazandırdığı anlayışla manevi hazinelerimizden birinin payidar kalmasında büyük rol oynamıştır.

Ebru tarihi

Ebru sanatının ilk kez ne zaman ve nerede yapıldığı tam olarak bilinememektedir. Tarihi ve kimin tarafından yapıldığı belli olmayan bazı eserler vardır.

Bugün kayıtlardaki en eski ebru 1595 yılına aittir. Şebek Mehmed Efendi imzasını taşır. Ancak, bir sanatın gelişmesi ve kabul görmesi için yüzlerce yıl geçmesi gerektiğini ve kayıtlarda da detaylı bir arama yapılmadığını düşünürsek bu sanatın çok daha eskilere dayanan bir geçmişi olduğunu kabul etmemiz gerekir.

Ayrıca, ebru kelimesinin Farsça'daki EBRİ kökünden geldiğini iddia edenler olsa da, bu kelimenin kullanılmasından yıllar öncesinde, Türkistan'da EBRE kelimesinin çok yakın anlamda kullanıldığı bilinmektedir. Yani kelimenin Farsça'ya zamanın Türkçe'sinden geçmiş olma olasılığı yüksektir. Osmanlı'nın son devirlerinde yaşamış olan Üsküdarlı Şeyh Sadık Efendi, Ebru Sanatı'nın inceliklerini öğrenmek için Buhara'ya gitmiştir. Bu da, Ebru Sanatı'nın Orta Asya kökenli olduğuna dair güçlü bir kanıttır.

Ebru Sanatı'nın günümüze ulaşmasında, Üsküdarlı Şeyh Sadık'ın büyük payı vardır. Onun devamında, Hezarfen Edhem Efendi, Necmeddin Okyay ve Mustafa Düzgünman, bir yandan sanattaki geleneği korumuş, aynı zamanda da ebru çeşitlerini tanzim ederek Ebru'yu güçlü bir sanat haline getirmişlerdir.

Ebru Sanatı ile ilgili yazılmış ilk eser, Tertib-i Risale-i Ebri adını taşır ve 1608 tarihlidir. Basitçe ebru yapımından ve ebru sanatçılığından bahseder.

Osmanlı'da ise Şebek Mehmed Efendi'den sonraki en önemli Ebru Sanatçısı, Hatip Ebrusu'na da adını veren İstanbullu Hatip Mehmed Efendi'dir.Aynı zamanda hattat olan sanatçı, Ayasofya Camii'nde hatiplik yapmış ve 1773 yılında vefat etmiştir

ebru sanatı islamdan önce varmı ama islamiyet gelince müslümanlar geliştirdiler ve günümüze en güzel bi şekilde getirdiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam dini sanat düşmanlığının önde gidenidir.

Bunun tartışılacak, aksi ıspat edilecek bir durumu yok.

Müslüman arkadaşların bu konuda bile savunmaya geçmelerini hayretle karşılıyorum.

Yok işte kardeşim, yok. islam'da sanat manat yok işte.

arap kim, sanat kim?

sadece sanat yapmaya düşman değiller, aynı zamanda diğer insanların da sanatla uğraşmalarına karışıyorlar.

1000 yıllık Budha heykelini yıkan zihniyetten sanata değer vermelerini beklemek öküzlüktür.

21. yy'da bile ilüzyona sihir ve büyü diyerek Allah'a ortak koşmak olarak gören ilkel bir zihniyet sanattan ne anlar?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Harun

Senin gözün kör, kulağın sağır, aklın dumura uğramış.. <kalbi mühürlü olan sizsiniz biz değil>

Tabii eğer İslam'ın sanata olan düşmanlığını göremiyorsan..<maide suresi kumar ve dikili taşlarla uynatılan oyunlardan bahseder sanat a düşman değildir>

İslam yalnız sanat düşmanı bir din değildir.<sana öyle geliyor>

İslam insanlık düşmanıdır.< tam tersi şeytan insanlık düşmanı ve siz onun yolunda cehenneme doğru ilerliceksiniz>

Hatta yalnız insanlık düşmanı da değildir.

İslam doğa düşmanıdır..

İslam hayvanların düşmanıdır.. <saçmalık>

İslam açıkca ilkel, bağnaz, geri, antik, değersiz bir dindir..<sana öyle geliyor öyle olsa ben şuan teknolojiden faydalanmamam lazım>

İnsanlığa sunduğu tek ilke Allah'a köleliktir...<evet yaratıklara değil Allah a kul köleyiz>

Böyle bir dinden ne beklenir? <huzur ve rahatlık>

Bir insan Allah'a köle olarak ülkesine ve insanlığa ne gibi bir katkıda bulunabilir..<müslüman bilim ve ilim adamları uzaydanmı düştü>

Allah varsa eğer, yararı yalnız kendisine dokunacaktır..<ayvayı yiyiceksiniz>

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...