Jump to content

Türkiye'de Ateizm


Recommended Posts

Türkiye'de ateistlerin karşılaştığı yasal engeller.....

5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu'nun, 3 alt maddesi bulunan 216. madde.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama

(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Biz bu yasalara tabi değiliz. Ama burada yazan bir TC vatandaşı onlara tabi.

Biz dediğim forumun kendisi ve sahibi olarak ben.

Bu yasanın gerekçesi olarak da aşağıdaki yazıyı buldum..Bilginize sunuyorum.

madde 216.– birinci fıkrada tanımlanan “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçu, hukuk devleti olma standardı yüksek olan birçok ülkenin ceza kanunlarında yer almaktadır. hiçbir devlet, vatandaşları arasında, muayyen özelliklere sahip bir kesiminin diğer kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa, öç almayı gerektirecek şiddetli nefrete yönlendirilmesine seyirci kalamaz.

öte yandan çağdaş dünyada, gelişmenin temel dinamiği olarak düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti kabul edilmektedir. bu bağlamda; kişilerin düşündüklerini hür bir ortamda söyleyebilmeleri, demokratik toplumun var¬lığı için zaruri sayılan unsurlardandır. söz konusu suç tanımı, bu düşünceler dikkate alınarak yapılmıştır.

suçu oluşturan “tahrik”, soyut saygısızlık ve reddin ötesinde, bir halk kesimine karşı düşmanca tavırlar gösterilmesini sağlamaya veya bu tür tavırları pekiştirmeye objektif olarak elverişli olmalıdır. fail sübjektif olarak da bu amacı gütmeli, halk kesimini kin ve nefrete tahrik etmelidir. bu kap¬samda salt yüz çevirme, soyut bir ret veya saygısızlık ifade eden bir davranışta bulunma veya bu yönde sözler sarfetme, suçun gerçekleşmesi bakımından yeterli değildir. fiilin suç teşkil etmesi için bunların ötesinde, ağır ve yoğun bir tarzda kin ve düşmanlığa tahrikin var olması gerekir. failin fiili, adet ve şahıs olarak muayyen olmayan toplum kesimi üzerinde kin ve nefret duygularının oluşumuna veya mevcut duyguların pekişmesine etkide bulunmalıdır.

kin, “öç almayı gerektirecek şiddetli düşmanlık hareketlerin zeminini oluşturan psikolojik bir hâl”; düşmanlık ise, “husumet beslenen konuya karşı düşünerek, tasarlayarak zarar vermeye, onu mağlup etmeye yönelmiş kin duygusu” olarak da tanımlanabilir. şu hâlde kin ve düşmanlık; “husumet beslenen konuya karşı tasarlayarak zarar vermeye, öç almayı gerektirecek şiddette nefret duymaya yönelik hareketlerin zemini oluşturan psikolojik bir hâl” olarak açıklanabilir.

fıkra metninde; fiilin kamu güvenliğini tehlikeye düşürecek biçimde yapılması arandığı için, suç; soyut tehlike suçu olmaktan çıkarılmış, somut tehlike suçu hâline getirilmiştir. bu suretle, çağdaş hukuktaki soyut tehlike suçlarını azaltma yönündeki eğilim dikkate alınmış, temel hak ve hürriyetlerin kullanım alanı genişletilmiştir. bu düzenleme sayesinde "kin ve düşmanlık" ibaresinin anlamı da dikkate alındığında sadece "şiddet içeren ya da şiddeti tavsiye eden tahrikler" madde kapsamında değerlendirilebilecektir.

söz konusu suçun oluşması için, kamu güvenliğinin bozulması tehli¬kesinin somut olgulara dayalı olarak varlığı gereklidir. bu tehlike, somut bir tehlikedir. bu somut tehlikenin gerçekleşip gerçekleşmediğini belirlerken failin söz ve davranışlarının neden olduğu tehlike neticesinin gerçekleşmesi gerekir. hâkim, kullanılan ifadeler dolayısıyla bu tehlikenin gerçekleşip gerçekleşmediğini, dayanak noktalarını göstermek suretiyle belirleyecektir. bu kapsamda, kişinin söz ve davranışlarının kamu güvenliğini bozma açısından yakın bir tehlike oluşturduğunun tespit edilmesi gerekir. kişinin söz ve davranışlarının, halkın bir kesimi üzerinde tahrik konusu fiillerin işleneceği hususunda duyulan endişeyi haklı kılacak bir etki oluşturması gerekir. ifade özgürlüğü ile bu tip tehlike suçları arasında “açık ve mevcut tehlike” kriterinin var olması gerekir. buna göre, yapılan konuşma veya öne sürülen düşünceler toplum açısından açık ve mevcut bir tehlike oluşturduğu takdirde yasaklanabilmekte, keza böyle bir tehlikenin varlığı somut olarak, açıkça tespit edilmedikçe söz konusu suçtan dolayı cezalandırma yoluna gidilemez.

maddenin ikinci fıkrasında halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge bakımından farklı bir kesiminin alenen aşağılanması suç sayılmıştır. suçun oluşması için fıkrada belirtilen özelliklere sahip ve halkın bir kesimini oluşturan gayrimuayyen sayıdaki kişilerin aşağılanması, tahkir edilmesi gerekir. bu fıkrada, kamu barışını korumak amacıyla halk kesimlerinin alenen aşağılanması, suç olarak tanımlanmıştır.

maddenin üçüncü fıkrasında bir halk kesiminin benimsediği dinî değerlerin alenen aşağılanması, suç hâline getirilmiştir. fiilin cezalandırılabilmesi için, “kamu barışını bozmaya elverişli” olması gerekir.

Mantık yukarda forumumuzla ilgisi olmayan iki masum TC vatandaşının suçlandığından bahsetmişti.

Acaba bu gerekçe onlara uygulanabilir mi?

Forumun baş sorumlusu olarak bu soruyu soruyorum kendime ve sizlere.

Bu ne büyük densizliktir böyle.

Yukardaki gerekçelerin hangisi bu masum insanları kapsamına alıyor?

Daha da ötesi..

Ülkemizde büyük bir Kürt azınlığı var.

Onlar hakkında gazete ve mecmualarda son derece ağır eleştiriler, hakaretler, ithamlar yayınlanıyor.

Onlar da bu yasaların kapsamına giriyorlar mı?

Asıl onların girmesi gerekmez mi?

Bir ateist forumunu kaç kişi okuyabilir ve bu forum Türkiye'deki düzeni nasıl bozabilir.

Birilerinin düzenini bozuyor elbette ama, onlar masum insanlar mı?

Yoksa zaten mevcut huzursuzluktan ve düzensizlikten ve bizim forumun varlık nedeninden sorumlu olan ahlaksızlar mı?

Biz onlar var olduğu için varız.

Garip bir ülke Türkiye.. Çelişkiler ülkesi..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 46
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bence de terket sen matador.

Türkiyede dinsiz sayısı sanıldığından çok daha fazla,sadece sesleri çıkmıyor,onları tanımıyoruz.Cesaretlendirmek lazım.

Ben aileme ateist olduğumu söyleyemiyorum,söyleyemem korkumdan değil,üzülmelerini önlemek için.Ama arkadaşlarıma rahatça söylüyorum.

Birçoğu da benim fikirlerimle sorgulamaya başladı.

Sanırım ben de senin gibiyim. Babam ateist olmasına rağmen annem inançlı bir bayan. Söyleyemiyorum. Ama arkadaş çevremde benle aynı görüşlere sahip.

Ve arkadaş cesur olmamızı istemiş ama ben gayet yobaz, bağnaz insanların olduğu bir kentte yaşıyorum ne yazık ki.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Birileri bu riski göze almadan, bu konuda bir gelişme olmaz. Bu konuda bir gelişme olmadan ve insanlar kendilerini güvende hissetmeden de birilerinin kalkıp cesurca bu riskleri almasına imkan yoktur. Yani ortada bir kısır döngü var. İçinden ise nasıl çıkılacağı meçhuldür.

Türkiye'nin ateist fikirlere her zamankinden fazla ihtiyacı var şu anda. Cesur bir şekilde, mümkünse kendi adı ve kimliğiyle, Türk kamuoyu karşısında ateist fikirleri duyurup savunabilecek insanlara ihtiyaç var.

Bu sitenin katılımcılarına buradan sesleniyorum. En azından kendi yakın çevrenizde, lütfen bu konularda aktif olun. Cesurca konuşun ve fikirlerinizi söylemekten çekinmeyin.

Ülkenin geleceği, bizim gibi aydın fikirlilerin cesaretine bağlıdır.

Değerli mantik, sorun cesaret değil. Ben veya bir çoğumuz ülkemizde çıkıp kendimizi ifade edebilir hatta ulusal basında yazılarda yazabiliriz. Türkiye'de çıkıp kendimizi özgürce ifade edebiliyoruz, düşüncelerimizi belirtebiliyoruz. Bazen tehdit aldığımızda oluyor.

Bütün bunlar sorun değil. Asıl sorun şudur; Yaptığım gözlemlerden çıkan sonuç, toplum inanç temelleri üzerinde kurulmuş ve o paralelde yükselmiş. Bu yapının altından inanç temellerini çekerseniz yapı olduğu gibi yıkılır. Bu gerçeği anlayamayanlara bin kere daha anlatmaya hazırım.

Çünkü canlılarda uyum mekanizmaları vardır. Kendi kendimizi kandırmayalım. Çevremdeki pek çok insan, hayata uyumu ancak din sayesinde sağlamışlar. Belki dinler olmasaydı bu uyum başka türlü olacaktı ya da hiç olmayacaktı. Uyum çok mu önemlidir diyecek olursanız, olmaması demek ölmek demektir.

Doğada altın bir kural vardır, bir şey fayda sağlarsa o tekrarlanma eğilimi gösterir ve yayılır. Dinde bir zamanlar bu şekilde faydalı bir mutasyon olarak ortaya çıkmış yarar sağlayınca yayılmış tabi epeyde kan dökülerek. Şimdi ateizm daha yararlı bir mutasyon sağlamazsa hiçbir zaman yayılamayabilir, kendimizi kandırmayalım. Limbik sistem kar- zarar hesabına göre çalışır ve bu sistem insanda her zaman aktiftir. İnsanlar çıkarını kollamaya göre evrilmiştir. Dinler bu çıkar ihtiyacını tatmin ettiği için yayılmıştır. Daha büyük bir yalan bulunmazsa şimdilik bu yalanlar yerini koruyacaktır. Benim anlatamadığım şudur; İnsanlar aslında dinlere, tanrılara tapmıyorlar. Çıkarlarına tapıyorlar ve çıkarlarıyla dinler örtüşdüğü için karşıdan görenlere dinlere tapdıkları yanılsamasını yaratıyor.

Acı ama gerçek şu ki, ateizmin yayılması için taraftarlarına yüksek yarar sağlaması lazım. Ateizm ne vaat ederse etsin şimdilik, ölümsüzlüğü vaat eden bir inançla rekabet edemez. Dünya üzerinde ölümsüzlükten daha cazibeli bir vaat olabileceğini sanmıyorum.

Başarı için motivasyon şarttır. Dinlerin sağladığı motivasyon yalanda olsa çok güçlüdür. Buradan bir rekabet avantajı kazanıyorlar.

Örneğin, evrenin yaratıcısı olarak inandığı bir tanrının adına savaşan ve öldüğü zaman sonsuz bir hayata geçeceğini düşleyen bir müslüman ile, kendisini moleküler robot olarak gören ben denizin motivasyonu aynı olabilir mi? Ben biricik hayatımı riske atmaya kıyamazken, bir müslüman neredeyse öbür dünya düşlerine çabucak kavuşmak adına, ölmek için bahane aramaktadır.

Sizinde dediğiniz gibi, her zaman demişimdir, kültürel devrim olmaz kültürel evrim olur. Hissettirmeden yavaşca gündüzden geceye geçer gibi yumuşakça geçilecek.

Devrimle bu işler çözülmez. Nevar ki, bazı yaşı ilerlemiş devrimci ya da şeriatçı liderler ölmeden önce amaçlarını hızlı bir şekilde hayata geçirme refleksiyle bu devrim işlerine girişmişlerdir. Pek çoğunun sonu hüsranla bitmiştir. Ateizmi hızla yaymak için yapılması gereken tek şey, ki eğer yapılacaksa,

ülkenin bütün bebeklerinin 18 yaşına kadar eğitim ve öğretimine el koymak olur. Böylece 2-3 jenerasyon sanra allah tahtalı köyü boylamış olacaktır.

Yazımın amacı, ateizmi savunanların ayaklarının yere basmasını sağlamaktır. Yararı olmayan, insanların çıkarına hitap etmeyen bir düşünce yayılamaz. Belki pek çok arkadaşımı üzmüş olabilirim ancak bu bir gerçektir. Çünkü genlerin koşulladığı ve sosyo-kültürel çevrenin dayattığı sonuç budur.

Son olarak şunu belirteyim, biz görmesekte bir gün gezegenimizin tiyatro sahnesinin perdeleri, dinlere- tanrılara kapanacak. Düşünen özgür insanlara açılacaktır. Bu da -bazıları insanın biyolojik evrimi durdu desede- bilincin evrimiyle gerçekleşecektir. Şu an insanlarda bilinç varyasyonları görülmektedir.

Kısacası, yalanlar kısa vadede (Kısa vade derken bu belki 5.000 yıldan fazlada sürebilir) kazansada uzun vadede gerçekler ipi göğüsleyecektir.

tarihinde zazo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

zazo,

Önemli tespitlerde bulunmuşsun, fakat buradan karamsar sonuçlar çıkarmışsın.

İnsan toplumuna ulaşmada ve insanları ikna etmede dinlerin ateizme göre bazı avantajları olduğu doğru, ama ateizmin bir fayda getirmediği ve tabiri caiz ise 'yararlı bir mutasyon' sağlamadığı bakış açısına katılmıyorum.

Hiçbirşey mutlak şekilde faydalı ve mutlak şekilde faydasız değildir. Dinlerin de insanlığa bazı faydalar getirdiği, zaten bu yüzden yayılıp bu derece yaygınlaştıkları doğrudur. Fakat dinlerin getirdiği zararlar ve sebep olduğu sorunlar da az değildir, ve laiklik gibi kavramlar insanlığın kültürel evriminde bu yüzden ortaya çıkmış ve yayılarak uygar dünyada bu kadar önemli bir konuma bu yüzden gelmiştir.

Dolayısıyla, ateizmin de getirdiği faydalar vardır ve bunlara vurgu yaparak yaygınlaştırılması, ya da yaygınlaştırılması değilse bile en azından diğeri önünde eşdeğer saygıyı hak eden bir bakış açısı haline getirilip, toplumda öyle anılmaya başlanmasını sağlamak mümkündür. Zaten amacımız da o kadar olmalıdır. Herkesi ateist yapmaya çalışmak mümkün olmadığı gibi, gerekli de değildir.

Benim şahsen bu sitede ve forumda amacım ve bence tüm sitenin ve forumun amacı, insanları ateist yapmak değil, ateizmin de doğal ve savunulabilir bir bakış açısı olduğunu insanların anlamasını sağlamak, insanların ateizm hakkındaki yanlış kanılarını ve önyargılarını kırmak, dolayısıyla da laik söylemin güçlenmesini sağlamaktır.

Bunlar ise hem ulaşılabilir hedeflerdir, hem de ulaşılmaları önemli ve gereklidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

eskiden internet ne kadar güzeldi, hiç kimse karişmiyordu yazilanlara, engellemeler, erişime kapatmalar, ip takibi ile yakalayip yargilamalar vs. yoktu, olsa da çok ağir suçlar için sözkonusuydu, fikir sebebinden değil.

tüm dünya da sansür bitti, bir de interneti ele geçirdiler, dünya neden böyle pislik bir yer?

Link to post
Sitelerde Paylaş

eğer ille de bir şey yazmak istiyorsaniz, web tarayicisina uygun bir proxy server girin, öyle yazin, mesela çin'de ki vietnam'da ki yada dünya'dan izole olmuş kuzey kore'de ki serverlari seçerseniz, allah'i gelse sizi kimse bulamaz. en ucra ve uzaktaki serverlari seçin, internette bunlarin listesi var, (google'da proxy list diyip aratin, binlercesi çıkacaktir, tabi internette aktif serverlar sürekli değiştiğinden ömrü kisa süreli olabilir)

yok eğer takip esnasinda proxy server admin'ine bir telefon açarak ya da fax çekerek kimliğinizi ele verebileceğinizi düşünüyorsaniz, kendinizi gizlemenin (ip spoofing) ikinci yolu ise programlama yapmayi bilmek gerekir, raw socket programming yöntemlerini bilirseniz, kendinize uygun bir web tarayicisi yazar ve ip paketlerinin içeriği ile oynayayarak yönlendirmeli olarak kendinizi gizleyebilirsiniz. daha dünya alem gelse, nsa seferber olsa sizi bulamaz. hatta gelişmiş bilgisayar ağlarini hekleyenlerin , eksploitleri kullanirken kendilerini gizledikleri nihai yol bu ikincisidir. ama cok hüner gerektir, c dilini bilmeyi, yada web tarayicisi yapilacaksa nesneye yönelik dilleri bilmeyi, soket programlamadan ve raw soket programlamadan anlamayi, tcp udp ip gibi kavramlari detayli bilmeyi vs. gerektirir. diğer durumlarda proxy server gelen ve giden ağ trafiğini logladiği için kisa sürede yakayi ele verebilirsiniz.

tabi bu kadar zahmet bir forum için gerekir mi orasi tartişmali..

internete yazik oldu, o özgür, lisanssiz, engelsiz, serbest ve rahat internete. ben internetin web protokolünde sadece porno sitelerin kapatilmasi yanlisiyim, geri kalani özgür olmalidir, hele ki türkiye gibi bir yer bu konuda sansür üstüne sansür koyuyor. yazik, her konuda olduğu gibi bu konudada türkiye bağnazliğinda israrci.

tarihinde gavur tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Herkesi ateist yapmaya çalışmak mümkün olmadığı gibi, gerekli de değildir.

Benim şahsen bu sitede ve forumda amacım ve bence tüm sitenin ve forumun amacı, insanları ateist yapmak değil, ateizmin de doğal ve savunulabilir bir bakış açısı olduğunu insanların anlamasını sağlamak, insanların ateizm hakkındaki yanlış kanılarını ve önyargılarını kırmak, dolayısıyla da laik söylemin güçlenmesini sağlamaktır.

Bunlar ise hem ulaşılabilir hedeflerdir, hem de ulaşılmaları önemli ve gereklidir.

Laikliği, bir geçiş formu olarak görmemizde bir yanlışlık olmaz. Laiklik, yayılacak olan ateizm görüşünün öncülü olabilir. Belirttiğimiz gibi, her süre yumuşak ve yavaş geçişler tercih edilir.

Yazıda, biyolojik özelliklerimize ve derin kültürel köklerimize dikkat çekmek istedim. Rüzgara karşı akıtmanın sakıncalarını göstermek istedim.

Sizinde fark etmiş olduğunuzu düşündüğüm bazı hırslı ve heyecanlı arkadaşlar, iletilerinde, gerek kominist devrim, gerekse dinleri yıkmak ateist görüşü yaymak hareketini mümkün zannetmekteler. Halbuki bu tür devrim, yıkım işleri bowling salanlarında mümkündür.

Bizim yapmamız gereken, ateizmi topluma arz etmek, zaten sizde bunu belirtmişsiniz. Böylece her asır, ateist sayısının toplam nüfusa olan oranı biliminde desteğiyle artacaktır.

Dinlerin amiral gemisi olan ölümsüzlük vaadinin batması, ilerleyen bilim ve birikim sonunda olacaktır.

Bu vaadi şu düşünce eleyecektir "Aslı olmayan piliçten, eldeki ekmek daha iyidir"

Biz sadece elimizdeki ekmeği hatırlatacağız, gerisi bir süreçtir.

tarihinde zazo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...