Jump to content

Allah'tan Faydalı Metalurjik Bilgiler


Recommended Posts

Kehf Sûresinin 96 . Ayetinde

“Bana (yeterince) demir madeni getirin” dedi. İki yamacın arasındaki boşluğu (dağlarla) bir hizaya getirince “körükleyin!” dedi. Demiri eritip kor (gibi) yapınca da, “Bana erimiş bakır getirin, bunun üzerine boşaltayım” dedi.

İki yamacı arasında hiçbir ergitme fırını olmadan 1536 C'de demiri ergitiyor. Bu sıcaklığa nasıl ulaşıyor acaba, odun yakarak mı? Bunun üzerine ergimiş bakır getirip döküyor. Nereye döküyor, nasıl döküyor? Demire bakır katınca daha sağlam olacağını zanndiyor tabi o zamanlar demir-çelik sanayii bu kadar gelişmiş değil, çelik olmadığı için demirden çelik yaparken, demir konsantrelerinin ancak 0.06%'ye kadar bakır içermesi gerektiğini bilmiyor. Aklı sıra ergimiş demirin içine ergimiş bakır katınca daha sağlam olacağını düşünüyor ama yanılıyor. Zira, demirden çelik üretiminde demir konsantresindeki bakır bir emprütedir ve muhakkak uzaklaştırılması gerekir. Çünkü bakır metal fazına geçerek çeliğin kalitesini bozar.

Demirden çelik üretiminde, demire nikel, vanadium, mangan ve krom belirli sınırlarda katılır. Mesela " paslanmaz çelik " dediğimiz içinde krom bulunan çeliktir. Bunlar da katılmadan önce demir konsantresindeki diğer bakır, kalsiyum, kükürt, fosfor, arsenik, kalay, kurşun, çinko, titan minerallerinin belirli sınırın altına düşürülmesi gerekir.

Daha öncede belirttiğim gibi Muhammed 4 elementten ( demir, bakır, gümüş, altın ) başka bir element bilmediği için demire bakır katılınca daha sağlam olacağını düşünüyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 153
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Hic utanmiyor musunuz böyle konular acmaya? Allah belanizi versin. Ben de sizi adam sanmistim.

Ne bekliyordun? Ayetel Kursi'nin fazileti falan mı? Burası islamiforum değil ateistforum wake up neo :lol:

Bi de keşke allah belanızı versin falan diyeceğine mantıklı bir açıklama yapıp bizi aydınlatsaydın olmaz mıydı? Olmaz tabi mantıklı bir açıklama düşündükçe dinden çıkarsın çünkü! Müteşabih falan deyip sıyırabilirsiniz anca..

tarihinde YuceEgo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hic utanmiyor musunuz böyle konular acmaya? Allah belanizi versin. Ben de sizi adam sanmistim.

Arkadaşım bu mesajı yazarken sarhoş muydun? Burası " Ateistforum " , nurcu forum değil. Tabi ki, Kur'an da mantıksız, bilimle, akılla çelişen sözleri buraya yazacağım. Metalurji bilgin varsa konuş. Konuşta nasıl ergimiş demire ergimiş bakır katınca daha sağlam olur açıkla bize.

Link to post
Sitelerde Paylaş

allah heralde demir yerine nikel demek istemiş .o günlerde yaygın demir üretimi olamazdı demir yüksek fırını ilkeldi

Cu/Ni alaşımı korozyona karşı dayanıklı mukavemeti yüksek bir alaşımdır.

güzel espri.

Link to post
Sitelerde Paylaş

allah heralde demir yerine nikel demek istemiş .o günlerde yaygın demir üretimi olamazdı demir yüksek fırını ilkeldi

Cu/Ni alaşımı korozyona karşı dayanıklı mukavemeti yüksek bir alaşımdır.

Müslümanlar bile kabul etmeye başladı bu çelişkileri. Bu mesajdan anladığım bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslümanlar bile kabul etmeye başladı bu çelişkileri. Bu mesajdan anladığım bu.

Evet ben de çelişkiyi kabul ettim, ama senin yazdığındaki...

İki yamacı arasında hiçbir ergitme fırını olmadan 1536 C'de demiri ergitiyor. Bu sıcaklığa nasıl ulaşıyor acaba, odun yakarak mı? Bunun üzerine ergimiş bakır getirip döküyor. Nereye döküyor, nasıl döküyor? Demire bakır katınca daha sağlam olacağını zanndiyor tabi o zamanlar demir-çelik sanayii bu kadar gelişmiş değil, çelik olmadığı için demirden çelik yaparken, demir konsantrelerinin ancak 0.06%'ye kadar bakır içermesi gerektiğini bilmiyor. Aklı sıra ergimiş demirin içine ergimiş bakır katınca daha sağlam olacağını düşünüyor ama yanılıyor. Zira, demirden çelik üretiminde demir konsantresindeki bakır bir emprütedir ve muhakkak uzaklaştırılması gerekir. Çünkü bakır metal fazına geçerek çeliğin kalitesini bozar.

..........

İki yamacın arasına dağlarla bir hizaya gelecek kadar demiri odun yakıp ergitemeyeceğini söyledikten sonra, bakırla sağlamlaştırma işine takılıyorsun. Bu tarzda bir eritme olamayacağına göre, bakır ekleyip "sağlamlaştırma" da olmaz.

Orada infuhu (üfletin) var, bir de naren(ateş) haline gelinceye kadar. Olağanüstü bir durumdan bahsediyor, demirler ateş haline gelip ÜZERİ bakır kaplanıyor da, bazı acayip varlıklar onun arkasında kalıyor. Bakır katıp sağlamlaştırmaktan ibaret olmayan daha aşkın, uçuk bir anlatım var bi kerem.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet ben de çelişkiyi kabul ettim, ama senin yazdığındaki...

İki yamacın arasına dağlarla bir hizaya gelecek kadar demiri odun yakıp ergitemeyeceğini söyledikten sonra, bakırla sağlamlaştırma işine takılıyorsun. Bu tarzda bir eritme olamayacağına göre, bakır ekleyip "sağlamlaştırma" da olmaz.

Orada infuhu (üfletin) var, bir de naren(ateş) haline gelinceye kadar. Olağanüstü bir durumdan bahsediyor, demirler ateş haline gelip ÜZERİ bakır kaplanıyor da, bazı acayip varlıklar onun arkasında kalıyor. Bakır katıp sağlamlaştırmaktan ibaret olmayan daha aşkın, uçuk bir anlatım var bi kerem.

Demir'in üzeri bakırla kaplanması için önce ergimiş demirin soğutulması lazım ama bakın ayette ne diyor;

Demiri eritip kor (gibi) yapınca da, “Bana erimiş bakır getirin, bunun üzerine boşaltayım” dedi.

Ergimiş demirin üzerine ergimiş bakır döküyor. Böyle kaplama olmaz, belli ki sağlamlaştırmak için yapıyor ama yanlış yapıyor. Ergimiş demirin içine ergimiş bakır katınca daha sağlam değil, daha zayıf olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Demir'in üzeri bakırla kaplanması için önce ergimiş demirin soğutulması lazım ama bakın ayette ne diyor;

Demiri eritip kor (gibi) yapınca da, “Bana erimiş bakır getirin, bunun üzerine boşaltayım” dedi.

Ergimiş demirin üzerine ergimiş bakır döküyor. Böyle kaplama olmaz, belli ki sağlamlaştırmak için yapıyor ama yanlış yapıyor. Ergimiş demirin içine ergimiş bakır katınca daha sağlam değil, daha zayıf olur.

Evet, onun için bakırla demirin buluşma yeri metalurji değil zaten, elektro manyetizma. Demir çubuk üserine bakır sarılır. Bu daha yeni aklıma geldi; ayetin postmodern tefsirini yapmaya çalışıyorum sanma. Çünkü o zaman dersin ki, erimiş demirin üstüne nasıl bakır tel sarılıyor...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 months later...

allah haklı beyler..

üretim sıraında bakır bir empürütedir,sanırım allah demiri elde ettikten sonraki alaşımlandırmadan bahsediyor yani allah,demirn paslanmasını önlemek isitoyr ozamanlarda da krom çıkartılmadığı için bu işi bakırla yapıyor.

''bakırla yapıl alaşımlandırma ucuz bir alaşımlandırma yöntemidir

bakır,çeliği paslanmaz yapmaz ancak pasın yüzeyde bir tabaka halinde teşekkülünü ve böylece koruyucu bir tabaka meydana gelmesini sağlar''

metallografi

prof dr. aram ersümer

sayfa 61

tarihinde RedBaron tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 5 years later...

öncelikle ateist falan değilim. Müslümanım. Kehf suresi 96 ayetini bir de ben size açıklayayım. Belki de bu ayet üzerinden Kurana ve Allaha yönelen tepkisel eleştirileriniz sizi tam tersine bir mucizeye sevk edecek ve islama bağlayacak.

Bundan sonra Kuran ve islam hakkında kafanıza takılanları bana e mail yoluyla ulaştırırsanız size yardım edebilirim. hiç çekinmeden yazabilirsiniz. Adresim : selcuk_ege@mynet.com . emek benden sonuç Allahtandır.

Bismillahirrahmenirrahim. Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adıyla / Adına. Kovulmuş/Taşlanmış Şeytanın şerrinden Allaha Sığınırım.

"Âtûnî zubera-lhadîd(i)(s) hattâ iżâ sâvâ beyne-ssadefeyni kâle-nfuḣû(s) hattâ iżâ ce’alehu nâran kâle âtûnî ufriġ ‘aleyhi kit(n)" (Kehf 96)

"Bana (yeterince) demir madeni[336] getirin” dedi. İki yamacın arasındaki boşluğu (dağlarla) bir hizaya getirince, “körükleyin!” dedi. Demiri eritip kor (gibi) yapınca da, “Bana erimiş bakır !!!! getirin, bunun üzerine boşaltayım” dedi. "

Piyasadaki meallerin ekseriyeti bu ayetteki "kitra(n)" kelimesini bakır madeni olarak tercüme edip ayete bu şekilde anlam kazandırmıştır. Oysaki ayette bahsi geçen "kitra" nın Arapça'daki birinci ve en yaygın anlamı KATRAN'dır. bildiğimiz odun-kömürden elde edilen katrandır. Metalurji ile alakası olmayan, bilimden uzak mealcilerimiz, kurandaki kelimeyi olduğu gibi vermek yerine bu kelimeye bakır anlamı vermişlerdir. sadece süleyman ateş ve yaşar nuri öztürk kitra kelimesini KATRAN olarak tercüme etmişlerdir. Diğer 20 küsür mealin bu apaçık yanlışının sebebi katran ile Demir arasında bağ kuramalarıdır. oysaki ayetteki kelimeleri birinci anlamlarıyla yansıtsalardı bu kadar insan yıllarca saçma birşekilde bakır-demir ilişkisini incelemeyecek, metalurjiyi biraz bilen ateistlerin dillerinde bu ayet müşkil durumlara düşmemiş olacaktı.

Ayette, ergimiş demirin üzerine dökülen ürün bakır değil, katrandır. bilindiği üzere katran bir çeşit karbondur.

Yeryüzünde bulunan demir elementi ile karbon elementinin alaşımından çelik elde edilmektedir. Ham demire oranla dayanımı ve mukavemeti, çeliği değerli ve vazgeçilmez kılar. ayette apaçık bir şekilde demir+katran karışımından söz etmektedir. Allah ayette karbon deseydi o devir insanları bunu anlamayacaktı. oysa Rasülün içinde bulunduğu toplum katranı gayet iyi biliyorlardı. bu sebeple tüm insanlık için gönderilmiş ve kolaylaştırılmış bir kitap olan kuranda Karbon ifadesi yerine katran ifadesi kullanılmıştır.

Çeliğin ham maddesi demir ve karbonun Zülkarneyn (Hz. süleyman) eliyle birleştirilmesi ve güçlü bir yapının oluşturalacağının belirtilmesi şimdi sizi kurana daha çok yakınlaştırdı mı peki?

Günümüzde en büyük problemimiz Arapçayı yeteri kadar bilmeyen mealciler ile kafasında oluşturduğu/ oluşmuş olan din anlayışına uyacak şekilde ayetlerin asıl anlamlarından kopartılarak tercüme edilişi. sırf bu yüzden bir sürü insan kuranı, ayetleri yanlış tanımakta ve islamdan uzaklaşmaktadır.

siz isiz olun Kuranı Meallere göre değerlendirmeyin. inanın meallerin içi yanlışklıklardan çıkılmıyor. adamlar önyargılı olarak kuranı tercüme ediyorlar!!

Kuran şefaat yok diyor ama bu adamlar meshebi ve tarikatı düşüncelerinden ötürü ayetleri yanlış tercüme edip ""şefaat var""'a getiriyorl

tarihinde selcuk_ege tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

öncelikle ateist falan değilim. Müslümanım. Kehf suresi 96 ayetini bir de ben size açıklayayım. Belki de bu ayet üzerinden Kurana ve Allaha yönelen tepkisel eleştirileriniz sizi tam tersine bir mucizeye sevk edecek ve islama bağlayacak.

Bundan sonra Kuran ve islam hakkında kafanıza takılanları bana e mail yoluyla ulaştırırsanız size yardım edebilirim. hiç çekinmeden yazabilirsiniz. Adresim : selcuk_ege@mynet.com . emek benden sonuç Allahtandır.

Bismillahirrahmenirrahim. Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adıyla / Adına. Kovulmuş/Taşlanmış Şeytanın şerrinden Allaha Sığınırım.

"Âtûnî zubera-lhadîd(i)(s) hattâ iżâ sâvâ beyne-ssadefeyni kâle-nfuḣû(s) hattâ iżâ ce’alehu nâran kâle âtûnî ufriġ ‘aleyhi kit(n)" (Kehf 96)

"Bana (yeterince) demir madeni[336] getirin” dedi. İki yamacın arasındaki boşluğu (dağlarla) bir hizaya getirince, “körükleyin!” dedi. Demiri eritip kor (gibi) yapınca da, “Bana erimiş bakır !!!! getirin, bunun üzerine boşaltayım” dedi. "

Piyasadaki meallerin ekseriyeti bu ayetteki "kitra(n)" kelimesini bakır madeni olarak tercüme edip ayete bu şekilde anlam kazandırmıştır. Oysaki ayette bahsi geçen "kitra" nın Arapça'daki birinci ve en yaygın anlamı KATRAN'dır. bildiğimiz odun-kömürden elde edilen katrandır. Metalurji ile alakası olmayan, bilimden uzak mealcilerimiz, kurandaki kelimeyi olduğu gibi vermek yerine bu kelimeye bakır anlamı vermişlerdir. sadece süleyman ateş ve yaşar nuri öztürk kitra kelimesini KATRAN olarak tercüme etmişlerdir. Diğer 20 küsür mealin bu apaçık yanlışının sebebi katran ile Demir arasında bağ kuramalarıdır. oysaki ayetteki kelimeleri birinci anlamlarıyla yansıtsalardı bu kadar insan yıllarca saçma birşekilde bakır-demir ilişkisini incelemeyecek, metalurjiyi biraz bilen ateistlerin dillerinde bu ayet müşkil durumlara düşmemiş olacaktı.

Ayette, ergimiş demirin üzerine dökülen ürün bakır değil, katrandır. bilindiği üzere katran bir çeşit karbondur.

Yeryüzünde bulunan demir elementi ile karbon elementinin alaşımından çelik elde edilmektedir. Ham demire oranla dayanımı ve mukavemeti, çeliği değerli ve vazgeçilmez kılar. ayette apaçık bir şekilde demir+katran karışımından söz etmektedir. Allah ayette karbon deseydi o devir insanları bunu anlamayacaktı. oysa Rasülün içinde bulunduğu toplum katranı gayet iyi biliyorlardı. bu sebeple tüm insanlık için gönderilmiş ve kolaylaştırılmış bir kitap olan kuranda Karbon ifadesi yerine katran ifadesi kullanılmıştır.

Çeliğin ham maddesi demir ve karbonun Zülkarneyn (Hz. süleyman) eliyle birleştirilmesi ve güçlü bir yapının oluşturalacağının belirtilmesi şimdi sizi kurana daha çok yakınlaştırdı mı peki?

Günümüzde en büyük problemimiz Arapçayı yeteri kadar bilmeyen mealciler ile kafasında oluşturduğu/ oluşmuş olan din anlayışına uyacak şekilde ayetlerin asıl anlamlarından kopartılarak tercüme edilişi. sırf bu yüzden bir sürü insan kuranı, ayetleri yanlış tanımakta ve islamdan uzaklaşmaktadır.

siz isiz olun Kuranı Meallere göre değerlendirmeyin. inanın meallerin içi yanlışklıklardan çıkılmıyor. adamlar önyargılı olarak kuranı tercüme ediyorlar!!

Kuran şefaat yok diyor ama bu adamlar meshebi ve tarikatı düşüncelerinden ötürü ayetleri yanlış tercüme edip ""şefaat var""'a getiriyorl

Güzel mucize kardeşim.Nerde yazıyor bu?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...