Jump to content

TANRI KESİNLİKLE YOKTUR!


Recommended Posts

  • İleti 871
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

On 23.03.2011 at 22:41, everest. yazdı:

Hayır sadece toplumun bir ürünü olarak ele almış oluyoruz . Örn : Kuru fasulyenin faydalarını ele alırken yanında toplum üzerine etkisini ele alıyor muyuz ?

 

Başka nasıl ele alabiliriz everest? Diğer mitlerden farkı olmayan bir mit değil midir Tanrı?

Geçmişte ön adları veya sıfatları vardı, şimdi onları kaldırdı toplumlar. Ama çıktığı yer belli. İnsan.

 

Sosyal bilimler de yaşamın insansal ve toplumsal yönlerini akademik olarak inceleyen disiplinler grubu olduğuna ve insan ile onun yarattığı toplumların Tanrı diye önemli bir miti olduğuna göre, onu böyle inceleyecek. Tanrı var mı ki başka türlü aramaya koyulsun, gidip tek başına bir diisplin meydana getirip onun peşine düşsün?

 

Antropoloji (ki alt bilim dalları olarak sayabileceğimiz paleontoloji, primatoloji, kültürel-psikolojik antropoloji, din antropolojisi, gelişim antropolojisi vs........), coğrafya, tarih, sosyoloji, psikoloji, filoloji vb. pekçok bilim dalı bir yerlerde mutlaka Tanrı mitinden bahseder, kökenini anlatır. Bu bilim dallarının çoğu doğa bilimleriyle içli dışlı olmak zorundadır.

Ve daha da önemlisi, uzunca bir süredir tümü evrim temeli üzerinden çalışır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazı çok güzel..

Ben bir sey sormak istiyorum..Bir Ateist ezan sesini sevebilir mi yada ilahiyi...

Bu günlerde kendine Ateist diyen bir kaç kişiden bu tür şeyler duyorum ve şaşırıyorum..Ateist olan biri Allahın olmadıgından nasıl emin

olmaz ..Bana göre Allahın yoklugu.%100 kesin degildir ne demek..Sizler nasıl Ateistsiniz..Heralde buda Ateisliğin Türk versiyonu..

tarihinde selection tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet,doğrudur tanrı veya tanrılar kesin olarak toktur.Çünkü yaratıcılar yarattığını korur,muhafaza eder.Eğer tanrı olsa idi yarattığı mahlukları her türlü kötülükten korur idi. Bu kanıya nasıl vardın diye sorulacak olursa derimki;

Çocuklarımız bizden birer parçalar,onları biz dünyaya getiriyoruz, yani onları bir nevi biz yaratıyoruz.Bir anne babanın çocukları için sarfettiği fedakarlığı şimdi burda uzun uzun anlatmayacağım çünkü bilinen bir şey. Tanrılarda insanların düşünsel (fantazi) yaratıkları olduğu için kendi yarattıkları tanrıları korur muhafaza ederler.kendi yarattıkları tanrıların yok sayılmasına asla tahammül edemzler.Bu tahammüzlszlük dinlerin büyük

çoğunluğunda ölüm ile cezalandırılır.O yarattıkları tanrılara kurbanlar (hediyeler) sunlar, bir takım dini, ritüellerle o yarattıkları tanrılara saygı gösterisinde bulunurlar.

Yüzbinlerce yıldan beri tanrılara olan bu denli derin hassasiyet, tanrıların insan yaratığı fantastik mahluklar olmasından kaynaklanmaktadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İman görünmeyeni inanmaktır, mükafatı ise görünmeyeni görmektir.

deve kuşu gibi başını kuma sokup saklanamazsınız.

Siz onu görmüyorsunuz çünkü siz küçüksünüz. O sizi görüyor. Çünkü o büyük

Eğer (haşa) Allah yok derseniz bende şunu derim. "Dünya dönmüyor çünkü dönse sesi gelirdi. bir sineğin sesini duyan kulağımız koca dünyayı bu hızla hareket ederken niye duymuyor. Yoksa dünya yokmu, dönmüyormu" Bizim onu görmememiz veya duymamamız onun yokluğunu değil bizim küçüklüğümüzü ve acizliğimizi kanıtlar.

 

Hem her şeyi gözünüzle göremezsiniz. Duvarda asılı bir manzara resmi görsenizde bu tablo kendi kendine varolmuştur ve kendi kendine oraya asılmıştır deseniz nasıl ahmaklık ise hem o tablo sadece doğanın bir kopyasıdır. Bir çizeni vardır. Bir sanatçısı vardır. Nasıl olurda o güzel ağaçları, çiçekleri, bitkileri hayvanları önümüze bir sofra gibi sereni inkar edebiliriz. Hem görmüyormusunuz o ağaçları ki çamur yiyip gübre yiyip bize leziz meyveler veriyor. çamur yiyor portakal oluyor. çamur yiyor elma oluyor. çamur yiyor üzüm oluyor. Hiç mümkünmü o odun parçası bizim gözümüzü düşünüp o meyveye renk versin, bizim ağzımızı, dilimizi düşünüp ona tat versin, bizim miğdemizi düşünüp ona vitamin versin. Nasılki duvarda asılı duran tabloyu bir çizen varsa bu ağaçlara da "buyrun burdan yiyin" dedirten ve onlara tablacılık yaptıran biri var. Nasıl olurda marketten aldığımız bir elmaya bir ücret ödüyoruz da ki o marketçi sadece daldan koparıp önümüze koymuştur. O elmayı dala asan, ona renk, şekil, tat, vitamin verene bir ücret ödemeyelim.

 

"O meyveleri yapan o dallardır. Kuru odun parçalarıdır" demek o tablo o resim kendi kendine var olmuş ve o duvara asılmış demekle aynı değilmi.

Betondan Dört duvar arasında iken sadece o dört duvarı yapan ustayı bilebilirsiniz. Bir meyve bahçesine girinde o meyve bahçesinin sahipsiz olmadığını görün. Bir çiçekteki sanatlı yapılış, bir çocuk doğduğunda annesinin memesine sütü veren, ancak onun ihtiyacını bilen birisidir. Arı gibi bir böceğe bal gibi bir şerbeti yaptıran kimdir. Bugün 30 yaşında olan birisi 35 yıl önce nerdeydi. bir damla sudan yaratıldığınızı biliyorsunuz, sizi bir damla sudan yaratmak mı kolaydır. yoksa kurumuş kemiklerden mi. sizi bir damla sudan yaratan sizi kurumuş kemiklerden mi yaratamayacak. size ilk canınızı kim verdiyse öldükten sonrada ikinci kez diriltecek olan odur.

 

Karşınızda duran bilgisayarı kaç mühendis yaptı.

Hiç mümkünmü o gözü, eli, kolu yapanın bir mühendisi olmasın. Bu göz kendi kendine var oldu ve o çukura girdi demek ancak bu bilgisayar kendi kendine var oldu demek kadar saçmadık.

Bir göz doktoru olabilmek için (yani bozulan gözü tamir edebilmek için) binlerce sayfa kitap okuyup yıllar verilip göz doktoru olunabiliyorken gözü yoktan yaratmak için kaç sayfa kitap okumak gereklidir. Kendi kendine olmuşmuş. Gözünü, elini, kolunu o bilgisayara değişirmisin. Bize takılan bunca ziynetin karşılığı bu mu. TANRI KESİNLİKLE YOKTUR diyen deve kuşları başını kumdan çıkarında etrafınıza bakın. bir sinek kanadının bile kendi kendine var olamayacağı açıkken senin o küçücük gözün o büyük yaratıcıyı nasıl görsün.

 

Bulunduğun odanın dışına baktın mı

Bulunduğun şehrin dışına baktın mı

Bulunduğun dünyanın dışına baktın mı

Bulunduğun galaksinin dışına baktın mı

senin gözün ne ki onu görsün kulağın şu hızla dönen dünyanın sesini duymuyor. Gözün mü senin yaratıcını görecek.

Her yıl ölüp yeniden doğan o çiçekleri görmüyor musun

Kurumuş odunları yer yıl yeşertip yeniden dirilten kimdir.

 

Sizlerde kuruduktan sonra yeşeren ağaçlar gibi ona dönderileceksiniz ve hesaba çekileceksiniz.

O gözü ne için kullandın,

o eli ne için kullandın.

O aklı ne için KULLANMADIN...

Ahmak kafaya bir tokmaktır.

Saygılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 24.03.2011 at 13:28, ayferkaya yazdı:

Eğer (haşa) Allah yok derseniz bende şunu derim.

 

Ben hiç bir zaman allah yok demedim tanrı yok dedim. Allah tabi ki var. Allah; arapların taptıkları yüzlerce puttan en büyüğünün adıdır.Zaten bundan dolayı ''allahu ekber'' denilirdi islam geldikten sonrada binlerce yıldan beri ezanla tüm dünyaya haykırıyor müezzinler allahın en büyük put olduğunu.

Allahuekber;en büyük allah demektir,allah büyük demek değil.

Peki ne demek en büyük allah?

 

Nasıl günümüzde onlarca futbol takımı varsa,islamdan öncede yüzlerce puta tapınılırdı.Nasıl günümüzde fanatikler kendi tuttukları takımı ''en büyük''sayıyorsa, o dönemdede fanatik putçular kendi taptıkları putu en büyük sayıyordu.

Nasıl en büyük fenerbahçe demek fenerbahçeden başta takım olmadığı anlamına gelmiyorsa,en büyük allah (allahuekber) demek te allahtan baka put olmadığı anlamına gelmiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 24.03.2011 at 13:28, ayferkaya yazdı:

İman görünmeyeni inanmaktır, mükafatı ise görünmeyeni görmektir.

 

Bu ne demek yahu? İman edince; yani görünmeyen, bilinmeyen bir şeye inanınca birden bizde olmayan başka bir gözünüz ortaya çıkıyor ve görünmeyenleri de görmeye başlıyorsunuz.

Neyi gördün de böyle abuk sabuk konuşuyorsun Allah aşkına?

Azıcık ayaklarınız yere bassın. Usanmadınız mu bu abuk sabuk ezberlerden?

Bilmeyen de sizi derin derin şeylerden söz ediyor zanneder.

 

Alıntı
Bulunduğun odanın dışına baktın mı

Bulunduğun şehrin dışına baktın mı

Bulunduğun dünyanın dışına baktın mı

Bulunduğun galaksinin dışına baktın mı

 

Baktık. Yok.

Daha saymadığın bir dolu absürd yere de baktık ve bulamadık ama oraların nereler olduğunu hadi bu kez yazmayayım.

Biz deve kuşu muyuz bilmem ama siz, koca kafasını Arap'ın kumuna gömmüş develersiniz.

Kafayı oradan bir çıkarabilseniz azıcık.....

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.03.2011 at 00:30, selection yazdı:

Yazı çok güzel..

Ben bir sey sormak istiyorum..Bir Ateist ezan sesini sevebilir mi yada ilahiyi...

Bu günlerde kendine Ateist diyen bir kaç kişiden bu tür şeyler duyorum ve şaşırıyorum..Ateist olan biri Allahın olmadıgından nasıl emin

olmaz ..Bana göre Allahın yoklugu.%100 kesin degildir ne demek..Sizler nasıl Ateistsiniz..Heralde buda Ateisliğin Türk versiyonu..

 

Ezanı değil ama bazı ilahileri seviyorum, dinliyorum da. Klasik Türk Müziği'ni çok severim esasen. Oraya dalınca bazı ilahiler de seviliyor.

Yani benimki Türk Müziği'nin "ağır" denilebilecek eserleriyle içli dışlı olduktan sonra gelişti.

 

En çok sevdiğim ilahi "Demedim mi".. Beni alır götürür.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 24.03.2011 at 13:28, ayferkaya yazdı:
 

 

Ayfer hanım eksiğiniz çok bilgisiz durumundasınız (kişisel almayın)

Tanrı böyledir tanrı kimse yesin diye mevya yiyecek vs yaratmamıştır insanlar bir kaç milyon yıl önce vahşi hayvanların parçaladığı leşlerden kalanlar besleniyordu ot kök yiyordu son 10.000 yıl öncesinde meyvelerı sebzeleri hayvanları evcilleştirip verimli hale getirdiler böylece karınlarını doyurdular.

Dediğim gibi eksiğiniz çok ilk önce basit şeylerden başlayın :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.03.2011 at 16:38, IFeelGood yazdı:

Çünkü bu tavır, radikal bir inanırın Tanrı'yı empoze etmesinden daha tehlikeli, teizmi çok daha fazla besleyen ve yine onlar gibi bilimi alet eden bir tavırdır bana göre. Tanrı ya vardır, ya da yoktur. Ortası olmaz.

Bilimi kullanmayın. Ateizmi de kendinize amentü edip, düşünüp gelişmeye çalışan inançsızları sınırlamayın. Buna hakkınız bile yok. "Ateizm öyle der, ateizm ona kızar, ateizm buna karışmaz" gibi basit ezberlerle bir Tanrı'nın olmadığını savunamaz, kimselere bir şey anlatamazsınız. Bol bol teizmi güçlendirirsiniz, başka da bir şey olmaz.

 

Asıl siz pozitif ateistler teizme hizmet ediyorsunuz da farkında değilsiniz, hiç gereksiz yere kanıtlayamayacağınız bir iddia ortaya atarak onların ellerine koz veriyor, onlardan farkınız olmadığını gösteriyorsunuz. Teislere zarar vermek istiyorsan, onlarca çelişki barındıran teist tanrısını yoklayabilmek neyinize yetmiyor? Bunun dışında olup olmamasının pratikte hiçbir önemi olmayacak olan bir tanrı için olabilir demekle ne kaybedeceksiniz? Teistler bu olabilirliği bir ateiste karşı hangi konuda üstün çıkmak için kullanabilir ki? Aksine sana sunacağı tüm argümanları ona karşı kullanabilirsin, böyle bir avantaja sahip olacakken gidipte tanrı kesinlikle yoktur gibi boş bir argümana sarılmanız aptallıktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı kesinlikle yoktur demek ile kesinlikle vardır demek arasında mantık ilkeleri dogrultusunda bir fark yoktur.

Ama burda teistin savundugu argumanlar ile ateistin savundugu argumanlar karşılaştırılınca olasılıksız olana karşı tek bir tanrı dışarıda kalıyorsa buna tanrı yok diyebiliriz.

 

IFeelGood'un bahsettigi temel olarak teistlerin tanrıları ve bu tanrıların varolmadıklarını rahatlıkla soyleyebiliyoruz peki deistlerin tanrılarının varolmadıgını soyleyebilir miyiz ? İşte bunu soylemedigimiz zaman Feel'in dedigi gibi teistlerin eline koz vermiş oluyoruz çünkü ordan yola cıkarak teizmin sacmalıklarını yok sayıp tanrıyı tekrar dinlerine baglıyorlar.

 

Peki deizmin tanrıları neden olamaz ?

Bunun bize günlük hayatta bir zarar veya fayda getirmeyecegini baştan soyleyeyim. Varolmamalarının sebebi ise evrenin incelendiginde boyle bir Tanrı'ya gereksinimi olmadıgı ve boyle bir gücün etkisi dışında cok rahatlıkla varlıgını saglayıp devam ettirebilecegini ve en onemlisi felsefede cok onemli bir yerse sahip olan insanın nesne olarak ele alınışını acıklayabiliriz. Tüm bunların bizi getirdigi nokta ise herhangi bir dogaustu gucun kesinlikle olmayışıdır. ( burda gerekli acıklamaları yapmama gerek yok sanırım )

 

Gelelim Bilim-İnanç ilişkisine, insanların dogaustu bir varlıgı kanıtlamak için metafiziken verili olan yani maddesel dünyadan kanıtlar sunması kadar absurd birşey daha olamaz. İnsanların tanrıyı evrenden yola cıkarak kanıtlama cabaları inandıkları tanrının da ancak ve ancak maddi birşey oldugunun kanıtıdır. Bu açıdan bakarsak inanç ile bilimi asla aynı ortamda bulundurmadan ele almak gerekiyor. İnançlı birisi bilimle ugrasabilir ama bu inanclarının koydugu kurallar bilimi engelliyorsa ve onu bir yerde durduruyorsa işte o zaman o inanç bilim için zararlıdır. Bütün semavi dinler boyledir zaten. Burda bahsettgimiz inanç ise daha farklı olarak herhangi bir dogaustu guce olan inanctır. Bu inancında bazı olumsuz sonucları vardır. En basiti evrenin sebebini araştıran birisini zaten Tanrı yarattı ne gerek var ? demesidir. Ama Tanrı'yı bulmak için evreni araştırıyorsa yukarıda dedigim gibi maddi birşeydir bu Tanrı. Yani uzun lafın kısası Tanrı kavramı her açıdan elimizde kalan bir kavramdır ( bu arada tanımı dahi yapılamamıştır )

 

Tartışmalarda izlenecek yol olarak her zaman ilk once dinlerin tanrısını yok etmek en mantıklısıdır. Yoksa işin içinden cıkılmaz.

İyi geceler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 24.03.2011 at 16:31, IFeelGood yazdı:

Baktık. Yok.

Daha saymadığın bir dolu absürd yere de baktık ve bulamadık ama oraların nereler olduğunu hadi bu kez yazmayayım.

 

Bana dünya dönerken çıkan sesi senin o kulakların niye duyamıyor onu da izah eder misin

Hala akletmeyecekmisiniz

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 24.03.2011 at 16:41, Protagoras yazdı:

Tanrı böyledir tanrı kimse yesin diye mevya yiyecek vs yaratmamıştır insanlar bir kaç milyon yıl önce vahşi hayvanların parçaladığı leşlerden kalanlar besleniyordu ot kök yiyordu son 10.000 yıl öncesinde meyvelerı sebzeleri hayvanları evcilleştirip verimli hale getirdiler böylece karınlarını doyurdular.

 

Annenden doğduğunda başında iki tane süt çeşmesi hazır değil miydi. Onu da vahşi hayvanları evcilleştirerek mi verimli hale getirdiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 25.03.2011 at 10:37, thaless yazdı:

"Huvallâhu ehad" ne demektir?

veya

"Allahu ahad" ne demek?

 

thales;

Allahu ekber demek Allah en büyüktür demek ancak;

Allah en büyük ilahtır demek değildir.

biz Allahu ekber demekle kula ve eşyaya kullugu reddettigimizi ifade etmiş olur ve O'na kullugumuzu secdeyle zirvesine taşırız.

Biz Allahu ekber derken Allah diğer ilahlardan büyüktür demeyiz.

Allahın yarattıklarından büyüktür deriz.

 

Siz Kur'anı kerimi açıp işinize yarayan kısmını alıp yaramayan kısmını atıyorsunuz. Kur'anda camilere yaklaşmayın diye de yazıyor. Ama başında İçkiliyken diyor. içkiliyken kısmını at. sonra camilere yaklaşmayın yazıyor de olacak şey mi bu

Şimdi sen önce bana Seni yaratan bir Allah olduğuna inanıp inanmadığını söyle.

Ondan sonra çok tanrılımı tek tanrılımı tartışalım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...