Jump to content

Öldüren islamcıları haklı çıkaran ayet


Recommended Posts

Allah'a ve Resûlü'ne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğa çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri, asılmaları ya da elleriyle ayaklarının çaprazca kesilmesi veya (bulundukları) yerden sürülmeleridir. Bu, dünyadaki aşağılanmalarıdır, ahirette onlar için büyük bir azab vardır.

5/MÂİDE-33

Hırsızın ellerinin kesilmesiyle ilgili ayeti, gücünün kesilmesi olarak yorumluyorlar.

Fakat bu ayete baktığımızda çarpıtma yapılamayacak kadar açık olduğu görülüyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 46
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bu kadarla kalsa iyi... Ayette geçen asılma cezası "yusallibu" diye geçer. Bu bizim bildiğimiz iple asma değildir. Arapçada ip ile asma "şeneka" dır. Yusallibu ise çarmıha germedir.

Nitekim işit bu ayeti uygulayarak insanları çarmıha geriyor.

Tereddütü olan varsa açıklayayım: Salip haç, yani çarmıh demektir. Örneğin haçlılara ehli salip denilirdi. Sanırım bu açıklama yeterli olmuştur. Yusallibu çarmıha germek şeklinde ilkel ve vahşi bir cezadır. Kurban acı içinde aç susuz ve açık havada can çekişerek ölür. İşit bir çok kişiyi çarmıha gererek öldürmüş bulunuyor. Mide bulandırıcı bir ilkellik. Kurban orada can çekişiyor ve halk toplanıp bakıyor, gidiyorlar. Grup grup insanlar gelip kurbanın yavaş yavaş ölümünü seyrediyorlar.

Kurban öldükten sonra da vahşet bitmiyor. Haç (hristiyan haçı olmasın diye tepesini yapmıyor, T biçimli yapıyorlar) bir kamyonetle çekilerek sökülüp ceset parçalananana kadar sürükleniyor.

Bu terör ve vahşet dinine karşı insanları uyarmak gerekiyor. Yaptıkları ve yapacakları kitaplarında yazılı, cinayetleri belgeli ve fırsat bulurlarsa işleyecekleri vahşi cinayetler de garantidir.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Firavunun uyguladığı bir cezayı Allah'ın teşvik etmesi beklenemez. Bu ayetin bir durum tespiti olması hem daha olası hem de günümüzde olup bitenlere daha yakın.

Ayetin gramer yapısı emir kipi değil geniş zaman kipinde. Bu konuda Esed ile aynı fikirdeyim.

Klasik müfessirlerin çoğunluğu, bu pasajı bir şer‘î hüküm olarak değerlendirir ve bu nedenle şöyle yorumlarlar:

“Allah'a ve Elçisi'ne savaş açan ve yeryüzünde fesadı yayanların cezası, onların öldürülmeleri, yahut asılmaları yahut ellerinin ve ayaklarının çapraz olarak kesilmesi yahut yeryüzünden sürülmeleri olacaktır: bu, onların bu dünyadaki zilletleridir.”

Ancak metin, aşağıdaki sebeplerle, bu yorumu teyid etmemektedir:

a ) Bu cümlede geçen dört edilgen fiil -“öldürülme”, “asılma”, “kesilme” ve “sürülme”- geniş zaman kipindedirler ve bu şekilde iken gelecek zaman veya emir halini ifade etmezler.

b ) Yukattelû formu, sadece “onlar öldürülüyor” yahut (müfessirlerin yaptığı gibi) “onlar öldürülecek” anlamlarını ifade etmez; tersine -Arap gramerinin temel bir kuralı gereğince- “onların büyük kısmı öldürülüyor” anlamını gösterir; aynı şey yusallebû (“pek çoğu asılıyor”) ve tukatta‘a (“büyük kısmının kesilmesi”) fiilleri için de geçerlidir. Şimdi eğer bunların “emredilmiş cezalar” olduğuna inanırsak, bu, “Allah'a ve Peygamberi'ne savaş açanlar”ın -tamamının değil- büyük kısmının bu şekilde cezalandırılması gerektiğini gösterirdi: Ancak bu, İlahî Kanun-Koyucu'ya (Şâri‘) atfedilemeyecek olan bir keyfîlik varsayımıdır. Ayrıca, eğer “Allah'a ve Peygamberi'ne savaş açan” taraf, yalnızca bir kişiyi yahut birkaç kişiyi kapsıyorsa, “büyük kısmı” emri ona veya onlara nasıl uygulanabilir?

c ) Dahası, yukarıdaki ayet şer‘î bir hüküm olarak alınacaksa, “onlar yeryüzünden sürüleceklerdir” ibaresinin anlamı ne olabilir? Bu nokta, gerçekten müfessirleri büyük ölçüde şaşırtmıştır. Onların bir kısmı, mütecavizlerin “[İslam] topraklarından çıkarılmaları” gerektiğini düşünmüşlerdir: ama Kur’an'da “yeryüzü” (arz) teriminin böyle sınırlı bir anlamda kullanıldığının örneği yoktur. Diğerleri de, suçluların, “yeryüzünden çıkarılmaları” anlamına gelecek bir yeraltı zindanına hapsedilmeleri gerektiği görüşündedirler.

d ) Son olarak -ve yukarıdaki ayetin bir “şer‘î emir” şeklinde yorumlanmasına karşı en güçlü itiraz olarak- Kur’an, kitlesel asılmaya ve kitlesel imhaya işaret eden tamamen aynı ifadeleri (ama bu defa geleceğe yönelik kesin bir niyet ile) Firavun'un ağzından müminlere karşı bir tehdit olarak nakleder (bkz. 7:124, 20:71 ve 26:49). Firavun, Kur’an'da her zaman kötülüğün ve Allah'ı inkarın tipik örneği olarak tanımlandığından, aynı Kur’an'ın başka bir yerde “Allah'ın düşmanı” olarak vasıflandırdığı bir kişiye izafe ettiği ifadelerin aynısı ile bir ilahî kanunu yürürlüğe koyması düşünülemez. Kısaca, müfessirlerin yukarıdaki ayeti “şer‘î bir hüküm” olarak yorumlama gayretleri, bunu iddia eden isimler ne kadar büyük/saygın olursa olsun, kesinlikle reddedilmelidir. Diğer taraftan, ayeti -okunması gerektiği gibi- geniş zaman kipinde okursak gerçekten ikna edici bir yorum hemen kendini ortaya koyar: çünkü, bu şekilde okunduğunda ayet, hemen bir durum tesbiti olarak kendini gösterir -“Allah'a karşı savaş açanlar”ın hak ettikleri cezanın kaçınılmazlığının bir ifadesi. Onların ahlakî yükümlülüklere düşmanlıkları, bütün dinî/manevî değerlerini kaybetmelerine yol açar; ve sonuçta düştükleri uyumsuzluk ve “sapıklık”, aralarında dünyevî kazanç ve güç uğruna hiç bitmeyen bir çatışmayı teşvik eder; birbirlerinden çok sayıda insan öldürürler ve birbirlerine büyük ölçüde işkence eder ve sakat bırakırlar ve sonuçta bütün bir toplum silinip gider veya Kur’an'ın belirttiği gibi, “yeryüzünden sürülürler.” Sadece bu yorum, ayette geçen bütün ifadeleri tam anlamıyla dikkate almaktadır -aşırı şiddet fiilleriyle bağlantılı “büyük kısmı” kaydı, “yeryüzünden sürülme” ifadesi ve, son olarak, bu dehşetin “Allah düşmanı” Firavun tarafından kullanılan terimlerle ifade edilmiş olması.

tarihinde ANTİATEİST tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın, Antiateist; peki bu ayetler, herşeyi bilen tanrıdan geliyorsa, neden yanlış anlaşılacak şekilde yazılmış? Yoksa bu da mı bir imtihandır?

O halde Allah, "benim adıma işkence ve katliam yaparlarsa yapsınlar, ben imtihanıma bakarım" mı demiştir?

Bu şekilde şiddet cinayet ve zulüm üzerine kurulmuş bir imtihanın, ne gibi bir mantığı olabilir?

Ayrıca "islam şiddeti emretmez" diyenlere,"aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz" şeklinde çok yerinde bir sözü de hatırlatmak istiyorum.

Kitaplar ve peygamberler, insanlığa rehber olarak gönderildiyse, dinden uzak toplumlarda neden daha demokratik ve barışçıl bir hayat gerçekleşiyor?

Tam tersi olması gerekmiyor mu? islam tarihi boyunca, tüm şeriat ülkelerinde zulmün temel sebebinin din olduğu gayet açık değil midir?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kuran'daki anlatımlara bakarsak tarih boyunca müşriklerin -yani Allah'ın ayetlerini gereği gibi algılamayan, ortak koşmaları sonucu Allah tarafından terk edilenlerin- her daim çoğunluk olarak gerçek inananlardan daha üstün ve daha baskın olduğunu görürsün.


Şuan günümüz dünyasına baktığımda Kuran'da anlatılanların bir tecellisini görüyorum ben.


Bu Kuran'a olan güveni de artırıyor. Söylediklerinin aynen bugün gerçekleşiyor olması söylediği şeylerin uydurma olmadığını geçmiş tarihlerde birebir yaşanmış olduğunu gösteriyor. Bence tabii.


Allah bunları engelleyemez mi, engeller. O zamanda robotlardan bir farkımız olmazdı.


Azınlık Raporunda olduğu gibi hırsız gerçekleştiremediği bir suç için tutuklanmasına haklı olarak itiraz edecektir.


Eğer Allah'a gizli yada bilerek ortak koşmazsan bu belalardan korunursun düşüncesindeyim. En azından benim hayatım bu yönde ilerliyor.


Bütün olay ORTAK KOŞMA'da bitiyor. Kuran'ın ana teması bu. Elçilerin ana görevi bu.


Kuran inanmayanlardan çok inanıp da ortak koşanlara inmiş gibi.


Ha inanmayıp Allah'a kafa tutanlar yok mu var. O başka bir bulvar.


İmtihan ise çok kompleks bir şey. Kendi içinde binlerce değişkeni var ve bu değişkenlerin çoğunu bilmiyoruz.


Kitaplar ve peygamberler, insanlığa rehber olarak gönderiliyor fakat bu rehbere çoğu insanın uymadığı yine Kuran tarafından belirtiliyor.


Dinden uzak toplumlar neden daha demokratik değil de - ne kadar demoktratik olduğu tartışılır- neden terörden uzak diye sorarsan farkında olmadan fıtratlarındaki dini yani islamı uyguladıkları için derim. Yani savunma dışında bir savaşa girişmeyen, barış içinde yaşamayı öğütleyen Kuran ekseninde hareket ediyorlar.


Ben Irakta,Suriye'de birbirini öldüren birbirini kesen insanları görünce yukarıdaki ayet aklıma geliyor. Sonuçta orta doğuda çoğu insan müşrik geleneklerini yaşıyor. Allah'a ve peygambere iftiralar içeren bir dini yaşamaları sonucu yukarıdaki ayette yapılan tespitten kaçamıyorlar.


Ölenler arasında hiç mi Allah'a ortak koşmayan masum biri yok dersen muhakkak vardır diye düşünürüm. Bu sebeple diyorum bu imtihan yada adına her ne koyarsak içerisinde binlerde belki milyonlarca değişken barındıran bir durum.


Gerçekte neyin ne olduğunu bilemeyiz. Kalplerdekini Allah biliyor.


Baktığın zaman ipte kocaman bir düğüm var gibi görünüyor ve bu düğüm tek bir yere çıkıyor, Allah'a. O da bu düğümün her noktasını bildiğini, herşeyin kontrol altında olduğunu ve zamanı gelince bu düğümü çözeceğini söylüyor.


Ne demek istediğimi tam anlatamadım, yazıya dökemediğim şeyler var. Kafanda soru işaretleri kalmış olabilir.


Selam.



Link to post
Sitelerde Paylaş
Ayrıca kurandaki bir ayeti;


1) Kuran,


2) Fıtrat,


3) Doğadaki ayetler,


Bu üç maddenin süzgecinden geçirerek anlamamız gerektiğini düşünüyorum.


Çünkü Kuran'da bu üç maddeye atıf var. İslamın fıtrat dini olması, doğadaki sistemlerinde birer ayet olması ve Kuran'ın kuranla açıklanacağı gerçeği.

tarihinde ANTİATEİST tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Araf/123-Firavun: «Ben size izin vermeden O'na iman ettiniz öyle mi? Muhakkak bu, yerli halkı şehirden çıkarmak için şehirde kurduğunuz bir hiledir. Yakında anlarsınız.

Araff/124-«Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, sonra da bilin ki, sizi astıracağım.»

Maide/33-Allah ve Resulüne karşı savaşan ve yeryüzünde fesat çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları yahut ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi, ya da yeryüzünde başka bir yere sürgün edilmeleridir. Bu, dünyada onlar için bir zillettir. Ahirette ise onlar için büyük bir azab vardır.

Hacc/16-İşte Biz Kur’ân’ı, böyle açık âyetler halinde indirdik. Gerçek şu ki Allah, dilediği kimseyi doğru yola iletir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ayrıca kurandaki bir ayeti;
1) Kuran,
2) Fıtrat,
3) Doğadaki ayetler,
Bu üç maddenin süzgecinden geçirerek anlamamız gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü Kuran'da bu üç maddeye atıf var. İslamın fıtrat dini olması, doğadaki sistemlerinde birer ayet olması ve Kuran'ın kuranla açıklanacağı gerçeği.

Mesela durur gibi görünen dağların aslında hareket ettiğini söyleyen ayetleri doğadaki sistemlere bakarak anlıyorum. Yoksa ne demek istediğini anlayamazdım.

Savunma dışında bir savaşı da "fıtratım" reddediyor. Kuran'a baktığımda ise fıtratımla aynı paralellikte bir savunma savaşının olduğunu görüyorum.

Elçiye itaat etmenin ne olduğunu da Kuran'ın tümüne bakarak anlıyorum.

Gördüğün gibi yukarıda verdiğim 3 maddeye birer örnek verdim.

Örnekler çoğaltılabilir.

selam.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Antiateist,

Kuranı allahın kelamı olarak kabul eder ve inanırsanız tabiki her cümlenin altında derin bilgi ararsınız.

Dağların yürütülmesinin altında binlerce bilimsel bilgi bulursunuz.

Ama kuranın çeşitli zamanlarda yazılmış şiirlerin toplanmasından oluşturulduğunu, içerdiği doğaya ait bilgilerin zamanının çok gerisinde gözleme dayalı bilgiler olduğunu görebilirseniz o zaman basti bir kitap haline gelir.

Kuran neden apaçık bir kitap olduğunu söylüyor? Çünkü bu kuranın çok basit bir kitap olduğu konusundaki eleştirilere bir cevaptır.

Kafiyeye uysun, ahenkli olsun, edebi olsun diye uğraşılmıştır. Varoş lehçesiyle, arapça edebiyat kasan bir tanrı çok gülünç.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mesela durur gibi görünen dağların aslında hareket ettiğini söyleyen ayetleri doğadaki sistemlere bakarak anlıyorum. Yoksa ne demek istediğini anlayamazdım.

Savunma dışında bir savaşı da "fıtratım" reddediyor. Kuran'a baktığımda ise fıtratımla aynı paralellikte bir savunma savaşının olduğunu görüyorum.

Elçiye itaat etmenin ne olduğunu da Kuran'ın tümüne bakarak anlıyorum.

Gördüğün gibi yukarıda verdiğim 3 maddeye birer örnek verdim.

Örnekler çoğaltılabilir.

selam.

Denizin üstünde tahta gibi yüzen bir yer ve çalkalanmasın diye de ağırlık olarak dağlar yerleştiren eski klasik yer gök düşüncesinin kurana yansımaları. Bence kuranı yazanlar Aristo'nun kitabını filan buldular.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Edip hocasi gibi, kelime oyunlarıyla durumu kurtarmaya çalışıyor. Beyninde kuranin çizdiği bir sınır var, o sınırı geçemiyor!

Istersen elinden tutup seni o sınırın öbür tarafına gecireyim.

Neymis? Öldür, kes vs bir "emir" değilmiş! Allaha, muhammede savaş açanların kacamayacagi cezayı anlatiyormus! 19culardan bu kadar, sınıra geldik. Bitti!

Gerçekten bitti mi? Hayır, bitmedi. Kuranin çizdiği sınırı geçmeye çalışalım, tut elimden

ve günümüze bakalım.

Fransada insanlar muhammed karikatürü çizdi diye öldürülüyor ve 19cular "Allah emir vermiyor, olacakları söylüyor" diyerek (diğer "hümanist" müslümanlar gibi) işin içinden çıkmaya çalışıyorlar. 19cu arkadaş, o insanları sen öldürmedin ama o katillere bir tepki göstermiyorsun, gösteremiyorsun! Susarak, baskaldirmayarak terörizme onay veriyorsun!!! "Allah öldür emri vermedi, ÖLDÜRÜLÜR dedi" Bitti! Sınır!!!

Teröristleri yakalamak, cezalandırmak, terörü bitirmek... YOK!!! Ne var? Susarak, sessizce onaylayarak teröre ortak olmak!

Sınırın öbür tarafı!!!!!

Beklentilerim, tek kriteri bir şeyin 19a uyması veya uymaması olan bir müslümandan, biraz fazla galiba ;-)

Ayrica, hatırladığım kadar "haraket eden daglar" derken, kuran, kıyametten bahsediyordu galiba.

tarihinde poiuz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Ayrıca kurandaki bir ayeti;

Niye bu kadar laga luga yapıyorsunuz?

Sıradan bir insanın Kuran'daki bir ayeti anlamak için sizin veya bir başkasının açıklamalarına ihtiyacı mı var?

Basit düşünelim,basit yazalım..Öyle gramere-tefsire filan girmeye yok..Çünkü bu kitapları kutsal belleyenlerin çok büyük bölümü tefsirin ne demek olduğunu bile bilmez..Bu bakımdan,şöyleydi de böyleydi de diyerek kendiniz çalıp kendiniz oynarsınız..

Mesela,Kuran'da 100'ün üzerinde ÖLDÜRÜN ifadesi vardır..ÖLDÜRÜN-ÖLDÜRÜN-ÖLDÜRÜN-ÖLDÜRÜN-ÖLDÜRÜN-ÖLDÜRÜN-ÖLDÜRÜN-ÖLDÜRÜN-ÖLDÜRÜN.........................

Buyrun açıklayın bunu demem size,çünkü sizin açıklamanıza ihtiyacımız yok..Bu basit ifadeyi anlayamayan ve bu ifadelerin ne anlama geldiğini birilerine soran birisi,gerizekalılıkta tavan yapmıştır artık..

tarihinde NOLAN tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bütün olay ORTAK KOŞMA'da bitiyor. Kuran'ın ana teması bu. Elçilerin ana görevi bu.

Kitap Ehli, senden kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Musa'dan bundan daha büyüğünü istemişlerdi. Demişlerdi ki: "Bize Allah'ı açıkça göster." Böylece zulümlerinden dolayı onlara yıldırım çarpmıştı. Ardından kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, buzağıyı (ilah) edinmişlerdi. Yine bundan dolayı onları affettik ve Musa'ya apaçık olan ispatlayıcı bir delil verdik.

4/NİSÂ-153

Gerçekten, Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur.

4/NİSÂ-48

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tevbe suresi 5 ayet – Hürmetli aylar çıkınca, puta tapanları bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayıp hapsedin; her gözetleme yerinde onları bekleyin. eğer tevbe eder, namaz kılar ve zekat verirlerse yollarını serbest bırakın. doğrusu allah bağışlar ve merhamet eder.

Peki puta tapanların inançlarına saygısızlık ve onları öldürmeye çalışmak var.Bide zorla imana getirmeye çalışıyorlar.Bunlara ne diyeceksiniz müslümanlar?

tarihinde Anarşistateist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuyu acan arkadas yanlis baslik atmis. Dogrusu "Oldurulen Muslumani hakli cikaran ayet" olmasi lazim. Musluman benim gozumde Kurani dogru okuyup anlayan, egip bukmeyen, Kuranda yazan Allaha inanan, ondan korkan, onun emirlerini yerine getiren kisi. Dolayisiyla bu olenler kafadan Kurani dogru anladiklari icin musluman oluyor.

Islamci ise Kurani keyfine gore anlayan, yumusatan, gunumuz modernitesi ile uyumlu hale getirip, orda su yaziyor, ama kastedilen budur vs ile yeni din yapmaya calisan aniateist gibi kisilere denir. Islamcilarin cani tatlidir, oyle Kuranda emredildigi gibi olmeye, oldurmeye gelemezler. Bu iste cok iyi para oldugu icin tezgahi acmis ahlaksiz insanlardir.

Sahsen her ne kadar muslumanlarla anlasamasamda, saygiyi hakkeden insanlardir, sonucta adamin inanci bu. Islamcilar o saygiyi dahi hakketmez. Bu islamcilar islam baris dinidir, gercek islam bu degildir vs laflarini severler, gercegi bildikleri halde takiyye yapiyorlar.

tarihinde skander tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Selam..Verdiğin samimi cevaplar için teşekkürler.. ancak bu açıklamalar, daha çok kendini ikna etmeye yönelik gibi geldi bana..

Belliki iyi bir insansın, kendi içindeki iyiliği kitaba yansıtmaya çalışıyorsun; "kuran bu ayetlerle nasıl iyi birşey demiş olabilir?", "bu sözlere nasıl bir anlam verirsem, onlarda iyilik görebilirim?" çabasındasın. ben de uzun yıllar böyle yaparak inandım. ama bu tanrının diniyse, biz, o'na değil.. o, iyiliğini bize aktarmalıydı.

Adil bir sınavdan bahsetmemiz için, ayetlerde net olarak iyiliği, sevgiyi ve barışı emreden ifadeler olması gerekirdi. ve kesinlikle tehdit, korku ve aşalama ile bir inandırma yöntemi olmaması gerekirdi.

Bir de Allah'a ortak koşmak neden bu kadar korkunç bir suçtur, bunun mantığı ne olabilir? Yani bir insana çok büyük yardımlarda bulundun, ama o insan, bu yardımları birkaç kişiden geldi zannetti. o insanın karşısına çıkıp kendini tanıttığında, sana teşekkür etse bile, saldırmak, kötülük yapmak ister misin? Bu iyi bir ahlaki özellik midir ki, bunun, bizi yaratanda bulunduğunu varsayalım?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...