Jump to content

Bilinç ve Gerçeklik


Recommended Posts

Birçok insanın kafasında bilim hala evrenin deterministik resmiyle ilişkilidir ancak modern bilim daha farklı bir resim çizer.


Deterministik resimde, evrenin bir sonraki durumunun ondan önce gelen durum ile mutlak olarak belirleneceği kabul edilmektedir.

Böyle bir resimde özgür iradeye yer yoktur. Özgür irade bir illüzyondur. İnsan maddesel parçacıkların ürünüdür ve her davranışı bu parçacıkların hareketlerinin neticesidir, hesaplanabilirdir.


Ancak görelilik kuramı ve özellikle de kuantum mekaniği ile bu resim radikal bir değişime uğradı.

Kuantum mekaniği, evreni algılayışımızı bilimsel bir felsefi temele dayandırdı.

Tüm teorilerimiz ve sahip olduğumuz bilgiler, sadece tecrübelerimizi organize eden ve öngören araçlar halini aldı, onları gerçeği gösteren resimler olmaktan çıkardı.

Gerçeğin kişiye göre değiştiğini söyledi.


Parçacıkların belirli yörüngelerde hareket ettikleri görüşünün deney sonuçlarıyla çeliştiğini, evrendeki her durumun kendinden önce gelen durumla belirlenebileceği düşüncesinin bir illüzyon olduğunu söyledi.

Tam aksine klasik fiziğin illüzyon olduğunu gerekçesiyle yasakladığı özgür iradenin aslında gerçeğin özü değilse bile parçası olduğunu söyledi.


Buradan hareketle 2 soruyu tartışmaya açmak istiyorum.

  1. Bilinçten bağımsız bir gerçeklik varsa onu bilme, öğrenme yolu var mıdır?
  2. Nihai bir gerçeklik varsa yaratılmamış mıdır? Çünkü yaratılmışsa nihai değildir.


Teist, ateist her görüşü gerçeği anlamada bir kapı olarak kabul ediyorum o nedenle herklesin görüşü önemsiyorum. Ancak, Müslüman arkadaşlardan ricam Kur’an referanslı içerikler dışında daha düşünsel bazda içeriklerle katkıda bulunmaları.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 375
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Evren atomlardan, atomlar ise quark denilen enerji paketciklerinden meydana geldiğine göre aslında herşey bir enerji dalgalanmasından ibaret. Bizim algıladığımız Dünya ve evren ancak duyu organlarımıza göredir. O halde aslında katı, renk, ısı vs. herşey algılayanın algılama sınırlarına göre vardır. Yani gördüğümüz ve algıladığımız herşey aslında enerji paketçiklerinin bizim tarafımızdan algılandığı bir halogram dır, hayaldir. Mesela gözümüz atomu görecek şekilde olsaydı göreceğimiz tek şey atomlar ve elektonların hareketleri olcaktı. Şu anda algıladığımız evreni algılamayacaktık.

Gelelim bu enerji paketcikleri quark lara. Tek başlarına bir anlamı olmayan ancak 3 ü bir araya gelince maddesl bir özellik kazanan bu quark ların enerjisi nereden geliyor. Nereden enerjisi desteklenip devam ediyor. Bunlara enerji veren, varlığı ile bunlara var kılan yani hayatı ile hayat veren birşey olmalı. O şeyin enerjisi bitmeyen, tükenmeyen, varlığı daim olmalı ki bu devamlıkılık olabilsin. Biz buna ilah diyoruz. Çünkü yaratılmış herşeyi o yarattığına göre ve başka da bir yaratılmışlık olmadığına göre O'nun yarattığı şey gibi olması imkansız. O halde yarattığı ile kayıtlanamayan bu şey yaratılmış olamaz.

Ayrıca, quark denilen enerji paketleri sürekli olarak yaratılıp tekrar sönüyor ve sonra tekrar yaratılıyor ve sonra tekrar sönüyor ...... bu şekilde devam ediyor. Sizin deyiminiz ile evrenin bir sonraki durumu, aslında bir önceki durumu ile mutlak olarak belirlenmiyor. Oluşan bu yeni durum, aslında arkadan enerji verenin tekrar baştan yaratması. Ama bir önceki ile benzeşmesinden dolayı biz bunu devamı olarak algılıyoruz. Yani bizim algılamamız bu kesintileri devamlı sanıyor. Ama her seferinden evren, enerjiyi verenin takdiri ile tekrar kuruluyor. Biz buna, Onun OL! demesi diyoruz. Evrendeki cevelan yani hareket yani değişmeler olrak gördüğümüz herşey aslında bunu yaratanın takdiri ile olan devinimdir, hayattır. Hayatın göstergesi ise hareketttir. Hareket olmasa idi hayat da olmaz, herşey mutlak durağanlık içinde yok olarak dururdu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi dedik ki, evren qaurk denilen enerji parçacıklarından, onu duyu organlarının kapasisitesine göre algılayanın gördüğü halogramik yapıdır. Toprak temelli boyutun idrak bilinçli yaratıkları olarakta biz insanlar yaratılmışız. Bu halogramik yapıyı quark ile enerjilendirip var eden birisi yani O yani Allah, şu anda benim algıladığım halogramdanın başka versiyonlarını da var ediyor mudur? Yani burada müslüman bir tevhid ken, başka bir halogram da ateist bir versiyonum var mıdır? Benim kör olduğum, Türk değil Japon olduğum, hiç olmadığım, anne ve bababım başka olduğu vs. vs. versiyonlu başka halogramlar var mıdır? Sonsuz ihtimalde sonsuz halogramlar.

Benim şu anda var olarak idrak ettiğim bu halogram versiyonunda yani İslami terimle kaderimi yaşarken, başka halogramlardaki versiyonlarımda kaderlerini yaşıyor olabilir mi?

Olabilir. Kaderi de bu açıdan değerlendirmek lazım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Güzel konu..Teşekkür ederim.

Neredeyse 1 haftadır özgür iradenin var olduğunu kuantum fiziğin bakış açısıyla savunmaya çalışken, üzerine tuz biber olabilecek bir konu. :)

"Düşünüyorum, öyleyse varım", dedi bir adam..

"Düşünmek için önce var olmalısın" dedi 2. adam..(determinist düşünce)

Hey 2. adam, o adama bunu düşünemeseydin" söyleyemezdin, dedi 3. adam.

Tamam işte ben de onu diyorum dedi"2. adam "-var ki düşünüyor."

E o da aynı şeyi söylüyor, "düşünüyorum ki varım" diyor" dedi 3 adam.

..

Bu böyle uzayıp gider..

Neyse;

  1. Bilinçten bağımsız bir gerçeklik varsa onu bilme, öğrenme yolu var mıdır?

Bilinçten bağımsız bir gerçek hem vardır hem yoktur.

Bilinçten bağımsız bir gerçek varsa bilincimizle algılayamayacağımız için yoktur.

Bilinçten bağımsız bir gerçek yoktur derken bilinçten bağımsız bir gerçeği de yaratırız.

Tabi buradaki sorun gerçek in ne olduğudur..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evren atomlardan, atomlar ise quark denilen enerji paketciklerinden meydana geldiğine göre...

Sayın tevhid hocam,
İkinci paragrafta ilah dediğiniz şeyi evren olarak değiştirirseniz enerji kaynağı ortaya çıkar. Oysa başta ne güzel yazıyordunuz…
Teistler olarak bilginizin yetmediği olayları açıklamaya çalışırken hep ilah kartına başvuruyorsunuz. İnsanlar o yüzden boşlukların tanrısı diyor. Açıklama getiremiyorsam tanrının işidir deyip bırakıyorsunuz, başkası açıklayınca da tanrı yoktur diyemiyorsunuz. O yüzden tanrıyı inkar etmek istemiyorsanız tanrı kartını böyle durumlarda kullanmayın, ya da komple silin kafanızdan gereksiz ilişkiler kurmaktan beyninizi kurtarın.
Gerçekliği kendi çizdiğiniz sınırlara göre tayin etmeye çalışıyorsunuz, yani her şey tanrı inancınıza göre gerçekleşmek zorunda diyorsunuz. Ben de o yüzden soruyorum bilinçten bağımsız bir gerçeklik var mı diye. Yani mutlak gerçek, yorumdan bağımsız gerçek.
Kafanızda tanrı düşüncesi oldukça bu soruya doğru cevap verebilir misiniz?
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne demek gerçeğin herkesin bakışına göre değiştiği, böyle bir saçmalık olamaz.

Gerçek gerçektir. Konuyu bayağı saptırmışlar şu dinciler.

Aklı sıra kuantum fiziğini kullanıp islamı doğru çıkaracaklar.

Sayın vitamin, siz yanlış sonuçlara varmışsınız kuantum fiziğiyle ilgili.

tarihinde KutsalDemlik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne demek gerçeğin herkesin bakışına göre değiştiği, böyle bir saçmalık olamaz.

Gerçek gerçektir. Konuyu bayağı saptırmışlar şu dinciler.

Aklı sıra kuantum fiziğini kullanıp islamı doğru çıkaracaklar.

Dinci sen oluyorsun şuan. Çift yarık deneyini oku bakayım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çift yarık deneyinde gerçek olan bir şey var, o da maddenin olasılıksal şekilde de davranabildiğidir.

Maddenin olasılıksal davranışı, biz baktığımız anda kaybolur ve kesin gerçekliğe döner.

Gerçek vardır yani nasıl olmasın.

tarihinde KutsalDemlik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Çift yarık deneyinde gerçek olan bir şey var, o da maddenin olasılıksal şekilde de davranabildiğidir.

Maddenin olasılıksal davranışı, biz baktığımız anda kaybolur ve kesin gerçekliğe döner.

Buna dolaşıklık denir.

Gerçek vardır yani nasıl olmasın.

Gerçekliği var eden o senin bakmandır. Yoksa herşey olasılık halindedir. Olasılığı materiyalize eden o senin bakmkak dediğin bilinçtir. Bakmadığın zaman bana parçacığın konumunu söyleyebilir misin?

Objektif gerçeklik yoktur, gerçek subjektiftir. Sanal gerçeklik :)

tarihinde vitamin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tam olarak söyleyemem ancak yine de vardır o parçacık, bu var olmadığını göstermez.

Herkes için aynı parçacık.

Bu benim söylediğimi uydurduğumu düşünme yoksa Niels Bohr, Werner Heisenberg, vs. birçok baba fizikçiyi karşına alırsın. Einstein baba bile başaramamış.

Yazımı dikkatli okursan ve biraz araştırırsan düşüncelerinin 19. yy düşünceleri olduğunu fark edersin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuantum fiziği her nekadar newton fiziğine kıyasla daha doğrudur..

Ama Fiziğin temel kanunu kuantum fiziği değildir....termodinamik kanunları fiziğin temelidir...shoringer,maxwell,faraday,einstein ve martin luther...bütün denklemler termodinamik üzerine kuruludur...elektromagnetizma,gorelelik,kütle çekim kanunları vs.

Foton ..ışığın temel yapısı,kutlesiz kinetik enerji..hızı 300.000m/sn ..hareketi parcacik veya dalga

Aspect deneyi her nekadar belirsiz gibi görünsede aslında durum öyle değildir...

Elitzur-vaidman bomba testi

Bir çözüm gerçeklik-dışı bir gözlem yöntemi kullanan, kuantum mekaniğine dayalı bir ayıklayıcı kullanmaktır.[4]

Her defasında tek bir foton gönderen bir Mach-Zehnder interferometresi ile işe başlanabilir. Bir foton yayımlandığından ve bu yarı-varaklı aynaya ulaştığında, fotonun aynadan geçme ve yansıma şansları eşittir[5]. Bir yolun üzerine fotonun çarpacağı bir bomba konulur (B). Eğer bomba sahte değilse, foton yutulur ve bomba patlar. Eğer bomba sahteyse, foton bombanın içinden etkilenmeden geçer.

Eğer fotonun durumu kuantum belirsiliğe tahvil edilirse, bir etkileşim sırasında foton aynada yansır veya içinden geçer. Bu durumda foton kuantum süperposizyon durumuna geçer, ki bu durumda tüm olasılıklar birbirleriyle etkileşim halindedir. Süperpozisyon durumu bir 'gözlemci' (dedektör) ile etkileşim içine girilinceye kadar devam eder. Gözlemci dalga fonksiyonunu çökertir ve foton kuantum belirsizlik durumundan çıkar

Maddenin temeli fotondur şimdilik ( bence sicimlerdir)..

Fotonun Aspect deneyinde iki davranış sergilemesi fizik kanunlarından bağımsız davranabildigi anlamına gelmez...

Fotonun suanki hızı ( evrenin ilk dönemlerindeki hızınin daha yavaş olduğu tahmin ediliyor),davranislari Bigbangin ilk zamanlarında False vacuumla ortaya çıkan kanunlarla belirlenmistir...farklı davranamaz ...bu durum evrenin entropisini etkilemez

Rastgelelik Fotonun rastgele davranış sergilemesi demek evrenin kanunlarınin değişmesi anlamına gelir ...

fizik kanunları belirlidir değişmez

Link to post
Sitelerde Paylaş

Madem senin dediğin doğru, her şey yalan?

Evet bu güne kadar öğrendiğimiz gerçeklik bi illüzyondur sonucu çıkıyor.

Zaten mevcut bilimin yumuşak karnı burası, bu kısım mümkün olduğunca görmezden geliniyor çünkü bu güne kadar bizi getiren bilim çoküyor.

O yüzden yeni bir düşünme sistemi gerekli.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuantum fiziği her nekadar newton fiziğine kıyasla daha doğrudur..

Ama Fiziğin temel kanunu kuantum fiziği değildir....termodinamik kanunları fiziğin temelidir...shoringer,maxwell,faraday,einstein ve martin luther...bütün denklemler termodinamik üzerine kuruludur...elektromagnetizma,gorelelik,kütle çekim kanunları vs.

Foton ..ışığın temel yapısı,kutlesiz kinetik enerji..hızı 300.000m/sn ..hareketi parcacik veya dalga

Aspect deneyi her nekadar belirsiz gibi görünsede aslında durum öyle değildir...

Elitzur-vaidman bomba testi

Bir çözüm gerçeklik-dışı bir gözlem yöntemi kullanan, kuantum mekaniğine dayalı bir ayıklayıcı kullanmaktır.[4]

Her defasında tek bir foton gönderen bir Mach-Zehnder interferometresi ile işe başlanabilir. Bir foton yayımlandığından ve bu yarı-varaklı aynaya ulaştığında, fotonun aynadan geçme ve yansıma şansları eşittir[5]. Bir yolun üzerine fotonun çarpacağı bir bomba konulur ( B). Eğer bomba sahte değilse, foton yutulur ve bomba patlar. Eğer bomba sahteyse, foton bombanın içinden etkilenmeden geçer.

Eğer fotonun durumu kuantum belirsiliğe tahvil edilirse, bir etkileşim sırasında foton aynada yansır veya içinden geçer. Bu durumda foton kuantum süperposizyon durumuna geçer, ki bu durumda tüm olasılıklar birbirleriyle etkileşim halindedir. Süperpozisyon durumu bir 'gözlemci' (dedektör) ile etkileşim içine girilinceye kadar devam eder. Gözlemci dalga fonksiyonunu çökertir ve foton kuantum belirsizlik durumundan çıkar

Maddenin temeli fotondur şimdilik ( bence sicimlerdir)..

Fotonun Aspect deneyinde iki davranış sergilemesi fizik kanunlarından bağımsız davranabildigi anlamına gelmez...

Fotonun suanki hızı ( evrenin ilk dönemlerindeki hızınin daha yavaş olduğu tahmin ediliyor),davranislari Bigbangin ilk zamanlarında False vacuumla ortaya çıkan kanunlarla belirlenmistir...farklı davranamaz ...bu durum evrenin entropisini etkilemez

Rastgelelik Fotonun rastgele davranış sergilemesi demek evrenin kanunlarınin değişmesi anlamına gelir ...

fizik kanunları belirlidir değişmez

Verdiğin örnek birşeyi değiştirmiyor. Bomba patlasa patlamasa sen parçacık nerede bilmek istemediğin sürece herşey olasılık durumunda. Sen bilmek istersen eğer olasılık materiyalize olup sanan bir sonuç veriyor. Sana parçacığı veriyor.

Senin bilme isteğin parçacığı gerçekliğe sokuyor. Bilmek istemediğin sürece o bu gerçekliğin bir parçası değil, sadece olasılık.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hissenberg belirsizlik ilkesi temelde foton ve elektron gibi maddelerin gözlemci ile etkileşimde kütlesini ve davranışini etkilediğini ortaya koymuştur...bu ilkeyi kullanan hawking karadeligin maddeyi yok etmediğini küçük bir alana enerji ,plazma olarak sıkıştırdigini ve olay ufkunda oluşan sıçramanin anti maddenin kara deliğe çekilip hawking isimasi yaptırıp Kutlenin korunumu kanununu ispat ettiğini bildirmiştir..isima yapan karadelik kütle kaybediyor sahte parcaciktan anti parcacik yok oluyor ...diğeri ise gerçek kuantum evrenine firlatilip gerçek parcacik oluyor ama kütle daima korunuyor

Link to post
Sitelerde Paylaş

Matematik kesin olduğunda gerçeği yansıtmaz, gerçeği yansıttığında kesin değildir...

Diyen bir adamın son nefesine kadar Tanrı zar atmaz demesi ilginçtir..

Öyle parçacık, sanal evren, korelasyon, çift yarık..vs. herkes anlamaz..

Ben de anlamam ama biraz bakmışlığım vardır bu konulara..

Herkesin anlayacağı şekilde yazayım;

Bir bardak suyumuz var.

Gerçek, bu suyun sıcaklığı olsun..

Ve biz de sıcaklığı yani gerçeği öğrenmek istiyoruz..

Ne yapıyoruz?

Alıyoruz termometreyi daldırıyoruz suya..

Ne oluyor, neler oluyor bu anda?

Termometre sudan sıcaksa suya ısısını veriyor..

Yok su sıcaksa termometreye ısısını veriyor..(termodinamik)

İkisi eşitlenince biz su 8 derece diyoruz..

Bu mu şimdi gerçek?

Biz suyun derecesini değiştirdik işte basbayağı..

Ama ölçmeden de bilemeyiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...