Jump to content

Agnostisizmdeki mantık hatası


Recommended Posts

  • İleti 325
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

yapacam ben sana tanım ama kapasiten yetecek mi bakalım

tanrının varlığı bilinemez - sebep: olası tüm tanrıları bilmek ve onları red etmek (veya birinin varlığa kesin bakmak) mümkün değil

tanrının tanımı;

http://tr.wikipedia.org/wiki/Tanr%C4%B1

Sayın odun kafa

Tanrı tanımının kaynağı dinler,inançlar

Eğer ben teistim ,inançlıyım diyorsan sorun yok..

Yani bu teistlerin tanrısını baz alarak ,bilinemez diyorsan agnostik değilsin..teistsin

Yok dinlerin tanrılarını baz almıyorum diyorsan,senin bilinemez dediğin tanrının tanımını yap..

Yapamıyorsan bla bla yapma..

tarihinde strong tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır, hayır ve tekrar hayır. Kafan basmayacak anlaşıldı ben sana tanrı ile bardak arasındaki farkları yazayım.

Dolapta bardağın olması;

1.Bardak kişisel bir varlık değildir. Çeşitleri vardır.

2.Dolapta herhangi bir bardak olabileceğine dair kanıtlar var. (Bazı insanların bardakları dolaba koyması vb.)

3.Bardakların varlığı gözlemler ile kanıtlanmıştır.

4.Nitelikleri biliniyor.

Tanrının olması;

1.Tanrı kişiseldir.

2.Tanrıya dair kanıtlar yok.

3.Gözlemlenmemiştir,

4.Nitelikleri uyduruluyor.

Anladın mı kardeşim? Anlamadıysan bir örnek daha vereyim.

Buzdolabında yemek bulunma ihtimali yüksektir çünkü buzdolabının ne amaçla kullanıldığını biliyoruz. Elimizde kanıtlar var. İçınde yemek olduğunu o yüzden tahmin ederiz. Yada ormanda ayı olduğunu düşünürüz, çünkü ayılar ormanda yaşar. Ama bir varlığın olduğuna dair tek bir kanıt yoksa kimse o varlık hakkında tartışmaz zaten. Ne zaman gözlemlenir işte o zaman bir ismi olur ve nitelikleri bilinir. İlk örneğe gelecek olursak bardak bulunabileceğine dair kanıtlar olmasaydı kimse içinde bardak olduğunu düşünmezdi. Örneğin o dolapta benim evdeki ahşap masanın olduğunu düşünemezsin. Çünkü ben diyene kadar evimdeki ahşap masadan haberin yoktu.

kafası basmayan sensin

bardak bir genellemedir dolap ta bir genellemedir bir köpek kulübesinin içindeki bardak mı deseydim amaç bir evren içide/(varsa)dışında bulunan bir şeyi nitelemekti

-tanrının kişisel olması , çeşitlerinin olması var olmamasını sağlamaz aksine olasılığı güçlendirir

-bunun dışında amaç yazdığın paradoks un doğru olmadığını anlatmaya çalıştım bardak veya dolap önemli değil

bir şeyin varlığına dair hiç bir kanıtın olmaması o şeyin olmadığı anlamına gelmez [ahşap masanın varlığına dair hiç kanıtım yoktu ama bak varmış üstelik bunu hiç kimse bilmiyor olsaydı evren içinde çok uzaktaki bir a uzaylı ırkı onu bir kavram olarak ele alıp yok diyecekti belkide ki bu doğru olmazdı (ahşap masaya rasgele bir kelime grubu verebilirler sonuçta biz yokuz ve ona ahşap masa dememiş oluruz) peki o ahşap masa orda mı evet orda tanrıda benzer bir olasılıktır insandan bağımsız olabilir]

-yukarıdaki madde bunun için yeterli gözlem şart değildir (veya bir materyalist bul sana gözlem hiçbir şeydir her şey ilüzyondur falan desin]

-masanın tanımı a uzaylı ırkı için tamamen uydurma olabilir masanın konuştuğunu falan söyleyebilirler ama bu onun varlığını veya gerçeği etkilemez

(nitelikleri uydurmadır onun varlığını etkilemez)

buzdolabında yemek bulunma ihtimali yüksek evet ancak yemek bulunma ihtimali hiç denecek bir yer asla olmicak tabi gidip bakamican bir yer olmalı (tanrı için bu durum geçerli)

agnostikler tanrı hakkında tartışmazlar aslında benim şuan yaptığım doğru değil her şey ortada zaten

yazdığın paragrafın son kısmınıda açıkliyim ; kesinlikle o dolabın içinde senin ahşap masanın olduğu aklımın ucuna bile gelmez (dolap kapasitesi önemsiz)

çünkü bir ahşap masanın olduğundan haberim yoktu peki o ahşap masa o dolabın içinde olsaydı ve bunu bende dahil kimse bilmemeye devam etseydi sen yine çıkıp bir dolabın içindeki dolap sadece bir kavram insan tarafından uydurulmuştur o yüzden dolabın içinde masa yoktur mu derdin

en genelinden bir özette atiyim

verdiğim bardak örneğinde bardağın veya dolabın hiçbir niteliği anlatmak istediğim durumun önüne geçmez

(örnek: bardağın bir şeklinin olması anlatmak istediğim şeyin önüne geçmiyor ama sen çıkıp tanrının bir şekli yok (veya bilinmiyor) ama bardağın var demiş gibi oldun)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın odun kafa

Tanrı tanımının kaynağı dinler,inançlar

Eğer ben teistim ,inançlıyım diyorsan sorun yok..

Yani bu teistlerin tanrısını baz alarak ,bilinemez diyorsan agnostik değilsin..teistsin

Yok dinlerin tanrılarını baz almıyorum diyorsan,senin bilinemez dediğin tanrının tanımını yap..

Yapamıyorsan bla bla yapma..

dinlerin tanrılarını red ederim;

diğer olası sonsuz tanrıdan hangisinin tanımını yapiyim

adaletsiz , kötü , kısmen iyi , hiç kimseyi takmayan , kısmen adaletli , acı çekmenden zevk alan (veya arada kalan isimlendirilmemiş olası sıfatların tümü)

aldın mı tanımı sende red et bakiyim hepsini görüyim nasıl edicen bakalım bana kısmen adaletsiz bir tanrı yok desene hadi

neden diye de sormassam olmaz

çıkıpta bunlar sadece insan üretimi hayali şeyler dersen son yazdığımı oku yorma beni

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim evin önünden geçen sokak köpeğide bu forumdaki kimse tarafından bilinmiyordu. Neden kimse bu köpeğin bilinemeyeceğini savunmadı şuana kadar?

7,5 milyar insan senin köpeğini takmıyorda ondan

tekrar yazıyorum agnostisizm yalnızca tanrı hakkında yorum yapan felsefi görüştür

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı kavramının kaynağı dinler değildir; dinler tanrı inancının üzerine inşa edilmişlerdir. Tanrı kavramı, zihnin temel dogmalarındandır. İnsan herhangi bir yapıyı görünce onun biri veya birileri tarafından amaçlandığını düşündüğü gibi tüm doğanın ve yaşamın da amaçlanmış olduğunu düşünmüştür.

Buna karşın evrenin kendi açıklamasını içinde barındırdığı için Tanrı'ya gereksinim olmadığı görüşleri ortaya çıktığı için Tanrı'nın varlığı ve zorunluluğuna ilişkin argümantasyonlar kurulmuştur.

Evrenin kendiliğinden olduğu ya da bir şekilde amaçlanmış olduğunun bilinemeyeceğini savunmak kanaatimce tutarlıdır. Agnostik değilim ama agnostiklere belli bir görüşün dayatılması taraftarı da değilim. Sonuçta görüşümüzün doğru ve ikna edici olduğunu düşünüyorsak argümanlarımızı ortaya koyarız.

tarihinde diyalekt tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

kafası basmayan sensin

bardak bir genellemedir dolap ta bir genellemedir bir köpek kulübesinin içindeki bardak mı deseydim amaç bir evren içide/(varsa)dışında bulunan bir şeyi nitelemekti

-tanrının kişisel olması , çeşitlerinin olması var olmamasını sağlamaz aksine olasılığı güçlendirir

-bunun dışında amaç yazdığın paradoks un doğru olmadığını anlatmaya çalıştım bardak veya dolap önemli değil

bir şeyin varlığına dair hiç bir kanıtın olmaması o şeyin olmadığı anlamına gelmez [ahşap masanın varlığına dair hiç kanıtım yoktu ama bak varmış üstelik bunu hiç kimse bilmiyor olsaydı evren içinde çok uzaktaki bir a uzaylı ırkı onu bir kavram olarak ele alıp yok diyecekti belkide ki bu doğru olmazdı (ahşap masaya rasgele bir kelime grubu verebilirler sonuçta biz yokuz ve ona ahşap masa dememiş oluruz) peki o ahşap masa orda mı evet orda tanrıda benzer bir olasılıktır insandan bağımsız olabilir]

-yukarıdaki madde bunun için yeterli gözlem şart değildir (veya bir materyalist bul sana gözlem hiçbir şeydir her şey ilüzyondur falan desin]

-masanın tanımı a uzaylı ırkı için tamamen uydurma olabilir masanın konuştuğunu falan söyleyebilirler ama bu onun varlığını veya gerçeği etkilemez

(nitelikleri uydurmadır onun varlığını etkilemez)

buzdolabında yemek bulunma ihtimali yüksek evet ancak yemek bulunma ihtimali hiç denecek bir yer asla olmicak tabi gidip bakamican bir yer olmalı (tanrı için bu durum geçerli)

agnostikler tanrı hakkında tartışmazlar aslında benim şuan yaptığım doğru değil her şey ortada zaten

yazdığın paragrafın son kısmınıda açıkliyim ; kesinlikle o dolabın içinde senin ahşap masanın olduğu aklımın ucuna bile gelmez (dolap kapasitesi önemsiz)

çünkü bir ahşap masanın olduğundan haberim yoktu peki o ahşap masa o dolabın içinde olsaydı ve bunu bende dahil kimse bilmemeye devam etseydi sen yine çıkıp bir dolabın içindeki dolap sadece bir kavram insan tarafından uydurulmuştur o yüzden dolabın içinde masa yoktur mu derdin

en genelinden bir özette atiyim

verdiğim bardak örneğinde bardağın veya dolabın hiçbir niteliği anlatmak istediğim durumun önüne geçmez

(örnek: bardağın bir şeklinin olması anlatmak istediğim şeyin önüne geçmiyor ama sen çıkıp tanrının bir şekli yok (veya bilinmiyor) ama bardağın var demiş gibi oldun)

Kardeşim hala anlamamazlıktan geliyorsun. Dolap örneğinden bahsediyorsun, bardağın olabileceğie dair kanıt yoksa zaten içinde bardak olabilir diyemezsin. İçinde ne olduğunu bilmiyorum dersin. Hele hele hayatında hiç bardak görmediysen, bardak hakkında hiçbir bilgin yoksa zaten onun lafını bile yapmazsın. Yaparsan kendinle çelişirsin, tıpkı şuanki agnostikler gibi. Uzaylı örneğide seni kurtaramaz. Kimse uzayı araştırırken a uzaylı ırkı yoktur diye araştırmaya başlamıyor. Ayrıca uzaylıların olabileceğine dair kanıtlar var. Yaşam için uygun koşulların bulunduğu yüzlerce gezegen var.

İnsandan bağımsız hiçbir varlık keşfedilmeden veya varlığına dair kanıt bulunmadan önce tartışılmaz. Bunu anlaman lazım.

Ayrıca yüzlerce tanrı tanımı var diyorsun ineğe tapanı var, taşa tapanı var. Ben ineğe tanrı diyorum dersen onada itiraz edemem. Ama siz agnostiklerin kafasındaki tanrı bellidir. Evreni yaratan sonsuz güçlü bir varlığı hayal ediyorsunuz. İnsandan bağımsız olabilir diyorsun, insandan bağımsız bir varlık varsa zaten tartışılmaz, bu varlığın ismi olmaz, diyorum bu kadar mı zor anlamak.

Kafandaki tanrı tanımı nedir? Tapılan inek, heykel vb. tanrı mıdır?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı kavramının kaynağı dinler değildir; dinler tanrı inancının üzerine inşa edilmişlerdir. Tanrı kavramı, zihnin temel dogmalarındandır. İnsan herhangi bir yapıyı görünce onun biri veya birileri tarafından amaçlandığını düşündüğü gibi tüm doğanın ve yaşamın da amaçlanmış olduğunu düşünmüştür.

Buna karşın evrenin kendi açıklamasını içinde barındırdığı için Tanrı'ya gereksinim olmadığı görüşleri ortaya çıktığı için Tanrı'nın varlığı ve zorunluluğuna ilişkin argümantasyonlar kurulmuştur.

Evrenin kendiliğinden olduğu ya da bir şekilde amaçlanmış olduğunun bilinemeyeceğini savunmak kanaatimce tutarlıdır. Agnostik değilim ama agnostiklere belli bir görüşün dayatılması taraftarı da değilim. Sonuçta görüşümüzün doğru ve ikna edici olduğunu düşünüyorsak argümanlarımızı ortaya koyarız.

Görüş ne yahu?

Bunlar görüş değil.

İki kere ikiye 5 eder diyen bir görüş olamaz.

Saçmalamayın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Görüş ne yahu?

Bunlar görüş değil.

İki kere ikiye 5 eder diyen bir görüş olamaz.

Saçmalamayın.

Bilim sadece gözlemlerle mi ilerler?

Einstein bir mekanik zeka gibi sadece gözlemler sonucu mu genel görelilik kuramını ortaya attı yoksa önce zihinsel kurgular ve matematiksel formülasyonlar sonucu görüşünü ortaya attı da güneş tutulması esnasındaki gözlemsel kanıtlar sonradan mı geldi?

Higgs bozonu gözlemsel veriler sonucu mu bulundu yoksa önce zihinsel hesaplamalar sonucu kurgulandı da sonra da bu görüşün sınanması için milyarlarca dolar harcanıp CERN'de deneylendi mi?

Democritos atom kavramını ileri sürerken gözlemsel verilere mi dayandı yoksa zihinsel sorgulamalar sonucu bunun bir zorunluluk olduğunu mu ileri sürdü.

Elealı Zenon "atılan ok hedefini vuramaz" çatışkısını salt gözleme dayalı mı ortaya attı.

Planck, Maxwell'in elektromanyetik dalga kuramına rağmen Zenon çatışkılarını aşmak için "kuanta" ve "Planck ölçeği" gibi görüşleri ortaya atarken salt gözlemlere mi dayandı.

Parmenides o günün "boşluk içine dağılmış madde" yanılgısına rağmen varlığın tek bir bütün olduğunu gözlemledi mi yoksa zihinsel bir görüş olarak mı ortaya attı.

Veya günümüzde sicim ve m kuramlarında gözlemsel veriler mi önde gidiyor yoksa kurgular kuramlar mı?

İnsanlık tarihi boyunca gözlemin önde gittiği de olmuştur ama genel olarak kurgular kuramlar önde gider....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilim sadece gözlemlerle mi ilerler?

Einstein bir mekanik zeka gibi sadece gözlemler sonucu mu genel görelilik kuramını ortaya attı yoksa önce zihinsel kurgular ve matematiksel formülasyonlar sonucu görüşünü ortaya attı da güneş tutulması esnasındaki gözlemsel kanıtlar sonradan mı geldi?

Higgs bozonu gözlemsel veriler sonucu mu bulundu yoksa önce zihinsel hesaplamalar sonucu kurgulandı da sonra da bu görüşün sınanması için milyarlarca dolar harcanıp CERN'de deneylendi mi?

Democritos atom kavramını ileri sürerken gözlemsel verilere mi dayandı yoksa zihinsel sorgulamalar sonucu bunun bir zorunluluk olduğunu mu ileri sürdü.

Elealı Zenon "atılan ok hedefini vuramaz" çatışkısını salt gözleme dayalı mı ortaya attı.

Planck, Maxwell'in elektromanyetik dalga kuramına rağmen Zenon çatışkılarını aşmak için "kuanta" ve "Planck ölçeği" gibi görüşleri ortaya atarken salt gözlemlere mi dayandı.

Parmenides o günün "boşluk içine dağılmış madde" yanılgısına rağmen varlığın tek bir bütün olduğunu gözlemledi mi yoksa zihinsel bir görüş olarak mı ortaya attı.

Veya günümüzde sicim ve m kuramlarında gözlemsel veriler mi önde gidiyor yoksa kurgular kuramlar mı?

İnsanlık tarihi boyunca gözlemin önde gittiği de olmuştur ama genel olarak kurgular kuramlar önde gider....

Bu dediklerin var tabi

Ancak temas zorunlu.

Bak bilimsel yöntemde her hesaplama, her tahmin bir köşesinden önceki birikimlere dokunmak zorundadır.

İnşaat iskelesi gibi.

3 ve 5. kat iskelelerin arası boş olamaz.

Bilimde bütün bu teori ve hesaplar bir köşesinden diğerine temas eder.

Ancak inançlılar grubu var.

İdealistler diyebiliriz.

İdealistlerin ayağı yere basmaz, teorilerinin de bir önceki birikimle teması yoktur.

Bir yerde hiç daha önce rastlanmamış bir tür bulunsa akılları uzaylılara varana kadar kuralsız çalışabilir.

Bu yok bizde.

Havada asılı duran teoriler olamaz.

Zaten bilim ile şarlatanlığı ayırdığımız nokta da bu.

Senin sözlerin idealiste ait sözler.

Materyalist bir bilince sahip olmadığın gibi, idealizmin yoğun etkisindesin.

Bu şekilde hiçbir yere varamazsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Senin sözlerin idealiste ait sözler.

Materyalist bir bilince sahip olmadığın gibi, idealizmin yoğun etkisindesin.

Bu şekilde hiçbir yere varamazsın.

Materyalizme ne kadar sadık bir inançla bağlı olduğunu biliyorum ;)

Sıcaklık arttıkça suyun katılaştığı fiziksel bir evrende yaşıyor olsaydık ve "ısınan suyun kaynadığı bir evrende de yaşıyor olabilirdik" deseydik bizi yine pis idealistler olmakla suçlayacaktın.

Zihinsel olarak renkleri, sesleri, tatları... içeren bir veri tabanımız olmasaydı duyu organlarımız ne işe yarayacaktı! Zihinsel olarak neden-sonuç bağıntısı kuracak bir zihinsel altyapımız olmasaydı bir kameradan ne farkımız olacaktı. Dahası zihinsel altyapımızda uzay-zaman algısı olmasaydı.... Ama öyle ya sen varlığın bazı yönlerini yok saymalısın. Çünkü inançlarına aykırı :)

Şimdilik uzatmayayım başlığın konusu bu değil..... saygılar

Link to post
Sitelerde Paylaş

Materyalizme ne kadar sadık bir inançla bağlı olduğunu biliyorum ;)

Sıcaklık arttıkça suyun katılaştığı fiziksel bir evrende yaşıyor olsaydık ve "ısınan suyun kaynadığı bir evrende de yaşıyor olabilirdik" deseydik bizi yine pis idealistler olmakla suçlayacaktın.

Zihinsel olarak renkleri, sesleri, tatları... içeren bir veri tabanımız olmasaydı duyu organlarımız ne işe yarayacaktı! Zihinsel olarak neden-sonuç bağıntısı kuracak bir zihinsel altyapımız olmasaydı bir kameradan ne farkımız olacaktı. Dahası zihinsel altyapımızda uzay-zaman algısı olmasaydı.... Ama öyle ya sen varlığın bazı yönlerini yok saymalısın. Çünkü inançlarına aykırı :)

Şimdilik uzatmayayım başlığın konusu bu değil..... saygılar

Ben seni suçlamıyorum.

Sana ne olduğunu söylüyorum.

Ağzını rahat hareket ettirebildiğin için yalanı söyleyebiliyorsun.

Kelimelerin için herhangi bir kanıtlayıcı gerekmiyor.

Ben baletim ben 10 metre sırıkla atlarım gibi şeyleri söylemekle aynı değil bu.

Hayali baloncuk içinde bir çizgi filim.

Ağzınla diyorsun, kanıtı yok.

Kanıtsız yalan söylüyorsun.

Ve bana inanç ayağı yapıyorsun.

İBu ne cüret?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kanıtsız yalan söylüyorsun.

Ve bana inanç ayağı yapıyorsun.

Bu ne cüret?

Cüretimi bağışla ama hepimizin yanıldığı noktalar muhakkak vardır. Herhangi bir bilim devinin biyografisine baktığımızda bile fazlaca yanılgılar ve düzeltmelerle karşılaşırız. Bazen felsefi bazen bilimsel... Örneğin; Einstein veya Hawking...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cüretimi bağışla ama hepimizin yanıldığı noktalar muhakkak vardır. Herhangi bir bilim devinin biyografisine baktığımızda bile fazlaca yanılgılar ve düzeltmelerle karşılaşırız. Bazen felsefi bazen bilimsel... Örneğin; Einstein veya Hawking...

Materyalizm yanılmaz.

İki tahtayı üst üste koymuşsan üst üste gelmiştir.

Bitti.

Nokta.

Bu inanç değil ki yanılalım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sana şöyle bir örnek vereyim.

Dünya gezegeni tüm evreni içine alabilir mi?

Yani şu anda güneş bir tarafa, galaksiler bir tarafa hepsine burada yer bulabilir misin?

Bulamazsın.

Bunun inançla felan alakası yok.

Ama bu soruyu dünya nedir, evren nedir diye bilmeyen birisine sorarsam onunla tartışma uzar gider.

Ona dünyayı, evreni, gök cisimlerini ,fiziği, fenomenleri ne varsa anlatmam lazım ki o adam anlasın bunu.

Seninle de böyle bir şey söz konusu.

Sen bilinmezin hakimiyetine inanç geliştirmişsin.

Bu bilinmezin hakimiyeti sende bildiklerinin hiçliğine yol açmış.

Ayrıca bildiklerinin 180 derece değişeceği inancına da yol açmış.

Ve bunun savaşını veriyorum ben senle şu anda.

Sen beni yobaz, bilgisiz, dediği dedik görüyorsun.

Ama ben senin o inanç zırhını aşmak için değişik yollar arayıp duruyorum.

Ateistler olarka çoğumuz böyleyiz.

İşkence gibi.

Arkadaşım güven geliştir biraz.

Bizi yanılıyor olarak değil de, kendini yanılıyor olarak gör.

Süreç hızlanır.

Bilincin de zincirlerden kurtulur.

Sana ve senin gibilere bundan daha dürüst olamam.

Bundan daha insancıl da olamam.

Bıktım sizlerden.

Yeter artık gerçekten.

Materyalizm yanılmaz.

Bilimi kocaman bir galaksi düşünürsen bu galaksinin merkezindeki çekim noktasıdır bu.

Yanılamaz. Bunun ihtimali imkanı yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

felsefi olarak kesinleştir

Elbette. Eğer varlığımızdan bizi tasarlayan bir tanrıyı sorumlu tutarsak, bizi tasarlayabşlmesi için tanrının bizden daha karmaşık bir gelişmişlikte olması gerekir. O zaman onun var olması bizden daha çok bir tasarımcıya ihtiyaç duyar. O tasarımcı da daha üstün bir tasarımcıya... Bu böyle giderek daha karmaşık bir gelişmiş yapıya doğru gidemez. Her şey daha karmaşıktan değil, daha basitten gelmek zorundadır ve bu da evrimdir.

Tanrı yok, evrim vardır. Çünkü başa doğru daha karmaşığa doğru gidilemez, daha basite doğru gidilir. Tanrı bu yüzden olamayacağı için yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Agnostikler Tanrı'nın bilinemeyeceğine inanır. Fakat;

Kimsenin bilmediği bir varlığın bilinemeyeceğini söylemek kendi içinde çelişkilidir. Çünkü bilinmeyen bir varlığın bilinemeyeceğide bilinemez.

Örneğin Neptün keşfedilmeden önce biri çıkıp Güneş sisteminde 8. sırada bulunan, mavi renkli bir gaz devinin varlığı bilinemez diye bir iddia ortaya atmamıştır. Varlığı bilinmediği için doğal olarak ne özellikleri biliniyordu ne de kimse tarafından bilinmediği biliniyordu.

Bu durumda Tanrı, süpermen, cin, peri gibi kanıtsız varlıklar gerçekten insanlık tarafından bilinmeseydi kimse bilgisine ulaşmadığı için bu varlıkların ne isimleri olurdu ne de varlıkları tartışılırdı. Öyleyse bunların hepsi zihnin bir ürünüdür.

Özetlemek gerekirse bilinemez bir varlığın:
1.İsmi olmaz
2.Nitelikleri bilinmez
3.Kimse tarafından bilinemediği bilinmez
4.Varlığı tartışılmaz.

2. cümlenin sonuna kadar güzel gelmiş ve sanırım farkında olmadan ignostisizm'e yol yapmışsın sonra kötü örneklerle ayağına sıkıp kendini agnostiklerin insafına teslim etmişsin.

MS 500 yılında Dünya üzerinde güneş sisteminde 8. sırada bulduğu iddia edilen mavi bir gezegen adı altında topic olsaydı elbette biri böyle bir şey söylerdi ve teknoloji ilerlediğinde güneş sistemi incelenip varlığı yada yokluğu bir sonuca bağlanırdı. tanrı ile buradaki neptün aynı kefede değil.

'özetlemek gerekirse' dediğin kısımda da bilinemez dediğin ile ilgili 4 kesin yargı belirtirken üstte yazdıkların anlamını yitiriyor. istemeden tanım yapmış oluyorsun ve bu bizi aşağıdaki gibi klasik bilinemez olaylarına götürüyor.

Tavana asılı ve salınım yapmakta olan bir sarkaç düşünelim. ben diyorum ki sarkacın altında görünmez bir platform var ve bu platform ona bu hareketi yaptırıyor.
1.ben bu platforma X adını veriyorum.
2.nitelikleri: sürtünmesiz olması vs.
3.bu platform yapabileceğimiz hiç bir testte gözükmez , katiyen bilinemez
4.ve böylelikle hayali bilinmez platformumun varlığını tartışmak için yolumu yapmış bulunuyorum.


savını ' tanımı olmayan varlıkla ilgili yargı belirtilemez ' olarak değiştirirsen güzel bir önerme kurabilirsin. ( bu da yazının başında söylediğim ignostisizm'in mottosu oluyor. )

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...