Jump to content

Agnostisizmdeki mantık hatası


Recommended Posts

Tanrı var veya yok konusu çok büyütülüyor bence;

Şimdi diyelimki hepimiz tanrının kesin olmadığına karar verdik, insanlık ne kazanmış olacak?

Var olduğuna karar vermek de birşey değiştirmez.

Ama olabilir diyene saygı duymak, birşeyleri değiştirebilir. örneğin birlik olabileceğimiz düşüncesi oluşmaya başlayabilir.

Burda önemli olan şey, dinlere olasılık tanımamak.

Ha aramızdan birisi de küçük bir olasılık tanıyormuş, mesele yapmamak lazım. onun inancıdır.

Neticede bu kişi, tanrıya inanılmamasını bir insani eksiklik, veya aptallık olarak görüyor mu?

Herhangi bir inanç dayatması var mı? Laikliğe, özgürlüğe karşı mı?

Bunlar yoksa o kişi de bizden demektir. o yüzden gayet sakince anlatıp, ikna olmadığında ise, hiç sorun yapmamak lazım.

inanc yok rocky inanc yok.

inanc tehlikeli. Ofke, sinir, nefret, intikam, kavga bunlar tehlikeli.

Merak var. Sevgi, saygi, umut, arayis var. Dogruyu arayis.

Sorun varsa inanctan kaynaklaniyordur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 325
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Belli oluyor... Ne demeye çalıştığını ben nasıl anlayabilirim ki, sen kendin de bilmiyorsun. Senin ne demeye çalıştığın gerçekten anlaşılmıyor, kusura bakma. Yani bir tahmin bile yapılabilse, galiba şunu demek istiyor denilebilse yanıt verirdim ama gerçekten tahmin bile yapılamıyor.

Demek fizikte eşit yükler nötür olur ha! :lol: Vay beee... Bu buluşun için Nobel komitesine başvursana... Fizik Nobel'ini garanti sana verirler. Bu yani 21. yüzyılı sallayacak bir buluş! Nutkum tutuldu! Ben niye bunu düşünemeyip Nobel fizik ödülünü kaçırdım! Tüh bana... :D

hadi ordan fazla konuşan aslında bir halt bilmeyen insanlardansın , sen ne dediğimi gayet anladın

nötr konusunda yazdıkların tamamen boş anlamsız hiç bir değeri yok nötr demek yarı yarıya demek ki söyledimde ama sen diyorsun ki yorum yapmasın sonraki cümlede nötr olsun diyorsun birde utanmadan olasılık veren agnostik olmaz diyorsun lan bıktım sizden be bıktım sizin tutarsızlıklarınızdan saçma sapan konuşmanızdan toplasan bir avuç insan zor çıkar şu sitede aklı basan. Gerisi boş lafçı

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yine olmadı çocuk... Yine ne dediğin anlaşılmıyor. Ergenlik bunalımları içinde çırpınan bir çocuk olmalısın. Yetişkinsen de böyle ne demeye çalıştığını anlatamadan çırpınıp duruyorsan o daha da kötü...

hadi kardeşim işine anlamadıysan yapacak bir şeyim yok. Kalan boş lafların anlamsız her zamanki gibi

Link to post
Sitelerde Paylaş

1-Tanrı diye birşey yoktur,tanrılar vardır..Anlayın diye teşbih yapıyorum..Wolkswagen,kendi başına bir anlam taşımaz ama Wolkswagen jetta,Wolkswagen passat,Wolkswagen golf dediğiniz zaman bir anlam yüklemiş olursunuz..Kendi başına Wolkswagen sadece bir marka adı olarak kullanılabilir..Kendi başına Tanrı,sadece yaratıcı/yaratan manasına gelir..Bu Tanrı kavramının gerçek bir anlam kazanması için,mutlaka sonrasına bir kelime eklemeniz lazım..Mesela Tanrı Allah,Tanrı Zeus,Tanrıça Kibele gibi..Kendi başına Tanrı veya Tanrıça hiçbir anlam ifade etmez..Yani Tanrı yoktur,böyle birşeyi telaffuz etmek bile mümkün değildir..Ancak Tanrı Allah vardır/olabilir veya Tanrıça Kibele vardır/olabilir diyebilirsiniz..Bu zamanda resmen ofsayta düşmüş olursunuz.. ^_^

2-Tanrı'nın,yani bir yaratıcının olamıyacağına dair en önemli kanıt,maddenin kendiliğinden oluşma safhasıdır..Bu süreç büyük patlamadan sonra,tamamen kendiliğinden/tesadüfen oluşmuştur..

3-Tanrı'nın,yani yaratıcının olamıyacağına dair diğer önemli kanıtta evrim teorisidir..Evrim teorisi,Dünya'da bir yaratıcının bulunmadığını KESİN olarak kanıtlamıştır..

Bilimler bilimi diye nitelenen Sibernetik, organik ve inorganik veya makine ve insanda geçerli

olan iletişim ve kontrol sistemlerini araştırır.Sibernetikte sonuçta şu söylenebilmiştir:

Eğer bir yerde düzen-sistem varsa bunun arkasında mutlaka bir zeka vardır.

ALINTI

Sibernetik, canlılarla kendi kendini düzenleyen makinalar arasındaki çalışma benzerliklerini araştırır. Sibernetikte makina durum değiştirme, yâni transformasyon kâbiliyetinde olan her türlü dinamik sistem anlamına gelir. Transformasyon bir halden diğer bir hâle geçiştir. Gerek makinaların gerekse canlıların bütün faaliyetleri birer transformasyondan ibârettir.

Organize bir sistemdeki transformasyona sebep olan her türlü tesire informasyon denir. Bu sistemlerin kendilerinden ve dış ortamdaki değişikliklerden haberdar olmaları için, informasyon, yâni bilgi almaları gerekir. Organize sistemler aldıkları bu bilgi sonucunda çeşitli durum değişikliklerinden geçerek bir denge durumuna varmaya çalışırlar. Buna “homeostasis” adı verilir.

Organize sistemlerin elde ettikleri sonuçlar onlar için tekrar bir bilgidir. İşte, yapılan işin sisteme tekrar bağlanmasına geri-besleme (feed-back) denir. Kendi kendini ayarlayan bütün sistemlerde, meselâ vücud harâretini, sâbit tutan canlılarda, kan şekerinin belli sınırlar içinde tespit edilmesini sağlayan mekanizmada, göz bebeğinin ışığın şiddetine göre büyüyüp küçülmesi gibi olaylarda geri beslemeler söz konusudur.ALINTI

Nihayetinde insan vücudu kendi kendini düzenleyebilen bir sistemdir tıpkı kendi yapabildiği veya gelecekte yapacağı yapay zekalı yani sibernetik sistemler gibi.İnsan neden daha üstün bir zekanın(yahut Tanrının) yaptığı bir nevi yapay zeka olmasın .İnsan vücudunda tam bir denge düzen var.Küçük bir etki ya da değişiklik hastalığa neden oluyor.DNA’daki eksiklik veya düzensizlik gibi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsan neden daha üstün bir zekanın(yahut Tanrının) yaptığı bir nevi yapay zeka olmasın .İnsan vücudunda tam bir denge düzen var.Küçük bir etki ya da değişiklik hastalığa neden oluyor.DNA’daki eksiklik veya düzensizlik gibi.

İkimizde bok üreten bir primatız.Aklınızı başınıza toplayın.İnsanın ne olduğu,hangi süreçlerden geçtiği net olarak biliniyor.Hayal aleminde yaşamaya gerek yok.
Link to post
Sitelerde Paylaş

inanc yok rocky inanc yok.

inanc tehlikeli. Ofke, sinir, nefret, intikam, kavga bunlar tehlikeli.

Merak var. Sevgi, saygi, umut, arayis var. Dogruyu arayis.

Sorun varsa inanctan kaynaklaniyordur.

Bence de öyle, katılıyorum.

İnanç konusunda şöyle bir tespitte bulunursak yanlış olmaz sanırım;

Kendi yapacaklarına inanmak, olumludur. başarma inancı gibi...

başkasından geleceklere inanç ise olumsuzdur. bunun yerine makul hayaller ve umutlar olabilir.

Ancak bu hayaller, beklenti noktasına gelmemeli.

Mesela "herkese yeni bir hayat verilecek" beklentisi içine girersek, bu durum, hayattaki hedeflerimiz konusunda gevşemeye sebep olabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşlar, bu konuyu anlamakta güçlük çekiyorsunuz, çünkü olaya Tanrı açısından yaklaşıyorsunuz.

Oysa olaya bilim ve bilimin yöntemi açısından yaklaşmak gerek.

Şöyle iki örnek verelim.

1) Muhammed bir gece Burak üzerinde Miraç'a çıktı, değil mi? Önce Mescid-i Aksa'ya gitmiş, sonra göğe yükselmiş, diğer Peygamberlerle ve Allah ile görüşmüştür.

Nereden biliyoruz?

Birçok insan bunu bilir. Yani inanır.

Pekiyi buna tanıklık etmiş olan var mı?

Yok.

Tanıklık etmedilerse nereden öğrenmişlerdir?

Bunu anlatan insanlardan, bunu yazan kitaplardan.

2) Evren yaklaşık 13,7 milyar yıl önce büyük patlama ile çok küçük bir noktada oluştu ve sonra gittikçe genişledi, hâlâ da genişliyor, değil mi?

Nereden biliyoruz?

Birçok insan bunu bilir. Yani inanır.

Pekiyi buna tanıklık etmiş olan var mı?

Yok.

Tanıklık etmedilerse nereden öğrenmişlerdir?

Bunu anlatan insanlardan, bunu yazan kitaplardan.

Şimdi bu iki örneği kafanızda kıyaslayın.

Niçin birini bilimsel bulup ötekini inanç sayıyorsunuz?

İşte bu sorunun yanıtı yöntemdir.

Bir "bilgi"ye bilimsel bilgi demek için gözlem, varsayım, deney gibi yöntemlerle sınanması gerekir.

Bilimsel bilgi olmayan herşeye ben inanç adını veriyorum, kim nasıl isterse öyle tanımlayabilir.

Bilimsel yöntem konusu da az biliniyor. zaman oldukça açıklayacağım.

Ancak, şunu söylemek lâzım ki bilimsel yöntem yüzyıllarca, metafiziği dışlayarak gelişmiştir.

Bu dışlamanın en önemli sonucu bilimin metafizik kavramlara dair birşeyler söyleyemeyeceği gerçeğidir.

Ateist bir arkadaş bir meydan okumadan söz ediyordu. İşte bir meydan okuma.

Tanrı konusunda yorum yapılabilecek bir bilimsel gözlem ya da deney göstersin.

Örneğin bir A deneyi yapalım Tanrı varsa B sonucu çıksın, Tanrı yoksa C sonucu.

Gösteremezsiniz.

Yanlış bilindiği gibi, agnostizm Tanrı ile değil, doğrudan bilimin sınırları ile ilgili bir kavramdır.

Gerisi laf salatasıdır.

Öyle büyük patlama, evrim kuramı falan Tanrı'nın olmadığını göstermez. Tıpkı insan vücudundaki damarların toplam uzunluğunun ya da akciğer iç yüzeyinin büyüklüğünün Tanrı'nın var olduğunu göstermeyeceği gibi.

Ben bilimsel olmayan hiçbir şeye inanmadığım için agnostiğim.

Teistler zaten inanıyor ve bunu açıkça dile getiriyorlar.

Yalnız bazı ateistler ya inançlarının farkında değiller, ya da bilim dışında metafizik öğretileri de içselleştirmiş durumdalar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşlar, bu konuyu anlamakta güçlük çekiyorsunuz, çünkü olaya Tanrı açısından yaklaşıyorsunuz.

Oysa olaya bilim ve bilimin yöntemi açısından yaklaşmak gerek.

Şöyle iki örnek verelim.

1) Muhammed bir gece Burak üzerinde Miraç'a çıktı, değil mi? Önce Mescid-i Aksa'ya gitmiş, sonra göğe yükselmiş, diğer Peygamberlerle ve Allah ile görüşmüştür.

Nereden biliyoruz?

Birçok insan bunu bilir. Yani inanır.

Pekiyi buna tanıklık etmiş olan var mı?

Yok.

Tanıklık etmedilerse nereden öğrenmişlerdir?

Bunu anlatan insanlardan, bunu yazan kitaplardan.

2) Evren yaklaşık 13,7 milyar yıl önce büyük patlama ile çok küçük bir noktada oluştu ve sonra gittikçe genişledi, hâlâ da genişliyor, değil mi?

Nereden biliyoruz?

Birçok insan bunu bilir. Yani inanır.

Pekiyi buna tanıklık etmiş olan var mı?

Yok.

Tanıklık etmedilerse nereden öğrenmişlerdir?

Bunu anlatan insanlardan, bunu yazan kitaplardan.

Şimdi bu iki örneği kafanızda kıyaslayın.

Niçin birini bilimsel bulup ötekini inanç sayıyorsunuz?

İşte bu sorunun yanıtı yöntemdir.

Bir "bilgi"ye bilimsel bilgi demek için gözlem, varsayım, deney gibi yöntemlerle sınanması gerekir.

Bilimsel bilgi olmayan herşeye ben inanç adını veriyorum, kim nasıl isterse öyle tanımlayabilir.

Bilimsel yöntem konusu da az biliniyor. zaman oldukça açıklayacağım.

Ancak, şunu söylemek lâzım ki bilimsel yöntem yüzyıllarca, metafiziği dışlayarak gelişmiştir.

Bu dışlamanın en önemli sonucu bilimin metafizik kavramlara dair birşeyler söyleyemeyeceği gerçeğidir.

Ateist bir arkadaş bir meydan okumadan söz ediyordu. İşte bir meydan okuma.

Tanrı konusunda yorum yapılabilecek bir bilimsel gözlem ya da deney göstersin.

Örneğin bir A deneyi yapalım Tanrı varsa B sonucu çıksın, Tanrı yoksa C sonucu.

Gösteremezsiniz.

Yanlış bilindiği gibi, agnostizm Tanrı ile değil, doğrudan bilimin sınırları ile ilgili bir kavramdır.

Gerisi laf salatasıdır.

Öyle büyük patlama, evrim kuramı falan Tanrı'nın olmadığını göstermez. Tıpkı insan vücudundaki damarların toplam uzunluğunun ya da akciğer iç yüzeyinin büyüklüğünün Tanrı'nın var olduğunu göstermeyeceği gibi.

Ben bilimsel olmayan hiçbir şeye inanmadığım için agnostiğim.

Teistler zaten inanıyor ve bunu açıkça dile getiriyorlar.

Yalnız bazı ateistler ya inançlarının farkında değiller, ya da bilim dışında metafizik öğretileri de içselleştirmiş durumdalar.

muhammet miraç hadisesi GERÇEKTİR diyorsun yani ?

yani muhammet burakmıdır nedir bi heyvana binip göğe yükselmiştir yani ?

gökte nereye gitmiştir ? ARŞA mı ? arşda ne var ? allah mı ?

heeee....tamam....allah GÖKTE....ARŞ da..(arş ne ? allahın üstüne kurulup oturduğu TAHT).....hani la allah gökte değil diyordunuz noldu ?

gökteymiş allah ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben bilimsel olmayan hiçbir şeye inanmadığım için agnostiğim.

Teistler zaten inanıyor ve bunu açıkça dile getiriyorlar.

Yalnız bazı ateistler ya inançlarının farkında değiller, ya da bilim dışında metafizik öğretileri de içselleştirmiş durumdalar.

Metafizik öğretilerden tanrıyı alıp var olma ihtimali verenler içselleştirmiş olmuyor yani. İlginç!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşlar, bu konuyu anlamakta güçlük çekiyorsunuz, çünkü olaya Tanrı açısından yaklaşıyorsunuz.

Oysa olaya bilim ve bilimin yöntemi açısından yaklaşmak gerek.

Anlattıklarınız genel olarak makul ve bilimsel geliyor bana.. Sadece "tanrı" kavramını pek doğru bulmuyorum. yani böyle bir yaratıcı varsa neden çok büyük güçlere sahip olmak zorundadır? Üst düzey bilgi de yaratıcı olmak için yeterli olabilir.

Zaten evrende yoktan varolma diye birşey yok. tek bir varlık da olmayabilir. veya hayatını kaybetmiş de olabilir. Elbette maddenin doğası gereği bir oluşum süreci de ihtimal dahilindedir.

Bunlar haricinde desteklediğim konu; herşeyin maddeden ibaret olmasının tartışılmaz bilimsel bir bilgi gibi anlatılması. bunun bilimsel olmadığını aslında ben, anlatan kişilerin tavrından öğreniyorum

Bu dünyanın yuvarlak olması kadar kesin bir bilgiyse neden sakince izah edilerek anlatılamamaktadır?

Ve bu iddiayı kabul etmeyene karşı, olumsuz tavır alınması, zaten direkt "inanç" niteliği olduğuna işaret ediyor.

Bu konuda başka bir konuya da yazdıklarımı biraz güncelleyip buraya eklemek istiyorum:

Sanki bütün bilim adamları, herşeyin maddeden ibaret olduğunu onaylamış da biz kabul etmiyoruz gibi bir hikaye dönüyor forumda..

Bu bazı materyalistlerin bilime getirdiği bir yorumdur ve bu görüş dışında kalanları dinle ilişkilendirmek, bilime bir saygısızlıktır.

Aslında bazı materyalistler kendi istediği bilim adamlarını seçmekte ve "doğru ancak bu olabilir" demektedir.

Müslüman nasıl önce, Allah var ve bu kitap mutlaka Allah'a aitdir.. diye zihnini şartlayarak kitapları okuyorsa, materyalistlerde aynı şekilde tek yönlü düşünerek, "mutlaka insan dışında hiçbir yaratıcı yoktur ve ancak bu görüşüme uygun sonuca ulaşmış bilim adamları doğru söylemektedir" diye sabit bir fikirle bilimi incelemeye başlıyor. işte sorunun temeli de burda başlıyor zaten.. Bu şekilde aslında bilime, biraz inanç katılmış olmaktadır.

tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu cahillere yüzelli kere söyledik, tanrı, metafizik, ideler alemi gibi safsatalar bilimin konusu içine girmez, bunlar bilimin konusu değiller ve olamazlar da diye ya...

İnsan artık bu kadar öküz olur ve bu kadar sabır taşını çatlatır. Lan şunu yüzelli kere kesin söylemişimdir ya, siz mal mısınız keçi misiniz, katır mısınız bu kadar inat ediyorsunuz ya!

Hayır yüzelli kere söylediğimiz bir konuda beygir gibi hâla dolabın etrafında dönerseniz, nasıl "ateler bunu bize sakince anlatmıyo kiii" diye zırlayabilirsiniz ya? Yüzelli kere söylersek, siz de her söyleyişimizden sonra dolabın etrafında yüzelli tur atarsanız size başka denecek ne kalıyor! Bir söyleyin de öğrenelim. Bir öküze yüzelli kere iki kere iki dört eder diyorsun. Sonra soruyorsun iki kere iki kaç çocuğum diyorsun. "Eeee... Übeee... Beş miydi... Yok altı... Yoksam üç müydü... Bir olmadığı kesin de... Sekiz olabilir miydi" dese...

Bu artık ya süzme salaktır, ya vaşak filan geçmeye çalışıyordur. Başka bir olasılık varsa söyleyin de bilelim.

Size yüzelli kere bilim tanrı ile, metafizik ile, ideler alemi ile ilgilenmez diyoruz, siz dönüp dönüp "tanrının olmadığını bilimsel olarak kanıtlayın" niye diyorsunuz! Şunu bir açıklayın da ben dişimi bir kırayım yahu! :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Size yüzelli kere bilim tanrı ile, metafizik ile, ideler alemi ile ilgilenmez diyoruz, siz dönüp dönüp "tanrının olmadığını bilimsel olarak kanıtlayın" niye diyorsunuz! Şunu bir açıklayın da ben dişimi bir kırayım yahu! :lol:

Tamam işte tamamen aynı fikirdeyiz.

Şimdi son adımı da at.

"Bilimsel olarak kanıtlanamayan herşey inançtır", de.

"Tanrı vardır", da inançtır; "Tanrı yoktur", da inançtır, de.

Agnostiklerin arasına hoş geldin. :)

Dişin de ağzında kalsın.

tarihinde bilgisevgisi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Dikkat ederseniz, yukarda gayet sakin bir üslupla yazdıklarıma karşılık, saldırgan bir şekilde cevaplar yazılmış olması, söz konusu varsayımlarımı doğruluyor.

Herşeyin başlangıcının sadece bilinçsiz madde olduğu, kesin bir bilimsel gerçek olsaydı, bazı savunucuları zorda kalınca agresifleşmezdi.

Bilim yaratıcıyla ilgilenmiyorsa, ilgilenmediği birşeyin kesinlikle olmadığına ne zaman karar verdi?
Bu bilim adamlarının, "var veya yok ilgilenmiyorum ama kesinlikle olması imkansızdır, olasılık tanıyan bilim insanlarının hepsi cahildir" gibi çelişkili açıklamaları mı olmuştur?

Madem bilim, yaratıcı hakkında bir karar vermemiş, ne diye forumun huzurunu bozuyorsunuz..? ne diye mutlak bir gerçek gibi kendi görüşünüzü dayatıp, farklı düşünenlere çemkirip duruyorsunuz?

Yoksa insanlığa ait tüm gelişmeleri "herşey maddedir" diyenler başarmış da, haberimiz mi yoktur?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Dikkat ederseniz, yukarda gayet sakin bir üslupla yazdıklarıma karşılık, saldırgan bir şekilde cevaplar yazılmış olması, söz konusu varsayımlarımı doğruluyor.

Herşeyin başlangıcının sadece bilinçsiz madde olduğu, kesin bir bilimsel gerçek olsaydı, bazı savunucuları zorda kalınca agresifleşmezdi.

Bilim yaratıcıyla ilgilenmiyorsa, ilgilenmediği birşeyin kesinlikle olmadığına ne zaman karar verdi?

Bu bilim adamlarının, "var veya yok ilgilenmiyorum ama kesinlikle olması imkansızdır, olasılık tanıyan bilim insanlarının hepsi cahildir" gibi çelişkili açıklamaları mı olmuştur?

Madem bilim, yaratıcı hakkında bir karar vermemiş, ne diye forumun huzurunu bozuyorsunuz..? ne diye mutlak bir gerçek gibi kendi görüşünüzü dayatıp, farklı düşünenlere çemkirip duruyorsunuz?

Yoksa insanlığa ait tüm gelişmeleri "herşey maddedir" diyenler başarmış da, haberimiz mi yoktur?

Bilim yaratıcı ile ilgilenmez derken aslında söylemek istenen şu:

Test edilemez iddiaların (Tanrı iddiası gibi) test edilemediklerinden ötürü ne doğru ne de yanlış olmaları ve dolayısı ile bilimin onları dikkate dahi almadığıdır.

Zaman dahil her şeyi yaratan ve her şeye gücü yeten bir tanrı var mıdır? sorusu zaten paradokslar barındırdığı ve ayrıca test edilemediği için dikkate alınmaz. Anlamsız bir zırvalama olarak kalır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Bilimsel olarak kanıtlanamayan herşey inançtır", de.

Elbette derim. Fakat bu beni kesinlikle agnostik yapmaz. Tanrı konusunda vardır, yoktur, bilemeyiz, aaa, üüü, beee... Her ne dersen de, inanç ifade etmiş olursun. Vardır dersen teist, yoktur dersen ateist, bilemeyiz dersen agnostik olursun. Tamamı inançtır.

Hayır yani inanç beni niye agnostik yapsın ki? Tanrının olmadığına inandığım zaman, bu inancım beni niye agnostik yapıyor? Yok öyle şey.

Pek çok şeye inanabilirim. Hiç biri beni bir şey yapmayacak bir yığın inanç var. Seneye Fenerbahçe'nin şampiyon olacağına inanabilirim. Aldığım hissenin yarın düşmeyeceğine inanabilirim. Yarın yağmur yağacağına inanabilirim. Arkadaşımın yalan söylemediğine inanabilirim. Bu inançlar beni ne yapar? Hiç bir şey...

Felsefenin vardığı tüm sonuçlar inançtır. Her dogma inançtır, ama her inanç dogma değildir.

Bu kadar basit ve saçma bir argümanla demek bir şey söyledim sanıyorsun kendini... Demek sana haksızlık etmemişim. Hakkında söylediklerim yerinde ve doğruymuş. Bu kadar basit ve temelsiz, tutarsız bir argümanla beni agnostik ilan etmek ha! Vay kösenin sakalı!

Sen benim kaçın kurrası olduğumu bilmiyorsun... Sen benimle tartışma cesareti göster, bak daha neler öğreneceksin. Bu cesaretin varsa ve çürük argümanlarının sana geri dönmesi ağrına gidecekse, çok dikkatli olmanı öneririm. Kaçın kurrası olduğumu öğrenmek pahalıya patlayabilir.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilim yaratıcı ile ilgilenmez derken aslında söylemek istenen şu:

Test edilemez iddiaların (Tanrı iddiası gibi) test edilemediklerinden ötürü ne doğru ne de yanlış olmaları ve dolayısı ile bilimin onları dikkate dahi almadığıdır.

Burda benim farklı düşündüğüm bir konu yok. zaten bu aslında, ateizmden ziyade, ignostik bir bakış açısıdır.

Zaman dahil her şeyi yaratan ve her şeye gücü yeten bir tanrı var mıdır? sorusu zaten paradokslar barındırdığı ve ayrıca test edilemediği için dikkate alınmaz. Anlamsız bir zırvalama olarak kalır.

Bu tanımdaki bir tanrının olmadığı konusuna zaten bir itirazım yok. Aslında daha öncede belirttiğim gibi, burda "tanrı" yanlış bir kelimedir. Bu herkesde bir dil alışkanlığı olmuş herhalde..

Burda önemli olan; evrenin başlangıcında herhangi bir irade olabilir mi? sorusudur.

"Hayır asla olamaz!" iddiasının, dünyanın yuvarlak olması kadar tartışılmaz bir bilimsel bilgi gibi sunulması ve tüm bilim insanlarının ortak kararı gibi anlatılması, olmayan birşeyi iddia etmek anlamına gelir.

Bunun üzerine ayrıca, "herhangi bir yaratıcıya olasılık tanıyan, şöyledir böyledir" gibi damgalayıcı ve saldırgan ifadelerin, bilimi arkasına alarak, bilimsel bir söylem gibi gösterildiğini dikkate alacak olursak, bu aslında, "bilim tanrıyı onaylıyor" demek gibi birşeydir.

Aradaki bu önemli farkları anlayabileceğinizi düşünüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bilim, yaratıcı hakkında bir karar vermemiş

Anlamakta bu kadar zorlanmanız tuhaf. Konu hiç çetrefil değil, son derece anlaşılır, yalın ve net. Olabileceği kadar da açıkladım.

Bir kere bilim her konuda son sözü söyler yargısını nerden çıkarıyorsunuz? Bilime "yellenince aptes bozulur mu" diye soracak ve yanıt da bekleyecek misiniz? Bilime cinlerle evlenmek caiz midir diye de soracak ve yanıt alabileceğinizi de zannedecek misiniz?

Bilim tanrının olmadığını bilmiyor yargısını nerden çıkarıyorsunuz? Bilim tanrının olmadığını elbette biliyor. Ama bunu kendi yöntemleri ile bulmuyor, çünkü bilimin yöntemleri böyle bir konuyu irdelemez. Bilim bunu felsefeden öğreniyor. Felsefenin vardığı sonuç, tanrı olamaz. Dolayısıyla yoktur. Bilim de tamam okeydir diyor.

İki konuda itiraz edebilirsiniz: Teizm de felsefe, o tanrı var diyor. O ne olacak? Bunun yanıtı, teizmin felsefenin ana ekseni asla olmadığı ve asla da olamayacağıdır. Felsefe her konuda her şeyi söyler. Ama felsefenin bir ana ekseni vardır. Bu ana eksen tanrının olmadığını aklen kanıtlamaktadır.

İkinci itirazınız şu olabilir: Peki bu ana eksen tanrının olduğunu aklen kanıtlasa bilim ne yapacaktı? Tanrı varmış mı diyecekti? Olmayacak çocuğa don biçilmez ama, olanaksıza ergi, eski deyimle farzımuhal diye bir şey var. O yüzden bu soruya yanıt vermek zorundayım.

Felsefe tanrının olduğuna karar verseydi, evet bilim için bir sorun ortaya çıkardı. Bu hiç hoş ve şık olmazdı. Fakat bilim yine yoluna aynı yöntemle devam ederdi. Yani tanrı faktörünü dışlayarak. Bilimin yöntemi bellidir ve felsefeden fikir alsa da direktif almaz. Felsefe de bilimden almaz. Bağımsız, özerk alanlardır.

Şu var ki bilimin vardığı sonuçlar bağlayıcıdır. Felsefenin vardığı sonuçlar bağlayıcı değildir. Böyle olmasa, ateist bir devlet kurup tanrıya inanmayı yasaklamak, inanıyorum diyeni idam etmek yasal olurdu. Mevcut durumda böyle bir şey insan hakları ihlalidir ve suçtur.

Olanaksıza ergi yöntemi konuyu saptırabilir ve dağıtabilir. Uzatmak faydasızdır. Olan ise belli, açık ve net. Tanrının olmadığını aklen kanıtlayan felsefedir. Bilim değildir ve bilimin zaten tanrı diye bir konusu olamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...