Jump to content

Allah'ın hiçbir gücü olmasaydı, ona ne kadar saygı duyardınız?


Recommended Posts

Bir bakmışsınızki Allah zannettiğiniz yaratıcı, güçleri olmayan bize ödül ve ceza ile karşılık veremeyecek birisiymiş.
Sadece bilge bir kişiliği var. ve çok adil düşünebiliyor. Yine de onun isteklerini aynı derecede yerine getirmek ister miydiniz?

Bu soru aslında herkese yönelik. bu kişiyi tanrı olarak değil de, yaptığı hatalara üzülen bir planlayıcı varlık olarak düşünebilirsiniz. Yaklaşık olarak insan özelliklerinde birisinden bahsediyoruz.

Diyelimki dünyalılara bir haber vermek üzere uzaydan bir araç geldi; Birkaç uzaylı, içinde gerçekten kayda değer bilgiler olan bir mektup ve bazı belgeler getirip ayrıldılar
Bu mektupta onun uzun yıllar sonra ancak gelebileceği yazıyor. burdaki bazı bilgi ve formülleri hayata geçirdiğinizde, insanlığın birçok sorunu çözülmeye başlayacak.
Bunların, bilim adamları tarafından incelenip onaylandığını da farzedelim.

Bu bilge kişi diyorki "ben bu evrenin ve canlıların oluşmasını sağlarken bazı hatalar yaptım; canlılar arasında adaletli bir yaşam sistemi oluşmadı. bunlara çok üzülüyorum. Bunu düzeltmek için bana yardım etmenizi istiyorum"

Bu durumda dininizi bir kenara koyup, açık bilimsel delilleri olan bu insan benzeri bilge varlığı dikkate alır mıydınız? ve ateistlerle birlikte insanlık için çalışır mıydınız?
Yoksa yaratıcının, saygı görmek için mutlaka büyük güçlere mi sahip olması gerekir?

tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

hiç bir gücü yok zaten...olmayan şeyin gücü mü olur....saygısızlık bile edilemez....saygı - saygısızlık "varlıklar" için geçerlidir....

Orası öyle; olmayan şeye saygısızlık veya düşmanlık yapılmaz. Ne kadar saygımızın olduğu, ancak olduğu zaman anlaşılabilir.

Başlıktan çıkaracağımız sonuçlardan biri bu. ama konumuz sadece bu değil. Başka önemli yerlere geleceğiz.

Allah'ın olmaması konusunu şimdilik boşverelim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuralsiz filmini izledim dun. Duvarlar arasinda kalan hastalikli yapi duvarlarin otesinde kendilerini yaradan bir takim insanlarin var oldugunu ogreniyor ve filmin sonunda duvarin otesine gecmek icin herkes kosuyor. Heralde boyle olurdu.

Ben boyle bir yaratik varsa onu sever ve saygi duyarim. Babamin babasinin babasi gibi hissederim. Kolay degil dna yi yapmak bu kadar canli cesitliligi. Hele hele astronomi konusunda da bilgisi varsa elinden operim. Nassi yaptin baba derim.

hubble einstein newton steven hawkingi i gorsem onlarin da ellerinden operim.

tarihinde ayyaşgezer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İnternette linkini hatırlamadığım bir makale okumuştum,bir Müslüman tarafından

yazılmış...

Burada uzaylıların varlığı şiddetle reddediliyordu.Bence bu reddin sebebi İslam'ın

kurallarının dünya şartlarına ve insanın fiziki yapısına uygun olduğu;başka sınırlı

zeki bir varlığın mevcudiyetinin İslam'ın olmayan evrenselliğine darbe indireceğiydi.

Bu başlıktaki durum her ne kadar mantıklıda olsa bu kadar kökten düşünen Müslüman-

ların bu varlığı kanlı canlı görse de inkar edeceklerini düşünüyorum.Sınırsız güce sahip

bir varlığa tapmaya devam edeceklerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnternette linkini hatırlamadığım bir makale okumuştum,bir Müslüman tarafından

yazılmış...

Burada uzaylıların varlığı şiddetle reddediliyordu.Bence bu reddin sebebi İslam'ın

kurallarının dünya şartlarına ve insanın fiziki yapısına uygun olduğu;başka sınırlı

zeki bir varlığın mevcudiyetinin İslam'ın olmayan evrenselliğine darbe indireceğiydi.

Bu başlıktaki durum her ne kadar mantıklıda olsa bu kadar kökten düşünen Müslüman-

ların bu varlığı kanlı canlı görse de inkar edeceklerini düşünüyorum.Sınırsız güce sahip

bir varlığa tapmaya devam edeceklerdir.

yooooo

hic de oyle dusunme.

2 milyar tane musluman varmis dunyada. Iki milyarda bir kisi cikip ayetin birini egip bukup ahanda kuranda yaziyordu hatta bunlarin adi mecuc demeyecek mi sanirsin ?

Sicim teorisi kuantum tayyip erdogan baskent ankara mursi hepsi yaziyor. Bakmayi bilicen. Bi de tabi o olayin oncelikli olarak yasanmasi lazim :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir bakmışsınızki Allah zannettiğiniz yaratıcı, güçleri olmayan bize ödül ve ceza ile karşılık veremeyecek birisiymiş.

Sadece bilge bir kişiliği var. ve çok adil düşünebiliyor. Yine de onun isteklerini aynı derecede yerine getirmek ister miydiniz?

Bu soru aslında herkese yönelik. bu kişiyi tanrı olarak değil de, yaptığı hatalara üzülen bir planlayıcı varlık olarak düşünebilirsiniz. Yaklaşık olarak insan özelliklerinde birisinden bahsediyoruz.

Diyelimki dünyalılara bir haber vermek üzere uzaydan bir araç geldi; Birkaç uzaylı, içinde gerçekten kayda değer bilgiler olan bir mektup ve bazı belgeler getirip ayrıldılar

Bu mektupta onun uzun yıllar sonra ancak gelebileceği yazıyor. burdaki bazı bilgi ve formülleri hayata geçirdiğinizde, insanlığın birçok sorunu çözülmeye başlayacak.

Bunların, bilim adamları tarafından incelenip onaylandığını da farzedelim.

Bu bilge kişi diyorki "ben bu evrenin ve canlıların oluşmasını sağlarken bazı hatalar yaptım; canlılar arasında adaletli bir yaşam sistemi oluşmadı. bunlara çok üzülüyorum. Bunu düzeltmek için bana yardım etmenizi istiyorum"

Bu durumda dininizi bir kenara koyup, açık bilimsel delilleri olan bu insan benzeri bilge varlığı dikkate alır mıydınız? ve ateistlerle birlikte insanlık için çalışır mıydınız?

Yoksa yaratıcının, saygı görmek için mutlaka büyük güçlere mi sahip olması gerekir?

Allah'ın hiç bir gücü olmasaydı Allah olmazdı. (O zaman mesele de kalmazdı.)

İnsanın tanrı beklentisi her zaman konjonktüre göre değişir. Modern çağda tanrı, bir kızılhaç görevlisi olmalıdır, fazlası değil: Afrika'da açlıkla müadele etmeli, fildişi avcılarını kovalamalı ve nükleer atıklarla ilgilenmelidir. İnsanlar daha fazlasını istemiyor. Tanrı gay'lerin nikahı konusunda fikrini değiştirmedi ise Hıristiyanların çoğu kiliseyi terk edecek. İyi de fikir değiştiren bir tanrı karşısında niye terk etmiyorlar kiliseyi? Ha, belki de diyorlar, ettiler: kim bilir ben de tanrısı son elli yıldır sürekli fikir değiştiren bir Hıristiyan olsaydım, şu anda ateisttim.

Sizin yazdığınız da modern insanın tanrı projeksiyonunun bir tekrarı olmuş. Bilge, adil, insancıl... Halbuki ben ateizmi, her türlü tanrını reddi konusunda daha tutarlı diye bilirdim. Ve onu, monoteizme yakın bulurdum: en azından inkar etmek suretiyle Tanrı'ya ait mükemmelliği kurtardığı için. Yüzlerce tanrıyı, iyilik tanrısını, koruyucu azizleri, bereket tarılarını, savaş tanrılarını... Tarkan'ın tuvalete gitmediğine inanan kızlara cevap veririsiniz diye düşünmüştüm.

Eğer öyleyse Türk filmlerinin iyi adamı Ahmet Mekin yeter, ya rahibe Tereza. İyi diye her bulduğumu tanrı yapacak değilim. Bu şekilde binlerce tanrı üretildi zaten, benimki eksik kalsın. Ateistim o bağlamda. Linkedin'deki batılılar gibi kendime yeni bir din arıyorum, şu sıralar neo-paganizm çalışıyorum demiyorum. Kafanıza yatmadıysa kabullenmezsiniz, olur biter.

Link to post
Sitelerde Paylaş

.......Yine de onun isteklerini aynı derecede yerine getirmek ister miydiniz?

Bu istek konusu ne kadar saçma..Kainatı yarat,kainatın çok küçük bir noktasında insanları yarat,sonra da bu insanlardan birşeyler iste..Buna inanmak zırdelilik artık..Sadece deli kavramı bile yetmez :)

Sümer'de tanrılar insanlardan istekte bulunmazlarmış..İnsanlar isteklerini çeşitli yollarla tanrılara iletirlermiş..Doğrusu da bu olmalı..

Bizim Allah hem yaratmış,hem de benim için namaz kılacaksınız,zekat vereceksiniz filan demiş.. :D

Koskoca kainatı yaratmışsın zırtapoz,ne namazı,ne zekatı :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konumuz, "bizi böyle bir kişi mi yarattı?" değil. Daha iyi anlaşılması için şöyle sorayım;

Müslüman açısından: Güçlü olduğu düşüncesi, Allah'ı dikkate almanızda ne kadar etkilidir?

Ateist açısından (Aslında, bu sorunun cevabı aşa yukarı bellidir) : yaratıcı kavramını reddetmenizde, bilimdışılık, güç, tehdit, dikta gibi etkenler ne kadardır?

Burdan önemli bir sonuca geleceğiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu istek konusu ne kadar saçma..Kainatı yarat,kainatın çok küçük bir noktasında insanları yarat,sonra da bu insanlardan birşeyler iste..Buna inanmak zırdelilik artık..Sadece deli kavramı bile yetmez :)

Sümer'de tanrılar insanlardan istekte bulunmazlarmış..İnsanlar isteklerini çeşitli yollarla tanrılara iletirlermiş..Doğrusu da bu olmalı..

Bizim Allah hem yaratmış,hem de benim için namaz kılacaksınız,zekat vereceksiniz filan demiş.. :D

Koskoca kainatı yaratmışsın zırtapoz,ne namazı,ne zekatı :D

O konuda haklısın. ama benim burda bahsettiğim istekler, tanrı istekleri değil.

Dünya için, insanlık için gereken bazı istekler.

Burdan şöyle bir soru da ortaya çıkıyor;

Tanrı neden hiçbir şeye ihtiyacı olmadığı halde, kendine yönelik isteklerde bulunmaktadır?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı neden hiçbir şeye ihtiyacı olmadığı halde, kendine yönelik isteklerde bulunmaktadır?

Birileri tanrıyı/tanrıları yaratmış,birileri tanrı maskesi takmış,birileri de bu maske takanları dürüst/namuslu insanlar sanmış..Bunlar antik tarih boyunca hep yaşanmış ama ne yazık ki 21.yüzyılda bile,milyarlarca insan bu maske takanları,hâlâ tertemiz insanlar sanıyorlar..

İnsanlar inanmaya meyilliler..Çünkü inanma,evrimde bir avantaj sağlıyor..Şöyle ki,inanan insanlar daha mutlular,kafaları daha rahat..Bu yüzden Dünya'da inanan insan sayısı,inanmayan insan sayısından çok fazla..

Herkes şu lafları duymuştur..Okuma,fazla karıştırma,delirirsin,kafayı yersin filan :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sümer'de tanrılar insanlardan istekte bulunmazlarmış..İnsanlar isteklerini çeşitli yollarla tanrılara iletirlermiş..

Doğru bak, bunu okuyunca aklıma geldi. İslamdan çıkmaya karar verdiğimde bunu da bir süre düşünmüştüm. Tabii o sırada insan öyle çok şey düşünüyor ki bazılarını unutuyor. Düşündüklerimden birisi de buydu. Öyle bir din bulmalıyım ki, tanrısı insanlardan hiç bir şey istemesin. İnsanlar ona ulaşmaya ve ondan yardım istemeye çalışsın.

Fakat bu düşüncem de kısa sürdü. Nedeni şu: Düşündüm tamam böyle bir din buldum diyelim. Bu insanlara yıllar, yüzyıllar, binyıllar geçecek ve en küçük bir yardım gelmeyecekti. Bundan son derece emin olduğum için bu arayışta hiç bulunmadım. Böyle bir din bulsam bile buna girmeyeceğime karar verdim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çocuğu hastalanıp öldüğü için Tanrı'ya isyan eden bir Yahudi hahamı, bakın bu konuda neler düşünüyor.

Dualarını kabul etmeyen ve çocuğunun canını kurtarmayan Tanrı'nın da kendisi ve doktorlar gibi çaresiz olduğuna inanıyor.

Ve bu nedenden çocuğunu kurtaramadığı için Tanrı'yı bağışlıyor..

Bir insan inanmayagörsün. Basireti bağlanıyor, aklı dumura uğruyor, sağduyu ve mantıktan yoksunlaşıyor.

Akıl, mantık ve sağduyudan yoksunTanrı inancı insanlığı bir kanser gibi kemiriyor, sömürüyor..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Başlıktaki örnek ile ulaşmak istediğim sonuçlardan biri, dinlerin kendisini kabul ettirmesindeki etkenlerden birinin, tanrıda bulunan güç ve imkanlar olması.

Müslümanların hepsi, "güç onda" diye saygı duyuyor, demiyorum. ama çoğunluk böyledir. çünkü dinler bu düşünceyi oluşturacak şekilde yaratılmış;

Sürekli tanrı güçlü ve üstün yönleriyle övülüyor. cezalandırma ve ödüllendirme imkanları anlatılarak insanlar etkilenmeye çalışılıyor.

Bu durumda şu sorular akla geliyor;

1-) Varsaydığınız bu tanrı, güç kendisinde olduğu için saygı göstermenize değer verecek kadar, akıl mantık ve adaletten uzak olabilir mi? Bu nasıl mümkün olabilir?

2-) Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan bir varlığın peşinden gidip, birçok şeye ihtiyacı olan insanların haklarına değer vermeyen birisi, nasıl tanrısına sevgisinde samimi olabilir?

Doğayı ve hayvanları sevip saymayan, onu yaratana sevgisinde nasıl samimi olabilir?

3-) Gerçekten karşısına çıktığında, bir gücü olmasa bile, ona değer verebilecek insanları, böyle bilgili bir varlık nasıl değersiz görebilir?

Ayrıca bu potansiyeli taşıyan insanların, daha çok dine ve tanrıya inanmayan kişiler olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

O halde, inancından dolayı kötü muamele yapabilecek kadar, adaletsiz ve cahil bir tanrının olmasının imkanı var mıdır?

Tanrıya bu kadar büyük bir aptallık ve cehalet atfederek, hala bu inancın, ona değer vermek olduğunu söyleyebilir misiniz?

Bu tanrıya bir hakaret değil midir?

İşte bütün bu sorular, bence dinlerdeki tanrı inancının değerini ortadan kaldırır.

Ve dinlerde kesinlikle yaratıcıya saygı diye bir amaç yok.

Dinler, aslında güce ve otoriteye kul olmayı öğretiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu durumda şu sorular akla geliyor;

1-) Varsaydığınız bu tanrı, güç kendisinde olduğu için saygı göstermenize değer verecek kadar, akıl mantık ve adaletten uzak olabilir mi? Bu nasıl mümkün olabilir?

2-) Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan bir varlığın peşinden gidip, birçok şeye ihtiyacı olan insanların haklarına değer vermeyen birisi, nasıl tanrısına sevgisinde samimi olabilir?

Doğayı ve hayvanları sevip saymayan, onu yaratana sevgisinde nasıl samimi olabilir?

3-) Gerçekten karşısına çıktığında, bir gücü olmasa bile, ona değer verebilecek insanları, böyle bilgili bir varlık nasıl değersiz görebilir?

Ayrıca bu potansiyeli taşıyan insanların, daha çok dine ve tanrıya inanmayan kişiler olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

O halde, inancından dolayı kötü muamele yapabilecek kadar, adaletsiz ve cahil bir tanrının olmasının imkanı var mıdır?

Dinler, aslında güce ve otoriteye kul olmayı öğretiyor.

Sıra numarasına göre cevaplar:

1- Valla bunca yıldır Allah'ı dinleyen bir mümin olarak hiç öyle bir izlenim edinemedim be kardeş. Din, mümin ile Tanrısı arasındaki ilişkinin böyle bir tırsmaya dayalı olamayacağı kadar soyut bir müessese.

Merak etme, insanların çoğu trafik polisinden, müdürden, kabadayı Hakkı'dan falan tırsıyor. Allah'la aralarına böyle bir ilişkinin olmadığına seni temin ederim.

Hani, kıssadır: Hz. Musa birinin duasına müdahale etmiş, "Allah'ım Sen şurada olsaydın... başının bitlerini ayıklardım, pabuçlarının çamurunu temizlerdim... hanıma çamaşırlarını yıkatırdım" diyen birine. Allah da onu uyarmış, niye karıştın, o kadar güzel söylüyordu ki...

Gazzali de hacda bir bedevinin duasına şahit olmuş: Rabbim Sen beni cehennemine koysan bile ben oradakilere yine Seni anlatırdım...

Hayır, bunlar çok istisnai sadakat örnekleri değil. Çoğu sıradan insan bu duyguları yaşar.

Eğer insan, ilişkisini menfaat ve tırsma üzerine kuracaksa bil ki bu Allah olmayacak. Bu tıynette insanlar zaten Allah'a gelmeden kul köle olacak bir sürüsünü bulurlar. Buluyorlar da zaten, her gün canlı örneklerini görüyoruz.

2- İkinci soruna ekleyecek bir şeyim yok. Tanrı'nın rızası yoksulun rızasında gizlidir. Yoksulun, yetimin, düşkünün, mazlumun, hatta esirin hakkını gözetmeyen, treni kaçırmıştır. Tanrı'ya yağ çekmesi bir işe yaramaz.

Ben fakir mesela, Tanrı'ya yağ çekme ihtiyacımı yoksullara takla atarak gideriyorum. İçeri çaycı bile girse ayak ayak üstüne isem düzeltiyorum, insanların beni görünce ayağa kalkacakları yerleren geçmiyor, yolumu değiştiriyorum.

3- O Varlık sizi değersiz görmüyor. Vallahi sizi meleklerden de değerli görüyor. Onun için kendisini sizin anmanızı istiyor. Dost olarak sizi görmek istiyor. Muhatap olarak sizi alıyor. Sizden sadece nimete nankörlük etmemenizi, kime şükredeceğinizi bilmenizi istiyor. Kendisini inkar etme yetisini de size O verdi. Zaten sizi değerli görmesinin nedeni de o.

Ama, dinlerin mantığına göre diyelim, Tanrı'ya muhatap olmanın bir bedeli var.Tanrı tarafından hitap edilmiş olmanın bir bedeli var.

Bundan dolayı kötü muamele? Bilmem. Hani İsa demiş ya, "Ben onların arasındayken onlara göz kulak oluyordum, benden sonra ne yaptılarsa artık, onlar Senin kullarındır..."

Hani, ben aranıza girmeyeyim misali.

4- Dinlerin güce ve otoriteye kul olmayı öğretmesi, Marksist bir şehir efsanesi. Allah'a kul olan başkasına kul olamaz, bilinen bir prensiptir.

Ama kurallara uymak başka, arkadaş. Kurallara uyacaksın.

En çok da otoritenin kurallarına, ne hikmetse Almanya'da, Hollanda'da, Kanada'da falan uyarlar. Türkiye'de, Libya'da, Afganistan'da ise bu kurallara diklenirler. Ortalığı bok götürür buralarda: trafikte, çevre düzeninde, vergide, yolsuzlukta...

Kural/norm, Hıristiyan veya dinsiz Batı'da uyulmak için, Müslüman Doğu'da ise manipüle edilmek içindir. (Aslında Ortodoks Batı'da ve Katolik Batı dünyasında da öyledir de, konuyu dağıtmayayım.)

İslam, hassaten, güce ve otoriteye kul olmayı doğru dürüst öğretebilseydi, bugün Müslüman ülke topraklarının yarıları, böyle ellerinde AK-47'lerle kelle kesen ne idüğü belirsiz cihatçı gruplarının kontrolünde olmazdı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu müslümler kadar rahat, yüzü kızarmadan yalan söyleyen kimseler hiç bilmiyorum. Ayaküstü kırk yalanı arka arkaya söylüyorlar.

Ulan pis yalancı sahtekarlar, kuran denen şeyinize, neyse, kitap olduğunu iddia ediyorsunuz ama ona kitap demek kitaba hakaret olur, işte o şeye cehennem azaplarını, kızgın demir, kaynayan lav işkencelerini biz mi yazdık? Korkutmak istemiyorlardıysa bu cahil yağmacı çöl korsanları bunları kuran'a niye yazdı?

Bir insanı ölümle korkutmakla, ölüm sonrası ebedi azapla korkutmayı hangi akılla, hangi vicdanla, hangi bottan kafa ile düşünebiliyorsunuz be!

Hayır bu korkutmaları cahil yağmacı çöl vahşileri yazmaz, biz yazarız, iftira ederiz de haklı olursunuz, bunlar iftira, bunları kuran'a ateistlert eklemiş dersiniz. Herifler yazmış işte! Allahınız zannettiğiniz çöl vahşileri korkutmaya çalışıyor, siz hâla allah korkulan bir şey değildir diye saçmalıyorsunuz. Size mi inanalım, okuduğumuz kuran'a mı?

Allah diye bir şey yok ki, ne melekleri, ne değerli görmesi? Şu allahın olmadığına, bunu yağmacı çöl vahşilerinin uydurduğuna bir kafanız basmıyor ya... Ya siz bu kuran'ı ne içip okuyorsunuz? Bu kuran beni cahil yağmacı vahşiler yazdı diye bas bas bağırıyor. Ne allahı yahu? Bu nasıl bir allah böyle, işkenceci, psikopat, manyak?

Sahi siz bu kuran denen şeyi okumuyor musunuz, yoksa ne içip kafayı neyle bulup okuyorsunuz? Kör müsünüz, beyinsiz misiniz, bunda şimdi ne yazdığını görmüyor musunuz da böyle saçma sapan yok korkuya dayalı değil filan diye saçmalıyorsunuz?

Demek şimdi bir müslüm ülkelerde niye kuralların işlemediğine aklın ermedi ha! Bu salaklar bu trafik maliye çevre filan kuralları allahın kuralları değil diyorlar da ondan, bir buna kafan basmıyor mu? Allahın kuralları kafirleri öldür, yağmala, köle yap, tecavüz et, sat... Müslüm olmayanlar hayvandan aşağıdır, kafalarını kes, karılarına kızlarına tecavüz et, mallarını yağmala. Allahın emirleri bunlar. Ne trafiği ne vergisi ne çevresi yahu? Yağmacı çöl vahşileri ne anlar bunlardan?

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sıra numarasına göre cevaplar:

1- Valla bunca yıldır Allah'ı dinleyen bir mümin olarak hiç öyle bir izlenim edinemedim be kardeş. Din, mümin ile Tanrısı arasındaki ilişkinin böyle bir tırsmaya dayalı olamayacağı kadar soyut bir müessese.

Merak etme, insanların çoğu trafik polisinden, müdürden, kabadayı Hakkı'dan falan tırsıyor. Allah'la aralarına böyle bir ilişkinin olmadığına seni temin ederim.

Hani, kıssadır: Hz. Musa birinin duasına müdahale etmiş, "Allah'ım Sen şurada olsaydın... başının bitlerini ayıklardım, pabuçlarının çamurunu temizlerdim... hanıma çamaşırlarını yıkatırdım" diyen birine. Allah da onu uyarmış, niye karıştın, o kadar güzel söylüyordu ki...

Gazzali de hacda bir bedevinin duasına şahit olmuş: Rabbim Sen beni cehennemine koysan bile ben oradakilere yine Seni anlatırdım...

Hayır, bunlar çok istisnai sadakat örnekleri değil. Çoğu sıradan insan bu duyguları yaşar.

Eğer insan, ilişkisini menfaat ve tırsma üzerine kuracaksa bil ki bu Allah olmayacak. Bu tıynette insanlar zaten Allah'a gelmeden kul köle olacak bir sürüsünü bulurlar. Buluyorlar da zaten, her gün canlı örneklerini görüyoruz.

Her müslüman putuyla ilişkisini menfaat ve korku üzerine kurar, ne kadar inkar etseniz de bu apaçık bir gerçek. Hiç kimsenin kendisi ile zıt gittiği zaman onu sonsuza kadar yakacak bir varlığa karşı samimi olmaz, olsa olsa hacdaki bedevi gibi yalakalık yaparak cehennemden yırtıp kapağı putun hayali cennetine atmak ister. Ortada Allah adında bir tanrı olmadığına göre müslüman araya giren aracılara kul yani köle olur. Bu dinin yaşatmak bile bu dinden beslenenlere köle olmak demektir.

2- İkinci soruna ekleyecek bir şeyim yok. Tanrı'nın rızası yoksulun rızasında gizlidir. Yoksulun, yetimin, düşkünün, mazlumun, hatta esirin hakkını gözetmeyen, treni kaçırmıştır. Tanrı'ya yağ çekmesi bir işe yaramaz.
Ben fakir mesela, Tanrı'ya yağ çekme ihtiyacımı yoksullara takla atarak gideriyorum. İçeri çaycı bile girse ayak ayak üstüne isem düzeltiyorum, insanların beni görünce ayağa kalkacakları yerleren geçmiyor, yolumu değiştiriyorum.

Tanrı manrı olmadığına göre rızası da olmaz, olsa olsa insanların inanma zaafını sömürenlerin rızası olur.

3- O Varlık sizi değersiz görmüyor. Vallahi sizi meleklerden de değerli görüyor. Onun için kendisini sizin anmanızı istiyor. Dost olarak sizi görmek istiyor. Muhatap olarak sizi alıyor. Sizden sadece nimete nankörlük etmemenizi, kime şükredeceğinizi bilmenizi istiyor. Kendisini inkar etme yetisini de size O verdi. Zaten sizi değerli görmesinin nedeni de o.
Ama, dinlerin mantığına göre diyelim, Tanrı'ya muhatap olmanın bir bedeli var.Tanrı tarafından hitap edilmiş olmanın bir bedeli var.
Bundan dolayı kötü muamele? Bilmem. Hani İsa demiş ya, "Ben onların arasındayken onlara göz kulak oluyordum, benden sonra ne yaptılarsa artık, onlar Senin kullarındır..."
Hani, ben aranıza girmeyeyim misali.

İslam masalındaki karakter hiç de satmaya çalıştığın gibi değil, o kendi yarattığı insanları sonsuza kadar yakamk isteyen, işkence etmek isteyen manyak bir sadist. canlılar acı çekiyormuş, onun umurunda bile değil, onun tek istediği kendisine tapılması. O böyle acaip bir karakter.

4- Dinlerin güce ve otoriteye kul olmayı öğretmesi, Marksist bir şehir efsanesi. Allah'a kul olan başkasına kul olamaz, bilinen bir prensiptir.
Ama kurallara uymak başka, arkadaş. Kurallara uyacaksın.
En çok da otoritenin kurallarına, ne hikmetse Almanya'da, Hollanda'da, Kanada'da falan uyarlar. Türkiye'de, Libya'da, Afganistan'da ise bu kurallara diklenirler. Ortalığı bok götürür buralarda: trafikte, çevre düzeninde, vergide, yolsuzlukta...
Kural/norm, Hıristiyan veya dinsiz Batı'da uyulmak için, Müslüman Doğu'da ise manipüle edilmek içindir. (Aslında Ortodoks Batı'da ve Katolik Batı dünyasında da öyledir de, konuyu dağıtmayayım.)
İslam, hassaten, güce ve otoriteye kul olmayı doğru dürüst öğretebilseydi, bugün Müslüman ülke topraklarının yarıları, böyle ellerinde AK-47'lerle kelle kesen ne idüğü belirsiz cihatçı gruplarının kontrolünde olmazdı.

Dinlerin otoriteye köle olmasının marsizmle falan alakası yok, biraz düşünen insan bunu rahatlıkla görür. Din düşünen insan değil, itaat eden insan ister, çeşitlilik değil tek tip ister.

Örnek verdiğin kafa kesen cihatcı guruplar bile İslam'ın insanı ne hale getirdiğini, düşünmeden nasıl birilerine köle olduğunu apaçık gözler önüne seriyor ama bu din sizleri öyle bir hale getirmiş ki verdiğiniz örneklerin bile sizleri yalandığının farkında değilsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...