Jump to content

BAKARA 190


Recommended Posts

190 - Size savaş açanlarla Allah yolunda çarpışın. Fakat haksız saldırıda bulunmayın.

gerçi

2 - BAKARA SURESİ 193- O hâlde bir fitne kalmayıncaya ve din sâdece Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın! Fakat

(küfürden) vazgeçerlerse, o takdirde zâlimlerden başkasına düşmanlık yoktur.

8 - ENFÂL SÛRESİ 39- Artık fitne kalmayıncaya ve din tamâmen Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın! O hâlde

(küfürden) vazgeçerlerse, artık şübhesiz ki Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla görücüdür.

bu iki ayet olsada 190 dan dolayı savunma mavunma savaşı diye kıvırıyorlar

ateist arkadaşlar ne diyorsunuz

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ufak bir düzeltme: "Size savaş açanlarla" kısmı "Sizinle savaşanlarla" olması lazım.

Ayetin devamında ne zamana kadar savaşılacağı da belirtilmiş zaten. Fitne kalmayıncaya ve din Allah'ın oluncaya kadar.

Fitne: ~ Ar fitna ͭ فتنة [#ftn mr.] 1. ateşle yakma, 2. sınama, sınav, fikir ayrılığı ve kargaşa, yoldan çıkma, iç savaş < Ar fatn/futūn فتن/فتون [msd.] yakma, ateşe atma

İslam'a göre Muhammed'e ve onun iddiası Allah'a inanmamak fitnedir, bu da fikir ayrılığı ve kargaşa demektir. Dolayısıyla burada bahsedilen savunma savaşı değil, İslam'ı tüm yeryüzüne kabul ettirme savaşıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kurana göre tek gerçek allahın birliği ve muhammedin onun elçisi olduğudur. Buna inanmayan, buna şahitlik etmeyen herkes allahın ayetlerini yalanlamış, yani allaha ve peygamberine savaş açmış demektir. Bunu, şu ayetlerde kolayca görebilirsiniz.

Al-i imran 94

Artık bundan sonra her kim Allah'a karşı yalan uydurursa, işte bunlar, zalimlerin ta kendisidirler.

Al-i imran 151

Allah'ın, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri O'na ortak koşmaları sebebiyle, kafirlerin kalplerine yakında korku salacağız. Gidecekleri yer de cehennemdir. Zalimlerin varacağı yer ne kötüdür!

Enam 21

Yalan sözlerle Allah'a iftira edenden veya O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir! Şüphe yok ki, zalimler kurtuluşa ermezler!

Enam 93

Allah'a karşı yalan uydurandan yahut kendisine hiçbir şey vahyedilmemişken "Bana da vahyolundu" diyenden ve "Ben de Allah'ın indirdiği ayetlerin benzerini indireceğim" diyenden daha zalim kim vardır!

Böyle bir sürü allah hakkında yalan söyleyen en zalimdir ayetinin yanısıra bir de

Bakara 114

Allah'ın mescidlerinde O'nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır!

Bakara 140

Allah tarafından kendisine (bildirilmiş) bir şahitliği gizleyenden daha zalim kim olabilir?

Muhammed kimin daha zalim olduğuna karar verememiş. Öğrendiniz mi zalim kimmiş?

Kurana göre zalimler ve zulmedenler de öyle insanlara işkenceler yapan, zorluklar çıkartanlar değil, Muhammed'e inanmayanlarmış. Yani kuranın savaşmayı emrettiği zalimler aslında Muhammed'in zırvalarına inanmayanlardan başkası değil.

Kuran, sözcüklerin anlamlarının ırzına geçe geçe - belki de gerçek anlamları bunlardı da, zamanla bugünkü hallerine evrildiler - algı yönetimi sağlamış bir ruh hastasının bakışını yansıtır. Dikkatli okumak yeterlidir.

İslamda savunma savaşı diye bir şey yoktur. Aşırı gitmeyin dediği ise, tövbe edip islamı kabul ettiğini söyleyenlere azap etmeyin demektir. Küfürden vazgeçmek, Muhammed'in peygamberliğini kabul etmek ve yukardaki ölçütlerde zalimliği bırakmak deek. Yani özetle: adam Muhammed'e boyun eğmeyi kabul ettiyse, daha da saldırmayın diyor.

tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

190 - Size savaş açanlarla Allah yolunda çarpışın. Fakat haksız saldırıda bulunmayın.

gerçi

2 - BAKARA SURESİ 193- O hâlde bir fitne kalmayıncaya ve din sâdece Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın! Fakat

(küfürden) vazgeçerlerse, o takdirde zâlimlerden başkasına düşmanlık yoktur.

8 - ENFÂL SÛRESİ 39- Artık fitne kalmayıncaya ve din tamâmen Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın! O hâlde

(küfürden) vazgeçerlerse, artık şübhesiz ki Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla görücüdür.

bu iki ayet olsada 190 dan dolayı savunma mavunma savaşı diye kıvırıyorlar

ateist arkadaşlar ne diyorsunuz

Yeryüzünde fitne (sövüsleme) kalmayincaya dek ve adalet (din) Allah’in oluncaya dek savasin (mücadele edin).

Din kelimesinin aramice-ibranice karsiligi „adalettir“. Din kelimesi tarih boyunca halk tabakasina farkli lanse edildigi icin, örnegin ritüellerle dolu yasam tarzi gibi, Türkce’ye cevirisi yapilmaksizin alinir. Ayette ritüellerle dolu bir yasam tarzini baskalari kabul edinceye kadar anlasilmasinin altinda yatan, insanlarin din kelimesinin karsiligini bilmemekten kaynaklanmaktadir.

Fitne, kargasa veya bozgunluk gibi anlasilir. Onunda kökenine indiginizde karsiniza sövüs sistemi cikar. Özellikle de ritüelli DIN anlayisindan kaynakli insanlari adeta bir ahtapot gibi her koldan sarmis ve her an iligine kadar sövüsleyen bir sistem. O sistemin bariz örnekleri ; diyanet benzeri kurumlar, kilise benzeri olusumlar, mezhep-tarikat ya da new age tasarimlar, astrolojiden astralciliga kadar yapilan her türlü sahtekarliklar… Fitnenin bir baska boyutu ticari yolla yapilandir. Yani kapitalin sosyal esitci baglamda degil tümden insani sistem canavarina dönüstüren, robotlastiran hayatini tümden kontrol ederek sövüslemektir. Silah yoluyla yapilani ise artik bir cogumuz izlemektedir. Bir yandan dünyanin en medeni cografyasi yalanini giydireceksin diger yandan en igrenc silahlari, viruslari ve daha bilmem neleri üreteceksin… Ilac sanayinin siyaseti ise saydigim digerleri kadar igrencliklerle doludur…

Yukarida fitneyle ilgili saydiklarim kalmayincaya dek savasacagiz. Peki adalet nasil Allah’in olur ?

Öyle ya Allah bu dünyada yasamiyor. Buraya vekil tayini ettigi ve daimi burada yasayan biride yok. Burda en kolay yoldan ilk akla gelen Allah’in insanlar icin buyurdugu « yasalardir ». Fakat her nedense bir coklarinin isine gelmemektedir. Bugün Dünya Yalansiz Bir Gün Günü veya bugün Dünya Cinayetsiz Bir Gün Günü gibi günlerimiz hic yok. Götü boklu Araplarin hic degilse « Haram » aylari varmis. Biz her türlü medeniyet iddiasindayiz ama savassiz cinayetsiz bir günümüz yok.

Kuranin Allah’i bütün insanligi « halife » olarak tanimlar. Zaten ayetlerdeki cesitli rütüel din mensublarina, inancsizlara hitap etmesinden de bu anlasilir. Bu durumda egemenlik kayitsiz ve sartsiz Allah’indir. Dolayisiyla insanligindir. Bunun en bariz örnegi de Islam peygamberi Muhammed’in kendi vefatindan sonrasi icin bir vekil tayin etmeyisidir. Sunniler ve Siiler bu duruma cok bozulduklari icin her ikiside peygamber agzindan yalanlar uydurarak yönetime talip olmuslar, yüzbinlerce insanin kendi sahsi fikirleri yüzünden ölümlerine sebep teskil etmislerdir. Egemenlik müminlerin (bu tanim bir dine ait degildir, evrenseldir) olmasi gereken yerde Kureys kabilesinin saltanatina dönüsmüstür.

Peygamberin veda hutbesinde söyledigi « burda olanlar bu sözlerimi olmayanlara aktarsin belki onlar daha iyi idrak ederler » cümlesinin üzerine kitaplar yazilabilir. En dogru idrak edenlerden biri Mustafa Kemal Atatürk olmustur. Dincilerin onu sevmeyislerini bunun en bariz örnegidir.Dinci kimi sevmiyorsa sevmedikleri kisi bilin ki dogru yolda olan biridir.

Yine Türkce’ye cevirmekten kacindiklari bir kelime de Islam’dir. Sulh demek onlara koyar. Size « Sulh yollu adaleti » sectim, bambaska yerlere uzanacagi icin islerine gelmez. Onlarin isine gelen « Adaleti » parti ismi olarak kullanmaktir. Yeryüzünün bir cok yerinde « sulh » mahkemeleri var artik. Yurtta sulh dünyada sulh demis bir önderi de burdan sükranla aniyorum. Cemiyet (Halk) evinden Cami veya Cem Evi yapanlari ise Allah zaten yeterince cezalandirmakta.

Ayetlerde gecen « zalim » kelimesinin karsiti «alimdir ». Türkce de bu durum cok yanlis anlasilir. Cahil kelimesinin karsiti ise ehil ya da ahil dir. Alim ile zalim bilenle bilmeyen olarak anlasilmali. Bilmeyen/ zalim herzaman alimin karsisinda yer alir. Is ehline verilmelidir ama ülkemizde is cahillerin saltanatina dönüsmüstür. Saygilar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yeryüzünde fitne (sövüsleme) kalmayincaya dek ve adalet (din) Allah’in oluncaya dek savasin (mücadele edin).

Din kelimesinin aramice-ibranice karsiligi „adalettir“. Din kelimesi tarih boyunca halk tabakasina farkli lanse edildigi icin, örnegin ritüellerle dolu yasam tarzi gibi, Türkce’ye cevirisi yapilmaksizin alinir. Ayette ritüellerle dolu bir yasam tarzini baskalari kabul edinceye kadar anlasilmasinin altinda yatan, insanlarin din kelimesinin karsiligini bilmemekten kaynaklanmaktadir.

Fitne, kargasa veya bozgunluk gibi anlasilir. Onunda kökenine indiginizde karsiniza sövüs sistemi cikar. Özellikle de ritüelli DIN anlayisindan kaynakli insanlari adeta bir ahtapot gibi her koldan sarmis ve her an iligine kadar sövüsleyen bir sistem. O sistemin bariz örnekleri ; diyanet benzeri kurumlar, kilise benzeri olusumlar, mezhep-tarikat ya da new age tasarimlar, astrolojiden astralciliga kadar yapilan her türlü sahtekarliklar… Fitnenin bir baska boyutu ticari yolla yapilandir. Yani kapitalin sosyal esitci baglamda degil tümden insani sistem canavarina dönüstüren, robotlastiran hayatini tümden kontrol ederek sövüslemektir. Silah yoluyla yapilani ise artik bir cogumuz izlemektedir. Bir yandan dünyanin en medeni cografyasi yalanini giydireceksin diger yandan en igrenc silahlari, viruslari ve daha bilmem neleri üreteceksin… Ilac sanayinin siyaseti ise saydigim digerleri kadar igrencliklerle doludur…

Yukarida fitneyle ilgili saydiklarim kalmayincaya dek savasacagiz. Peki adalet nasil Allah’in olur ?

Öyle ya Allah bu dünyada yasamiyor. Buraya vekil tayini ettigi ve daimi burada yasayan biride yok. Burda en kolay yoldan ilk akla gelen Allah’in insanlar icin buyurdugu « yasalardir ». Fakat her nedense bir coklarinin isine gelmemektedir. Bugün Dünya Yalansiz Bir Gün Günü veya bugün Dünya Cinayetsiz Bir Gün Günü gibi günlerimiz hic yok. Götü boklu Araplarin hic degilse « Haram » aylari varmis. Biz her türlü medeniyet iddiasindayiz ama savassiz cinayetsiz bir günümüz yok.

Kuranin Allah’i bütün insanligi « halife » olarak tanimlar. Zaten ayetlerdeki cesitli rütüel din mensublarina, inancsizlara hitap etmesinden de bu anlasilir. Bu durumda egemenlik kayitsiz ve sartsiz Allah’indir. Dolayisiyla insanligindir. Bunun en bariz örnegi de Islam peygamberi Muhammed’in kendi vefatindan sonrasi icin bir vekil tayin etmeyisidir. Sunniler ve Siiler bu duruma cok bozulduklari icin her ikiside peygamber agzindan yalanlar uydurarak yönetime talip olmuslar, yüzbinlerce insanin kendi sahsi fikirleri yüzünden ölümlerine sebep teskil etmislerdir. Egemenlik müminlerin (bu tanim bir dine ait degildir, evrenseldir) olmasi gereken yerde Kureys kabilesinin saltanatina dönüsmüstür.

Peygamberin veda hutbesinde söyledigi « burda olanlar bu sözlerimi olmayanlara aktarsin belki onlar daha iyi idrak ederler » cümlesinin üzerine kitaplar yazilabilir. En dogru idrak edenlerden biri Mustafa Kemal Atatürk olmustur. Dincilerin onu sevmeyislerini bunun en bariz örnegidir.Dinci kimi sevmiyorsa sevmedikleri kisi bilin ki dogru yolda olan biridir.

Yine Türkce’ye cevirmekten kacindiklari bir kelime de Islam’dir. Sulh demek onlara koyar. Size « Sulh yollu adaleti » sectim, bambaska yerlere uzanacagi icin islerine gelmez. Onlarin isine gelen « Adaleti » parti ismi olarak kullanmaktir. Yeryüzünün bir cok yerinde « sulh » mahkemeleri var artik. Yurtta sulh dünyada sulh demis bir önderi de burdan sükranla aniyorum. Cemiyet (Halk) evinden Cami veya Cem Evi yapanlari ise Allah zaten yeterince cezalandirmakta.

Ayetlerde gecen « zalim » kelimesinin karsiti «alimdir ». Türkce de bu durum cok yanlis anlasilir. Cahil kelimesinin karsiti ise ehil ya da ahil dir. Alim ile zalim bilenle bilmeyen olarak anlasilmali. Bilmeyen/ zalim herzaman alimin karsisinda yer alir. Is ehline verilmelidir ama ülkemizde is cahillerin saltanatina dönüsmüstür. Saygilar.

Vekâtilûhum olarak geçen, savaşın olarak yumuşatılmış olan öldürün sözcüğünü mücadele edin olarak çeviriyorsunuz.

Veda hutbesinden dem vuruyorsunuz, hutbede insanlar la ilahe illallah deyinceye kadar cihad etmekle emrolundum diyen Muhammed'i görmezden geliyorsunuz.

islamı yutturmaya çalışmak için Atatürk'ü araya sokuyorsunuz. Ölüm korkusu sizin kulaklarınızı gözlerinizi tıkamış, aklınızı kaçırtmış olabilir ama bu tür sahtekarlıklar burada fazla sırıtır. Uyduruk kitabınızı üstün körü okumak bile -öncelikle kendinize olmak üzere- yalan söylediğinizi ortaya koymaktadır. Kitabınızı parantezlerle yeniden yazmadan okumaya çalışın. Bu parantezleri kendinizin uydurmakta olduğunu görün.

Sanki yabancı dilden çeviriyormuş, ifadenin Türkçe'de karşılığı yokmuş gibi, savaşın(mücadele edin) yazıyorsunuz. Dalga mı geçiyorsunuz (keriz mi silkeliyorsunuz)?

Link to post
Sitelerde Paylaş

.....

Nasıl olsa din de palavranın sınırı yok, sallamak serbest. Din adaletmiş, fitne sövüşlemeymiş. Kaynak?

Bu arapçada adalet kelimesini karşılayan kelimeler yok mu? Dur bir dakika, adalet kelimesi de arapça değil mi? Ayrıca ksts kökünden gelen el kısta kelimesi de adalet anlamında kullanılıyordu, değil mi? Neden direk adalet anlamı verilen kelimeler deği de din kullanılmış? Ayrıca arapçada sövüşleme anlamına gelen kelime mi yok da fikir ayrılığı ve kargaşa anlamına gelen fitne kelimesi kullanılıyor?

İslam kelimesin asıl anlamı da teslim olmaktır, sulh ikincil anlamıdır, ilk anlamının sonucu olarak kullanılır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nasıl olsa din de palavranın sınırı yok, sallamak serbest. Din adaletmiş, fitne sövüşlemeymiş. Kaynak?

Bu arapçada adalet kelimesini karşılayan kelimeler yok mu? Dur bir dakika, adalet kelimesi de arapça değil mi? Ayrıca ksts kökünden gelen el kısta kelimesi de adalet anlamında kullanılıyordu, değil mi? Neden direk adalet anlamı verilen kelimeler deği de din kullanılmış? Ayrıca arapçada sövüşleme anlamına gelen kelime mi yok da fikir ayrılığı ve kargaşa anlamına gelen fitne kelimesi kullanılıyor?

İslam kelimesin asıl anlamı da teslim olmaktır, sulh ikincil anlamıdır, ilk anlamının sonucu olarak kullanılır.

Arapca bir kenara Türkcesi Tüze. Din kelimesinin bakiniz aramice ve ibranicedeki anlamina. Orasi yetersiz kalirsa Kumrana ordan da Sümere kadar yolunuz var. Din direk olarak adalet demek zaten. Örnegin yahudiler kendilerini bizim anladigimiz haliyle bir din olusumu olarak görmezler. Gerek aramicede gerek ibranicede yine bizim anladigimiz sekilde "din" diye birsey yoktur. Batili relique (put) ve theo-logia da tam olarak dinin karsiligi degildir.

Fitne pek tabiki fikir ayriligini ve kargasayi da ifade ediyor. genel olarak ise insani madden ve manen sövüsleyen, yeryüzünde olan bir carpik sistemi tanimliyor. Yalnizca Muhammed'in mekkesinde degil bütün dünyada olan bir hali acikliyor. Mikro degil makro bir durumdan bahsediliyor.

Sulh Islam'in ikincil anlamidirda yanlis malesef. Shalom Aleykem, selamun aleykum ey Sagduyu. Huzur icinde olasin, huzura eresin! Tanri'nin selami olarak tanimlanir. Senin birincil teslim olmak üzerine NOLAN arkadasin bu konudaki paylasimini öneririm. Dogru bir tespittir ayrica. Museylemenin museylemenleri yani müslümcükleri simdiki zamanin "müslüman" olarak tanimlanan kisileridir. Taa o zamandan beridir arkadaslar elhamdülillah (Muhammed'in HAMD ini ironik olarak kullanirlar) müslümandirlar. Gercekte Islam itikatindan olan ise Elhamdulillah Muminim der. Onlar teslim olmus sahtekarlardir. Nolan bu konuda sizi daha cok aydinlatabilir. Müslüman kelimesini yüzyillarca Islam kelimesiyle yogurmak icin herseyi denediler. Bazi batili sarkiyatcilar adamlarin teslim olmus Musullular olduguna kadar iddia da bile bulunmustur... Fakat en yalin haliyle museylemenin adamlarina müslüman deniyordu. Kurandaki o tokat gibi ayetinde aciliminda bu gercek yatar. Sizi daha müslümansiniz derken, hala museylemecisiniz, henüz mumin olmadiniz...

Islam kelimesinin vardir o da SULH tur hukuki anlamda, huzur ise günlük yasamdaki karsiligidir. Yeru Salem tarafsiz bir kenti, silahlardan arindirilmis bir kentin aramicedeki karsiligi, ayrica kentin yahudilerden de eski dönemlerde ayni tanimla varligina dair tarihi bulgular var. Medine bir sehir adi degil, bir sehirdeki olusumun karsiligidir. Sehrin gercek adi Yathrib. Taa babil kralligina kadar tarihi var. Medine'nin Türkcesi Devlet. Medinet Israel gibi. Israil Devleti. Yathrib de bir devlet kurulmus ama irka, dine dayali olduguna dair bir bulgu yok. Yathrib de ne türden bir devletin oldugu ya da kuruldugu belirsiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslüman kelimesinin tarihsel karsiligi museylemeciler ise mu'min kelimesinin karsiligi nedir? Türkceye hep inananlar olarak ceviri yapilir. Arabin kendisinin bile bilmedigi bir kelime tarihsel sürecte yine abuk bir mana kazanarak günümüze kadar gelmis. Aslinda 2 kelimeden olusur ve köken olarak Sümere merhaba der. ILLU MIN. Müslümanlarin ve katoliklerin 1. nolu düsmanlarini aciklayalim. Tükaka örgüt. ILLUMINATI (latince) Edebiyat dilinde "isigin, Aydinligin ya da Günesin Cocuklari"... Aydinlanmis kisiler. Batinin aydinlanma cagi, nurcular (sahte olanlarindan bahsetmiyorum) hep bu manada anlasilmalidir. Ateistten cok bir mumin dincinin 1. nolu düsmanidir. Muminlerin sayisi cok azdir. Ayni ateistler gibi bir azinliktirlar. Digerleri parsel parsel ülkeleri satarken, milyonlarca kendi aci varken saraylar yapanlar ve daha niceleri peygamberin ümmetinden degildirler. Aynen cakma kemalistler gibi onlarda siritirlar. Diyanetin altina milyonluk araba alacagini söyleyen kisinin Mekke'deki putperest yavsaklardan hicbir farki yoktur bir mumin icin. Saygilar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arapca bir kenara Türkcesi Tüze. Din kelimesinin bakiniz aramice ve ibranicedeki anlamina. Orasi yetersiz kalirsa Kumrana ordan da Sümere kadar yolunuz var. Din direk olarak adalet demek zaten. Örnegin yahudiler kendilerini bizim anladigimiz haliyle bir din olusumu olarak görmezler. Gerek aramicede gerek ibranicede yine bizim anladigimiz sekilde "din" diye birsey yoktur. Batili relique (put) ve theo-logia da tam olarak dinin karsiligi degildir.

Yahu bu din 1400 yıl önce arabistan yarımadasındaki araplar arasında ortaya çıkmadı mı? O zaman din hangi anlamda kullanılıyordu? O zamanki araplar din deyince adalet mi anlıyorlardı? Peki adalet ve el kısta deyince ne anlıyorlardı?

Günümüz türkçesinde ibne pasif eşcinsel anlamında kullanılır ama kökeni arapça ibn (oğul) dur. Şimdi birisi sana ibne dediği zaman sana oğul dediğini mi anlarsın yoksa pasif eşcinsel dediğini mi?

Bir cümlede geçen bir kelimenin hangi anlamda kullanıldığını saptamak için o cümlenin sarfedildiği anda o kelimenin hangi anlama geldiğine bakılır, yoksa 1000-2000 yıl önce hangi anlamda kullanıldığına değil.

Fitne pek tabiki fikir ayriligini ve kargasayi da ifade ediyor. genel olarak ise insani madden ve manen sövüsleyen, yeryüzünde olan bir carpik sistemi tanimliyor. Yalnizca Muhammed'in mekkesinde degil bütün dünyada olan bir hali acikliyor. Mikro degil makro bir durumdan bahsediliyor.

Fitne nerede ve ne zaman insanı madden ve manen sövüşleyen bir sistemi tanımlıyor? Hangi kaynakta? Böyle kıçtan sallayarak tanım mı oluşturulur?

Sulh Islam'in ikincil anlamidirda yanlis malesef. Shalom Aleykem, selamun aleykum ey Sagduyu. Huzur icinde olasin, huzura eresin! Tanri'nin selami olarak tanimlanir. Senin birincil teslim olmak üzerine NOLAN arkadasin bu konudaki paylasimini öneririm. Dogru bir tespittir ayrica. Museylemenin museylemenleri yani müslümcükleri simdiki zamanin "müslüman" olarak tanimlanan kisileridir. Taa o zamandan beridir arkadaslar elhamdülillah (Muhammed'in HAMD ini ironik olarak kullanirlar) müslümandirlar. Gercekte Islam itikatindan olan ise Elhamdulillah Muminim der. Onlar teslim olmus sahtekarlardir. Nolan bu konuda sizi daha cok aydinlatabilir. Müslüman kelimesini yüzyillarca Islam kelimesiyle yogurmak icin herseyi denediler. Bazi batili sarkiyatcilar adamlarin teslim olmus Musullular olduguna kadar iddia da bile bulunmustur... Fakat en yalin haliyle museylemenin adamlarina müslüman deniyordu. Kurandaki o tokat gibi ayetinde aciliminda bu gercek yatar. Sizi daha müslümansiniz derken, hala museylemecisiniz, henüz mumin olmadiniz...
Islam kelimesinin vardir o da SULH tur hukuki anlamda, huzur ise günlük yasamdaki karsiligidir. Yeru Salem tarafsiz bir kenti, silahlardan arindirilmis bir kentin aramicedeki karsiligi, ayrica kentin yahudilerden de eski dönemlerde ayni tanimla varligina dair tarihi bulgular var. Medine bir sehir adi degil, bir sehirdeki olusumun karsiligidir. Sehrin gercek adi Yathrib. Taa babil kralligina kadar tarihi var. Medine'nin Türkcesi Devlet. Medinet Israel gibi. Israil Devleti. Yathrib de bir devlet kurulmus ama irka, dine dayali olduguna dair bir bulgu yok. Yathrib de ne türden bir devletin oldugu ya da kuruldugu belirsiz.
İslam kelimesinin İslam terminolojisindeki kullanımı teslim olmaktır, sulh anlamı da teslim olmaktan sonraki ikincil anlamıdır. İnsan teslim olduktan sonra sulh gelir İslam'a göre. Teslim olmadan sulh mulh olmaz.
Tekrar belirteyim: Bu dinin dili arapçadır, ibranice, aramca, sümerce falan değil. Bu din 1400 yıl önceki arapların içinden çıkmıştır, 2000-3000-5000 yıllık ibranilerin, sümerlerin içinden değil. Onun için bu dindeki bir kelimenin anlamını kavramak için o kelimenin kullanıldığı zamana ve dile bakılır, daha öncesine, daha sonrasına veya başka dillerdeki anlamlarına değil.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslüman kelimesinin tarihsel karsiligi museylemeciler ise mu'min kelimesinin karsiligi nedir? Türkceye hep inananlar olarak ceviri yapilir. Arabin kendisinin bile bilmedigi bir kelime tarihsel sürecte yine abuk bir mana kazanarak günümüze kadar gelmis. Aslinda 2 kelimeden olusur ve köken olarak Sümere merhaba der. ILLU MIN. Müslümanlarin ve katoliklerin 1. nolu düsmanlarini aciklayalim. Tükaka örgüt. ILLUMINATI (latince) Edebiyat dilinde "isigin, Aydinligin ya da Günesin Cocuklari"... Aydinlanmis kisiler. Batinin aydinlanma cagi, nurcular (sahte olanlarindan bahsetmiyorum) hep bu manada anlasilmalidir. Ateistten cok bir mumin dincinin 1. nolu düsmanidir. Muminlerin sayisi cok azdir. Ayni ateistler gibi bir azinliktirlar. Digerleri parsel parsel ülkeleri satarken, milyonlarca kendi aci varken saraylar yapanlar ve daha niceleri peygamberin ümmetinden degildirler. Aynen cakma kemalistler gibi onlarda siritirlar. Diyanetin altina milyonluk araba alacagini söyleyen kisinin Mekke'deki putperest yavsaklardan hicbir farki yoktur bir mumin icin. Saygilar.

Bize göre mümin ile dincinin fazla bir farkı yok, biri bu pislik dinin reklamını yapıyor, diğeri de satıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yahu bu din 1400 yıl önce arabistan yarımadasındaki araplar arasında ortaya çıkmadı mı? O zaman din hangi anlamda kullanılıyordu? O zamanki araplar din deyince adalet mi anlıyorlardı? Peki adalet ve el kısta deyince ne anlıyorlardı?

Günümüz türkçesinde ibne pasif eşcinsel anlamında kullanılır ama kökeni arapça ibn (oğul) dur. Şimdi birisi sana ibne dediği zaman sana oğul dediğini mi anlarsın yoksa pasif eşcinsel dediğini mi?

Bir cümlede geçen bir kelimenin hangi anlamda kullanıldığını saptamak için o cümlenin sarfedildiği anda o kelimenin hangi anlama geldiğine bakılır, yoksa 1000-2000 yıl önce hangi anlamda kullanıldığına değil.

Fitne nerede ve ne zaman insanı madden ve manen sövüşleyen bir sistemi tanımlıyor? Hangi kaynakta? Böyle kıçtan sallayarak tanım mı oluşturulur?

İslam kelimesinin İslam terminolojisindeki kullanımı teslim olmaktır, sulh anlamı da teslim olmaktan sonraki ikincil anlamıdır. İnsan teslim olduktan sonra sulh gelir İslam'a göre. Teslim olmadan sulh mulh olmaz.
Tekrar belirteyim: Bu dinin dili arapçadır, ibranice, aramca, sümerce falan değil. Bu din 1400 yıl önceki arapların içinden çıkmıştır, 2000-3000-5000 yıllık ibranilerin, sümerlerin içinden değil. Onun için bu dindeki bir kelimenin anlamını kavramak için o kelimenin kullanıldığı zamana ve dile bakılır, daha öncesine, daha sonrasına veya başka dillerdeki anlamlarına değil.

Senin zaten teslimiyetcilerden oldugun cok bariz anlasiliyor. Mantiga bak! Senin mantiginla demokrasiyide avrupalilar kesfetti. Kayda deger birsey yok ki karsilik verecek.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...