Jump to content

Kafir - iman - imtihan


Recommended Posts

Şeytan yalnız kendi dostlarını korkuturken, allah da yalnız kendi dostlarını korkutuyor demek ki. Aradaki fark ne?

Bakara 107

Bilmez misin ki şüphesiz göklerin saltanatı da Allah'ındır, yeryüzünün saltanatı da ve sizin için Allah'tan başka ne bir dost vardır, ne bir yardımcı.

Ortaklar, aralarında anlaşma yapmışlar, ikisi de kendi yandaşlarını korkutacak, ne sen benim yandaşlarıma karış ne de ben seninkine karışayım diye.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 60
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Korku ve sevgi bir arada olmaz. Korktuğun şeyi sevmezsin ve saymazsın. ancak mecburen öyle görünürsün.

Mesela okul zamanımızda, kendini öğretmen zanneden dayakçı yobazlar vardı, hiçbirini sevmezdim. Nazik öğretmenlerin ise, hala başımın üstünde yeri vardır.

Kuran'da sevgi yok... öfke, nefret ve tehdit ise çok. Ben bu kitapta sevgiyi ve iyiliği çok aradım, ancak hep hayal kırıklığına uğradım.

Başlık sahibi arkadaş, kendi içindeki iyiliği kuran'a yansıtmaya çalışıyor. aslında onlar vicdanının sesleri. o yüzden "kuranı yanlış tanıtıyor" diye ayıplamıyorum.

İnanmak, insanı mutlu edebilir. gerçeklerin ise biraz maaliyeti var.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuranı herkes anlamak istedigi sekilde anliyor.

Birisi hayir efendim cennet cehennem gercek degildir temsilidir derken baska birisi cennet de cehennem de gercektir iyiler cennete kötüler ve inanmayanlar ise cehenneme giderek orada iskence görecektir diyor.

Bu esnada aklima su soru geliyor.

Tanrı konustuysa neden herkes ikna olmadı ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuranı herkes anlamak istedigi sekilde anliyor.

Birisi hayir efendim cennet cehennem gercek degildir temsilidir derken baska birisi cennet de cehennem de gercektir iyiler cennete kötüler ve inanmayanlar ise cehenneme giderek orada iskence görecektir diyor.

Bu esnada aklima su soru geliyor.

Tanrı konustuysa neden herkes ikna olmadı ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anlatımda ciddi problemler var. sonra örnekleri sayarım.

Kötülüğe teşvik eden ayetler ise çok fazla. Bu konuda uzun bir ayet listesi çıkarılabilir.

Kuran'ı benden daha iyi incelemiş olabilirsiniz. ama sadece olumlu yönde okumaya çalışınca, sorunlara çözüm bulmak kolaylaşıyor.

Saymaya gerek yok,

Senin için en olumsuz olan 3 ayeti söyle.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran:

İşte size şeytan. O yalnız kendi dostlarını korkutur. Eğer inananlarsanız onlardan korkmayın, benden korkun. Al-Imran 175

"Sadece benden korkun" demek...

Zalimden zulümden korkmayın, yokluktan parasızlıktan korkmayın,

Zorbadan adaletsizden korkmayın, amirden devletten korkmayın,

Hastalıktan ölümden korkmayın, gelecekten korkmayın demek.

Tüm bunlardan korkmaktan vazgeçen kişi, gerçekte korkmaktan vazgeçmiştir.

Ve korkmaktan vazgeçen kişinin korkacak şeyi olmaz, Allah dahil.

Korkuyu tekleştirmek, korkuyu sıfırlamaktan önceki adım.

Korku, korku, korku. Kuran, sık sık, “Allah korkusunu” vurguluyor, fakat “Allah sevgisi” ne çok az yer veriyordu. “Bu Kur’an, sizi ve ulaşılacak herkesi korkutmak için vahyolundu” deniyordu. (Enam, 19). Allah, Peygambere “Bu kitap sana korkutman, insanlan da öğütlemen için indirilmiştir” diyordu. (Araf, 1). “Ey örtüsüne sann-mış kimse, kalk ve korkut”. (Müdessir, 1 ve 2)

Arpa eken Kuran tarladan bugday cikmasini bekliyor!!!

Allah insanları korkmaya çağırmaz çünkü çokları zaten korkmaktalar.

Allah'ın yaptığı çağrı onlarla onların anlayacağı şekilde konuşmak.

Korkan varlık sadece korkuyu bilir korkuyu anlar korkuyu duyar.

Mistik metinlerin dilini çözmekteki ilk ve en büyük adım,
Tanrı'nın hiç bir yarattığını dışlamadığını, dışarıda bırakmadığını bilmek.
O'nun yarattıklarına hitabı mistik metinler, bir küçük grup entelektüele değil,
Binlerce yıl cahilinden alimine, 7 yaştaki halden 70 yaştaki hale rehberlik eder.
Senin sorun, "öğrenenlere neden diferansiyelden bahsedilmiyor?"
Rabb için üniversite öğrencisi de bir, ilkokul öğrencisi de bir.
Mistik metinler, her birine onların kendi dilinde seslenir,
Ve her tekamül yolcusu onda kendi ihtiyacını bulur.

Incil:

İsa bu sözlere aldırmadan havra yöneticisine, “Korkma, yalnız iman et!” dedi. Markos 5/36

Korkma, çünkü ben seninleyim,

Yılma, çünkü Tanrın benim.
Seni güçlendireceğim, evet, sana yardım edeceğim;
Zafer kazanan sağ elimle sana destek olacağım. Yesaya 41/10

"Fatiha" kelimesi sunum/özet demek. Fatiha suresi Kuran'ın özeti.

Kuran özetinin 2 ayeti rahman ve rahim olan Allah'dan bahseder.

Kuran'ı özetleyen metnin 2 / 7 = % 29 'u rahman ve rahime ayrılı.

Korkan varlık merhametle şefkatle ilgili sözleri

Duymayacağı inanmayacağı için, sureler rahman ve rahimle başlar.

Fakat bizim yine duymayacağımızı inanmayacağımızı bilen Allah,

Rahman kelimesini tekrar her iki sureden birinin içine koyar.

Hala da duymayanlar inanmayanlar, onlar korkmakta olanlardır.

Onlar da dışlanmazlar itilmezler, rahman ve rahim olmanın gereği,

Onlara onların duyacağı, anlayacağı, inanacağı dille hitap edilir.

Siz ona korku dili diyorsunuz, bense rahman ve rahim diyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

.

Şems, 40 kural, kural 1: "Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet tanrı dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla. Yok, eğer, tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir."

Hepsi ayna kardeşlerim,

Hiç biri gerçek değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şeytan yalnız kendi dostlarını korkuturken, allah da yalnız kendi dostlarını korkutuyor demek ki. Aradaki fark ne?

Bakara 107

Bilmez misin ki şüphesiz göklerin saltanatı da Allah'ındır, yeryüzünün saltanatı da ve sizin için Allah'tan başka ne bir dost vardır, ne bir yardımcı.

Kuran'da en kötü durum şirk = Allah'a ortak koşmak.

Kuran bu durumu şöyle ifade eder: "Onların Allah'dan başka dostları kalmaz".

Dikkat! Allah en büyük günahı işleyenin bile dostu olduğunu beyan ediyor.

Kişinin en son bir tane dostu kalmışsa, işte o son kalan Allah'dır.

İkinci tanım müminlerin durumu: "Onlar birbirlerinin dostlarıdır".

Neden? Çünkü mümin = iman eden ve iman etmek =,

Güzel düşünüp güzel davranmak, hayır ve barış için gayret.

Kişi ancak pozitivite aşamasına gelince dostlar edinir.

Ondan öncekiler çıkar ilişkileri ve ittifaklardır.

Üçüncü tanım ilim sahiplerine: "Onların Allah'dan başka dostları olmaz".

Neden? Çünkü ilim sahibi Tevhid'e = birlemeye = Bir 'e yaklaşmıştır.

Allah'dan başka varlık yoksa, her "dost" dediğimiz yine O'dur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Korku ve sevgi bir arada olmaz.

Birden fazla çocuğun varsa,

Bazıları öyledir bazılar böyle.

Baba isen sana fark etmez,

Hangisi korku hangisi sevgi.

Sen babalığını yaparsın,

Her birine ayrı, ona özel.

Korkuya korku aşka aşk.

Korktuğun şeyi sevmezsin ve saymazsın. ancak mecburen öyle görünürsün.

Mesela okul zamanımızda, kendini öğretmen zanneden dayakçı yobazlar vardı, hiçbirini sevmezdim. Nazik öğretmenlerin ise, hala başımın üstünde yeri vardır.

Kuran'da sevgi yok... öfke, nefret ve tehdit ise çok. Ben bu kitapta sevgiyi ve iyiliği çok aradım, ancak hep hayal kırıklığına uğradım.

Başlık sahibi arkadaş, kendi içindeki iyiliği kuran'a yansıtmaya çalışıyor. aslında onlar vicdanının sesleri. o yüzden "kuranı yanlış tanıtıyor" diye ayıplamıyorum.

İnanmak, insanı mutlu edebilir. gerçeklerin ise biraz maaliyeti var.

İzah ettiğim üzere,

Korkana korku dilinde,

Aşığa aşk dilinde,

Herkese kendi dilinde.

Kaldı ki konu Kuran'da değil.

Kişi neye baksa kendini görür,

Aşık da neye baksa aşkı görür.

Siz Kuran konuşuyorsunuz diye,

Ben aşkı Kuran'la anlatıyorum.

Siz başka konuşsanız,

Ben onla konuşurum.

Aşığa hepsi güzel.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuranı herkes anlamak istedigi sekilde anliyor.

Birisi hayir efendim cennet cehennem gercek degildir temsilidir derken baska birisi cennet de cehennem de gercektir iyiler cennete kötüler ve inanmayanlar ise cehenneme giderek orada iskence görecektir diyor.

Bu esnada aklima su soru geliyor.

Tanrı konustuysa neden herkes ikna olmadı ?

Yanlış anlama yok, farklı tekamül kademeleri var.

Kuran herkese kendi tekamül kademesinde apaçık.

Bak mesela sen, ateizm kademesindesin ve

Kuran'da anlamadığın, sorgulaman gereken hiç bir şey yok.

Ateizm düşüncelerinden eminsin çünkü ayetlerin hepsi sana apaçık.

Mistik metinlerin dilini çözmekteki ilk ve en büyük adım,

Tanrı'nın hiç bir yarattığını dışlamadığını, dışarıda bırakmadığını bilmek.

O'nun yarattıklarına hitabı mistik metinler, bir küçük grup entellektüele değil,

Binlerce yıl cahilinden alimine, 7 yaştaki halden 70 yaştaki hale rehberlik eder.

Senin sorun, "öğrenenlere neden diferansiyelden bahsedilmiyor?"

Rabb için üniversite öğrencisi de bir, ilkokul öğrencisi de bir.

Mistik metinler, her birine onların kendi dilinde seslenir,

Ve her tekamül yolcusu onda kendi ihtiyacını bulur.

Ateizm aşamasında olanlar örneğin.

Kuran onlara ateizm için bol bilgi veriyor,

Her okuyuşlarında "Allah yok işte" diyorlar.

Allah'ın olmadığını anlatan Allah olmasın?

Konu Allah'ın var olup olmadığı değil,

Allah'ın olmamasının onlar için en güzel hal olduğu,

Ve bununla ilgili onlara tam destek verilmekte olduğu.

Bir süre sonra başka bir hal en güzel hal olduğunda,

Bu sefer o hal için tam destek verilecek.

Ve bu böyle sürüp gidecek.

7 milyar Kuran var; her insana bir tane, onun kendi gönlündeki.

7 milyar İncil, 7 milyar Buddha, 7 milyar kuş, 7 milyar gökyüzü.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben söyleyeyim, tek bir tane, fazlaya gerek yok. Bu ayetin rezilliği ve kepazeliği yeter:

"kısas size yazıldı hüre hür köleye köle dişiye dişi". İğrenç yani, daha rezil kepaze etmeye başka şey gerekmez.

"Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında üzerinize kısas yazılmıştır. Hür kişiye karşılık hür, köleye karşılık köle, dişiye karşılık dişi1... Kim kardeşi tarafından herhangi bir şekilde affa uğrarsa, bu durumda örfü izlemek ve affedene en güzel biçimde bir ödeme yapmak gerekir2. İşte bu, Rabbinizden size bir hafifletme ve bir rahmettir3. Kim bundan sonra azgınlık ve düşmanlık ederse onun için korkunç bir azap vardır." Bakara 178

"O Kitap'ta onlar üzerine şöyle yazmıştık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş1... Yaralamalar karşılığında da kısas. Kim kısası bağışlarsa2, bu bağışlaması kendisi için günahlara bir perde olur3. Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir." Maide 45

1- Ceza hukuğunda buna azami ceza, cezanın üst sınırı denir: Bir suçun cezası en fazla kendisi kadardır. Öldürülen bir kişinin diyeti en fazla öldürenin kendisidir. Örneğin bir kişi öldü diye onun ailesinden intikam alınamaz.

2- Azami miktarı belli olan cezayı, suçtan zarar gören dilerse azaltabilir. Mesela bir kaza sonucu mal/can kaybına uğrayan, kazanın cezasını azaltabilir, affedebilir veya maddi cezaya çevirebilir.

3- Cezadaki bu hafifletme, hafifletenin kendi manevi dünyası için de. Şu yazı çok güzel anlatıyor: http://www.milliyet.com.tr/iranli-anne-anlatti-oglumun/dunya/detay/1873100/default.htm

Son olarak, artık devlet kurumlarının yönettiği dünyamızda, dikkat edersek yukarıdaki 3 madde ile çelişen bir durum yok:

1- Bir suçun cezası suçun kendinden büyük olamaz.

2- Kişiler değil ama kurumlar cezada hafifletmeye karar verir.

3- Davacı olup olmamak da kişinin affetme affetmememe alanı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında üzerinize kısas yazılmıştır. Hür kişiye karşılık hür, köleye karşılık köle, dişiye karşılık dişi1... Kim kardeşi tarafından herhangi bir şekilde affa uğrarsa, bu durumda örfü izlemek ve affedene en güzel biçimde bir ödeme yapmak gerekir2. İşte bu, Rabbinizden size bir hafifletme ve bir rahmettir3. Kim bundan sonra azgınlık ve düşmanlık ederse onun için korkunç bir azap vardır." Bakara 178

"O Kitap'ta onlar üzerine şöyle yazmıştık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş1... Yaralamalar karşılığında da kısas. Kim kısası bağışlarsa2, bu bağışlaması kendisi için günahlara bir perde olur3. Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir." Maide 45

1- Ceza hukuğunda buna azami ceza, cezanın üst sınırı denir: Bir suçun cezası en fazla kendisi kadardır. Öldürülen bir kişinin diyeti en fazla öldürenin kendisidir. Örneğin bir kişi öldü diye onun ailesinden intikam alınamaz.

2- Azami miktarı belli olan cezayı, suçtan zarar gören dilerse azaltabilir. Mesela bir kaza sonucu mal/can kaybına uğrayan, kazanın cezasını azaltabilir, affedebilir veya maddi cezaya çevirebilir.

3- Cezadaki bu hafifletme, hafifletenin kendi manevi dünyası için de. Şu yazı çok güzel anlatıyor: http://www.milliyet.com.tr/iranli-anne-anlatti-oglumun/dunya/detay/1873100/default.htm

Son olarak, artık devlet kurumlarının yönettiği dünyamızda, dikkat edersek yukarıdaki 3 madde ile çelişen bir durum yok:

1- Bir suçun cezası suçun kendinden büyük olamaz.

2- Kişiler değil ama kurumlar cezada hafifletmeye karar verir.

3- Davacı olup olmamak da kişinin affetme affetmememe alanı.

Bir kaç soru:

1. Neden "Ölen kişiye karşılık sadece öldüren kişi öldürülür." denmemiş de "Hür kişiye karşılık hür, köleye karşılık köle, dişiye karşılık dişi" denmiş? Sence benim yazdığım ifade mi daha mantıklı, düzgün ve adil yoksa Kuran'daki mi? Buna dürüstçe cevap verebilir misin?

2. İnsanlar neden hür, kadın veya köle diye ayrılmış?

3. Burada hür derken kimler kastediliyor? Kadın neden hür kategorisinde değil?

4. Maddi bir karşılık gözeterek bir cinayeti affetmek parası olanları cinayet işlemeğe teşvik etmek değil midir?

5. Ayrıca Maddiyat karşılığı bir cinayeti affetmek aynı zamanda adaletsizlik değil midir? Parası olan yırtsın, olmayan cezasını çeksin demek hangi adalet anlayışına sığar?

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Allah'ın olmadığını anlatan Allah olmasın?

Konu Allah'ın var olup olmadığı değil,

Allah'ın olmamasının onlar için en güzel hal olduğu,

Ve bununla ilgili onlara tam destek verilmekte olduğu.

Bir süre sonra başka bir hal en güzel hal olduğunda,

Bu sefer o hal için tam destek verilecek.

Ve bu böyle sürüp gidecek.

7 milyar Kuran var; her insana bir tane, onun kendi gönlündeki.

7 milyar İncil, 7 milyar Buddha, 7 milyar kuş, 7 milyar gökyüzü."

Hahaha oğlum siz ne kemiksiz adamlarsınız, daha ne kadar takla atırracaksınız allahınıza kafam almıyor, inanın zevkle izliyorum. İyi, 7 milyar kitap, her insana kendi yaratacağı bir din, tek bir allah diyorsanız sıkıntı yok bu allahınızın ne kadar aşşağılık ve adi olduğunu gösterir, allah olmadığını söyleyen allah yüzünden bir insan ateist oluyor, ama aynı allah yüzünden suriyede ateistler diri diri yakılıyor, kafaları kesiliyor, bağlanılıp üstlerine roketler sıkılıyor değil mi? İyi, tecavüz eden de allahın dinine inanıyor, adaletsizce adam öldüren, çocuklarla evlenen de ne de olsa 7 milyar paçavra var kafasında herkese özel.

Hı bak sana etik olarak ve sistemsel olarak hırsızlığın ne kadar yararlı bir eylem olduğunu, gerekli ve elzem olduğunu anlatır kanıtlarım apışıp kalırsın, illa yukarıdaki gibi benim için bile suç kavramına tekabül eden açıklaması olamayacak kabahatler gerekmiyor bu absürtlüğü görmeni sağlamak için. Senin tanıma göre bu da benim kuranım derim göt olursunuz, bir kuran hırsızlık yapma der diğeri yap der. Birbirimizi keseriz.

Sizin ben o düşünemeyen primat beyinlerinize osurayım, bu bir şeyin aynı anda hem var olduğunu hem de yok olduğunu söylemekle aynı şey.

Bunlar tartışıldı aslanlar, siz müslüman olduğunuz için bu leş topraklarda yaşadığınız batı kaynaklarına el sürmediğiniz için batının 300 yıl gerisindesiniz kafanız basmıyor.

tarihinde Ludovicotechniq tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran'da en kötü durum şirk = Allah'a ortak koşmak.

Kuran bu durumu şöyle ifade eder: "Onların Allah'dan başka dostları kalmaz".

Dikkat! Allah en büyük günahı işleyenin bile dostu olduğunu beyan ediyor.

Kişinin en son bir tane dostu kalmışsa, işte o son kalan Allah'dır.

İkinci tanım müminlerin durumu: "Onlar birbirlerinin dostlarıdır".

Neden? Çünkü mümin = iman eden ve iman etmek =,

Güzel düşünüp güzel davranmak, hayır ve barış için gayret.

Kişi ancak pozitivite aşamasına gelince dostlar edinir.

Ondan öncekiler çıkar ilişkileri ve ittifaklardır.

Üçüncü tanım ilim sahiplerine: "Onların Allah'dan başka dostları olmaz".

Neden? Çünkü ilim sahibi Tevhid'e = birlemeye = Bir 'e yaklaşmıştır.

Allah'dan başka varlık yoksa, her "dost" dediğimiz yine O'dur.

Bakara 257:

... İnanmayanlarınsa dostları Şeytan'dır, onları ışıktan karanlıklara götürür.

Nahl 63:

Andolsun Allah'a ki senden önce de ümmetlere peygamberler göndermiştik de Şeytan, onların yaptıkları şeyleri bezemiş, hoş göstermişti onlara ve o, bugün de dostudur onların ve onlara elemli bir azap var.

Zuhruf 36 :

Ve kim, rahmânı anmaktan yüz çevirirse ona bir Şeytan mûsâllat ederiz, artık o, arkadaş olur ona.

Allah şeytan mıdır bu durumda?

Farkında değilsiniz ya, kuranın zırvalarını ve çelişkilerini ortaya çıkartıp, bunları önünüze getirince de: bunu nasıl görmezden gelebilirim, nasıl üstünü örtebilirim diye uğraşıp duruyorsunuz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Saymaya gerek yok,

Senin için en olumsuz olan 3 ayeti söyle.

En kötülerden rasgele başlıyorum;

Nisâ Suresi 4/74: O hâlde, dünya hayatını ahiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, biz ona büyük bir mükâfat vereceğiz.

"öldürülmek" dendiğine göre kanlı savaşlardan bahsediyor. tüm insanlığa ve zamana hitap ettiği iddia edilen kitapta, böyle bir tavsiye kabul edilebilir mi?

Mükafat gelecek diye insan öldürürsek, asıl satmış olduğumuz vicdanımız ve insanlığımız değil midir?

Tevbe 9/28:

Ey iman edenler! Allah'a ortak koşanlar ancak bir pislikten ibarettir. Artık bu yıllarından sonra, Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar.

"pislik" dediğin insanların, öldürülmesini emretmesen bile, nefret algısı yarattığın ve değersizleştirdiğin için toplumu buna şartlandırmış olursun.

Ayrıca bu ayetde, sadece farklı inanışta olduğu için, ve sadece doğduğu ailenin inancını devam ettirdiği için insanlara "pislik" deniliyor.

Müslümanlar da kendi ailesinden gördüğü dini devam ettiriyor; o zaman bu kitap, farklı inançlara saygıyı nasıl öğretebilir?

Enfal 8/12: Hani Rabbin meleklere, “Ben sizinle beraberim. İman edenlere sebat verin. Ben kâfirlerin kalplerine korku salacağım.

Şimdi vurun boyunlarının üstüne. Vurun, onların bütün parmaklarına” diye vahyediyordu.

8/13:Bu, onların Allah’a ve Resûlüne karşı gelmelerindendir. Her kim de Allah’a ve Resûlüne karşı gelirse bilsin ki Allah'ın cezası şiddetlidir.

8/14: İşte şimdi siz tadın onu! Kâfirlere bir de cehennem azabı vardır.

Nedir bu kadar nefret ve öfke..? Herşeye gücü yeten, herşeyi kolaylıkla başaran bir varlıkta böyle bir nefret olabilir mi?

Dünyada her tarafının kopartılıp parçalanmasını istiyor ama hızını alamıyor, ayrıca öldükten sonra da işkence yapacağını söylüyor.

Bu insanlar, "zaten herşeyi istediği gibi yaratabilen" bu tanrıya ne yapmıştır ki, onlara bu kadar öfke dolu olabiliyor?

Bunun mantıklı bir açıklaması var mıdır?

tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Saymaya gerek yok,

Senin için en olumsuz olan 3 ayeti söyle.

Ben de söyleyeyim bari, sen de nasıl kıvırabilirim diye düşün:

Kehf/65-66. Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. Mûsâ ona, “Sana öğretilen bilgilerden bana, doğruya iletici bir bilgi öğretmen için sana tabi olayım mı?” dedi.

Kehf/74. Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi.

Kehf/80. “Çocuğa gelince, anası babası mü’min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.

Bu ayetlerde insanlığa verilmek istenen mesaj nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...