Jump to content

Kabe'nin İslam'daki Anlamı Nedir? (Kısaca)


Recommended Posts

İnternette sadece yüzeysel bilgiler gördüm. Kabenin tarihçesi yazıyor, İbrahim'e kabe'yi inşa etme görevi verildiği (Tanrı tarafından) yazıyor. Benim anlamadığım dini olarak bunun mantığı nedir? Tarihsel olarak sormuyorum. Yani örneğin Allah neden İbrahim'e "Kabe'yi yap" diyor İslam'a göre? Kabe nedir ki yapılması lazım?

Mitolojik, paganlık, ve tarihsel olarak Kabe hakkında bilgi bol. Benim merak ettiğim İslama göre Kabe tam olarak nedir? Yapının kendisi neden kutsaldır?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 57
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Adem temelleri atmış İbrahim inşa etmiştir.Yeryüzündeki ilk mescid olduğuna inanılır.Zemzem,Hacerul Esved gibi ek kutsalları da mevcuttur.Gerçekte ilk Kabe'nin neresi olduğu tespit edilememiştir.Çoğu caminin ilk kıble olarak Petra'ya baktığı söylenir.

tarihinde aykırıteolog tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

tüm insanlarla ilgilenen mantıklı bir tanrı var ise ....

Böyle kabeyi yap etrafında dön şeytan yerine oradaki bir yere taş at diye şeyler istiyebilmesi makul görünmüyor...

Ama birileri böyle yapmayı kendince uygun bulmuş tanrı böyle istiyor zannetmiş yahut iddia etmiş başkalarıda ona inanmış olabilir...

Ama hiç kimsenin aklına gelmemiş mi yahu bu tanrı bütün insanların hiçbir şekilde beceremeyeceği bu tür şeyleri neden istesin ki...

Yani orayı bileni var bilmeyeni desen yüzde doksan insanlık...

İnsanların acaba bütün dünyada bu kadar çok olduğunu bilmiyorlar mıydı...

eğer bir tanrı var ve bütün insanlardan bir şeyler istiyor ise...

Bu isteklerini içlerinden sadece birine bildirip diğerlerine sen duyur demesinde bir yanlışlık olduğunu görmek çok mu zor....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kabe'nin islamda iki anlamı var.

Birisi, Muhammed'in ilk döneminde, medine'de biti kanlanmadan önceki dönemde, kendi putperest dininin kutsal mekanı olarak haliyle bu mekanı kullanmasıydı.

Putperest, pagan dinlerin temel özelliklerinden birisi, tapınaklardır. Temel olarak, ibadetler bu tapınaklarda yapılır. Aslında, tapınaklar birer sunaktır. Yani buralarda tanrılara yada putlara, hediyeler, adaklar sunulur. Elbette birileri de bu adakları afiyetle yer. Bu başka mevzu. Ama ibadet temelde böyledir. Orada putlar, ikonlar bulunur ve karşısında dua filan edilir. Muhammed'de ilk döneminde diğer putları reddedip, tek bir puta milleti davet eder. Tahminimce onu güdüleyenler, bunu istiyordu, put keşmekeşi işleri bozmaya başlamıştı.

Diğer yandan, bu merkezler "hac" dediğimiz, bu ibadetleri yerine getirmek için bu tapınaklara gelmeyi kapsayan bir görev üstlenirler. Bu gelenler adaklar, hediyeler getirir. Aynı zamanda ticaret imkanı sağlarlar. Bu hele o dönem için böyle bir gelir kapısı terk edilemeyecek bir şeydi.

Nitekim, muhammedin son zamanları ve ölümünü takiben, güçlenen, yağmacılıkla buradan gelecek dini turizm gelirlerine ihtiyacı kalmayan müslümanların ilk işlerindne biri kabeyi yıkmak olmuştur.

Fakat, işte o muhammedin ilk başta ortaya koyduğu tapınk, sunak yeri ortadan kaldırılamamış ve bugüne kadar sürüp gelmiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Peki neden Kabe?


Kabe’nin Müslüman bilinç ve insanlık tarihi açısından önem ve anlamı nedir?


Bunu dört maddede özetlememiz mümkündür;


1- Antropolojik anlamı: Kâbe insan soyunun ilk ortaya çıktığı veya göründüğü yerdir. Öyle görünüyor ki ilk çekirdek aile/aileler Kâbe’de veya civarında yeryüzünde görünmeye başlamıştır. Oradan çoğalarak yeryüzüne dağılmışlardır. Bu nedenle her yıl insanlık, hac mevsiminde, ilk çıktıkları insanlık köküne dönmeye, haccetmeye çağırılırlar.


2- Sosyolojik anlamı: Her yıl hac mevsiminde insanlar atalarının yeryüzünde göründükleri, ilk yurtlandıkları yerlerde toplanırlar. Aralarında sonradan oluşmuş her tür statü, ırk, cinsiyet, dil ve sahte din ayrılıklarını bir kenara bırakarak beyaz kefenlere bürünürler. İlk doğal hallerine dönerler. Tam bir eşitlik içinde insanlık gösterisi yaparlar.


3- Kozmolojik anlamı: Evrende maddî bir merkez bulunmamaktadır. Kâinat Allah’ın yed-i kudreti (kozmik gücü) ile ayakta durmaktadır. Allah’ın kozmik gücü evrenin potansiyelliğine sinmiştir. Bu anlamda Allah yerlerin ve göklerin nurudur (enerjisi, ruhu, canlılığı). Bütün evren Allah’ın sınırsız ve boyutsuz gücü etrafında dönmektedir. Kâbe etrafında dönme (tavaf) işte bu kozmolojik döngüye sosyolojik katılımdır. Evrenin sahibi değil mensubu olduğumuzun ilânıdır. Burada tavaf sembolizmi ile tevhidi dünya görüşünün birlik (ehad) ve bütünlük (samed) merkezli muazzam mesajı verilmektedir.


4- Teolojik anlamı: Kâbe, Kuran’da geçtiği gibi, aynı zamanda, Allah’ın sembolik evidir (beytullah). İnsanlar için yapılmış en eski evdir (evvelu’l-beyt, beytu’l-atik). İnsanların ilk göründüğü, etrafında toplaştığı yere Allah’ın evi denmesi, Allah ile insanın ontolojik buluşmasını sembolize eder. Allah’ın bütün varlığa yayılan sevgi ve merhametini (rahmet), kendi vicdanımızda bulup yakaladığımız an (vecd/vicdan) Allah ile buluşmuş oluruz. Buradan Allah ile kozmik bir yolculuk halinde olduğumuzu anlarız. İşte Kâbe bu buluşmanın sembolik olarak gerçekleştiği yerdir. Kâbe, aşağıdan yukarıya doğru (antropoloji) Âdem’in, yukarıdan aşağıya doğru (teoloji) Allah’ın evidir…


Bu anlamda Kâbe üç kez yeniden ayağa dikilmiştir. Âdem ve Havva (Adem ve Havvalar; ilk insanlar) ilk kez yapmış, İbrahim eski temelleri üzerine yeniden inşa etmiş, Muhammed (s.a.v) de asıl fonksiyonuna tekrar kavuşturmuştur.


Bunun için Kâbe insanlık tarihinin merkezidir.


Tevhit, adalet ve özgürlük mücadelesinin, çağlar boyu sürmüş ve sürecek basit fakat görkemli anıtı, “orada öylece durarak” zaman zaman yolunu şaşırmış insanlığa yol gösteren (huda) bir hatırlatma, anma (zikra) ve titreyip kendine gelme yeridir.


Orası sadece, o ada ismen “Müslümanlığın” değil “insanlığın” merkezidir. Bir dine değil bütün insanlığa aittir. Kâbe’nin bulunduğu şehir (Mekke) bu nedenle bir anlamda “Evrensel Barış ve Adalet Yurdu’nun” (Dârus-selâm) kalbidir. Bu nedenle ortak bir ümmet plâtformu tarafından yönetilmesi ve buna bağlı bir barış gücü tarafından korunması gerekir…

(ihsan eliaçık, alıntı) link :


Link to post
Sitelerde Paylaş
Peki neden Kabe?
Kabe’nin Müslüman bilinç ve insanlık tarihi açısından önem ve anlamı nedir?
Bunu dört maddede özetlememiz mümkündür;
1- Antropolojik anlamı: Kâbe insan soyunun ilk ortaya çıktığı veya göründüğü yerdir. Öyle görünüyor ki ilk çekirdek aile/aileler Kâbe’de veya civarında yeryüzünde görünmeye başlamıştır. Oradan çoğalarak yeryüzüne dağılmışlardır. Bu nedenle her yıl insanlık, hac mevsiminde, ilk çıktıkları insanlık köküne dönmeye, haccetmeye çağırılırlar.
2- Sosyolojik anlamı: Her yıl hac mevsiminde insanlar atalarının yeryüzünde göründükleri, ilk yurtlandıkları yerlerde toplanırlar. Aralarında sonradan oluşmuş her tür statü, ırk, cinsiyet, dil ve sahte din ayrılıklarını bir kenara bırakarak beyaz kefenlere bürünürler. İlk doğal hallerine dönerler. Tam bir eşitlik içinde insanlık gösterisi yaparlar.
3- Kozmolojik anlamı: Evrende maddî bir merkez bulunmamaktadır. Kâinat Allah’ın yed-i kudreti (kozmik gücü) ile ayakta durmaktadır. Allah’ın kozmik gücü evrenin potansiyelliğine sinmiştir. Bu anlamda Allah yerlerin ve göklerin nurudur (enerjisi, ruhu, canlılığı). Bütün evren Allah’ın sınırsız ve boyutsuz gücü etrafında dönmektedir. Kâbe etrafında dönme (tavaf) işte bu kozmolojik döngüye sosyolojik katılımdır. Evrenin sahibi değil mensubu olduğumuzun ilânıdır. Burada tavaf sembolizmi ile tevhidi dünya görüşünün birlik (ehad) ve bütünlük (samed) merkezli muazzam mesajı verilmektedir.
4- Teolojik anlamı: Kâbe, Kuran’da geçtiği gibi, aynı zamanda, Allah’ın sembolik evidir (beytullah). İnsanlar için yapılmış en eski evdir (evvelu’l-beyt, beytu’l-atik). İnsanların ilk göründüğü, etrafında toplaştığı yere Allah’ın evi denmesi, Allah ile insanın ontolojik buluşmasını sembolize eder. Allah’ın bütün varlığa yayılan sevgi ve merhametini (rahmet), kendi vicdanımızda bulup yakaladığımız an (vecd/vicdan) Allah ile buluşmuş oluruz. Buradan Allah ile kozmik bir yolculuk halinde olduğumuzu anlarız. İşte Kâbe bu buluşmanın sembolik olarak gerçekleştiği yerdir. Kâbe, aşağıdan yukarıya doğru (antropoloji) Âdem’in, yukarıdan aşağıya doğru (teoloji) Allah’ın evidir…
Bu anlamda Kâbe üç kez yeniden ayağa dikilmiştir. Âdem ve Havva (Adem ve Havvalar; ilk insanlar) ilk kez yapmış, İbrahim eski temelleri üzerine yeniden inşa etmiş, Muhammed (s.a.v) de asıl fonksiyonuna tekrar kavuşturmuştur.
Bunun için Kâbe insanlık tarihinin merkezidir.
Tevhit, adalet ve özgürlük mücadelesinin, çağlar boyu sürmüş ve sürecek basit fakat görkemli anıtı, “orada öylece durarak” zaman zaman yolunu şaşırmış insanlığa yol gösteren (huda) bir hatırlatma, anma (zikra) ve titreyip kendine gelme yeridir.
Orası sadece, o ada ismen “Müslümanlığın” değil “insanlığın” merkezidir. Bir dine değil bütün insanlığa aittir. Kâbe’nin bulunduğu şehir (Mekke) bu nedenle bir anlamda “Evrensel Barış ve Adalet Yurdu’nun” (Dârus-selâm) kalbidir. Bu nedenle ortak bir ümmet plâtformu tarafından yönetilmesi ve buna bağlı bir barış gücü tarafından korunması gerekir…
(ihsan eliaçık, alıntı) link :

Ne yediysen fena gaz yapmış....

Ama kabenin islam açısından ne anlama geldiğini özetliyor basitçe. Elbette hepsi zırvalık, osuruktan teyyare, o ayrı mesele..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne yediysen fena gaz yapmış....

Ama kabenin islam açısından ne anlama geldiğini özetliyor basitçe. Elbette hepsi zırvalık, osuruktan teyyare, o ayrı mesele..

bunu yazmak için mi alıntı yaptın saygısızlık yapma yazdığın iki kelimeyle gelip bana çatacaksan mesajlarımı görmezden gel ,alıntı yapma bana ,yapacaksanda saygı çerçevesinde yap lütfen

Link to post
Sitelerde Paylaş

bunu yazmak için mi alıntı yaptın saygısızlık yapma yazdığın iki kelimeyle gelip bana çatacaksan mesajlarımı görmezden gel ,alıntı yapma bana ,yapacaksanda saygı çerçevesinde yap lütfen

İyi de yalana saygı duymak günahtır İslam'da.

Sen şu an zırvalıyor ve yalan söylüyorsun yazdıklarının hiçbir tarihi dayanağı yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki neden Kabe?[/size]

[/size]

Kabe’nin Müslüman bilinç ve insanlık tarihi açısından önem ve anlamı nedir?[/size]

[/size]

Bunu dört maddede özetlememiz mümkündür;[/size]

[/size]

1- Antropolojik anlamı: Kâbe insan soyunun ilk ortaya çıktığı veya göründüğü yerdir. Öyle görünüyor ki ilk çekirdek aile/aileler Kâbe’de veya civarında yeryüzünde görünmeye başlamıştır. Oradan çoğalarak yeryüzüne dağılmışlardır. Bu nedenle her yıl insanlık, hac mevsiminde, ilk çıktıkları insanlık köküne dönmeye, haccetmeye çağırılırlar.[/size]

[/size]

2- Sosyolojik anlamı: Her yıl hac mevsiminde insanlar atalarının yeryüzünde göründükleri, ilk yurtlandıkları yerlerde toplanırlar. Aralarında sonradan oluşmuş her tür statü, ırk, cinsiyet, dil ve sahte din ayrılıklarını bir kenara bırakarak beyaz kefenlere bürünürler. İlk doğal hallerine dönerler. Tam bir eşitlik içinde insanlık gösterisi yaparlar.[/size]

[/size]

3- Kozmolojik anlamı: Evrende maddî bir merkez bulunmamaktadır. Kâinat Allah’ın yed-i kudreti (kozmik gücü) ile ayakta durmaktadır. Allah’ın kozmik gücü evrenin potansiyelliğine sinmiştir. Bu anlamda Allah yerlerin ve göklerin nurudur (enerjisi, ruhu, canlılığı). Bütün evren Allah’ın sınırsız ve boyutsuz gücü etrafında dönmektedir. Kâbe etrafında dönme (tavaf) işte bu kozmolojik döngüye sosyolojik katılımdır. Evrenin sahibi değil mensubu olduğumuzun ilânıdır. Burada tavaf sembolizmi ile tevhidi dünya görüşünün birlik (ehad) ve bütünlük (samed) merkezli muazzam mesajı verilmektedir.[/size]

[/size]

4- Teolojik anlamı: Kâbe, Kuran’da geçtiği gibi, aynı zamanda, Allah’ın sembolik evidir (beytullah). İnsanlar için yapılmış en eski evdir (evvelu’l-beyt, beytu’l-atik). İnsanların ilk göründüğü, etrafında toplaştığı yere Allah’ın evi denmesi, Allah ile insanın ontolojik buluşmasını sembolize eder. Allah’ın bütün varlığa yayılan sevgi ve merhametini (rahmet), kendi vicdanımızda bulup yakaladığımız an (vecd/vicdan) Allah ile buluşmuş oluruz. Buradan Allah ile kozmik bir yolculuk halinde olduğumuzu anlarız. İşte Kâbe bu buluşmanın sembolik olarak gerçekleştiği yerdir. Kâbe, aşağıdan yukarıya doğru (antropoloji) Âdem’in, yukarıdan aşağıya doğru (teoloji) Allah’ın evidir…[/size]

[/size]

Bu anlamda Kâbe üç kez yeniden ayağa dikilmiştir. Âdem ve Havva (Adem ve Havvalar; ilk insanlar) ilk kez yapmış, İbrahim eski temelleri üzerine yeniden inşa etmiş, Muhammed (s.a.v) de asıl fonksiyonuna tekrar kavuşturmuştur.[/size]

[/size]

Bunun için Kâbe insanlık tarihinin merkezidir.[/size]

[/size]

Tevhit, adalet ve özgürlük mücadelesinin, çağlar boyu sürmüş ve sürecek basit fakat görkemli anıtı, “orada öylece durarak” zaman zaman yolunu şaşırmış insanlığa yol gösteren (huda) bir hatırlatma, anma (zikra) ve titreyip kendine gelme yeridir.[/size]

[/size]

Orası sadece, o ada ismen “Müslümanlığın” değil “insanlığın” merkezidir. Bir dine değil bütün insanlığa aittir. Kâbe’nin bulunduğu şehir (Mekke) bu nedenle bir anlamda “Evrensel Barış ve Adalet Yurdu’nun” (Dârus-selâm) kalbidir. Bu nedenle ortak bir ümmet plâtformu tarafından yönetilmesi ve buna bağlı bir barış gücü tarafından korunması gerekir…[/size]

(ihsan eliaçık, alıntı) link :[/size]

http://www.ihsaneliacik.com/2011/11/05/ibrahimin-kuslari-baris-ve-esenlik-bayrami/

Musaf ta kabe geçiyor mu !! ?

Alıntına sağlık...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Meryem konusunda ne sordun?

İslam'ın Hristiyan kökenli olduğunu düşünüyorsun ama işte biliyorsun ki en çok tartışılan konulardan birisi Meryem'in Peygamber Miryam'la soy bağıyla ve harunla İmran bağıyla karıştırılması dedim.tabi daha kısa şekilde.

Size sorduğumu sordum eğer İslam Rahiplerin uydurmasıysa bu nasıl bir hatadır dedim.

Haman'ı ve diğer hataları da yazacaktım da en popüler olan geldi aklıma.

Cevap vermedi keza ilgilenmiyo yazılanlara ve zaten daha çok Romayla lgileniyo şu an sanırım kiabı çıkmış falan diye duydum hatalı değilsem.

Sebeos'u da sormak lazım.O video ona cevap olarak yapılmış başlığı okursan.Belki yanıt verir.

tarihinde aykırıteolog tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Peki neden Kabe?
Kabe’nin Müslüman bilinç ve insanlık tarihi açısından önem ve anlamı nedir?
Bunu dört maddede özetlememiz mümkündür;
1- Antropolojik anlamı: Kâbe insan soyunun ilk ortaya çıktığı veya göründüğü yerdir. Öyle görünüyor ki ilk çekirdek aile/aileler Kâbe’de veya civarında yeryüzünde görünmeye başlamıştır. Oradan çoğalarak yeryüzüne dağılmışlardır. Bu nedenle her yıl insanlık, hac mevsiminde, ilk çıktıkları insanlık köküne dönmeye, haccetmeye çağırılırlar.
2- Sosyolojik anlamı: Her yıl hac mevsiminde insanlar atalarının yeryüzünde göründükleri, ilk yurtlandıkları yerlerde toplanırlar. Aralarında sonradan oluşmuş her tür statü, ırk, cinsiyet, dil ve sahte din ayrılıklarını bir kenara bırakarak beyaz kefenlere bürünürler. İlk doğal hallerine dönerler. Tam bir eşitlik içinde insanlık gösterisi yaparlar.
3- Kozmolojik anlamı: Evrende maddî bir merkez bulunmamaktadır. Kâinat Allah’ın yed-i kudreti (kozmik gücü) ile ayakta durmaktadır. Allah’ın kozmik gücü evrenin potansiyelliğine sinmiştir. Bu anlamda Allah yerlerin ve göklerin nurudur (enerjisi, ruhu, canlılığı). Bütün evren Allah’ın sınırsız ve boyutsuz gücü etrafında dönmektedir. Kâbe etrafında dönme (tavaf) işte bu kozmolojik döngüye sosyolojik katılımdır. Evrenin sahibi değil mensubu olduğumuzun ilânıdır. Burada tavaf sembolizmi ile tevhidi dünya görüşünün birlik (ehad) ve bütünlük (samed) merkezli muazzam mesajı verilmektedir.
4- Teolojik anlamı: Kâbe, Kuran’da geçtiği gibi, aynı zamanda, Allah’ın sembolik evidir (beytullah). İnsanlar için yapılmış en eski evdir (evvelu’l-beyt, beytu’l-atik). İnsanların ilk göründüğü, etrafında toplaştığı yere Allah’ın evi denmesi, Allah ile insanın ontolojik buluşmasını sembolize eder. Allah’ın bütün varlığa yayılan sevgi ve merhametini (rahmet), kendi vicdanımızda bulup yakaladığımız an (vecd/vicdan) Allah ile buluşmuş oluruz. Buradan Allah ile kozmik bir yolculuk halinde olduğumuzu anlarız. İşte Kâbe bu buluşmanın sembolik olarak gerçekleştiği yerdir. Kâbe, aşağıdan yukarıya doğru (antropoloji) Âdem’in, yukarıdan aşağıya doğru (teoloji) Allah’ın evidir…
Bu anlamda Kâbe üç kez yeniden ayağa dikilmiştir. Âdem ve Havva (Adem ve Havvalar; ilk insanlar) ilk kez yapmış, İbrahim eski temelleri üzerine yeniden inşa etmiş, Muhammed (s.a.v) de asıl fonksiyonuna tekrar kavuşturmuştur.
Bunun için Kâbe insanlık tarihinin merkezidir.
Tevhit, adalet ve özgürlük mücadelesinin, çağlar boyu sürmüş ve sürecek basit fakat görkemli anıtı, “orada öylece durarak” zaman zaman yolunu şaşırmış insanlığa yol gösteren (huda) bir hatırlatma, anma (zikra) ve titreyip kendine gelme yeridir.
Orası sadece, o ada ismen “Müslümanlığın” değil “insanlığın” merkezidir. Bir dine değil bütün insanlığa aittir. Kâbe’nin bulunduğu şehir (Mekke) bu nedenle bir anlamda “Evrensel Barış ve Adalet Yurdu’nun” (Dârus-selâm) kalbidir. Bu nedenle ortak bir ümmet plâtformu tarafından yönetilmesi ve buna bağlı bir barış gücü tarafından korunması gerekir…
(ihsan eliaçık, alıntı) link :

dur dur!! Cekirdegimi kaptim geldim, eee sonra nolmus? Eglenceli bir masala benziyor da....

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam'ın Hristiyan kökenli olduğunu düşünüyorsun ama işte biliyorsun ki en çok tartışılan konulardan birisi Meryem'in Peygamber Miryam'la soy bağıyla ve harunla İmran bağıyla karıştırılması dedim.tabi daha kısa şekilde.

Size sorduğumu sordum eğer İslam Rahiplerin uydurmasıysa bu nasıl bir hatadır dedim.

Haman'ı ve diğer hataları da yazacaktım da en popüler olan geldi aklıma.

Cevap vermedi keza ilgilenmiyo yazılanlara ve zaten daha çok Romayla lgileniyo şu an sanırım kiabı çıkmış falan diye duydum hatalı değilsem.

Sebeos'u da sormak lazım.O video ona cevap olarak yapılmış başlığı okursan.Belki yanıt verir.

Belki aradığın cevap şu olabilir..

Mısır'da,Yunan'da veya ortadoğudaki pagan bilgeler,kendi ölen/dirilen tanrılarının yazıldığı mitleri asla değiştirilemez olarak görmüyorlardı..Bu yazılanlar onlara göre alegorikti..Yazılanların değiştirilmesi,birleştirilmesi filan umurlarında olmazdı..

Hristiyan gnostikler açısından da bu durum geçerliydi..

Tertullian gnostikler için şöyle diyor;

''Onların her biri almış oldukları gelenekleri,tıpkı bunları onlara nakleden kişinin kendi istencine göre değiştirmiş olduğu gibi,kendi mizacına uygun şekilde değiştirir..''

Nat Geo'nun Kuran belgeselinde veya Kuran'ın nasıl yazıldığını söyleyen hadislerde gördüğümüz şey de budur..Sürekli değiştirilen bir Kuran..!

Bu gerçek,Kuran'ın gnostisizm ile bağını kanıtlar..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Belki aradığın cevap şu olabilir..

Mısır'da,Yunan'da veya ortadoğudaki pagan bilgeler,kendi ölen/dirilen tanrılarının yazıldığı mitleri asla değiştirilemez olarak görmüyorlardı..Bu yazılanlar onlara göre alegorikti..Yazılanların değiştirilmesi,birleştirilmesi filan umurlarında olmazdı..

Hristiyan gnostikler açısından da bu durum geçerliydi..

Tertullian gnostikler için şöyle diyor;

''Onların her biri almış oldukları gelenekleri,tıpkı bunları onlara nakleden kişinin kendi istencine göre değiştirmiş olduğu gibi,kendi mizacına uygun şekilde değiştirir..''

Nat Geo'nun Kuran belgeselinde veya Kuran'ın nasıl yazıldığını söyleyen hadislerde gördüğümüz şey de budur..Sürekli değiştirilen bir Kuran..!

Bu gerçek,Kuran'ın gnostisizm ile bağını kanıtlar..

Kuran'ı Aramice okusak Puin'in çözdüğü birkaç çelişkiyi çözeriz belki de bilemiyorum.Belkide Kuran Süryanice okunsa aslında Muhammed'in İncili olduğu ortaya çıkacaktır onu da bilemem.

tarihinde aykırıteolog tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...