Jump to content

Atatürk neden böyle yapti


Recommended Posts

Herkese merhaba. lütfen beni mazur görün. Atatürkü suçlamak haddim degildir. Eskiden atatürkü sevmezdim. Çünkü çevremdekiler hep atatürk bir sürü hocayı haciyi öldürttü. Arapcayı kaldırıp insanlari bir günde cahil etti. Evlerde kuran okutmadı. Ezan okutmadı. Kendi fikrine karsi cıkanı susturdu. Diktatördü.

Arkadaşlarımla tartışırken herkes böyle diyo. Atatürk eğer böyle yaptıysa bu laiklige sıgarmı

Link to post
Sitelerde Paylaş

Herkese merhaba. lütfen beni mazur görün. Atatürkü suçlamak haddim degildir. Eskiden atatürkü sevmezdim. Çünkü çevremdekiler hep atatürk bir sürü hocayı haciyi öldürttü. Arapcayı kaldırıp insanlari bir günde cahil etti. Evlerde kuran okutmadı. Ezan okutmadı. Kendi fikrine karsi cıkanı susturdu. Diktatördü.

Arkadaşlarımla tartışırken herkes böyle diyo. Atatürk eğer böyle yaptıysa bu laiklige sıgarmı

Soru çok saçma önce bakacağım yer müslüman toplumlar hepsi okumus bilim adamı gibi duruyorlar mi?

Arabistan dan irana kadar bak en gelişmiş müslüman ülke neresi Ozamn bu sorunun saçmalığı anlayacaksın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hepsi yalandır.Arapça harflerinin yerine konan Latince yazıyı sökmek en fazla 3 gününü alır insanın.Bilakis Latincenin gelmesiyle okuma yazma oranı artmıştır.Hacı Hocamı öldürttü? Atatürkün en büyük zafiyeti şudur:Saidi Kürdiyi çağırır yanına.Ona bir ilahiyat fakültesi kuracağını ve kendisinide bu fakülteye Dekan yapmak istediğini söyler.Saidi Kürdi terbiyesiz ve laubali bir tavırla Atatürke sorar:"Sen namaz Kılıyonmuuu?"Atatürk hayır der.Kürdi yine aynı laubalilikle Sen MERDUTSUN ben sana Hizmet etmem! .İşte keşke o zaman o Koskoca paşam o terbiyesizin ağzına bir Osmanlı tokadı çakacaktıki! Hanyayı Konyayı anlaya.Birde Atatürke Dikatatör derler ya?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürk en az zayiatla yapılabilecek en büyük işleri başarmıştır. İyice kuduranlardan başkasını öldürtmemiştir. Kuduranı da itlaftan başka çare yoktur. En az cana malolacak şekilde davranmıştır. Halkı daha da fazla ezemezdi, bu halk onlarca cephede evlatlarını binlerle kaybetmiş, yıkılmış çökmüş mahvolmuş bir imparatorluktan arta kalan, buna rağmen kurtuluş savaşını kazanmış bir halktı.

Samsun'dan Erzurum'a külüstür bir otomobille giderken otomobilin arıza yaptığı bir sırada bir köylü ile konuşması çarpıcıdır. Köylüye "düşman kapına yaklaşmış, sen sabanla toprak süreceğim diye uğraşıyorsun" dediğinde köylü kaç tane dul ve yetime baktığını, herkesin savaşlarda öldüğünü, onlara bakacak bir kendisinin kaldığını anlatınca durumun bu kadar vahim olduğunu, ama buna rağmen bu halktan bir ordu toplamak gerektiğini söylemişti.

Yeniçeri'nin de dediği gibi Saidi Kürdi'yi filan aslında affetmemesi gerekirdi. Ama katline fetva verenlere katılıp bu ölüm fetvasına imza atmaktan geri durmasının hatırına onu affetti. İskilipli Atıf gibiler hem de "bu köpeğin gebertilmesi vaciptir" yazan bu fetvaya imza atmışlardı. Saidi Kürdi ise ne düşündüyse bunu imzalamaktan geri durdu. Fakat yine de İstanbul'da İngilizlerin kucağında oturup onların milli mücadeleyi ezmelerini bekleyen, mücadeleye hiç katkı yapmayan bu adamı affetmemesi gerekirdi. Milli mücadeleyi en çok köstekleyen teali islam ve Kürt teali cemiyetlerinin ikisinin de üyesiydi bu herif. Bunu affetmesi sonra nelere yol açtı gördük. Atatürk'ün bir hatası varsa bu herifi affetmesidir. İmza atmadıysa hinlik düşündü de atmadı. Bu sinsi herifi asla affetmemeliydi.

Atatürk tüm saldırı savaşlarının cinayet olduğunu, savaşın ancak savunma amaçlı meşru olduğunu söyleyen büyük bir lider ve yapılabilecekleri en az zorlamayla yapmayı başaran büyük bir devrimcidir. Kısa zamanda çok büyük devrimler başardı. Bir insanın elinden ancak bu kadarı gelebilirdi. Başkası olsa onun yaptıklarını asla başaramazdı. Onun mirasını sonradan gelenler hoyratça yememiş ve yaptıklarının üzerine hiç bir şey yapmamış olmasaydı bugün çok daha ilerde olmamız gerekirdi. Atatürk'ün talihsizliği, başına geçtiği halka çok fazla büyük gelmesidir.

Kısa sürede cahil, yobaz bir ümmetten kısmen modern bir ulus çıkarmayı başardı. Ölümünden sonra biraz daha ilerlenebilse, bugün çok başka bir konumda olurduk. Öldüğü anda devrimleri durmuştur. Tek adım daha ileri gidilememiş, hep geriye gidilmiş, hep devrimleri yozlaştırılmıştır. Mirasını yiye yiye, kazanımlarını küçümseye küçümseye bitiremediler. Hazıra dağ dayanmaz, Atatürk'ün muazzam mirası ise hâla dayanıyor. Ne büyükmüş ki yediler, içtiler, bitiremediler.

Bugün yobazlık yuvaları haline getirilen imam hatipleri ne yazık ki onun ölümünden sonra mirasını har vurup harman savuran kendi partisi açmıştır. Kurduğu Köy Enstitülerini o parti kapatmıştır. "İstikbal göklerdedir" diyerek kurduğu uçak fabrikasını da önce kurduğu parti işlevsiz hale getirmiş, sonra da devrim düşmanları tamamen ortadan kaldırmışlardır. Bu fabrika dünya standardında uçak üretiyordu. Kurulabilmiş bir otomobil fabrikasını da kapatmak için en küçük bahaneye bakmışlardır. Bir otomobil arıza yaptı diye, bir uçak düştü diye fabrikalar kapatılır mı, kapattılar.

O yüzden olmaz bu halk, olmaz da, Atatürk meşaleyi bir kez yaktı, umudu bir kez ateşledi, geri dönemiyor, bu halktan umut etmeyi çok zayıf da olsa sürdürüyoruz. Bu halk modern bir ulus olur diye hâla tünelin ucunda iğne ucu kadar bir ışık görmekten kurtulamıyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Herkese merhaba. lütfen beni mazur görün. Atatürkü suçlamak haddim degildir. Eskiden atatürkü sevmezdim. Çünkü çevremdekiler hep atatürk bir sürü hocayı haciyi öldürttü. Arapcayı kaldırıp insanlari bir günde cahil etti. Evlerde kuran okutmadı. Ezan okutmadı. Kendi fikrine karsi cıkanı susturdu. Diktatördü.

Arkadaşlarımla tartışırken herkes böyle diyo. Atatürk eğer böyle yaptıysa bu laiklige sıgarmı

Dincilerin yalandan başka hiç bir şeyi yoktur. Hatırla, bir zamanlar türbanlı bacılarının üstünde, kabataşta, bir sürü üstü çıplak, deri eldivenli birileri işemişti.

Bunların da hepsi yalan. Okur yazar mı vardı ki, herkes bir günde cahil olmuş? Gerçi bu da değil mesele. Mesele, olayı anlamayan bu cahil ve yalancıların cehaleti. Bırakın bundan önce okuma yazma bilen kaç kişi vardı gibi gereksiz tartışmaları. Atatürk, bunu yapınca, kitapları toplatıp yaktırmış mı? Kalemleri kırıp atmış, mürekkepleri denize mi dökmüş? Madem millet cahil değildi, kim onlara okumayın demiş ki? Kitap ordaydı, niye okumamış? Kalem ordaydı niye yazmamış?

Sanki böyle, bir gecede herkesin kafasındaki okuma yazma silinmişte, tüm yazılar yok edilmişte... bunu bile düşünemeyecek kadar embesil olmayın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürk en az zayiatla yapılabilecek en büyük işleri başarmıştır. İyice kuduranlardan başkasını öldürtmemiştir. Kuduranı da itlaftan başka çare yoktur. En az cana malolacak şekilde davranmıştır. Halkı daha da fazla ezemezdi, bu halk onlarca cephede evlatlarını binlerle kaybetmiş, yıkılmış çökmüş mahvolmuş bir imparatorluktan arta kalan, buna rağmen kurtuluş savaşını kazanmış bir halktı.

Samsun'dan Erzurum'a külüstür bir otomobille giderken otomobilin arıza yaptığı bir sırada bir köylü ile konuşması çarpıcıdır. Köylüye "düşman kapına yaklaşmış, sen sabanla toprak süreceğim diye uğraşıyorsun" dediğinde köylü kaç tane dul ve yetime baktığını, herkesin savaşlarda öldüğünü, onlara bakacak bir kendisinin kaldığını anlatınca durumun bu kadar vahim olduğunu, ama buna rağmen bu halktan bir ordu toplamak gerektiğini söylemişti.

Yeniçeri'nin de dediği gibi Saidi Kürdi'yi filan aslında affetmemesi gerekirdi. Ama katline fetva verenlere katılıp bu ölüm fetvasına imza atmaktan geri durmasının hatırına onu affetti. İskilipli Atıf gibiler hem de "bu köpeğin gebertilmesi vaciptir" yazan bu fetvaya imza atmışlardı. Saidi Kürdi ise ne düşündüyse bunu imzalamaktan geri durdu. Fakat yine de İstanbul'da İngilizlerin kucağında oturup onların milli mücadeleyi ezmelerini bekleyen, mücadeleye hiç katkı yapmayan bu adamı affetmemesi gerekirdi. Milli mücadeleyi en çok köstekleyen teali islam ve Kürt teali cemiyetlerinin ikisinin de üyesiydi bu herif. Bunu affetmesi sonra nelere yol açtı gördük. Atatürk'ün bir hatası varsa bu herifi affetmesidir. İmza atmadıysa hinlik düşündü de atmadı. Bu sinsi herifi asla affetmemeliydi.

Atatürk tüm saldırı savaşlarının cinayet olduğunu, savaşın ancak savunma amaçlı meşru olduğunu söyleyen büyük bir lider ve yapılabilecekleri en az zorlamayla yapmayı başaran büyük bir devrimcidir. Kısa zamanda çok büyük devrimler başardı. Bir insanın elinden ancak bu kadarı gelebilirdi. Başkası olsa onun yaptıklarını asla başaramazdı. Onun mirasını sonradan gelenler hoyratça yememiş ve yaptıklarının üzerine hiç bir şey yapmamış olmasaydı bugün çok daha ilerde olmamız gerekirdi. Atatürk'ün talihsizliği, başına geçtiği halka çok fazla büyük gelmesidir.

Kısa sürede cahil, yobaz bir ümmetten kısmen modern bir ulus çıkarmayı başardı. Ölümünden sonra biraz daha ilerlenebilse, bugün çok başka bir konumda olurduk. Öldüğü anda devrimleri durmuştur. Tek adım daha ileri gidilememiş, hep geriye gidilmiş, hep devrimleri yozlaştırılmıştır. Mirasını yiye yiye, kazanımlarını küçümseye küçümseye bitiremediler. Hazıra dağ dayanmaz, Atatürk'ün muazzam mirası ise hâla dayanıyor. Ne büyükmüş ki yediler, içtiler, bitiremediler.

Bugün yobazlık yuvaları haline getirilen imam hatipleri ne yazık ki onun ölümünden sonra mirasını har vurup harman savuran kendi partisi açmıştır. Kurduğu Köy Enstitülerini o parti kapatmıştır. "İstikbal göklerdedir" diyerek kurduğu uçak fabrikasını da önce kurduğu parti işlevsiz hale getirmiş, sonra da devrim düşmanları tamamen ortadan kaldırmışlardır. Bu fabrika dünya standardında uçak üretiyordu. Kurulabilmiş bir otomobil fabrikasını da kapatmak için en küçük bahaneye bakmışlardır. Bir otomobil arıza yaptı diye, bir uçak düştü diye fabrikalar kapatılır mı, kapattılar.

O yüzden olmaz bu halk, olmaz da, Atatürk meşaleyi bir kez yaktı, umudu bir kez ateşledi, geri dönemiyor, bu halktan umut etmeyi çok zayıf da olsa sürdürüyoruz. Bu halk modern bir ulus olur diye hâla tünelin ucunda iğne ucu kadar bir ışık görmekten kurtulamıyoruz.

Güzel bi yazi

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürk'ün bugün güzel bir anı, hayallerde kalmış bir rüya ve bu yüzden de acı veren bir hatıra haline getirilmesi utanç verici. Kepazeliğe bakın, itin biri çıkıyor, "neyi demir ağlarla ördün be, biz yaptık demiryollarını biz" diye havlayabiliyor ve buna destek adeta yağıyor. Utanç, rezalet... Bağdat demiryolu hariç, onu da hac için Abdülhamit yaptırmış, İngilizler de kendi çıkarları için yapmışlardır, diğer bütün demiryolları Atatürk tarafından yaptırılmıştır.

Bu kadar yoz, yobaz ve cahillik bokunda yüzen bir halk daha görüldüyse bilmiyorum... Kepazelik gırtlağı çoktan aştı...

Abdülhamit'in derdi milletin hacca gitmesi, İngilizlerin derdi Ortadoğu'ya ulaşımdı. Nasılsa Anadolu'yu işgal edeceğiz diye hazırlanıyorlardı. Bugün de Karadeniz otoyolu niye yaptırıldı dersiniz? Orta Asya'ya ulaşım için. Bu kez de işgalden o kadar eminler mi acaba? Karadeniz'de ciddi bir sanayi üretimi yoktur. Olsa da bu üretilen mallar deniz yoluyla daha ucuz taşınır. Çin gemilerle okyanus aşırı ticaret yapıyor. Bir iç denizde mi taşıma yapılamayacak? Karadeniz doğanın en acımasızca talan edildiği bir bölge haline getirildi. Ülkede yoğun sayılabilecek ormanların kaldığı tek dar bir sahil şeridi. Tümü doğa parkı yapılması gereken bu yere talancılar, yağmacılar üşüştü.

Bu halk acilen aklını başına almazsa son feci olacak. Aslında feci sona çoktan layık oldu bu halk. Bölünmeyi, iç savaşı, işgali çoktan hak etti. Aymazlığı, yobazlığı, cahilliği ile... Bir Suriye, bir Irak, bir Afganistan, bir Yugoslavya olmaması için bir neden kalmamak üzere. Ben aklını başına alabileceğine ise inanmıyorum. Bunun için geç kaldı. Çok fazla cinayete, zulme, hırsızlığa onay verdi. Çok fazla...

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürk'ün mirasını nerdeyse 100 yıldır yiyip bitiremedi bu pislik insanlar..Herif ben yaptım,siz devam edin demiş ama hiçkimse elini taşın altına koymamış..

Bugün Türkiye'de bir hakimin,internette trollük yaptığı ortaya çıkıyor..Atatürk'ün hakimleri bu duruma gelmişler..

İnsanlar bu din denilen pislikten kurtulamadığı için bir türlü Atatürk'ü anlayamıyorlar ve böyle olunca da yarım kalan devrim devam edemiyor..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sistemlerin gelişmesi insanlardan çok daha fazla sürüyor. Bu gün dindar iktidar yarı yarıya ataturkcudur. Çünkü iktidara sahip olmadan önce ataturku anlayabilecek tecrubeye sahip degillerddi.

Eğer akp veya mensupları ülkede iktidarı ellerinde tutmaya devam ederlerse. Ataturkun mirasından yiktiklari her şeyi zamanla tekrar kendileri kuracaklar.

Hatta 50 yıl sonra en kuvvetli atatürk ve laiklik savunucuları dindarlar ve nurcular olacaktır.

Arkadaslarinda anlattigi gibi atatürk ateşten gomlek giydi. Ve bu buhranlı ülkeyi yapabilecek veya tahayyull edebilecek en akillica taktiklerle çamurdan çıkardı.

Misal 90 larda Tsk, mgk da ıslami tehdit var diyordu. Bu zamanlarda milligenclik yani refahçılar, sistemi kafır ilan ediyordu. Şimdi refahçılar light modda ülkeyi yönetiyorlar. Ve isid vb sekillerde ıslami terör örgütü diyorlar ve şimdi kendileri bunların ıslama zarar verenler diye mücadele ediyor. Geldilermi şimdi 90 ların tsk sina.

Misal ezan gorursunuz yakında iranda farsça ezan okunuyor. Islamda türkçe ezan okunmalı da derler.

Böyle reform reform yapıp 100 yılda ataturke dönecekler. Ama atatürk devrimciydi. Devrim reform başka şeyler.

Atatürkçülük için en üst düzey tehdit bu açıdan artık dinciler değildir. Biz aydın turk gençleri uyanık olmalıyiz. Mesele emperyal küresel sermayedir. Bu sermaye için atatürkçülük bir engel. Kaddafi. Iran şahı. Hitler. Lenin. Gandi. Che. Vs. Gibi bir engel. Ve yikilmayan son kale.

Eğer bu ülkede atatürkçülük yıkılırsa unnutturulursa, bu hortum, kürtleri türkleri dincileri siileri afganlari azerileri kudusu ... hepsini yutacak.

Misal suan azeriler bizden daha fazla atatürkçü. Neden?

Link to post
Sitelerde Paylaş

yeni konu açamadıgım için konu ile alakalı değil ama atatürkün 19 sayısı

1. 1881'de 19. yüzyılın bitimine 19 yıl kala doğmuştur.

2. Sağlığında, İngiliz İmparatorluğu Hükümeti Atatürk' ün doğum gününü tebrik için Türk Hükümeti 'nden sormuş, ATATÜRK 19 Mayıs 1881 diye yanıtlamış ve kayıtlara böyle geçmiştir.

3. 1900'de 19 yaşında Harbiye' ye girmiştir.

4. 19 Aralık 1904' de bağımsız düşüncelerinden ötürü yıldız sarayına çağrıldı.

5. Harp akademisinden aldığı sicil 317-8 dir. Bu rakamların tek tek toplamı 19 eder.

6. Çanakkale Savaşının zaferle sonuçlanmasında 19' uncu fırka'yı (tümen) kurmuş ve ona komuta etmiştir.

7. 19 mayıs 1915' de albay oldu.

8. Mahiyetindeki komutanlara: "Ben size, taarruz edin demiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar yerimize başka kuvvetler gelebilir" demiş elindeki çok az kuvvetle 19 Mayıs 1915' e kadar oyalama muharebesi ile düşmanı tutmuştur. Düşmanın yine Çanakkale' deki başarısızlıkları sonucunda 10 Aralık 1915'te Gelibolu Yarımadası boşaltılmıştır.

9. Zor bir duruma düşen 7. Ordu'ya komutan tayin edilen M. Kemal, bir düşman saldırısını seziyor ve hazırlanıyor. Nitekim 19 Eylül sabahı düşman harekete geçiyor, hem de kat kat üstün kuvvetlerle. Sağındaki ve solundaki kuvvetler epeyce kayıp verdikleri halde M. Kemal zamanında aldığı tedbirlerle kayıp vermekten kurtuluyor.

10. 19 Mayıs' ta Samsun' a çıkacak olan Atatürk' ün bindiği vapurda 19 yolcu vardı. 19 Mayıs 1963 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya'nın 19 Mayıs ve ötesi adlı makalesinden.

11. 19 Mayıs 1919' da Samsun'a çıkıyor. Bu tarihte 3 tane 19 rakamı vardır ki Atatürk' ün ömrü de zaten 3x19 dur. 19 Mayıs 1919' da 2x19=38 yaşındaydı.

12. 19 yıl Türk Milleti'nin hakimiyetine bilfiil hakim olmuş, Türk Milletine Baş Komutan ve Devlet başkanı olarak hizmet etmiştir. (1919-1938)

13. Milli Mücadele' ye fiili olarak başlaması için komutanlara yaptığı konuşma ve Meclis'te Milli davanın gerçekleşmesi yolunda güdülecek siyasetin karara bağlanma tarihi de 19 Kasım 1919 'dur.

14. Sakarya Meydan Muharebesi'ni kazandıktan sonra, başarısına karşılık TBMM kendisine olan minnet ve şükranını belirtmek için 19 Eylül 1921' de kabul ettiği özel bir kanunla Mareşallik ve Gazilik unvanı vermiştir.

15. Millete yayınladığı bir beyanname ile Osmanlı Devleti'nin hayat ve egemenliğinin sona erdiğini belirterek Türk Milleti'ni hayat ve bağımsızlığa kavuşturmak için, Ankara ' da olağanüstü bir Meclis toplantısı ve Türk Milleti'nin iradesini bu Meclise devretmeyi 19 Mart 1920 'de kararlaştırmıştır.

16. Hitabet sanatının bir şaheseri olan Büyük Nutuk' un sonundaki Türk Gençliği'ne Hitabesi de başlangıç cümlesiyle beraber 19 cümledir.

17. Büyük devlet adamı ve eşsiz kahramanın adı ve soyadı "MUSTAFA KEMAL ATATÜRK" 19 harftir.

18. "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE ". Bu şaheser cümle 19 harftir.

19. "İSTİKLAL GÖKLERDEDİR" Ne rastlantıdır ki, Atatürk' ün bu sözleri de 19 harftir.

20. 10 Kasım 1938 (19x2x19) (10 Kasım günü saat 9 da 10+9=19) 3x19 =57 yaşında ölümlü yaşama gözlerini kapamıştır.

21. Cenazesi büyük bir merasimle 19 Kasım 1938 günü Yavuz zırhlısı ile İzmit' e götürülmüştür.

22. En Büyük Kahraman'ın ebediyete intikali üzerine arkadaşı ve halefi İsmet İnönü' nün Türk Milletine beyannamesi 19 cümledir.

23. Doğum ve ölüm yılları (1881 ve 1938), 19 sayısının katlarıdır.

24. 1919 rakamında 101 tane 19 vardır.

25. İlk 19 yılda hazırlandı, ikinci 19 yılda siyaset ve askerlik alanında savaştı, üçüncü 19' uncu yılda devlet başkanı sıfatı ile hizmet etti.

bu liste aslında çok daha fazla

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu konuları anlamak için, önce "Türk Demokrasi Tarihi" ni okumak gerekir.

Özellikle dini akımlar, her zaman iktisadi kötüleşmenin sonucu olarak ortaya çıkarlar.

İktisadi kötüleşmeler de öyle, bir takım lobilerin ayak oyunları ile filan gerçekleşmez. Arkasında çok daha ciddi sebepler yer alır. Savaşlar, krizler vs. öyle basit finansman oyunlarının sonucu değildir. Elbette küresel olarak bakarsanız.

Hitler ne diye koca dünyaya tek daldı? Mecburdu da ondan...

Atatürk, bir buhranın son demlerinde ortaya çıkmış olan bir liderdir. Liderlik görevini gayet güzel yapmıştır, buna laf eden dombalaktır.

Fakat onu ortaya çıkmaya zorlayan buhran, asıl ateşini birinci dünya savaşı ile yakmıştı. Bu savaşı bitiren anlaşmayı yapan İngiliz General derki: "Bu bir barış falan değil, bu ancak 20 yıllık bir ateşkes." General, sadece 20 gün yanıldı.... Ve ikinci dünya savaşı başladı.

Peki, birinci buhrandan akıllıca bir manevra ile sağ salim çıktık. Ama savaş buhranı bitirseydi, birisi taaa o günden, bunun uzun sürmeyeceğini bu kadar açık söyleyip, haklı çıkar mıydı?

Yani, buhran sonrası değildir 1. Dünya Savaşının bitişi. Buhranın devam edişidir. Bu durumda, Türkiye'nin bundan etkilenmeyeceğini düşünmek, saftiriklik olur. Ki devam etti. Ekonomik zorluklar, milleti dine zorladı, onlarda demokrat partiyi iktidara getirdi. Aslen, iktisadi olarak doğru düzgün birşey yapmadı bunlar. Fakat, 2. dünya savaşı sonrası, ABD'nin dünyaya açılma politikası, sanal bir refah sağladı, bunlarda bunun kaymağını yediler biraz. İşler gene kötü gitti, sonu malum.

Arkasından, dünya da taşlar gene biraz yerine oturdu. Bir bolluk dönemi başladı. Fakat uzun sürmeden bu kez başka bir buhran başladı. Bu koalisyonların falan işi değil, bu küresel bir şeyin uzantısı. Sonuçta, Tayyip geldi, yani gene millet dine yaslandı. Din sadece umut değildir, aynı zamanda en sağlam rant kapısıdır.

Gene dünyadaki kriz bitmediydi, malum, ABD ortalığı dolara boğdu. AKP'de kaymağını yedi, artanı da betona bağladı. Ama bu kez kaçamadı, hala başta. Ve hala o buhran bizim açımızdan sürüyor. Ve bu kez, kurtulunması gereken din, malum...

Eğer bu ekonomik gidişat böyle giderse, ki gidiyor görünüyor, bu kez gene bir din çıkar. Daha doğrusu, dincilik bir şekilde yükselir.

Soru, yükselen hangi dincilik olacak? Abes gelebilir, ama yükselen bu kez anti-dincilik, laiklik falan olabilir, olası. Yada daha radikal bir dincilikte olabilir. Yaşıyoruz göreceğiz hep beraber.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Herkese merhaba. lütfen beni mazur görün. Atatürkü suçlamak haddim degildir. Eskiden atatürkü sevmezdim. Çünkü çevremdekiler hep atatürk bir sürü hocayı haciyi öldürttü. Arapcayı kaldırıp insanlari bir günde cahil etti. Evlerde kuran okutmadı. Ezan okutmadı. Kendi fikrine karsi cıkanı susturdu. Diktatördü.

Arkadaşlarımla tartışırken herkes böyle diyo. Atatürk eğer böyle yaptıysa bu laiklige sıgarmı

Eğer böyle yaptıysa kısmı doğru olmadığı için, sorunuz anlamsız.

Müslümanlar içinden geliyorsunuz ve gerek kendi tecrübeleriniz, gerekse burada gördüğünüz irdelemeler ile farkında olmalısınız ki, müslümanlar yalancı ve kendi tabirleri ile kafir, yani gerçeği örtendirler.

Gerçekte olanları, belgelere dayanan tarih kitaplarından öğrenebilirsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Herkese merhaba. lütfen beni mazur görün. Atatürkü suçlamak haddim degildir. Eskiden atatürkü sevmezdim. Çünkü çevremdekiler hep atatürk bir sürü hocayı haciyi öldürttü. Arapcayı kaldırıp insanlari bir günde cahil etti. Evlerde kuran okutmadı. Ezan okutmadı. Kendi fikrine karsi cıkanı susturdu. Diktatördü.

Arkadaşlarımla tartışırken herkes böyle diyo. Atatürk eğer böyle yaptıysa bu laiklige sıgarmı

Sorgulayan Müslüman 1 rumuzlu üyemiz gene aklı sıra cinlik yapıp aptalı oynayarak içindeki zehiri kusuyor, zaman ve elektronları boşa harcıyor. Öteki dünyada cehennem kapısında bu israfının hesabını verecektir bundan emin olun. :angry:

Atatürkü tabii ki suçlamak haddin olamaz, hiç bir yobazın haddi değildir ama amaç saf görününüp içindeki kin ve nefreti kusmak, seni anlıyoruz ama senin anlamadığı şu. Cumhuriyet kurulduğunda okur yazar yüzdesi tek digitlı sayı ile belirtilirdi. Bu yüzdenin kadınlara ait kısmı ise ufak bir kesirdi. Harf devrimi yapıldı ve kısa sürede okur yazar oranı onlarca kat arttı. Benim anneannem cahil iken bir yıl içinde gazete okur hale geldiğini anlatır ve Atatürk'e hep dua ederdi. ( Dinle arası iyi değildi ama alışkanlık işte) Eski alfabe yok olunca ne yitirdik, saçma Kuran'ı, dini safsatası ve Divan edebiyatını. Eski yazı ile basılmış işe yarar bilimsel kitap sayısı yok denecek kadar azdır. Halkın eğitimi açısından harf devrimi dünya çapında örnek gösterilen bir başarısıdır T.C. nin.

Hoca hacı öldürülmedi ama toplumu geriye götürmek için dini kullanıp kan döken namussuzlar yargılandı ve cezalarını çektiler. Nasıl zararlı zehirli yaratıkları kendini koruimak için öldürürsün bu hacı hoca takımıda bu sınıftan sayılır. Keşke bu devirde de benzeri yapılabilse ve Raid kullanılsa.

Evde Kuran nasıl yasaklanır ki? Evlerde Kuran da okundu oturak alemi de yapıldı. Tabii anlamadığı bir dilde okuyamadığı bir kitap okuduğunu sananlardan çok oturak alemi yapıp keyif alanların şimdi cennette olduğuna eminim. Hiç değilse bu dünyada tadını bildikleri içkiyi orada buluncu apışık kalmamışlardır.

Ezan okundu hem de Türkçe. Şimdi günde beş kez adamın biri anfinin ses ayar düğmesini sonuna dek açıp anlamadığımız, bilmediğimiz ve sevmediğimiz bir dilde böğürüp duruyor herkesi rahatsız ediyor. 15 asırdır günde beş kez aynı laflar söyleniyor ve hala çoğunluk şüphe ediyor. Ne başarı ama değil mi?

Atatürk kendi fikrine karşı olanları susturmadı tersine akşam yemeklerinde ortaya konular atıp insanların fikirlerini aldı. Sen galiba, Atatürk'ü onun tırnağı bile olamayacak başimamla karıştırdın. Üstelik Atatürk bu millete kan ter ve caba harcamadan bir çok hak verdi. Ama ne yazık ki devrinden çok ötede idi. Düşün, daha gavur ellerinde kadın seçimlerde oy kullanamazken bizde mebus bile oldulardı. Şimdi hürriyetimize kavuştuk diye salak salak sıkma baş olarak güdülüyorlar.

Laikliğe sığmayan nedir biliyormusun, sayın yobaz? Devletin toprakları üzerine devlet parasıyla cami yapmak, bu camileri devlet kasasından maaşlı yobazlarla doldurmak, kuran kursu imam hatip okulu açıp genç beyinleri din saçmalığı ile doldurup militan yetiştirmek, Cumhurbaşı olarak elde Kuran seçim mitinglerine katılmak, sünni meshebi dışındakileri başka dine inanaları ezmek. Bunlar Laikliğe sığmaz.

Atatürk diktatör değildi tek parti rejiminde yeni kurulmuş etrafı ve içi düşmanla kaynayan genç bir cumhuriyetin cumhurbaşkanıydı. Ama siz yobazların yıldizi eski başimam şimdiki cumhurbaşı tam diktatör tanımına uyuyor. Kendi fikrine uymayanları yok ediyor, devleti soyup ailesini zengin ediyor, ülkeyi savaşa sürüklüyor, dünyada Türkiyeyi alay konusu yapıyor. Kötülük görmek için Atamın resmine bakmayın aynaya bakın yeter.

Sorgulayan Müslüman olacağına keşke aydın bir ateist olabileydin, huzura erip işe yarardın ama olmayacak duaya amin denmez dersiniz ya, amin! :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sorgulayan Müslüman 1 rumuzlu üyemiz gene aklı sıra cinlik yapıp aptalı oynayarak içindeki zehiri kusuyor, zaman ve elektronları boşa harcıyor. Öteki dünyada cehennem kapısında bu israfının hesabını verecektir bundan emin olun. :angry:

Atatürkü tabii ki suçlamak haddin olamaz, hiç bir yobazın haddi değildir ama amaç saf görününüp içindeki kin ve nefreti kusmak, seni anlıyoruz ama senin anlamadığı şu. Cumhuriyet kurulduğunda okur yazar yüzdesi tek digitlı sayı ile belirtilirdi. Bu yüzdenin kadınlara ait kısmı ise ufak bir kesirdi. Harf devrimi yapıldı ve kısa sürede okur yazar oranı onlarca kat arttı. Benim anneannem cahil iken bir yıl içinde gazete okur hale geldiğini anlatır ve Atatürk'e hep dua ederdi. ( Dinle arası iyi değildi ama alışkanlık işte) Eski alfabe yok olunca ne yitirdik, saçma Kuran'ı, dini safsatası ve Divan edebiyatını. Eski yazı ile basılmış işe yarar bilimsel kitap sayısı yok denecek kadar azdır. Halkın eğitimi açısından harf devrimi dünya çapında örnek gösterilen bir başarısıdır T.C. nin.

Hoca hacı öldürülmedi ama toplumu geriye götürmek için dini kullanıp kan döken namussuzlar yargılandı ve cezalarını çektiler. Nasıl zararlı zehirli yaratıkları kendini koruimak için öldürürsün bu hacı hoca takımıda bu sınıftan sayılır. Keşke bu devirde de benzeri yapılabilse ve Raid kullanılsa.

Evde Kuran nasıl yasaklanır ki? Evlerde Kuran da okundu oturak alemi de yapıldı. Tabii anlamadığı bir dilde okuyamadığı bir kitap okuduğunu sananlardan çok oturak alemi yapıp keyif alanların şimdi cennette olduğuna eminim. Hiç değilse bu dünyada tadını bildikleri içkiyi orada buluncu apışık kalmamışlardır.

Ezan okundu hem de Türkçe. Şimdi günde beş kez adamın biri anfinin ses ayar düğmesini sonuna dek açıp anlamadığımız, bilmediğimiz ve sevmediğimiz bir dilde böğürüp duruyor herkesi rahatsız ediyor. 15 asırdır günde beş kez aynı laflar söyleniyor ve hala çoğunluk şüphe ediyor. Ne başarı ama değil mi?

Atatürk kendi fikrine karşı olanları susturmadı tersine akşam yemeklerinde ortaya konular atıp insanların fikirlerini aldı. Sen galiba, Atatürk'ü onun tırnağı bile olamayacak başimamla karıştırdın. Üstelik Atatürk bu millete kan ter ve caba harcamadan bir çok hak verdi. Ama ne yazık ki devrinden çok ötede idi. Düşün, daha gavur ellerinde kadın seçimlerde oy kullanamazken bizde mebus bile oldulardı. Şimdi hürriyetimize kavuştuk diye salak salak sıkma baş olarak güdülüyorlar.

Laikliğe sığmayan nedir biliyormusun, sayın yobaz? Devletin toprakları üzerine devlet parasıyla cami yapmak, bu camileri devlet kasasından maaşlı yobazlarla doldurmak, kuran kursu imam hatip okulu açıp genç beyinleri din saçmalığı ile doldurup militan yetiştirmek, Cumhurbaşı olarak elde Kuran seçim mitinglerine katılmak, sünni meshebi dışındakileri başka dine inanaları ezmek. Bunlar Laikliğe sığmaz.

Atatürk diktatör değildi tek parti rejiminde yeni kurulmuş etrafı ve içi düşmanla kaynayan genç bir cumhuriyetin cumhurbaşkanıydı. Ama siz yobazların yıldizi eski başimam şimdiki cumhurbaşı tam diktatör tanımına uyuyor. Kendi fikrine uymayanları yok ediyor, devleti soyup ailesini zengin ediyor, ülkeyi savaşa sürüklüyor, dünyada Türkiyeyi alay konusu yapıyor. Kötülük görmek için Atamın resmine bakmayın aynaya bakın yeter.

Sorgulayan Müslüman olacağına keşke aydın bir ateist olabileydin, huzura erip işe yarardın ama olmayacak duaya amin denmez dersiniz ya, amin! :lol:

Ben müslüman degilim kardeşim. Nickimi degistiricem zaten.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Nickindeki sorun iki zıt sözcüğün yan yana yer alması . Sorgulamak ve Müslüman. Sorgulayan müslüman olamaz, sorgulasa müslüman olmaz. Ayrıca nickini değiştirince kafa değişmiyor. Ne kolay müslümanlıktan vaz geçtin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet Atatürk'ün dine karşıtı devrimleri(topluma/akla zarar vermeden dinin yaşanmasına değil bence) olmuştur,fakat bu tamamen halkın iyiliği,akılcı bilimsel düşüncenin yayılması ve refah içindir.Sana en basitinden bir örnek vereceğim.ABD'li ateist yazar Sam Harris İnancın Sonu adlı kitabının İslam'ı eleştiren bölümde ''İslam konusunda herhangi bir intihar saldırısı(istişhad) haklı olabilir mi?'' sorusunu çoğunluğu Müslüman olan ülkelerde verilen cevap anketlerinin sonuçları hakkında tartışıyor.Türkiye'de yüzde 20 imiş bu oran ve en az Türkiye'de .Yazar tüm İslam aleminde Türkiye'deki gibi olsa bile oldukça düşündürücü olduğunu söylüyor.Ancak Türkiye'nin diğer İslam ülkelerine göre iyi niyet elçiliği adası gibi olduğunu söylüyor.Şüphesiz bunda Atatürk'ün devrimlerinin,Türkiye'nin seküler sisteme sahip olmasının çok büyük etkisi vardır. Bu devrimlerden önce bu tip olayları/hastalıklı düşünceler benimseyen(mürtedlerin öldürülmesi gibi ki bugün bile hala öyle düşünen şeriatçılar var maalesef ülkemizde) insan sayısı ve devrimlerden önceki nesilde desteykleyen insan sayısı şüphesiz daha fazlaydı,anlayın artık bunları. Zaten bugün İslam'da olan çoğunluğu Müslüman olan ülkelerde(Türkiye hariç) yerleşik/kınanmayan şeylere birçok Müslümanın(dindar olsun veya olmasın) da ''bunlar dinimizde yok,hep insanların/yönetimlerin kendi hatasıdır,gerçek İslam bu değil,bunlarla İslam'ı suçlayamazsınız'' tarzından şeyler dediğini işitiyoruz.

Kitaptaki o kısım için; http://www.popeye-x.com/downloads/other/Sam.Harris.-.The.End.of.Faith.pdf 126.sayfaya bakİng biliyorsan,Türkçe pdfsini bulamadım..

tarihinde Bilimsever Türk tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürk'ü körlemesine savunmak da kötü.

Atatürk diktatör olmuştur ama bu onun zalim bir tiran haline geldiğini göstermez.

Totaliter rejimlerin ve baskıcı diktatör figürlerin bütün dünya genelinde hakim olduğu bir çağda dahi,

başarılı ve hümanist bir lider olabilmiştir.

Diktatör Nedir ?

Roma Tarihinde bir dönem cumhuriyet dönemi diye adlandırılır. Yürütmenin başında iki konsül vardır. İki konsülden biri diğerini savaş ve zor dönemde diktatör olarak atar, geçici süreyle yetkilerle donatılan bu konsül( 6 ay gibi ) durumun gereğini yapar. Romada devlet vazifesi onur için yapılır, kazanç kapısı değildir, konsül ve geçici diktatör olan konsul gorev süreleri bitince mütevazi şekilde emekliye ayrılırlar. Görev süreleri kısadır. Böylece bu sistemle hep zor zamanda ülke tek kabiliyetli birine bırakılır aynı zamanda Mutlak monark -padişah-kral olunmasının önüne geçilir. ( Bugün modern şirketlerdeki CEO'ların yönetim vazifesini geçici süreyle üstlenmesi gibi.. her daim yönetim kurulunun toplanması yerine kararları daha hızlı uygulayacak yetkilendirilmiş teknik işlerde uzman tek adam)

Bugün diktatörlüğün anayasal teknik tanımı, Yasama ve Yürütmenin tek kişide toplanmasıdır. Buna yargıyı da dolaylı şekilde ilave edebiliriz.

Yasama- yürütme ve Yargı kuvvetleri Atatürkte toplanmış mıdır?

Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı sırasındaki tekalif-i milliye emirleri, Geçici süreyle tek başına yasama ve yürütme erklerinin vazifesini savaşla olarak sınırlı olarak üstlenmesi, Roma devletindeki diktatörlük sistemiyle paraleldir, roma konsülüne bahşedilen diktatörlük yetkisinin benzerini meclisten bir şekilde almıştır Atatürk..

Savaş sonrası Cumhuriyetin kurulması, meclis hükümetinin işleyişi, rejimi tehdit edenlerin devre dışı bırakılması tek adam güdümünde bir Türkiyedir. (150'likler- rejim karşıtlarının sürgünü, 1927 yılına kadar istiklal mahkemeleri, meclis komisyon görüşmelerinde saltanatı kaldırmak istemeyen milletvekillerini tehdit edilmesi...) , Rejimi destekleyen kanunların uygulanması, en küçük rejim karşıtı hareketin sertçe bastırılması vb.

Demokrasi kültürünün Dünya geneli dahil oturmadığı, padişah sevdalıların rejim tehditi oluşturduğu bir zeminde.

Atatürk diktatörlük sevdası olmasa da bal gibi diktatör olmuştur. Bence de iyi olmuştur.

Başka türlü yobazların önünü kesilemezdi. Eğer çiçek böcek demokrasi diye başından beri uygulamaya çalışsaydı devrimleri benimsetemezdi. Ortaçağdan--Modern Çağ'a büyük bir seviye atlatılıyor toplum adeta zıplatırılıyor, Avrupanın yüzyıllarca birbirini öldürerek elde ettiği insan haklarına ilişkin en teme kazanımları bir gecede halka veriyor. Halkın aslında cumhuriyet ve demokrasi umurlarında bile değil çünkü ne olduğunu bile bilmiyorlar, 1001 gece cahil bırakılmış, (teknolojisi karabasan seviyesinde, okumuş nesil yok, yüzyıllarca o cephten bu cepheye sefalet ve cahillik içinde bir toplum) , cumhuriyetin ilk yıllarında ilkokul mezununu hakim, kaymakam yapıldığı bir ülkeden bahsediyoruz.

Cahil osmanlı sevdalı İnsanlara eşit haklar,vatandaşlık bilinci, birinin kulu olmaktansa özgür bir birey olmanın değeri başka nasıl anlatılırdı , bugün hala osmanlı sevdalısı cahiller var, cumhuriyetin onlara neler verdiğinden habersizler.

Atatürk'ün hataları, eksikleri olmuştur ama bu onu tarihi bir figür olarak değerini düşürmez.

(Okullardaki beyin yıkama dışında objektif gözle bakılması gereken bir insan)

Diktatör denilince aklımıza hep olumsuz, despot, faşizan baskıcı hitler, musollini, Rte gelmesi de kavramın tam olarak bilinmemesinden kaynaklanıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...