Jump to content

Tanrı


Recommended Posts

Tanrı var mıdır yok mudur, sorusu bir soruyu daha problem olarak ele almamıza sebep: “Tanrı” kelimesinden kastedilen ne?

Tanrının ya da tanrıların “varlığı” insan kültüründe farklı şekillerde karşımıza çıkar.

* Eski Yunanlılarda, İslam’da, Hıristiyanlıkta, Yahudilikte Tanrı/Tanrılar kişileştirilmiş, insan kılığına sokulmuştur, en azından metaforik olarak.
* Hindulara göre Tanrı’larının kelime kökeni Büyük Ruh demektir.
* Panteistlere göre evrenin kendisidir.
*Deistlere göreyse, belli bir kalıp içine oturtulmamış yalnızca evreni var eden bir şey olarak görülmüştür.

Kelime kökenlerini incelediğimizde aynı şekilde farklılıklar görüyoruz.
Gudan=Uyanmış
Mazal=Astrolojik işaret

גדא דהר=Dağ Tanrısı

Ayrıca kültürel etkileşim içerisinde birbirlerinin Tanrılarını, bazı medeniyetler isim değiştirerek bazıları değiştirmeyerek, kabul etmişlerdir.

Mısırlılarda Osiris, Babillerde Tammuz, Yunanlılarda Adonis, hepsi aynıdır.

İnsan bilmediği, öğrenmediği doğayı tanrısallaştırmıştır. Zeus yıldırım Tanrısı, Poseidon deniz Tanrısıdır.

Daha sonrasına gelecek olursak, benim tahminime göre,

İyi ve kötü insan zihnin ürünüdür, doğada iyi ve kötü yoktur. Beyin bu tür şeyleri inşa eder. Soyut kavramlar zaman içerisinde bazı kültürlerde Tanrısallaştırılmıştır. Örneğin, Yunanlılarda Umut Tanrı’sı vardı.

Kelime kökenine inerek, kelimenin geldiği manaya bakarak Tanrı’yı anlamaya çalışmak farklı geldi, bana. Merak ettiğim bir şey var. Acaba anaerkil toplumların Tanrıları kadın mı yani Tanrıça mı? Dilin etkisi, feminist görüşteki Irigaray ve Kristeva’dan okuduğum kadar etkili mi? Bilen, duyan var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kibele Kültü önemli

şurada kısa-açıklayıcı bilgisini bulabilirsin.

http://www.anadoluaydinlanma.org/Yazilar/ana_tanrica_kultu.pdf

Toprak ana , Yukarıda Allah var. sözleri bile

Mitolojinin dilimize ne kadar işlediğini gösteriyor.

Çok uzaklara gitmeye gerek yok.

Etrafımızdaki ritüelleri ve geleneksel adetleri incelediğimizde çok ilginç detaylar yakalamak mümkün.

( Gidenin arkasında su dökülmesi gibi, ya mezarlarımıza ruhlar su içsin diye kaplar yapmamız gibi-(onlar kuşlar için değil) , Su bulamayınca Toprakla temizlenmek gibi ya da okunmuş su içmek)

Tarım toplumlarında toprak herşeydir,

toprak doğurur, besler, yeni bir ürün meydana getirir. Aynı ana gibidir.

Bunun için toprağın döllenmesi gerekir -- Döllenmesi için kaynak gökyüzünden gelir Yağmur suyu olsun, Güneş olsun ...

erkeklik akar toprağa, can verir.

Gece olduğunda Erkeklik ölür - Gündüz erkeklik tekrar dirilir anka gibi...

(erkeğin libodosunun en yüksek olduğu-vucudun kendini yenilediği zaman diliminin sabah olması da bir detay)

Isıs-Osiris-Horus (İsis mısırın bereket tanrısı-toprak anası, Osiris ölü kocası yani gece, Horus doğan güneş aynı zamanda isisin hem oğlu hem de yeni kocası-Osirisin yeni formu) olması

İsa-Meryem-Kutsal ruh ve bir çok üçlemenin arka planındaki hayal gücü.

duality-trinity üzerine kurulu sistem, sembolik bir hikaye anlatıyor. Bağlantı sağlayacak ücüncü genelde ruh-çocuk gibi bir yapı

Gece-Gündüz, Toprak-Hava, Kadın-Erkek, Ölüm-Yaşam, Ay-Güneş...

Antik çağda Dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağının tarım ülkesi Türkiye topraklarında olması.

Artemisin aynı zamanda ay tanrıças -, ikiz kardeşi eril versiyonu apollonun güneş tanrısı olarak sembolize edilmesi gibi.

Tarımın yoğun olduğu ilkçağ uygarlıklarında Kadın Tanrıça figürleri öne çıkar.
Kadına vurgu vardır, ama ne ölçüde yoğundur,

pantheonun diğer tanrılara karşı üstünlük nazariyesi kuruluyor muydu kesin olarak bilmiyoruz.

Ama bölgesel olarak, yerel tanrı seçimlerinde ayrıcalık tanınıyor.

tarihinde Fellix tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Genel olarak kutsal kitaplardaki tanımlı yani orada tanımlanmış tanrıların varlığı imkansızdır. Çünkü tanımsız bir şeyi reddedemezsin. Her medeniyetin kastettiği aşa yukarı aynıdır ve çoğu aynı yerden patlar.

İyi ve kötü kavramlarının din ile hiç bir ilgisi yoktur. İyi ve kötü olgusu tamamen kendine göre ayarlanmış çıkarlardır. Zamanla medeniyetler gelişerek şahıs iyiliğini toplum iyiliği olarak değiştirmiş ve ortaya iyi kötü kavramı (herkes için) çıkmıştır. Doğal olarak bir kutsal kitap yazan eleman insan olduğundan bu durumdan etkilenmiş ve dine iyi kötü kavramı bulaşmıştır çünkü insan yapımı. Gelecekte de bu durum yanlış anlaşılmış ve iyilik kötülük kavramını dinin sonucu olarak görmüştür. Olan şey bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tarımın yoğun olduğu ilkçağ uygarlıklarında Kadın Tanrıça figürleri öne çıkar.
Kadına vurgu vardır, ama ne ölçüde yoğundur,

pantheonun diğer tanrılara karşı üstünlük nazariyesi kuruluyor muydu kesin olarak bilmiyoruz.

Ama bölgesel olarak, yerel tanrı seçimlerinde ayrıcalık tanınıyor.

M.Ö.5000-6000 yıllarına kadar tanrıça ön plandaydı..Willendorf venüsü veya Çatalhüyük'teki tanrıça heykellerini hatırlayalım..

Bu konuda elimizde bulgular var..Yani hemen herşeyi biliyoruz..

Kabaca bir kronoloji yazıyım..

1.000.000 yıl önce ilkel sürü halinde olan atalarımız,400.000 yıl önce anaerkil topluma dönüşüyor..Burada homo sapiens oluşuyor ve klanlar gelişiyor..Neolitik çağa kadar,yani M.Ö.6000 yıllarına kadar klanların gelişmesi devam ediyor ve ana tanrıça başrolde kalıyor..Ta ki tarımın ve zanaatın gelişmesine kadar..Erkeğin çobanlık mesleğini eline alması ve diğer etkenler yüzünden kadın ikinci plana geçiyor..Sümer'de bu geçiş daha da artıyor ve Sümer zamanla bir ataerkil topluma dönüşüyor..

Sümer'de önceleri baskın olan tanrıçalar,yerlerini tanrılara bırakıyorlar ama yine de tanrıçaların toplumdaki rolü hep üst seviyede kalıyor..Mesela İnanna..Müthiş bir mitolojik karakterdir..Sonrasındaki tüm tanrıçaların yol göstericisi konumundadır..

21.yüzyılda en fazla inananı olan dinin başrolündeki 3 isimden biri kadındır..Diğer iki isimden İsa olanı erkek ve diğer baba tanrı ise cinsiyetsizdir..Baba tanrı RUH olarak kabul edilir..

Yani herşeye rağmen,bugün ana tanrıçalardan birisi zirvede yer almaya devam etmektir..

Bugün hristiyanlar Meryem'e dualar ederler,ilahiler söylerler..Onbinlerce/yüzbinlerce yıldır devam eden ana tanrıça tapınımı,evrim geçirmiş bir şekilde devam etmektir..

Link to post
Sitelerde Paylaş

M.Ö.5000-6000 yıllarına kadar tanrıça ön plandaydı..Willendorf venüsü veya Çatalhüyük'teki tanrıça heykellerini hatırlayalım..

Bu konuda elimizde bulgular var..Yani hemen herşeyi biliyoruz..

Kabaca bir kronoloji yazıyım..

1.000.000 yıl önce ilkel sürü halinde olan atalarımız,400.000 yıl önce anaerkil topluma dönüşüyor..Burada homo sapiens oluşuyor ve klanlar gelişiyor..Neolitik çağa kadar,yani M.Ö.6000 yıllarına kadar klanların gelişmesi devam ediyor ve ana tanrıça başrolde kalıyor..Ta ki tarımın ve zanaatın gelişmesine kadar..Erkeğin çobanlık mesleğini eline alması ve diğer etkenler yüzünden kadın ikinci plana geçiyor..Sümer'de bu geçiş daha da artıyor ve Sümer zamanla bir ataerkil topluma dönüşüyor..

Sümer'de önceleri baskın olan tanrıçalar,yerlerini tanrılara bırakıyorlar ama yine de tanrıçaların toplumdaki rolü hep üst seviyede kalıyor..Mesela İnanna..Müthiş bir mitolojik karakterdir..Sonrasındaki tüm tanrıçaların yol göstericisi konumundadır..

21.yüzyılda en fazla inananı olan dinin başrolündeki 3 isimden biri kadındır..Diğer iki isimden İsa olanı erkek ve diğer baba tanrı ise cinsiyetsizdir..Baba tanrı RUH olarak kabul edilir..

Yani herşeye rağmen,bugün ana tanrıçalardan birisi zirvede yer almaya devam etmektir..

Bugün hristiyanlar Meryem'e dualar ederler,ilahiler söylerler..Onbinlerce/yüzbinlerce yıldır devam eden ana tanrıça tapınımı,evrim geçirmiş bir şekilde devam etmektir..

Tanrıça ön planda, yüceltiliyor, orada bir şüphe yok. Heykellerinden, antik mabetlere kadar her yerde.

Ama şunuda göz ardı etmemek lazım. Bunlar tek tanrıcı değil, henüz o kafada değiller. (Bugün hala monoteist olduğunu iddia eden adamlar açık politeist, zaten dinleri de tanrılar farklı mitolojik figürlere dönüştrüyor.)

Lokal Tanrı seçimleri olur ve o spesifik tanrı yüceltilir.

Politeizmden bir türlü vazgeçilmez.

(Bizim forumdakiler ve dünyanın ekseriyeti nasıl Tanrı kavramını erkeksi ve tek olarak kullanmakta vazgeçemiyorsa onun gibi... Tanrı/ça dediğin bol olcak ki tadı çıksın)

Örneğin farzı misal Apollon mabedi yapılır,

Kayserinin halkı sürekli apollonu yüceltir ,

Bu demek değildir ki diğer tanrılara da inanmıyorlar, veya onu Zeus'un üzerine çıkardılar.

Sadece vurguyu kendi lokal tanrısına yöneltir.

Alevilerin Ali özel vurgusu gibi.

Bizim tanrımız bize sizinki size. Herkesin putu kendine güzel kafası vardır.

Bizim ulaştığımız arkeolojik bulgular ancak hikayenin bir karesini gösteriyor.

Gerisinde ne olduğunu diğer kareleri birleştirirek anlamaya çalışabiliriz, ama kesinlik yok.

Ana erkil toplum olmuş olması olasıdır, seçimli-vurgu yapılması ön planda bu çok açık.

Ana-Erkil toplum düzeni kesin vardı,

Panteonun tepesindeki isim kadındı veya buradan feminizim gibi çıkarsamalarda bulunmak güç.

Anlatmak istediğim buydu.

Konuya ilişkin genel bakış : https://en.wikipedia.org/wiki/Matriarchy

tarihinde Fellix tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrıça ön planda, yüceltiliyor, orada bir şüphe yok. Heykellerinden, antik mabetlere kadar her yerde.

Ama şunuda göz ardı etmemek lazım. Bunlar tek tanrıcı değil, henüz o kafada değiller.

Lokal Tanrı seçimleri olur ve o spesifik tanrı yüceltilir. Politeizmden vazgeçilmez.

Örneğin farzı misal Apollon mabedi yapılır,

Kayserinin halkı sürekli apollonu yüceltir ,

Bu demek değildir ki diğer tanrılara da inanmıyorlar, veya onu Zeus'un üzerine çıkardılar.

Sadece vurguyu kendi lokal tanrısına yöneltir.

Alevilerin Ali özel vurgusu gibi.

Bizim tanrımız bize sizinki size. Herkesin putu kendine güzel kafası vardır.

Bizim ulaştığımız arkeolojik bulgular ancak hikayenin bir karesini gösteriyor.

Gerisinde ne olduğunu diğer kareleri birleştirirek anlamaya çalışabiliriz, ama kesinlik yok.

Ana erkil toplum olmuş olması olasıdır, seçimli-vurgu yapılması ön planda bu çok açık.

Ana-Erkil toplum düzeni kesin vardı,

Panteonun tepesindeki isim kadındı veya buradan feminizim gibi çıkarsamalarda bulunmak güç.

Anlatmak istediğim buydu.

Amma velakin, bütün Homo erectus fosilleri hatta bütün Homo fosillerinden öğrendiğimiz kadarıyla erkek kadından çok ciddi biçimde fiziksel olarak güçlüydü. Hala da öyle.

Günümüz memelilerinin erkeklerinden gözlemlediğimiz kadarıyla erkekler diğer erkeklerle mücadele ederler. Memelilerde eş seçme isteğinin olumsuz karşılandığı durumlarda dişiler zarar görmez. Hiçbir memeli, kendisiyle çiftleşmedi diye bir dişiyi öldürmez. Her zaman öldüren erkektir, hatta bazen tavşanlarda olduğu gibi kendi türünün yavrularını öldürür.

Böyle bir güç varken anaerkil toplum düşünmek çok zor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Amma velakin, bütün Homo erectus fosilleri hatta bütün Homo fosillerinden öğrendiğimiz kadarıyla erkek kadından çok ciddi biçimde fiziksel olarak güçlüydü. Hala da öyle.

Günümüz memelilerinin erkeklerinden gözlemlediğimiz kadarıyla erkekler diğer erkeklerle mücadele ederler. Memelilerde eş seçme isteğinin olumsuz karşılandığı durumlarda dişiler zarar görmez. Hiçbir memeli, kendisiyle çiftleşmedi diye bir dişiyi öldürmez. Her zaman öldüren erkektir, hatta bazen tavşanlarda olduğu gibi kendi türünün yavrularını öldürür.

Böyle bir güç varken anaerkil toplum düşünmek çok zor.

Evet, Anlatmak istediğim şeyler arasında dolaylı olarak bu da vardı.

Bu yüzden tahayyül etmesi zor.

Hindularda ineği kutsal kabul ediyor, ama inekler tarafından yönetilmiyor. ( Kadınlar bu benzetme maruz görsün)

Yani anlatmak istediğim Tanrıça ve Ana figürlerinin yüceltilmesi , matriarchy-anaerkil bir toplum vardır yargısına bize doğrudan ulaştırmamalı. Ancak olabileceğine dair güçlü ibarelerdir.

Amazon hikayeleri, klasik feminizim argümanları dışında,

kadının gerek doğada gerek tarihte ön plandan ziyade, devamlı sahne arkasında olduğunu görürüz.

Fiziksel olarak güçsüzdür ve geri plandadır, ama erkeği yönlendirebilecek-manipüle edebilecek ölçüde başka özellikler geliştirir. sahte Gözyaşı gibi, Cilve gibi ...

tarihinde Fellix tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet, Anlatmak istediğim şeyler arasında dolaylı olarak bu da vardı.

Bu yüzden tahayyül etmesi zor.

Hindularda ineği kutsal kabul ediyor, ama inekler tarafından yönetilmiyor. ( Kadınlar bu benzetme maruz görsün)

Yani anlatmak istediğim Tanrıça ve Ana figürlerinin yüceltilmesi , matriarchy-anaerkil bir toplum vardır yargısına bize doğrudan ulaştırmamalı. Ancak olabileceğine dair güçlü ibarelerdir.

Amazon hikayeleri, klasik feminizim argümanları dışında,

kadının gerek doğada gerek tarihte ön plandan ziyade, devamlı sahne arkasında olduğunu görürüz.

Fiziksel olarak güçsüzdür ve geri plandadır, ama erkeği yönlendirebilecek-manipüle edebilecek ölçüde başka özellikler geliştirir. sahte Gözyaşı gibi, Cilve gibi ...

:) Bu da işte, aslında erkeğin ne istediğini (eş seçimini nasıl yapması gerektiğini) yönlendiren bir durum olmalı.

Eş seçimini her iki cins de yapıyor. Sadece kadın yapmıyor. Erkek de yapıyor! Milyonlarca yıllık savana hayatından sonra neden yapmasın ki :)

Yoksa, her yarım saatte bir orgazm olması gereken insan türünün erkeğinde, her istediğinde kadının içine girip boşalmak ayrıcalık değilse ve gelecek nesiller için belirli özellikler seçilmeyecekse, tür ne adına bir araya gelip anaerkil bir topluluk oluşturmaya yönelir? Erkeğin "gücü"; onun diğer erkeklerle farkı ama aynı zamanda kadının da diğer kadınlardan farkı üzerinde (yapacak başka bir şey yoksa) eş seçimini sofistike hale getirmiştir.

Avcı toplayıcı bir toplumda bu kaçınılmazdır. Erkek başka erkeklerle mücadele etmek istemez, kadın da çocuklarını emzirir ve büyütür. Bu türün devamı için yeterlidir. Dünya geniştir. Prefrontal korteksi gelişen her primat gibi, belki sadece bu yüzden, atalarımız dünyaya yayılmıştır. Yiyelim, içelim, sevişelim, çocuklarımıza bakalım...Bu arada primat geçmişimizi yaşayalım, kasığımızdaki yada kafamızdaki bitleri ayıklayalım; mutlu olalım.

Erkek; coğrafyayı zorlayandır. Kadın; her türlü coğrafyada erkeğinin yanında olandır. Hmmm...

Link to post
Sitelerde Paylaş
.....

Ana erkil toplum olmuş olması olasıdır, seçimli-vurgu yapılması ön planda bu çok açık.

Ana-Erkil toplum düzeni kesin vardı,

Panteonun tepesindeki isim kadındı veya buradan feminizim gibi çıkarsamalarda bulunmak güç.

Yazdığım herşey KESİN sevgili Fellix..Kişisel bir tane cümle kurmuyorum sana..

İnsanlığın çok büyük bir bölümünde,insan toplulukları anaerkildi..Sümer'de değişti bu..Akad'da,Babil'de daha da belirginleşti..

Şunu düşün..Kadın doğuruyor..Kadına bu yönden bak..Kadından daha iyi tapılacak birşey yok..Çünkü hepimizi doğuran(yaratan) bir kadın..!

Link to post
Sitelerde Paylaş
.......

Böyle bir güç varken anaerkil toplum düşünmek çok zor.

Çıktın yollara..Avladın bir tane hayvan veya elin boş döndün..Gün içinde başka birşey yaptığın yok..

Kadın ne yapıyor bu arada?

Çocuk doğuruyor,çocuk besliyor,çocukları eğitiyor,evin ihtiyaçlarını yapıyor(çanak çömlek gibi),evin bakımını yapıyor,dahası ilkel olarak tarım yapıyor..Yani karın doyuran sadece erkek değil,kadın da karınları doyuruyor..Sonrasında bir de seks yapıyor..Hem de bir erkekle değil,birçok erkekle..!

Güç böyle olur..Tüm ipler kadının elinde..Erkek sadece bir kukla..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bildigim kadar avcilar tanrilara degil ruhlara inaniyorlardi.

topragi isleyen, dogaya "bagimli" olan ciftciler Toprak anaya inaniyorlardi.

Ekini ne zaman ekecegini, ne zaman bicecegini bilmesi icin, ciftcinin mevsimleri, günleri vs (astronmiyi) ögrenmesi lagzimdi.

Bu astrologlar zamanla din adami olurlar.

Diye duymustum.

Belki yardimci olur

http://www.ateistforum.org/index.php/topic/61013-aradigin-cevap-burda/

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çıktın yollara..Avladın bir tane hayvan veya elin boş döndün..Gün içinde başka birşey yaptığın yok..

Kadın ne yapıyor bu arada?

Çocuk doğuruyor,çocuk besliyor,çocukları eğitiyor,evin ihtiyaçlarını yapıyor(çanak çömlek gibi),evin bakımını yapıyor,dahası ilkel olarak tarım yapıyor..Yani karın doyuran sadece erkek değil,kadın da karınları doyuruyor..Sonrasında bir de seks yapıyor..Hem de bir erkekle değil,birçok erkekle..!

Güç böyle olur..Tüm ipler kadının elinde..Erkek sadece bir kukla..

Neden güçlü evrilmiş o zaman erkek?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazdığım herşey KESİN sevgili Fellix..Kişisel bir tane cümle kurmuyorum sana..

İnsanlığın çok büyük bir bölümünde,insan toplulukları anaerkildi..Sümer'de değişti bu..Akad'da,Babil'de daha da belirginleşti..

Şunu düşün..Kadın doğuruyor..Kadına bu yönden bak..Kadından daha iyi tapılacak birşey yok..Çünkü hepimizi doğuran(yaratan) bir kadın..!

Sevgili Nolan

Ben anlatamadım ya da başlığı okuyanların takdirine bırakıyorum.

Sizin görüşünüz ya da bir başka araştırmacının olması fark etmez, çünkü onlar da subjektif yorumluyor.

Bir çok araştırmacı-tarihçi tarihi bulguları yorumlarken bunları yapabiliyor.

Örn ben eski uygarlıkları araştırmaya mezopotamyaya giden bir araştırmacayım, bir tane çömlek bulundu, Kadın figürünün önünde eğilen adamlar gördüm.

--İlk plandaki Çıkarsama : Kadın figürüne tapılıyor, demek ki tanrıça-kadın merkezli bir toplum. Bunu kitabımda yazarım, derim ki x uygarlığı kadın figürüne tapar, kadın ön plandadır, anaerkil şeklinde yorumlayabiliriz.

Bu çıkarsama ne ölçüde doğru - ne ölçüde hatalı.

Tarihte Kadın merkezci toplumların var olduğu kesindir,

kadının önemine, niye tanrıça ve ana figür olarak merkeze otturulduğunu ben de anlatım.

Sanat eserlerinde ve bir çok yerde kadın merkeze otturulduğunu-kutsandığını görebiliriz.

Yani kanıtlarımız var. Kadını öne çıkartan, merkeze alan bir toplum var.

Bu toplumda erkek pek ala piyon da olabilir.

Ama idare yönetimi şekli açıdan da olsa kadının kontrolünde miydi ? Kabile şefi gibi-geleneksel şekilde-kadın ölürse yine kadın başa geçer gibi.

Yoksa fiili yönetici erkek olmakla beraber, şeyhülislam gibi bir figürmüydü kadın...kutsanmakla beraber erkek ile eşit derece söz hakkı sahibimiydi.

Ya da inanış silsileri içinde Tanrılar primatinin en tepesinde kadın mı vardı ?

Bu soruları cevaplayabilmek o kadar kolay değil, tarihin eski zamanlarında elimize o kadar ulaşan detaylı bulgu yok.

Bir tanrıya tapmaktansa, Ana figürlü besin veren bir Tanrıçaya tapmak daha makul olabilir.

(Kadını-önemini küçümsem zaten mümkün değil)

Ama benim okuduğum bütün kaynaklarda bu toplumların - ana-erkil olma noktasında bahsettiğim çekinceleri belirtir.

Elinizde tarihi bir yazıta, belgeye atıf yapan kaynaklar varsa, konuya faydalı olmasından anlamlı olacaktır.

Ek

Saka Kraliçesi Tomris(Demir) Hatun gibi münferit isimler göz ardı edilmemeli. https://en.wikipedia.org/wiki/Tomyris

İdareci olarak tarihin ilk kadın yöneticilerinden.

Yine çağlar içinde kadın yöneticilere rastlıyoruz. Kraliçeler vs...

Tansu Çiller gibi - anamız oldu, ana figürünü kutsadık, ama kutsayanlar eve gidip karılarını dövdü. (ironi)

tarihinde Fellix tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Çıktın yollara..Avladın bir tane hayvan veya elin boş döndün..Gün içinde başka birşey yaptığın yok..

Kadın ne yapıyor bu arada?

Çocuk doğuruyor,çocuk besliyor,çocukları eğitiyor,evin ihtiyaçlarını yapıyor(çanak çömlek gibi),evin bakımını yapıyor,dahası ilkel olarak tarım yapıyor..Yani karın doyuran sadece erkek değil,kadın da karınları doyuruyor..Sonrasında bir de seks yapıyor..Hem de bir erkekle değil,birçok erkekle..!

Güç böyle olur..Tüm ipler kadının elinde..Erkek sadece bir kukla..

Kadın hep erkeği kandırıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kadın hep erkeği kandırıyor.

Aslında, günümüz Türkiye'sinde, bana göre, çoğu kez erkekler kadınları kandırıyor. Kadınlar duygularını saklıyorlar, bazen yalan söylüyorlar tanıştıklarında fakat erkekler tanıştıklarında duygularını yalan söylüyorlar ve kızları baştan çıkartmaya çalışıyorlar.

Tıpkı sembolik olarak İncil'in yaradılış bölümünü ele alabileceğimiz gibi. Havva günahkâr sayılıyor elmayı yiyerek, ama Havva'yı baştan çıkaran bir yılan var, yani Erkeğin penisi, diye yorumlanabilir Freud'un bakış açısıyla, ve kadın duygularına yenik düşüyor. Adem ne yapıyor? Yemediğine inkâr ediyor, Havva'yı satıyor Tanrı karşısında.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bildigim kadar avcilar tanrilara degil ruhlara inaniyorlardi.

topragi isleyen, dogaya "bagimli" olan ciftciler Toprak anaya inaniyorlardi.

Ekini ne zaman ekecegini, ne zaman bicecegini bilmesi icin, ciftcinin mevsimleri, günleri vs (astronmiyi) ögrenmesi lagzimdi.

Bu astrologlar zamanla din adami olurlar.

Diye duymustum.

Belki yardimci olur

http://www.ateistforum.org/index.php/topic/61013-aradigin-cevap-burda/

İlkel insanlar tabi ki tanrıya filan inanmıyorlardı..Tanrı ne demek,onu da bilmiyorlardı..Bu insanlar büyüye inanıyorlar,ruha inanıyorlar..Bu insanların dinleri totemizm..Bu insanlar dediğim avcı toplayıcı insanlar..Sonrasında ilkel tarımın başlamasıyla kadın ön plana çıkıyor..Meşhur Willendorf venüsü gibi heykelcikler,işte bu ilkel tarımın yapılmaya başladığı zamanlarda,kadının rolünü gösteriyor..İnsanlar ana olarak gördükleri topraktan heykelcikler aracılığıyla yardım istiyorlar..Bu heykelciklerin de içinde yaşayan bir ruh olduğunu düşünüyorlar..Bu arada büyü de çok önemli..Büyü inancı çok baskın..Büyü yaparak,bu heykelcikleri de araya koyarak üretimde bolluk bekliyorlar..

Tanrıça olgusu daha sonra ortaya çıkıyor..M.Ö.6000 civarlarında..Binlerce yıl tanrıçalara tapılıyor ve bu süreç Sümer'de insanlığın gelişimi ile kırılıyor ve ataerkil tohumlar atılıyor..

Neden güçlü evrilmiş o zaman erkek?

Döl üretmek için..

............

Elinizde tarihi bir yazıta, belgeye atıf yapan kaynaklar varsa, konuya faydalı olmasından anlamlı olacaktır.

O zaman şöyle yapalım..Size bir kitaptan bir paragraf yazıyım ki,bu konuyu daha net bir şekilde anlayabilesiniz..

Kitabın adı ''ilkçağ tarihi''..

''Çoban hayvancılığının ve sabanlı tarımın gelişimi ve gene ikinci büyük toplumsal işbölümü,bütün aile ilişkileri düzenini değiştirdi..Engels bu değişimi aile içinde devrim olarak nitelendirmektedir..Kadının klanlar düzeninin en üst aşamasında erkekle aynı haklara sahip olmasına,ilkel tarımcılarda aileyi yönettiği için daha üstün bir yeri olmasına karşın,hayvancılık ve tarımın temel ekonomik dallara ayrılması,çoban ve çiftçi erkeğe toplumda bir üstünlük sağladı..Kadının durumu ev işleriyle sınırlanacak duruma düştü ki,bu ev işlerinin birçoğu da meslekten erkek zanaatkarların eline geçmişti..Böylece ancak önemsiz birkaç ev işini elinde tutan kadın üretimden kesinlikle dışlandı..Öte yandan ev işlerinde giderek daha çok köle kullanılması da kadının konumunu köleninkine yakın bir yere indirgedi..Evde bile der Engels,yönetimi eline erkek aldı,kadın yerini yitirip köleleşti ve erkeğin zevkinin kölesi ve basit bir üreme aracı durumuna geldi..''

Altını çizdiğim yere dikkat..!

Kadın hep erkeği kandırıyor.

Kadın hep erkeği kolluyor..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı var mıdır yok mudur, sorusu bir soruyu daha problem olarak ele almamıza sebep: “Tanrı” kelimesinden kastedilen ne?

Aklıma, Freud’un Kitle Psikolojisinden esinlenerek(belki de Freud ileri sürmüştür bile, o kitapta, hatırlamıyorum) bir şey geldi.

Tanrı kelimesinin varoluşunun sebebi, ilk-babanın oluşturduğu süperegonun kendisi olabileceğidir. Çünkü Fallus döneminde ilk erkek çocuk babayı düşman edinmiş aynı zamanda ona saygı duymuştur, rol model almıştır ve kafasında ulaşamayacağı ilk-baba Tanrı kelimesiyle özdeşleşmiştir, derken tüm dünyaya, nesne yönelimi olarak yayılmıştır. Dağ Tanrısı, şu tanrısı, bu tanrısı, bilinmeyen ürküten, saygı duyulan tanrılar(altın tanrısı gibi)

Zamanla,

Anaksimandros dinin sınırlarını aşmışken, her şeye bilimsel yaklaşırken, günün birinde Ksenophanes çıkıp geliyor. Tanrı nedir, diye soruyor. Hayvanların aklı olsaydı onlarda kendi biçiminde çizerdi Tanrı’ları gibisinden laflar ediyor. Zeus’u, Hades’i, Poseidon’u eleştiriyor.

Tanrı’nın bilgisine erişilmeyeceğine, yalnızca insanların görüşlere sahip olabileceğini dile getiriyor.

Gelgelelim, Tanrı’nın tek olduğuna inanıyor, Yunanlıların aksine. Bu Tanrı doğa gibi sonsuz ve başlangıçsızdır. Doğa tek olduğu için tanrıda tektir. Tanrı demek her şey, tüm doğa, tüm evren demektir.

Yani, insan nesneleri, doğayı, kendilerini, evreni tanımaya başladıkça; örtüler kaldırıldıkça Tanrı sayısı azalma görülmüştür.

ANAKSİMANDROS hakkında:
Thales’in öğrencisi Anaksimandros ile karşılaştım.

Su nicelik bakımından sınırlı olduğu için, aynı zaman hocası Thales’e, karşı çıkarak maddi tözü nitelik bakımından belirsiz ve nicelik bakımından sınırsız bir madde olduğunu öne sürmüştür. Sonsuz sayıda evren olduğunu düşünmüştür.

Zamanın sınırları yoktur.
Başlangıcı ve sonu olmayan tek şey: Haraket


Günümüzdeki benzer düşünceye sahip olan Anaksimandros bununla da yetinmeyip, insanın başlangıçta balığa benzediğini, söylüyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eski Ahitten bir tanri-tanrica, baba/ogul-Anne/kiz mücadelesi.

1.Krallar-15

İsrail Kralı Yarovam’ın krallığının yirminci yılında Asa Yahuda Kralı oldu.

Yeruşalim’de kırk bir yıl krallık yaptı. Büyükannesi Avşalom’un kızı Maaka’ydı.

Atası Davut gibi RAB’bin gözünde doğru olanı yapan Asa,

putperest törenlerinde fuhuş yapan kadın ve erkekleri ülkeden kovdu. Atalarının yapmış olduğu bütün putları yok etti.

Kral Asa annesi Maaka’nın kraliçeliğini elinden aldı. Çünkü o Aşera için iğrenç bir put yaptırmıştı. Asa bu iğrenç putu kesip Kidron Vadisi’nde yaktı.

Ancak puta tapılan yerleri kaldırmadı. Ama yaşamı boyunca yüreğini RAB’be adadı.

Babasının ve kendisinin adadığı altını, gümüşü ve eşyaları RAB’bin Tapınağı’na getirdi.

.....

Asa’nın krallığı dönemindeki öteki olaylar, başarıları, bütün yaptıkları ve kurduğu kentler Yahuda krallarının tarihinde yazılıdır. Yaşlılığında ayaklarından hastalanan Asa, ölüp atalarına kavuşunca, atası Davut’un Kenti’nde atalarının yanına gömüldü; yerine oğlu Yehoşafat kral oldu.

Ve tanrinin(baba/ogulun) galibiyeti.

1.Krallar-18

Şimdi haber sal: Bütün İsrail halkı, İzebel’in sofrasında yiyip içen Baal’ın dört yüz elli peygamberi ve Aşera’nın dört yüz peygamberi Karmel Dağı’na gelip önümde toplansın.”

Ayrica

Aşeranin, JHWEnin eşi oldugu tahmin ediliyor!

https://en.wikipedia.org/wiki/Kuntillet_Ajrud

tarihinde poiuz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...