Jump to content

Kuran edebiyatı


Recommended Posts

Kuran'da

Ecel vakti geldiğinde ne bir an ileri ne bir an geri gidebilirler.

Deve iğne deliğinden geçmedikçe onlar cennete gidemezler.

Gibi enteresan sözler var bunlar ne anlama geliyor?

Birde iyiliği emretme, kötülükten sakındırma, azgınlığı yasaklama gibi emirler var..

Bu emirler neden iyiyi gösteriyor?

Öneri olarak sunmuyor bunları yalnız.. Aksi cehennem.. Yapma zorunluluğu içgüdüsü yerleşiyor insana bu durumda.. Zorla yaptırılma gibi.. Ben emrediyorum, sen kendi isteğinle yapacaksın ama yapmassan cehenneme gidersin..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Deve iğne deliğinden geçmedikçe onlar cennete gidemezler.

bu karadelikleri işaret ediyor...

1400 yıl öncesinden sölemiş allah işte.......anlayana.....!!!!

MUCİZE !!!!

daha çok mucize var kuranda....ama anlamanız için bir 1000000000 yıl daha geçmesi gerek......nede olsa kuran her çağa hitap ediyor...

tarihinde Zavallı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran'da

Ecel vakti geldiğinde ne bir an ileri ne bir an geri gidebilirler.

Deve iğne deliğinden geçmedikçe onlar cennete gidemezler.

Gibi enteresan sözler var bunlar ne anlama geliyor?

Birde iyiliği emretme, kötülükten sakındırma, azgınlığı yasaklama gibi emirler var..

Bu emirler neden iyiyi gösteriyor?

Öneri olarak sunmuyor bunları yalnız.. Aksi cehennem.. Yapma zorunluluğu içgüdüsü yerleşiyor insana bu durumda.. Zorla yaptırılma gibi.. Ben emrediyorum, sen kendi isteğinle yapacaksın ama yapmassan cehenneme gidersin..

Allah'ın "Kader" ve "Cüzi İrade" kavramları birbiriyle çelişen kavramlar zaten. O yüzden bu sorduğun soruda da bir açık barındırıyor. Cevabı verilemez çünkü elinde net bir veri yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İrade ve kader konusu çok detaylı incelenmesi gerekiyor ya da okuyucuya bırakılıyor.

Bu durumla Macbeth’te de karşılaşmıştım. Çok merak uyandırıcı, bir konu bana göre.


Hatta kitabı hemen bulup örnekleyeyim.

Çeviri: Sabahattin Eyüboğlu

Macbeth cadılardan kaderini öğrendiğinde:
Bahtımda kral olmak varsa var,
Ben elimi oynatmasam da korlar tacı başıma,
diyor Macbeth.

Diğer göndermek istediğim kısmı bulamadım, fakat orada da “Ölümünü bekleyebilirdim, kralın.” gibi bir cümle kuruyor.

Shakespeare gibi eserin hata yaptığını düşünemiyorum, daha dikkatli incelenmeli bazı şeyler bence. Bütüne iyice bakılmadan anlaşılmıyor.


Kuran bir şekilde daha popüler olmuş ki onda da bir küsur olduğunu düşünmek zor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran'da

Ecel vakti geldiğinde ne bir an ileri ne bir an geri gidebilirler.

Deve iğne deliğinden geçmedikçe onlar cennete gidemezler.

Gibi enteresan sözler var bunlar ne anlama geliyor?

Muhtelen, Muhammet bunları daha önce yazılmış edebi metinlerden aşırmıştır.Tipik hikaye uslubu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir tane daha

Eğer yeryüzündeki ağaçların tümü kalem ve

deniz de -onun ardından yedi deniz daha eklenerek- (mürekkep) olsa, yine de Allah'ın kelimeleri (yazmakla) tükenmez. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Lokman Suresi, 27)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah'ın "Kader" ve "Cüzi İrade" kavramları birbiriyle çelişen kavramlar zaten. O yüzden bu sorduğun soruda da bir açık barındırıyor. Cevabı verilemez çünkü elinde net bir veri yok.

Determinizm ve özgür irade kavramları da aynı çelişkiyi barındırıyor. Yalnız, buna çelişki değil de paradoks diyelim: özgür irade paradoksu.

Biribiriyle çelişen her iki olgu, ikisi de inkar edilemeyecek kadar gerçek: evrenin başlangıçta veya verili bir andaki durumu, kendisinden sonraki durumu tamamen belirler mi; belirlerse, bu belirleyicilik içinde insanın özgür iradesinin yeri nedir: camı açan insanın koşulsuz iradesi midir yoksa havanın sıcağı mıdır? İkisini de savunanların elinde sağlam argümanlar var. Daha arasını bulan olmadı. Bu tartışma çıktığından beri aynı minvalde ilerliyor.

İslam'ın kader/cüzi irade yorumundan, Kant'ın özgür irade çalışmalarına (Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi), kuantum fizikçisi Dirac'a, Marks'a Sartre'a, Bertrand Russell'a kadar herkes tartıştı bu konuda. Burada da çok tartışılmış konulardan biri.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ecel vakti geldiğinde ne bir an ileri ne bir an geri gidebilirler.

Entrasan olduğunu sanmıyorum.

Ecel vakti geldiğinde ne bir an ileri ne de geri gidebilmeleri, İslam'ın kader anlayışıyla ilgili bir şey. Sadece ecel değil, vakti gelen her şey ne bir an ileri ne de geri gidebilir. Buna "kaza" diyorlar.

"Gelen vakit" kavramı, olgunun bulunduğu uzay-zaman boyutu ile ilgili bir şey. Bizim için olan olmuş biten bitmiştir, kesindir, ama bir ışık yılı öteden bakanlar için daha buna bir sene vardır. Bizim için artık değişmeyecek olan şey, olup-bitmiş olan şey, başkası için nasıl bir gelecek, bir ihtimal, başka türlü de gerçekleşmesi mümkün olan bir nitelikte olabilir?

Uzay-zamandaki her gözlem pozisyonunu ayrı ayrı topladığımızda, ortaya kavranması güç bir durum çıkar: herkesin, bulunduğu pozisyonuna göre "gelecek" olan şey, bir başkası için nasıl sabit, değişmez, olmuş-bitmiş olabilir?

Herkese göre "gelecek" olan şey, "gelecek olan her şey" bütün bir uzay-zamana dışarıdan bakabilen birisi için "olmuş-bitmiş olan" şey midir? Ecel, veya küçük oğlanın doğumu, veya saat 12:00'de suların kesilecek olması, olmuş bitmiş bir şey midir aslında? Olmuş-bitmiş kesinliğinde midir?

İfadenin içeriğindeki bakış açısı bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir tane daha

Eğer yeryüzündeki ağaçların tümü kalem ve

deniz de -onun ardından yedi deniz daha eklenerek- (mürekkep) olsa, yine de Allah'ın kelimeleri (yazmakla) tükenmez. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Lokman Suresi, 27)

Bu da, öncekiyle aynı bakış açısına dayanan bir ifade.

Allah'ın kelimesi, felsefede ve teolojide, varlık, varlığın tümü anlamında kullanılır: Kelam, Logos, Levh-i Mahfuz, Kitap vs. de denir. Mesela Hegel'in meşhur Geist'i de böyle bir şeydir.

Hem aktif hem de virtüel anlamda varlık demektir. Yani, yaratılan her şey, her olgu, her zerre bu kitapta olduğu gibi, yaratılması mümkün -virtüel- her şey de bu kitaptadır.

Genel olarak, tüm varlık anlamında kullanılabilir: "..büyük, küçük her şey bir Kitap'tadır.." ifadesinde olduğu gibi: "vakti gelince ertelenmeyecek olan ecel", mesela.

Bireysel anlamda da varlık olarak kullanılabilir: "İsa, Allah'ın Meryem'e ilkah ettiği bir kelimesidir", "Güneş ve ay Allah'ın ayetlerinden iki ayettir" gibi ifadelerde olduğu gibi.

Sordun diye yazdım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhtelen, Muhammet bunları daha önce yazılmış edebi metinlerden aşırmıştır.Tipik hikaye uslubu.

:lol:

ya ya evet haşa
Peygamber sav ın 50tane yardımcısı vardı
her biri 10 farklı dil bilirdi
1400 yıl önce dünyanın en büyük kütüphanesi çöl ortasındaki mekke köyündeydi
peygamber okuma yazma bilmezdi ümmiydi ama bu kütüphaneden çıkmazdı
tek tek yardımcılarına "sen asurluları artaştır"
"sen hint metinlerini bul topla" "sen eski helen uygarlıklarını
sen sümerleri
sen babilleri sen bilmem kimleri araştır diye emirler verirdi"
40 yaşına kadar çobanlık ve ticaretle uğraşmadı
yukarıda bahsettiğim kütüphanede yattı kalktı
sonra bir gün birdenbire elinde Kuranla çıktı geldi
Ben Peygamberinizim Beni size Allah cc elçi olarak gönderdi dedi
ha ha ha
ne kadar sığ ve salaksınız
:lol:
Link to post
Sitelerde Paylaş

Entrasan olduğunu sanmıyorum.

Ecel vakti geldiğinde ne bir an ileri ne de geri gidebilmeleri, İslam'ın kader anlayışıyla ilgili bir şey. Sadece ecel değil, vakti gelen her şey ne bir an ileri ne de geri gidebilir. Buna "kaza" diyorlar.

"Gelen vakit" kavramı, olgunun bulunduğu uzay-zaman boyutu ile ilgili bir şey. Bizim için olan olmuş biten bitmiştir, kesindir, ama bir ışık yılı öteden bakanlar için daha buna bir sene vardır. Bizim için artık değişmeyecek olan şey, olup-bitmiş olan şey, başkası için nasıl bir gelecek, bir ihtimal, başka türlü de gerçekleşmesi mümkün olan bir nitelikte olabilir?

Uzay-zamandaki her gözlem pozisyonunu ayrı ayrı topladığımızda, ortaya kavranması güç bir durum çıkar: herkesin, bulunduğu pozisyonuna göre "gelecek" olan şey, bir başkası için nasıl sabit, değişmez, olmuş-bitmiş olabilir?

Herkese göre "gelecek" olan şey, "gelecek olan her şey" bütün bir uzay-zamana dışarıdan bakabilen birisi için "olmuş-bitmiş olan" şey midir? Ecel, veya küçük oğlanın doğumu, veya saat 12:00'de suların kesilecek olması, olmuş bitmiş bir şey midir aslında? Olmuş-bitmiş kesinliğinde midir?

İfadenin içeriğindeki bakış açısı bu.

güzel...

Uzayın hiç bir noktasından gelecek görünmez...

Olmuş olayın sadece daha geç görünmesi daha uzak noktada daha da geç görünmesi var...

Geleceği görmek hiç bir şekilde mümkün değil...

Link to post
Sitelerde Paylaş

:lol:

ya ya evet haşa

Peygamber sav ın 50tane yardımcısı vardı

her biri 10 farklı dil bilirdi

1400 yıl önce dünyanın en büyük kütüphanesi çöl ortasındaki mekke köyündeydi

peygamber okuma yazma bilmezdi ümmiydi ama bu kütüphaneden çıkmazdı

tek tek yardımcılarına "sen asurluları artaştır"

"sen hint metinlerini bul topla" "sen eski helen uygarlıklarını

sen sümerleri

sen babilleri sen bilmem kimleri araştır diye emirler verirdi"

40 yaşına kadar çobanlık ve ticaretle uğraşmadı

yukarıda bahsettiğim kütüphanede yattı kalktı

sonra bir gün birdenbire elinde Kuranla çıktı geldi

Ben Peygamberinizim Beni size Allah cc elçi olarak gönderdi dedi

ha ha ha

ne kadar sığ ve salaksınız

:lol:

Sen hiç sözlü edebiyat diye bişey duydun mu ?

Dünyanın hemen her yerinde var olan anlatılardan haberin var mı ?

Kuşaktan kuşaga geçen anlatıların,halkbiliminin ve edebi hikayelerinin ne demek oldugunu biliyor musun ?

Sanırım bilmiyosun.Bilseydin böyle bilgisizce konuşmazdın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanın zihnini bulandıran ve tam anlaşılmayan ifadeler kullanılarak, insanların düşünce mekanizmalarını kırmışlar.

Tam anlaşılamayan çelişkili ifadeler, ben anlayamam allah en doğrusunu bilir şeklinde düşünceler doğurarak inancı korumuş fakat kuran apaçıktır bu nasıl oluyor?

İnanç sisteminde geleceği ve her şeyi bilen bir varlık var ve insanları deniyor.

Şunu görelim diye şöyle yaptık gibi ifadeler de var.

Geleceği bilmek ve insanları denemek.

İnsanların özgür davranışları ve allahın bunları önceden bilmesi. Bunlar insanın anlayamayacağı çelişkiler, düşünce mekanizmasını tamamen kıran bu paradokslar insanı yobazlaştırıp canavarlaştırıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanın zihnini bulandıran ve tam anlaşılmayan ifadeler kullanılarak, insanların düşünce mekanizmalarını kırmışlar.

Tam anlaşılamayan çelişkili ifadeler, ben anlayamam allah en doğrusunu bilir şeklinde düşünceler doğurarak inancı korumuş fakat kuran apaçıktır bu nasıl oluyor?

İnanç sisteminde geleceği ve her şeyi bilen bir varlık var ve insanları deniyor.

Şunu görelim diye şöyle yaptık gibi ifadeler de var.

Geleceği bilmek ve insanları denemek.

İnsanların özgür davranışları ve allahın bunları önceden bilmesi. Bunlar insanın anlayamayacağı çelişkiler, düşünce mekanizmasını tamamen kıran bu paradokslar insanı yobazlaştırıp canavarlaştırıyor.

dini ve ondan doğan ahlakı yok sayan dinsiz ahlaksız ateistler canavarlaşır

kurallara bağlı haram helal bilen müslümanlar değil

din güzel ahlaktır

din yoksa güzel ahlakta yok

1. “Din, güzel ahlaktır ” [Deylemi]
2. “Sizin imanca en güzeliniz, ahlakça en güzel olanınızdır ” [Hakim]
3. ”Müminlerin iman yönünden en faziletlisi ahlakça en iyi olanıdır ” [Tirmizi]
4. ”Şüphesiz güzel ahlak, güneşin buzu erittiği gibi günahları eritir ” [Harâiti]
5. “Bir insan az ibadet etse de, güzel ahlakı sayesinde en yüksek dereceye kavuşur ” [Taberani]
6. “Yumuşak davran! Sertlikten sakın! Yumuşaklık insanı süsler, çirkinliği giderir.” [Müslim]
7. “Sadaka, yetmiş şerrin kapısını kapatır” [Taberani]
8. “Geçmiş peygamberlerin, sonraki insanlara ulaşan sözlerinden birisi de şudur: ‘Utanmadıktan sonra dilediğini yap’ [buhari]
9. “Yumuşak huylu kimseye, dünya ve ahiret iyilikleri verilmiştir” [Tirmizi]
10. “İbadetlerin en kolayı, az konuşmak ve iyi huylu olmaktır” [İbni Ebiddünya]
11. “Dünyada veya ahirette özür dilemek zorunda kalacağın söz ve hareketten uzak durmaya çalış!” [Hakim]
12. “Kişi, yumuşaklığı, tatlı dili ile, gündüzleri oruç tutanın ve geceleri namaz kılanın derecesine kavuşur” [İ.Hibban]
13. “Kızınca, öfkesini yenerek yumuşak davrananı Allahü teâlâ sever” [İsfehani]
14. “Güler yüzle selam veren, sadaka verenin sevabına kavuşur” [İbni Ebiddünya]
15. Bir kimse Resulullah efendimizden nasihat istedi, “Kızma, sinirlenme” buyurdu Birkaç kere sordu, hepsine de “Kızma, sinirlenme” buyurdu [buhari]
16. “Çevrendekilerle güzel komşuluk et ve kendin için sevdiğini, başkaları için de sev ki müslüman olasın” [Harâiti]
17. “Komşusu kötülüğünden emin olmayan, mümin olamaz” [buhari]
18. “Halkın elindekine göz dikmemek, müminin alametlerindendir” [Dare Kutni] www.maneviyat.com
19. “Mümin geçim ehlidir. Arkadaşına rahatlık verir. Münafık ise geçimsizdir, arkadaşına sıkıntı verir” [Dare Kutni]
20. “Mümin ülfet eder [iyi geçinir], ülfet etmeyen ve ülfet edilmeyende hayır yoktur” [beyhaki]
21. “Müminin yanına giren, güzel bir bahçeye girmiş gibi ferahlık duyar” [Deylemi]
22. “Mümin lanet etmez, kötülemez, müstehcen konuşmaz ve hayasız olmaz” [Hakim]
23. “Mümin arıya benzer; konduğu dalı kırmaz, oraya zarar vermez. Toplayıp bıraktığı eseri de güzeldir” [beyhaki]
24. “Mümin, koku satan kimse gibidir. Yanında otursan için açılır. Onunla gezsen veya ortak iş yapsan faydasını görürsün. Onun her işi faydalıdır”
[Taberani]
25. “Mümin akıllı, basiretli, uyanıktır. Her işte Allah’ın rızasını gözetir. Acele etmez, ilim sahibidir, haramlardan kaçar.” [Deylemi]
26. “Müslüman, elinden ve dilinden müslümanların emin olduğu kimsedir” [buhari]
27. “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz” [Müslim]
28. “Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” [beyhaki] www.maneviyat.com
29. “Güzel ahlak, büyük günahları, suyun kirleri temizlemesi gibi temizler Kötü ahlak ise, salih amelleri, sirkenin balı bozduğu gibi bozar” [İbn-i Hibban]
30. "Allah’a ve ahiret gününe iman eden, misafirine ve komşusuna ikram etsin. Ya hayır söylesin ya da sussun" [buhari]
31. “Güzel ahlak, senden kesilen akrabanı ziyaret etmek, sana vermeyene vermek, sana zulmedeni affetmektir” [beyhaki]
tarihinde dr.Kemal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
doğruluk dürüstlük:



“Doğruluktan ayrılmayınız; çünkü doğruluk iyiliğe, iyilik de cennete götürür.

Gerçekten insan doğrulukla hareket etmeye devam ederse Allah katında en doğru kimse olarak yazılır.

Yalandan sakınınız; çünkü yalan kötülüğe, kötülük ise cehenneme götürür.

Gerçekten insan yalan söylemeye devam ederse Allah katında çok yalancı yazılır.” Müslim, İman, 62.



Mâide Sû»resinin 119 . Ayetinde

Allah şöyle diyecek: “Bugün, doğrulara, doğruluklarının yarar sağlayacağı gündür.” Onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’dan razı olmuşlardır. İşte bu büyük başarıdır.


Rabbinin kelimesi (Kur’an) doğruluk ve adalet bakımından tamdır. Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. En’âm Sû»resinin 115 . Ayetinde


İsrâ Sûresinin 80 . Ayetinde

Deki: “Rabbim! (Gireceğim yere) doğruluk ve esenlik içinde girmemi sağla. (Çıkacağım yerden de) beni doğruluk ve esenlik içinde çıkar. Katından bana yardımcı bir kuvvet ver.”




Cin Sûresinin 4 . Ayetinde

“Demek bizim beyinsiz olanımız Allah hakkında doğruluktan uzak sözler söylüyormuş.”


“Ey iman edenler! Yolunuzu Allah’ın kitabıyla bulmaya çalışın; ve doğrulardan olun ve hem de doğrularla beraber olun.” (Tevbe: 9/119)

Link to post
Sitelerde Paylaş
doğruluk dürüstlük:
“Doğruluktan ayrılmayınız; çünkü doğruluk iyiliğe, iyilik de cennete götürür.
Gerçekten insan doğrulukla hareket etmeye devam ederse Allah katında en doğru kimse olarak yazılır.
Yalandan sakınınız; çünkü yalan kötülüğe, kötülük ise cehenneme götürür.
Gerçekten insan yalan söylemeye devam ederse Allah katında çok yalancı yazılır.” Müslim, İman, 62.
Mâide Sû»resinin 119 . Ayetinde
Allah şöyle diyecek: “Bugün, doğrulara, doğruluklarının yarar sağlayacağı gündür.” Onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’dan razı olmuşlardır. İşte bu büyük başarıdır.
Rabbinin kelimesi (Kur’an) doğruluk ve adalet bakımından tamdır. Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. En’âm Sû»resinin 115 . Ayetinde
İsrâ Sûresinin 80 . Ayetinde
Deki: “Rabbim! (Gireceğim yere) doğruluk ve esenlik içinde girmemi sağla. (Çıkacağım yerden de) beni doğruluk ve esenlik içinde çıkar. Katından bana yardımcı bir kuvvet ver.”
Cin Sûresinin 4 . Ayetinde
“Demek bizim beyinsiz olanımız Allah hakkında doğruluktan uzak sözler söylüyormuş.”
“Ey iman edenler! Yolunuzu Allah’ın kitabıyla bulmaya çalışın; ve doğrulardan olun ve hem de doğrularla beraber olun.” (Tevbe: 9/119)

Doktor; senin yazdıklarını okuyunca tüylerim diken diken oluyor. Kendimi insan gibi hissediyorum. İyi ki varsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

27. Merhamet etmeyene merhamet olunmaz [Müslim]

31. sana zulmedeni affetmektir [beyhaki]

Arkadaşlar rezilliği görüyorsunuz değil mi? :) :)

13. Kızınca, öfkesini yenerek yumuşak davrananı Allahü teâlâ sever [İsfehani]

:D

tarihinde tupac tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...