suigeneris

özdeşsiniz derken beni darbeci sanmadın umarım, bilakis darbeciler (önceki darbeciler dahil) yargılansın diyorum.

ben de zamanında ışık dersanesine gitmiştim, üniversiteye falan kaydımı yapıp beni kapaklayacaklardı, onların içinde kalsaydım şimdi götürmüştüm malı aynı dönem dersaneden arkadaşım AKP ilçe başkanı oldu düşün yani gerisini

DArbe planlıyorsan başarılı olacaksın ki kafana göre yasa çıkarıp yırtacaksın kenan evren gibi yoksa yaptığın suçtur ve yargılanırsın. zamanında Talat Aydemiri nasıl idam ettilerse şimdi Tolon Paşayı veya Eruygur Paşayı tutuklamaları gayet normal. Suçluların yanında olmak isteyen varsa orası ayrı tabi. rütbesi veya mevkii ne olursa olsun kimsenin suç işlemeye hakkı yoktur. yargılama bitsin bakalım kim suçlu kim suçsuz anlarız. Kenan Evren de yargılansaydı da ölmeden onuda hapislerde görseydik.

ailem bilmiyor ama tahmin ediyorlar, zaten onlarda öyle sürekli namaz falan kılan tipler değil, klasik ramazan ayı müslümanları işte biraz oruç birazda namaz yeter arkadaşlarımın ise çoğu biliyor ateist olduğumu çünkü hemen hemen hepsi benimle aynı fikirde bu konuda. zaten memleketim itibariyle (Mersin) allah çocukluğumuzdan beri sıradandı, içimizden biri gibiydi, allaha küfretmenin gayet normal olduğu yerde allaha pek saygınız kalmıyor zate, sonra da tamamen ilişkiniz sona eriyor severek ayrıldık biz , birbirimize küfrederek vedalaştık

idam cezasının kalkmasındaki en büyük etken telafisinin imkansız olması. yargılamayı yapanların da insan olduğunu düşünürsek haklıyı haksızı ayırt etmek için kullanılan delil sistemlerini de göz önünde bulundurursak her zaman hataya açıktır hukuk sistemleri. idam cezası sonucu hayatını kaybeden insanı geri getirmek mümkün olmadığı için uygulanmaması iyidir. ayrıca sadece bu başlıkta bile idam cezasının uygulanmasının ne kadar siyasi olduğunu ve kişisel nefretlere göre hareket edildiğini görüyoruz. birileri hoşuna gitmediği için adnan menderesi idam eder diğeri yine hoşlanmadığı deniz gezmişi

onlarca köpek beni görüp bana saldırırsa bende gitmesi için taş atarım. şimdi ben taş attığım için mi köpek saldırdı yoksa köpek saldırdığı için mi ben taş attım. taş atınca köpek daha da salgınlaşır tabi orası da ayrı bir durum. öncelikle köpek niye saldırdı onu bulmak lazım. 1 mayıs olayını da bu çerçevede değerlendirmek lazım.

kızın annesi, kızın kendisi, hüseyin üzmez, telefon dinleyen polisler, allah ve sağdaki soldaki melekler. alın size yeterince şahit

iyi ya işte vicdani retçi, ben yaşamak ve yaşatmak istiyorum, hükümetlerin savaşında ben kurban olmak istemiyorum ve kimseyi de kurban etmek istemiyorum diyerek tüm insanların yaşam hakkına değer verdiğini anlatmaya çalışıyor. Yaşamın daha değerli olduğunu söyleyen ve silah kullanmak istemeyen savaş karşıtları iken sen bencilce sadece kendi yaşam hakkın için bu insanları dahi öldürebileceğini söylüyorsun. Düşmanla savaşmak istiyorsan bakanlar kurulu üyelerinden başlayarak sermaye sahiplerine ordan köpekleşmiş insanlara kadar hepsinin alınlarından vurmaya hemen başla. birileri düşmanımız bun

disk binasından polise taş atan mı vardı da polis saldırdı, ya ödp binasının önünde duranlar ne yapmıştı, sokaklardaki eylemle alakası olmayan vatandaşlar ne attı, bırakın bu işleri, ben hükümetin, iktidarın kıçını yalarım kulu kölesi olurum deyin açıkça da rahatlayın. taş atılmasa da valinin, polisin kıçını yalayacak karakterdeki insanlar biraz mert olsun da nasıl bir zihniyette olduklarını söylesinler. kul olmaya alışmış adamlardan ne beklersin.

işçileri aşağılayan var çünkü memurların ve işçilerin arasında iş yapmadan haksız para kazananlar olduğunu hepimiz biliyoruz ama arkadaşın doğrudan karayoları işçileri, yse, telekom işçileri diye burdaki çalışanların tamamı için aynı ithamlarda bulunması bu arkadaşımızın esasen sorununun beden işçiliği olduğunu gösteriyor. bu kişi için sorun çalışmayanların neden 2500 aldığı değil neden beden işçilerinin kendi gibi üstün meziyetleri olan muhteşem insanlardan daha fazla kazandıkları. film eleştirmeni bir insan nasıl olurda boktan bir dsi işçisinden daha az alır. çalışamadan para kazanan işçi o

ben niye 2500 ve daha fazlasını almıyorum diye devlete veya patronuna hesap sormaz da gider 2500 alana niye 2500 alıyorsun diye hesap sorar ve kendince aşağılamaya kalkar. sonra da sistem düzelsin ister. korkaklar kendi kendine söylenir durur, kimse dikkate almaz, hakkını isteyenler mücadele eder, kavgasını verir ve hakkını almaya çalışır. Sen neden bana da 2500 vermiyorlar diye iyice bir düşün sonra da otur kendini aşağıla.

Tüm emekçilerin 1 Mayısı kutlu olsun. taksimde olursa istanbul trafiği felç olur diyen ancak bizzat kendisi istanbulu felç eden, halkın üzerinde terör estiren, hastanelere gaz bombası atan, eylemci olup olmadığına bakmaksızın her vatandaşa şiddet uygulayan valiye özel selamlarımı iletiyorum. polisin teröründen çekinen ve üyelerinin canlarına kasdeden müdahaleler sebebiyle sendikalar taksimden vazgeçti ama özellikle bu son iki yıldır biriken öfke uşaklara, köpeklere , dalkavuklara sert biçimde geri dönecektir. 1 Mayısı terörize eden hükümet elbet bunun bedelini ödeyecektir.

böyle saçmalık olmaz. çobanın oyu ile benim oyum elbette eşit olmalı. insanlar farklı statülere sahip olabilirler, farklı gelir ve eğitim durumuna sahip olabilirler ama herkes bir insandır ve bir oya sahiptir. siz eğitim seviyesi düşük tutulmuş, yoksullaştırılmış insanların yönetimde söz sahibi olmasını tamamen zorlaştırarak o insanları dışlayamazsınız. ben bunun aysun kayacı ve benzerleri ile sınırlı kalmasını umarken forumda bu yönde düşünenlerin varlığı şaşırttı beni. bu ülkede herkesin kendine göre bir derdi var ve seçim sürecinde herkes kendi düşünceleri doğrultusunda yönetimin beirlenme

bir celse boyunca havanda su dövmüşler. yapılan birçok hareket yasalarda olduğu için değil teamüller gereği yahut alışkanlıklar gereği yapılıyor. Avukatın hakime birşey söylerken ayağa kalkmasını söyleyeyen bir yasa yok zaten ama bırakın hakimi karşı tarafın avukatına birşey söylerken de ayağa kalkarsın ya da sanığa, tanığa birşey sorarken de ayağa kalkarsın. yani tutupda bende hakimle aynı okulu bitirdim neden ayağa kalkıyorum gibi bir tutum çocukca geliyor bana. olayın özü karşındaki hakim, savcı, avukat, tanık, sanık kim olursa duruşma ortamıdna birşey söylerken ayağa kalkıp söylersin, böyl

benim ismim farsça sanırım ama arapçada da mevcuttur. isim verirken pek çok anne baba ismin anlamını araştırmıyor, şimdilerde böyle bir ilgi var ama benim doğduğumda pek yoktu anlaşılan ki ailem doğrudan dedemin ismini vermiş kurtulmuşlar