Jump to content

ölü deniz (kumran) yazmaları..


Recommended Posts

ölü deniz yazmaları, bilinen en eski kutsal kitaptır, 1947 yılında bir çocuk tarafından tesadüfen bulunmuş c-14 testine göre iö.33, +200 - 200 skalasına tarihlenmiştir. ve günümüzdeki tevrat zebur ile tamamen aynı olduğu gösterilmiş.. kısacası müslümanların tevrat ve incil'in değiştiğine dair savları bilimsel olarak çürütülmüştür.

bu konuyla alakalı, güzel bir link veriyorum..

http://www.hristiyan.net/kutsalkitabindegismezligi/tahrif13.htm

müslüman arkadaşlar bu meseleye ne yanıt verecekler acaba? google'dan bu yazmaları aratsınlar bakalım bu kaynağın dışında da.

Link to post
Sitelerde Paylaş

o zaman eldeki tevrat ve incil'i doğrulamaları gerekir. başka seçenek yok, bir bölümünü gizliyorlarsa, açıkta kalan kısım doğru demektir. recm ayetleri, israillilerin seçilmişliği vs. felan hep doğru o zaman. ama nedense musa'nın asası tevratta yılana, kuranda ejderhaya dönüşür, nuh'un gemisi birinde ararat'a diğerinde cudi'ye oturur.. ve en önemlisi, tevratta tanrı 6 günde yaratır, haftanın son gününde dinlenir. :)

tarihinde gavur tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bu bilginin doğruluğuna nasıl inanabiliriz ki? müslüman arkadaşlar birşey koyduğunda hemen doğruluk sorgulaması yapıyoruz. bunu da sorgulamamız gerek. bu da müslümanların "incil,tevrat değişti" hikayesine karşılık yapılmış birşey olamaz mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

bu bilginin doğruluğuna nasıl inanabiliriz ki? müslüman arkadaşlar birşey koyduğunda hemen doğruluk sorgulaması yapıyoruz. bunu da sorgulamamız gerek. bu da müslümanların "incil,tevrat değişti" hikayesine karşılık yapılmış birşey olamaz mı?

Merak etme gerçekler. Vatikan ile İsrail az kapışmadı bu konuda.

Başka bir konudaki yazımı kopyalayayım.

Tevrat’a ait en eski belgeler

Tevrat’tan Babil sürgünü ve öncesine ait bir belge bulmak çok zor. En önemli belgeler 1947 yılında tesadüfen Ürdün'de bulunan Kumran "Ölüdeniz" parşömenleridir. Bu parşömenlerde, her ne kadar parçalar halinde de olsa Eski Ahit'teki 39 metnin hepsi vardı. mö 2. ve 3. yıllara tarihlenen bu metinler günümüze kadar gelmişlerdi, çünkü korunmak için mükemmel bir ortamda saklanmışlardı.

Ölüdeniz parşömenleri

http://images.google.com.tr/images?hl=tr&gbv=2&tbs=isch%3A1&sa=1&q=Dead+Sea+scrolls&btnG=Ara&aq=f&oq=&start=0

İlgili yazılar

http://www.amaney.com/forum/ilginc-seyler-ve-sirlar/3054-oludeniz-yazitlari-hakkinda-ilginc-bilgiler.html

http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=-72771

http://www.hristiyan.net/cevaplar/kumran.htm

http://blog.milliyet.com.tr/Esseniler_ve_olu_deniz_yazmalari/Blog/?BlogNo=101344

Fakat bu metinler bile Babil sürgününden en az 300 yıl sonradır. Daha eskiye ait metinlerin bulunmaması, bazı bilim adamlarını Tevrat, İsrail ve İsraillilerin olmadığı, bütün bunların kurgu olduğu, kendini İsrailli olarak adlandıranların bunları ürettikleri konusunda şüpheye sevk ediyor.

1979 yılında Kudüs'ün batı tarafındaki Ketef Hinnom'da gömülü bir mağarada silindir şeklinde iki adet gümüş parşömen bulundu. Bu parşömenler mö 7. yüzyıla tarihlendi, yani Babil sürgünü öncesine. Metinler çok eski, küçük ve rulo şeklinde oldukları için açılmaları çok riskliydi. Arkeologlar riski aldılar ve bu iki parşömeni açtılar. Bulunuşlarından yedi yıl sonra 1986'da parşömenlerdeki yazıtlar okundu. Metinlerde "Yhvh" adı ve (Colde Sayim 6:24-26)'ya ait bölümler vardı. Ayrıca harflerin şekli de bu tarihi (mö 7. yy) doğruluyordu. Bu metinler, Tevrat'a ait en eski metinlerdir. Bu metinlerin varlığı bize Babil sürgünü öncesinde, Yehuda krallığı döneminde Tevrat'ın İsrailliler tarafından yazıldığını kanıtlıyor.

Parşömenler

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/e/e8/Silver_scroll_1.jpg

http://www.wwyd.org/Articles/images/YHWH_SILVER-SCROLLS.jpg

İlgili yazılar

http://www.windmillministries.org/frames/RC-silver-scrollsA.htm

http://www.crystalinks.com/scrollsilver.html

http://www.yahwehsnewkingdom.com/Yahweh-600BC.htm

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 6 years later...
  • 2 years later...
On 24.02.2019 at 12:27, onesihi said:

3bin yıllık etrüks kitabı müzede sergilenirken en eski dini metinlerin vatikan tarafından korunaklı kasalara kilitlenmesi çok saçma.

 

Kilisenin en önemli misyonu, incil dahil kutsal kitapları milletten saklayarak, din üstüne mutlak sahipliğini iddia etmektir. 

 

Bu, iki noktada değişmiştir. Birisi, Martin Luther'dir. İncili almancaya tercüme ettiği için başına gelmedik kalmasa da, olan olmuş, incil kilisenin tekelinden çıkmıştır. İkincisi matbaanın icadıdır. İngiliz kralı henry, "Vall bu iyiymiş, artık incili basar çoğaltır, şu kiliseden kurtuluruz" babında konuşup, seri halde incili çoğaltıp dağıtmıştır. 

 

Hristiyanlıktaki rönesans ve diğer reform hareketlerinin sebebi budur aslında. İncile herkesin erişebiliyor olması. 

 

Bu durum, bundan öncesinde devam eder gider. Muhammedin yaşadığı iddia edilen dönemde de durum farklı değildir, incil, incili okumak kilisenin tekelindedir. Onlarda işlerine gelen yeri söyler, gelmeyeni yok sayarlardı haliyle. Kuranda bundan bahseder. 

 

Böyle olduğu için, mekki dönemde, muhammedin incilde geçen hikayeleri baya baya bilmesi, onun tanrı ile bir bağı olduğunu ortaya koyan bir husus olmuştur. Elbette bu öyle değil, muhammed bunları birilerinden dinliyor, öğreniyor tabi. Anlatılana bakılırsa, zamanında rahiplerle baya kervanlara katılmış malum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...