Jump to content

İslam'da Kader Anlayışı


Recommended Posts

Şimdi kalkıp "Diyelim ki ben bir adam öldürdüm" deki adamı öldürmenle "Hızır a.s.ın gaybı bilmesi" sebebiyle öldürmesi ni aynı iş görüyorsan diyebilecek birşeyim yok.

Valla çok müslümanla tartıştım ama senin kadar anlayışı kıt olan bir müslümana rastlamadım. Yine söylediklerimden alakasız iddialar ortaya çıkarmışsın ve yine beni bunu düzeltmekle uğraştırıyorsun. Ben nerede bu iki olayı aynı argümanda kullanmışım? Hızır öldürme kararını kendi bilgisiyle almıyor, allahtan aldığı emiri uyguluyor, dolayısıyla ben bu örneği senin imtihan sonucuna karışmayan sadece bildiğini yazan allah önermene karşılık vermiştim.

Burada insan kayırma, kader vs. gibi hiç bir örnek yok. Burda sadece Hz. Musa'dan bilgiliyim diye böbürlenmemesi isteniyor

Demekki neymiş ayeti koyup kenara çekilmekle hiçbir şey olmuyormuş. İşin başını ve sonunu bilmek gerekiyormuş.

Ne oldu şimdi, masalı başından sonuna alıntılayınca soruya cevap vermiş mi oldun, musanın böbürlenmesini mi tartışıyoruz ki buna açıklık getirmeye çalışıyorsun?

Sonra çocuğu öldürüyor. (Büyüyüp kötü biri olacağından anne babasını da kötülüğe sürüklemesin diye)

Biz buna bir cevap arıyoruz, çocuğun büyüdüğünde kötü biri olacak iken küçükkken öldürülmesi kayırılma değil de nedir?

Kayırma işine gelelim.

Bu iş için ne harcadın ki emeklerim boşa gitti veya benim yerine onu kayırdı diyebilesin.

Benim bir çaba göstermem niye gereksin ki? Çocukta büyüdüğünde ''benim gibi'' kötü biri olacaktı ama hiçbir çabası olmadan küçükken öldürülerek bunun cezasından sıyrıldı. Bu kayırmanın tek nedeni anne-babasının müminlik derecesiyse, ''bana niye o ebeveyinleri bahşetmedi, benim yerime onu niye kayırdı'' diyebilirim.

Yolda arkadaşınla gidiyorsun. Biri gelip sana bir şeker yanındaki arkadaşına iki şeker verse o adama kalkıp

"Bana daha az verdin. Haksızlık yaptın denebilirmi?"

Biz o şekerleri hakedecek birşey yapmadık. (Camiye gitmedik) Adam gönlünden koptuğu için istediğine istediği kadar verdi.

İstese ikimize de hiçbirşey vermeyebilirdi. Haksızlık olması için ortada HAK olması gerekmezmi? Sence biz o şekerleri hakettikmi?

Yine saçmasapan örnekler vermeye devam ediyorsun, bir kere burada yaptıklarımıza karşılık verilen bir ödül ve cezadan bahsediyoruz.

Hiçbir sebep olmadan verilen ödüller üzerinden bir hak talep edilemez elbette...

İkimizde bir şekeri hakediyor iken ona iki vermesi haksızlık olacaktır haliyle, ama konuştuğumuz şeyde daha çarpıcı birşey var...

Her iki tarafa da şeker verilmiyor, birine şeker verilip diğerine zakkum-diken veriliyor...

İkimizde cezayı ''hakedecekken'' birini cezalandırıp birini ödüllendiren bir allah var karşımızda, buna haksızlık denmezde ne denir?

Seni yaratan seni yaratmakla bile zaten seni kayırmamışmı?

Beni cehenneme gideceğimi bile bile yaratarak nasıl kayırmış oluyor?!

Sebibini işlemek dedim. Bundan birşey anlamadın mı?. Tüm ömrünü adam öldürmekle geçiren bir adamın camide ölme ihtimali nedir? Ki o adam camiye davet edildiği halde gitmedi.

Değişmeyeceğini biliyoruz ama ne olduğunu bilmiyoruz. 85 yaşına kadar istediğin gibi yaşayıp (sanki bu yaşa kadar ölmeyeceğin garantiymiş gibi) (camiye bile uğramayıp) aniden caminin önünde ölüvermeyi mi bekliyorsun. Bunu yapman için arada bir camiye uğruyor olman gerekmezmi? Ayakların arada bir camiye uğramazsa caminin önünde ölüverme ihtimalin var mı?

Senin şu hadisten de haberin yok(:

Ebû Saîd Sa’d b Mâlik b Sinân el-Hudrî Radiya’llâhu Anh’den rivâyet edildiğine göre,

Peygamber Aleyhiselam Şöyle buyurmuştur :

Sizden evvelkiler içinde bir adam vardı 99 kişi öldürmüştü Sonra, dünyânın en büyük âlimi kimdir? Diye soruşturdu Ona bir râhib gösterildi bunun üzerine

Râhibin yanına gitti;

-99 adamı öldürdüm, tevbe etsem olurmu diye sordu ?

-Râhib kabul olmaz, dedi Bunun üzerine o adam rahibi’de öldürdü; onunlaa yüzü (1oo) doldurdu Sonra yeryüzü halkının en büyük âlimini sorup araştırdı ona alim bir kimseyi tavsiye ettiler

-Âlime sordu 1oo adam öldürdüm, tevbe etsem kabul olurmu ?

-Alim: Evet, seninle tevbe arasında kim hâil olabilir, filân yere git,

Allâh’a ibadet ile meşgul insanlar vardır onlarla beraber Allâh’a ibadet et,

Memleketine dönme; zîrâ orası fenâ bir yerdir, dedi

Bunun üzerine adam yola çıktı yarı yola vardığında öldü

-Rahmet melekleri ile

-Âzab melekleri

Bu adam hakkında münakaşa ettiler Rahmet Melekleri:

-Bu adam, candan tevbe ederek geldi, dediler

Âzab melekleri

-Bu adam hiçbir iyilik işlememiştir, dediler

Bunun üzeine İnsan kıyâfetinde bir melek bunların yanına geldi Melekler onu aralarında (hakem) yaptılar

Melek Şöyle dedi:

-İki taraftaki mesâfeyi mukâyese ediniz; hangi tarafa daha yakın ise, Adam o tarafındır

Mesâfeyi ölçtüler; adamı, varacağı yere daha yakın buldular Bundan dolayı onu Rahmet melekleri aldılar…

Demekki hiç camiye gitmemiş olsanda son anda onun yoluna doğru meyletsen kurtarabiliyormuşsun, hatta allah yine kayırmacılığını konuşturuyor;

Sahîh’teki bir diğer rivâyette:Allâhu Teâla,

-Öteki karyeye uzaklaşmayı,

-Beriki karyeye de yaklaşmayı

İşaret etti ve ondan sonra meleklere, iki taraflı mukâyese ediniz, dedi

Mukâyese netîcesinde, onu Beriki karyeye bir karış daha yakın buldular

Bundan dolayı yarlığandı, deniliyor

Yazının önüne geçmesine gelelim.

Diyelim ki sen ateist forumda yazı yazarken (formun ortasında) sana Gel Camiye Gidelim dedi? Bak sen de kayırıldın. Senin yazın cehennemle arana girdi. Hemde ateistforumda :D

Ama sen gelip bu davete icabet edip kendi iradenle bu davete gitmedin. Hemde gidebilme ihtimalin vardı. Hiçte zor değildi. Sana gelen camiye gitme davetini KENDİ İRADENLE REDDETTİN. Sen kendi yazının içeriğine itibar etmiyorsunki gelip başkasının yazısının önüne geçtiğine itibar ediyorsun

Böyle bir kıvırmada yapamazsın, nerenle okuyorsun anlamıyorum ki, yazının önüne geçmesini yine senin iradenin seçimine nasıl bağlıyorsun hayret!

Hadis gayet açık, sen daha doğmadan yazılanlar, yani senin iradene bağlı olmayan şeyler ki senin önüne geçiyor.

-Abdullah ibn Mes’ud radıya’llâhu anh şöyle dedi:

Bize dâima doğru söyleyen ve kendisine de doğru bildirilen Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu.

Sizin birinizin ana-baba maddeleri 40 gün anasının karnında toplanır. Sonra o maddeler o kadar zaman içinde katı bir kan pıhtısı hâlini alır. Sonra yine o kadar zaman içerisinde bir çiğnem ete tahavvül eder. (120. günde) ona bir melek gönderilir de bu melek ona ruhu nefheder. Ve melek dört kelime ile yani rızkını, ecelini, âmelini, said ve şakî olduğunu yazmakla emrolunur.

Kendisinden başka Hak ilâh olmayan Allah’a yemin ederim ki: sizden biriniz cennet ehlinin ameliyle amel etmekte devam eder. Nihâyet kendisi ile Cennet arasında bir zirâ’dan başka mesafe kalmaz!.. Bu sırada yazı o kişinin önüne geçer!.. Bu defa o kişi cehennem ehlinin ameliyle amel etmeye devam eder.

Ve yine sizden biriniz Cehennem ehlinin ameliyle amel eder, nihâyet kendisiyle cehennem arasında ancak bir zirâ mesafe kalır. Bu sırada yazı önüne geçer!.. Bu defa da o kimse cennet ehlinin ameliyle amel eder ve cennete girer!.

Şayet senin dediğin gibi olsa, yine senin yapacaklarının önceden bilinmesiyle yazılanlar olarak geçer, neden böyle bir anlatıma gidilsin.

Zaten adem-musa kıssasında da ademin savunması kendinden önce yazılmasıyla temellendirilmiyor mu?

Kaç kere cennetlik veya cehennemlik olduklarının bir önemi yok mu? Sadece son nefesinden hesaba çekileceğini düşünen hiçbir müslüman tanımıyorum.

O zaman peygamber niye namaz kılıyor, diğer bütün ibadetlerini bir ömür boyu bir nefes bile aksatmadan yerine getirmeye çalışıyor? Ölürken kelime-i şehadet getiriver bitsin bu iş. Bir ömür çileyi boşuna mı çekti yani? Bunada aynı kıvraklıkla cevap verecekmisin? Yoksa yine aynı cevabımı vereceksin. "Müslüman Kıvırmaları" deyip "Kıvırma" ya devam mı?

Yine k.çından anlamışsın, birinin son anında imanlı mı imansız olarak mı ölüceği belli olduğu gibi bunun dereceleri de belli değil mi?

Benim önemsiz dediğim şey, hayattayken cehennemlik veya cennetlik olarak değişim göstermemizin konuyla alakasız olduğuydu.

Bu görünürdeki değişimlerde sonunda hangi düzeyde bir cehennemlik yada cennetlik olacağında kaderinde yazıldığı şekilde olmayacak mı?

Herşey değiştirilemeyecek şekilde önceden belliyse, değiştiremeyeceğim sonum için neden endişeye kapılayım diye defalarca soruyorum ve hala bir yanıt yok(:

150 Km hızla viraja girerken Frene basmakla gaza basmak arasında değişen birşey olmadığını mı iddia ediyorsun?

Başından beri verdiğim örneklerde direksiyon sende dedim. Ehliyeti ALLAH'tan mı yoksa BAKKAL'dan mı aldın dediğimde ise cevap vermedin. şimdi neden cevap vermediğin belli oluyor.

Hala cevap veremedin diyorsun yaw, şaka gibisin. Ben senin örneklerindeki saçmalığı göstermekten bıktım, sen aynı saçmalıkla yeni örnekler uydurmaktan bıkmadın(:

Biz frene basarsak ve hızımızı düşürürsek virajı geçtikten sonra diyeceğiz ki: "Kaderimizde frene basmak ve virajdan temkinli bir şekilde geçmek varmış" diyeceğiz.

Eğer biz frene basmazsak kaza olacak ve sonucunda "Kaderimizde viraja hızlı girmek ve karşıdan gelen arabayı görünce iş işten geçmiş olacağından kazaya sebep olmak varmış". Diyeceğiz.

Verdiğin örneğe bak; frene basmak kesinlikle kazadan kurtuluş ve hızlı gitmek de kesin bir kaza yapmak olarak yansıtamazsın diyoruz sana kaç kere...

Aynısını öğrenci-öğretmen örneğinde de yaptın, çalışırsan kazanır çalışmazsan kazanamazsın diyerek...

Çalışmasanda sonunda sınavı geçme ihtimalini koyabilmelisin verdiğin örnekte, sınavın şıklardan oluşan test usulü olduğunu düşün mesela

Ve sınav öncesi öğretmenin sana notlarının yazılmış olduğu ama açıp bakamayacağın karneni vermiş olduğunu farzet...

Sonunda alacağın notun belli olduğunu biliyorsan o sınavdan korkmak için hiçbir gerekçen yoktur ve aynı şekilde virajda kaza yapıp yapmayacağın önceden belliyse 150 ile girmekten korkmazsın. Sana göre, vereceğin kararların sonuçlarının değişkenlik göstermesinin hiçbir önemi yok, önünde değişmeyecek olan yazılmış bir hayat var; geçmişte yaşadığın hayatta verdiğin kararların asla farklı olamayacağını bildiğin gibi, gelecekte vereceğin kararların da farklı olamayacağını biliyorsun, bu da endişelenecek hiçbirşey yok demektir. Umarım anlamışsındır, anlamadıysan tekrar tekrar oku, aynı şeyleri bir daha yazdırma bana(:

tarihinde BRUTAL tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 133
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Şimdi anlaşıldı 4500 küsür postu nasıl attığın.

Hızır öldürme kararını kendi bilgisiyle almıyor, allahtan aldığı emiri uyguluyor, dolayısıyla ben bu örneği senin imtihan sonucuna karışmayan sadece bildiğini yazan allah

1. Soru: Geleceği yani gaybi bilen Hızırdan bahsediyorsun. Geleceği görebilen birinin nasıl seninki gibi bir imtihana tabi olmasını bekliyorsun. ? Sence o adama gelip o çocuğu niye öldürdün diye sorulacak mı? Sorulduğunda en kötü ihtimalle "Sen istedin diye öldürdüm denilecektir." "Yani Allah rızası için öldürdüm denilecek". Birde sana soralım "O adamı niye öldürdün. Allah istedi diyemi yoksa keyif için mi" Onlar Cennete VIP kapısından girecek. Sen o adamı aynı sebeple mi öldürmeye çalışıyordun cevaptan kaçacağına

a şıkkı Ya bende hızır gibi gaybı bilen bilgiye sahibim Allah emretti diye öldürdüm de

b şıkkı Yok ben keyfi olarak öldürdüm de ve

Ben bu tartışmanın sonunda, senin kader sorunsalını çözüme kavuşturmayı başarmanla müslüman olmaya hazırım

iddianı kanıtla yukarıdaki iki seçenekten birini seçemediğinde bu iddianda ciddi olduğunu anlayalım.

musanın böbürlenmesini mi tartışıyoruz ki buna açıklık getirmeye çalışıyorsun?

2. Soru:. bunu biz tartışmıyoruz. Bu ayetlerde anlatılan bu. Musanın oraya neden gittiğini araştır. Kaderi öğrenmek için mi Bilginin kimde olduğunu öğrenmek için mi gitmiş.

a) Burada Hazreti musaya istediği gibi adam öldürebilmesi anlatılmıştır.

B ) Burada Hazreti musaya kendisinden daha bilgili olan birilerinin var olduğu anlatılmıştır.

Sadece a veya b?

Benim bir çaba göstermem niye gereksin ki? Çocukta büyüdüğünde ''benim gibi'' kötü biri olacaktı ama hiçbir çabası olmadan küçükken öldürülerek bunun cezasından sıyrıldı. Bu kayırmanın tek nedeni anne-babasının müminlik derecesiyse, ''bana niye o ebeveyinleri bahşetmedi, benim yerime onu niye kayırdı'' diyebilirim.

3. Soru: Şu anda hala cennete gitme ihtimalimiz olduğunu biliyorsak. Ve o çocuğun cennette de sürekli çocuk olarak kalacağını biliyorsak

a) Cennete o çocuğun zekasıyla mı gitmek istersin

B ) Yoksa şu anda var olan zekanla mı gitmek istersin.

bir kere burada yaptıklarımıza karşılık verilen bir ödül ve cezadan bahsediyoruz.

Benim bir çaba göstermem niye gereksin ki?

4. soru: Sence bunlar kafa kafaya çelişki değil midir? Cennet ve cehennem için bu iki şıktan birisini seç.

a) Eğer cennet için çaba göstermeye gerek yok dersen kayırmadan bahsedemezsin.

B ) Eğer cennet ve cehennem bizim kendi hakkımızla kazandığımız bir şeydir dersen. ayağını camiye doğru zorlamalısın. Veya bunu haketmek için kendi irademizle birşeyler yapmamız gerektiğini kabul etmelisin.

Beni cehenneme gideceğimi bile bile yaratarak nasıl kayırmış oluyor?!

5. Soru Onun ne bildiğini bilmiyoruz. Onun öyle bildiğini düşünüyoruz.

Bana şunu da cevapla

a) Ben kesin cehenneme gideceğim

B ) Benim nereye gideceğim belli değil. Son anda (yani şu anda) bir atakla öne geçebilirim.

Bak bunun örneğini kendinde veriyorsun. Adam Tevbe kapısının ne kadar büyük olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Burada teşbih var. Allahın tövbesi en büyük suçları dahi affedecek kadar büyüktür. Ama atladığın bir nokta var. Adama da gel camiye git deniyor ve adam cami davetini kabul ediyor. Küçük gördüğümüz nüansları atlamayalım.

Adam Allah'ın büyüklüğünü (Merhametini, şevkatini) kanıtlamak için çalışıyor.

Burada Atladığın yeri de alıntılamak zorundayım.

SENİNLE TÖVBEN ARASINA KİMSE GİREMEZ.SENİN TÖVBENİN KABULUNE HİÇ KİMSE MANİ OLMAZ.YETER Kİ SEN,ALLAHI MEMNUN ET.CENAB I HAKKI RAZI ET,DEMİŞ.YALNIZ SENİN TÖVBENİN KABUL OLMASI İÇİN BAZI ŞARTLARIM VAR.SENİN YAŞADIĞIN ÇEWRE ÇOK KÖTÜ BİR ÇEVRE Kİ SANA BUKADAR GÜNAH İŞLETMİŞ.SEN BU ÇEVREYİ TERK ET.FALANCA YERDE BİR KASABA VAR ORAYA GİT.ORADA YAŞA.ORANIN İNSANLARI ÇOK İYİDİR.ONLARDA ALLAHA İBADET ETMEKLE MEŞGULDÜR.ONLARLA BERABER.ALLAH&

Alıntının yerini de yazıyorum.

http://forum.islamiyet.gen.tr/dini-sohbet/27872-99-adami-olduren-adami-allahin-affetmesi.html

Şimdi örneği sen düşün. Adam senin çevren kötü, o çevreyi terket falanca yerdeki kasabaya git denildiğinde adam gidiyor.

Aradaki fark sadece bu. Adam suçlu olduğunu kabul ediyor. Suçunu kabul ediyor.Allah'ı memnun etmeye çalışıyor. Suçunun affı için çevresini terk ediyor. İyi insanlar arasında ibadet etmeye gidiyor. CAMİYE GİT DENİLDİĞİNDE GİDİYOR. :)

Soru: Eninde-sonunda cenabı hakkı memnun etmek için birşeyler yapmak gerekiyor mu gerekmiyormu?. Yani bu adam bütün suçlarının hata olduğunu anlayıp yaşadığı tüm çevreyi Allah rızası için terk edip camiye gitmiş mi gitmemiş mi?. Ve eğer bu kayırma ise gel sende aynı kayırmaya dahil ol ve camiye git. Böyle kayırmaya can kurban.

Sana tevbe kapısının kapalı olduğunu düşündürecek bir şey söylediğimi zannetmiyorum. Çünkü "Ne olursan ol yine gel" diyen bir dinin mensuplarıyız. Şu ana kadar bana verdiğin örnekler hep uç noktalardaki örnekler. Cenneti binlerce kapısı olan bir stadyum gibi düşün. Sen hangi kapısından istersen ordan gir. Ama ben normal gişeden bilet alıp gireceğim. Peygamberler VIP kapısından geçiyor. Gel sende Tövbe kapısından gir. Gördüğün gibi biraz riskli. Bir karışla paçayı kurtarmış. Ya kurtaramasaydı? Bu örneğin teşbih (benzetme) olduğunu unutma.

-Abdullah ibn Mes’ud radıya’llâhu anh şöyle dedi:

Bize dâima doğru söyleyen ve kendisine de doğru bildirilen Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu.

Sizin birinizin ana-baba maddeleri 40 gün anasının karnında toplanır. Sonra o maddeler o kadar zaman içinde katı bir kan pıhtısı hâlini alır. Sonra yine o kadar zaman içerisinde bir çiğnem ete tahavvül eder. (120. günde) ona bir melek gönderilir de bu melek ona ruhu nefheder. Ve melek dört kelime ile yani rızkını, ecelini, âmelini, said ve şakî olduğunu yazmakla emrolunur.

Kendisinden başka Hak ilâh olmayan Allah’a yemin ederim ki: sizden biriniz cennet ehlinin ameliyle amel etmekte devam eder. Nihâyet kendisi ile Cennet arasında bir zirâ’dan başka mesafe kalmaz!.. Bu sırada yazı o kişinin önüne geçer!.. Bu defa o kişi cehennem ehlinin ameliyle amel etmeye devam eder.

Ve yine sizden biriniz Cehennem ehlinin ameliyle amel eder, nihâyet kendisiyle cehennem arasında ancak bir zirâ mesafe kalır. Bu sırada yazı önüne geçer!.. Bu defa da o kimse cennet ehlinin ameliyle amel eder ve cennete girer!.

Bunu da defalarca söyledim Hatta örnekler verdim. Yazı dediğin veya kader dediğin şeyin önüne nasıl geçmesini bekliyorsun.

cennet_cehennem.jpg

Bak tamda bizim örneğe benziyor. Cennet veya cehennem dediğin, önüne çıkan iki yoldan iyi veya kötü olanı seçmek değilmidir?

İlla o yolun üzerinde cennete giden yol diye yazması mı lazım yoksa biz bunu kendi IQmuz ile bulamazmıyız? İlk posttaki Ezeli ilmi ile bilmeye önyargılı yaklaşmandan bu sonuca varıyorsun.

"Hiç Yaratan Ne Yarattığını Bilmezmi"

"Hikmete dayalı, hesaplı bir düzen içinde, yaratanın yarattıklarını bilmemesi mümkün mü?Allah, hikmetine nüfuz edilmeyen yüce varlıktır ve gizli-açık her şeyden haberdardır." Mülk, 14. ayet. Kader olayını bu tür ayetler açık açık anlatıyor zaten. Tabi biz onu Ezeli ilim sahibi kabul ediyorsak.

Eğer ezeli ilmi kabul ediyorsan bu en sona yazdıklarına bana sadece şu 5. soruya yorumsuz cevap yaz.

frene basmak kesinlikle kazadan kurtuluş ve hızlı gitmek de kesin bir kaza yapmak olarak yansıtamazsın diyoruz sana kaç kere...

Aynısını öğrenci-öğretmen örneğinde de yaptın, çalışırsan kazanır çalışmazsan kazanamazsın diyerek...

Çalışmasanda sonunda sınavı geçme ihtimalini koyabilmelisin verdiğin örnekte, sınavın şıklardan oluşan test usulü olduğunu düşün mesela

Ve sınav öncesi öğretmenin sana notlarının yazılmış olduğu ama açıp bakamayacağın karneni vermiş olduğunu farzet...

Sonunda alacağın notun belli olduğunu biliyorsan o sınavdan korkmak için hiçbir gerekçen yoktur ve aynı şekilde virajda kaza yapıp yapmayacağın önceden belliyse 150 ile girmekten korkmazsın. Sana göre, vereceğin kararların sonuçlarının değişkenlik göstermesinin hiçbir önemi yok, önünde değişmeyecek olan yazılmış bir hayat var; geçmişte yaşadığın hayatta verdiğin kararların asla farklı olamayacağını bildiğin gibi, gelecekte vereceğin kararların da farklı olamayacağını biliyorsun, bu da endişelenecek hiçbirşey yok demektir. Umarım anlamışsındır, anlamadıysan tekrar tekrar oku, aynı şeyleri bir daha yazdırma bana(:

Burada teşbihten bahsetmiştim. Öğretmen dediğin ezeli ilim sahibi Allah. Eğer örnekteki öğretmen yerine Ezeli ilim sahibi olan Allahı koyamıyorsan. Sen zaten direk cennetliksin. Sorun yok.

Yine söylüyorum. Bolt yeri oku. Bana göre diyorsan. Bana göre sen kaderinde bir etkiye sahipsin. Direksiyon sende deyince aklına sadece araba direksiyonu gelmesin. Teşbih sanatını internetten ara bul. İdare senin elinde demeye getiriyorum. Sadece Allah Ezeli ilmiyle "Yaratan hiç ne yarattığını bilmezmi" ayetindeki gibi. Yarattığı şeyin ne yapacağını bilir. Kader sadece budur. O insanı idare etmek yine senin elinde. Sadece önüne 2 seçenekli bir soru geldiğinde hangisini cevaplayacağının önceden bilindiğini söylüyorum. Önceden bilinmesi senin iradenle istediğini seçmene etkilemiyor. Şimdi öğretmen örneğini genişletiyorum. ama yine teşbih. Argüman sayısını arttırıyorum.

Öğretmen öğrencisine yarın seni sınav yapacağım dedi.

"Ama senin ne olduğunu biliyorum ve şimdiden notunu yazıyorum dedi. Şimdiden kaç alacağını yazıyorum." dedi.

"Ortada rakam yok dikkat et. Sadece önceden yazma var." "Öğretmen öğrencinin gaza geleceğini bildiği için 100 yazdı." ve öğrenci gaza gelip çalıştı 100 aldı. Öğretmen yine bildi.

Bak öğretmen için değişen birşey yok. Öğretmen bilmesine yine bildi. Ama öğrenci gaza gelip çalışarak 100 aldı.

Öğretmen yerine Ezeli İlim Sahibi Allah'ı koyduğunda.

Şimdi Sadece 5 Soruya 5 Şık yaz

1 a

2 B

3 c

şeklinde.

Şimdi Bu 5 soruya bu şekilde cevaplar almadan bu tartışmaya devam etmeyeceğimi bildiriyorum. araya hiç yorum yazmadan sadece 5 soru ve 5 cevap?

tarihinde ayferkaya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu 5 soruya sadece ÖSYM'deki gibi 5 harfle cevap aldıktan sonra sana önceden bilindiği halde henüz yaşanmamış bir şeyde etken olup olmadığını kanıtlayacağım.

Sen sadece 5 soruyu cevapla. ve farklı birşey yazma

tarihinde ayferkaya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Madem kader mahkumuyuz bizi niye dünyaya gönderiyor?. Ve Madem sonumuz belli niye dünyaya girmeden direk cehenneme gitmiyoruz. Sorularına cevap vermemi istiyorsan yukarda saydığım 5 soruya 5 tane şık ver. şıkları alayım ondan sonra kader mahkumu olup olmadığımıza geçelim.

tarihinde ayferkaya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1. Soru: Geleceği yani gaybi bilen Hızırdan bahsediyorsun. Geleceği görebilen birinin nasıl seninki gibi bir imtihana tabi olmasını bekliyorsun. ?

Yaw sen harbi gerizekalının önde gideniymişsin, sayfalardır okuduğunu anlama özürlü olduğunu yüzüne vuruyorum, evet yanlış anlamışım deyip hatalarını kabul edeceğine, her seferinde yeni saçmalıklara imza atıyorsun.

Hızır örneğini baştan beri ''öldürülen çocuk'' üzerinden kurgulamıyor muyum ben?

Kurduğu imtihan sistemine göre büyüdüğünde kötü olup cehennemi hakedecek birini, küçükken öldürmesiyle allahın imtihan sonucuna karışmış olduğunu söylüyorum orada, sana hızırın imtihandan geçtiğini söyleyen mi oldu ki bana bu soruları yöneltiyorsun?

2. Soru:. bunu biz tartışmıyoruz. Bu ayetlerde anlatılan bu. Musanın oraya neden gittiğini araştır. Kaderi öğrenmek için mi Bilginin kimde olduğunu öğrenmek için mi gitmiş.

Ben bu hikayenin hangi amaçla anlatıldığını falan sormadım, allahın bunu hangi öğüdünü vermek için anlattığından banane, bunu anlatırken kırdığı potlarla ilgileniyorum ben ve baştan beri sana öldürülen çocuk ve ailesinin kayırılmasını soruyorum, biz bunu tartışmıyoruz da ne demek? Kendi kendine soru uydurup cevaplar veriyorsun demek ki sen, onun için konuyla alakasız benim iddiam olmayan şeyler yumurtluyorsun.

3. Soru: Şu anda hala cennete gitme ihtimalimiz olduğunu biliyorsak. Ve o çocuğun cennette de sürekli çocuk olarak kalacağını biliyorsak

a) Cennete o çocuğun zekasıyla mı gitmek istersin

B ) Yoksa şu anda var olan zekanla mı gitmek istersin.

Soruyu soran kişinin cehennemlik olduğu varsayılarak sorulmuş bir soru olduğunu da mı anlayamadın?

Cehenneme giden biri '' o çocukta cehennemi hakediyordu, niye onu küçükken öldürüp kayırdın'' diyor ve sen de buna şu şu sebepten ötürü burada bir kayırılma yok diye açıklama getireceksin.

İlla sana herşeyi bu kadar basit anlatmamız mı gerekecek?

4. soru: Sence bunlar kafa kafaya çelişki değil midir? Cennet ve cehennem için bu iki şıktan birisini seç.

Her zaman yaptığın saçmalıklara bir yenisi daha, farklı sorulara kendi içerisinde verilmiş cevapları karşılaştırarak çelişki mi gösterilirmiş, sana mantık kurallarını da mı öğreteceğiz.

Aynı gerizekalılığı hadislerde de yapıyorsun, örneğin senin ''Hiçbir iyiliği olmayan, tüm ömrünü adam öldürmekle geçiren bir adamın camide ölme ihtimali nedir?'' üzerinden yürüttüğün fikirlerini çürüten bir hadis alıntılıyorum, hayatının sonuna kadar hiç çalışmamış birinin de sınavı son anda geçebileceğini, viraja 150 ile giren birinin de kaza yapmayabileceğini senin gözüne sokuyorum, sen kalkıp sonundaki tövbeye yönelişini kullanarak bana cuzi iradeyi kanıtlamaya falan çalışıyorsun.

5. Soru Onun ne bildiğini bilmiyoruz. Onun öyle bildiğini düşünüyoruz.

Bana şunu da cevapla

a) Ben kesin cehenneme gideceğim

B ) Benim nereye gideceğim belli değil. Son anda (yani şu anda) bir atakla öne geçebilirim.

Yine soruyu malum yerinden anlamışsın. Sen vücudun çeşitli uzuvlarını dile getirerek ''Seni yaratan seni yaratmakla bile zaten seni kayırmamışmı?'' diye sordun, ben de kendimi cehennemlik birinin yerine koyarak ''birini cehenneme gideceğini bile bile yaratmak, onu nasıl kayırmak oluyor'' diye sordum. Verdiğini söylediğin tüm şeyler, aynı zamanda onun için cehenneme gidiş bileti oluyor, hiç yaratılmasaydı daha iyi değil miydi?

Bunu da defalarca söyledim Hatta örnekler verdim. Yazı dediğin veya kader dediğin şeyin önüne nasıl geçmesini bekliyorsun.

Bak tamda bizim örneğe benziyor. Cennet veya cehennem dediğin, önüne çıkan iki yoldan iyi veya kötü olanı seçmek değilmidir?

Yazılan şeyler senin yapacağın seçimlerin önceden bilinmesinden ibaretse, ''yazı o kişinin önüne geçer'' demekte neyin nesi? Okuduğunu anlamıyor musun? Bir ''yazı'' var bir de ''sen'' varsın, yazı senin seçimlerinin önüne geçiyor. Aynı ifade adem-musa kıssasında da kullanılıyor diyorum ama ona hiç cevap veremiyorsun.

Adem kendisini suçlayan musaya ''benim yaratılmamadan şu kadar süre önce yazılmış birşey için beni sorumlu tutamazsın'' demiyor mu, muhammed de bu savunmayla ademin galip geldiğini söylemiyor mu? Daha ne geveleyip duruyorsun ki?

Öğretmen öğrencisine yarın seni sınav yapacağım dedi.

"Ama senin ne olduğunu biliyorum ve şimdiden notunu yazıyorum dedi. Şimdiden kaç alacağını yazıyorum." dedi.

"Ortada rakam yok dikkat et. Sadece önceden yazma var." "Öğretmen öğrencinin gaza geleceğini bildiği için 100 yazdı." ve öğrenci gaza gelip çalıştı 100 aldı. Öğretmen yine bildi.

Bak öğretmen için değişen birşey yok. Öğretmen bilmesine yine bildi. Ama öğrenci gaza gelip çalışarak 100 aldı.

Öğretmen yerine Ezeli İlim Sahibi Allah'ı koyduğunda.

Hala bana allahın bilmesini anlatıyorsun, ben sana allahın bunu söyleyerek insanların sınavına etki edip etmediğini soruyorum.

Öğrenci notunun çoktan verildiğini ve bunun değişmeyeceğini biliyorsa neden çalışmak için gaza gelsin, aksine çalışmak zoruna gidiyorsa boşverir, herşey olacağına varır der.

Notunun belli olduğunu söyleyen öğretmen de, öğrencinin böyle bir davranışta bulunmasına etki etmiştir.

Hatta bu öğretmen öğrencisine, ne kadar çok çalışırsa çalışsın sınavı geçemeyebileceğini, aksine hiç çalışmayan birinin de sınavı geçebileceğini de söylüyor değil mi?(buna dair örnek hadisleri verdim) Öyleyse bu öğrenci sınavdan niye korksun, çalışmak zoruna gidiyorsa niye buna çaba göstersin? Kendi kafandaki sorulara değil bunlara cevap vereceksin...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben bu tartışmanın sonunda, senin kader sorunsalını çözüme kavuşturmayı başarmanla müslüman olmaya hazırım,

İstediğini kanıtla.

5 sorunun beşine de cevap yok. Cevapların konuyla alakası yoksa neden korkuyorsun? Cevap ver bitsin bu iş Sana 5 cevaptan 5 çelişki çıkaracağım.

5'i de konuyla alakalı ve sen sadece a ve b demekten korkuyorsun.

5 basit cevap alıncaya kadar karşında hep aynı postu göreceksin.

Bu postu 1. yazışım. ve bu postu aynen yazdığım sürece 2.3.4. diye devam edeceğim.

tarihinde ayferkaya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben bu tartışmanın sonunda, senin kader sorunsalını çözüme kavuşturmayı başarmanla müslüman olmaya hazırım,

Bunu diyen adam kendi çelişkilerini görmeye gelince gözünü kapatıyorsa

onyargi.jpg

Sen bu adama uzaylıların varlığını kanıtlayabilirmisin?

Sadece 5 şıkkı söyle bu iş öyle devam etsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu 5 sorunun içinde senin çelişkilerin var. Yola devam etmek için önce bu çelişkileri çöz.

Sizden evvelkiler içinde bir adam vardı 99 kişi öldürmüştü Sonra, dünyânın en büyük âlimi kimdir? Diye soruşturdu Ona bir râhib gösterildi bunun üzerine

Râhibin yanına gitti;

-99 adamı öldürdüm, tevbe etsem olurmu diye sordu ?

-Râhib kabul olmaz, dedi Bunun üzerine o adam rahibi’de öldürdü; onunlaa yüzü (1oo) doldurdu Sonra yeryüzü halkının en büyük âlimini sorup araştırdı ona alim bir kimseyi tavsiye ettiler

-Âlime sordu 1oo adam öldürdüm, tevbe etsem kabul olurmu ?

-Alim: Evet, seninle tevbe arasında kim hâil olabilir, filân yere git,

Allâh’a ibadet ile meşgul insanlar vardır onlarla beraber Allâh’a ibadet et,

Memleketine dönme; zîrâ orası fenâ bir yerdir, dedi

Bunun üzerine adam yola çıktı yarı yola vardığında öldü

-Rahmet melekleri ile

-Âzab melekleri

Bu adam hakkında münakaşa ettiler Rahmet Melekleri:

-Bu adam, candan tevbe ederek geldi, dediler

Âzab melekleri

-Bu adam hiçbir iyilik işlememiştir, dediler

Bunun üzeine İnsan kıyâfetinde bir melek bunların yanına geldi Melekler onu aralarında (hakem) yaptılar

Melek Şöyle dedi:

-İki taraftaki mesâfeyi mukâyese ediniz; hangi tarafa daha yakın ise, Adam o tarafındır

Mesâfeyi ölçtüler; adamı, varacağı yere daha yakın buldular Bundan dolayı onu Rahmet melekleri aldılar…

Demekki hiç camiye gitmemiş olsanda son anda onun yoluna doğru meyletsen kurtarabiliyormuşsun,

Sadece bu örnekteki çelişkilerini yazıyorum. Sen de tek tek çöz.

1. Çelişki

Sana camiye doğru yanaş dedik ama sen yanaşmadın. Şimdi bana meyletmekten bahsediyorsun. Meyletmek ne demek? Meyletmeyi kendi isteğiyle mi yapıyor, silah zoru ile mi? Madem meyletmek yetiyor diyorsun, sen niye meyletmedin?

2. Çelişki

Başından beri kader konusunda bizim kendi irademizin bir etken olmadığını savundun. Ve hiçbir fiil yapmadan kader mahkumu gibi , hesap günü karşısına çıkıp

Elbette aynen bunu diyeceğim, benim o eylemdeki belirleyici unsur olan tüm niteliklerimi -zeka, beceriklilik, duygusal acizlik vs- belirleyen sensin,

o adamı öldürüp öldürmeyeceğime de belirleyen sensin, üstüne bunun sonucunun önceden bilinip kaçınılmaz olduğunu da söyleyen sensin, ne hakla bana hesap soruyorsun diyeceğim, hiçbir karşılıkta veremeyecek,

dedin ve suçu Allah'a attın.

Şimdi kendi elinle verdiğin örnekteki adamın cenneti yapmak için yaptığı fiilleri sayıyorum.

Dünyanın en büyük alimini arıyor,

O alimi bulup onun yap dediklerini yapıyor. ve bu yolda ölüyor.

Eğer Bu adam cennete gitmeyi hakettiyse "hak" edecek ne yaptı. 99 Adamı öldüren kader mahkumu değilde sen mi kader mahkumusun? Ya bu adam gibi birşeyler yap, yada suçuna razı ol. Yada bunun çelişki olmadığını kanıtla. Ne adamın yaptığını yapıyorsun, nede suçunu kabul ediyorsun?. Adam adam öldürmenin suç olduğunu (hata olduğunu) kabul etmese kalkıp dünyanın en bilgin adamını ararmı?.

3. Çelişki

Ben de sana koşullar uygun olduğu halde allahın müdahale edip aksini yaptırdığı örnekler verdiğimde,

Hani allahın yaptığı iş sadece bilmekti?

Şu ana kadar "kader" olayını o işe fiili bir zorlama olarak kanıtlamaya çalıştın. Yani kader mahkumu. Bu adamın yazısı önüne geçtiğinde yani 100. adamı öldürüp son alimin dediğini yapmaya başladığında,

"Sanki ayağına taş bağlanmış ve bir kuyunun dibine atılmış -hadi çıkabiliyorsan çık der gibi - o adamı bu cezadan kurtarmaya çalışan, yani cennetlik insan olmasını sağlayan yazısının nasıl bir YAPTIRIMMI var? İyi insan olmayı kendi aramıyor mu? Bu adamı iyi insan olmaya zorlayan kader nerede? Demekki kader dediğin daha önce benim ilim dediğim seninse YAPTIRIM dediğin olaydan hangisi. Hala yaptırım diyorsan, buradaki zoraki yaptırımı göster.

Bunlar sadece önüme koyduğun bu örneğin daha önce varsayımlarınla çelişkileri,

Ya bu çelişkileri çürüt,

Yada şu ana kadarki varsayımlarından vazgeç yola öyle devam edelim.

tarihinde ayferkaya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

4. Çelişkin

Kıssa ne demek?

http://www.dinibil.com/default.asp?L=TR&mid=1365

Önce kıssanın tanımına bak.

Sonra kıssalarda hz. musa için ne deniyor bakalım.

"sahip olduğu güçle haddini aşan ve insanlara zulmeden kimselere karşı mücadeleye örnek olarak Hz. Musa’yı gösterir."

Şimdi biz bu kıssadan ders olarak neyi alacağız. Kıssanın neyi anlatmak istediğini mi yoksa görmek istediğimizi mi?

Diyelim ki bu kıssadan senin dediğin gibi çocuğu öldürmeyi örnek aldık.

Şimdi bana verdiğin ikinci kıssaya bak.

"100 adamı öldüren adamın hikayesi"

Bu kıssada tam 100 kişiyi (100.cüsü en büyük din alimi) acımadan katlediyor. Ama sen bu hikayedeki 100 ölüm olayını görmüyorsun Hikayenin neticesinde cennet cehenneme gitmesini örnek veriyorsun.

Yani kıssaların birinde olayın zahirine (görünenine) bakarken diğerinde batınına bakıyorsun. Bu çelişkiyi de çöz.

Ve sana bir kıssada ben anlatayım.

Hz. İbrahimin Babası put yapıcısıydı. Birgün herkes dışarıdayken babasının yaptığı putları kırıyor ve kırmak için kullandığı baltayı en büyük putun eline veriyor. Sonra putlar kırılmış diye yaygara çıkarıyor. Herkes gelip Hazreti ibrahime (tabi bunu yapsa yapsa o yapar bildikleri için) putlarımızı olsa olsa sen kırmışsındır. Diyorlar, Hazreti ibrahimin cevabı:

Küçük putları Olsa olsa elinde balta olan şu büyük put kırmıştır diyor.

Çevresindekiler "Dalga geçme, bizim putlarımızın hiçbirşey yapamayacaklarını sende biliyorsun diyor"

Ve Hz. İbrahim Cevabı Yapıştırıyor.

"Madem putlarınızın hiçbirşey yapamayacağınızı biliyorsunuz, onlara neden tapıyorsunuz?"

Bu kıssadan ne anladın?

Sence bu kıssada anlatılmak istenen "Putlar Hiçbirşey yapamayan taşlardır" mı anlatılmak isteniyor.

Yoksa "Hazreti İbrahim kendi yaptığı suçu başkasına atmaya çalışıyor" mu diyeceğiz. O zaman treni çocuğun üzerine süren temelden ne farkın kalır?

Yani kıssalar içinde geçen cerbezelere (anlamı: aldatıcı sözlerle kurnazlık yapmak) mi bakacağız yoksa

kıssadan "hisse" mi alacağız.

Eğer cerbezelere bakacaksak, gel öldürülen din adamının da hakkını arayalım, yok hisse alacaksak, hz. musada kader değil, bilgi ve böbürlenme olduğunu kabul edelim.

Şimdi gel iki "kendi elinle verdiğin iki kıssadan da alınacak hisseye bak"

Link to post
Sitelerde Paylaş

İstediğini kanıtla.

5 sorunun beşine de cevap yok. Cevapların konuyla alakası yoksa neden korkuyorsun? Cevap ver bitsin bu iş Sana 5 cevaptan 5 çelişki çıkaracağım.

5'i de konuyla alakalı ve sen sadece a ve b demekten korkuyorsun.

Bana korkuyorsun diyene bak, sana o soruların neden saçma veya ilgisiz olduğunu yukarıda uzunca açıkladım, sorulması gereken asıl sorularla düzeltip tekrar sana yönelttim, hani cevapları nerede? Ben iddiamın hala arkasındayım, çelişki yaratan benim sorduğum sorular, bunlara cevap verebilirsen ben yenildiğimi kabul edeceğim. O iddiamın ardından ''sen bu çelişkiyi farkedip dinden çıkabileceğine ihtimal veriyor musun?'' diye bir soru da sormuştum ne oldu?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sadece bu örnekteki çelişkilerini yazıyorum. Sen de tek tek çöz.

1. Çelişki

Sana camiye doğru yanaş dedik ama sen yanaşmadın. Şimdi bana meyletmekten bahsediyorsun. Meyletmek ne demek? Meyletmeyi kendi isteğiyle mi yapıyor, silah zoru ile mi? Madem meyletmek yetiyor diyorsun, sen niye meyletmedin?

2. Çelişki

Başından beri kader konusunda bizim kendi irademizin bir etken olmadığını savundun. Ve hiçbir fiil yapmadan kader mahkumu gibi , hesap günü karşısına çıkıp

dedin ve suçu Allah'a attın.

Şimdi kendi elinle verdiğin örnekteki adamın cenneti yapmak için yaptığı fiilleri sayıyorum.

Sana farklı konular için verilmiş örnekleri kullanarak çelişki çıkaramazsın demedik mi gerizekalı?

Her zaman yaptığın saçmalıklara bir yenisi daha, farklı sorulara kendi içerisinde verilmiş cevapları karşılaştırarak çelişki mi gösterilirmiş, sana mantık kurallarını da mı öğreteceğiz.

Aynı gerizekalılığı hadislerde de yapıyorsun, örneğin senin ''Hiçbir iyiliği olmayan, tüm ömrünü adam öldürmekle geçiren bir adamın camide ölme ihtimali nedir?'' üzerinden yürüttüğün fikirlerini çürüten bir hadis alıntılıyorum, hayatının sonuna kadar hiç çalışmamış birinin de sınavı son anda geçebileceğini, viraja 150 ile giren birinin de kaza yapmayabileceğini senin gözüne sokuyorum, sen kalkıp sonundaki tövbeye yönelişini kullanarak bana cuzi iradeyi kanıtlamaya falan çalışıyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi biz bu kıssadan ders olarak neyi alacağız. Kıssanın neyi anlatmak istediğini mi yoksa görmek istediğimizi mi?

Diyelim ki bu kıssadan senin dediğin gibi çocuğu öldürmeyi örnek aldık.

Şimdi bana verdiğin ikinci kıssaya bak.

"100 adamı öldüren adamın hikayesi"

Bu kıssada tam 100 kişiyi (100.cüsü en büyük din alimi) acımadan katlediyor. Ama sen bu hikayedeki 100 ölüm olayını görmüyorsun Hikayenin neticesinde cennet cehenneme gitmesini örnek veriyorsun.

Yani kıssaların birinde olayın zahirine (görünenine) bakarken diğerinde batınına bakıyorsun. Bu çelişkiyi de çöz.

Şuna bir türlü kafan basmıyor, içinde senin iddianı çürüten ne varsa, hadisi de o açıdan ele alıyorum.

Bu hadisi kullanarak, sana ''adama tevbesinin kabul olmayacağını söylüyor, bunu diyen dünyanın en büyük din alimi mi olur'' gibi bir eleştiri getirmenin ne önemi var? Tartıştığımız konuya dair ne varsa onu getiriyorum senin önüne, sen de gidip ''Aaa bak verdiğin örnekte şuda var'' deyip çelişki bulduğunu zannediyorsun..

Bu kıssadan ne anladın?

Sence bu kıssada anlatılmak istenen "Putlar Hiçbirşey yapamayan taşlardır" mı anlatılmak isteniyor.

Yoksa "Hazreti İbrahim kendi yaptığı suçu başkasına atmaya çalışıyor" mu diyeceğiz. O zaman treni çocuğun üzerine süren temelden ne farkın kalır?

İbrahimin yaptığı dine göre suçsa, o açıdan da değerlendirebiliriz niye olmasın...

Yani kıssalar içinde geçen cerbezelere (anlamı: aldatıcı sözlerle kurnazlık yapmak) mi bakacağız yoksa

kıssadan "hisse" mi alacağız.

Allah büyüdüğünde cehennemlik olacak birini çocuken öldürüp kayıracak ama başka birşeyi anlatmaya çalıştığı için bunu görmezden geleceğiz, ortaya çıkaranlarda aldatıcı sözlerle kurnazlık yapmış olacak öylemi? Ne kadar akıllı birşeysin sen öyle, allah anlatmak istediği bir şeyi anlatırken bunu pot kırmadan yapamıyor mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sana farklı konular için verilmiş örnekleri kullanarak çelişki çıkaramazsın demedik mi gerizekalı?

Eğer farklı konular için verilmiş örnekleri gerizekalılık sayıyorsak; Sen de aynısını yapıyorsun. SENDE FARKLI KONULAR İÇİN VERİLMİŞ ÖRNEKLERİ KULLANIYORSUN. Bu kadar net ve basit. Kendi elinle bunların çelişki olmadığını söyledin. :D ve

5. Çelişkini de gör.

Sen yapınca farklı konular için verilmiş örnek oluyor da

Allah yapınca Pot kırmak mı oluyor. Bu durumda farklı konulardan çelişki çıkarmakla sen de biraz gerizekalı oluyorsun. :)

Aynı gerizekalılığı sende yapıyorsun.

Bizde bu kadar postta sana bunu anlatmak istiyoruz ama a n l a m ı y o r s u n?

Sen farklı örnekler içinden cımbızla seçmene rağmen karşına çıkan bu kadar çelişkiyi "çelişki" kabul etmiyorsun.

O zaman kader meselesinde de çelişki yoktur. Çünkü kendi parmağınla yazdığın gibi,

FARKLI KONULAR İÇİN VERİLMİŞ ÖRNEKLER

Farklı konular içinden seçilen örneklerin çelişki teşkil etmeyeceğini söyleyerek KADER SORUNSALINI KENDİ KENDİNE ÇÖZDÜN.

Herhalde bu konu bitmiştir. Teşekkür ederim. Söyleyeceğin birşey yoksa konuyu kapattırıyorum.

tarihinde ayferkaya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Farklı konular içinden seçilen örneklerin çelişki teşkil etmeyeceğini söyleyerek KADER SORUNSALINI KENDİ KENDİNE ÇÖZDÜN.

Herhalde bu konu bitmiştir. Teşekkür ederim. Söyleyeceğin birşey yoksa konuyu kapattırıyorum.

Ahahahaa konuyu ne güzelde bitirdin sen öyle, bak gerizekalı arkadaşım, konular farklı olsa da eğer sen hepsini doğru olarak kabul ediyorsan, ben onların içerisinden örnekler vererek çelişki çıkarabilirim. Benim yukarıda yaptığım da buydu, senin bir iddiana karşılık bunun tersini gösteren bir örnek hadis verdim, sen ise ''madem bu hadisi kabul ediyorsun, sonunda geçen cüzi iradeyi neden kabul etmiyorsun'' gibi salakça bir çelişki ortaya çıkarmaya çalışıyorsun. Bunlar benim doğrularım değil, senin doğruların. Verdiğim örnekleri tümüyle doğru kabul ettiğim için değil, senin bazı doğrularınla çeliştiği için kullanıyorum anladın mı? Örneğin şöyle bir iddia ortaya attın;

Sebibini işlemek dedim. Bundan birşey anlamadın mı?. Tüm ömrünü adam öldürmekle geçiren bir adamın camide ölme ihtimali nedir? Ki o adam camiye davet edildiği halde gitmedi.

Değişmeyeceğini biliyoruz ama ne olduğunu bilmiyoruz. 85 yaşına kadar istediğin gibi yaşayıp (sanki bu yaşa kadar ölmeyeceğin garantiymiş gibi) (camiye bile uğramayıp) aniden caminin önünde ölüvermeyi mi bekliyorsun. Bunu yapman için arada bir camiye uğruyor olman gerekmezmi? Ayakların arada bir camiye uğramazsa caminin önünde ölüverme ihtimalin var mı?

Ben de sana yine senin kabul ettiğin bir hadiste geçen, ömründe hiçbir iyilik yapmamış -camiye gitmemiş- hatta 100 kişiyi öldürmüş birinin bile son anında camiye yönelişinden -dikkat et yine gitmemiş- ötürü cennetlik olmasını göstererek ''senin doğruların arasındaki çelişkiyi'' gösterdim.

Sen ise kalkıp hadisin sonunda geçen tövbeye yönelişini, bana koz olarak kullanmaya çalışıyorsun. Ne tür salaklarla uğraşıyoruz yahu((:

tarihinde BRUTAL tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Şu sorulara da ne zaman cevap vereceksin merak ediyorum(:

Kurduğu imtihan sistemine göre büyüdüğünde kötü olup cehennemi hakedecek birini, küçükken öldürmesiyle allahın imtihan sonucuna karışmış olduğunu söylüyorum orada, sana hızırın imtihandan geçtiğini söyleyen mi oldu ki bana bu soruları yöneltiyorsun?

Soruyu soran kişinin cehennemlik olduğu varsayılarak sorulmuş bir soru olduğunu da mı anlayamadın?

Cehenneme giden biri '' o çocukta cehennemi hakediyordu, niye onu küçükken öldürüp kayırdın'' diyor ve sen de buna şu şu sebepten ötürü burada bir kayırılma yok diye açıklama getireceksin.

Yine soruyu malum yerinden anlamışsın. Sen vücudun çeşitli uzuvlarını dile getirerek ''Seni yaratan seni yaratmakla bile zaten seni kayırmamışmı?'' diye sordun, ben de kendimi cehennemlik birinin yerine koyarak ''birini cehenneme gideceğini bile bile yaratmak, onu nasıl kayırmak oluyor'' diye sordum. Verdiğini söylediğin tüm şeyler, aynı zamanda onun için cehenneme gidiş bileti oluyor, hiç yaratılmasaydı daha iyi değil miydi?

Yazılan şeyler senin yapacağın seçimlerin önceden bilinmesinden ibaretse, ''yazı o kişinin önüne geçer'' demekte neyin nesi? Okuduğunu anlamıyor musun? Bir ''yazı'' var bir de ''sen'' varsın, yazı senin seçimlerinin önüne geçiyor. Aynı ifade adem-musa kıssasında da kullanılıyor diyorum ama ona hiç cevap veremiyorsun.

Adem kendisini suçlayan musaya ''benim yaratılmamadan şu kadar süre önce yazılmış birşey için beni sorumlu tutamazsın'' demiyor mu, muhammed de bu savunmayla ademin galip geldiğini söylemiyor mu? Daha ne geveleyip duruyorsun ki?

Hala bana allahın bilmesini anlatıyorsun, ben sana allahın bunu söyleyerek insanların sınavına etki edip etmediğini soruyorum.

Öğrenci notunun çoktan verildiğini ve bunun değişmeyeceğini biliyorsa neden çalışmak için gaza gelsin, aksine çalışmak zoruna gidiyorsa boşverir, herşey olacağına varır der.

Notunun belli olduğunu söyleyen öğretmen de, öğrencinin böyle bir davranışta bulunmasına etki etmiştir.

Hatta bu öğretmen öğrencisine, ne kadar çok çalışırsa çalışsın sınavı geçemeyebileceğini, aksine hiç çalışmayan birinin de sınavı geçebileceğini de söylüyor değil mi?(buna dair örnek hadisleri verdim) Öyleyse bu öğrenci sınavdan niye korksun, çalışmak zoruna gidiyorsa niye buna çaba göstersin? Kendi kafandaki sorulara değil bunlara cevap vereceksin...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ahahahaa konuyu ne güzelde bitirdin sen öyle, bak gerizekalı arkadaşım, konular farklı olsa da eğer sen hepsini doğru olarak kabul ediyorsan, ben onların içerisinden örnekler vererek çelişki çıkarabilirim. Benim yukarıda yaptığım da buydu, senin bir iddiana karşılık bunun tersini gösteren bir örnek hadis verdim, sen ise ''madem bu hadisi kabul ediyorsun, sonunda geçen cüzi iradeyi neden kabul etmiyorsun'' gibi salakça bir çelişki ortaya çıkarmaya çalışıyorsun. Bunlar benim doğrularım değil, senin doğruların. Verdiğim örnekleri tümüyle doğru kabul ettiğim için değil, senin bazı doğrularınla çeliştiği için kullanıyorum anladın mı? Örneğin şöyle bir iddia ortaya attın;

Kıvırma. Yine aynı çelişkiye düştün. Kendini bir stadyum dolusu insana güldürdün çok akıllı arkadaşım.

Eğer "Güneş kadar kesin olan" yukarıdaki çelişkileri göremiyorsan senin gözünle görsen dahi inanacağını bekleyemeyiz. Bu da daha önce dediğim gibi "Görmek istemiyorsan zorla gösteremeyiz" i doğruluyor. (Uzaylı resmindeki gibi)

Verdiğim örnekleri tümüyle doğru kabul ettiğim için değil sırf çelişki çıkarmak için kabul ettim diyorsun.

Ama ben sana ilk postta İslam'a göre Kader anlayışını tartışacağız dedin.

İslam'a göre kader anlayışını tartışacaksan

1. Allah'ın Ezeli ilmi ile herşeyi önceden bildiğini,

2. Cennet ve cehennemin yaptığımız işe ödül ve mükafat olduğunu baştan kabul etmediğin için bu norktaya vardın.

Çünkü bunlar islamda ESAStır.

Daha baştan sana temel atmadan çatı yapamazsın dedik. Ama sen basamakları ikişer ikişer çıkıyorsun. Baştan tümüyle doğru kabul etmeden sona nasıl varmayı bekliyorsun? Tümüyle doğru kabul etmemen İslamda Kader'in değil Materyalizm de Kader'in çelişki olduğunu kanıtladı.

ama sen materyalizm dekilerin yanlış tanıdığı İslamı savunuyorsun.

Yani İstediğin yerini alacaksın, istemediğin yerini kırpacaksın. Sonrada:

150 km hızla giden araç her zaman kaza yapmaz ki?

gibi salakça bir şey yapıyorsun ve Timsalde Arabayı yapanın Ezel sahibi, yani ben sen gibi zamana ve mekana bağlı olarak düşünemediğin gibi

Öğretmen yerine de Allah'ı koyamıyorsun. Ya kendi çelişkini de gör, yada cımbızladığın yerlerdeki konu bütünlüğünü gör.

Bunlarda Çelişki Değil mi? SEN KENDİ ÇELİŞKİLERİNİ KABUL ETMEDEN BENİM ÇELİŞKİLERİMİ KABULUMÜ BEKLİYORSUN.

YA SENİN FARKLI KONULAR İÇİNDE SEÇTİĞİN ÖRNEKLERİN ÇELİŞKİ OLDUĞUNU KABUL ET (GERÇİ ETMESENDE EDEN ETTİ)

YADA CIMBIZLA SEÇTİĞİN AYET VE HADİSLERİN BAŞI VE SONUNDAKİLERLE BERABER ALINMASI GEREKTİĞİNİ KABUL ET.

İKİ DURUMDA DA KADER SORUNSALI ORTADAN KALKIYOR.

Güzel Bir Tartışmaydı Her şey için teşekkürler. Attığın son mesaj olacak. Ne yazacaksan ona göre yaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Söz verdiğim gibi tartışmada materyalizmi hiç kullanmadım, sana kapı gibi islami kaynaklardan ayet ve hadis örneği verdik, kendi aralarında ne kadar çeliştiklerini yüzüne vurduk, ne bekliyordun ki sen bu tartışmadan, herşeyi doğru kabul ederek senin saçmalıklarını nasıl ortaya çıkaracaktım.

Farkındaysan ben bir ateistim, bunların hiçbiri benim doğrularım değil, senin sorularına yine senin doğrularını kullanarak cevap verdim, hepside kendi içlerinde farklı konulara verilmiş cevaplardı, bunları kullanarak benden bir çelişki üretemezsin. Birini cuzi irade iddiana karşılık onun aksini gösterdiği için vermişimdir, diğerini ise ömrünün sonuna kadar hiç iyiliği olmayan birinin imtihanı kazanamayacağı iddianı çürüttüğü için vermişimdir, son örneğe bakarak ''hani cüzi irade yoktu'' gibisinden bana dair bir çelişki üretemezsin. Gerçekten bunu anlayamıyor musun yoksa tartışmayı kaybedeceğini anladığın için salağa mı yatıyorsun? Bu kadar salak olamazsın değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

diğerini ise ömrünün sonuna kadar hiç iyiliği olmayan birinin imtihanı kazanamayacağı iddianı çürüttüğü için vermişimdir,

Diyorsun

Demekki hiç camiye gitmemiş olsanda son anda onun yoluna doğru meyletsen kurtarabiliyormuşsun,

Bak Camiyle bağlantıyı sen kendin kuruyorsun.

Ama Adamın "Meyletmek" adına yaptıklarımı sayınca

"Memleketini bırakıp başka memlekete gitti"

"Affedilmek için iman eden insanların yanına Gitti ve bu yolda öldü."

Bu ikisi aynı şey değil diyorsun.

Neyse, tartışma için teşekkürler.

“İslamiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez; gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan, yalnız kendine gece yapar.“

Yazı'nın seni en güzele götürmesini dilerim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sebibini işlemek dedim. Bundan birşey anlamadın mı?. Tüm ömrünü adam öldürmekle geçiren bir adamın camide ölme ihtimali nedir? Ki o adam camiye davet edildiği halde gitmedi.

Değişmeyeceğini biliyoruz ama ne olduğunu bilmiyoruz. 85 yaşına kadar istediğin gibi yaşayıp (sanki bu yaşa kadar ölmeyeceğin garantiymiş gibi) (camiye bile uğramayıp) aniden caminin önünde ölüvermeyi mi bekliyorsun. Bunu yapman için arada bir camiye uğruyor olman gerekmezmi? Ayakların arada bir camiye uğramazsa caminin önünde ölüverme ihtimalin var mı?

Hala anlayamadın mı? Sen son anına kadar camiye gitmemiş-iyi amel işlememiş, ömrünü adam öldürmekle geçirmiş birinin imtihanı kazanamayacağını söyledin, ben de daha hiçbir iyi ameli olmadan sadece niyeti sayesinde cennet kazanan birini örnek verdim. Adam bir yere gitmeyi, orada salih amel işlemeyi falan başarmış değil, hatta oradaki ''büyük din alimleri'' de ne hakla buraya geldin deseler onları da katledecek bu salak(:

Bu hadisi kullanmak için cuzi iradeyi varsaymam gerekiyor diye, ''ahanda şurada aksini söylüyordun'' diyemezsin bana...

Her konuda ayrı ayrı cevaplar vermek için bir şeylerin olduğunu varsaymak zorundayım zaten, aksi halde bu tartışmayı bir ateistle nasıl yapacağını sanıyordun?

Neyse, tartışma için teşekkürler.

Hiçbir soruya cevap veremeden böyle kaçarsın işte(:

Link to post
Sitelerde Paylaş
Misafir
Bu konu kapalıdır ama konuya cevap yazmaya yetkiniz var görünüyor.
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...