Jump to content

Göbeklitepe tapınağı homosapiens için biraz fazla lüks


Recommended Posts

Bu daha ziyade senin tasavvur ettiğin veya sandığın taş devri insanı tanımlaması ile çelişiyor olabilir. İnsanlar yerleşik hayata geçmeden çok önce tapınak benzeri yapılar kurdukları, mamut kemiklerinden basit evler yapabildikleri gibi çanak ve çömleği de icat etmişlerdi. En eski çanak kalıntısı Çin'de bulunan 20.000 yıl öncesine ait bir çanak parçasıdır. İnsanlar avcı ve toplayıcı olarak göçebe yaşadıkları dönemlerde dahi kültürel evrimi devam ediyordu. Bu evrim sonucu ilk uygarlıklar oluştu. Öyle hop diye gökten zembille inmedi her şey. İnsan ancak uzun uğraşılar, deneme yanılma sonucu yavaş bir süreç içinde gelişti ve kültür edindi.

Benim tek merak ettiğim sözünü ettiğin çanak üzerindeki semboldür. Üzerinde sembol var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 48
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Neden çiçek, ağaç, yaprak, papatya veya sarmaşık resimleri kullanmadılar? :)

Çünkü ilk insanlar kendilerinin de diğerleri gibi bir hayvan türü olduklarını biliyorlardı. İlk insanlar bizim gibi kendilerini hayvanlardan ayrı bir canlı olarak değil, bir hayvan türü olarak tanımlıyorlardı ve kendilerini hayvan olarak doğanın böylece bir parçası kabul ediyorlardı.

kozmopolit önemli bir noktaya değindin çok doğru böyle olmuş olmalı onlar bizden daha bilinçlilermiş vay be diyorum :) Benim dediğim ise insanların şu anki durumuna uyuyor daha çok ama bu konularda kesin bir sonuca varmak güç kendi figürleriyle hayvan figürlerini yan yana betimlemiş olmaları çok çeşitli yorumlanabilir bu şekilde var mıydı yoksa sadece hayvanlar mı resmedilmişti daha önce bakmıştım şu an unuttum şu resimlere bir daha bakmalıyım...Gurabi hayır belgeseli izlemedim şimdi dediğiniz noktaya baktım kuş ve güneş sembol edilmiş e yani animalizm de böyle bir şey zaten sizce ne?...

tarihinde fishéyé tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

kozmopolit önemli bir noktaya değindin çok doğru böyle olmuş olmalı onlar bizden daha bilinçlilermiş vay be diyorum :) Benim dediğim ise insanların şu anki durumuna uyuyor daha çok ama bu konularda kesin bir sonuca varmak güç kendi figürleriyle hayvan figürlerini yan yana betimlemiş olmaları çok çeşitli yorumlanabilir bu şekilde var mıydı yoksa sadece hayvanlar mı resmedilmişti daha önce bakmıştım şu an unuttum şu resimlere bir daha bakmalıyım...Gurabi hayır belgeseli izlemedim şimdi dediğiniz noktaya baktım kuş ve güneş sembol edilmiş e yani animalizm de böyle bir şey zaten sizce ne?...

Ben düşünüyorum ama bir anlam veremiyorum. Bu sembollerin hayvanlarla ilgisi yok. Zaten belgeseli seslendiren şahıs da sepete vs. benzediğini söylüyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslümanlar aynı yaygarayı buz altında kaldığı için çürümeden günümüze gelebilmiş ve Ötzi adı verilmiş bir ceset için de yaptılar. Bu bir avcıydı ve silahlıydı. Muhtemelen yabancı bir av bölgesine girmiş ve bölgeye sahip çıkanlarla çatışmıştı. Baltasında başka insan kanları vardı. Tahmin edildiğine göre en az dört kişiyle dövüşmüş, sonra başa çıkamayarak dağa doğru kaçmıştı ama peşine düşüp okla vurdular. Yaralı olarak kaçmaya devam etti ve dağda öldü, üzeri önce kar, sonra buzla kaplandı. Kolunu yere uzatıp başını kolunun üzerine koymuş ve ölmüştü. Kendi eti değil, midesindeki yiyecekler bile bozulmamıştı!

Testler Ötzi'nin yaşını beşbin olarak gösterdi. Ben bizzat bir çok müslümandan duydum: Hani eski insanlar maymuna benzer acayip yaratıklardı, giysi, silah bilmezlerdi, bu Ötzi aynen bizim gibi insan ve giysileri, silahları var! :D

Hepsine usanmadan tekrar tekrar açıkladım: Beşbin yıl insan evriminde dün bile değil, saatler öncesi! Beşbin yıllık insan için daha tam insan olamamış yarı maymun beklentisi öyle saçma ki, çok gülünç yani.

Bırak Ötzi'yi, 200 bin yıl önce yaşamış Neandarthal insanı bile, bugün bir bireyi yaşıyor olsaydı, bizim gibi giyinip rahatlıkla kalabalığa karışıp, başka bir insan türü olduğunu kimse farketmeden dolaşabilirdi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslümanlar aynı yaygarayı buz altında kaldığı için çürümeden günümüze gelebilmiş ve Ötzi adı verilmiş bir ceset için de yaptılar. Bu bir avcıydı ve silahlıydı. Muhtemelen yabancı bir av bölgesine girmiş ve bölgeye sahip çıkanlarla çatışmıştı. Baltasında başka insan kanları vardı. Tahmin edildiğine göre en az dört kişiyle dövüşmüş, sonra başa çıkamayarak dağa doğru kaçmıştı ama peşine düşüp okla vurdular. Yaralı olarak kaçmaya devam etti ve dağda öldü, üzeri önce kar, sonra buzla kaplandı. Kolunu yere uzatıp başını kolunun üzerine koymuş ve ölmüştü. Kendi eti değil, midesindeki yiyecekler bile bozulmamıştı!

Testler Ötzi'nin yaşını beşbin olarak gösterdi. Ben bizzat bir çok müslümandan duydum: Hani eski insanlar maymuna benzer acayip yaratıklardı, giysi, silah bilmezlerdi, bu Ötzi aynen bizim gibi insan ve giysileri, silahları var! :D

Hepsine usanmadan tekrar tekrar açıkladım: Beşbin yıl insan evriminde dün bile değil, saatler öncesi! Beşbin yıllık insan için daha tam insan olamamış yarı maymun beklentisi öyle saçma ki, çok gülünç yani.

Bırak Ötzi'yi, 200 bin yıl önce yaşamış Neandarthal insanı bile, bugün bir bireyi yaşıyor olsaydı, bizim gibi giyinip rahatlıkla kalabalığa karışıp, başka bir insan türü olduğunu kimse farketmeden dolaşabilirdi.

Tek farkla; sembol kullanmıyordu!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben düşünüyorum ama bir anlam veremiyorum. Bu sembollerin hayvanlarla ilgisi yok. Zaten belgeseli seslendiren şahıs da sepete vs. benzediğini söylüyor.

O üst kısımlar bir çeşit desen yada gökyüzü vs olabilir belgeseldeki kimse sadece onların sepeti anımsattığından bahsetmiş olmalı asıl konu bütünüyle gördüğümüz kısımı kapsıyor yani benim çıkardığım kadarıyla daha çok sürü halindeki hayvanlar resmedilmiş özellikle orada bir grup kuş sürüsü var hemen altında ise onlardan tehlikeli yada üstün olabilecek bir hayvan var yada sürünün, grubun herneyse onlarla beslendiklerini vs anlatmaya çalışmış olmalılar (başka bir resimde domuz var vs) ve bir diğer hayvanı kutsallaştırmışlar bir tür ilişki resmedilmiş gibi ben böyle anladım...

gobeklitepe_nov08_4.jpg

tarihinde fishéyé tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

dinlerin 5000 yıllık olduğunu kim söylemiş harbiden? bilimin söylemediği kesin..

dinin ilk ne zaman çıktığı tam bilnmiyor. çünkü yazı yoktu o zaman, ya da somut kanıt kalmamış pek.

ama bazı bilim insanları 60 ya da 80 bin yıl öncesine ait kalıntılarda bile dine ait izler olduğunu söylüyor.

bazılarıysa ilk organize dinlerin 11 bin yıl önce çıktığını söylüyor. organize din, yani modern din kavramına yakın ilk dinler. ritüelleri kuralları olan dinler. ilk inanç demiyoruz yani..

5 bin yıl hikaye yani,

kendin uydur kendin çal müslüman..

Link to post
Sitelerde Paylaş

O üst kısımlar bir çeşit desen yada gökyüzü vs olabilir belgeseldeki kimse sadece onların sepeti anımsattığından bahsetmiş olmalı asıl konu bütünüyle gördüğümüz kısımı kapsıyor yani benim çıkardığım kadarıyla daha çok sürü halindeki hayvanlar resmedilmiş özellikle orada bir grup kuş sürüsü var hemen altında ise onlardan tehlikeli yada üstün olabilecek bir hayvan var yada sürünün, grubun herneyse onlarla beslendiklerini vs anlatmaya çalışmış olmalılar (başka bir resimde domuz var vs) ve bir diğer hayvanı kutsallaştırmışlar bir tür ilişki resmedilmiş gibi ben böyle anladım...

Evet, benim söz ettiğim en üstteki üç tane olduğu anlaşılan semboller. Bunların sepet, gökyüzü vs. ile anlamlandırılmaları ama bilinçli bir şekilde bir şey "anlatmak" için yapılmış olduklarını düşünüyorum. Bu durum, yazının icadından önceki kültürel iletişim biçimi hakkında "kendimce" bir çıkarım sanki. Sezinlediğim kadarıyla, yazıdan çok çok önce, insanlar sembollerle bırakmış kültürel miraslarını...

Link to post
Sitelerde Paylaş

dinlerin 5000 yıllık olduğunu kim söylemiş harbiden? bilimin söylemediği kesin..

dinin ilk ne zaman çıktığı tam bilnmiyor. çünkü yazı yoktu o zaman, ya da somut kanıt kalmamış pek.

ama bazı bilim insanları 60 ya da 80 bin yıl öncesine ait kalıntılarda bile dine ait izler olduğunu söylüyor.

bazılarıysa ilk organize dinlerin 11 bin yıl önce çıktığını söylüyor. organize din, yani modern din kavramına yakın ilk dinler. ritüelleri kuralları olan dinler. ilk inanç demiyoruz yani..

5 bin yıl hikaye yani,

kendin uydur kendin çal müslüman..

Dinin "insanın" dünyadaki var olmasından bu yana insanla birlikte olduğunun dışında (İslam, Hinduizm vs.) bir kanıt bulamıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dinin "insanın" dünyadaki var olmasından bu yana insanla birlikte olduğunun dışında (İslam, Hinduizm vs.) bir kanıt bulamıyorum.

öyle değil işte.

dinin ortaya çıkması için insanın psikolojik olarak gelişmesi gerekiyor. insanın zihinsel ve psikolojik evrimiyle ilgili. ayrıca bu da yeterli değil. bu aşamadan sonra insanın çevresini uzun süre gözlemlemesi gerekiyor. gözlemin belli bir aşamasında ancak din düşüncesine ulaşabilirlerdi. yani zihinsel olarak hazır olması hopp diye dini bulması anlamına gelmez.. din homo sapiens olduktan sonra yaşanan süreçte ortaya çıkıyor.. bu sürecin hangi aşamasında? ne zaman? işte kimisi 60 bin yıl önce, kimisi 11 bin yıl önce diyor..

Link to post
Sitelerde Paylaş
sembol kullanmıyordu!

Bu sembol konusuna bayağı eğildiniz. Madem o konuda da şunu söyleyeyim: İnsanlar önce çivi yazısını buldular. Bu yazıya, kil tablet üzerine atılan çentikler çiviye benzediği için bu ad verilmiştir. Sümerler konuşulurken çıkartılan her sese karşılık bir sembol atamayı akıl ettiler ve yazı icat oldu. Örneğin yan yana atılan üç dikey çentik bir sesi simgeliyordu. Buna bir de yatay çentik ekledin mi başka bir ses. Çentiklerin sayısı ve konumu sesi belirliyordu. Bu yazı uzun süre kullanıldı ama Mısırlılar daha iyi bir yöntem buldu.

Bir sürü çentik atıp bir ses elde edeceğine ve bu sembolleri aklında tutacağına, daha akıllıca bir yazı icat ettiler. Her ses için, o ses ile başlayan yaygın bilinen bir nesne seçiyor ve o nesnenin basitçe çizilmiş resmi, o sesi ifade ediyordu. İşte bu, harf kavramının ortaya çıkışıydı. Örneğin A sesi için en uygun nesne öküzdü. Mısır dilinde öküze alfa deniyordu. (Eski Türkçe apa) Bir üçgen kafa iki boynuz çizdin mi, al sana öküz resmi ve bu, A harfi oluyordu. Bu şekil Grek alfabesinde de korunmuştur. Latin alfabesindeki A da ters çevrilmişidir. Normalde yukarı bakan boynuzlar aşağı dönmüş, A harfi olmuş.

Arapçada a olmadığı için elif artık çubuk mu, değnek mi ne demekse bilmiyorum, o da arapçanın ilk harfi olmuş. Kimi de ayakta duran adam'dan geldiğini söyler. Herkes böyle bir kişisel alfabe icat edebilir. A için örneğin sembol olarak ağacı seçer ve basit bir ağaç simgesi A olur. B için basit bir balık şekli çizilebilir.

Çinliler ise Mısırlılar kadar zeki değillermiş. Bu yönteme geçecekleri yerde, çivileri her kelime için farklı gruplayarak her kelime için bir sembol yaratmışlar. Bu tamam yazıyı kısaltıyor, üç dört sembol bir cümle oluyor ama, akılda tutulacak çok fazla sembol oluyor.

Tabii bugün tüm dünya latin alfabesinin en pratik alfabe olduğunda hemfikir. Kimse ne çin, ne arap, hatta ne eski latin ve grek harfleriyle uğraşmaz.

tarihinde demirefe tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim ilgimi çeken konulardan biri ; insanın sembolleri (sembolizmi) yazıdan -fonetik sembollerden- çok önce kullanmış olması. Bu konuyla ilgili tonlarca soru oluşuyor kafamda:

"Sembolleri ilk oluşturanlar, bunların anlamlarını anonim olarak mı belirlediler?"

"Sembollerin anlamı, onları ilk kez ortaya koyan ve anonim şekilde anlamlandırmış toplulukların torunlarına nasıl aktarıldı?"

"Bazı sembollerin anlamı, onları ilk kez ortaya koyan ve anonim şekilde anlamlandırmış topluluklardan sonra gelen topluluklarda hangi anlamlara çevrildiler?"

"Sembollerin anlamları, onlarla ilk defa karşılaşan her topluluk için tabu muydu?"

"Anlaşılamayan semboller karşısında tabu geliştirmek insan evriminin bir dinamiği midir?"

"Sembollerin kullanımı yazıyı ne kadar geciktirdi?"

"Sembol kullanmak, kaç bin yıl, kültür aktarımı için kullanıldı?"

(...)

"Bu tapınakları yapanlardan çok sonra, tapınaklar gömülmüş, bir tepe oluşturulmuş ve biz bu tepeyi eşeliyoruz." Kuran; 5:31

Arkeologlar bu tepeyi tekrar gömmeyi düşünüyormuş. Bence tepe açıldıktan sonra tekrar gömülmeli. Sembollerin anlamı onları ilk kez gören insana kalmalı. Bu bağlamda kesinlikle sana katılıyorum.

sembolleri ilk oluşturanların çok büyük bir zekaya sahip oldukları zaten belgeselde vurgulanmış.yani bunu o devrin ilkel insanının yapmadığı kesin.çünkü önemli bir astronomi bilgisi gerektiriyor.

bu sembollerin aktarımının nasıl olduğunu henüz kesin olarak bilmiyoruz..bizden önce teknoliyi yakalamış ve tekamülünü tamamlayıp dünyadan ayrılmış bir insan türü olduğu ve bizleri de onların yönettiği fikri var.hatta bu insanların maddenin sırrını öğrendikleri ve dünyada bir altın çağ yaşandığı söyleniyor. ve dünyadan ayrılmadan önce atalarımız olan hominidlerin genleriyle oynayıp modern insan olan homosaphiensi yarattıkları anlatılıyor..birileri bunu uzaylıların yaptığını iddia ediyor ben pek mantıklı bulmuyorum bunu..

sembollerin ilkel insanların kültür oluşturmasında toplayıcı olmasında etkili olduğunu düşünüyorum..yazıyı ne kadar geciktirdiği önemli değil burada önemli olan bana göre insanları ne kadar süre bir arada tutabildiğidir..

maide 31 deki ayetle alakalı olduğunu düşünmüyorum.. daha çok kıyamet ayetleri ile ilgili olabilir.. örneğin yer sarsılıp içidekileri bir bir açıkladığı vakit diye hitabeden bir ayet var...bizler şu an uyandırılma aşamasındayız..bildiklerimizin çoğunun yanlış olduğunu dolayısıyla realitemizi bırakıp yeni bir realiteye gireceğimizi açıklıyor..ezber bozduran bilgilere ulaşıyoruz..ve her geçen gün biraz daha bilinçleniyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben düşünüyorum ama bir anlam veremiyorum. Bu sembollerin hayvanlarla ilgisi yok. Zaten belgeseli seslendiren şahıs da sepete vs. benzediğini söylüyor.

Yanılıyorsun, taşlar hayvan resimleriyle dolu.. Hayvanları resmedip de bu sembollerin hayvanlarla ilgisi yok demek çok anlamsız. Animalizmle ilgisi olmayabilir diyebilirsin ama açıkça resmedilen hayvan figürlerini görmezden gelemezsin.. Ama görünen o ki hayvanlar burada totem olarak kullanılmış. Belki de buraya hac ziyaretine gelen çevredeki farklı kabilelerin farklı hayvan totemleri bulunuyordu ve her bir hayvan başka bir kabilenin totemiydi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim tek merak ettiğim sözünü ettiğin çanak üzerindeki semboldür. Üzerinde sembol var mı?

Süslemeler var.. Görünürde hayvan resimleri yok. Belki de bir zamanlar vardı ve renkleri silindi.. Varsa bile araştırmacılar renk kalıntılarını da ortaya çıkarırlar diye düşünüyorum ama ille de hayvan figürlerinin çömlekte olması gerekir mi bilemeyeceğim. Kutsal sayılan hayvan totemleri günlük yemek için kullanılan bir çanak üzerinde neden olmalı ki? Eğer bu çanak özel bir çanaksa ve dini ritüellerde kullanıyorsa belki hayvan totemleri de yer almış olabilir. Ama normal bir çanaksa hayvan totemleri veya başka kutsal semboller aramak yersiz. Basit ve özel anlam içermeyen süslemeler ise olağan olurdu.. Hatta belki Çin'de yaşayan ilk insanlar hiç bir sembol veya totem kullanmıyorlardı. Çin'de 20.000 yıl veya daha eski bir zaman öncesinden kalma mağara resimleri var mıdır bilmiyorum. Varsa bu mağara resimlerindeki çizimler o dönem insanlar hakkında fikir verebilir. Yine hayvanlar resmedilmişse şaşırmam aslında. Neden dersen, bugün bile istediğin bir Anadolu köyüne git, insanların günlük en sık konuştukları şeyler hayvanlarla ilgili olanlar, çünkü hayvanlar onların yaşamında çok önemli bir yer tutar ve tüm atasözleri bile hayvanlar veya hayvancılıkla ilgilidir. Konular genelde davar gütmek, keçi, inek sağmak, koyun otlatmak, tavuk yumurtası toplamak, tilki, yılan görmek falan.. (Sadece Türkiye'de değil Almanya kırsalında bile bu böyle)

1340978698962896600.jpg

tarihinde kozmopolit tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

sembolleri ilk oluşturanların çok büyük bir zekaya sahip oldukları

Böyle fikirlere kapılmaya neden gerek duyduğunuzu hiç anlamıyorum. Şöyle bir söz vardır kusura bakmayın ama yeri geldi:

"Çocuğunuz size çok zeki görünüyorsa hemen sevinmeyin. Belki o normal zekalı, siz geri zekalısınızdır." Yani atalarımız çok zekiydi diye avunmayın, onlar normaldi, o zaman sizin geri zekalı olma olasılığınız var.

Sembollerin nasıl ortaya çıktığını anlattım, bu anlatımın nesi sizi tatmin etmiyor da gizem peşinde koşuyorsunuz?

Topraktan çanakların 20 bin yıllık olması ise öyle normal ki Diesel, 200 bin önce yaşamış dini inançları, ölü gömme törenleri olan insanlar var. Öyle maymunsu insanları bulmak için milyon yıllarca geriye gideceksiniz. Binyıllardan bahsettiniz mi böyle çanaktı çömlektiyi bir geçeceksiniz.

Bir milyon yıllık çömlek bulursanız, ok ve yay bulursanız, hatta saplı balta bulursanız bile evet ortalık çok karışır. Ama böyle buluntular yok... Bir milyon yıllık sopanın ucuna takılı bir taş bulun, tamam tarih yerle bir olur. Ama yok böyle bir şey... Bir milyon yıldan daha önce ancak ucu sivriltilmiş, arkası yuvarlatılmış avuçiçi taş baltalar bulabilirsiniz. İnsanlar bunlara bir odundan sap takmayı binlerce yıl boyunca akıl edemedi...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Böyle fikirlere kapılmaya neden gerek duyduğunuzu hiç anlamıyorum. Şöyle bir söz vardır kusura bakmayın ama yeri geldi:

"Çocuğunuz size çok zeki görünüyorsa hemen sevinmeyin. Belki o normal zekalı, siz geri zekalısınızdır." Yani atalarımız çok zekiydi diye avunmayın, onlar normaldi, o zaman sizin geri zekalı olma olasılığınız var.

Sembollerin nasıl ortaya çıktığını anlattım, bu anlatımın nesi sizi tatmin etmiyor da gizem peşinde koşuyorsunuz?

Topraktan çanakların 20 bin yıllık olması ise öyle normal ki Diesel, 200 bin önce yaşamış dini inançları, ölü gömme törenleri olan insanlar var. Öyle maymunsu insanları bulmak için milyon yıllarca geriye gideceksiniz. Binyıllardan bahsettiniz mi böyle çanaktı çömlektiyi bir geçeceksiniz.

Bir milyon yıllık çömlek bulursanız, ok ve yay bulursanız, hatta saplı balta bulursanız bile evet ortalık çok karışır. Ama böyle buluntular yok... Bir milyon yıllık sopanın ucuna takılı bir taş bulun, tamam tarih yerle bir olur. Ama yok böyle bir şey... Bir milyon yıldan daha önce ancak ucu sivriltilmiş, arkası yuvarlatılmış avuçiçi taş baltalar bulabilirsiniz. İnsanlar bunlara bir odundan sap takmayı binlerce yıl boyunca akıl edemedi...

sizi okumamıştım.an itibariyle okudum :) tekerleğin icadını da ekleyip dersi kapatabilirsiniz :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
tekerleğin icadını da ekle

Ooo, tekerlek bayağı sonra. Mısırlılar bile yazıda devrin yapan zekalarına karşın taş kütleleri yuvarlak kütükler üzerinde yuvarladılar, tekerleği bulamadılar. En arkadaki kütük boşa çıkınca alıp koşa koşa öne götürüyorlardı.

Güney Amerika uygarlıkları bile o yaptıkları basamaklı piramitlere, ovalara çizdikleri dev resimlere karşın ne tekerleği yapabildiler, ne atı evcilleştirebildiler. Bütün yüklerini köleler sırtta taşırdı. Bir de lamalar kolayca evcilleştiği için onlardan bir parça yararlanmışlardır. Fakat lama deve ile akraba olmasına karşın çok küçük ve narindir. Ağır işlerin altından kalkamaz. İspanyollar at üstünde ve atların çektiği arabalarla sahillere çıkınca kıyamet koptu da tanrılar geldi sandılar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dunyada tarimin baslama hikayesi hayli ilginc aslinda. Ilk olarak bugday bitkisi yabani bir bitki olarak mezopotamyadaki verimli hilal icerisinde ortaya cikiyor. Insanlar bu bitkinin her sene yetistigini ve yenebildigini kesfedince, bu bolgede gayet rahat bir hayat surmeye basliyorlar. Muhtemelen bu yildizlari izleyip takvim cikarma gereksinimi bu yuzden ortaya cikiyor. Guvenilir bir besin kaynagi olunca, bunu depolama ihtiyaci hissediyorlar. Ilk kez depolama alanlari etrafinda yerlesim boyle basliyor. Refah geliyor. Insnlar kendi kendine yetisen bugdayi toplayarak yeterinden fazla besin maddesini, eskisine nazaran dusuk emek ile elde edebiliyorlar. Bu sayede arta kalan zamanlarinda sosyallesmeye basladilar. Etraftaki degisik kabileler yiyecek sorunu olmadigi icin savasmak yerine ticaret yapmaya basladi. Kultur doguyordu. Bu tapinaklarda muhtemelen bu zaman dilimi icerisinde yapildi. Bugday tanrilardan gelen bir nimetti onlar icin. Her sene geri gelmesi icin tanrilara sukran sunulmaliydi.

Fakat sonra beklenmedik birsey oldu. Birden kuraklik geldi. Toprak birden kurudu. Bugday yetismez oldu. Tam 1000 sene kadar surdu bu. Insanlar muhtemelen bu sure zarfinda surekli ayinler yaparak tanrilari memnun etmeye, tekrar eski gunlerin gelmesi icin yalvarmaya basladilar. Ama gelmedi. Bunun uzerine tanrilara kizip muhtemelen tapinaklarin uzerini toprakla orttuler. "Garden of Eden" hikayeside buradan geliyor diye tahmin ediyorum. CUnku bu insanlar, artik bu verimli topraklardan, evlerinden goc etmek zorunda kaldilar. Eski bolluk bereket kalmadi.

Bir grup insan goc sirasinda kurumus gol yataklarina denk geldiler. Goletler cekilirken, yataklari nemli kalmisti. Bu topraklar onlara bugdayin yetistigi eski topraklari hatirlatti. Bugday tanelerinin topraga dustugunde tekrar filizlendigini, coplerini topladiklari alanlardan zaten biliyorlardi. Ellerindeki son birikim olan bugdayi, bir macera ugruna feda ettiler. Once topragi temizleyip, eskiden ekin cikan topraklarina benzettiler. SOnra toprakla bugdayin birlesmesini sagladilar. Iste bu tarimin dogusu, maceranin baslangici idi. Bunun uzerinden yaklasik 1000 sene sonra iklim tekrar normale dondu, toprak eski haline geldi. Ve insan bu yeni teknolojisi ile dunyaya hukmetmeye basladi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...