Jump to content

Türkiyeye iltice eden 417 azarbaycanlıyı İsmet ölüme geri göndermişti


Recommended Posts

İşte böyleee,

Kadir Mısıroğlu, “Moskof Mezalimi” isimli eserinde, Rus zulmünden kaçan 417 Azeri kardeşimizin Türkiye’ye sığındığını ve bunun üzerine Rus Hükümetinin Türkiye’den bunların kendilerine teslimini talep ettiğini anlatıyor ve şöyle devam ediyor:

“Beynelmilel kaidelere göre hiç bir devlet, siyasi bir suçluyu diğer devlete iade ve teslim etmez.

Bu Rus talebini müzakere eden o zamanki Hey’eti Vekile (Bakanlar Kurulu) de ‘Umumi Ceza Hukuku’nun bu kaidesine uyarak, Rusyaya zikri geçen mültecilerin iade edilmemesini kararlaştırmıştı. Fakat o zaman Hariciye Vekaletine vekalet eden Nurullah Esat Sümer, Inönü’yü ikna edip bunların, Hey’eti Vekile kararına rağmen Rusyaya iadesi emrini çıkarttırmıştır.

Mülteci Azeriler, bu karar karşısında feryad-ı figân kopararak:

‘Bizi siz öldürün fakat Moskofa teslim etmeyin’ diye yalvarmışlar, birçokları kendilerini trenden aşağıya atarak intihar etmek istemişlerdir.

Bunların Rusyaya teslim işine nezaret eden Türk subayı gördüğü bu feci manzaraya tahammül edemiyerek derhal bir yıldırım telgrafla hükümete bunların avdet etmek istemeyip intihara teşebbüs ettiklerini bu sebeple teslim kararının durdurulmasını taleb etmiştir.

Fakat Türkiye’nin o günkü diktatörü Ismet Paşa, bu zavallıların Rusyaya tesliminde ısrar etmiştir.

Bu hadise bilahare Demokrat Parti Devri’nde Mebus Şevket Mocan’ın teşebbüsü ile Büyük Millet Meclisi’ndeki münakaşa ve müzakerelerle ortaya çıkmıştır.

Bu suretle Ruslara iade edilen 417 Azeri, onları teslim eden Türk subayının gözü önünde Serder Abad Barajının öte yakasında toptan kurşuna dizilmişlerdir.[1]

Bu hareket, Türk Milletini temsil eden fakat milli duygu ve mefkureden (idealinden) mahrum liderlerin işlediği bir cinayet ve yüz karası olarak, tarihe geçmiş bulunmaktadır.

(… Inönü), 1951 yılında komünistlerin vatandaşlıktan ıskat edilerek hudut harici edilmeleri isteğine temayül eden hükümeti (Demokrat Parti hükümetini) tenkit için Belediye seçim propagandaları esnasında:

‘Komünistlik ithamı altında vatandaşların yurt dışına sürülmesi tehdidi, hukuk prensiplerine doğrudan doğruya taarruzdur.

Ve her türlü siyasi emniyeti yok etmeğe kâfidir’

Hikmetini ortaya atmıştı.

Onun Rusya ve komünizm lehindeki fikir ve beyanlarını bugüne kadar takip ve teşrihe lüzum görmüyoruz.

Bunlar herkesin gözü önünde cereyan etmiştir. Fakat komünistler için hukuk kaidelerini mevzuubahs eden sayın Inönü, masum 417 Azeri Türk’ü için hemen bütün Dünyada üzerinde ittifak edilmiş bulunan siyasi suçluların iade edilmemesine aid hukuk kaidesini neden hatırlamamış ve Hey’eti Vekile kararına rağmen bu dindaş ve ırkdaşlarımızı moskof cellatlarına teslim ederek katliam edilmelerine sebep olmuştur ?[2]

***

***

Kadir Mısıroğlu’nun da belirttiği gibi, bu konuyu Tekirdağ Milletvekili Şevket Mocan meclise taşımıştı.

Şevket Mocan’ın soru önergesinin ilgili kısmını buraya alıyoruz:

T. B. M. M. Başkanlığı Yüksek Katma Aşağıdaki suallerimin sözlü olarak Başbakan tarafından cevaplandırılmasını rica ederim:

1. Muhtelif tarihlerde memleketimizde si­yasi mültecilik haklarına dayanarak iltica et­miş (156) mülteci 1947 senesinde, milletlerarası hukuk kaidelerine tamamen aykırı olarak Sovyet Rusya’ya teslim edildikleri doğru mu­dur?

2. Facia kurbanlarının sevk şekli de kur­ban gönderilen mabudun usullerine uygun ol­masından ve akıbetlerini görmesinden, teslim işinde vazifeli Yedek Subay Posta Müfettişi Reşat’ın asabi rahatsızlığa uğradığı ve sinir hastanelerinde elyevm tedavi olduğu doğru mu­dur?[3]

[3] no’lu dipnot ile ilgili… Tekirdağ Milletvekili Şevket Mocan’ın Mecliste okunan soru önergesinin tutanağı

***

Şevket Mocan’ın sorularına cevap veren dönemin Adalet Bakanı Rükneddin Nasuhioğlu ise tarihimize bir kara leke olarak geçen bu faciayı şu sözlerle doğrulamıştır:

“Ankara’daki Sovyet Se­faleti ile mütekabiliyet esasını tesbit eden bir nota teatisi suretiyle (237) Sovyet askerî mültecisinden (195)’i ilk parti olarak 6 . VIII . 1945 tarihinde Tıhmıs kapısından Sovyetlere iade edilmiştir.”[4]

[4] no’lu dipnot ile ilgili… Adalet Bakanı Rükneddin Nasuhioğlu’nun tarihimize bir kara leke olarak geçen bu faciayı doğruladığını gösteren Meclis tutanağı. (NOT: Rükneddin Nasuhioğlu’nun bu faciayla bir alakası yoktur. 1950′de hükümet değişikliği oldu, bu facia ise bir önceki hükümet (CHP) döneminde vuku bulmuştu. Soru önergesi Nasuhioğlu’nun döneminde verdildiği için mecburi olarak cevap vermek de ona düştü. Ayrıca ruslara teslim edilen mültecilerin sayısı hakkında farklı iddialar var. Biz, Kadir Mısıroğlu’nun zikrettiği kaynağa itibar ediyoruz, yani 417 mülteci teslim edilmiştir. Zaten tutanakta “195’inin *ilk parti* olarak” teslim edildiği yazıyor. )

***

Bunun üzerine uzun bir konuşma yapan Şevket Mocan’ın şu sözlerine katılmamak mümkün değildir, zaten mecliste bulunan milletvekilllerinden de “Bravo”, “Doğru” sesleri zapta geçmiştir:

“Muhterem arkadaşım, Enver ve Adem ismin­de iki azeri münevverden bahsettiler.

Bunlar çok yakından tanıdığımız Konya Milletvekili Ziyat Beyin kayın biraderleridir.

Çok evvel Rus ordusunda subaylık etmişler, fakat milliyetleri­ni unutmamışlar, o akideleri kabul etmiyerek Almanyaya kaçmışlar, orada uzun müddet bu­lunmuşlardır.

Sonra memleketimize gelerek hemşîrelerinin yanına,

Ziyat Beyin hareminin ya­nına sığınmışlardır.

Fakat yüz kızartacak bir hal olarak bunlar bir gün evden alınarak, An­kara’ya göndereceğiz diye, ‘Komiser Ali Riza re­fakatinde hududa götürülmüşler, ayni mabuda kurban sunulmuşlardır.

Bu, milletin tarihinde bir tek mülteci Isveç Kralı Şarl için harbetmiş şe­refli hâdiseler çoktur; fakat siyasi mültecileri bir mabuda kurban sunar gibi sunmaya götüren yüz kızartıcı, gönül parçalayıcı, hicabaver bir hâdise daha yoktur.

(Bravo sesleri).

Ibnisuud mutavaat etmedi, mültecileri ver­medi, fakat bizdeki bir devrin adamları bizim tarihimize bu lekeyi yazdılar, mültecileri iade et­tiler arkadaşlar

[5] no’lu dipnot ile ilgili… Soru önergesini veren Tekirdağ Milletvekili Şevket Mocan’ın Mecliste söylediği ve hissimize tercüman olan sözlerinin tutanağı

***

Hakikaten, ne kadar acı…

Ne kadar yüz kızartıcı bir hâdise…

Bütün bu denaetler halkımızdan gizlenmiştir.

Nitekim Kars’ın ilk kültür ve kütüphane müdürlerinden Temraz Kesemenli, Boraltan Köprüsü katliamının yıllarca halktan gizlendiğini söyledi.

Ayrıca İsmet İnönü’nün emriyle Azerileri götüren memurun akli dengesini yitirdiğini ve akıl hastanesinde vefat ettiğinin bilindiğini ifade etti.

[6] Zaten Şevket Mocan’ın soru önergesinde buna değinilmişti.

**Ismet Inönü,(atasının degil kendi kafasızlığının izindeydi,

Sonra İsmetin atası Osmanlıydı,özelliklede ABTALHAMİT)

***

Sadece Ismet Inönü mü Azerbaycanlı kardeşlerimizi Ruslara teslim etti sanıyorsunuz? O halde aldanıyorsunuz,

zira daha evvel ATA’sı da Azerbaycanlı kardeşlerimizi Ruslara teslim etmişti…

M. Kemal Atatürk’ün Azerbaycanlı kardeşlerimizi komünist Ruslara tabiri caizse “sattığına” inanmayanlar, şu konumuza bakabilirler:

http://belgelerleger...mu-ihanet-etti/

(eeeeeee bahalım bunlar gerçekmi,araştıracağız tolon)

***

Katledilen Azerbaycanlı kardeşlerimize ithafen 1977 yılında çekilen ve başrollerini Cüneyt Arkın ve Oya Aydoğan’ın oynadığı “Güneş Ne Zaman Doğacak?” adlı sinema filmi de Boraltan katliamını konu alıyor.[7]

Son olarak iki şiire yer veriyor ve konuyu noktalıyoruz,

Allahu Teala kardeşlerimize rahmet eylesin.

(sizin dileginizi heç Allah tutmazmı,küllün gunahları affolunmuştur,siz yeterki dileyin tolon)

Tutsak Türklerin kurşuna dizilmeden önce söyledikleri bir ağıt şöyle:

Boraltan bir köprü, aşar geçer Aras’ı,

Yuğsan Aras suyuyla, çıkmaz yüzün karası.

Karası, karası, merhamet fukarası,

Karası, karası, merhamet fukarası,

Düşman bekler karşıda, önüne kattı beni,

Can alınan çarşıda, kardeşim sattı beni.

Dönüp seslendim geri, merhametsiz birine,

Beni siz vursaydınız, şu gavurun yerine.

***

Azerbaycan’ın büyük milli şairi Almas Yıldırım, bu olayı “Dönek Kardeş” adlı şiirinde şöyle dile getiriyor:

Türk denince özü, sözü mert olur,

Dost deyince ayrılmaz bir fert olur,

Kardeş deyip dara düşsem, sığınsam,

Şimden geru bu bana bir dert olur.

Ben ne diyem bu vefasız dağlara,

Öz kardaşı dönek olan ağlara!

Türk; o Altayların dünkü eri mi?

Yolunda can koydum, verdim serimi,

Düştüğü ağlardan kurtulsun diye,

Serdim ayağına doğma yerimi…

Kardaş armağanı, dökülen kanlar,

Bana mükâfat mı giden kurbanlar?

Ben diyorum, Kayıhan’dır soyumuz,

Bir kaynaktan varlığımız, boyumuz,

Dilim dili, yolum yolu, emel bir,

Bir bayrakta, yıldız’ımız, ay’ımız.

Azerî, Türk, Türkmen; var mı ayrılık,

Nerden doğdu bu imansız gayrılık?

Alnımın yazısı, karadır kara,

Karadan bir mendil yolladım yara,

Yol uzun, el uzak, yetişmez eller,

Türklüğün kanayan kalbini sara.

Felek kıymış beslenen bu dileğe,

Lânet Türk’ü hançerleyen bileğe.

Bir suç mu düşmana göğüs gerdiğim?

Günah mı Türklüğe gönül verdiğim?

Rusların açtığı yaradan derin,

---------------------------------------------

Anayurtta öz kardaştan gördüğüm.

-----------------------------------------------

Seslenseydim, ses çıkardı her taştan,

Ne beklersin sağırlaşan bir baştan.

Kaçtır, eli kanlı çıktı oyundan,

Ne bilem, kahpelik varmış soyunda,

Girdiğim öz yurttan döndürülürken,

Kanımın aktığı sınır boyunda

Açan lâlelerden bir çelenk örsem,

Türklük dünyasına armağan versem.[8]

**********

KAYNAKLAR:

[1] M. Sadık Aran, Kızılordu Azerbaycan’ı Nasıl Işgal Etti, Milli Işık Dergisi, sayı 26, Istanbul 1969. (Aktaran: Kadir Mısıroğlu, Moskof Mezalimi, Sebil Yayınevi, Istanbul 1970, sayfa 451.)

[2] Kadir Mısıroğlu, Moskof Mezalimi, Sebil Yayınevi, Istanbul 1970, sayfa 450 – 452.

[3] TBMM Zabıt Ceridesi, dönem 9, cild 9, Içtima 101, 18.07.1951, sayfa 203.

[4] TBMM Zabıt Ceridesi, dönem 9, cild 9, Içtima 101, 18.07.1951, sayfa 204.

[5] TBMM Zabıt Ceridesi, dönem 9, cild 9, Içtima 101, 18.07.1951, sayfa 205, 206.

[6] Star Gazetesi, “Yıllarca halktan gizlenen katliam”, 08 Eylül 2012.

Ayrıca bakınız; Sabah Gazetesi, Hasan Celal Güzel, “Boraltan Köprüsü faciası ve mülteciler”, 9 Eylül 2012.

[7] Boraltan katliamını konu alan ve başrollerini Cüneyt Arkın ve Oya Aydoğan’ın oynadığı “Güneş Ne Zaman Doğacak?” adlı sinema filmi:

(son erişim tarihi: 15 Eylül 2012.)

[8] Şiirler için bakınız; Orkun Kutlu, Boraltan Köprüsü (Tarihte Bir Yüz Karası)

İşteee:Hayatta sevmediklerimden biride İsmettir.

İşte linki:

Belgelerle Gerçek Tarih

belgelerlegercektarih.wordpress.com/Önbellek

Bu site yardımcı olmadı mı? Aramada oturum açtığınızda belgelerlegercektarih.wordpress.com sonuçlarını engelleyebilirsiniz.belgelerlegercektarih.wordpress.comTüm belgelerlegercektarih.wordpress.com sonuçlarını engelle

Bunu genel olarak +1'lediniz. Geri alBelgelerle Gerçek Tarih” isimli 792 sayfalık çalışmamızı ücretsiz indirebilirsiniz: http://www.mediafire.com/?vgk9k8cozdpy7ez. *. Alıntılarda

Tolon

tarihinde tolonbey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 58
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

bunlar zaten öldürüleceklermiş..

türkiye'ye kaçmaları normal.

türkiye'nin gücü büyük devletlere yetmez.

struma gemisini de kabul etmemiş faşist yönetim.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Struma_Olay%C4%B1

günümüzde ege denizinde

veya türkiye sınırlarında sayısız insan ölüyor kaçakçılık nedeniyle..

hükümet bir zahmet onları da engellesin..

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

Siyesi ilticeciler milletler arası yasalara göre geri verilemez.

Ülkeler arası antlaşmalara onay veren her ülke bu onayına uymak zorundadır.

Uymamazlık yapamazlar.

Yaptıkları olursa onun acısını daha büyük bir olayda çekerler.

Ama onu yapacak adam gerek.

İnönü gibi bir TABANSIZDAN halıyla bu beklenemez.

İnönünün geçmişini okuduğumuzda bu gibi tabansızlıkları sayılamıyacak kadar çoktur onun.

Atatürk çoğu yerde onu maşa olarak kullanmıştır.

Tabanlı bir kişi hiçbir zaman MAŞA olmaz.

Atatürk onu başbakanlıktan atıp yerine Calal Bayarı atayınca,Atatürke kinlenmiş ve hep Atatürten kaçar olmuş.

Birgün Atatürk bir sokakta giderken karşıdan İnönünün geldigini görür.

Ama İsmet görmedigini sanarak sokak degiştirir.

Atatürkte İsmetin geçtigi sokağa geçer ve köşede bekler.İsmet tam köşeye gelince Atatürk birden karşısına dikilir.

İsmet, oooooooo paşam sen buralardamıydın?

Atatürk,İsmet KIVIRTMAYI bırahda beni görünce neden köşeyi döndün?

İsmet gene kıvırır durur.

Bak İsmet,ben seni bu işi yapacağını sandığımdan seni başbakan yaptım.

Ama baktımkı yok sen bu işi kıvıramıyorsun,seni başbakanlıktan alıp Calal Bayarı başbakan yaptım.

Herşeye rağman biz eski arkadaşız.

Arkadaşlığımızın devem etmesi gerekir.

Arkadaş birden silinip atılamaz der.

Görüyürümkü senin bundan bile habarın yok der.

Atatürk daha Osmanlının son günlerinde,3 arkadaşına şöyle der.

Osmanlı bügün olmazsa yarın yıkılacaktır.

Söyleyin bakalım,ne yapmamız gerekecektir,Osmanlı nalları dikince.

İsmet hemen atlar ortaya,ben derimki İngilterenin buyruğunu isteyelim.

Öteki iki arkadaşları derlerki bir dağbaşı bize MEZER olana kadar SAVAŞACAĞIZ.

Atatürkde derki,bende ikiniz gibi düşünmekteyim.

Atatürk,başkalarına yaptıramayacağı şeyleri ona yaptırabildigi için onu yanında tutmuştur.

Komunıst Nazım Hikmetin annesi Atatürke gelir,paşam ne olur oğlumu hapıshanalardan gurtar POHUNU YEYİM der.

Atatürkte şöyle yanıt verir.

İsmet ben sağkan benden korkardı,biliyürki ÖLÜM DÖŞEGİNDEYİM BEN,bu nedenle söyleyeceklerimi yapmaz.Benim sözümü yere düşürme anacığım der ve Nazım Hikmetin anası ağlayarak odadan ayrılır.

Doğuda 33 kürdü yargılamadan öldürtmüştür kü ,buda kabul edilebilir birşey degildir.

İsmet ve İsmet gibiler ancak cahal toplulukları idere edebilir.Aydın topluluklarsa böylelerini kabul edemezler.

Çünkü oooooooo PITIRAH DİKENİ gibi nerde ne zaman ınsanlara batacağı bilinemeyen bir TİPTİ.

Tolon dede

tarihinde tolonbey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

tolon dede,

bu inonu kansızınin ermeni olduğunu söyleyenler bile var. malatyalı olduğunu ise palavradır. bu ülkenin başına gelen en büyük belalar dan birisi bu adamdır.

seninde dediğin gibi kesinlikle milli mücadele yanlısı değildir. bunu kazım karabekir hatıratında yazar. kazım karabekir onu anadolu'ya davet ettiğinde kabul etmemiştir. kazım kara bekire biz artık bittik, gel seninle paralarımızı birleştirip çiflik kuralım, kazım aga, ismet aga olalim demiştir. ama kazım karabekir bunu kabul etmemiştir. bunu hatıratında kendisini yazar. daha sonra zorla milli mücadeleye gönderilmistir.

milli mücadele yıllarında ise öyle anlatıldığı gibi başarılı değildir. o anlatılanlar hepsi palavradir.İsmet in beceriksizliği aşikardır. örneğin bu ismet paşa eskişehirin altıntaş kazasında yunandan öyle bir darbe yemiştir ki, savas sonunda 120 bin kişilik ordudan 40 bin kişi kalmıştır. 60 bin kişi kaçmıştır.

Bunu hiçbir resmi tarih yazmaz. Bu öylesine ağır bir yenilgi dir ki bütün devlet erkanı eskişehire toplanmistir, bütün hocalar şeyhler ulema çağrılmis, orduya moral verin, vaaz edin, ordu harpten kaçıyor denmiştir.

Bütün bunlar onun beceriksizliği yüzünden olmuştur. Daha sonra bu yenilginin üstünü örtmek için yok birinci inonu yok ikinci inonu diye sallama zaferler uydurulmuştur. Birinci inonu diye bir zaferin olmadığıni, palavra olduğunu bizzat İsmet paşa nin yanında savaşan komutanlar yazmışlardır.

Sırf ağır altintas yenilgisini unuturmak için uyduruk zaferlerdir bunlar.

İsmetpasa askeri oldugu kadar diplomatik alanda da beceriksizin tekidir. Lozan da yemediği halt, yapmadığı alçaklik, beceriksizlik yoktur.

Üstelik 1945de almanlar ege adalarından çekilirken adaları yunan yerine bize vermek için ankara ya kadar gelmişlerdi. Yunanlılar açlıktan kedi köpek yiyor alın adalar sizin olsun demişlerdi. Ama o alçak İsmet bunu reddetmiştir.üstelik de o adaları lozan da yine kendi beceriksizliği yüzünden kaybetmiştik.

Velhasıl kelam azeri kardeşlerimize yaptigi bu hainlik yedigi diger nanelerin yanında deve de kulak.

Yedigi haltların haddi hesabi yoktur.saysak sabah olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Azerileri yok sayıp ermenilere kucak açan sizin diyalogcu fake müslümlerdi..Türkden başka herkese dostlar .

Lozanda ne tür alçaklık yapılmış ayrıca delillerle konuş.Bu halk kadar içinde nankör barındıran başka var mı acaba.

tarihinde Mahidevran tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
ismet in beceriksizliği aşikardır. örneğin bu ismet paşa eskişehirin altıntaş kazasında yunandan öyle bir darbe yemiştir ki, savas sonunda 120 bin kişilik ordudan 40 bin kişi kalmıştır. 60 bin kişi kaçmıştır.

Sallama . Kurtuluş savaşlarında ölen toplam Türk askeri sayısı 9167 zaten. Senin verdiğin rakamlara göre 20 bin asker ölmüş tek cephede.

tarihinde placebo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

tolon dede,

bu ..... kansızınin .....

Bu başlıkta bir tane kansız ve işbirlikçi var, o da sensin. Söylediğin her yalan suratında tokat gibi patlamasına rağmen arsız ve utanmaz şekilde bu yalanları buraya yazabilecek ahlaka sahipsin.

Osmanlı kıçı yalayanlara gelsin, bu dörtlük niye yazılmış acaba

şalvarı şaltak osmanlı,

eyeri kaltak osmanlı,

ekmede biçmede yok,

yemede ortak osmanlı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aklıma yatmayan şey şu italyanların antalya ve civarını işgal edip de sonradan çekip gitmeleri meselesi. Neymiş İtalya aslında daha büyük bir alanı istemiş de vermemişler sonra da o bölgeyi de istemeyip çekip gitmişler ve silahlarını da bırakarak.

Bu mantıklı geliyor mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Azerileri yok sayıp ermenilere kucak açan sizin diyalogcu fake müslümlerdi..Türkden başka herkese dostlar .

Lozanda ne tür alçaklık yapılmış ayrıca delillerle konuş.Bu halk kadar içinde nankör barındıran başka var mı acaba.

ben tayyipci değilim bu bir.

"lozan zafer mi hezimet mi" bu kitabi oku istediğiniz cevaplar belgeleriyle burda var, bu iki

evet haklısınız bu ülkede çok hain var, ermenilerin iddiasına göre bir milyon ermeni asilli türk devletin üst kademelerin de, bu da üç

Link to post
Sitelerde Paylaş

ben tayyipci değilim bu bir.

"lozan zafer mi hezimet mi" bu kitabi oku istediğiniz cevaplar belgeleriyle burda var, bu iki

evet haklısınız bu ülkede çok hain var, ermenilerin iddiasına göre bir milyon ermeni asilli türk devletin üst kademelerin de, bu da üç

Trenci her şeyin sallama ama kalın yaptığım kısma, rakam çok abartılı olmak kaydıyla kısmen katılıyorum. Tuhaf bir ülkeyiz. Sap saman, herşey birbirine karışmış durumda. Herkesin bir hesabı var ve kimse cepheden gelmiyor.

Not:Kimsenin Ermeni asıllı olması beni rahatsız etmez. Irkçı her yaklaşıma nefretle karşı çıkarım. Dolayısıyla kastetmek istediğim umarım yanlış anlaşılmaz

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kemalist vs. değilim ama Atatürk'e saldırmaya, laf söylemeye götü yemeyen Tayyip, Akp tayfası, diğer dinci tayfaları bu hınçlarını İsmet İnönü üzerinden çıkarmaya çalışıyorlar. Son zamanlarda iyice moda oldu bu.

ne yapalım herkes senin atan gibi kanunla korunmuyor

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bahsettiğin yenilgi eskişehir- kütahya savaşı değil mi trenci?

Ayrıca o ege adalarını yunanlılardan alsaydık savaş bize de sıçramış olmayacak mıydı?

kitaplar da eskişehir kütahya muharebeleri der geçer hic anlatılmaz, ama uyduruk birinci inonu ballandira ballandıra anlatılır.

almanlardan adaları biz istemiyoruz onlar veriyor, İsmet pasa ise yurtta sulh cihan da sulh diyor almıyor hain.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...