Jump to content

Kurana göre dünya düzdür


Recommended Posts

Ya ben dilinizde anlatamiyorum, ya da gerçekten anlayisiniz kit arkadaslar. Günesin battigi yer diye çevirilen "gün batimi" demek tam olarak. Türkiyeye göre bu karadan Avrupa yakalari anlaminda yani. Zülkarneyn Alantikten öteye mi gitmis ? En uzak bati tarafi karadan nereyse oraya ulasmistir. Sizinki "yanlis olmali" önyargisindan çikip, sonra bunu üretmekten baska bir sey degil. Muhammed zamaninda günesin battigi yer nerelerdeydi ?

Bugünkü bilgimizle ne tarafa gidersen git güneşin battığı yer veya doğduğu yer diye bir yer yoktur.

Gün batımını veya doğumunu seyretmek için önü açık bir yer bulmak yeterlidir. Zulkarneyn gibi dünyanın iki ucuna gitmeye gerek yok.

Ama Zulkarneyn gitmiş işte.

Muhammed hadislerde güneşin yerin altına secde etmeye gittiğini söyler. Allah izin verinceye kadar beklermiş.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 1,8k
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bugünkü bilgimizle ne tarafa gidersen git güneşin battığı yer veya doğduğu yer diye bir yer yoktur.

Gün batımını veya doğumunu seyretmek için önü açık bir yer bulmak yeterlidir. Zulkarneyn gibi dünyanın iki ucuna gitmeye gerek yok.

Ama Zulkarneyn gitmiş işte.

Muhammed hadislerde güneşin yerin altına secde etmeye gittiğini söyler. Allah izin verinceye kadar beklermiş.

Zaten Zülkarneyn masalının genel havasına bakılırsa Zülkarneyn düz olan dünyanın iki ucuna gitmiş. Bu masal Kuran'da değil de herhangi bir eski metinde yazsaydı müslümanlar da aynen bu şekilde anlayacaktı.

Masalda Zülkarneyn üç yere gidiyor. İlk yer güneşin battığı yer, ikincisi güneşin doğduğu yer, üçüncüsü iki setin olduğu bir yer. Üçüncü yere gittiğinde hiç güneş doğup batmıyor muydu?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Büyük İskender de doğuya giderek dünyanın sonuna varmaya çalıştı.

Bu nedenle bazıları Zulkarneyn'in aslında Büyük İskender olduğunu söylerler.

Bu masalın sadece Kuran'da olması nedeniyle kökeni konusunda birşey söylemek zor.

tarihinde anarkom tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

ayni olay gokkusagi icin de gecerlidir. eskiler gok kusaginin basladigi yerde hazine olduguna inanirlardi. bilgi eksikligi nedeniyle gunesin battigi ve ortaya ciktigi bir dunyanin sonu olduguna inaniliyordu. bu tamamen dunyayi tepsi gibi duz sanmanin sonuclari. Levia hanimin sonsuz cabalari da bunu degistiremez ancak burdan sunu anlayabiliriz ki bu kadar net bir yanlisi bile nasil bir evirip cevirme gucleri olduguna sahit olabilirsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben de su sonuca variyorum, siz yanlis bulmayi o kadar özumemissiniz ki, ne gramer bilgisi, ne göruntu, ne tefsir sizin için önemli degil, ve kurandaki "iki Dogu ve iki Bati" "iki Dogu arasi", veya "Dogularin rabbi" ayetlerini görmezlikten gelip, isinize gelen yorumu tercih ederek kendi beklentinizde yapisik yapisik duruyorsunuz.

Zulkarneyn Bati tarafinin ucra yakalarina gidip, gunesi bir pinar veya gölde batar bulmus. Oranin içine batmis diyen siz, bu durumda "ikinci Batinin" nerede oldugunu izah etmek durumundasiniz.

Ben "pinarin içine degil, ötelerdeki ufkuna batarken görmus" diyorum ve ikinci Batinin bizim Dogumuz olan Pasifik taraflari oldugunu ifade ediyorum. Siz de en az bunun kadar tutarli bir açiklamayla ayetlerin hepsini hesaba katarak gunesin pinarin Bati tarafinda ufuk arkasinda degil de içine battigini tutarli olarak savunmalisiniz. Ikinci Bati nerede ?

tarihinde Levia tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

"َﻋْﻴٍَﻦْ" kelimesine gelince,‎ arapça göz veya turkçedeki ‎‎"ayni‎" ve ‎‎"ayna‎" kelimelerinin kökundendir.‎ ‎

Her dilin kendi anlamsallik ve semiolojik yapisi olur. Bunu farkli diller konusanlar bilir... Bu "َﻋْﻴٍَﻦْ" kelimesi de iste "yansima" fikrinde yelip, "pinar", "göle" veya "göz" anlamlarina gelmektedir. Buna sasirmamali, kelimelerin belirli seylere isaret etmesi her dilde ayni tip seylerdeki farklari ayni biçimde algilamama nedeniyle, dilden dile degisik kategori esyalar için daha genel veya daha özel terimlerin bulunmasi gayet normal. Iste bu "َﻋْﻴٍَﻦْ" kelimesi bunlardan bir örnektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çamurdan insan yapma, ateşten ve ışıktan varlıklar, bir tanrının insanı yıldırımla çarpması, 950 yıl yaşayan insan, balığın midesinde yaşayan insan, bir gemiye dünyadaki bütün hayvalardan birer çift sığması, büyü gibi öğeler olan bir masalda güneş bir pınarda batmış çok mu? Asıl garip olan güneşin pınarda batmaması olurdu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kur'an tutarsizlik olmadigini iddia ediyor. O halde, aksini ispat edene düser iddiasini ispat edip kanitlamak.

Bunu sayısız kere yaptık, kuranın ancak zırcahil bir bedevinin zırvaları olduğunu defalarca gösterdik.

Zulkarneyn gunesi pinar içine girerken gördu yazmiyor, pinarda battigini gördugunu yaziyor. Arapça "garaba" batida uyukta kaybolmadir. Ufukda gunesin sulara dogru kayip kaybolmasi anlamina geliyor. Eger suyun içine dalsa, "pinara batiyor buldu" yazmaz, "sularin içine giriyor" yazardi : "dahala fi aynin hamiyetin".

(Taha, 71) : "Firavun : 'Demek, ben size izin vermeden önce ona (Mûsâ’ya) inandınız ha ! Şüphe yok, o size sihiri öğreten büyüğünüzdür. Şimdi andolsun, sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve mutlaka sizi hurma dallarına asacağım. Hangimizin azabı daha şiddetli ve daha kalıcıymış, mutlaka göreceksiniz.'"

Kuranda çeliski oldugunu savunmak için, bunun iki mumkun çeviri arasindaki olasi bir anlam uzerinde yapmak yetmez, bu yorumun haricinde dogru olan baska tutarli yorum olmamasi gerekir. Degilse yeterli bir yalanlama yapmis olunmayacaktir : mümkün bir yalanlamanin ise bir degeri yoktur. Bu çarmiha asma ayetinde ise "la usallibannakum fi cudu'il nahlah" ayetinde, "fi haza" deyiminin arapça illa ki "içine girmek" anlamina gelmeyip, "fi" edatindan önce gelen "fiile" göre degerlendirilecegi açikca görunmektedir. Yani bu ayette "pinarin içine bastmak" degil, "orada batmak" anlami çikiyor.

وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ فِي جُذُوعِ النَّخْل

وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَ

Bu iki ayette "فِي" edatinin kullanisi ayni sekilde bir yerde gerçeklesen bir fiil'e isaret edip, "içerisine dalmak" anlaminda olduklarinin çikarilmasi gerekmemektedir.

Mevcut mealleri kabul etmiyorsanız, lütfen kendi kuranınızı yazın ve onu tartışalım. Tek tek ayet ve dilbilgisi çalışmaları ile gelmeyin. Bunların, sizin sanal masturbasyon yapıyor olmanız dışında zerre anlamı yoktur. Sonradan iletilerinizi toplayıp: burada bunu, burada bunu diyorsunuz diye yapıştırınca ansızın krize giriyorsunuz. Kendiniz bile iki gün içinde birbiri ile çelişmeyen iki laf edemiyorken, cühelanın 23 yılda ortaya attığı deneysel zırvaların çelişmesi son derece normaldir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Meallerden isinize geleni tercih etmekle, Kuran'i elestiremessiniz. Ancak seçtiginiz meali elestirisiniz. Bu da Kuran degildir. O mealler hiç bir zaman Kuran olmaz. Kuran, arapça yazili olandir. O çeviriler ise, çevirenlerin yorumuna baglidirlar.

Ben Kuranda yani orijinalinde yanlis olmadigini savunuyorum, çevirilerinde degil. Bir çeviri, çevirenin kendi yorum suzgencinden geçip, aslina hiç bir zaman tam uyamaz. Bunu Kuran kendisi de defalarca yaziyor.

(Nisa, 82) : "Hâlâ mı düşünmezler Kur'ân'ı Allah katından gayrı bir yerden gelseydi onda, birbirini tutmaz birçok şeyler bulurlardı."

(Yunus, 38) : "Yoksa onu (Muhammed kendisi) uydurdu mu diyorlar? De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi siz de onun benzeri bir sûre getirin ve Allah’tan başka, çağırabileceğiniz kim varsa onları da yardıma çağırın."

(Suara, 195) : "Uyarıcılardan olasın diye onu güvenilir Ruh (Cebrail) senin kalbine apaçık Arapça bir dil ile indirmiştir."

Simdi, Kuran çevirmekle, surelerin benzerini çikarmak bu ayet çevirilerine göre imkansiz. Ve taklid olan çevirilerde çeliski olmasi, Kurani bilhassa dogruluyor. Asli ise arapça olan Kuran, sen çevirileri yanlislamakla, Kurana zerre miktar yanlislama yapmis olmassin.

Yanlislamayi yapacaksan, çevirilerini yanlislaman yetmeyecek, az bir tarafini terletmen ve arapçayi iyice ögrenim orijinaline ulasman gerekecek.

Bu ayetleri çevirenler de ayni kimseler degilmi ? O halde, nasil surelerini çeliskisiz biçimde olan benzerlerini yaptiklarini iddia ediyorsun : bu ustteki ayetleri de onlarin çevirilerinde okudun mu ? Bir sor bakalim çevirenlere, Kurani tam mi çevirdiklerini iddia etmektelermis, yoksa yorumlayarak mi çevirirlermis ? Var mi çevirip de "bu Kuranin aynisi iste" diyen ?

tarihinde Levia tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Meallerden isinize geleni tercih etmekle, Kuran'i elestiremessiniz. Ancak seçtiginiz meali elestirisiniz. Bu da Kuran degildir. O mealler hiç bir zaman Kuran olmaz. Kuran, arapça yazili olandir. O çeviriler ise, çevirenlerin yorumuna baglidirlar.

Ben Kuranda yani orijinalinde yanlis olmadigini savunuyorum, çevirilerinde degil. Bir çeviri, çevirenin kendi yorum suzgencinden geçip, aslina hiç bir zaman tam uyamaz. Bunu Kuran kendisi de defalarca yaziyor.

Bu durumda bundan sonra: şu sözcük bu anlama gelmektedir, son derece açık, mükemmel açık, hipermel açık, demenizin bir anlam ifade etmediğinin de farkında olmanız gerekir. Çünkü kendi ifadenize göre, siz dahil kimse kuranı gerçe anlamı ile çeviremeyeceği için; ne ayetin, ne sözcüklerin anlamını doğru veremezsiniz. Yani sizin söylediklerinz de doğru değildir.

Öneri açık. Kuran doğru çevrilemiyorsa, boşuna sözcük bazında bile olsa çevirmeye kalkmayın. Allah'ın açık konuşmayı beceremeyip, dillerin en saçmasını seçmesinin sonuçlarını siz düzeltmeye kalkmayın. Çevrilebiliyorsa ve diğer kuranlara güvenmiyorsanız, kendi kuranınızı yazın ve çıkın; tek tek ayetler ne siz uğraşın, ne bizi uğraştırın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Meallerden isinize geleni tercih etmekle, Kuran'i elestiremessiniz. Ancak seçtiginiz meali elestirisiniz. Bu da Kuran degildir. O mealler hiç bir zaman Kuran olmaz. Kuran, arapça yazili olandir. O çeviriler ise, çevirenlerin yorumuna baglidirlar.

Ben Kuranda yani orijinalinde yanlis olmadigini savunuyorum, çevirilerinde degil. Bir çeviri, çevirenin kendi yorum suzgencinden geçip, aslina hiç bir zaman tam uyamaz. Bunu Kuran kendisi de defalarca yaziyor.

(Nisa, 82) : "Hâlâ mı düşünmezler Kur'ân'ı Allah katından gayrı bir yerden gelseydi onda, birbirini tutmaz birçok şeyler bulurlardı."

(Yunus, 38) : "Yoksa onu (Muhammed kendisi) uydurdu mu diyorlar? De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi siz de onun benzeri bir sûre getirin ve Allah’tan başka, çağırabileceğiniz kim varsa onları da yardıma çağırın."

(Suara, 195) : "Uyarıcılardan olasın diye onu güvenilir Ruh (Cebrail) senin kalbine apaçık Arapça bir dil ile indirmiştir."

Simdi, Kuran çevirmekle, surelerin benzerini çikarmak bu ayet çevirilerine göre imkansiz. Ve taklid olan çevirilerde çeliski olmasi, Kurani bilhassa dogruluyor. Asli ise arapça olan Kuran, sen çevirileri yanlislamakla, Kurana zerre miktar yanlislama yapmis olmassin.

Yanlislamayi yapacaksan, çevirilerini yanlislaman yetmeyecek, az bir tarafini terletmen ve arapçayi iyice ögrenim orijinaline ulasman gerekecek.

Bu ayetleri çevirenler de ayni kimseler degilmi ? O halde, nasil surelerini çeliskisiz biçimde olan benzerlerini yaptiklarini iddia ediyorsun : bu ustteki ayetleri de onlarin çevirilerinde okudun mu ? Bir sor bakalim çevirenlere, Kurani tam mi çevirdiklerini iddia etmektelermis, yoksa yorumlayarak mi çevirirlermis ? Var mi çevirip de "bu Kuranin aynisi iste" diyen ?

Kuran'da bu kitapta çelişki yoktur yazması hiç bir şeye kanıt olmaz. En büyük çelişki de bu kitap tüm insanlığa gönderildi deyip sonra da orijinaline bakmak lazım, çeviriler hatalı olur, o kelime aslında bu anlama değil şu anlama gelir falan demektir. Yani senin bu Kuran asla tam anlamı verilerek başka dile çevrilemez demen aslında bu kitabın hiç bir işe yaramadığını kabul etmen demektir.

Ayrıca sen istediğin kadar bir taraflarını terlet, arapça öğren, o da işe yaramaz, ayrıca 7. yy.a zaman yolculuğu yapıp Kuran'ı bizzat Muhammed'in ağzından söylenirken öğrenmen lazım. O zamanın anlayışını, o zamanlarda arapçanın nasıl kullanıldığını öğrenmen lazım.

Ayrıca sen Kuran'ın orijinali falan da diyemezsin, çünkü orijinali yok, Kuran'ın yazıldığı, kemikler, taşlar, deri ve bez parçaları zaten yokedilmiş. Ortada kopya Kuran var. Orijinalleri yok edildiğine göre kopyasının orijinali ile aynı olduğu bile ispatlanamaz şu anda.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Her seyden önce, çeviri uzerindeki degisik çevirmeler hiç turkçeden baska dil konusmayanlarca dahi gözden kaçmayacak kadar bariz. Eger çeviride tam çevirmek mumkun olsa, bu degisikliklerin butun çevirenlerin uydurmasindan kaynaklanmasi gerektigi anlami çikardi ancak. Uyduranin çevirisi ise guvenilir olmaz. Ama tam çevirmek imkansiz ise, o halde çevirilerin elestirilmesi hiç bir sey ifade etmez. Basit bir insan normal akil seviyesiyle bunu anlayabilmelidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Her seyden önce, çeviri uzerindeki degisik çevirmeler hiç turkçeden baska dil konusmayanlarca dahi gözden kaçmayacak kadar bariz. Eger çeviride tam çevirmek mumkun olsa, bu degisikliklerin butun çevirenlerin uydurmasindan kaynaklanmasi gerektigi anlami çikardi ancak. Uyduranin çevirisi ise guvenilir olmaz. Ama tam çevirmek imkansiz ise, o halde çevirilerin elestirilmesi hiç bir sey ifade etmez. Basit bir insan normal akil seviyesiyle bunu anlayabilmelidir.

adam gibi kuran çeviren olmamış o zaman TR de bu güne kadar ?....ne iş ? varmıdır adam gibi bir kuran çevirisi ?....senin savunmalarına bakılacak olursa YOKTUR....

bu şu anlama gelir....kuran okuyup anlayıp müslüman olabilmek için ARAPÇA bilmek bile YETMEZ.....arap gibi duyguların olacak --- arap gibi düşüneceksin.....ancak o zaman anlarsın kuranı...

e ama bu ARAPLAŞMAK DEMEK kardeşiim......müslümanlık araplaşmayı gerektirir diye boşuna mı diyoruz bizler?

kuran araplardan başkasını İLGİLENDİRMEZ.....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sadece turkçede degil, her hangi bir dilde tek çeviri olmamistir. Bu gayet olagandir, nitekim çevirmek demek, yorumlamak demek. Yorumlamak demek isi eksiltmek ve degistirmek demek.

ozaman çevirilere güvenmeyeceksin...ARAPÇA öğreneceksin...arap gibi düşüneceksin..arap gibi duyguların olacak....

kısacası ARAP olmadan müslüman OLUNMAZ !!!!!!!

Link to post
Sitelerde Paylaş

ozaman çevirilere güvenmeyeceksin...ARAPÇA öğreneceksin...arap gibi düşüneceksin..arap gibi duyguların olacak....

kısacası ARAP olmadan müslüman OLUNMAZ !!!!!!!

Arapçayı iyi bilen günümüz ortadoğu alimleri dünya düzdür diyor, allah gökte diyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dunya duz degil diyen alimler baskin. Ve Kurani elestirmek zorunlugu yok, ama elestirmek isteyen varsa, o halde arapçayi yutacak.

eleştirmeyi geç...anlamadığımızı sölüyorsun kardeşim.....anlamadığım kitaba nasıl inanacam - güvenecem - İMAN EDİP müslüman olacam yawe ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Olmamakda serbestsin, ama kafana göre çevirileri elestirip Kurani yanlisladim havalarina girmenin yanlisliginin altini çizmekteyim. Umumi anlamda Kuran çevirileri muslumanlara yeter, ama bilimsel elestirme derecede ince tenkit ancak orijinali uzerinde manali olur. Degilse ancak çevirenlerin yorumu elestirilmis oluyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...