Jump to content

YAŞLANMANIN FİZİĞİ


Recommended Posts

"...Yaşamı maddenin davranış örneklerinden biri olarak nitelendirebiliriz. Yaşam maddenin çok özel bir davranış örneği olsa da her canlı, cansız maddenin uyduğu bütün fizik yasalarına aynen uymakla yükümlüdür. Yalnız canlılara özgü biyolojik yasalar yoktur. Ama bu demek değildir ki her ikisi de yaşlanma sürecine tabi olan canlı ve cansız maddeler aynı şekilde yaşlanırlar. Canlı ve cansız maddenin yaşlanma süreçleri arasında, doğal olarak, çok önemli farklar vardır..."

Evren de her düzey de ki madde hareket halinde. Hareket demek, değişme, dönüşme dağılma... Yani bize göre yaşlanma demek. Canlılar da ki süreç çok farklı da olsa sonuç da sorumlu olan harekettir.

Yani en azından ben böyle anlıyorum. Ama şu kısım aklıma takıldı;

"...Bazı canlılarda (C. elegans, meyva sinekleri ve bazı omurgasızlarda) bazı genlerin yaşlanmadan sorumlu oldukları ileri sürülmüştür. Ama o genlerin manüplasyonu canlıların daha yavaş yaşlanması ile sonlanmamıştır. Bu genler daha çok canlıların uzun yaşamasını sağlamaktadırlar. Yani bu canlılar aynı hızla ve aynı şekilde yaşlanmakta ama, daha uzun yaşamaktadırlar..."

Burada aynı hızla yaşlanmaktan kasıt nedir? Örneğin 70 yaşında ki iki insanın karaciğerleri de 70 yaşındadır ama aynı şekilde tahrip olmamışlardır. O zaman doğal olarak birisi daha önce devre dışı kalacaktır.

Yani bahsedilen genler uzun yaşamayı sağlarken bunu tahribatı (eskimeyi) engelleyerek mi yapıyor? Yoksa aynı şekilde tahrip oluyor ama o tahribata rağmen işlevselliği mi uzatıyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

asıl ilginci, aslında bedenimizin sadece bedeni meydana getiren tüm atomların titreşen frekanslarından ibaret olması, atomun neredeyse tamamının boşluk olması ve bizim bunu katı fazda duyumsamamız. frekanslar duvar ve kayalardan geçerken, maddenin geçememesi.

y

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani bahsedilen genler uzun yaşamayı sağlarken bunu tahribatı (eskimeyi) engelleyerek mi yapıyor? Yoksa aynı şekilde tahrip oluyor ama o tahribata rağmen işlevselliği mi uzatıyor?

Organların toksik radikallerle yıpranmasını önleyen genler var.Yani tahribat (yıpranma) önleniyor.

Yoksa yalnız yaşlanma için ayrı bir dizi genler yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hacı şurda kısa bir belgesel var bu konuda.

zamanın olursa izlemeni ve yorumlamanı isterim http://rtd.rt.com/fi...rtality/#part-1

Efsane.. Hepsi efsane.. Ayrıca ben onların çok uzun yaşadıklarına inanmıyorum.

Belli bir yaşa ulaşanların sayısı oldukça az. O yaş çoğu kere 75-80. O yaşa ulaşanların çoğunun akranları ölüyor.

Geride yalnız onlar kalıyor. Yaş da iyi izlenen bir sayı değil. Kimin hangi ay, hatta hangi yıl doğduğu belli değil.

Belli bir yılı geçenlerin yaşı yeniden kuruluyor ve kendi yaşına 5-15 arası yıllar ekleniyor. 80 yaşındaki bir adam 90-95 yaşında oluyor yani.

Uzun yaşamanın nedeni kesin bilinmiyor ama, toksik oksijen radikallerini detoksifiye eden enzim sistemleri onlarda daha etken olabilir.

Yani hücrelerin zedelenmesini engelleyen enzimler yaşı uzatıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kadınlardan ve erkeklerden sperm ve yumurta alınsın saklansın. Kim +100 olursa onların malzemeleriyle yeni nesiller yaratılsın. Bu işlem birkaç defa tekrar ettikten sonra süper insanlar yaratılsın! 150 yıl yaşasınlar. Dünya nüfusu 14 milyar olsun arsalar değer kazansın!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kadınlardan ve erkeklerden sperm ve yumurta alınsın saklansın. Kim +100 olursa onların malzemeleriyle yeni nesiller yaratılsın. Bu işlem birkaç defa tekrar ettikten sonra süper insanlar yaratılsın! 150 yıl yaşasınlar. Dünya nüfusu 14 milyar olsun arsalar değer kazansın!

100 ünü geçmiş adamda malzeme bulursan bana da haber ver :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...

İşte böyleee,

Bir tarıhda televizyonun biri bir yerde kısa bir çekim yapmış.

Imamın biri balonların içine ohuyup üflemiş ve bu balonları bahcada ipe dizip ipi ağaçtan ağaca germişti.

Ve üzerlerine yazmış

By diş ağrısına

Bu guş ağrısına

Bu karın ağrısına

Bu basura

Bu göz ağrısına deye dizmişde dizmişti.

Benimde azçoh duacılığım vardır.

Öyle dualar vardırkı guşa kaldırırda zor indirirsin.

Boşunamı

peygemberler

Veliler

Aliler

Deliler

30 adam

40 adam

50 adam

60 adam

Gücünde oluyorlar.

Ciginin Calalettini Mevlenesi 7 ay sonra eve gidiyür sen neden benim ardımdan gonuştun deye garıyı tutup yatağa atıyor tam tamına 70 kere beceriyoravradı.Dahada becerecektiki garı bir yolunu bulup Mevlenenin Altından gacıp dama cıhıyor,basıp BAĞIRIYOR.

Can gurtaran yomu deye.

Bu uzun hekeye.

Din adamları neden bukadar azgın oluyor.

Allahın gönlünü yapacah duaları bildiklerinden o duaları ohuyup gusu hem uzatıyorlar

Hemi galınlaştırıyorlar.

Modern tıp daha bu sırra vakıf olamamıştır zavallılar.

Ne yazuhku:-)))))

Hacım sahın darılmada.

Sende yazdıydın bir tarıhda bu meretin boyu uzatılmaz,galınlaştırılmaz deye.

Dede Tolon

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 months later...

6 Haziran 1835 doğumlu Hintli 1957′ye

kadar ayakkabıcılık yapmış. 122 yaşında

emekli olmuş. Murasi “Galiba Azrail beni

unuttu. O kadar uzun yaşadım ki

torunumun torununun ölümünü gördüm.

150 yaşını geçen kimse yok. Sanırım ben

ölümsüzüm” diyor. Sağlık sorunlarıyla ilgili

geçmişte bir kaydı bulunmayan Murasi’nin

son doktoru 1971′de vefat etmiş. Hintli

adam insanlık tarihinin en yaşlı kişisi

olarak Guienness Rekorlar Kitabı’na girdi.

yasliadam-160.jpg

http://sozcu.com.tr/2014/dunya/yasini-duydugunuzda-inanamayacaksiniz-495832/

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...

Yaşlanmanın fiziği zaten bilimsel olarak dna'nın kendisini %100 kopyalayamaması durumuna göre açıklanıyor...

Tıb,sadece geliştirilerek ileride insan yaşamını uzatma anlamında alternatif çözümler üretecektir...

Ancak bu dna bazına indirgenebilir mi ? zor bir soru... Çoklu evren(multivers) teorisine cevap vermek gibi komplex bir durum...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yalnız maddeden ibaret olan canlılar madde ve enerjinin uyduğu bütün fizik kanunlarına uyarlar.

Yalnız canlılara özgü fizik kanunları yoktur.

Cansızda madde fizik kanunlarına nasıl uyuyorsa, canlıda da öyle uymak zorundadır.

Canlı ile cansız arasındaki farklar onların davranışlarına yansır.

Canlıyı davranışlarından tanırsınız. Ama bu davranışlar aynı fizik kanunlarının ürünüdür.

Termodinamik kanunlara göre enerjinin kullanılabilirliği zamanla azalmaktadır.

Bu entropi kanunu olarak bilinir.

Bir yerde biriken enerji, o enerjinin dağılmasını önleyen bir engel olmadığı süre, zamanla dağılacak ve kullanılabilirliği azalacaktır.

Canlılarda buna yaşlanma diyoruz. Cansız maddede ise bu süreç eskimedir.

Evrim yaşlanıp ölmeye bir çare bulamaz. Çünkü evrim bir süreçtir ve bu süreç fizik kanunlarından bağımsız değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaşlanma sorununa şu açıdan da bakabilirsiniz.

Canlı da olsa cansız da olsa madde ve enerji termodinamik kanunlara uymak zorundadır.

Aynı miktarda canlı madde, aynı miktarda cansız maddeden çok daha çabuk dağılmaktadır.

Yani canlı maddenin entropisi yüksektir.

100 kg canlı madde ile 100 kg cansız maddeyi karşılaştırınca arada entropi bazında büyük bir farkın olduğunu görürsünüz.

Cansız maddenin dağılması çok daha uzun bir zaman alır.

Canlı madde ölünce (dışardan enerji alıp varlığını idame ettiremeyince) hızla dağılmaktadır.

Canlı maddenin öğelerini bir arada tutan bir enerji vardır. O enerji sayesinde canlı varlığını idame ettirmektedir.

O enerji canlı vücudunda mevcut madde ve enerjinin dağılmasının önündeki engeldir.

O engeli kaldırınca canlı vücudu hızla dağılır.

Yaşlanmanın nedeni genetik değildir. Yani yaşlanmadan sorumlu genler yoktur.

Bazı genler yaşlanmanın gerçekleşmesini bir süre için de olsa, önlerler. Antioksidanlar gibi...

Yani onlar canlıda mevcut madde ve enerjinin dağılmasının önündeki engellerdir. Başka bir deyişle onlar canlıda entropiyi azaltırlar.

Ve canlının varlığını sürdürmesini sağlarlar. Onların doğası genetiktir ama, bu niteliğin yaşlanma ile olan alakası dolaylıdır.

Yaşlanmanın nedeni genetik değildir. Yaşlanmayı önleyen mekanizmaların nedeni genetiktir.

Burada sapla samanı karıştırmamak lazım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ateşe sürekli odun atarsak ateş sürekli yanar.böyle düşününce insanda sürekli gıda bulabiliyorsa neden yaşlanıyorki?

Aslında bu yasal bir soru...

Yaşlılıktan sorumlu olan entropi enerjinin dağılımı paradigması ise, dışardan enerji alan canlı vücudunun yaşlanmaması gerekir.

Cansız madde ve enerjinin incelendiği fizik laboratuvarlarında gözlemlenen budur. Peki yaşamda bu neden gerçekleşmiyor?

Dışardan alınan enerji ile canlı vücudunda gerçekleşen entropi arasında doğasını iyi bilmediğimiz ilişkiler var.

Muhtemelen vücudun yaşlanmaması, ya da yaşlanmanın gecikmesi için, dışardan alınacak enerjinin optimum olması gerekiyor. Onun da ne olduğu bilinmiyor. Hep optimum olunca yaşlanmanın yavaşlayacağı da bilinmiyor.

Hayvan deneylerinde normalin altında enerji ile beslenen farelerin yüzde 50 daha uzun yaşadığı saptanıyor.

Ama bunun insanlardaki yeri ve önemi iyi bilinmiyor. İnsanlarda da çok gıda almayanların daha uzun yaşadığı sanılıyor ama bu kesin bir sonuç değil. Çünkü çok gıda alanlar da uzun yaşayabiliyor. İnsanlarda açlık ömrü uzatmıyor. Kısaltıyor. Gerektiğinden fazla alınan gıdalar da ömrü uzatmıyor. Çoğu kere kısaltıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...