Jump to content

"Biz Onların Vajinalarını Size Helal Kıldık" Nisa/24 Skandalı


Recommended Posts

1 minute ago, ANTİATEİST said:

Kuranda Araplardan bahseden bir ayet getirebilir misin ?

Ben hangi ayete baksam A'rab kelimesini görüyorum.

Bedevi yada göçebe yaşayan Araplar olarak anlam verilmiş.

Farklı bir anlamı incelemek için "Arab" kelimesini içeren bir ayet bulmam gerekecek. 

Fussilet/44. Eğer biz onu başka dilde bir Kur’an yapsaydık onlar mutlaka, “Onun âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir peygamber öyle mi?” derlerdi. De ki: “O, inananlar için bir hidayet ve şifâdır. İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur’an onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da anlamıyorlar).”

13. ve arabîyyun : ve Arap

Bu ayette de putun aynı araplara yalakalık yapıyor.

Tevbe/99. Ve bedevî Araplar'dan Allah'a ve ahiret gününe (Allah'a ölmeden evvel ulaşma gününe) inananlar vardır. Ve infâk ettikleri şeyleri Allah'ın indinde ve Resul'ün dualarında bir (yakınlık) vesile kabul ederler. Muhakkak ki; o, onlar için bir yakınlık vesilesidir, (öyle) değil mi? Allah, onları rahmetinin içine dahil edecek. Muhakkak ki Allah; Gafur'dur (mağfiret edendir) ve Rahîm (rahmet nurunu gönderen)'dir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 328
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Ben Yandex miyim yahu? Bana niye soruyorsun, aç, yaz, çıkar. Var mı öyle armut piş ağzıma düş?

Yusuf adı verilen bölümü aç, en basiti. Daha ilk pasajda "Arabiyyen" der, Arapça yani... A'rabiyyen demez. A'rab yazmak için hemze kullanırlar. Yani Arab derken ayın seslendirilir, a'rab derken ayın cezimlendirilir.

Bu yaygın bir bilgidir, hangi Arapça bilene sorsan a'rab bedevi Araptır der. Arabın bedevi olanı, çölde gezeni, bir vahada yerleşmiş olmayanı. Bunlara gezen serseriler gözüyle bakılır ve hoşlanılmazdı. Medeni ise şehirli demektir. Yerleşik yaşayan yani... 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tevbe/120. Medine halkı ve onların çevresinde bulunan bedevîlere, Allah’ın Resûlünden geri kalmak, kendi canlarını onun canından üstün tutmak yaraşmaz.

1. mâ kâne : olmaz, olmadı
2. li ehli el medîneti : Medine halkı için, şehir halkı için
3. ve men : ve kimse (ler)
4. havle-hum : onların etraflarında, çevresinde
5. min el a'râbi : bedevî Araplar'dan

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arapça ile Arap aynı şey değil.

Sağ ellerinizin sahip olduklarına gelirsek.

Kuranda yemin kelimesi söz anlamında da kullanılıyor sağ el anlamında da kullanılıyor, 

Fakat yemin kelimesinin çoğulu ayetlerde sağ el anlamında değil yeminler/sözleşmeler anlamında kullanılıyor. Örnek: 9/12

Bu anlamda yeminlerinizin / sözleşmelerinizin sahip oldukları anlamı ortaya çıkmaktadır.

Bugün bile evlenirken belge imzalıyorsun. Hukuki bir sözleşme oluyor bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arap denildiğinde benim aklıma ırk geliyor. 

O konuyu tekrar bir değerlendirmek gerek. 

Şu bir gerçek ama, dine hurafeler katmak adına çaba gösteren bir topluluğun olduğunun hepimiz farkındayız.

Peygamberin ölümünden sonra dine sıkıştırılan, Kuran dışı hurafeleri hepimiz bilmekteyiz.

Bu sebeple olayları Kuran bazlı değerlendirmemiz gerek.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 minutes ago, ANTİATEİST said:

Arap denildiğinde benim aklıma ırk geliyor. 

O konuyu tekrar bir değerlendirmek gerek. 

Şu bir gerçek ama, dine hurafeler katmak adına çaba gösteren bir topluluğun olduğunun hepimiz farkındayız.

Peygamberin ölümünden sonra dine sıkıştırılan, Kuran dışı hurafeleri hepimiz bilmekteyiz.

Bu sebeple olayları Kuran bazlı değerlendirmemiz gerek.

Senin anlamadığın şey şu, din demek zaten hurafe demektir, hurafeye hurafe katılır mı?

Kuran, Kuran diye kafamızı ütüleyip duruyorsun, bu Kuran denen kitabı yazanlar araplar değil mi?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 minutes ago, ANTİATEİST said:

Arapça ile Arap aynı şey değil.

Sağ ellerinizin sahip olduklarına gelirsek.

Kuranda yemin kelimesi söz anlamında da kullanılıyor sağ el anlamında da kullanılıyor, 

Fakat yemin kelimesinin çoğulu ayetlerde sağ el anlamında değil yeminler/sözleşmeler anlamında kullanılıyor. Örnek: 9/12

Bu anlamda yeminlerinizin / sözleşmelerinizin sahip oldukları anlamı ortaya çıkmaktadır.

Bugün bile evlenirken belge imzalıyorsun. Hukuki bir sözleşme oluyor bu.

Ne biliyorsun sağ el anlamında kullanılmadığını? 9/12'de meleket kelimesi yok, orada yemin anlamına gelmesi normal, ama meleket ile kullanılınca sağ elle sahip olunanlar anlamına geliyor. "ma meleket eyman" sağ elle sahip olunan şey demek.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
34 minutes ago, sağduyu said:

Fussilet/44. Eğer biz onu başka dilde bir Kur’an yapsaydık onlar mutlaka, “Onun âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir peygamber öyle mi?” derlerdi. De ki: “O, inananlar için bir hidayet ve şifâdır. İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur’an onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da anlamıyorlar).”

13. ve arabîyyun : ve Arap

 

Tamam şimdi oldu. Bana boş konuşacağınıza şöyle bilgilerle gelin. Benim için faydalı oldu bu bilgi, yanlış bir bilgiyi düzeltmiş oldum.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, sağduyu said:

Ne biliyorsun sağ el anlamında kullanılmadığını? 9/12'de meleket kelimesi yok, orada yemin anlamına gelmesi normal, ama meleket ile kullanılınca sağ elle sahip olunanlar anlamına geliyor. "ma meleket eyman" sağ elle sahip olunan şey demek.

 

Arap sözcüğünde olduğu gibi Kuransal bir delil getirmen gerekiyor bu dediğinin %100 doğru olduğuna ikna olabilmem için.

Bana delille gelin arkadaşım, ben Kuran bağlamında her delili kabul ediyorum. 

Dayanaksız yorumları ise kabul etmiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 minutes ago, ANTİATEİST said:

Arap sözcüğünde olduğu gibi Kuransal bir delil getirmen gerekiyor bu dediğinin %100 doğru olduğuna ikna olabilmem için.

Bana delille gelin arkadaşım, ben Kuran bağlamında her delili kabul ediyorum. 

Dayanaksız yorumları ise kabul etmiyorum.

İster kabul et, ister etme, bu 1400 yıldır böyle ve böyle olmaya devam edecek.

Aslında bütün suç senin putta, Kuran'da kullanılan kelimelerin ne anlama geldiğini açıklayacak bir bölüm ekleyebilirdi, ama putun aklına gelmemiş.

Nisa/25. Sizden kimin, hür mü’min kadınlarla evlenmeye gücü yetmezse sahip olduğunuz mü’min genç kızlarınızdan (cariyelerinizden) alsın. Allah, sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Öyle ise iffetli yaşamaları, zina etmemeleri ve gizli dost tutmamaları hâlinde, sahiplerinin izniyle onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa, onlara hür kadınların cezasının yarısı uygulanır. Bu (cariye ile evlenme izni), içinizden günaha düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha hayırlıdır. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

     
9. min mâ meleket : sahip olunanlardan
10. eymânu-kum : elinizin altında olan (cariyeleriniz)
11. min feteyâti-kum : sizin genç cariyelerinizden
12. el mu'minâti : mü'min kadınlar
     

Neymiş, "ma meleket eyman" cariyelermiş, bu cariyeler evli iken zina yaparlarsa hür kadınlara verilen cezanın yarısı uygulanırmış onlara.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammed/4. (Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onları çökertip etkisiz hâle getirdiğinizde bağı sıkı bağlayın (sağ kalanlarını esir alın). Artık bundan sonra (esirleri) ya karşılıksız ya da fidye karşılığı salıverin. Savaş sona erinceye kadar hüküm budur. Eğer Allah dileseydi, onlardan öç alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek için böyle yapıyor. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini asla boşa çıkarmayacaktır.

Tevbe/5. Haram aylar çıkınca bu Allah’a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

Muhammed/4, karşılıksız veya fidye karşılığı bırakın diyor, Tevbe/5 ise tövbe ederler, namazı kılıp zekatı verirlerse bırakın diyor.

Enfal/67. Yeryüzünde düşmanı tamamıyla sindirip hâkim duruma gelmedikçe, hiçbir peygambere esir almak yakışmaz. Siz geçici dünya menfaatini istiyorsunuz, hâlbuki Allah ahireti (kazanmanızı) istiyor. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Burada da yeryüzünde düşmanı tamamen sindirip hakim duruma geçmedikçe esir almak falan yok diyor. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evlendikten sonra fuhus yapanlara esleri hür kadinlara verilen cezanin yarisini marisini uygulamazlar. Tabancayi kaptiklari gibi eslerini ve onunla ayni yatakta yakaladiklari irz düsmanini oracikta alinlarinin orta yerinden vurup kanlar içinde yere sererler. 

Evliyken yapilan fuhus asla yari cezayla geçistirilemez. Irz sahibi insanlar fuhsa tesvik sayarlar yari cezayi ve devleti de o sözde adaleti de reddederler. Ve Kuran izin vermez yari cezaya. Geçiniz. 

Ve 4:25'in "yeminlerinizin yönettigi genç kizlariniz"dan söz eden bölümünü dogru okuyunuz. 

Irzlari koruma altina alindiginda eger uygunsuz davranirlarsa onlara bagimsiz müminelerin yari cezasini verin (Fe izâ uhsinne fe in eteyne bi fâhisetin fe alieyhinne nisfu mâ alel muhsenâti minel azâb).

*

Kadinlarin irzini onlarin islama girmesi koruma altina alir. 

Örnegin Hillary Clinton Obama'yla yanak yanaga, nerdeyse dudak dudaga öpüstügünde o toplum itiraz etmemistir buna. Ama islam uygunsuz bulur, evli bir kadinin kocasindan baska bir erkekle öpüsmesini ve onun kucagina oturmasini fahise sayar. 

Hillary clintonlari yeminlerinizin yönettigi genç kizlariniz (mâ meleket eymânukum min feteyâtikum, Nisâ 25) yapip ülkenize getirirseniz ve onlar islama girerlerse... iste o zaman yari ceza hakki taninir. O da yalnizca yeni ortama alisincaya kadar. Yani bekarliklari sona erer ermez yari ceza uygulamasi da sona erer. Yoksa kan dökülür. 

*

Görülen o ki Nisâ 25 hakkinda söylenmesi gereken daha çoook sey var, bozulmasi gereken daha çoook ezber var. Ama simdilik bu kadar. Çünkü ezberler malesef fena yerlesmis, kafalar fena karisik. Bir kerede birden çok sey söylenirse daha da karisacak. 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendi askerlerine mühimmat tasirken yakaladiginiz kafir kizlar devletinizin gözetiminde tutsakdirlar. Bunlari savas agirliklarini atana kadar 47:4 geregince salivereceksiniz. Ondan sonra ülkenizde kalip devletinize siginirlarsa siz onlara iyi baskacaginiza dair yeminler edip bir tür BESLEME olarak sahip çikarsiniz. Yeminlerinizin malik oldugu genç kizlariniz iste onlardir (mâ meleket eymânukum min feteyâtikum). Eger islama girerlerse onlara yari ceza verilir. "Koruma altina girdiklerinde eger uygunsuz davranirlarsa"dan kasit iste bu (Izâ uhsinne fe in eteyne bi fahise). 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
23 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

Savasta ele geçen evli kadinlara ne yapilir? Cevap Muhammed sûresinin 4. ayetinde: iyilik olarak veyahut fidye karsiligi saliverirlirler. Bu kadar açik ve net, bu kadar kesin. SALIVERiLiRLER. Kuran baska bi seçenek tanimiyor. Örnegin köle yapilmak üzere alikonamazlar. Ya iyilik olarak yani KARSILIKSIZ saliverilirler veyahut fidye karsiligi saliverilirler. Kafirlerle karsilastiginizda onlari dize getirene kadar boyunlarini vurun. Dize getirdiginizde baglari saglam atin. Sonrasi ise savas agirliklarini atana kadar IYILIK OLARAK salivermektir veyahut fidye karsiligi salivermek... (Fe immâ mennen ba'du fe immâ fidâen ...)Tutsak ben olsam fidye vermem. Çünkü beni tutsak alan islam devleti nasil olsa saliverecek, fidye vermesem de saliverecek.*

Bir de... burda öyle bir izlenim veriliyor ki tutsaklara yapilacak olan seyi sanki onlari tutsak alan bireyler kararlastirir, bireyler uygular. Oysa yok öyle sey. Tutsaklardan devlet sorumludur, onlara yapilacak olani devlet kararlastirir, devlet uygular. Yoksa devlet devlet olmaktan çikar

Ayette savas, agirliklarini atana kadar deniyor. Bu, savas sartlari ortadan kalkana kadar demek. O ana kadar ara ara saliverilen tutsaklarin saliverilmeleri o anda tamamlanir. 47:4'teki hüküm bu. Örnegin Lozan anlasmasi imzandiginda olan bu idi.  

Hasan abiciğim,  muhammed 4 ayetinde kadınlardan bahsetmiyor ki, sen nereden çıkardın bunu ?

 Muhammed 4- (Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onları çökertip etkisiz hâle getirdiğinizde bağı sıkı bağlayın (sağ kalanlarını esir alın). Artık bundan sonra (esirleri) ya karşılıksız ya da fidye karşılığı salıverin. Savaş sona erinceye kadar hüküm budur. Eğer Allah dileseydi, onlardan öç alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek için böyle yapıyor. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini asla boşa çıkarmayacaktır.  

Yani bağlantıyı nasıl kurdun anlayamadım.Ayrıca bu nisa24'de, " sahip olduklarınız hariç, evli kadınlar da size haram kılındı. " diyor. 

Evli kadınların haram kılınması , ok!, sorun yok  canım abiciğim. 

Sahip olduklarınız hariç  dedikleri kimler ?????????????????? Kim bu sahip olduğumuz kadınlar ? 

tarihinde BurakTuna67 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, BurakTuna67 said:

Hasan abiciğim,  muhammed 4 ayetinde kadınlardan bahsetmiyor ki, sen nereden çıkardın bunu ?

 Muhammed 4- (Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onları çökertip etkisiz hâle getirdiğinizde bağı sıkı bağlayın (sağ kalanlarını esir alın). Artık bundan sonra (esirleri) ya karşılıksız ya da fidye karşılığı salıverin. Savaş sona erinceye kadar hüküm budur. Eğer Allah dileseydi, onlardan öç alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek için böyle yapıyor. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini asla boşa çıkarmayacaktır.  

Yani BAGLANTIYI nasıl kurdun anlayamadım.Ayrıca bu nisa24'de, " sahip olduklarınız hariç, evli kadınlar da size haram kılındı. " diyor. 

Evli kadınların haram kılınması , ok!, sorun yok  canım abiciğim. 

Sahip olduklarınız hariç  dedikleri kimler ?????????????????? Kim bu sahip olduğumuz kadınlar ? 

 

Sevgili Burak, BAGLANTIYI savasin bir bütün oldugunu göz önünde tutarak kurdum. Yani yalnizca erkekler savasmiyor ki, örnegin mühimmat tasiyan kadinlar da yer aliyor savasta. 

Nisâ 24'te sahip olduklariniz hariç dendigi iddiasina gelince, öyle bir sey dendigi filan yok, kardesim. Yeminlerinizin meliklik ettikleri hariç deniyor -illâ mâ meleket eymânukum. Mümtehine 10'un konusu olan siginmaci EVLi mümineler... iste onlar hariçtir yani onlar size haram degildir, evli kadinlar size haramdir ama o EVLi mümineler hariç.    

Link to post
Sitelerde Paylaş

islam dini gayrimüslimlerin hayatlarını küfür olarak gördüğü için gayrimüslimler müslümanlara esir düştüklerinde evlilik akitlerini de tanımıyor. islamın altın çağı, savaş kaybedip karısı müslümanlara zorla cariye yapılmış gayrimüslim kadınlarla dolu. müslümanlar esir aldıkları evli kadınları cariye yaptıklarında ahlaka oturtmak için hikaye uydurarak zorla cariye yapılmamış gibi - örneğin safiye'nin cariyelik öyküsü gibi - çift taraflı fantastik biyografi uydurmuşlar bunlara.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nisâ 24 ve 25'te "yeminlerinizin yönettigi kimseler"in konumlari farkli, dolayisiyla mukayaseye edilen KONULAR farkli. Mukayesenin konusu Nisâ 24'te EVLi veyahut bekar olmaktir, Nisâ 25'te ise BAGIMSIZ veyahut BAGLI olmak. Tipki 18'den küçük öz kizlariniz gibi. Evlenme izni bakimindan ailelerine yasal olarak BAGLIDIR onlar ama cariye degillerdir.

Nisâ 24: Ve irzi NiKAH ile korunan kadinlar da haram kilindi size, ama yeminlerinizin yönettikleri hariç...  vel muhsenâtu min en-nisâi illâ mâ meleket eymânukum...

Nisâ 25: Ve inanan BAGIMSIZ kadinlar ile evlenemeyenleriniz yeminlerinizin yönettigi inanan genç kizlarinizdan es alsinlar... ve men yestati' minkum tavlen en yenkihel muhsenâtil müminâti fe min mâ meleket eymânukum min feteyâtikumul müminât.  

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, ANTİATEİST yazdı:

Arkadaşım gerçekleri araştırmaktan neden of pof çekiyorsun. :)

 

8:1 Savaş ganimetleri hakkında senden soruyorlar. De ki: "Ganimetler, Allah'ın ve elçisinindir." Allah'ı dinleyin, aranızı düzeltin. İnanıyorsanız, Allah'a ve elçisine uyun.

8:1   Yes’elûneke anil enfâl(enfâli), kulil enfâlu lillâhi ver resûl(resûli), fettekullâhe ve aslihû zâte beynikum ve etîûllâhe ve resûlehû in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

 

Allah genimeti ne yapacak be salak müslüman bunu bir kendine sor yav ayetin her yeri delik deşik aynı elek gibidir nersini düzlteceksin :D:lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...