Jump to content

MUHAMMED HATİCE


Recommended Posts

Muhammet haticeyle neden evlendi? :)

Bir insan 25 yaşındayken 40 yaşındaki bir kadınla neden evlenir? :)

Bir insan anası yaşındaki kadına aşık olurmu? :lol:

yoksa parası içinmi evlendi? :D

Bu maturecilikten başka bişey değildir. 25 yaşındaki bir adam 40 yaşındaki bir kadının ancak jigolası olabilir :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 78
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Muhammet, amcasının kızı Fahita'ya çok âşıktı.

Ama amca Ebu Bekir (?) Fahita'yı Muhammet'in annesi Emine'nin bir akrabasına söz verir. Çünkü Arap geleneklerinde, bir "hediye"nin karşılığı aynı tarzda olmalıydı. Emine'yi aldıkları aile, karşılığında yine bir kadın istiyordu.

Muhammet, bu duruma çok üzülr. Sonuçta, sevdiğine nasıl olsa kavuşamayacaktı.

Ve kadınlardan nefret eder!

Artık kafasına koymuştu: Nasıl fakirlik çekmiş ise, aynen zenginliğin de tadına varmak istiyordu.

Artık Mekke ve çevresindeki tüm zengin kadınlara evlilik teklifi gönderir. Bu tekliflerin tamamına yakını reddedilmekle kalmaz! Şuna benzer bir yankı alır: "Söyleyin o çobana; hâddini bilsin! Terbiyesizlik yapmasın!"

Velhassıl, Hatice bu teklifi kabul eder. Sebebi de Hatice'nin görsel alımsızlığıdır. Hatice, sonunda bir yavuklu bulacaktı!

Aradan yıllar geçti; Muhammet tek eşli yaşadı! Çünkü Hatice'nin sürekli uarılarını duyuyordu: "Bana bak, Muhammet! Eğer başka bir kadına elin değerse, seni kapıdışarı ederim! Geçimini, kimin mal varlığına borçlu olduğnuı hiç unutma!"

Ve uzun yıllar sopna, Hatice eveiyete intikal eder!

Muhammet, derin bir nefes alır; ve aynı günün akşamı, ilk karıyı yatağına atar. Bu durumun ardı kesilmez!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tahminimce daha çok parası için evlendi. hatice yaşlı yakında ölürse miras ona kalır. olmadı hayattayken de ona ortak olabilir. zengin , ticaret kervanları var , toplumda saygın yeri var. bir nevi mantık evliliği olmalı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammet haticeyle neden evlendi? :)

Bir insan 25 yaşındayken 40 yaşındaki bir kadınla neden evlenir? :)

Bir insan anası yaşındaki kadına aşık olurmu? :lol:

yoksa parası içinmi evlendi? :D

Bu maturecilikten başka bişey değildir. 25 yaşındaki bir adam 40 yaşındaki bir kadının ancak jigolası olabilir :D

Muhammed Haticenin 3. kocasıdır. Muhammed haticeyle parası için evlenmiştir. Muhammed 25 yaşındayken fakirdi Hatice ise çok zengindi. Muhammed çok çakal adamdı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammed Haticenin 3. kocasıdır. Muhammed haticeyle parası için evlenmiştir. Muhammed 25 yaşındayken fakirdi Hatice ise çok zengindi. Muhammed çok çakal adamdı.

hatice yaşlandığında muhammed'e, başka genç kadınla evlen dediğinde, böyle söyleme üzülürüm falan diyor yanlış hatırlamıyor isem

Link to post
Sitelerde Paylaş

MUHAMMED KISIR MIYDI?

14/03/2012 tarihinde yayımlandıby pante

Kevser suresi:

« Biz sana kevseri verdik, o halde sen de Rabbin için namaz kıl, kurban kes. Asıl zürriyetsiz(kısır) olan, sana buğzedenin kendisidir. »

Bu surede Muhammed için soyu kesik, kısır diyenler olduğu belirtilir. Asıl soyu kesik olanların bu lafı söyleyenler olduğu yanıtı verilir.

Kimi hadislere göre bu sözü söyleyenler Kureyş’ten bir topluluktur. Âs b. Vail es-Sehmî, Ukbe b. Ebi Muayt, Kaab bin Eşref gibi bazı kişi adları da veren hadisler de bulunur. Ama hepsi rivayettir. Ayette “Sana Kevser’i verdik” demekle belli ki soyun bu dünya için önem arzetmediği vurgulanmak isteniyor.

Kısır suçlamaları karşısında “Sana kısır diyen yanılıyor, Allah seni çocuk sahibi yapacaktırdenmemiş. Yani, bu kısır suçlaması yapıldığı sıra Muhammed çocuk sahibi değilse, daha sonra çocuğu olacağı müjdesi verilebilecekken cennet tesellisi verilmesi ilginç.

Bu konuda İslam’daki açıklama o dönemin Araplarında oğlan çocuğu olmayanlara da kısır dendiği şeklindedir. Soyun erkekten olduğu adetine sahip Arapların bu suçlamada bulunduğu öne söylenir. “Muhammed’in kız çocukları vardır ama erkek çocuğu yaşamadığından soyu kesik demişlerdir” denerek Muhammed’in kısır olmadığı, Hatice’den olan kızların Muhammed’in çocukları olduğu ileri sürülür.

Bunun doğru olduğunu varsayalım, peki ama öyleyse neden bu suçlamaya ayetlerde “Kız çocukları da sizin evlatlarınızdır, insanın soyu erkek çocuktan devam ettiği gibi kız çocuğundan da devam eder ve peygamberin de soyu kız çocuklarından devam edecektir” gibi bir ifade ile yanıt verilmemiştir? Bu tür bir yanıt yerine cennette Kevser vaadi olunca kısırlık iddiası güçlenmektedir.

Muhammed hazretlerinin ilk eşi Hatice’den 6 çocuğu olduğu söylenir. Zeynep, Rukiyye, Ümmü Gülsüm, Fatma, Abdullah ve Kasım. İki erkek çocuk yaşamaz. Üç kızı kendi sağlığında genç yaşta, Fatma da ölümünden 6 ay sonra vefat eder.

Hatice’nin ölümünden ve hicretten sonra Muhammed çok sayıda evlilik yapar. Eşleri arasında genç ve doğurgan kadınlar da olmasına rağmen hiç çocuğu olmaz. Ki bu kadınların bazılarının önceki eşlerinden çocukları olmuştur. Bu kadar kadının kısır olması mümkün değildir. Bu durumda Muhammed’in kısır olduğu düşünülür.

Ama Hicretin 8. yılında 60 yaşındayken Muhammed’in cariyesi Mariya bir çocuk doğurur. Çocuğun ondan olup olmadığı konusu İslam’da geniş yer bulur ve tartışma konusu olur. Noktayı Cebrail’in koyar ve Muhammed’e “Ey İbrahim’in babası!” diye seslenerek çocuğun kendisinden olduğunu teyit ettiği rivayet edilir.

“Bu cariye Muhammed’e hediye edildiği zaman, Muhammed’in yanında 16 yaşında Ayşe, 17 yaşında Safiye, 22 yaşında Cüveyriye, 24 yaşında Hafsa, 30 Yaşında Ümmü Habibe, 37 yaşında Zeynep binti Cahş, 32 yaşında Ümmü Seleme, 39 yaşında Meymune ve ayrıca Reyhane ile Sevde adlarında eşleri vardı, diğer cariyeleri ve eşleri hariç.. Peki, bütün bu gencecik hanımlar kısır mıydı ki, hiçbiri Muhammed’den hamile kalmadı da , 60 yaşındaki Muhammed’e Mariya hemen hamile kalıyor ve İbrahim adında bir çocuk doğuruyor?!!

Muhammed’in İbrahim adında bir oğlu olduğu iddiasını destekleyen pek hadis de yoktur. Hadislerde Hasan ve Hüseyin’den sıkça bahsedilir ama İbrahim hiç yoktur. 2 yaşında öldüğü söylenen çocuğun ne doğumuyla ilgili, ne yürümesiyle, konuşmasıyla, Muhammed’in onu sevmesiyle, gezdirmesiyle vs. ilgili hiç bir anlatıma rastlanmaz. Tabi bu Mariya’nın İbrahim adında birçocuğu olmadığı anlamına gelmiyor.

Çünkü hadisler Mariya’nın çocuğundan söz ediyor. Fakat bu çocuğun Muhammed’den olmayıp Cureyh adında başka birinden olduğu iddia ediliyor. Bu iddiaya Taberi de yer veriyor. Bu iddiayı çürütmek için: Cebrail’in bir seferinde geldiğinde Muhammed’e “Ey İbrahim’in babası” diye seslendiği rivayet edilir. Yani Muhammed’in yayılan iddialardan dolayı bozulan onurunu kurtarma işi görülmeyen, duyulmayan meleğe düşmüştür. Aynı İfk olayında Ayşe için ayet gelmesi gibi..

Hatice’nin 40 yaşından sonra 6 çocuk yapması:

Yüzlerce İslam kaynağının tamamına yakınında Hatice’nin evlendiğinde 40 yaşında olduğu belirtilir.

Sadece Muhammed Hamidullah 28 yaş ihtimalini dikkate alır. Dayanağı da İbn Habib’in “Muhabber” isimli kitabı (s. 79) ve Belâzuri’nin “Ensab I” adlı kitabıdır. (S.177)

Fakat sahih kabul edilen kitapların yanında bunlar çok zayıf kabul edilir.

Hatice’nin 40 yaşında evlendiği, 41 yaşında Kasım’ı, 45 yaşında Zeyneb’i, 48 yaşında Rukiyye’yi, 49-50 yaşında Ümmü Gülsüm’ü, 52-53 yaşında da Fatma’yı dünyaya getirdiği yazılır.

Şia’ya göre Fatma’nın doğum tarihi 614′dür ve Ali ile evlilik tarihi 623′tür. Yani 9 yaşında evlenmiştir ve Ayşe ile aynı yaştadır.

Bunu doğru kabul ettiğimizde Hatice’nin Fatma’yı doğurduğu yaşı 58 olur.

Bir kadının 40 yaşından sonra 6 çocuk yapması olanaklar dahilinde görülebilir mi?

Üstelik de son çocuğunu 53 ya da 58 yaşında doğurmuş olması normal görülemez.

Kevser süresini de dikkate aldığımızda Muhammed’in kısırlığı çok güçlü hale gelmektedir. Bu surenin tefsirinde müşriklerin peygamberi soyu kesik, güdük, kısır, kuyruğu kesik anlamlarına gelen “ebter” sözüyle alaya aldıkları, asıl soyu devam etmeyecek olanların onlar olacağı belirtilir.

Yani, çocuğu olup da çokluğa sahip olmanın önemsizliği vurgulanır. Bu suçlama kısırlık olasılığını öne çıkarır.

http://panteidar.wordpress.com/2012/03/14/muhammed-kisir-miydi/

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammed hiç malın gözü, uyanık kurnaz filan değildi. Hatice ile uyanıklığından filan değil, başka hiç bir kadın onu kabul etmediği için mecburen evlendi. Yeteneksiz, dirayetsiz, çapsız ve otistik bir adamdı. Peki nasıl bir din kurdu? Anlatayım:

Muhammed öyle süpermen gibi tek başına çıkıp etrafına adam filan toplamadı. Öyle bir şey kesinlikle yok. Mekkeliler ortaya bir adam çıkıp öyle ilahlarına hakaretler edecek, inançlarına hakaretler edecek, hac ticaretlerini engelleyecek, onu sinek gibi öldürürlerdi.

Her iktidarın olduğu gibi Mekke iktidarının da bir muhalefeti vardı. Yahudiler Mısır'dan gelip anavatanlarına geri dönmüşler ve eee tabi Mısır görmüş insanlar, bugünün Avrupa görmüşü gibi. Akıllı, ileri, zengin idiler. Araplar kumda yatıyorlardı. Bu muhalifler bu yahudileri acayip çekemiyor ve diş biliyorlardı. Bunların hakkından gelmenin tek yolu, tüm Arap kabilelerini birleştirip üzerlerine yürümekti. Zenginliklerini yağmalamak, kızlarını cariye, oğlanlarını köle yapmak istiyorlardı.

Yağmacı kabileleri tek yağmacı otorite altına sokmanın tek yolu vardı, tek tanrılı bir yeni din. Bu dine bir kitap lazımdı, o kolay, Tevrat'tan kopye çekilir de, bu kitabın ineceği bir de peygamber lazım.

Gözlerine Muhammed'i kestirdiler. Zaten bu otistik zavallı mağaralarda dağlarda vakit geçiriyor, toplumun dışında yaşıyordu. Çocukluğu uzakta geçmişti, altına işediğini, sümüğünü çektiğini kimse görmemişti. Üstelik nöbetler geçiriyordu, bu nöbetlerde vahiy aldığını iddia etmek kolaydı. Üstelik kadına kıza açtı, ona yahudilerin kızlarını cariye yapacağız dendi mi etekleri zil çalarak kabul ederdi.

Öyle de oldu Muhammed muhalif ekibin ısmarladığı ayetleri allahtan geldi diye duyurma görevini bol kadın kız ve ganimet karşılığında sevinçle kabul etti. Ne söyledilerse allahtan geldi diye lanse etti. Bu zaten otistik ve halisünasyon gören adamın olasılıkla kendisi de inanmıştır peygamber olduğuna. Bir hiçken ve toplumdan dışlanmışken, doğru dürüst bir evlilik bile yapamamışken birden bol kadına, bol mala kavuşmak böyle birinin başını döndürür. Kendini her şey sanabilir.

Mekke ele geçirilince son kullanma tarihi doldu ve kafasından bir ayet söyleyip ortalığı karıştırmasın diye Mekke'den uzaklaştırıldı. Medine'de olasılıkla çocuk yaşta bu yaşlı adama verilip hayatı kararan Ayşe'nin intikam almasına fırsat verildi ve o da Muhammed'i zehirledi. Ölünceye kadar başı beklenip giderayak bir ayet uydurması önlendi. Ölümünün duyurulması yasaklanıp ölüsü öylece yatağında bırakıldı ve halife kim olacak toplantıları yapıldı. Sonra bunun cesedi kokuyor denilince gece yarısı alel acele yatağının yanına gömüldü.

Yani Muhammed muhalif ekip tarafından iktidarı ele geçirmek ve yağma amaçlı kullanıldı, işi bitince her kullanılan gibi buruşturulup çöpe atıldı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammedinde diğer İbrahimi peygamberler gibi fiksi olarak 571 ve 632 yılları arasında yaşadığına dair inandırıcı bir kanıt yoktur. Arap kaynakları dahi Onun fiksi ölüm tarihinden 200 yıl sonra yazılmış kitaplardır. İbni İshaktan bahsedilir. Bu Şahıs 632 yılından 120 yıl sonra yaşamıştır. Ve yazdığı kitapta ortada yoktur. Sadece ondan Teberi bahseder.Teberi ise tarafsız bir tarihçi değildir.Yani Muhammedin fiksi olarak yaşadığı tarihlere ait ne Arap kaynağı vardır. Nede İnandırıcı bir Hiristiyan kaynak yoktur.İslamdan önce yaşayan Arapların ise Putperest olmayıp İsmaili Yahudi yada Sabii oldukları biliniyor.Bu insanların inancı İbrahim vasıtasıyla oğlu İsmaile(Tabiki bu şahıslarda Tarihte yaşamadılar) dayalı bir Musevi Mezhebidir. Namaz kılıyorlardı, Ramazan Orucu tutuyorlardı,Hac yapıyorlardı ,sünnet oluyorlardı duaları bile kullanılan cümleler ve Mukattalar açısından birbirine benzemekteydi.Yani bu İnsanlar bu günkü İslamı Peygamber ve Kitap haricinde neredeyse tamamen ortaya koymuşlardı.Ayrı bir din ortaya koyabilmeleri için ise bir peygambere ve Kitaba ihtiyaçları vardı.Bu yapıldıktan sonra İshaki Yahudilikten Hiristiyanlıkta olduğu gibi rahatlıkla ayrılabilirlerdi.Ve Övgüler olsun manasına gelen Muhammed kavramını ortaya atıp o zamana kadar yazılmış Nefeslerden alıntılar yaparak bir Mushaf ortaya çıkardıktan sonra Abbasiler zamanında Musevilikten tamamen ayrıldılar. Artık onlara ne Haceri ne Sabii ne Sarazen nede Hanif deniyordu. Müslüman deniyordu.

Şurası muhakkaktırki Din Görünmeyen bir Yaratıcı Allahın insanlar içinden bir Elçi seçerek Emirlerini yayması değildir. Bu koca bir yalandır.Din TASAVVUFTUR.Tasavvuf ise Yaşayan İnsanların genelde Ruh hallerini anlatan sembolleştirilmiş manevi fikirlerdir.Bu Hint dinlerindede Museviliktede Hiristiyanlıktada Sabiiliktede İslamdada hep aynıdır değişmez.Zaten Araplar yıllarca Hint ve Musevi etkisinde kaldıklarından dolayı bu insanlardan Tasavvufu öğrenmişlerdi.

Muhammed lakabı belkide 571 yılından daha önce yaşamış bir Birleştirici vede güçlü Arap liderine (Ahmedi Muhtar) verilmiş olabilir. Bunu maalesef bilemiyoruz.Bu Arap liderinin yaşantısı ise anlatılan Muhammede ne kadar uyar? Bunuda bilemiyoruz.Çünkü Muhammed yaşantısı diye anlatılan olaylar Tasavvufi mefhumların sembolleştirilmiş halleri olması ihtimali çok kuvvetle muhtemeldir.

Muhammed Aşk Hatice ise tasavvufta çok konuşulan İRadeyi cüziye olabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammet, amcasının kızı Fahita'ya çok âşıktı.

Ama amca Ebu Bekir (?) Fahita'yı Muhammet'in annesi Emine'nin bir akrabasına söz verir. Çünkü Arap geleneklerinde, bir "hediye"nin karşılığı aynı tarzda olmalıydı. Emine'yi aldıkları aile, karşılığında yine bir kadın istiyordu.

Muhammet, bu duruma çok üzülr. Sonuçta, sevdiğine nasıl olsa kavuşamayacaktı.

Ve kadınlardan nefret eder!

neden nefret ediyor anlamadim :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hangisine inanalım şimdi? Muhammed yaşamadı diyene mi Muhammed yaşadı ama otistikti kullanıldı diyene mi? Yaşadı ama çok kurnazdı diyene mi?

Hepsinin de haklılık payı var bence hepsinin sentezi bizi gerçeğe daha yaklaştırır. İnsanlar dini gereksinim olarak gördükleri sürece din kavramını içlerinden atamazsınız. Din kavramının ortaya çıkmasında bir çok sebep vardır önemli olan bu sebepler değildir.

Önemli olan din kavramının günümüzde dahil asırlar boyunca silinememesi hatta bazı yüzyıllarda çok güçlenmesinin nedenidir?

Dünya üzerinde insanları yöneten hep bir grup olmuştur. Krallar, soylular, ağalar, beyler, iş adamları vs. Din bu güçler için yönetimsel bir araç zayıflar içinde yaşamsal bir amaçtır. Din kavramını neden sonuç ilişkisi içinde incelersek tarihi daha saydam görebiliriz.

Muhammed, Musa, İsa bütün bu piyonlar yaşamıştır ancak bir beden içinde mi yoksa bir şırınga içinde mi?

Hepsi bir şırınga içinde yaşamıştır. Bu şırıngayı tutan eller insanları yöneten güçlerdir. İnsanlar bu şırıngaların içindeki din virüsleriyle uyuşturulmakta, zombileştirilmekte, gerektiğinde savaşlar çıkarılmakta gerektiğinde devletler yıkılıp yenileri kurulmaktadır. Din kitleleri birleştirmekte toplu harekette bağlayıcı görevi görmektedir. Din seni zengin yapar cenneti yaşarsın ama başkalarına cehennemi de yaşatırsın. Bence bir düşünün neden kuranda BİZ yaptık ibaresi vardır. Bu güçler tarafından gizli bir mesajdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hangisine inanalım şimdi? Muhammed yaşamadı diyene mi Muhammed yaşadı ama otistikti kullanıldı diyene mi? Yaşadı ama çok kurnazdı diyene mi?

Hepsinin de haklılık payı var bence hepsinin sentezi bizi gerçeğe daha yaklaştırır. İnsanlar dini gereksinim olarak gördükleri sürece din kavramını içlerinden atamazsınız. Din kavramının ortaya çıkmasında bir çok sebep vardır önemli olan bu sebepler değildir.

Önemli olan din kavramının günümüzde dahil asırlar boyunca silinememesi hatta bazı yüzyıllarda çok güçlenmesinin nedenidir?

Dünya üzerinde insanları yöneten hep bir grup olmuştur. Krallar, soylular, ağalar, beyler, iş adamları vs. Din bu güçler için yönetimsel bir araç zayıflar içinde yaşamsal bir amaçtır. Din kavramını neden sonuç ilişkisi içinde incelersek tarihi daha saydam görebiliriz.

Muhammed, Musa, İsa bütün bu piyonlar yaşamıştır ancak bir beden içinde mi yoksa bir şırınga içinde mi?

Hepsi bir şırınga içinde yaşamıştır. Bu şırıngayı tutan eller insanları yöneten güçlerdir. İnsanlar bu şırıngaların içindeki din virüsleriyle uyuşturulmakta, zombileştirilmekte, gerektiğinde savaşlar çıkarılmakta gerektiğinde devletler yıkılıp yenileri kurulmaktadır. Din kitleleri birleştirmekte toplu harekette bağlayıcı görevi görmektedir. Din seni zengin yapar cenneti yaşarsın ama başkalarına cehennemi de yaşatırsın. Bence bir düşünün neden kuranda BİZ yaptık ibaresi vardır. Bu güçler tarafından gizli bir mesajdır.

Biz tasavvufi açıdan yapmak istediğiniz her hangi bir işte nefsinizin beşeriyetinizle birleşmesidir.Misal vereyim bir olimpik halteri yerden çekip çevirmek ve onu yukarı doğru silkmek istiyorsunuz. Bunu yapapabilmek için kaldırış tekniğini bileceksiniz ve melekelerinizide kuvvetlendireceksiniz. Ama yetmez! Ruhunuz yani nefsiniz yada şuuraltınızda bunu istemelidir. Aksi takdirde bütün beşeri çalışmalarınız boşa gider. Beyniniz şayet nefsiniz istemiyorsa emir veremez yada hata yaparsınız.Ve Dün rahatlıkla yaptığınız şeyi bugün yapamazsınız.!Ve kendinize olan güveninizi kaybeder. Aynı zamanda ruhsal bir parçalanmaya bile sürüklenirsiniz.:) Halterci o duruma geldiğinde barı sinirle! yere fırlatır! İçinden Allah kahretsin! der. Bu kahır kendinden kendinedir.Birliğini sağlayamamıştır. Yani maddi ve manevi güçlerini kendisinde toparlayamamıştır. Tanrıda Yada Tengride o değilmidir? TOPARLAYICI,DENKLEŞTİRİCİ.

Bu anlattığım misali yaşamımızın bir çok safhasında görebiliriz.Ama daha ziyade çocukken kendisine ailesi tarafından özgüven verilmeyen insanlarda çok bariz bir şekilde görülür.Bu işin teorik kısmıdır. Ama sizinde belirttiğiniz gibi Bunlar insanlara yanlış olarak aksettirilerek sömürülürler!Ve bir gurup bu sömürüden abad olurken bir gurupta Cehennemlerde cayır cayır yanar.Anlasalar bile şayet karekterlerinde bu yoksa bunları silah olarak kullanamazlar. Ve Bir kenara itilirler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hangisine inanalım şimdi? Muhammed yaşamadı diyene mi ......

Fark etmez. Muhammed'in yaşamış olduğuna dair bir kanıt yoktur. Dolayısıyla hiç yaşamamış olduğu çok güçlü bir tezdir. Ben bu teze karşı çıkmıyorum ki? Kendi kullanılmış olduğu tezimi daha üstün ve daha güçlü bir tez olarak ortaya atmıyorum. O da tez, o da tez.

Kurnaz olduğu tezine pek şans vermiyorum. Ama o da bir tez. Zayıf görsem de tez tezdir. Tezler ortaya atılır, karşılaştırılır, her tezi destekleyenler olur, bunlar önemli değil. Bu tezleri ateistler arasında bir ayrım unsuru olarak kullanmak veya öyle görmek çok yanlış olur. Muhammed hiç yaşamadı diyenle benim ne alıp veremediğim olabilir ki? İlla yok yaşadı diye iddialaşmam hiç gerekmez. Yaşamamış da elbette olabilir.

Muhammed kurnazdı diyenle de bir alıp veremediğim olmaz. Benim alıp veremediğim, sadece Muhammed peygamberdir diyenle. Bunu çok kesin biçimde ortaya koymak isterim ve tüm diğer tez sahiplerinin de aynısını yapmasını isterim. Hepimizin alıp veremediğimiz, Muhammed peygamberdi diyenlerle. Birbirimizle hiç bir alıp veremediğimiz yok!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...