Jump to content

Bir Ateistin Kaleminden İSLAM


Recommended Posts

Son zamanlarda Almanya'da 7, her biri ortalama 600 sayfa olan İslam antolojisi yayımlanmıştır.

İslam, Kur'an ve Muhammed'le ilgil konular yeni ve çok daha bilimsel teorilerle açıklanmaya başlamışlardır.

Geleneksel İslam'ı savunanlardan bazıları hala direnmektedirler ama, bu bilimsel mücadeleyi kaybettiklerini onlar da bilmektedirler.

Bu iş bitmiştir. Bu sorun çözülmüştür. Artık İslam'ın insanlığa dikte ettiği tarihini doğru kabul etmek mümkün değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 64
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

O baska, elbette geleneksel sireleri su niyetinde içmez mantikli bir insan. Bu tarih tenkit metodolojisiyle tarih bilimsellesiyor. Ama, Muhammed yoktu iddiasi savunulmayacak kadar saçma. Yukarda tarihsel tanikliklardan bir kaç örnek verdim. Ve bunlarin islami geleneksel tarihiyle tutustuklarini gösterdim. Tarih böyle yazilir.

Antropoloji, arkeoloji, paleografi, epigrafi, tarihsel kaynaklar, ve bir çok disiplili modern tarih tenkit metoduyla yazilir. Ve tarihçilerin uzmanlik alanidir bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Böyle saçmalayacağına bu kitapları oku.. En azından bir kütüphanede gözden geçir.

Ben okudum, ve makaleleri de yakindan takip eden birisiyim. Ve bunlari sadece ben degil, forumculardan pek çogu da okumustur. Ben kitaplari okumama taraftari degilim. Ama her uzman kendi alaninda söz sahibidir. Ve "The Qoran in its historical context" Muhammed'in uzerine degil, basligin da belirtmekte oldugu gibi Kuranin uzerine bir çalismalar derlemesi özetidir. Bunda Muhammed yasamadi çikarmak imkansiz. Kuran'i o bir yerde bulmus olsa, veya iki asir sonra da ortaya çikmis olsaydi (...) bu Presbit Tomas'in "Muhammed'in araplari Gazze de savasmaya geldiler" tanikligini yine yok etmez, o istila sirasinda, Sofronius'un haçlarin kirildigini ifade etmesini, Doctrina nuper baptisati'de sarazen peygamber olarak anilmasini ve daha nice belgeleri bu yok etmezdi sayin haci.
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 weeks later...

Şehir içi dolmuşların birinde 20 yaşlarında ince

elbiseler giyinmiş genç bir kız,utanma

duygusunu parçalar bir şekilde,açılıp saçılmış

fitne sergiliyordu.Arkasında saçı sakalı ağarmış

ihtiyar,genç kızın halinden dolayı arkasında

utançla oturuyordu.Kızın kulağına eğilerek

edeple şöyle fısıldadı:

Ey kızım sana yakışan örtünmektir.Tesettür,insan

kurtlarının iştahını kabartan bu şeffaf elbiseden

daha faziletlidir.Hem bu hayâyı parçalar fitneye

sürükler. Genç kız şöyle dedi: Sana ne? kabrime

benimle beraber mi gireceksin?cennete ve

cehenneme koymak senin elinde mi? Kız

ahmaklaşmış,adamın üzerine gitmeye

başlamıştı.Sonra cür’eti ve utanmaz tavırlarını

artırdı,adamla alay ediyor şöyle diyordu: Al,işte

cep telefonum.

Allahı arada,bana cehennemde hangi odayı

ayıracağını söyle.Ve çirkin bir kahkaha attı. Adam

çekindi.Allaha sığındı.Allah bana yeter.o ne güzel

vekildir dedi ve sustu. Bu cahil kıza nasihat

edeceğine pişman oldu.Sessiz geçen 10

dakikadan sonra şoför durağa gelmiş,herkes

inmeye başlamıştı.herkes genç kızın da inmesini

bekledi. O arabanın kapısının yakınında

oturuyordu ve uyuyup kalmıştı.

Adama onu uyandırmasını söylediler. Adam

çekinerek onu hafifçe sarstı ve kız yere

seriliverdi.Ruhunu yaradanına çoktaaan teslim

etmişti. Yolcular,gördükleri duruma hayret

ederek titrediler ve biz Allahtan geldik ona

dönücüleriz dediler. Genç kız yaratıcısıyla alay

etmişti. İşte cep telefonum demişti, Allahı ara

bana cehennemde hangi odayı ayıracağını söyle

diyordu.Ve bu söylediklerinin ardından da

Rabbine doğru yola çıkmıştı.İşte,hayatı rabbiyle

dalga geçtiği sırada sonlanmıştı. Bu ibret tablosu

şu hadisi hatırlatıyor.

“Şüphesiz kul ucunun nereye varacağını

düşünmeden, Allah’ı gazaplandıracak bir söz

söyler bu sayede cehennemi boylar.” unutmayın

bılmeden önem vermeden soyledıgınız sozler

sızın helakınıza neden olabılır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şehir içi dolmuşların birinde 20 yaşlarında ince

elbiseler giyinmiş genç bir kız,utanma

duygusunu parçalar bir şekilde,açılıp saçılmış

fitne sergiliyordu.Arkasında saçı sakalı ağarmış

ihtiyar,genç kızın halinden dolayı arkasında

utançla oturuyordu.Kızın kulağına eğilerek

edeple şöyle fısıldadı:

Ey kızım sana yakışan örtünmektir.Tesettür,insan

kurtlarının iştahını kabartan bu şeffaf elbiseden

daha faziletlidir.Hem bu hayâyı parçalar fitneye

sürükler. Genç kız şöyle dedi: Sana ne? kabrime

benimle beraber mi gireceksin?cennete ve

cehenneme koymak senin elinde mi? Kız

ahmaklaşmış,adamın üzerine gitmeye

başlamıştı.Sonra cür’eti ve utanmaz tavırlarını

artırdı,adamla alay ediyor şöyle diyordu: Al,işte

cep telefonum.

Allahı arada,bana cehennemde hangi odayı

ayıracağını söyle.Ve çirkin bir kahkaha attı. Adam

çekindi.Allaha sığındı.Allah bana yeter.o ne güzel

vekildir dedi ve sustu. Bu cahil kıza nasihat

edeceğine pişman oldu.Sessiz geçen 10

dakikadan sonra şoför durağa gelmiş,herkes

inmeye başlamıştı.herkes genç kızın da inmesini

bekledi. O arabanın kapısının yakınında

oturuyordu ve uyuyup kalmıştı.

Adama onu uyandırmasını söylediler. Adam

çekinerek onu hafifçe sarstı ve kız yere

seriliverdi.Ruhunu yaradanına çoktaaan teslim

etmişti. Yolcular,gördükleri duruma hayret

ederek titrediler ve biz Allahtan geldik ona

dönücüleriz dediler. Genç kız yaratıcısıyla alay

etmişti. İşte cep telefonum demişti, Allahı ara

bana cehennemde hangi odayı ayıracağını söyle

diyordu.Ve bu söylediklerinin ardından da

Rabbine doğru yola çıkmıştı.İşte,hayatı rabbiyle

dalga geçtiği sırada sonlanmıştı. Bu ibret tablosu

şu hadisi hatırlatıyor.

“Şüphesiz kul ucunun nereye varacağını

düşünmeden, Allah’ı gazaplandıracak bir söz

söyler bu sayede cehennemi boylar.” unutmayın

bılmeden önem vermeden soyledıgınız sozler

sızın helakınıza neden olabılır.

iste simdi bizi tirstirdin !

Link to post
Sitelerde Paylaş

* Patricia Crone : ilahiyatçi.

* Robert Spencer : gazeteci ve siyasetçi.

* The Qur'an in its Historical Context ; Edited by Gabriel Said Raynolds : ilahiyatçi. (1)

* KARL-HEINZ OHLIG : ilahiyatçi.

* GERD R. PUİN : paleografi uzmani.

* Robert Spencer : gazeteci, siyasetçi.

* KARL-HEINZ OHLIG : ilahiyatçi.

Tarihçi kitabi ? Tarihi ne zamandan beri gazeteciler, siyasetçiler ve ilahiyatçilar yaziyor degerli haci ? Neden sorularima cevap vermiyorsunuz ?

------------

(1) Bu eseri okudum, ve girisdeki ilahiyatçi bir hiristyan olan G. S. reynolds'un sahsi iddialari disinda bu kitapta hiç bir sekilde katmanlar Muhammed'in yasamadigini iddia etmemekteler.

Eger bu eserde, girisden baska, katmanlarca Muhammed yasamadi iddiasi var diyorsan, burada sayfasini ve kimin savundugunu yaz, ve alinti yap ki herkes bunu kontrol edebilsin. Böyle bir iddia, Said Reynolds'un girisindeki bir sahsi iddiasindan baska kitapda asla savunulmamakta. Conferans, Kuranin yazilisi ve muhafaza tarihçesiyle ilgili, Muhammed ile degil. Ben butun bu katmanlarin makalelerini yakindan senelerdir takip eden birisi olarak, her birinin Muhammed'in tarihsel varligini bir çok defa vurduklarini biliyorum ayrica. Hatta katmanlarin bir kaç tanesi, kitapda Muhammed'den söz ediyorlar... Sevgiler.

Böyle saçmalayacağına bu kitapları oku.. En azından bir kütüphanede gözden geçir.

haci şimdi orda dur kardeş saçmalama yok levia burda vurucu bir iddia ortaya atmış nesin necisin bilmiyoruz ama burda senin iddia ettiğin kaynaklar ortada ve kesinlikle bilimsel olmaya aday değil araştırmacı yazar dahi değiller tamamen taraflı yazarlar bunlar şimdi senden ayrıntılı bir açıklama bekliyorum bunlar kaynak değil ayrıca şimdi bunları bize kaynak olarak ileri sürüyorsan o zaman senin bilim gerçekliğinden huylanırım evrimcisin buna karşı değilim bilime bende inanırım evrim konusunda yazıların oldukça sağlamdır takip ederim hakkınıda veririm birde bu konuda da iyi olduğun belli oluyor çünki yazarken dahi islamı katmadan tarafsız salt bilginle yazıyorsun ve belli ki bundanda zevk alıyorsun evrime yüreğinle inanmışsın temiz bir inancın var belli oluyor ama söz konusu islamsa kaynak diye hristiyan ilahiyatçıların ne olduğu belirsiz paçavralarını getirip bize dikta edersen o zaman karşına geçerim haci şuan levia ya net bir cevap veremedin ya burda ciddi manada bir cevap ver ya da bence ordaki yazıyı kaldır çünki senin samimiyetine bu yazı gölge düşürür aldığın kaynak senin karşısında olduğun noktalardan geliyor eğer ki samimiysen o yazıyı kaldırırsın aksi taktirde kaynaklarını getirdiğin yerlerle aynı yolda olduğunu düşünmeye başlayacağım.

Amerikaysa söz konusu zaten kralı karşıma geçse huylanırım çünki Amerikanın oyunlarını çok net bilirim ancak senin samimiyetine güvenen birisi olarak tekrar söylüyorum bu kaynaklara dayanarak bir makale veya herhangi bir bilmsel yazı ortaya koymak sana yakışmaz ayrıca nasıl bilime dayanmış ve islamı hedef almış bir insan bu kadar hristiyan kaynaklarını alıp ayrıntlı bir şeklide okur oda ilginç bir durum.

bana göre levia nın ortaya koymuş olduğu en net bir kaç fikirden biriside budur bana göre çok ciddi bir cevap vermiş ve bunu geçiştiremezsin haci.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İstediğinize inanın.. Beni ilgilendirmiyor.

tamam hacı o zaman tarafsızlığına dayanarak bir soru sormak istiyorum bilim adamları açısından kaynak oluşturmak zormudur?

mesela şöyle sorayım ben bir profesörüm diyelim ve çok ünlü bir üniversitedeyim ve belli bir düşünce grubuna ait güçlü insanlar hem çalıştığım okulu destekliyor olsun hemde bende aynı zamanda o düşünce akımını temsil eden görüşten birisi olayım ve belirlemiş olduğumuz yok edilmesi gereken bir başka düşünce akımıyla savaş içersinde olalım hem fikirsel hemde fiziksel olarak.

acaba karşı düşünce grubuna belli oranda zarar vermek istersek ve bu amaçla sahte bir kaynak yaratmak istersek bu mümkünmüdür?

şimdi zamanında evrim teorisi üzerinden bazı sahtekarlıklar yapıldı bunu evrimcilerde kabul ederler sahte kemikler falan sakın yanlış anlama bu evrimin geçersizliğini elbette ki asla ispatlamaz ama yapılan bu harekette bilim dünyası açısından hoş karşılanmaz bu bir gerçektir.

mesela bazı ülkelerde çok ilginçtir bibirleri arasında savaşmışlar ama enteresan iki ülkede zafer kutlamaları yapıyor yani kim asıl savaşı kazanmış bilen yok ama iki tarafta halkına bu şekilde yedirmiş.

ayıca bu durum şuanda Türkiye içinde geçerli bir çok tarihi olay var çarpıtılmış ve asıl kaynakları dışında sahte kaynaklara fikirler desteklenmiş osmanlıdan tut Atatürk dönemi ve sonrasına kadar.

Hatta padişahlar hakkında bile çok fazla çarpık kaynaklar kullanılıyor.

aynı durum bilim dünyası için de geçerli olabilirmi?

sadece evrim veya sosyoloji için değil bu ilahiyat bilimi içinde geçerli bir soru genel olarak merak ettim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çarpıttığım bir kaynak yok. Hatta çarpıtmaya teşebbüs ettiğim bir kaynak bile yok.

Ama siz o kaynakların kendisi çarpıtılmış diyorsanız, sorunu o kaynakları savunanlarla tartışın.

Bu arada bilim bulgular nereye götürürse oraya gider.

Bilimde bir başka düşünceyi öldürme diye birşey yoktur.

Bir teori başka bir teorinin yerini alır ve çoğu kere ondan yararlanır.

Bilim bizi Muhammed'in yaşamadığı, Kur'an'ı yazmadığı ve İslam'ı başlatmadığı teorilerini kurmaya ve kanıtlamaya yönlendirmektedir.

Hepsi o kadar.

Muhammed'in yaşadığını ve İslam'ı başlattığını savunuan görüşü bu açıkdan değerlendiriseniz, onun bilimsel olmadığını görürsünüz.

Bu da bizi ve bilimi hiç rahatsız etmiyor. Dünya düzdür diyenlerden farkı yok onların..

Link to post
Sitelerde Paylaş

4 Kapı - Mevlana

Öğrencilerinden biri mevlana'ya sormuş:

"efendim bu 4 kapı meselesini ben pek

anlayamıyorum. bana anlayabileceğim bir

lisanla anlatır mısınız?"

"şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan

dört kişi var ve hepsi rahlelerine eğilmiş. Sen

git bunların hepsinin ensesine bir şamar at,

sonra gel sana anlatayım."

Öğrenci gitmiş birincinin ensesine bir tokat

aksetmiş. Tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp

arkasını dönmüş ve daha kuvvetli bir tokatla

Mevlana'nın ögrencisini yere yıkmış. Öğrenci

dayağı yemiş, geri dönecek ama hocasına itaat

var.

Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat

aksetmiş o da derhal

ayağa kalkıp elini kaldırmış tam tokadı

vuracakken vazgeçip yerine oturmuş.

Öğrenci devam etmiş, üçüncüye de bir tokat

atmış. Üçüncü söyle bir kafasını çevirip

baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş.

Dördüncü, tokadı yemesine rağmen hiç oralı

bile olmadan calışmasına devam etmiş.

Öğrenci Mevlana'ya dönmüş, olanları anlatmış.

Mevlana:

"işte sana istediğin örnekler... birinci, şeriat

kapısını geçememiş biri idi. Şeriatta kısasa

kısas olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını

sana iade etti.

ikinci, tarikat kapısındadır. Tokadı yiyince o da

kalktı, tam

tokadı iade edecekti ki tarikat öğretisinde

verdiği söz aklına geldi.

"sana kötülük yapana bile iyilik yap" onun için

döndü, oturdu.

üçüncü, marifet kapısına kadar gelmiştir. İyinin

ve kötünün tek yaradandan geldiğini bilir,

inanır. Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi alet

etti diye merakından söyle bir

dönüp baktı.

Dördüncü, hakikat kapısını da geçmiştir. İyinin

ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı

olduğunu bilir.

Onun için dönüp bakmadı bile"

Peki, sen hangi kapıdasın?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 weeks later...
  • 2 months later...

4 Kapı - Mevlana

Öğrencilerinden biri mevlana'ya sormuş:

"efendim bu 4 kapı meselesini ben pek

anlayamıyorum. bana anlayabileceğim bir

lisanla anlatır mısınız?"

"şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan

dört kişi var ve hepsi rahlelerine eğilmiş. Sen

git bunların hepsinin ensesine bir şamar at,

sonra gel sana anlatayım."

Öğrenci gitmiş birincinin ensesine bir tokat

aksetmiş. Tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp

arkasını dönmüş ve daha kuvvetli bir tokatla

Mevlana'nın ögrencisini yere yıkmış. Öğrenci

dayağı yemiş, geri dönecek ama hocasına itaat

var.

Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat

aksetmiş o da derhal

ayağa kalkıp elini kaldırmış tam tokadı

vuracakken vazgeçip yerine oturmuş.

Öğrenci devam etmiş, üçüncüye de bir tokat

atmış. Üçüncü söyle bir kafasını çevirip

baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş.

Dördüncü, tokadı yemesine rağmen hiç oralı

bile olmadan calışmasına devam etmiş.

Öğrenci Mevlana'ya dönmüş, olanları anlatmış.

Mevlana:

"işte sana istediğin örnekler... birinci, şeriat

kapısını geçememiş biri idi. Şeriatta kısasa

kısas olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını

sana iade etti.

ikinci, tarikat kapısındadır. Tokadı yiyince o da

kalktı, tam

tokadı iade edecekti ki tarikat öğretisinde

verdiği söz aklına geldi.

"sana kötülük yapana bile iyilik yap" onun için

döndü, oturdu.

üçüncü, marifet kapısına kadar gelmiştir. İyinin

ve kötünün tek yaradandan geldiğini bilir,

inanır. Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi alet

etti diye merakından söyle bir

dönüp baktı.

Dördüncü, hakikat kapısını da geçmiştir. İyinin

ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı

olduğunu bilir.

Onun için dönüp bakmadı bile"

Peki, sen hangi kapıdasın?

Sende bu masala inandin yasanmis diye oylemi

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...

Şehir içi dolmuşların birinde 20 yaşlarında ince

elbiseler giyinmiş genç bir kız,utanma

duygusunu parçalar bir şekilde,açılıp saçılmış

fitne sergiliyordu.Arkasında saçı sakalı ağarmış

ihtiyar,genç kızın halinden dolayı arkasında

utançla oturuyordu.Kızın kulağına eğilerek

edeple şöyle fısıldadı:

Ey kızım sana yakışan örtünmektir.Tesettür,insan

kurtlarının iştahını kabartan bu şeffaf elbiseden

daha faziletlidir.Hem bu hayâyı parçalar fitneye

sürükler. Genç kız şöyle dedi: Sana ne? kabrime

benimle beraber mi gireceksin?cennete ve

cehenneme koymak senin elinde mi? Kız

ahmaklaşmış,adamın üzerine gitmeye

başlamıştı.Sonra cür’eti ve utanmaz tavırlarını

artırdı,adamla alay ediyor şöyle diyordu: Al,işte

cep telefonum.

Allahı arada,bana cehennemde hangi odayı

ayıracağını söyle.Ve çirkin bir kahkaha attı. Adam

çekindi.Allaha sığındı.Allah bana yeter.o ne güzel

vekildir dedi ve sustu. Bu cahil kıza nasihat

edeceğine pişman oldu.Sessiz geçen 10

dakikadan sonra şoför durağa gelmiş,herkes

inmeye başlamıştı.herkes genç kızın da inmesini

bekledi. O arabanın kapısının yakınında

oturuyordu ve uyuyup kalmıştı.

Adama onu uyandırmasını söylediler. Adam

çekinerek onu hafifçe sarstı ve kız yere

seriliverdi.Ruhunu yaradanına çoktaaan teslim

etmişti. Yolcular,gördükleri duruma hayret

ederek titrediler ve biz Allahtan geldik ona

dönücüleriz dediler. Genç kız yaratıcısıyla alay

etmişti. İşte cep telefonum demişti, Allahı ara

bana cehennemde hangi odayı ayıracağını söyle

diyordu.Ve bu söylediklerinin ardından da

Rabbine doğru yola çıkmıştı.İşte,hayatı rabbiyle

dalga geçtiği sırada sonlanmıştı. Bu ibret tablosu

şu hadisi hatırlatıyor.

“Şüphesiz kul ucunun nereye varacağını

düşünmeden, Allah’ı gazaplandıracak bir söz

söyler bu sayede cehennemi boylar.” unutmayın

bılmeden önem vermeden soyledıgınız sozler

sızın helakınıza neden olabılır.

bu saçmalıklarla ancak islami forumlarda birbiriniz gaza getirirsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...
  • 2 months later...

Günümüzde islamın toplum hayatındaki etkisi oldukça az. Kuranda geçen şeriat kanunlarının kaçı hayatımızda? Peki kadınları 2. Sınıf vatandaş olarak gösteren islamın kadınlar hakkından hükümler uygulanmazken kadınların durumu iyiye mi gitmektedir? İslam bu kadar kötüyse islamın etkisinin azalmasının bir ters orantıya sebep olması toplum düzeninde bir iyileşmenin yaşanması gerekmezmiydi? Allahın varlığını kabul ettiğini söyleyen ama O yokmuş gibi yaşayan yani ateistlerden yaşayış bakımından pek de bir farkı olmayan toplumların durumu işte ortada. Allah yok diyorsunuz. Allah olmadan toplumun insanca bir hayatı devam ettirebilmesi için gerekli olan ahlak kaidelerine nasıl bir rasyonel temele oturtacaksınız. Kimse görmeden benim her türlü pisliği yapmama ne engel olabilir bu durumda. Ve zaten görüyoruzki Allah yokmuş gibi yaşayanlara da bir şey engel olamıyor..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Jen unpinned this Başlık
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...