Jump to content

Muhammed'in popularitesi


Recommended Posts

  • 3 months later...

Muhammed pagan iken Uzza putu adına beyaz koyun kesen bir putperest idi ama sıradan ihlaslı, inaçlı bir putperest değildi. Deist veya ateist eğilimli bir putperestti. Biz nasıl müslüman bilinip ateist veya agnostik isek o da putperest görünen ateist veya deist idi. 40 yaşına kadar lokasyonda sıradan biri olan muhammedin, 40 yaşından sonra aynı lokasyonda çişi kutsal biri haline nasıl geldi benim aklım almıyor. Ama dönen dolaplar açıklar bu muzazzam değişimin kabulünü diye düşünüyorum. Ben 40 yıllık komşumun peygamber olmasına ihlasla inansam bile Tanrı'ya tırmanmak için çişini, çarığını, hırkasını falan merdiven yapmam imkansız birşey. Hiç bir insan aynı lokasyonda 40 yıl tanıdığı birine karşı aşırı yüceltilesi bir insanın evrimini tek jenerasyonda kabul etmez. Muhammedin yaşamı hakkında dönen dolaplar mutlaka var.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Değerli Boyla Kutlug, RTE gibi yıldan yıla farklı siyasi açıklamalar yapan toplum önderleri o zamanda da vardı. Muhammed'in biyolojik çıktılarını kutsayanlar bunlar değildi hatta bunlar muhammed'e inanmıyorlardı bile ama inanmış gibi islamın içerisinde hareket ettiler ve menfaat sağladılar. Hem siyasi, hem ganimet hem de ticari serbestlik üzerinden mal menfaati kazandılar. Bugün RTE'nin nasıl bir insan olduğu, her hali ve geçmişi arşivlenmiş tarih olarak bilinmekteyken ve yaptığı dalavere işler erişime açıkken, peygamber muamelesi görmesi, inan bana daha vahim bir durum. İşin ilginç ve kolay tarafı, halkın yarı kesimi konyalı teyze gibi hem RTE'de, hem de Muhammed'de kutsallık gerçekten var sanıyor olmalarında birleştiler. Bunlar kalabalık kitleler oluşturdular. RTE'nin ve muhammedin ne mal olduğunu bilen aristokrasi azınlık, konyalı teyze gibilerinin oluşturduğu siyasi kalabalıktan çekinerek ve hazırda menfaat de görerek, yağmur bile erdoğan sayesinde yağıyor (Tıkla) allahın habibi olmasaydı kainat yaratılmayacaktı sloganları atma konumuna geçtiler ve islamı çoğalttılar. Cahil kalabalıklar ve menfaatçi aristokrasi islamı el birliğiyle bugünlere getirdiler. 

tarihinde Engse Hohol tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam dininin erdoğan gibi insanlar tarafından uydurulduğu, az kaldı bilimsel olarak ispatlanacak zaten onda kuşku yok. Kurtarıcı muamelesi yapılan insan, 40 yıl yanyana, gözgöze yaşadıkları, bildikleri, tanıdıkları bir insan... Muhammed. 25 yaşına kadar arzuladığı kadınlarla evlenemeyince 40 yaşındaki dul bir kadın olan hatice ile evlenmek zorunda kalmış muhammed'den başkası değil ki o adam. O muhammed'e kurtarıcı muamelesi yapan insanların gerekçeleri, fakirlikten bunalıp muhammed'den zenginlik beklentisine gark olmak olamaz bence. Başka bir açıklaması olmalı

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammedin islama hızlı bir ilerleme sağlamasında etkin öğelerden birisi kölelikti, ekonomi değildi elbette. Özellikle savaşmaya izin ayeti hac 39'da müminlere savaş izin verilmiştir ifadesinden sonra müminler fetihlere giriştiler ve neredeyse her savaştıkları cepheleri kazandılar. İslama savaş kazandıran kölelerin Muhammed'den beklentileri yalnızca özgürlükleri iken, kazanılan savaşlar sonucu özgürlüklerine ilaveten ganimetlerden de pay aldılar. Bugün cerablus ve kobani kadar küçük 2 ilçenin el değiştirmesi bile tüm dünyada ne derece etki yaptığını görmekteyiz. Muhammedin kazandığı savaşlar işte böyle bugünkü gibi hatta daha fazla dış etki yaparak muhammed ile köle tayfasına ve yoldaşlarına \ ashabına moral afrodizyağı olmuştur. Her kazanılan savaşın ardından çoğaldılar ve paylaştılar. Muhammedin ganimetleri paylaştırma mekanizması, islami fetihlere sponsorluk desteği veren firmaların finans desteğine benzeyen bir tür anlaşmaydı ki, fetihlerin kaznılmasında çok yararı olmuştur.

tarihinde Engse Hohol tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 5 months later...

Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik...
Liberte, Egalite, Fratarnite...
Hürriyet, Musavat, Uhuvvet... 

Bu sloganlar insanlığın belleğine işlenmiş büyük anlamlar taşıyor. Ancak ihtilal dediğimizde aklımıza ilk gelen 1789 Fransız İhtilalidir. Bu çerçevede daha gerilere, Hz. Muhammed’in Mekke’sine gidebilir ve aynı sloganları onun davasında da görebiliriz. Hz. Muhammed, Fransız İhtilali’nden yaklaşık bin yıl önce aynı şeyleri haykırmıştı. Hz. Muhammed’in islam davasının en temel ilkesi tevhid idi. Tevhid; bir olma, birlik, birleme anlamına gelmektedir. Hz. Muhammed, o dönemde Mekke’ye egemen olan şirk düzenine karşı tevhidi ileri sürdü. Şirk, tevhidin zıddı idi. Tevhid nasıl ki birlik, birleme ve bir olma anlamına geliyorsa şirk de temelde düaliteye dayalı bir çokluğu ve ortaklığı ifade ediyordu. Hz. Muhammed’in tevhidi, birilerinin sandığı gibi sadece görünmez ve muhayyel bir Allah’ı birleme, bir kabul etme ve onun bir ortağının bulunmadığını savunma anlamını taşımıyordu. Aslında onun tevhid inancı; halkı birleme, bir hale getirme yani eşitleme mücadelesini yansıtıyordu. Zira tevhidden kasıt aynı zamanda eşitliktir yani egalitedir, musavattır.

Şirk de yontulmuş putları Tanrı’ya ortak koşma basitliği şeklinde anlaşılmamalıdır. 7. Yüzyıl Mekke Arap toplumunun yontulmuş, cansız nesnelere gerçekten tapındığını sanmak insan aklının evrimine hakarettir. Oysa gerçek şudur; tapınıldığı sanılan putlar aslında sadece birer simgedir. Toplumdaki ayrımların simgesel anlatımı olan o putlar, sınıfların mevcudiyetini meşrulaştırmada kullanılan sembollerdi. Tıpkı bugün devletlerin varlığını simgeleyen bayraklar gibi. Tevhid, Allah’ı birleme simgeselliği düzleminde aslında toplumu birleme, insanların eşit olduğunu haykırma düşüncesidir.

http://odatv.com/hazreti-muhammed-ihtilalci-miydi-1602171200.html

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 minutes ago, Tumagü said:

Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik...
Liberte, Egalite, Fratarnite...
Hürriyet, Musavat, Uhuvvet... 

Bu sloganlar insanlığın belleğine işlenmiş büyük anlamlar taşıyor. Ancak ihtilal dediğimizde aklımıza ilk gelen 1789 Fransız İhtilalidir. Bu çerçevede daha gerilere, Hz. Muhammed’in Mekke’sine gidebilir ve aynı sloganları onun davasında da görebiliriz. Hz. Muhammed, Fransız İhtilali’nden yaklaşık bin yıl önce aynı şeyleri haykırmıştı. Hz. Muhammed’in islam davasının en temel ilkesi tevhid idi. Tevhid; bir olma, birlik, birleme anlamına gelmektedir. Hz. Muhammed, o dönemde Mekke’ye egemen olan şirk düzenine karşı tevhidi ileri sürdü. Şirk, tevhidin zıddı idi. Tevhid nasıl ki birlik, birleme ve bir olma anlamına geliyorsa şirk de temelde düaliteye dayalı bir çokluğu ve ortaklığı ifade ediyordu. Hz. Muhammed’in tevhidi, birilerinin sandığı gibi sadece görünmez ve muhayyel bir Allah’ı birleme, bir kabul etme ve onun bir ortağının bulunmadığını savunma anlamını taşımıyordu. Aslında onun tevhid inancı; halkı birleme, bir hale getirme yani eşitleme mücadelesini yansıtıyordu. Zira tevhidden kasıt aynı zamanda eşitliktir yani egalitedir, musavattır.

Şirk de yontulmuş putları Tanrı’ya ortak koşma basitliği şeklinde anlaşılmamalıdır. 7. Yüzyıl Mekke Arap toplumunun yontulmuş, cansız nesnelere gerçekten tapındığını sanmak insan aklının evrimine hakarettir. Oysa gerçek şudur; tapınıldığı sanılan putlar aslında sadece birer simgedir. Toplumdaki ayrımların simgesel anlatımı olan o putlar, sınıfların mevcudiyetini meşrulaştırmada kullanılan sembollerdi. Tıpkı bugün devletlerin varlığını simgeleyen bayraklar gibi. Tevhid, Allah’ı birleme simgeselliği düzleminde aslında toplumu birleme, insanların eşit olduğunu haykırma düşüncesidir.


http://odatv.com/hazreti-muhammed-ihtilalci-miydi-1602171200.html

 

Bu yazıyı yazan her kimse hem cahil hem önyargılı hem de analiz yeteneği yetersiz birisi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...