Jump to content

Abdullah İbn Mes'ud


Recommended Posts

 O iman eden altıncı kimse olmakla şeref buldu. O Müslüman olduğunda koca yeryüzünde sadece altı Müslüman vardı. 

İbn Hacer, el-İsâbe, VI, 374; Hâkim, el-Müstedrek, III, 354; Beğavî, Mu’cemu’s-sahâbe, III, 460.

 

İbn Mes’ûd ve annesi, Rasûl-i Ekremin aile fertleriydi sanki.  Hayber’in fethinden sonra Medine’ye gelen Ebu Mûsâ el-Eşarî ve arkadaşları, onu ve annesini sık sık Efendimizin evine girdikleri için ehl-i beytten zannetmişlerdi. 

Buhârî, “Fezâilü’l-ashâb” 27; Tirmizî, “Menâkıb” 38; İbn Sa’d, et-Tabakât, III, 154.

 

Hiç kimse Allah Rasûlüne İbn Mes’ûd kadar yakın değildi. O, Peygamber Efendimize hizmet ediyor, bir emri olur düşüncesiyle perdenin hemen gerisinde duruyordu. Efendimiz aleyhisselam perdeyi kaldırıp kendisini dinleme iznini yalnızca ona vermişti.

İbn Sa’d, et-Tabakât, III, 154; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ğâbe, III, 383; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-evliyâ, I, 126.

 

Peygamberimiz bir yere gidip oturduğunda İbn Mes’ûd, Rasûl-i Ekremin ayakkabılarını alıp koltuğunun altında tutuyor, kalkıp gideceğinde ise hemen koşup ayakkabılarını giydiriyordu. Efendimizin misvağını, yastığını İbn Mes’ûd taşıyor; Allah Rasûlü yıkanırken havlusunu o tutuyordu. Efendimizin asası İbn Mes’ûd’un elindeydi. Peygamberin önünden yürüyüp odasına önce İbn Mes’ûd giriyor, Rasûl-i Ekremi uykusundan yine o uyandırıyordu.

İbn Sa’d, et-Tabakât, III, 153; Halebî, İnsânu’l-uyûn, I, 450; Kettânî, Hz. Peygamberin Yönetimi, I, 161, 168. 

 

Mekke’de kendisini yumruklayan Ebû Cehil’i Bedir’de öldürmek ona nasip olmuştu. Efendimiz, ümmetin firavununun âkıbetini gördüğünde Rabbine şükrederek İbn Mes’ûd’a dua etmiş ve Ebû Cehil’in kılıcını kendisine vermişti. 

Buhârî, “el-Meğâzi” 12; Vâkıdî, el-Meğâzi, I, 90-91; İbn Hişâm, es-Sîre, II, 288-289, İbn Abdülber, el-İstî’âb, III, 991.

 

Abdullah b. Mes’ûd ahlakı ve yaşayışı ile Rasûlullah’a en çok benzeyen sahâbî idi.[28] Onu bizzat Efendimiz yetiştirmişti. Huzeyfe radıyallahu anh, güzel ahlakı ve yaşayışıyla Efendimize en çok hangi sahabînin benzediği sorulduğunda, Abdullah b. Mes’ûd cevabını vermişti.

İbn Sa’d, et-Tabakât, III, 154; Hâkim, el-Müstedrek, III, 356;İbn Hacer ,el-İsâbe, VI, 376;  Ebû Nuaym, Hilyetü’l-evliyâ, I, 127;

 

Rasûl-i Ekrem, Abdullah b. Mes’ûd’u pek severdi. “İstişare etmeden bir emir tayin etseydim İbn Ümmi Abd’i yani Abdullah b. Mes’ûd’u tayin ederdim''der,

İbn Sa’d, et-Tabakât, III, 154; İbn Hacer, el-İsâbe, VI, 376, 378;M. Hamidullah, İslam Peygamberi, II, 892.

kendisinden sonra İbn Mes’ûd’un sözlerine sıkı sıkıya bağlı kalınmasını isterdi. 

Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, V, 385; Tirmizî, “Menâkıb”, 38;Ebû Nuaym, Hilyetü’l-evliyâ, I, 128.

 

Efendimiz aleyhisselam: “Kuran’ı şu dört kişiden öğreniniz.” buyurmuş ve en başta İbn Mes’ûd’un adını zikretmişti.

Buhârî, “Fezâilü’l-ashâb” 27; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-evliyâ, I, 176; İbn Abdülber, el-İstî’âb, III, 989.

 

 

Bir gece Allah Rasûlü, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer ile birlikte yürürken mescitte Kur'ân okuyan İbn Mes’ûd’un sesini işitmiş, bir süre dinledikten sonra: “Her kim Kur'ân’ı nazil olduğu ilk tazeliği ile okumak isterse İbn Ümmi Abd yani İbn Mes’ûd gibi okusun.” buyurmuştu. 

İbn Mâce, “Mukaddime” 11; Ahmed, el-Müsned, I, 7, 26; Hâkim, el-Müstedrek, III, 360; İbn Abdülber, el-İstî’âb,III, 990.

 

Abdullah b. Mes’ûd şöyle derdi: “Yemin ederim ki Allah’ın Kitabı’nda nerede nazil olduğunu bilmediğim bir sûre ve kimin hakkında indiğini bilmediğim bir ayet yoktur. Yine de Allah’ın Kitabı’nı benden daha iyi bilen birinin var olduğunu bilsem hemen ayağına gider, ondan faydalanırdım.” 

Buhârî, “Fezâilü’l-Kur’ân” 8; Müslim, “Fezâilü’s-sahâbe”, 115; Zehebi, A’lâmü’n-nübelâ, I, 471; Safedî, el- Vâfi,XVII, 325.

 

Hz. Ömer’in Arafat’ta bulunduğu sırada bir adam kendisine ”Ey mü’minlerin emîri, Kûfe’den geliyorum. Orada Kur'ân’ı ezbere yazdıran bir adam var.” dediğinde Hz. Ömer oldukça öfkelendi ve “Kimmiş o? ” diye sordu. “Abdullah b. Mes’ûd.” cevabını aldığında ise öfkesi yatıştı ve “Böyle bir şeyi yapmaya ondan daha layık bir kimse yoktur.” dedi. 

İbn Abdülber, el-İstî’âb, III, 992; Ebû Nuaym, Hilyetü’l-evliyâ, I, 124; Heysemî, Mecmeu’z-zevâid, IX, 287.

 

Dört halifeden sonra ashâbın en faziletlisi ve fakîhi kabul edilen Abdullah b. Mes’ûd, pek çok talebe yetiştirmiştir. Onun görüşleri, talebesi Alkame vasıtasıyla İbrahim en–Nehaî’ye, ondan Hammâd b. Süleyman’a ve nihayet İmam-ı Azam Ebû Hanîfe’ye ulaşarak Hanefî mezhebinin temelini oluşturmuştur. 

Kettânî, Hz. Peygamberin Yönetimi, II, 493.

 

Büyük bilginlerden olduğu herkesce bilinen Abdullah ibni Mes’ud az hadis rivayet ederdi.

Bunlardan 64’ünü Buhari ve Müslim ittifaken, 21’ini Buhari ve 35’ini Müslim münferiden sahihlerinde 

rivayet etmiştir. Her biri ilimde ayrı birer şöhret olmuş Alkame, Esved, Mesruk, Ubeyde, Haris, Kadı 

Şüreyh gibi tabiin imamları başta olmak üzere birçok öğrencisi kendisinden ilim almışlar ve bize 

ulaştırmışlardır.

 

Buhari'nin yer verdiği bir hadise göre; "dinden dönüş" (ridde) olayları ve bu olaylar nedeniyle savaş hali 

vardı. Kuran'ı ezber etmiş kişilerin bir bölüğü ölmüştü. Ölenlerin sayısı artabilirdi, bunların tümü ölüp 

gitmeden Kuran'ın orada burada yazılı ayetleri derlenmeli, tümü bir kitap haline getirilmeliydi. Hattaboğlu 

Ömer durumu ve konunun önemini Halife Ebubekir'e anlattı. Ayetlerin derlenmesini önerdi. Halife 

başlangıçta pek doğru bulmamıştı bu görüşü."Peygamberin yapmadığı şeyi yapmak nasıl doğru olabilirdi?" 

diye düşünüyordu. Ömer direndi ve önerisini kabul ettirdi. işin gerçekleşmesi için de Zeyd İbn Sabit'e

görev verildi. Zeyd bin Sâbit o sıralar 20 yaş civarında bulunuyordu.

 

Kuran'ın ikinci defa, Osman zamanında derlenmesi için içlerinde Hz. Zeyd bin Sâbit’in de bulunduğu dört kişilik bir heyet görevlerildi. 

 

Kur’an’ı derleyen komisyonun genç yaşdaki Zeyd bin Sabit’in olması ve konudaki yetkinliği ve 

önemi bilinen bin Mesud’un olmaması çok ilginçtir!

 

İbn Mes'ud'un, Kur'ân istinsah hey'etine Hz. Osman tarafından alınmayışına kırıldığını ifâde eden rivayetler vardır: Hz. Osman mushafı Kufe'ye gelince "Ey müslümanlar! Ben mushaf yazımında uzak mı tutuluyorum? (Zeyd'i kasdederek) Ona bir adam tayin ediliyor ki, vallahi ben müslüman olduğum zaman o kâfir bir adamın sulbünde idi" demiştir.  

İbn Ebî Dâvud, s.17; Mukaddemetân, s. 20. 

 

Allah'ın kitabını en iyi bilen kişi olduğunu, bunu sahabenin de bildiğini ( Buhâri, Fezâil, 7.), bundan dolayı Zeyd'e ve onun istinsahına uymayacağını ima etmiştir.  İbn Ebi Dâvud, s. 16-17

 

 Hz. Osman, resmî mushaflardan başka ellerde bulunan özel sayfaların ve mushafların yakılmasını emretti.

 Buhâri, Fezâilu'l-Kur'ân, 2-3.

Rivayetlere göre İbn Mes'ud kendi mushafını vermemiş ve Küfe mescidinde "Kufelîler, yanınızda bulunan mushafları saklayınız. Onları gizleyiniz" demiş ve "Kim gizlerse, Kıyamet günü gizlediği şeyle (hesap yerine) gelecektir” mealindeki Al-i İmrân suresi 161. âyetini okumuştur.

 İbn Ebi Dâvud, s.17; Mukaddemetân, s. 20.

 

İbn Mes'ud'un, özel mushafında Fatiha ve Muavvizeteyn (Felak ve Nas) surelerinin yer almadığı söylenmektedir.

 

Bana Ali b. Abdullah anlattı, dedi ki: bana Süfyan anlattı, dedi ki: Ubade b. Ebi Lubabe ve Asım Zirr b. 

Hubeyş’ten anlattılar, dedi ki: Ubeyy b. Ka’b’a sordum ve dedim ki: “ya Eba Munzir! kardeşin Abdullah 

b. Mes’ud şöyle şöyle sözler söylüyor (muavvazateyn Kur’an’dan değildir diyor), sen ne 

dersin?” Ubeyy dedi ki: Bu iki sureyi ben de Rasulullah s.a.a’e sordum, bana dedi ki: «”Bunlar 

Kur’an’dandır, oku!” denildi. Ben de okudum”» sonra Ubeyy dedi ki: “İşte biz de Rasulullah’ın okuyup 

söylediği gibi okuyoruz.”  

Buhari, “es-Sahih”, 3/335, Tefsir kitabı, bab 114, hadis 4977  

(hadisi, Buhari’nin hocası Humeydi “Müsned”, 1/367, hadis 378‘de; Ahmed b. Hanbel“Müsned”, 5/129, hadis 21224‘de; Buhari’nin bir diğer hocası ibni Ebi Şeybe el-Kufi“Musannaf”, 6/146, hadis 30202‘de rivayet etmiştir.)

 

Ebul Ahvas bana Ebu İshak’tan, o da Abdurrahman b. Yezid’den anlattı, dedi ki:Abdullah b. Mesud’un 

muavvazateyni mushaftan sildiğini ve şöyle dediğini gördüm: “Kur’an’dan olmayanı ona 

karıştırmayın.

ibni Ebi Şeybe, “Musannaf”, 6/146, hadis 30205

(hadisi Ahmed b. Hanbel “Müsned”, 5/129, hadis 21226‘da Ebu İshak adlı raviye kadar değişik bir sened ile, ondan sonra ise yukarıdaki sened ile rivayet etmiştir. Ahmed’in rivayetinde ibni Mesud’un bu 2 sure hakkında “onlar Kur’an’dan değil” dediği geçmektedir.)

 

AhmedBezzarTaberânî ve İbn Merduye'nin çeşitli tariklerden yap­tıkları rivayete göre :  

İbn Mes'ûd (R.A.) kendi mushafindan Muavvezeteyn'i silmiş ve «Kur'ân'dan olmayan sözleri ona 

karıştırmayın. Zira bu iki teavvüz Allah'ın Kitabından değildir. Peygamber (A.S.) Efendimiz bu ikisiyle şer 

ve kötülüklerden Allah'a sığınmayı emretmiştir» diyerek kendisi de bunları âyet niyetiyle okumaz ve o 

niyetle okunmasını tavsiye etmezdi.. 

Şevkanî, Fethü’l-Kadîr: 5/518; Celal Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri, Anadolu Yayınları: 13/7081

 
 
 
 
 
 
 
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 months later...

Abdullah ibni Mesud, felak ve nas surelerinin kunut duaları gibi sayılması gerektiğini düşünerek
kendi kuran'ında felak ve nas surelerine yer vermemiştir.
sağlam bir kuran müslümanı olan Abdullah ibni Mesud'un kur'anı nerededir bilinmemektedir.
ibni mesud'un yazılmış muteber mushafı kayıptır.
Yerini bilen varsa söylesin lütfen. Önemli bir adamdır Abdullah ibni Mesud.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...