Jump to content

6-7 Yıldır kararsızım :)


Recommended Posts

23 minutes ago, Hasan Akçay said:

Benim gördügüm, ikiser ve üçer ve dörder bu içerikte son derece mantiklidir çünkü her ne kadar çevirilerde DÖRDE KADAR seklinde bi SINIRLANDIRMA ifadesi imis gibi gösteriliyorsa da ÇOKLUK ifade eden bi ifade bu, söylenen sey anlamca devam ediyor: ve beşer ve altisar... yani ne kadar çok kadin nikahlarsaniz o kadar iyi.

Hasan Akçay yazdıklarımı görüyor musun bak yukarıda?

Bir de bu kitabı "tam olarak" senin gibi çevirmiş olan kaç kişi var günümüzde ya da tarihte..?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 43
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

19 minutes ago, teflon said:

Hasan Akçay yazdıklarımı görüyor musun bak yukarıda?

Bir de bu kitabı "tam olarak" senin gibi çevirmiş olan kaç kişi var günümüzde ya da tarihte..?

Kisisel takılmalara ve niyet okumalara cevap vermiyorum. Önerim: 1500 yillik Müslüman alemi de 1500 yillik Müslüman alemi diye tutturanlar 1500 yilllik Müslüman alemiyle müzakere etsinler  konularini, beni muhatap almasinlar. Hem bana "1500 yillik Müslüman aleminin yaninda sen kimsin ki!" demek hem de bi matahmisim gibi beni muhatap almak saçma.

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 hours ago, Hasan Akçay said:

Kisisel takılmalara ve niyet okumalara cevap vermiyorum. Önerim: 1500 yillik Müslüman alemi de 1500 yillik Müslüman alemi diye tutturanlar 1500 yilllik Müslüman alemiyle müzakere etsinler  konularini, beni muhatap almasinlar. Hem bana "1500 yillik Müslüman aleminin yaninda sen kimsin ki!" demek hem de bi matahmisim gibi beni muhatap almak saçma.

Forumlarda bunca yıldır yaz dur. Muhtemelen kişisel takılma ve niyet okuma olarak itham ettiğin fiilerin aynısını sen de yap, ama bunca yıl ve bunca atışma ve ihtimal karşılaştığın onca hakaretin sonrasında sen kalk teflonun şuncacık yazdıklarına birden alınganlık göster. Ne tesadüf.

Birden ne de güzel saçma oldu. Bir vakıayı ortaya koymak ne zamandan beri alınganlık vesilesi oldu. Ben söyleleyim: verecek cevabın olmadığı vakit. Evet: bunca yıllık, 1500 senelik müslümanlık tarihi ve uygulamalrına karşılık sen! Var mı ötesi? Ne yapalım, görmezden mi gelelim? Senin keyfine önceden hazırlayacağın danışıklı dövüş soruları mı soralım sana, bazı rezil açık oturumlarda olduğu gibi..?

Bak o zaman şöyle yapalım: yazdıklarımdan herhangi bir seni kırdıysa, kişisel olarak algıladıysan özür dilerim. Ama bil ki, onlar ne art niyetli ne de kişiseldi. Şimdi o sorulara cevap vermeni ve önünde duran bu devasa açmazı açık eden o sorulara cevap vermeni istirham ederim.

bu kitabı "tam olarak" senin gibi çevirmiş olan kaç kişi var günümüzde ya da tarihte..?

Kalanı da şurda:

Quote

 

Hasan akçay kanıt şu: 1500 yıılık müslüman alemi, kuranı algılayış, uygulayış, tefisr ediş şekli ve mealler. Sizin kendi başınıza, kendi kafanıza göre çevirdiğiniz ve sadece kendi kendinize ikna olduğunuz öznel yorumların kanıt olmak şöyle dursun; hiç bir ehemmiyet ve geçerliliği yok. Ki bunun niye böyle olduğunu defalarca sormuş olmama rağmen defalarca cevap vermekten imtina ettiniz.

1500 yıılık müslümanlığa karşılık siz. Hangisini ciddiye alalım. Hangi birinizi ciddiye alalım. Her biriniz ayrı kafada, ayrı telden çalıyor. Daha önce de söyldeiğim gibi kran insana değil, insanın zaafiyetleri kurana hükmediyor. Hatta beşeriyat ürünü olan "dilin" kendisi kurana ayrıca hükmediyor. Ve hiç biriniz bu problemin altından kalkamıyorsunuz. Varsa yoksa post-modern zorlama çevirilerle zevahiri kurtarmaya çalışıyorsunuz. Biriniz kalkıp 19 diyor, öbürü bok yeme otur diyor hatta öldürüyor. İnsan aklına hakaret, bildiğin zulümdür bu.

Bu konuyu temizleyip bir kenara koyamadıkça o kendine özel hümanist çevirilerinin bir zerre kadar değeri yok. Anca kendi kendini eğlendirirsin, kusura bakma.

Kuran "kölelik yassahtır. İnsan haklarına aykırıdır. Kadın erkek eşittir vb. " gibi dünyanın en açık ve "basit" cümlelerini kurabilmiş mi? Hayır. Varsa yoksa bitmek bilmez don lastikleriniz. Çek çek bitmiyor.

Ben kuranı anlamak için sana ya da o dili öğrenmeye yani fani insana ya da onun diline muhtaçsam eğer, seveyim(!) öyle kitabı..

bir de bir yerde "başka dilde indirse araplar inanmazdı.." demişsin, doğru mu anladım. Eğer öyle ise işimiz var demektir.

 

Bu sorulara cevap veremediğin müddetçe yaptığın çeviriler birebir doğru olsa dahi hiçbir ehemmiyeti yok. Bunu anlayabiliyor musun? Bana değil, kendine ve onca yıllık emeğine biraz olsun özsaygın varsa o sorulara cevap vermek durumundasın.

Hiç biri seni ikna etmedi mi? Hala kırgın mısın?

O zaman kişileri ve niyetleri bir kenara bırak, sadece fikirlere cevap ver. Onların taşıyıcısı olanlar her ne kadar hatalı olabilse de, taşıdıkları fikirler gerçektir.

Ne yaparsam cevap vermeni sağlayabilirim? Oldukça ciddiyim.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
22 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

Kisisel takılmalara ve niyet okumalara cevap vermiyorum. Önerim: 1500 yillik Müslüman alemi de 1500 yillik Müslüman alemi diye tutturanlar 1500 yilllik Müslüman alemiyle müzakere etsinler  konularini, beni muhatap almasinlar. Hem bana "1500 yillik Müslüman aleminin yaninda sen kimsin ki!" demek hem de bi matahmisim gibi beni muhatap almak saçma.

Bence "kisisel takilma" dediginizi "isime gelmeyen" olarak degistirin, birbirimizi kandirmayalim.  Konu icerisindeki 8 numarali iletime 48 saattir neden cevap alamadim?  

"1500 yillik musluman alemi bir tarafa, ben bir tarafa" kilifinda urettiginiz tevilleriniz bu sekilde nasil ciddiye alinacak? Bir internet sitesi de olsa, sosyal bir platformda savunusunu yaptiginiz doktrin, objektif temeller barindirmayan politik bir doktrindir, dolayisiyla gecerli olan sizin metinlere yuklediginiz subjektif fikirleriniz degil, metinlerin orijinal iceriklerini bildiren tarihsel olgulardir.  

Saygilarimla

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, epoché said:

Bence "kisisel takilma" dediginizi "isime gelmeyen" olarak degistirin, birbirimizi kandirmayalim.  Konu icerisindeki 8 numarali iletime 48 saattir neden cevap alamadim?  

"1500 yillik musluman alemi bir tarafa, ben bir tarafa" kilifinda urettiginiz tevilleriniz bu sekilde nasil ciddiye alinacak? Bir internet sitesi de olsa, sosyal bir platformda savunusunu yaptiginiz doktrin, objektif temeller barindirmayan politik bir doktrindir, dolayisiyla gecerli olan sizin metinlere yuklediginiz subjektif fikirleriniz degil, metinlerin orijinal iceriklerini bildiren tarihsel olgulardir.  

Saygilarimla

epoché saygılar ve selamlar;

Bahsettiğin 8 numaralı ileti şu oluyor sanırım:

Quote

Biz arastirdik, ve ahitsel teolojiye gore, bilgi buyuk ihtimalle bir aktarim yahut yazim hatasi; zira Imran'in oglu olan Harun'un kardesi Meryem, Musa'nin ablasi, ama Isa'nin anasi degil. Yeni Ahit'in de hic bir pasajinda, Isa'nin anasi olan bakire Meryem'in, Harun adinda bir kardesi oldugu bahsi gecmiyor, Meryem'in ailesini incelerseniz, aslen bir kardesi de yok. 

Bu halde dogru olmadigi sabit olan bir aktarimi "onaylamak", nasil mumkun olacak?

Saygilarimla

Bunu sayarak yaptın sanırım, başlıktaki mesaj sayısı az olduğu üzere, zira forumun son versiyonunda mesajların numarası eskiden olduğu gibi görnümüyor, ya da ben bir şeyi atlıyorum..

Bu arada çok güzel noktalara değinmiş ve güzel ifade etmişsin, aklına ve diline sağlık.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 24.07.2016 at 20:13, epoché said:

Kuran'da; Isa Mesih'e dogum veren anasi Meryem'in, Harun'un kiz kardesi oldugu "soyleniyor" (Meryem 28).

Biz arastirdik, ve ahitsel teolojiye gore, bilgi buyuk ihtimalle bir aktarim yahut yazim hatasi; zira Imran'in oglu olan Harun'un kardesi Meryem, Musa'nin ablasi, ama Isa'nin anasi degil. Yeni Ahit'in de hic bir pasajinda, Isa'nin anasi olan bakire Meryem'in, Harun adinda bir kardesi oldugu bahsi gecmiyor, Meryem'in ailesini incelerseniz, aslen bir kardesi de yok. 

Bu halde dogru olmadigi sabit olan bir aktarimi "onaylamak", nasil mumkun olacak?

Saygilarimla

 

Sayin epoché, Kuran'da Meryem'e "Ey Harun'un kizkardesi" denmesini "KURÂN-I KERîM TEFSîRi"nde Süleyman Ates şöyle açikliyor:

Burada maksat Meryem'in o aileden gelmis olmasini vurgulamaktir. Bu ifade ile serefli bir soydan gelen Meryem'i soyuna asla yakismayan bir is yapmakla suçlayip iyice mahcub etmek istemislerdir. Nitekim bir konusmaci ya da bir kumandan da dinleyicileri etkilemek için "Ey Fatih'in torunlari! Ey Yavuz'un çocuklari!" diye hitab eder. Dinleyiciler ne Fatih'in torunudur ne de Yavuz'un oglu. Fakat bu söz, dinleyenlerin Fatih ve Yavuz milletinin neslinden geldigini belirtir.

Bu iletinize derhal cevap veremedim çünkü baska iletiler daha önemli idi, önceligi onlara verdim. Yoksa itirazinizin zarf ile degil de zarfin içindeki ile ilgili oldugunu, cevab verilmeyi hak ettigini biliyorum. 

Kendi görüsüme gelince, tamam, Kuran'in anlattigi öykülerde benim de aklimin yatmadigi bilgiler var ama bizi bu gün baglamiyor onlar. Yani bence önemli degil.

Önemli olan örnegin çok eslilik gibi bizi bugün baglayan konular. Nisâ 3'teki "Nikahlayin o kadinlarin ikiserini ve üçerini ve dörderini ya da ellerinizin altindakileri" ifadesinde geçen ellerinizin altindakiler gibi. Sayin önyargisiz'a yazdigim iletide onlara atifta bulundum.

Sayin önyargisiz Kuran'in "ellerinizin altindakiler"i hür insanlarla bir tutmadigindan söz ediyordu. Önceligi ona verdim. Arti, bir iletide yalnizca bir konu üzerinde durmaktan yanayim, baska konulari erteledim. 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
18 saat önce, teflon yazdı:

epoché saygılar ve selamlar;

Bahsettiğin 8 numaralı ileti şu oluyor sanırım:

Bunu sayarak yaptın sanırım, başlıktaki mesaj sayısı az olduğu üzere, zira forumun son versiyonunda mesajların numarası eskiden olduğu gibi görnümüyor, ya da ben bir şeyi atlıyorum..

Bu arada çok güzel noktalara değinmiş ve güzel ifade etmişsin, aklına ve diline sağlık.

Mecburen sayarak, sayin teflon. Numara gosteriminden ayri bir de yazarken paragraf ve satirlar bozuluyor, duzenlemek icin kelimeleri tek tek geri aliyorum. Acaba sadece bende mi bu problem?    

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

Sayin epoché, Kuran'da Meryem'e "Ey Harun'un kizkardesi" denmesini "KURÂN-I KERîM TEFSîRi"nde Süleyman Ates şöyle açikliyor:

Burada maksat Meryem'in o aileden gelmis olmasini vurgulamaktir. Bu ifade ile serefli bir soydan gelen Meryem'i soyuna asla yakismayan bir is yapmakla suçlayip iyice mahcub etmek istemislerdir. Nitekim bir konusmaci ya da bir kumandan da dinleyicileri etkilemek için "Ey Fatih'in torunlari! Ey Yavuz'un çocuklari!" diye hitab eder. Dinleyiciler ne Fatih'in torunudur ne de Yavuz'un oglu. Fakat bu söz, dinleyenlerin Fatih ve Yavuz milletinin neslinden geldigini belirtir.

Bu iletinize derhal cevap veremedim çünkü baska iletiler daha önemli idi, önceligi onlara verdim. Yoksa itirazinizin zarf ile degil de zarfin içindeki ile ilgili oldugunu, cevab verilmeyi hak ettigini biliyorum. 

Kendi görüsüme gelince, tamam, Kuran'in anlattigi öykülerde benim de aklimin yatmadigi bilgiler var ama bizi bu gün baglamiyor onlar. Yani bence önemli degil.

Önemli olan örnegin çok eslilik gibi bizi bugün baglayan konular. Nisâ 3'teki "Nikahlayin o kadinlarin ikiserini ve üçerini ve dörderini ya da ellerinizin altindakileri" ifadesinde geçen ellerinizin altindakiler gibi. Sayin önyargisiz'a yazdigim iletide onlara atifta bulundum.

Sayin önyargisiz Kuran'in "ellerinizin altindakiler"i hür insanlarla bir tutmadigindan söz ediyordu. Önceligi ona verdim. Arti, bir iletide yalnizca bir konu üzerinde durmaktan yanayim, baska konulari erteledim. 

Cevap icin tesekkur ederim, devam ediyorum; 

Demissiniz ki; "Kuran'in anlattigi oykulerde benim de aklimin yatmadigi bilgiler var ama bizi bugun baglamiyor onlar" 

Bu durumda sozunu ettiginiz bolumlerin "bizi bugun baglamamalarinin" sebebi, bu bolumlere sizin aklinizin yatmamasi mi? Bu ifade, sahsinizi Kuran'in politiklarinda danisilacak merci ilan etmis oldugunuz manasina gelir. Ama nasil olur? Her yonuyle (tarihsel/kronolojik, etimolojik, edebi, ontolojik, epistemolojik, vs.) tam ve eksiksiz olarak hakim olmadiginizi itiraf ettiginiz bir doktrinin savunusunu yapmak, hangi akla hizmet ediyor, buraya dair sizden bir aciklama bekliyorum.  

Meryem suresine donersek; ben, kendisi her kimse Suleyman Ates'in tefsirlerini degil, sizin dusuncenizi ogrenmek istedim, zira Kuran'i onaylamayi, konudaki ilk iletinizde, icerigin dogrulanabilirligine baglamistiniz. Su an icin, icerik dogrulanmadigi gibi, yanlislaniyor. Fakat madem ortaya Suleyman Ates'in soylemlerini koydunuz, onlar uzerinden gidelim. Kuran'da, Meryem'in babasi Imran (Tahrim 12) olarak geciyor, ve kardesi Harun (Meryem 28).

Imran, Eski Ahit'e gore Musa, Harun ve Meryem'in babasidir. Apokrif Hames Incili ve geleneksel Katolik teolojisine gore ise, Isa'nin anasi olan Meryem'in babasi, Yoakim'dir. Bir diger deyisle, Kuran haricindeki hic bir Ibrahimi metinde ya da geleneksel teolojilerde, Meryem'in Imran'in kizi oldugu soylemi yer almamakta. 

Verdiginiz Suleyman Ates tefsirine gore "Harun'un kardesi" ifadesi, bir soyluluk belirtisiymis. Peki basit bir mantik yurutelim; iffetsizlikle suclanan bir kadinin soylu gen havuzuna atif yapmak ya da bir benzetme/bagintilama kurmak icin, kendisine eril bir sahsi mi ornek gosterirsiniz? Peki onu da kabul edelim, yuzlerce dini karakter arasindan neden Harun? Tesadufen mi? Yani doktrine gore babasi Imran olan bir Meryem'in, ayni zamanda "Harun'un kardesi" oldugunun ifadesinin, basit, vurgu amacli bir tesaduf oldugunu mu savunuyorsunuz? Bunu ogrenmek istiyorum.  

Son tahlilde de hangisi daha olasidir?

a ) Kuran yazarlari; donemin iletisim sartlarinin kisitliligi sebebiyle, Ibrani teolojisini kulaktan dolma ogrenmisler, haliyle hatali olarak daktilo etmislerdi.

b ) Suleyman Ates tefsiri dogru.

Saygilarimla

tarihinde epoché tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 26.07.2016 at 11:01, epoché said:

Mecburen sayarak, sayin teflon. Numara gosteriminden ayri bir de yazarken paragraf ve satirlar bozuluyor, duzenlemek icin kelimeleri tek tek geri aliyorum. Acaba sadece bende mi bu problem?    

epoché tekrar selam

Hayır problem sadece sende değil, aynı şeyleri ben de yaşıyorum. Yazdıklarım uçuyor, alıntılar birbirine giriyor vs..Sanırım forumun bu yeni versiyonuna alışmak biraz zaman alacak.

Bu arada hasan akçay da gayet güzel sıvıştı. Merak ediyorum, bu sorulara hem açıkça cevap veremeyip hem de içi nasıl rahat ediyor...

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, teflon yazdı:

Bu arada hasan akçay da gayet güzel sıvıştı. Merak ediyorum, bu sorulara hem açıkça cevap veremeyip hem de içi nasıl rahat ediyor...

Malesef dort gundur yanit alamadim, bu esnada kendisi forumda bulundu, baska basliklara yazdi, herhalde bu konuyu kapatti...    

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 24.07.2016 at 19:54, Hasan Akçay yazdı:

Kanit getirin lütfen. Böyle ortaya iddialar atmayi yeter saymayin. Yoksa elestirdiginiz tek taraflililkla ASIL siz malul olursunuz. 

Foruma yine ara verdiniz sanırım. Daha sonra detaylarıyla yazarım.

Bu deliller özetle; en başta kuran'ın kendisi ve bunları onaylayan hadisler, islam gelenekleri ve islam tarihidir.

Ayrıca dinlerdeki inanç mantığı zaten kabul edilebilir değil.

 

Zamanında kuran'ı tüm samimiyetimle okuyan biri olarak, tüm zihin gücümle kitapta iyilik arayan biri olarak söylüyorum...;

Bu din kesinlikle bir yalandır. Aksi yönde en ufak bir olasılık bulunsa, bunu asla söylemezdim.

 

Zihinde bir kırılma noktası var. orayı geçtinizmi tüm gerçekler teker teker gün yüzüne çıkmaya başlıyor.

Bu nedenle gerçek bir tarafsız sorgulama tavsiye ediyorum. bunun için de, kuran'ı bir sefer de tam bir eleştirel bakışla okumanız gerekli.

İnsana düşman... insan haklarına, barışa sevgiye düşman bir din olduğunu düşünerek okumalısınız ki, gerçekleri görme şansınız olabilsin.. 

 

     İyi günler...

   

 

tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Özür dileyerek sormak istiyorum. Bu hasan akcaya birinizde cikip neden layik oldugu kimligini söylemiyorsunuz?

Kendisini baska sitelerden  ´de taniyorum. Isine gelene cevap veren, SIKISINCADA ortaliktan kaybolan veya soru secen birine neden bukadar saygi cercevesinde muamele ediliyor dogrusu anlamakta zorlaniyorum.

Dikkatinizi cekiyormu bilmiyorum ama, sizler sayin, sevgili, dostum diye hitap ettiginiz bu sahis kimsenizi deger bakiminda kaale bile almiyor. Keyfiyete bagli kuran ayetlerini egip büken birisi neden bukadar soruyu hakkediyor. Nasil bir kisiliktirki kendini asrin alimi gibi göremsine yol aciliyor. Bazen aklima su soru geliyor, acaba diyorum ateistlerde kuranin dogrulugu hakkinda süpe icindelermi, besledikleri bu süpheye hasan kacayimi care görüyorlar.

Kurani bu güne kadar kactane alim, profesör, doktorasi vs. olan kisiler meallendirmis bir sonuc alinamamissa, neyidügü belli olmayan hasan akcay denen sahsin mealine itibar ediliyorki.Bütün bildiklerimizi unutalim, tüm mealleri yanlis sayalim, hasan akcayin meali dogru kabul edilsin, 1400 senedir uygulanan, kuran disi yasanmislari ve bilinmeyen gercekelerin bu günümüze kadar gizli, sakli kalmasini nasil, neyle kapatacagiz. Böyle bir olayin aklen, manen, mantiken, fikren ne hikmeti olabilir. Allah onca asirdir hasanin ortaya cikmasinimi murat etmistir? Bu cikarim bile nekadar sacma bir kitap hakkinda cevap aradigimizin en büyük göstergesi degilmidir. Hasan akcayin iddaasina göre yaklasik 1400 senedir onca canlar, mallar, kadin, kiz, coluk, cocuk bu yanlis anlasilmalar yüzünden zülüme, iskenceye , kölelik, cariyelik vs ugramislardir anlami cikmiyormu.

Atatürk kurani türkcelestirene kadar araptan baska kim neyi hanki bilgisiyle okuyup anlayabiliyordu. Bundan yüz sene önce islam topraklarinda araplar dahil kac kisi okuma, yazma biliyordu. Kuranin ilk emri oku demeyi dillerine yapiskan yapanlara soruyorum? Okumasi, yazmasi olmayan biri kurani birde kendi dilinde olmamasina ragmen nasil okuyabiliyordu? okudugunu anlayabiliyordu. Halen günümüzde papagan gibi arapcasinda tekrarlanmiyormu kuran, hatim adi altinda.

Dinini ögrenmek icin baska bir kula muhtac eden bir tanri yarattigim dedigi kullarini neyle hesaba cekmeyi düsünüyor. Kurani okuyupta anlayanmi vardi ´da siz anca kurandan hesaba cekileceksiniz diye ayet koymus kitaba. Bakiyorsun su yasadigimiz dönemde herkez kuran alimi olmus cikmis.Bilmiyen birine anlatsan kuran bu dönemlerde geldi sanacak. Oysa daha muhammedin bile okur, yazarligi tartisiliyor islam aleminde.

Ne yazikki bu din isinde olan para, san, söhret, mevki ve saygi baska hic bir isde bukadar kolayca kazanilmiyor. Hasan akcayda kolayini bulmus anlasilan. Bal tutan parmagini yalarmis hesabi, belkide ekmegini bu yoldan kazaniyordur. Belkide gizli ateistdir. Ama 1400 senedir bilinen, uygulanan islamin müslümani olmadigi okadar netki, bunu söyeyince iftira kapsamina girmecegi gün isigi gibi ortada.

Hasan akcay her neyse osun ama, su engin bilgilerini TC devletinin basindaki diyanete yolla, madem arapcanda iyi nekadar islam devleti varsa oralarin din makamlarina iddalarini ispatla, gercek kuranin manasini o cahil alimlerde ögrensin. Ama bunu hic bir zaman yapmayacaksin, yapamayacaksin cünki, seni adam yerine dahi koymayacaklarina adin gibi eminsin. Belkide sana münafik damgasi vurup, hakkinda katli vacipdir diye fetvasi bile cikaracaklar. Senden caninin kiymatini biliyorsun elbetde. Ne sis yansin, ne kebap misali sende bu dünyadan din yoluyla nemalanacaksin elbetde.

Lakin bu cittiyetsiz, samimi olmayan tavrin akli basinda insanlara sökmez, bunuda onca sene anlamissindir eminim. En nihayetinde seni bir ateist siteler barinmana müsade ediyor. Müslümanlarin sana bu iddaalarindan dolayi tahamül etmediklerini sende, bizde cok iyi biliyoruz elbetde. Ha ekmek parasi kardes dersen senide bir bakima anlayabilirim. Herkez yiyorda bir halt olmuyorsa, bitmez tükenmez pastadan sende ye ic gözümüz yok. Az birsey tutarli ve dürüst olsan onada herkez razi gelecektir diye düsünüyorum. Sahsi fikrim, seni müslüman siterin alcaltigi gibi, ateist sitelerde yücelmis görünüyor.

Site üyelerine karsi istem disi ifadelerim olduysa kusuruma bakilmasin isterim. Sözüm meclisden disari. Malesef tahammül sabrimi bu gibi insanlar asiri zorluyor. Yazilan secilmis cavaplarda olsa okuyunca insanlarla alay ediliyor hissi bende uyaniyor. Kimsenin böyle bir hak sahibi olmadigini düsünüyorum. Neyse belkide ben asiri abartiyorum. Okuyanlar zaten yazdiklarim hakkinda düsüncelerini yansitilar, bende nerde dogru, nerde yanlis yaptigimi ögremis olurum. Yanlisim olduysa özür dilemesinide bilirim.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 24.07.2016 at 04:37, onyargisiz said:

Herkese Merhaba 

Forumda ilk mesajım. 

kısaca kendimden bahsetmem gerekirse, ben çocukluk ve ilk gençlik döneminde dindar bir ailede ve dindar bir çevrede yetişmiş bir insanım. Kuran-ı Kerim'i 6-7 yaşlarında okumaya başladım ve ilköğretim bitmeden hatmettim. İlk Türkçe meal 12-13 yaşlarında elime geçti ve kısa sürede baştan sona okudum. Ancak yaptığım okumalar, o yaşlarda açıkça ifade edemesem de bende hayal kırıklığı oluşturmuştu. İslamın tek ve en doğru hak din olduğuna inanmış olan bir genç olarak Kuran'ın daha farklı mesajlar veren, daha olağanüstü bir kitap olmasını beklerken çoğu eski peygamberlerin hayatını onlarca defa tekrar eden bir metin bulmuştum. Ancak o dönemde içimde öyle keskin bir inanç vardı ki, bu düşünce aklıma geldiğinde dahi defalarca tevbe ediyor ve tecdid-i iman duası okuyup iman tazeliyordum. 
Sonrasında İslamı daha iyi anlamak için onlarca kitap okudum, birçok din adamının sohbetlerini dinledim. Ancak içimdeki cevaplanamayan sorular bir türlü yanıt bulmadı.(kölelik, kadın hakları, yaradanın sürekli intikam peşinde koşması, insanlarla aşık atması vs..)  
Üniversite yıllarında bu işe daha detaylı olarak eğildim. Çok araştırdım, ilk etapta sadece Kuran'a bağlı kalıp, sonradan uydurulmuş hadisleri, mezhepleri vs... dışlamak bana bir çözüm sağladı ancak zaman geçtikçe ayetlerdeki birtakım çelişkili gördüğüm hususlar da beni rahatsız etmeye başladı. 

Bir süredir de forumu takip ediyorum. Gerçekten dolu ve işin felsefesini bilen insanlar olduğu gibi, İslamı tanımadan ezbere saçma sapan laflar eden de birçok insan var. Hatta bu anlamda çok eleştirilen radikal islamcılardan farklı olmayan tipler görüyorum. Tek nüans, onlar İslam dininde aşırıya gidiyor, buradakiler ateizm dininde. (Ateizm dini ifadesini bilerek kullandım, çünkü bunu din benimser gibi benimsemişler). 
Netice olarak inanç konusunda net bir sonuca varamadım, belki de asla varamayacağım. Müslümanlarda eleştirdiğim birçok şeyin burada da yaşandığını görüyorum. Kişisel olarak şuan deizme biraz daha yakın hissediyorum kendimi. 
Bu anlamda, İslamı gerçekten iyi bilen, belki zamanında kendileri de dindar hayatlar yaşamış yazar arkadaşların fikirlerini ve yorumlarını duymak ve onlarla tartışmak isterim. 


 

Bir sürü lâf kalabalığı oluyor, bu da insanı şaşkın hale getiriyor haliyle,sanki sağından solundan yumruklar alan boksör gibi.

Sence, en başlangıçta madde mi vardı yoksa olağanüstü bir akıl mı? Hangisi daha mantıklı?

Evren yoktan varedilmiş değil midir? Kur'an da bunu söylemiyor mu?

(kölelik, kadın hakları, yaradanın sürekli intikam peşinde koşması, insanlarla aşık atması vs..)  falan demişsin,bunların hepsinin cevabı var, nitekim arkadaşlar âyet numaralarıyla yazmışlar.Sen de seziyor olmalısın. zulüm ve haksızlıkla savaşmayı emretme iddiası ile ortaya çıkan bir insan (Hz. Muhammed) bu yazdıklarını hiç destekler mi?!!! Rahman ve Rahim ismiyle başlayan bir kitap bu zulümlere onay verir mi?...gibi gibi.

Mantığınla ve sezgilerinle hareket et .

Link to post
Sitelerde Paylaş

1-) ateizm bir din değildir. bu yaradılışçıların bir iftirasından başka birşey değil. heykel yapmamak bir sanat mıdır?

2-) dincilerde görüp de burada karşılaştığını söylediğin nedir? müsloşlar gelip kafalarına göre yazıyorlar burada. dilersen herhangi bir müslüm forumunda ateist olduğunu belli eden bir mesaj yazmayı dene. çeşit çeşit ateist var elbet, ancak en militan ateist bile müslümlere yeğdir. İslamın kendisi terörist bir ideoloji olduğundan; müslümler hoşgörü, demokrasi, fikir özgürlüğü gibi evrensel insani değerlerden uzaktadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...
  • 2 weeks later...

Ben de merak ettim arkadaşın durumunu. Geleneksel müslüman olarak başladığım din serüveninde radikal islamcılığa kadar çıktıktan sonra korkaklığı bırakarak kafamdaki sorularıma cevap aramaya çıktım cesurca, belki sorularıma cevap bulamadım henüz fakat dinlerin hepsinin insanlar tarafından çeşitli amaçlar için ortaya konmuş öğretiler olduğuna ikna oldum. Eğer varsa bir Tanrı, kesinlikle yeryüzünden bir insanla iletişime geçmiş olamaz.

 

Örneğin bir tarafta müslüman bir çevre ve ailede doğan biri var, otomatikman Allah'ı, peygamberi, kuranı öğreniyor, hiçbir emek sarfetmeden hazıra konuyor. Diğer tarafta ise başka bir dine mensup çevre ve ailede doğan biri var, fakat bu kişi Allah'ı da arayıp bulmak zorunda, islamı da... Peki ortada bir adaletsizlik yok mu? Böyle bir Tanrı olabilir mi? Köle bir anne-babadan doğmuş biri Allah'ı ve islamı nasıl bulacak?

 

Kuranda "biz insanları, kimin daha yararlı işler yapacağını görmek için yarattık" mealinde bir ayet var. Bu ayet kafamı hep kurcaladı, bu nasıl Tanrı, kimin daha yararlı iş yapacağını zaten bilmiyor mu? Neden böyle bir söz söylesin ki? Yok eğer Tanrı zaten ezeli ve ebedi bilgiye sahipse, saniye saniye ne yapacağını bildiği insanı yaratmasının ne esprisi olabilir?

 

Koskoca bir evren ve küçücük bir gezegen olan dünya... Tanrı varsa ve evreni yaratmışsa sadece küçücük dünya için mi evreni yaratmış yani? Bunun gibi nice soru geliyor aklıma fakat ne islam ne de kuran bu sorulara cevap veremiyordu. Sonunda anladım ki, dinler insanların uydurmasıdır ve en büyük amacı da sömürü aracı olarak kullanılmasıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 dakika önce, mert25 yazdı:

Eğer varsa bir Tanrı, kesinlikle yeryüzünden bir insanla iletişime geçmiş olamaz.

Eğer varsa bir Tanrı, kesinlikle sizin hevanıza ve kararınıza göre hareket etmiş/ediyor/edecek olamaz.

 

15 dakika önce, mert25 yazdı:

Örneğin bir tarafta müslüman bir çevre ve ailede doğan biri var, otomatikman Allah'ı, peygamberi, kuranı öğreniyor, hiçbir emek sarfetmeden hazıra konuyor.

Hazıra konmanın pek bir şey ifade etmediğini gösteren güzel bir örnek olarak karşımızdasınız işte

 

18 dakika önce, mert25 yazdı:

Koskoca bir evren ve küçücük bir gezegen olan dünya... Tanrı varsa ve evreni yaratmışsa sadece küçücük dünya için mi evreni yaratmış yani? Bunun gibi nice soru geliyor aklıma fakat ne islam ne de kuran bu sorulara cevap veremiyordu. Sonunda anladım ki, dinler insanların uydurmasıdır ve en büyük amacı da sömürü aracı olarak kullanılmasıdır.

Dünya için evrenin yaratıldığına dair dinden kaynaklı bir veri, bir bilgi yok elimizde.

 

Ne bekliyordunuz, din gelsin, sonra hiçbir şeye ihtiyacımız olmasın falan mı. Ne Akıl, ne tecrübe, ne irade, ne bilgi, ne tefekkür vb. hiç birini kullanmayayım diye mi umuyordunuz. Her şey önümde hazır bir kitapta ya da kitaplarda olsun. Her şeyi benden öncekiler yazmış, çizmiş, çözmüş olsun. Onları taklit edeyim, oturduğum yerden kendi hakikatime, evrenin sırlarına vakıf olayım. Olmayınca da ne alakaysa bu sefer,  kitabı da bırak, dini de, Allahı da. Bunları bırakınca da bu sırlara vakıf olamıyorsunuz ya. Bir kolaycılıktan başka bir kolaycılığa, bir aşırılıktan başka bir aşırılığa savrulmuş oluyorsunuz sadece. Tipik şeytan aldatması. Öfkeni yanlış şeylere yönelt. O bitince başka yanlış şeylere. Böylelikle ömür boyu suçu hep dışarıda ara. Ama her şeyde bir hayır vardır. Biraz da böyle takılın bakalım, belki derin sırlara vakıf olursunuz...

 

 Din insanın ve toplumun potansiyelini sınırlamak ve öldürmek için gelmez. Her şahıs kendine özgüdür. Herkesin kendine özgü bir gerçekliği, bir makamı vardır. Herkese kolay kılınmış bir mertebe vardır. Bunu arayıp bulmak, kendini tanımak kişinin kendi tercihidir. Ama bu arayış bir disiplin ve bir rehber eşliğinde olur. Din, sana bu arayışta ihtiyaç duyduğun disiplini sağlar. Din baştan aşağı edeptir. Yaratana, yaratılmışlara, kendine karşı gözetmen gereken hakları, emirleri, yasakları bildirir. Bu edepleri gözetirsen ve hayırlı bir niyetle yola çıkarsan ister köylü ol, ister işçi, ister sanatçı, ister bilim adamı, sonunda kendini de tanırsın, yaratılmışları da, yaratanı da. Dini bu çağlar ötesi ve üstü mesajlarıyla algılarsak o niye hristiyan, bu niye yahudi, şu niye müslüman kavgasına gerek olmaz. Hikmete disiplinle ve rehberle, yorularak, terleyerek, testlerden geçerek ulaşılır. Din sana ihtiyaç duyduğun bu disiplini sağlar. Din onun içindekini, onun içindekinin de içindekini koruyan bir kabuktur. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, Yeni Üye yazdı:

Eğer varsa bir Tanrı, kesinlikle sizin hevanıza ve kararınıza göre hareket etmiş/ediyor/edecek olamaz.

 

Hazıra konmanın pek bir şey ifade etmediğini gösteren güzel bir örnek olarak karşımızdasınız işte

 

Dünya için evrenin yaratıldığına dair dinden kaynaklı bir veri, bir bilgi yok elimizde.

 

Ne bekliyordunuz, din gelsin, sonra hiçbir şeye ihtiyacımız olmasın falan mı. Ne Akıl, ne tecrübe, ne irade, ne bilgi, ne tefekkür vb. hiç birini kullanmayayım diye mi umuyordunuz. Her şey önümde hazır bir kitapta ya da kitaplarda olsun. Her şeyi benden öncekiler yazmış, çizmiş, çözmüş olsun. Onları taklit edeyim, oturduğum yerden kendi hakikatime, evrenin sırlarına vakıf olayım. Olmayınca da ne alakaysa bu sefer,  kitabı da bırak, dini de, Allahı da. Bunları bırakınca da bu sırlara vakıf olamıyorsunuz ya. Bir kolaycılıktan başka bir kolaycılığa, bir aşırılıktan başka bir aşırılığa savrulmuş oluyorsunuz sadece. Tipik şeytan aldatması. Öfkeni yanlış şeylere yönelt. O bitince başka yanlış şeylere. Böylelikle ömür boyu suçu hep dışarıda ara. Ama her şeyde bir hayır vardır. Biraz da böyle takılın bakalım, belki derin sırlara vakıf olursunuz...

 

 Din insanın ve toplumun potansiyelini sınırlamak ve öldürmek için gelmez. Her şahıs kendine özgüdür. Herkesin kendine özgü bir gerçekliği, bir makamı vardır. Herkese kolay kılınmış bir mertebe vardır. Bunu arayıp bulmak, kendini tanımak kişinin kendi tercihidir. Ama bu arayış bir disiplin ve bir rehber eşliğinde olur. Din, sana bu arayışta ihtiyaç duyduğun disiplini sağlar. Din baştan aşağı edeptir. Yaratana, yaratılmışlara, kendine karşı gözetmen gereken hakları, emirleri, yasakları bildirir. Bu edepleri gözetirsen ve hayırlı bir niyetle yola çıkarsan ister köylü ol, ister işçi, ister sanatçı, ister bilim adamı, sonunda kendini de tanırsın, yaratılmışları da, yaratanı da. Dini bu çağlar ötesi ve üstü mesajlarıyla algılarsak o niye hristiyan, bu niye yahudi, şu niye müslüman kavgasına gerek olmaz. Hikmete disiplinle ve rehberle, yorularak, terleyerek, testlerden geçerek ulaşılır. Din sana ihtiyaç duyduğun bu disiplini sağlar. Din onun içindekini, onun içindekinin de içindekini koruyan bir kabuktur. 

 

siz gibilerde şöyle bir sorun var:  kendi dindarlığınızı islam sanıyorsunuz ya da islamı kendi dindarlığınız gibi satmaya çalışıyorsunuz ya da takiyye yapıyorsunuz

 

oysa ki daha ilk savınızda çakılıyorsunuz. yeryüzünde halife yaratmak isteyen bir allah figürü ile islamın hikayesinin bir anlamı oluyor. allah figürü, yeryüzü olarak tek bir yer belirtiyor. demek ki yeryüzü, özellikli bir yer ve evren, bu özellikli yerin bir parçası, bir tamamlayıcısı.

 

islama göre evrenin sırrı yoktur. sizler bir şeyi yapabiliyorsanız, allahın vermesi ile yapabilirsiniz. diğer her şey, allah onları öyle yarattığı veya tuttuğu için öyledir. 

örneğin: kuşları da gökleri de yere düşmeden tutan odur. gemileri yürüten de odur. güneşi doğuran da odur. yağmuru yağdıran da odur. nimeti veren de odur. hastalık veren de, şifa veren de odur. ve daha nicesi...

 

kendi kendinize bir din uydurmuşsunuz. bu din, islam değildir. ama bu dini pazarlayıp, islamı satmaya çalışıyorsunuz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
38 dakika önce, bir_akil_insan yazdı:

 

siz gibilerde şöyle bir sorun var:  kendi dindarlığınızı islam sanıyorsunuz ya da islamı kendi dindarlığınız gibi satmaya çalışıyorsunuz ya da takiyye yapıyorsunuz

 

oysa ki daha ilk savınızda çakılıyorsunuz. yeryüzünde halife yaratmak isteyen bir allah figürü ile islamın hikayesinin bir anlamı oluyor. allah figürü, yeryüzü olarak tek bir yer belirtiyor. demek ki yeryüzü, özellikli bir yer ve evren, bu özellikli yerin bir parçası, bir tamamlayıcısı.

 

islama göre evrenin sırrı yoktur. sizler bir şeyi yapabiliyorsanız, allahın vermesi ile yapabilirsiniz. diğer her şey, allah onları öyle yarattığı veya tuttuğu için öyledir. 

örneğin: kuşları da gökleri de yere düşmeden tutan odur. gemileri yürüten de odur. güneşi doğuran da odur. yağmuru yağdıran da odur. nimeti veren de odur. hastalık veren de, şifa veren de odur. ve daha nicesi...

 

kendi kendinize bir din uydurmuşsunuz. bu din, islam değildir. ama bu dini pazarlayıp, islamı satmaya çalışıyorsunuz.

Estağfurullah, o sizin sorununuz :)

 

Allahın yeryüzünü insan için hazırlamış olması ve yeryüzünde bir halife yaratmak istemesi gerçek. Geri kalanı sizin kuruntunuz, anlamak istediğiniz. Kötü bir propagandanın bir parçası ya da kurbanısınız.

 

Her şeyi Allah'ın yaratması ile bunların mekanizmalarının anlaşılması çelişmez. Bilakis Allah nasıl sorusunu sormayı emreder. Ancak yobazlar, nasıl sorusunun cevaplanmasının Allah'ın yapmasıyla çeliştiğine inanabilir. Bu da Allahı ve dini bağlamaz.

 

De ki: “Yeryüzünde dolaşın da Allah’ın başlangıçta yaratmayı nasıl yaptığına bakın. Sonra Allah sonraki yaratmayı da yapacaktır. (Kıyametten sonra her şeyi tekrar yaratacaktır) Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.”

 

Yeryüzünü dolaşarak Allahın başlangıçta yaratmayı nasıl yaptığına bakmak ta, nesi acaba?

 

"Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. Ve "Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, Sen yücesin, bizi ateşin azabından koru." derler."

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
30 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

Estağfurullah, o sizin sorununuz :)

 

Allahın yeryüzünü insan için hazırlamış olması ve yeryüzünde bir halife yaratmak istemesi gerçek. Geri kalanı sizin kuruntunuz, anlamak istediğiniz. Kötü bir propagandanın bir parçası ya da kurbanısınız.

 

Her şeyi Allah'ın yaratması ile bunların mekanizmalarının anlaşılması çelişmez. Bilakis Allah nasıl sorusunu sormayı emreder. Ancak yobazlar, nasıl sorusunun cevaplanmasının Allah'ın yapmasıyla çeliştiğine inanabilir. Bu da Allahı ve dini bağlamaz.

 

De ki: “Yeryüzünde dolaşın da Allah’ın başlangıçta yaratmayı nasıl yaptığına bakın. Sonra Allah sonraki yaratmayı da yapacaktır. (Kıyametten sonra her şeyi tekrar yaratacaktır) Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.”

 

Yeryüzünü dolaşarak Allahın başlangıçta yaratmayı nasıl yaptığına bakmak ta, nesi acaba?

 

"Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. Ve "Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, Sen yücesin, bizi ateşin azabından koru." derler."

 

101-102- ey iman edenler, bir takım şeyler vardır ki size açıklanır ve beyan edilirse gücünüze gider, üzülmenizi gerektirir, böyle olması düşünülen şeylerden soru sormayınız. çünkü cevabında kederlenirsiniz. akıllı olanlar ise kendi üzülmesine sebep olacak şeyi yapmaz. ve eğer kur'ân'ın indirildiği sırada, yani vahy zamanında böyle şeylerden soru sorarsanız. size onlar açıklanır, cevabı verilir, bundan dolayı da kederlenmeniz muhakkak olur. bunun için peygamber'e bunları sormayınız. onlar öyle şeylerdir ki allah bunlardan sizi affetmiş, sorumlu tutmamıştır. malûm ya allah gafûrdur, halîmdir. birçok şeyleri affeder. bunun için geçen geçti, allah affetti, fakat bir dah

 

 

 

ne kadar da soru sormanızı isteyen bir tanrı öyle.  Kurandaki saçma şeylere kıvırarak cevap verirsiniz . Milletin azalan imanını düzeltmek için sözde bilimsel muci iddiaları ortaya atarsınız. Bu dininiz yüzünden yokoliyoruz . Türklük diye bişey kalmadı .  Taciz tecavüz hepsinin sebebi islam . Bu dini icat eden arapların şuan hali belli aynısı umarım bize olmaz .Her halta da mucize dersiniz . Senin torunlarının torunları bu dini yok edicek . Türkiye den tamamen silinecek bu din . Keşke görebilseydim bu anlari

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...