Jump to content

Cehennemin Arapça Manasını Kabul Etmelisiniz!


Recommended Posts

  • İleti 47
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

3 saat önce, Dindarr yazdı:

Normal bir İnsanın kelamını bile diğer dile çevirmek için dili içtimaiyatı felsefeyi ve müziği bilmek gerekiyorken Ya Allah kelamını anlmak ve diğer dile çevirmek kolay mıdır?

Kur'anın ne dediğini anlamak için kişinin kendisini hazreti Muhammede sevdirmesi şarttır.

Kuranı herkes anlayamaz.

zaten bu kitabın birinci ayetinde "Şüphesiz kuran muttakiler için hidayettir" demiştir

Müttaki korumak istemek ve başkasının korumalığını kabul etmek demektir

Korunmayı istemeyenlere talep etmeyenlere Kur'an, hidayet olamaz. Hidayet: doğru yol demektir. Doğru yolda dünyada Huzurlu zevkle yaşamak gönlünde tarif edilemez bir saadet olması demektir. 

Onun için Kuran kendisine inanmayanlara hidayet olmaz.

Kuran der ki "Allah dilediğini hidayete erdirir" Yani bu kitabı anlamadığın diye kur'ana suç atma, ben anlamanı istemiyorum diyor.

Sen eğer anlarsan bu kitabı farklı bir insan olursun ama senin şuandaki halinle Allahın işleri dönüyor sen farklı insan olursa o işler dönmiycek onun için sen şu an anlama diyor anladın

Artı sen bir kadınsın,  Kadınların adam olmaya ihtiyaçları yoktur. erkekler kötüdür onların adam olmaya ihtiyaçı vardır.

senin mevcut durumunla bir erkeği ya azab ediyordur ya mutlu ediyordur sen eğer kuranı anlarsan başka türlü insan olursun şunki işler dönemez o yüzden sen anlama diyor allah anladın mı

 

Dindarr efendi..

Yazdıklarınızı okuyormusunuz ?

Kitabınızı herkes anlayamazmıs ve onu anlamak için kendimizi muhammede sevdirmemiz gerekiyormus.

Bu sartlarda "Tanrınız ne diye bu kitabı yukarıdan kafamıza fırlatmıs ?" diye sorarlar.

Tanımadığımız ve ölmüs birisine kendimizi nasıl sevdireceğimiz de çok ilginç doğrusu.

Biraz önce dindar kardesiniz Hasan Akcay´ı bu konuyu okurken gördüm. 

Eminim küçük dilini yutmustur bunları görünce. Ki öyle de oldu ve bir sey demeden sıvıstı. :blink:

Yahu muhammed kim ?.

Peygamberiniz mi, yoksa Tanrınız mı daha önemli ?

Sahi, Siz hangisine tapıyorsunuz dostum ?!:D

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
13 hours ago, kavak said:


Dindarr efendi...

Amanıın, "yandı gülüm keten helva" desenize.
Bu kitabın orijnal sürümü yok.
Bu kitabın orijnal sürümünün kopyası da yok.
Yahu bu kitabın orijinalinin hangi dilde yazıldığı da meçhul.
O devirde yazılıp/konusulan Arapça ile simdikisi de farklı.

Tercümesini bırakalım bir kenara, bu devirde yasayan bir Arap dahi onu sadece okuyarak anlayamıyorsa ve tefsirlere, alimlere ihtiyaç duyuyorsa, o zaman Sizin Tanrınızın marifetlerinden süphe duymamak için bir neden yok. Tanrınız kendisini ve ne istediğıni anlatmaktan bu kadar aciz demek !

Kitabınızdaki sayısız tekrarların ve konu bütünlüğünün olmayısının Arapça dilini ve kültürünü bilim bilmemekle alakası yoktur. Bunlar somut birer gerçektir. 

Uzun lafın kısası, Kitabınız ve dininiz insan ürünü.

 

 

Kuran bir "İntihal"dir. - İntihal (TDK: aşırma), bir kişinin eserinde başka kişilerin ifade, buluş veya düşüncelerini kaynak göstermeksizin kendisine aitmiş gibi kullanması.

Kuran bir "kopyala yapistir" kitapidir. 

Bu yüzden kitap denebilecek özellikleri yoktur. Kitap denilmesinin tek neden iki kapagi ve sayfalari olmasidir.

Kuran yazarlari, diger dinleri ve kültürleri cikarlarina göre yontarak Araplara bir "kitap" yazmislardir.

Bu yüzden Kuranda "bu ARAPCA bir kitap" diye övünürler. 

Sadece "elit"lerin okudugu bu kitap önce Arap toplumunu uyutmak icin yazilmistir.

 

Aslinda bu Araplar icin büyük bir olaydir. 

Bu "kitap" Araplari medeniyetin basamaklarinda bir kac adim yukari cikarmistir.

Cünkü kitapla tanisan ve ganimetlerin yardimiyla yayilan Araplar baska kitaplara ilgi göstererek büyük ilerleme kaydetmislerdir.

Taa ki bilimin/düsünmenin Allahi sorgulamaya baslamasina kadar.

Sonra bilim ve dini kitaplar haric diger kitaplar "tu kaka" olmustur, Kurani anlayanlar icin.

 

16 hours ago, Sundance said:

Araplar nasıl anlamış peki? :)

Nasil oldugunu bilmiyorum ama

Anlayan Kurani kullaniyor,

anlamayan inaniyor :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

Bizler cogu zaman dindiz dindarrrr ve onun gibilere kiziyoruz hakli olarak ama, onlarida anlamak lazim aslinda.

Kuran; bir tarafda elinizdeki hak kitap tevrat duruyorken der ve tevrati tastik eder, baska ayetde tevaratin bir bölümünü acikliyor, bir bölümünü gizli tutuyorsunuz der. Sanirsinki, tevrat yahudilerin gizli kasasinda yedi kat yerin altinda saklaniyor. Bir kac kisi disinda okumasi mümkün olmayan tanri kitabi.

Kuran öyle bir kitapki, yerine göre ne sis yansin ne kebap yansin anlayisiyla kurgulanmis, buda gayet normal bir isleyis. Sonucda inananlari üstün körü ikna etmek gibi bir görevi var. Duruma, olaya, konuya göre ayetler iceriyor. Bizim degimimizle nabza göre serbet vermesini cok iyi basariyor.

Dikkat edin, dinsiz dindar gibiler islerine yarayan ayetlerde hic oynama yapmazlar, nezaman karsilarina savunduklari ayeti cürüten bir ayet konsa, o ayete 40 takla attirirlarda, aklini kullanan kimseyi ikna edemezler.

Kuranin allah katindan geldigine, dogruluguna iman etmis bir kimse bu oyunu görmesini beklemek asiri iyimserlik oluyor. Bende bu yüzden dindarrr hayalpererstine, dinsiz dindar diyorum cünki ; Allah adina her gün onlarca yalan, yanlis uydurmalar yapiyor ama, yinede celiskileri kurtaramiyor.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arap İbrani Arami bunlar akraba toplumlardır-Dilleride dogal olarak akrabadır-Yazdıkları sözde din kitapları tamamen mütesabihtir-Cehennemmi yasarken yapmıs oldugumuz hataların sonucunda çektigimiz  pismanlık ve azaplardır-Bazan öyle hatalar yaparızki ömür boyu o hataların cezasını çekeriz-Bunun baskalarıyla olan mücadelemizde onlara verdigimiz zararlada alakası yoktur-Hatayı dogrudan kendimize karsı yaparız-Mesela bir isimiz varken hiç bir arastırma yapmadan herhangi bir saikle isinden ayrılıp  yeni bir iste kuramamıs yada bulamamıssan üstüne üstüne üstlük birde esin ve çocukların varsa bu yüzden ailende yıkılmıssa İste sana Cehennemin dibi!O zaman Tanrı yada Allah yasamda Basarıyla özdestir-Seni yasam basarısından uzaklastıran her düsünce ve fiilin Günahtır!ve azap eninde sonunda seni yakalayacaktır,Bu yasamımızda ister teist ister ateist neye inanırsak inanalım yada hangi milletten olursak olalım hepimizin bildigi evrensel bir hakikattir-Hata yapmayacagız! Yapmamak içinde elimizden ne geliyorsa onu yapacagız-Okuyu  p arastıracagız sorup  sorusturacagız hastaysak sayet tedavi olacagız ,Ruhumuzda aksaklıklar varsa  psikologa  pisikiyatriste gidecegiz!ve minumum hatalarla mümkün oldugu kadar mutlu olacagız

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 6 months later...

Diyanet çevirisi:

Nisa 56. Şüphesiz âyetlerimizi inkar edenleri biz ateşe atacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz. Şüphesiz, Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

 

Elmalılı çevirisi:

Nisa 56. Şüphesiz ki âyetlerimizi inkâr eden kâfirleri biz yarın bir ateşe atacağız. Derileri piştikçe azabı duysunlar diye, kendilerine başka deriler vereceğiz. Çünkü, Allah gerçekten çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

 


Bildiğim kadarıyla, gerçek manada ateşte yanan bir beden(insan), belli bir müddet sonra ölür! Öldüğü zaman herhangi bir acı hissetmesi sözkonusu olmaz.

 

Ayetteki anlatımda ise, "insanın cildi, derisi komple yanacak, acı çekmez hale gelince yeni bir cilt verilecek, böylece tekrar cilt acısı hissedilecek" gibi bir söyleyiş var...

 

Bu durumda aslında cehennem azabı denilen olay, durmadan kendini tekrar eden bir cilt yanığı acısı şeklinde olacak gibi lanse edilmiş... (Yani 3. derece cilt yanığı acısının kesintisiz olarak hissedilmesi gibi...)

 

Cehennem ateşi, şöyle esaslı, kuvvetli bir ateş değil miydi yani? İnsan, cayır cayır yanan büyük ve kapsamlı bir ateşe atılmayacak mı?

 

Tüm vücut komple (kemikler, iç organlar vs.) yanmayacak mı?? (Eğer böyleyse, zaten insan kısa sürede "ölüm" dediğimiz vakayla tanışır! Ölüm kaçınılmazsa, cilt yanığı acısına dayalı kesintisiz azab kurgusunun anlamı nedir o zaman?)

 

Bu "insan yakma işi"nde, esas halledilmesi gereken mesele, yanmanın eninde sonunda ölümle sonuçlanacağı meselesi değil mi sizce?

 

Niçin ayette "tümüyle yanan beden neticede ölüp hissizleşse bile, yeniden can üstüne can veririz ki azabımızın acısını sürekli tatsın" şeklinde bir söylem yok da, etkilenecek kısım sanki sadece ciltten(deriden) ibaret kalacakmış gibi bir üslupla konuşuluyor... Kuvvetli ateş, cildi derhal yaktıktan hemen sonra bedenin geri kalanına sıçrayıp yakmaya devam etmeyecek mi?

 

Benim kafam niye karıştı şimdi böyle?!!!

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, hulas said:

Diyanet çevirisi:

Nisa 56. Şüphesiz âyetlerimizi inkar edenleri biz ateşe atacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz. Şüphesiz, Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

 

Elmalılı çevirisi:

Nisa 56. Şüphesiz ki âyetlerimizi inkâr eden kâfirleri biz yarın bir ateşe atacağız. Derileri piştikçe azabı duysunlar diye, kendilerine başka deriler vereceğiz. Çünkü, Allah gerçekten çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

 


Bildiğim kadarıyla, gerçek manada ateşte yanan bir beden(insan), belli bir müddet sonra ölür! Öldüğü zaman herhangi bir acı hissetmesi sözkonusu olmaz.

 

Ayetteki anlatımda ise, "insanın cildi, derisi komple yanacak, acı çekmez hale gelince yeni bir cilt verilecek, böylece tekrar cilt acısı hissedilecek" gibi bir söyleyiş var...

 

Bu durumda aslında cehennem azabı denilen olay, durmadan kendini tekrar eden bir cilt yanığı acısı şeklinde olacak gibi lanse edilmiş... (Yani 3. derece cilt yanığı acısının kesintisiz olarak hissedilmesi gibi...)

 

Cehennem ateşi, şöyle esaslı, kuvvetli bir ateş değil miydi yani? İnsan, cayır cayır yanan büyük ve kapsamlı bir ateşe atılmayacak mı?

 

Tüm vücut komple (kemikler, iç organlar vs.) yanmayacak mı?? (Eğer böyleyse, zaten insan kısa sürede "ölüm" dediğimiz vakayla tanışır! Ölüm kaçınılmazsa, cilt yanığı acısına dayalı kesintisiz azab kurgusunun anlamı nedir o zaman?)

 

Bu "insan yakma işi"nde, esas halledilmesi gereken mesele, yanmanın eninde sonunda ölümle sonuçlanacağı meselesi değil mi sizce?

 

Niçin ayette "tümüyle yanan beden neticede ölüp hissizleşse bile, yeniden can üstüne can veririz ki azabımızın acısını sürekli tatsın" şeklinde bir söylem yok da, etkilenecek kısım sanki sadece ciltten(deriden) ibaret kalacakmış gibi bir üslupla konuşuluyor... Kuvvetli ateş, cildi derhal yaktıktan hemen sonra bedenin geri kalanına sıçrayıp yakmaya devam etmeyecek mi?

 

Benim kafam niye karıştı şimdi böyle?!!!

Bir b.k yiyemez muho'nun uyduruk tanrısı, korkma sen. Bu yalancı dindarrın açtığı konuları da hortlatmamaya çalış. Musallat olmasın. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...