Jump to content

Kendiliğinden örgütlenme ve yapay zeka


Recommended Posts

On 04.11.2016 at 01:18, haci yazdı:

Yaw... Bu konuya kitabımda uzun uzun değindim. Korkarım sizin gibi tembelleri düşünmeden konuya biraz uzunca değindim. Hepsini okumayacağınızı tahmin etmeliydim. Epilog bölümünde, diğer bölümlerin bir özetini çıkarmaya çalıştım ama o bile uzun... Kısa bir göz attıktan sonra buradaki tartışmalara devam edebilirsiniz. Adresi aşağıda.. Tıklayın ve okuyun... Boş zamanınızda...

http://haci-haci.typepad.com/maddenin_canli_davrani_se/56-epi̇log/ 

Evet, sizin bu konuya katkınızı, herhalde standart olarak gördüğüm için atlamışım:) 

Bu görüşü savunurken, bu meseleye bilimsel temelde açıklama getirmiş olmanızın etkisi var elbette
henüz az bir kısmını okudum gerçi ama, sonra devam edeceğim.

Evrenin canlılığı, bence şimdiye kadarki en mantıklı ve bilimsel açıklama.
Bu görüşü "bilimsel teori" katagorisinde ele alabiliriz artık herhalde...; "canlı evren teorisi" mesela?

Bir de "Vital materyalizm" denilen bir görüş var.  O da, bu teoriye dahil midir acaba?

 

 

tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 96
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

On ‎3‎.‎11‎.‎2016 at 22:30, experimental yazdı:

Doğada kendisi dışında birşeye ihtiyaç duymuyor.

Bu da göreceli bir söylem. Doğa dediğimiz gezegenimizdeki hayat mı? Öyle ise güneşe muhtaç. Doğa evren mi? Büyük Patlamaya muhtaç. Büyük Patlama da olabilmek için bir şeylere muhtaç. Muhtaçlığın sonu gelmez ve mutlak anlamda muhtaçsızlık yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On ‎4‎.‎11‎.‎2016 at 06:01, Tatarka yazdı:

Bing bang-in yanlışlanma ihtimali var mı acaba

Yok. Big bang kesinleşmiştir. Hedef Big-Bang öncesini çözmek şu anda. Bu konuda gelişmeler var. Bu mutlaka çözülecek.

Yanılgı şuradaydı: "Big-Bang öncesi diye bir şey yok, her şey onunla başladı, zaman da, madde de onunla birlikte ortaya çıktı" diye geri, yoz, yobaz ve felsefe dışı, akıl dışı, saçma sapan bir söylem geliştirilmişti. Big-Bang'a tepki buradan doğdu. Bu saçma sapan yobaz ve peşin fikirli tanrı kölesi embesillik elbette geçersiz. Öyle şey olmaz. Bu bilimi kullanıp tanrı köleliğini pekiştirme alçaklığı diyeceğim, bu son derece art niyetli alçakça ahlaksızca tutuma hakaret etmek istiyorum. Buna ne söylense boşa gitmez. En ağır ifadeleri kullanmak aynen hakkıdır. 

Big-Bang sadece evrenimizi başlatan olay. Evrenimizin ise yegane olması, her şeyin onunla başlamış olması son derece gülünç. Hiç bir şey yoktu, evren ortaya çıktı! Ya da yaratıldı! Yok ya! Alır da kaçar mısınız!  Tanrı kölesi rezil embesiller. Kusuruma bakmayın bunlar bu tanrı kölesi sülükler beni artık tiksindiriyor yani böyle, öğürtüyor, midemi kaldırıyor bunlar.

Evrenler canlılar gibi doğar, gelişir, ölür ve nesilleri devam eder. Evrenimiz bir oluşumdur, tek örnek olamaz, böyle bir şey mümkün değil ve son derece saçma, akıl dışı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
21 saat önce, Mindsurfer yazdı:

"Vital materyalizm"

Bu eski ve geçerliğini kaybetmiş bir görüş. Buna göre biyolojinin fizik ve kimya ile alakası yoktur. Canlı süreçler fizik ve kimya ile açıklanamaz, başka özel ve ayrı yasalara bağlıdırlar. Bu görüş çürütülmüştür. Biyolojik olaylar da fiziksel ve kimyasal olaylardır.

Son bir buluşa göre canlı organizmalar bazı kuantum prensiplerden bile faydalanmaktadırlar. Kimyasal tepkimelerde en verimli yolu kullanmak için bunu yapıyorlar. Bazı bitkilerin nanoteknolojik yapıları zaten biliniyordu. Canlılık kuşkusuz eşsiz ve çok karmaşık bir olgu. Cansız gibi görünen bir tohumdan ve yumurtadan bir canlının çıkması olağanüstü bir olay.

Bunun bir gizem olduğuna kuşku yok. Buradaki tek sorun karmaşa. Bu olayın ardındaki nedensellik olağanüstü karmaşık. Bu karmaşanın evrenimizle sınırlı olmadığından kuşkulanılıyor. Bu iş evrenimizde başlamadı fikri ağırlık kazandı. Bunun ardında hayal edemeyeceğimiz bir karmaşıklıkta bir nedensellik var.

Bu neden asla tanrı değil elbette. Öyle kestirme saçma sapan bir kolaycılığa gitmek bir seçenek bile değil, yüzüne bile bakmadan çöpe. Böyle tanrı manrı saçmalıkları ile aklı başında hiç kimse uğraşmaz, dönüp yüzüne bile bakmaz böyle saçmalıkların. Tanrı olamaz ve yoktur, bu son derece kesindir. Başka açıklama bulmamız şart.

Link to post
Sitelerde Paylaş
37 dakika önce, democrossian yazdı:

Bu da göreceli bir söylem. Doğa dediğimiz gezegenimizdeki hayat mı? Öyle ise güneşe muhtaç. Doğa evren mi? Büyük Patlamaya muhtaç. Büyük Patlama da olabilmek için bir şeylere muhtaç. Muhtaçlığın sonu gelmez ve mutlak anlamda muhtaçsızlık yoktur.


Doğayı  bildiklerimiz ve bilmediklerimizin toplamı olarak kabul edersek doğa kendisi dışında hiçbirşeye muhtaç olmuyor.
 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 saat önce, democrossian yazdı:

Yok. Big bang kesinleşmiştir. Hedef Big-Bang öncesini çözmek şu anda. Bu konuda gelişmeler var. Bu mutlaka çözülecek.

Yanılgı şuradaydı: "Big-Bang öncesi diye bir şey yok, her şey onunla başladı, zaman da, madde de onunla birlikte ortaya çıktı" diye geri, yoz, yobaz ve felsefe dışı, akıl dışı, saçma sapan bir söylem geliştirilmişti. Big-Bang'a tepki buradan doğdu. Bu saçma sapan yobaz ve peşin fikirli tanrı kölesi embesillik elbette geçersiz. Öyle şey olmaz. Bu bilimi kullanıp tanrı köleliğini pekiştirme alçaklığı diyeceğim, bu son derece art niyetli alçakça ahlaksızca tutuma hakaret etmek istiyorum. Buna ne söylense boşa gitmez. En ağır ifadeleri kullanmak aynen hakkıdır. 

Big-Bang sadece evrenimizi başlatan olay. Evrenimizin ise yegane olması, her şeyin onunla başlamış olması son derece gülünç. Hiç bir şey yoktu, evren ortaya çıktı! Ya da yaratıldı! Yok ya! Alır da kaçar mısınız!  Tanrı kölesi rezil embesiller. Kusuruma bakmayın bunlar bu tanrı kölesi sülükler beni artık tiksindiriyor yani böyle, öğürtüyor, midemi kaldırıyor bunlar.

Evrenler canlılar gibi doğar, gelişir, ölür ve nesilleri devam eder. Evrenimiz bir oluşumdur, tek örnek olamaz, böyle bir şey mümkün değil ve son derece saçma, akıl dışı.

Evet,  bing bang öncesi de madde enerji vardı.Ayrıca,zamanın bizim için algı oldugunun farkındayım.  Bir de bu tanrı bing-bang başlattı diyen teistlere ben de çok sinir oluyorum. Tanrı başlatacak, yaklaşık 14 milyar yıl evrim sonunda djankoy gibi bir yerde babam sarhoşken :lol: anneme aşık olmuş, sonra evlenmişler, ben olmuşum,

Sonra gelip burada yazıyorum ve tüm bunları bir tanrı bozuntusu planlamış, sonra da 5 üzerinden notlar verecek bize, öyle 3'le geçemezsiniz, geçme notu 5 :lol: . 4 alsan bile direk belirli süre sobaya atılıyorsun :)  , herkes için herşeyi planlamış, geleceği herşeyi biliyor. Herkesin kaderi onun elinde falan. Ya böyle saçma şey olur mu? bunlara inanmak için akıl hastası olmak gerekiyor. bence hiçbir teist sağlıklı düşünemez. Biraz sert yazdım galiba, teist arkadaşlar kızabilirler. Sonuçta determinst evrende yaşıyoruz. 

Hayatta en gerçek yol bilimdir. (Atatürk).  Keşke Atatürkü anlayabilselerdi. 

Ayrıca,mesela    tanrı= duvar  ; teistler nedenlerin nedeni diye devam ediyorlar ve en sonunda  tüm nedenler bir duvara dayanıyor diyorlar ve orada takılı kalıyorlar. Ya illa tanrı baglantisi kuracak ya. O zaman o duvarın nedeni ne ? Duvarın arkasında ne var diye devam edemiyorlar.

Dünya nerde ? filin sırtında.  fil nerde kamlumba sırtında. kamplumba nerde ? bu sorulara teist ne der ?  "" aaaa sıkıldım bu sorudan"""....   :D 

Dünyadaki kötülük sorunu ? Açlık ? afrika ? tecavuzler, sapıklar , cinayetler? Eşitsizlik her alanda ! .... daha çok şey var.  Tanrı olsa ben ona hesap sorardım. Mahkemeye verirdim direk,  sonsuz hapis cezasını yerdi :lol: 

Link to post
Sitelerde Paylaş
41 dakika önce, Tatarka yazdı:

Evet,  bing bang öncesi de madde enerji vardı.

Madde / Enerji / Uzay / Zaman kavramları birbirinden ayrılmaz ve birbirlerinden ayrı ele alınamazlar. Birinin yokluğu diğerlerinin varlığı diye bir durum olamaz. Bunlar hepsi sonsuz olmak zorundadırlar. Başlangıçları bitişleri yoktur. Ama evrenimiz gibi oluşumlar başlangıçlı ve sonludur, yine başlar yine biter, bir daha başlar bir daha biterler.

Teistlere sallamak serbest :D ben de sallıyorum.

İlk neden söylemi klasik determinist bir söylemdir ve deizmi yaratarak teizme en büyük darbeyi vurmuştur aslında. Biz ateistler daha henüz deizmin yakaladığı bu başarıyı yakalayamadık. Klasik determinizm teizme karşı çok büyük başarılar kazanmış, deizmi ve laisizmi yaratmıştır. Teizmi bir çok cepheden sürdü çıkardı yani, çok büyük kazanımlar elde etti.

Ama o zamanındaydı. Şimdi modern determinizmi ve ateizmi geliştirmek, bu cephede ilerlemek zorundayız. Laiklik tabii her zaman geçerli, onda sorun yok. Laisizm dini değil siyasi bir duruştur, karıştırmamak lazım. Modern determinizm klasiğinin ilk neden söylemini kaldırmıştır. İlk diye bir şey yoktur. İlk insan, ilk kedi, ilk tavuk yokturlar. İlk diye bir şey olmaz. İlk, yoktur. Görelidir.

Celaleddin Rumi ile aram yoktur ama bir sözü doğru: "Dün geçti cancağızım bugün yeni şeyler söylemek gerek."

Ben durumu şöyle özetliyorum: Klasik determinizm tanrıyı ilk neden hapishanesine müebbete mahkum ederek insanlığı özgürlüğe kavuşturdu. Tanrı köleliği sona erdi. Fakat gel zaman git zaman tanrının hapiste de rahat durmadığı, sık sık hapisten kaçmaya başladığı ve dışarda yine bir köle kitlesi oluşturduğu görüldü. Bunun üzerine determinizm modern yoruma geçerek tanrının idam kararını imzaladı. Fakat son kaçışından sonra yakalanamadı, henüz kararı infaz edemedik!!! :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 03.11.2016 at 22:56, experimental said:

 

Tamam aptalım.:)

Düzgün akıl yürütemiyorum.

Doğada özörgütlenmeside aptal olsun.Amacıda olmasın.

Doğada geri besleme var.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Geri_besleme

İnsan beyninde de  geri besleme var.Bilgileri işliyor.

Doğanın bilgileri depoladığı hafızası var.

insan   beyninde de hafıza var.

Neden doğada akıl yok diyoruz insan beyninde akıl var diyoruz.

Her akıl sahibi olanın amacı olmalı mıdır?

Düzgün akıl yürütememek tam tespit olsa gerek.

Aslen bi tarafından belki ilginç olabilecek bir tartışmayı, diğer tarafından dejenere ediyor, boşu boşuna bir dünya yazdırıyorsun.

Ve hala aynı şeyi yapıyorsun. Okyanusu geçip, derede boğulmak.

Ne yaptın, akılla ilgili sadece bir niteliği çekip, doğadaki bir nitelikle eşleştirdin; arkadan hoop gelsin akıllı doğa. Ya sonuç üzerinden eşleştiriyorsun, ya da cımbızlayarak. Bir bütün olarak ya da tanımları itibari ile hiçbir zaman tam olarak eşleştiremeyeceksin.

Doğada geri besleme dediğin şey nedir? Doğal seçilimin ta kendisi. Varolabilecek her tür devingen ve bir tür determinasyona sahip sistemde, doğası gereği zaten geri besleme olacaktır. Av ve avcı arasındaki ileri geri giden çizgi, canlılık varoldukça mevcut koşullar çerçevesinde şekillenmeye devam edecektir. Ha, şu ana kadar varolan türlerin %99'unun yokolduğu dikkate alınırsa, bunun ne derece işler, işe yarar, ya da ne derece aklın fonksiyonu ile eşleştirilebilir olduğu tartışılır. Yeri gelir, sadece iç dinamikler çerçevesinde dahi canlılığın büyük bir bölümü, hatta tamamı ortadan kalkar. Bunun böyle olmayacağının bir garantisi var mı? Yok. Böylelikle geri besleme de köy sandığına gider.

Ya da istersen doğadaki geri beslemeye sen bir örnek ver. "Doğanın hafızası"ndan kastın nedir, onu de hele.

Doğadaki akıl deyip durduğun şeyle, insandaki aklı birebir eşleştirbildiğin zaman; her ikisi için de aynı tanımı verebildiğin zaman doğada da akıl var diyebiliriz. Sorun, insan aklından yola çıkıyor olman. Doğadaki akıl tehlikeli bir söylem. O zaman dangoz bir teist de çıkıp seksen tane spekülasyon üretip, mevzuyu dejenere edebilir. Ediyor da. Sana kalkıp da aynı yordam üzerinde hesap sorduğu vakit ne halt yiyeceksin..? Doadaki akıl diye bir argümanın varsa; argümanın ve tanımın çok net, çok sağlam olmak zorunda. Senin yaptığın şekilde sonuçlardan hareketle ya da nitelikleri cımbızlamak falan kafi gelmez. Evrende serseri mayın gibi dolaşan asteroidleri ve onların bir gün dünyaya da çarparak tüm canlılığı da beraberinde eşek cennetine gönderebileceği ihtimalini doğanın aklının neresine monte edeceksin? Doğanın aklı canlılığı depremlerin olmadığı, asteroidlerin çarpma ihtimalini olmadığı ya da bu tehlikenin mutlak şekilde bertaraf edilbileceği bir dünyaya yerleştireydi ya? Elinde koskoca akıl, önünde de milyarlarca yıl varken hemi de? Dünyanın tamamını insana uygun hale getirşeymiş ya hele? Akıllı insan götü donmasın diye evler, ısınma sistemleri yapıyor, doğanın sunduğunun ötesine geçiyor? Doğa ise saldım çayıra mevlam kayıra metodunu izliyor.

On 03.11.2016 at 23:14, experimental said:

Doğada akıl var  diyorsak  panteist mi oluyoruz ateist mi?:wacko:

Bu soruya cevaplar verilmiş. Pantesit olunca, teistik bir tanrıya ne kadar yer var ise, ateizmde de o kadar var. Ya da cevabı sen ver hele, biraz kafa yor da.

On 03.11.2016 at 23:35, experimental said:

Varmak istediğim nokta.

Teistler gibi akıllı tasarımı kabul etmiş oluyorsun.

:)

Konunun ve zurnanın da zırt dediği yer burası. Onca dil dökmemizin nedeni de. Hacı'nın bahsettiği mevzu ayrı, senin alttan alta kaşıdığı mevzu apayrı. Resmen "akıllı" ve "tasarım" kelimelerini kolaj tarzı bir kes yapıştır neticesinde bir araya getirerek "akıllı tasarım"ı ortaya atıyorsun. sonra da çelişiyrsunuz buyuruyorsun. Kendince bir kelime oyunu türeterek kuyuya taşı atıyorsun. Biz de bir yanlış anlaşılmaya mahal vermemek amacı ile uğraşıp telef oluyoruz.......Akıllı tasarımın literatürdeki en net alameti farikası; teistik, en kabadayısı tesitik bir tanrıya gönderme yapmasındadır. Bir amaca istinaden verilmiş dizayn. Ayar. E kardeşim senin dediğin akıllı tasarım ile, literatürde kastedilen şey; yaradılışçılık, teleolojik argüman aynı şeyler mi?

21 hours ago, experimental said:


Doğayı  bildiklerimiz ve bilmediklerimizin toplamı olarak kabul edersek doğa kendisi dışında hiçbirşeye muhtaç olmuyor.
 

Zurnanın ikinci kez zırt ya da zurt ettiği yer de burası. Kendisi dışında bir şeye muhtaç olmamak. Bu kadarı kafi. Bu kadarı yeterli. Gerisi hikaye. The rest is history. Kendi dışında birşeye muhtaç olmamak demek, tanrıyı da dışarıda bırakır.

Bu arada panteizmle ilgili verdiğin link, içeriği itibariyle gözüme güzel gözüktü. Şimdi vaktim yok ama ilk fırsatta inceleyeceğim.

Bir şey daha ekleyeyim:

Birincil kurama(herşeyi kuramı) erişildiği vakit -eğer erişilirse- işte o zaman evrendeki tüm sabitlerin-kuvvetlerin vb. sadece oran ve büyüklüklerini de değil, neden bu değerlere sahip olduklarının da cevabı verilecektir. Ve bu bilgi(cevap) evrenin yaşamı içerip içermemesi, insanın olup olmamasından bağımsız, öte bir açıklama olacaktır. İnsancıl ya da antropik bakış açısı, hatta buna "insancıl sanrılar" diyelim, o vakit ait olduğu yere, yokluğa ebediyen göç edecektir.

Daha önce de yazdığım gibi, 60 milyon yıl önceki bir bakış açısı dünyayı ve evreni dinozorlara göre anlamlandırabilirdi. Ama bir taş parçası onları ve "faraziye olarak varolabilecek" bu tür bir bakış açısını mezara gönderdi. Evrenin anlamı hakkındaki her akıl yürütme, içindekilerden bağımsız olarak, 100 milyon yıl önceki evrene de, şimdiki evrene de aynı şekilde uygulanabilmelidir. Bizler dünyanın halihazırdaki dinozorlarıyız. Hatta o bile değiliz. Sadece kibirliyiz. Peki sırada ne var?

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
6 dakika önce, teflon yazdı:

Düzgün akıl yürütememek tam tespit olsa gerek.

Aslen bi tarafından belki ilginç olabilecek bir tartışmayı, diğer tarafından dejenere ediyor, boşu boşuna bir dünya yazdırıyorsun.

Ve hala aynı şeyi yapıyorsun. Okyanusu geçip, derede boğulmak.

Ne yaptın, akılla ilgili sadece bir niteliği çekip, doğadaki bir nitelikle eşleştirdin; arkadan hoop gelsin akıllı doğa. Ya sonuç üzerinden eşleştiriyorsun, ya da cımbızlayarak. Bir bütün olarak ya da tanımları itibari ile hiçbir zaman tam olarak eşleştiremeyeceksin.

Doğada geri besleme dediğin şey nedir? Doğal seçilimin ta kendisi. Varolabilecek her tür devingen ve bir tür determinasyona sahip sistemde, doğası gereği zaten geri besleme olacaktır. Av ve avcı arasındaki ileri geri giden çizgi, canlılık varoldukça mevcut koşullar çerçevesinde şekillenmeye devam edecektir. Ha, şu ana kadar varolan türlerin %99'unun yokolduğu dikkate alınırsa, bunun ne derece işler, işe yarar, ya da ne derece aklın fonksiyonu ile eşleştirilebilir olduğu tartışılır. Yeri gelir, seaece iç dinamiklar çerçevesinde bile canlılığın büyük bir bölümü, hatta tamamı ortadan kalkar. Bunun böyle olmayacağının bir garantisi var mı? Yok. Böylelikle geri besleme de köy sandığına gider.

Ya da istersen doğadaki geri beslemeye sen bir örnek ver. "Doğanın hafızası"ndan kastın nedir, onu de hele.

Doğadaki akıl deyip durduğun şeyle, insandaki aklı birebir eşleştirbildiğin zaman; her ikisi için de aynı tanımı verebildiğin zaman doğada da akıl var diyebiliriz. Sorun, insan aklından yola çıkıyor olman. Doğadaki akıl tehlikeli bir söylem. O zaman dangoz bir teist de çıkıp seksen tane spekülasyon üretip, mevzuyu dejenere edebilir. Ediyor da. Sana kalkıp da aynı yordam üzerinde hesap sorduğu vakit ne halt yiyeceksin..? Doadaki akıl diye bir argümanın varsa; argümanın ve tanımın çok net, çok sağlam olmak zorunda. Senin yaptığın şekilde sonuçtan ya da nitelikleri cımbızlamak kafi gelmez. Evrende serseri mayın gibi dolaşan asteroidleri ve onların bir gün dünyaya da çarparak tüm canlılığı da beraberinde eşek cennetine gönderebileceği ihtimalini doğanın aklının neresine monte edeceksin? doğanın aklı canlılığı depremlerin olmadığı, asteroidlerin çarpma ihtimalini olmadığı ya da bu tehlikenin mutlak şekilde bertaraf edilbileceği bir dünyaya yerleştireydi ya? Elinde koskoca akıl, önünde de milyarlarca yıl varken hemi de? dünyanın tamamını insana uygun hale getirşeymiş ya hele? Akıllı insan götü donmasın diye evler, ısınma sistemleri yapıyor, doğanın sunduğunun ötesine geçiyor? Doğa ise saldım çayıra mevlam kayıra metodunu izliyor.

Bu soruya cevaplar verilmiş. Pantesit olunca, teistik bir tanrıya ne kadar yer var ise, ateizmde de o kadar var. Ya da cevabı sen ver hele biraz kafa yor da.

Konunun ve zurnanın da zırt dediği yer burası. Onca dil dökmemizin nedeni de. Hacı'nın bahsettiği mevzu ayrı, senin alttan alta kaşıdığı mevzu apayrı. Resmen "akıllı" ve "tasarım" kelimelerini kolaj tarzı bir kes yapıştır neticesinde bir araya getirerek "akıllı tasarım"ı ortaya atıyorsun. Kendince bir kelime oyunu türeterek kuyuya taşı atıyorsun. Biz de bir yanlış anlaşılmaya mahal vermemek amacı ile upraşıp telef oluyoruz.......Akıllı tasarımın literatürdeki en net karşılığı, teistik, en kabadayısı tesitik bir tanrıya gönderme yapmasındadır. Bir amaca istinaden verilmiş dizayn. Ayar. E kardeşim senin dediğin akıllı tasarım ile literatürde kastedilen şey, yaradılışçılık, teleolojik argüman aynı şey mi?

Zurnanın ikinci zırt ya da zurt ettiği yer de burası. Kendisi dışında bir şeye muhtaç olmamak. Bu kadarı kafi. Bu kadarı yeterli. Gerisi hikaye. The rest is history. Kendi dışında birşeye muhtaç olmamak demek, tanrıyı da dışarıda bırakır.

Bu arada panteizmle ilgili verdiğin link, içeriği itibariyle gözüme güzel gözüktü. Şimdi vaktim yok ama ilk fırsatta inceleyeceğim.

Bir şey daha ekleyeyim:

Birincil kurama(herşeyi kuramı) erişildiği vakit -eğer erişilirse- işte o zaman evrendeki tüm sabitlerin-kuvvetlerin vb. sadece oran ve büyüklüklerini de değil, neden bu değerlere sahip olduklarının da cevabı verilecektir. Ve bu bilgi(cevap) evrenin yaşamı içerip içermemesi, insanın olup olmamasından bağımsız bir açıklama olacaktır. İnsancıl ya da antropik bakış açısı, hatta buna "insancıl sanrılar" diyelim, o vakit ait olduğu yere, yokluğa ebediyen göç edecektir.

Daha önce de yazdığım gibi, 60 milyon yıl önceki bir bakış açısı dünyayı ve evreni dinozorlara göre anlamlandırabilirdi. Ama bir taş parçası onları ve faraziye olarak varolabilecek bu tür bir bakış açısını mezara gönderdi. Evrenin anlamı hakkındaki her akıl yürütme, içindekilerden bağımsız olarak, 100 milyon yıl önceki evrene de, şimdiki evrene de aynı şekilde uygulanabilmelidir. Bizler dünyanın halihazırdaki dinozorlarıyız. Hatta o bile değiliz. Sadece kibirliyiz. Sırada ne var?

 

Alıntı


Panteizme vardırırdım konuyu onunda sorunları var.

Panteizmde herşey birbirine bağımlı der ama bilgi ve enerji ışık hızından hızlı yayılamıyor.Mesafe arttıkça etkileşimlerde gecikme oluyor.

420px-Inverse_square_law.svg.png

Ters kare yasası var.Uzaklık artıkça ulaşan bilgi ve enerjinin şiddeti azalıyor.

Ateizm ve panteizm arasında  git gellerim çok oldu.

Herşeyi bilmiyorum.Bilmemde imkansız.Ömrümün sonuna kadar agnostik takılmaya devam edeceğim.
:)

 


 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 minutes ago, experimental said:

 

Şimdi bir de agnoztisizm mevzusuna girmeyelim ama, yine de:

Ha şunu bileydin. Teistik bir tanrıyı mantık yoluyla; formel mantıkla, önermeler mantığıyla, insan aklı sınırlarında kalarak varlayamıyorsan eğer, ateist olmakta bir beis yok güzel kardeşim. Fizik ve doğa bilimleri zaten kalan kısmını süpürüyor. İstersen ötesinde agnostik ol..

Ha, şunları ANTİATEİST'e de anlatıver hele, aynı hesabı kullanabilme imkanınız olduğu üzere. :)

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, teflon yazdı:

Şimdi bir de agnoztisizm mevzusuna girmeyelim ama, yine de:

Ha şunu bileydin. Teistik bir tanrıyı mantık yoluyla; formel mantıkla, önermeler mantığıyla, insan aklı sınırlarında kalarak varlayamıyorsan eğer, ateist olmakta bir beis yok güzel kardeşim. İstersen ötesinde agnostik ol..

Ha, şunları ANTİATEİST'e de anlatıver hele, aynı hesabı kullanabilme imkanınız olduğu üzere. :)

 Onunla 10 senedir tartışıyoruz.:)



 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Agnostisizmi aşmak için tanrının olanaksızlığının bilincine varmak gerekiyor. Bu da yetmiyor, asıl korkulardan sıyrılmak gerekiyor. Adıl handikap, tanrının olma olasılığından ürkmektir. Tabii ki çok saçma ve yersiz bir korku, ama korkuda mantık olmaz.

Biz yıllardır bu konuları çok tartıştık. Tanrı varsa diye  varsayım geliştirip öyle bile tartıştık. Ne tarafından tutarsan tut, tanrı ya bir de varsa diye korkmak çok gülünç ve saçma. Ateist bilince ulaştıktan sonra tanrının var olma olasılığından bir zamanlar korkmuş olmak çok komik geliyor. İnsan çocukluğunda ıvırdan zıvırdan korktuğunu hatırlar da güler ya, aynısı... 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 06.11.2016 at 22:20, experimental said:

 Onunla 10 senedir tartışıyoruz.:)

Bir de birşey daha eklemek isterim.

Kendiliğinden örgütlenme deyip duruyoruz ama, sadece kendiliğinden örgütlenme ile bu noktaya gelmek pek tabi mümkün değil. Doğal seçilimin, "kör saatçinin" devreye girmesi gerekiyor. Canlılık için konuşacak olursak, proton pompası sonrası için geçerli olabilir belki bu..Senin akıllı dediğin şey, kör saatçinin ta kendisi.

İkinci husus da zamanla ilgili. Zaman her şeyi değiştirir demiştim. İnsanlığın kabaca 250.000 yıllık olduğunu düşünelim. Neredeyiz? ...Bir yerlerdeyiz işte. Moleküler biyoloji, uzay çağı, kuantum bilgisayarlar; yapay zeka sanki göz kırpacak gibi..vs. vs.

Şimdi başka bir ırkı ele alalım. Evrenin başka bir yerindeki hipotetik bir ırk. Onlar misal 100.000 yıllık olsun. Aynı zamanda da bizim ölçeğimize göre 19 yüzyıl başları seviyede. Ya da hatta tam ortaçağda olsunlar.

Şimdi biz onlardan daha ileri bir ırk olduğumuz için onlardan akıllıyız diyebilir miyiz? Yoksa onların bu seviyeyi bizdem yarıdan az bir zamanda elde etmiş olmalarını (150.000 yıl gibi korkunç bir fark) hesaba katmalı mıyız? Kim daha akıllı?

Yoksa böyle bir sorgu abes midir?

İnsanlık bir 100.000 sene daha hayatta kalmayı becerebilse ne olur..?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 11/6/2016 at 22:16, teflon said:

Şimdi bir de agnoztisizm mevzusuna girmeyelim.

Sikinti yok :)istersen girelim. Ama canını sıkarım biraz Teflon :). Ayrica konuyu açan kişi bir teist ; panteist falan degil. Anti-ateist ile aynı kafada bir zombi-mental. Keh keh keh. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, impressivo yazdı:

Sikinti yok :)istersen girelim. Ama canını sıkarım biraz Teflon :). Ayrica konuyu açan kişi bir teist ; panteist falan degil. Anti-ateist ile aynı kafada bir zombi-mental. Keh keh keh. 

Location:panteist world yazmışsınız.Görüşlerinizi merak ettim.Benim için sıkıntı yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...