Komünizm Parayı buluncaya, feminizm kocayı buluncaya kadarmış!!

[Misafir]

19 Kasım 1999’da Atina’ya gelen ABD Başkanı Bill Clinton aleyhinde düzenlenen büyük protesto gösterilerinde ön saflarda yer alan Aleksis Çipras, bu kez 17 yıl sonra ülkeyi ziyaret eden ilk ABD Başkanı olan Obama’yı Başbakan olarak karşıladı

Çipras, Obama’yı “Ziyaretiniz bizim için büyük sevinç ve onur kaynağı” diyerek selamladı.

http://www.hurriyet.com.tr/17-yil-once-eylemci-dun-ise-basbakan-40278926

[yeniçeri53 0]

Bunlar rejimdir.Şişmanlarsan şayet o zaman rejim yaparsın ha bak bu komunizmdir.Zayıflarsan o zamanda pastayı büyütüp yersin bu da Liberal ekonomi!Zaten Komunizmin sonuda budur.İhtiyacın kadar tüket o zaman seni tutanmı var.Ha bak Çinde Serbest Piyasa Ekonomisini Çin Komunist partisi uyguluyor.

[leonardo18 0]

Faşizm karı buluncaya kadar, Dincilik de yapacak iş buluncaya kadar, Ülkücülük çoluk çocuğa karışıncaya kadar, ateizm 30 yaşına kadar, Lİberalizm de emekli oluncaya kadar.

[Tremor 0]

1 hour ago, liberaldüşünce1776 said:

19 Kasım 1999’da Atina’ya gelen ABD Başkanı Bill Clinton aleyhinde düzenlenen büyük protesto gösterilerinde ön saflarda yer alan Aleksis Çipras, bu kez 17 yıl sonra ülkeyi ziyaret eden ilk ABD Başkanı olan Obama’yı Başbakan olarak karşıladı

Çipras, Obama’yı “Ziyaretiniz bizim için büyük sevinç ve onur kaynağı” diyerek selamladı.

http://www.hurriyet.com.tr/17-yil-once-eylemci-dun-ise-basbakan-40278926

Niye la?

Davasından dönenlere senin gibi liboş deniyor işte..niye üzülüyorsun ki?Sizin familya genişliyor işte.Övünülecek bir durum senin için..

Türk tipi liberallerde müşteriyi bulana kadardır,sonra hemencecik yalamaya başlarlar.

[Misafir]

11 dakika önce, Tremor yazdı:

Niye la?

Davasından dönenlere senin gibi liboş deniyor işte..niye üzülüyorsun ki?Sizin familya genişliyor işte.Övünülecek bir durum senin için..

Türk tipi liberallerde müşteriyi bulana kadardır,sonra hemencecik yalamaya başlarlar.

Obama ile karşılassan malafatını bile yalarsın ;))

[Robespierre 0]

5 hours ago, liberaldüşünce1776 said:

Obama ile karşılassan malafatını bile yalarsın ;))

Ulan nasıl bir ruh hastasısın sen ya. İlk önce geldi minnoş minnoş yazıyor, ben de kolejli bebe falan sandıydım bunu. Zenci fantazin mi var lan senin? 

[Tatarka 0]

Eşitsizliğin hem ulusların kendi içinde ve gruplar arasında, hem de ülkeler arasında arttığı artık bilinen bir gerçek.Birleşmiş Milletlerin,1999 yılı İnsani Kalkınma Raporu’na (HDR) göre, bugün dünya gelir dağılımı piramidinde ilk yüzde 20’ye giren yüksek gelir grubu, dünya gelirinin yüzde 86’sını almaktadır. Bu en zengin yüzde 20, aynı zamanda, dünyadaki toplam ihracatın yüzde 82’ini, doğrudan yabancı yatırımların yüzde 68’ini, dünya telefon hatlarının yüzde 74’ünü almaktadırlar.

Yoksul ülkelerde yaşayan, en düşük gelir grubunu oluşturan yüzde yirmi ise, her bir sektörde yaklaşık yüzde birini almaktadır. Gelir dağılımında en zengin yüzde yirmiye giren dilim ile, en yoksul yüzde yirmilik dilime giren grup arasındaki mesafe, 1960’da 30’da bir iken, 1997’de 70’de bire çıkmıştır. Yine aynı rapora göre, 1980-1996 yılları arasında, sadece 33 ülke gayri safi milli hasılalarında yıllık yüzde üçlük bir büyüme gerçekleştirebilmiştir. Buna karşılık çoğunluğunu Afrika ülkeleri ile eski doğu bloğu ülkelerinin oluşturduğu, 59 ülkede gayri safi milli hasıla gerilemiştir. Tanzanya gibi bir takım ülkelerde, borç ödemeleri, eğitim ve sağlık harcamalarından defalarca fazladır.

Bir taraftan zenginlik yaratan dünyadaki küreselleşme süreci, diğer taraftan da bazı gelişmekte olan ülkeleri marjinalleştirme tehdidi ile karşı karşıya bırakmaktadır. Dünya Bankası’nın küreselleşme sürecine paralel olarak, gelişmekte olan ülkelerin, sanayileşmiş ülkelerden daha hızlı büyümeleri dolayısıyla, zenginle yoksul arasındaki mesafenin azalacağı şeklindeki iddiasına karşılık, HDR’nin rakamları tersini ortaya koymaktadır. 1980 ve 90’larda zenginlerle yoksullar arasındaki fark derinleşmiştir. 1960 yılı ile 1993 yılı arasında, gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasındaki mesafe üç katına çıkmıştır.

Bugün dünyanın 200 zengin kişisi, insanlığın yoksul yüzde 41’inin toplamından daha fazla gelir elde etmektedir. Ayrıca teknolojik düzey bakımından da, gelişmişlerle gelişmekte olan ülkeler arsındaki mesafe açılmaktadır. Şöyle ki bugün teknolojik gelişmenin en önemli unsurlarından olan patentlerin yüzde 97’sini sanayileşmiş ülkeler ellerinde tutmaktadır. B.Milletler’in ortaya koyduğu rakamlar, zengin Kuzey ile yoksul Güney arsındaki farkın azalmak yerine, artmakta olduğunu göstermektedir. Küreselleşme süreci, sadece gelişmişlerle azgelişmişler arasında değil, sanayileşmiş ülkeler arasında da bir dengesizlik yaratmaktadır. Bu denge büyük ölçüde Amerika lehinedir. Biraz da bu sebeple, bazı kişiler küreselleşme sürecine dünyanın Amerikanlaşması da demektedirler.Öte yandan sınırların giderek daha çok kalktığı ve küresel bir köyün ortaya çıktığı iddia edilse bile, herkesin bu küresel köyün vatandaşı olabileceği konusunda kuşkular vardır. Bir taraftan küreselleşen profesyonel elitlerin önündeki engeller kalkarken, vasıf düzeyi düşük, milyarlarca insanın engelleri sürekli yükselmektedir.

Günümüzde Hewlet Pakard, Motorola ve IBM gibi şirketler, Hindistan’dan uzmanlar getirerek istihdam etmektedirler. Hintli vasıflı işgücü, ABD ya da Batı Avrupa ülkelerindeki benzer vasıflı meslektaşlarından daha düşük ücretlerle çalışmakta ve şirketlerin maliyetlerinde düşüşe yol açtığı iddia edilmektedir. Yerel bilgisayar uzmanları buna karşı çıksalar bile, hükümetler bu olayı desteklemektedirler. Vasıfsız işçilerin karşısında sürekli duvarları yükselten hükümetler bunlara, sadece istisnai durumlarda uygulanan vizeler vermektedir.
 

[Tatarka 0]

Bu açıkladığım hususlara benzer bir durum bizim için de söz konusu olmuştur.Türkiye’de, bir danışmanlık firmasının öncülüğünde, bilişim sektöründe yatırımlara giren holdinglerin bünyelerinde istihdam edilmek üzere, Hindistan’dan bilgisayar mühendisi getirmişler ve bu mühendisler, çalışmaya başlamışlardır. Bağlantıyı kuran aracı firma, Hindistan’dan beyin gücü ithaline önümüzdeki dönemde de devam edeceklerini belirtmektedir.  Türkiye’de yeni olan bu gelişme, hem bizim açımızdan, hem de küreselleşme açısından, geleceğe ilişkin oldukça önemli imalar taşımaktadır. Her ne kadar Türkiye’de farklı ülkelerden gelen vasıfsız çok sayıda kaçak işçi olsa bile, bu tarz bir olay yenidir ve vasıflı işgünün küreselleşmesi sürecini anlamak açısından da önemlidir. Bu durumun devam etmesi halinde, uzun vadede belli bir düzeyde, Türkiye’deki bilgisayar mühendislerinin gelirlerinin kısmen aşağıya çekilmesi söz konusu olabilir. Ancak ülke ekonomisinin geneli açsından şüphesiz bir kazanç olacaktır. Yeryüzünün bu en zengin ülkesinin toplam üretimi sürekli arttığı halde, istatistiklere göre artış, piramidin üstünde yer alan en zengin yirmi milyon aileye yaramaktadır. (Kapitalizm gerçeği) 

Bu grup içinde de bir adalet söz konusu değildir. Çünkü burada da tahminen yarım milyon kişi ABD’deki özel mülkiyetin üçte birine sahiptir. Bunun yanında Thurow gibi bazı ünlü ekonomistler, Amerika’nın yaptığı bazı işsizlik istatistiklerini yanıltıcı bulduklarını beyan etmektedirler.  Küresel rekabetin yarattığı inançları da ihtiva eder. Bir eşitsizlik sistemi sadece bazı insanlara diğerlerinden daha fazla kaynak vermez, aynı zamanda bazı düzenlemeleri adil olarak tanımlar. Nitekim neyin eşitsiz (adaletsiz) olduğu toplumdan topluma değişir. Böylece toplumsal eşitsizlik meşrulaşır. Hemen hemen her yerde ayrıcalıklı insanlar toplumsal tabakalaşmaya büyük destek verirler.  Tabakalaşma toplumsal bir olgudur ve bireylerin yeteneklerini kullanmasını büyük ölçüde etkiler. Hareketliliğin düşük olduğu ve katı bir tabakalaşma sistemine sahip olan toplumlarda  bireysel yeteneklerin kullanılması son derece güç olacaktır. 

 

[Khan 0]

On 17.11.2016 at 21:58, Tatarka said:

Bu açıkladığım hususlara benzer bir durum bizim için de söz konusu olmuştur.Türkiye’de, bir danışmanlık firmasının öncülüğünde, bilişim sektöründe yatırımlara giren holdinglerin bünyelerinde istihdam edilmek üzere, Hindistan’dan bilgisayar mühendisi getirmişler ve bu mühendisler, çalışmaya başlamışlardır. Bağlantıyı kuran aracı firma, Hindistan’dan beyin gücü ithaline önümüzdeki dönemde de devam edeceklerini belirtmektedir.  Türkiye’de yeni olan bu gelişme, hem bizim açımızdan, hem de küreselleşme açısından, geleceğe ilişkin oldukça önemli imalar taşımaktadır. Her ne kadar Türkiye’de farklı ülkelerden gelen vasıfsız çok sayıda kaçak işçi olsa bile, bu tarz bir olay yenidir ve vasıflı işgünün küreselleşmesi sürecini anlamak açısından da önemlidir. Bu durumun devam etmesi halinde, uzun vadede belli bir düzeyde, Türkiye’deki bilgisayar mühendislerinin gelirlerinin kısmen aşağıya çekilmesi söz konusu olabilir. Ancak ülke ekonomisinin geneli açsından şüphesiz bir kazanç olacaktır. Yeryüzünün bu en zengin ülkesinin toplam üretimi sürekli arttığı halde, istatistiklere göre artış, piramidin üstünde yer alan en zengin yirmi milyon aileye yaramaktadır. (Kapitalizm gerçeği) 

Bu grup içinde de bir adalet söz konusu değildir. Çünkü burada da tahminen yarım milyon kişi ABD’deki özel mülkiyetin üçte birine sahiptir. Bunun yanında Thurow gibi bazı ünlü ekonomistler, Amerika’nın yaptığı bazı işsizlik istatistiklerini yanıltıcı bulduklarını beyan etmektedirler.  Küresel rekabetin yarattığı inançları da ihtiva eder. Bir eşitsizlik sistemi sadece bazı insanlara diğerlerinden daha fazla kaynak vermez, aynı zamanda bazı düzenlemeleri adil olarak tanımlar. Nitekim neyin eşitsiz (adaletsiz) olduğu toplumdan topluma değişir. Böylece toplumsal eşitsizlik meşrulaşır. Hemen hemen her yerde ayrıcalıklı insanlar toplumsal tabakalaşmaya büyük destek verirler.  Tabakalaşma toplumsal bir olgudur ve bireylerin yeteneklerini kullanmasını büyük ölçüde etkiler. Hareketliliğin düşük olduğu ve katı bir tabakalaşma sistemine sahip olan toplumlarda  bireysel yeteneklerin kullanılması son derece güç olacaktır. 

 

Dışarıdan mühendis getirilmesi arz-talep meselesi ile ilgili.

Dünya nüfusu artıyor.

Çalışacak adam çoksa iş ücretleri düşer, azsa artar.

Bu kadar basit bu.

 

Bizim için önemli olan kendi ülkemiz içindeki gelir dağılımını gruplar arasında yakın bir yere çekip çok kişinin refahını arttırmak(bkz. Gini katsayısı).

Ülkenin refah durumu artarsa en az payı alan da en azından biraz daha iyi durumda olacak.

Kapitalizmde amaç zaten pastayı olabildiğince eşit parçalara bölmek değildir.

Pastayı büyütmektir.

Pasta büyüyünce yüzdeliği en düşük olanlar bile daha fazla tatmin olacaklardır.

Daha iyi bir duruma gelmek için öncelikle bu sıkıntıların çekilmesi gerekiyor.

 

Tabii nüfus artarken bazı şeyler zor...

 

[ekremaktaş 0]

On 17.11.2016 at 13:57, leonardo18 said:

Faşizm karı buluncaya kadar, Dincilik de yapacak iş buluncaya kadar, Ülkücülük çoluk çocuğa karışıncaya kadar, ateizm 30 yaşına kadar, Lİberalizm de emekli oluncaya kadar.

bu forumda 30dan aşağı ateist hemen hemen yok yalnız. en genç 27 galiba. ateistfikir 18 onu biliyorum. ama çoğunluk bayağı yaşlı.

[Misafir]

On 17.11.2016 at 19:24, Robespierre yazdı:

Ulan nasıl bir ruh hastasısın sen ya. İlk önce geldi minnoş minnoş yazıyor, ben de kolejli bebe falan sandıydım bunu. Zenci fantazin mi var lan senin? 

Bana deme, zenci gördüğü zaman, kapıya çıkan Komünist lider Çipras'a söyle. ;))

[Robespierre 0]

2 hours ago, liberaldüşünce1776 said:

Bana deme, zenci gördüğü zaman, kapıya çıkan Komünist lider Çipras'a söyle. ;))

Çipras bizim familyadan değil bebeğim benim. Ben Chavez'in hala oğluyum. Amerikalı yakaladık mı Washington'a doğru eğiyoruz kafalarını.

[Robespierre 0]

Ha. konunun başlığından uzaklaşmışız lan. 46 yaşındayım, taş gibi ateistim.

Her türlü acıyı, sıkıntıyı yaşadım. Defalarca ölümle burun buruna geldim. Sevdiklerimi toprağa verdim. Hiç aklıma tanrı baba gelmedi. 

İnsanlar ideolojilerini genelde 40'lı yaşlarının başında terk eder. 30 biraz erken olmuş. Ama ateizm bir ideoloji değildir. Ateizm pırasa sevmemek gibidir. Ebedi yemem o pırasayı. O ne lan öyle...

[Tremor 0]

On 17.11.2016 at 14:24, liberaldüşünce1776 said:

Obama ile karşılassan malafatını bile yalarsın ;))

Zenci malafatının tadına varmışsın belli ki,görünce dayanamazsın dediğine göre içine iyi almışsın..Niye çıkardın ki?içinde kalaydı ..!

[whocares 0]

5 saat önce, Robespierre yazdı:

Ha. konunun başlığından uzaklaşmışız lan. 46 yaşındayım, taş gibi ateistim.

Her türlü acıyı, sıkıntıyı yaşadım. Defalarca ölümle burun buruna geldim. Sevdiklerimi toprağa verdim. Hiç aklıma tanrı baba gelmedi. 

İnsanlar ideolojilerini genelde 40'lı yaşlarının başında terk eder. 30 biraz erken olmuş. Ama ateizm bir ideoloji değildir. Ateizm pırasa sevmemek gibidir. Ebedi yemem o pırasayı. O ne lan öyle...

O değilde senin ekmeğe falan saygın var mı onu söyle ? Nimete falan nasıl muamele yapıyorsun çok merak ediyorum.  Düşürünce ya da ayak altına gelince falan başına dokundurup kaldırıyor musun ? Ateizm de hiçbir dogmatik düşünce olmamalıdır. Milliyetçiler ya da komunistler, vatanı her ne durumda olursa olsun hatta müslimlerin pis aleti altında dahi olsa canını o ülke için veren bir ahmaktan ateist olunacağını sanmıyorum. Hala teistlikten kırıntılar kalmış çünkü...

Tüm dogmatik ve saçma bir kültürün aşılamış olduğu düşünceleri aşmanız gerekli.

[whocares 0]

Bu arada yurtseverlik ile milliyetçilik farklı şeylerdir onuda belirtiyim. Yani bir ateistin yurtsever olması mantıklı olabilir. Yurtseverlik, kişinin elinde olan bir şeydir! Muhakkak doğduğu ülkeyi benimsemek zorunda değil sonradan seçebilir bu tıpkı eş gibidir bir kadını seversin ve evlenirsin ona karşı sadık kalırsın o da sana karşı sadık kalır. Ama bir ülke sana karşı sadık değilse, ve hatta ülkenin kodunda laiklik-medeniyet varsa bile o şekilde işlemiyorsa-işletmiyorlarsa! o kadına hala zorunda olduğun gerekçesiyle bağlı kalman senin dogmatik düşünceye sahip olduğunu gösterir bu tamamen ahmaklıktır. Sana ihanet etmiş birisini ne diye benimseyesin ki ?

Kasım 21, 2016 tarihinde whocares tarafından düzenlendi

[Robespierre 0]

2 hours ago, whocares said:

O değilde senin ekmeğe falan saygın var mı onu söyle ? Nimete falan nasıl muamele yapıyorsun çok merak ediyorum.  Düşürünce ya da ayak altına gelince falan başına dokundurup kaldırıyor musun ? Ateizm de hiçbir dogmatik düşünce olmamalıdır. Milliyetçiler ya da komunistler, vatanı her ne durumda olursa olsun hatta müslimlerin pis aleti altında dahi olsa canını o ülke için veren bir ahmaktan ateist olunacağını sanmıyorum. Hala teistlikten kırıntılar kalmış çünkü...

Tüm dogmatik ve saçma bir kültürün aşılamış olduğu düşünceleri aşmanız gerekli.

Oğlum, sen komik bir kozmopolitizm tuzağına düşmüşsün. Sana yalan söylüyorlar. Batılılar seni asla kendilerinden görmeyecekler. Sen sadece kendi vatanında birinci sınıf insan olabilirsin. Bu ülke istesen de istemesen de senin kaderin. Sen kendi ülkene bağlanır, kendi ülkeni yüceltirsen batılılar da sana saygı duyar.

Kozmopolitizmine uymayan herşeye dogmatik düşünce diyorsun. Sana aşılanan fikirler, seni köleleştirmeyi amaçlıyor. Fikir sandığın basit sloganlar çok çok sığ. 

Teistlik falan. Bunlar hakikaten senin ağzına büyük gelen sözler. Din bir ortaçağ ideolojisi ve komik bir masaldır. Buna inanmayan bir insan hiçbir taahhüt altına girmez. Hele de senin o absürt kozmopolitizmini benimseme gibi bir mecburiyetimiz kesinlikle yok.

[Robespierre 0]

5 hours ago, Tremor said:

Zenci malafatının tadına varmışsın belli ki,görünce dayanamazsın dediğine göre içine iyi almışsın..Niye çıkardın ki?içinde kalaydı ..!

Lan, bu topa hiç girmezdim ama dayanamadım. Oğlum seks bir noktada biter. Sürekli içerde kalmak diye birşey var mı? Eey gidi gençliğimizin mavrasını hatırlattın bana. Barlarda çakırkeyf hatunlara yanaşıp "çıkarmadan 5" derdik. Sen onu da aşmışsın.

[Misafir]

17 saat önce, Tremor yazdı:

Zenci malafatının tadına varmışsın belli ki,görünce dayanamazsın dediğine göre içine iyi almışsın..Niye çıkardın ki?içinde kalaydı ..!

Ben almadım ki, komünist pislikler almış baksana. 

 

[impressivo 0]

8 hours ago, liberaldüşünce1776 said:

Ben almadım ki,

Liboş,  sen ekonomi konusundan hiçbir bok anlamayan andavalın tekisin.Aklınca kapitalizmi savunup, liberallik kavramıyla özgürlükten dem vuruyorsun. Bu kavramlar, sadece tanımlamalarla olmaz, uygulama da gerekir. çünkü tanımlamalarla, uygulamalar her zaman çelişmiştir. Şahsen ben, sosyal demokrasiyi, karma ekonomiyi savunan bir ekonomistim. Yani,demek istediğim dengeli bir tutum içinde olmak gerekiyor. Ağa babalarının şakşakçılığına yapacağına, git bi kendine don al, allaın dilencisi !