Jump to content

ŞEMS CARİYEN KAÇTI AMA ,BEN O İŞİ ALLAHLA YAPTIM, DEDİ


Recommended Posts

İşte böyleee.

                  

 
 
BENİM SAFTİRİK MİLLETİM , KİM ŞEYİM HIYAR DESE TUZU ALIR PEŞİNE KOŞAR,MEMURLAR NETTEN ALINMIŞTIR.
_________MEVLANA HIYA...............nın.. HIYA..................LARI Mustafa.____________________________________________

Mesnevide, cinsel tacizden de bahsedilerek, neredeyse sapıklık literatüründeki tüm örnekler tet tek kitaba aktarılmaya çalışılmıştır. Şöyle ki:

Sözü kuvvetli, cerbezesi yerinde bir vazeden vardı. Minbere çıkmış vazediyordu. Kadın, erkek, herkes minberin dibine toplanmıştı. Cuhada bir çarşap giyip yüzünü örttü, kadınlar arasına karıştı. Kimse onu tanımıyordu. Bir kadın, vaz edene gizlice sordu: ?Kasıktaki kıllar, namazın bozulmasına sebeb olur mu?------------------------------------------------------------------------------------------ Vaiz dedi ki: ?Uzun olursa namaz mekruh olur. Ya hamam otuyla, ya ustura ile tıraş etmen lazım ki, namazın tamam olsun, kabul edilsin. Kadın,Ne kadar uzun olursa namazım kabul olmaz? dedi. Vaaz eden dedi ki: Bir arpa boyu uzun olursa traş etmek farzdır. -------------------------------------------------------------------------------------------Cuha hemen kızkardeş dedi, bak bakalım, benim kasığımın kılı o kadar olmuş mu? Tanrı rızası için elini uzat da bir yokla. Bakalım, mekruh olacak kadar uzamış mı? Yanındaki kadın, Cuhanın şalvarına el atar atmaz eline aleti geldi. Derhal şiddetli bir nara attı. Hoca: Sözüm gönlüne tesir etti dedi. Cuha dedi ki:

Hayır, gönlüne tesir etmedi, eline tesir etti. A akıllı adam, gönlüne tesir etseydi vah haline...? (Mesnevi-Celaleddin Rumi c: 5 s: 272)
_Mustafa:(Mevlana gerçekten tamda müslümanların aradığı adam)_________________________________________________

Celaleddin Rumi, Mesnevide erkeğin seks gücünü de şu hikayeyle dile getirir:

O yiğitler de Musuldan döndü, yola düştü. Yolda bir ormana, bir yeşilliğe geldi. Aşk ateşi, öyle bir parlamıştı ki, yerle göğü fark etmiyordu. Çadır içinde o ay parçasına kasdetti. Akıl nerede, halifeden korkma nerede? Şehvet, bu ovada davul dövdü mü akıl dediğin ne oluyor ki a turp oğlu turp. Yüzlerce halife, o anda o erin ateşli gözüne bir sinekten aşağı görünür. O kadına tapan er, şalvarını çıkarıp cariyenin ayak ucuna oturdu. -------------------------------------------------------------------------------------------Aleti, dosdoğru gideceği yere giderken orduda bir gürültü, bir kızılca kıyamettir koptu. Er sıçradı, çırılçıplak, açık saçık, bir halde ateş gibi Zülfikar elinde dışarı çıktı. Bir de ne görsün, ormandan kara bir erkek aslan kendisini ordunun içine kapmış koyvermiş. Atlar ürküp köpürmüşler, her çadır ve ahır yeri yıkılmış, herkes birbirine girmiş. ---------------------------------------------------------------------------------------------Erkek aslan, ormanın gizli bir yerinden fırlamış, havaya deniz dalgası gibi tam yirmi arşın sıçramıştı. Er, pek yiğitti, aldırış bile etmeden sarhoş bir erkek aslan gibi aslanın önünü kesti. Kılıcıyla bir vurdu, başını ikiye böldü. Derhal o ay yüzlü dilberin bulunduğu çadıra koştu. O hurinin yanına gelince aleti hala dimdikti. Öyle bir aslanla savaştı da erliği, yine sönmedi, hala ayaktaydı.-------------------------------------------------------------------------------------------- O tatlı ve ay yüzlü güzel onun erliğine şaşıp kaldı. İstekle ona kendisini teslim etti. O anda o iki can birleştiler... Bir kaç gün murat alıp murat verdiler. Fakat sonra o büyük suçtan pişman oldu. Ey güneş yüzlü, bu işe dair halifeye birşey söyleme diye cariyeye yemin verdi. Halife cariyeyi görünce sarhoş oldu, onun tası da damdan düştü. -------------------------------------------------------------------------------------------Onu, övdüklerinin yüz misli güzel buldu. Hiç görme, işitmeye benzer mi? Halife buluşmayı diledi, bu maksatla cariyenin yanına gitti. Onu andı, aletini kaldırdı. O cana canlar katan, o sevgisini gittikçe artıran güzelle buluşmaya niyetlendi. Kadının ayakları arasına oturdu. Oturdu ama takdir, zevkinin yolunu bağladır. Farenin çatırtısı kulağına değdi. Aleti indi, uyudu, şehveti tamamıyle kaçtı... Cariye halifenin gevşekliğini görünce kahkahalarla gülmeye başladı...------------------------------------------------------------------------------------------- O erin, aslanı öldürüp geldiği halde hala aletinin inmediğini hatırladı. Kahkahası arttıkça arttı... Bir türlü gülmesi dinmiyordu. Nihayet halife alındı, huysuzlandı. Hemencecik kılıcını kınından sıyırdı. Habis dedi, neden gülüyorsun? Söyle... Cariye aciz kalınca ahvalini anlattı. O yüz Zal?a bedel olan Rüstem?in erliğini söyledi. --------------------------------------------------------------------------------------------Yoldaki gerdeği, o sırada vukua gelen halleri bir bir nakletti. Erin kılıcını çekip gidişini, aslanı öldürdükten sonra gelişini, aletinin hala gergedan boynuzu gibi ayakta olduğunu söyledi. Ondan sonra namuslu halifenin gevşekliğini ve farenin bir çıtıştısından aletinin söndüğünü görünce dayanamayıp güldüğünü bildirdi...? (Mesnevi-Celaleddin Rumi c: 5 s: 315)

Bu sapık kimseler, seks konusunda o derece ileri gitmişler ki Celaleddin Rumi?nin şeyhi olan Şemsi Tebrizi ile alakalı olarak şöyle bir kıssayı da anlatır dururlar:

(((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((

Mustafa:SAPIKLIĞIN BUKADARINA NEDENİR ARKADAŞLAR SİZ SÖYLEYİN.MEVLANANIN SEVGİLİSİ SAPKIN ŞEMS ALLAHLA YATAK İŞİ YAPMIŞMIŞ:

Günlerden bir gün Şemsi Tebrizi?nin cariyesi kaybolmuş(Bu cariyeyi ŞEMSE verende Mevlana ki Konyayı terketmesin diye). Bulunması için bütün müridlerine haber salınmış. Her ne kadar arandıysa da cariye bulunamamış. İşte bu hal üzereyken Celaleddin Rumi, şeyhinin yanına gelmiş. --------------------------------------------------------------------------------------------Bir de ne görsün... Şeyh cariyeyle alt üst olmuş bir vaziyette... Oradan hemen uzaklaşmak istemiş mevlana... Şemsi Tebrizi onun geldiğini anladığı için, onu içeri girmesi çağırmış. İçeri girdiğinde ise cariye ortadan yok olmuş.. Bunun üzerine Şemsi Tebrizi, Celaleddin Rumi?ye şöyle demiş:

Tanrı, sevdiği kullarına istedikleri gibi gelir. Bazen ben ona giderim, bazen ise o bana gelir...? (Menakibul Arifin-Ariflerin Menkibeleri)(yanı Şems altımdaki Allah idi demek istiyor.BUKADAR SAPITMIŞLARI BU MİLLET KUTSUYORSA ALLAHA ınanmış olabilirlermi?Mustafa.

)))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))

Dünya tasavvuf büyüğü olarak adlandırılan Celaleddin Rumi?nin Mesnevi?si ve onlarla ilgili hikaye ve kıssaların yazıldığı kitkardeşrda onları düşünceleri, görüldüğü gibi açıkca meydandadır.

Sapık tasavvuf ehli, hiçbir kural tanımaksızın Mesnevi gibi kitkardeşrda yazılan zırvaları yazanları bir ilah, yazılanları da bir vahiy ve Kur?an diye nitelemekte, böylece küfrünü olanca hızıyla ortaya koymaktadır.

Celaleddin Rumi?ye tapılır derecesinde saygı duyulduğunu aşağıdaki hikayede vurgulamaktadır:

Yine nakledilir ki, Celaleddin Rumi, çok vakitler hamama gider, tıraş olurdu. Dökülen kılları, dostlar uğur sayarak alırlardı. Meğer ki, büyük kimse hamamın hücresinde oturmuştu. Bu adam:

Eğer o kıllardan bir miktar elime düşerse, Celaleddin Rumi?nin müridi olurum? diye içinden geçirdi. Celaleddin Rumi, o kıllardan bir miktar o azize verilmesini derhal emretti. Bu aziz, hemen o anda baş koyup mürid oldu, hizmetler yaptı ve Sema?lar tertip etti.? (Menakibul Arifin (Ariflerin Menkibeleri)-A. Eflaki-MEB Yay c: 1 s: 552)

Bir adamın kasık kıllarına bu ihtimam gösterilirse, kendisine gösterilecek saygıyı hiç düşündünüz mü?

Celaleddin Rumi, öleceği günü Düğün Günü, gecesine de ALLAH?ına (!) kavuştuğu için Gerdek Gecesi demesine rağmen böyle bir kimse acaba neden tapılırcasına ululanmaktadır ?

Memurlarn.net

Mustafa: Bu yazılanların çok daha AYIP tarafları varda bu konuları yazanlar Mevlananın o SAPKINLIKLARINI yazmayı kendilerine yedirememişlerdir.Bu herifi kutsayan milyonları düşününce gerçekten insan üzülüyor.Hele ÜNİVERSİTELERİ,İLAHIYATLARI bitiripde bu herifin peşinde DÖRTNALA kalkanlara ne demeli bilemiyorum.--------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ben burdan şunu çıkarıyorum.Okullarımız halaaaaaa Avrupanın 500 yıl gerisini işliyür.MENFAAT sandikları her REZALET GERÇEKLERİN % 90 önünde seyreyliyür.İnsanın gözüne bakabaka öyle YALANLAR söyleniyürkü sanki dersin %200 adam doğru söylüyür.-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Bu nedenledirki yazılan Türk tarihlerine nerdeyse değil yabancılar biz bile INANAMIYORUZ.GEÇMİŞTE İLERİ GELEN TÜRKÜN BİRİ ŞÖYLE DEMİŞTİR---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------GERÇEKLERİ YAZMAYAN TARİH UTANSIN.Bu adam aslında gerçekleri tarihe yazdırmayanlar utansın diyecektide olaki çekindiği birileri vardı

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...