Jump to content

Akıllı tasarım


Recommended Posts

  • İleti 361
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

1 dakika önce, kavak yazdı:

Simdi Siz burada ne demek istiyorsunuz ?

Benim anlayısım biraz kıt; anlatın bakalım.

Alıntı falan istemem, biraz emek verip yazın da görelim.

Daha önce yazdım.Bir daha yazayım.

Eser varsa tasarımcısı vardır.

Bu tasarımcıda Tanrıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 dakika önce, TENTEN yazdı:

Daha önce yazdım.Bir daha yazayım.

Eser varsa tasarımcısı vardır.

Bu tasarımcıda Tanrıdır.

Ben Size bunu sormadım, lütfen iyi okuyunuz.

Böyle iki cümleyle kurtulamazsınız. 

Hiç yorum yapmadan, zırt pırt resim asacağınıza, adam gibi oturun ne demek istediğinizi kendiniz yazınız.

Evet, yukarıdaki asmıs olduğunuz fotoğraf makinelerinin yasları kaç, gözün yası kaç ?

Yoksa Siz de mi, biz insanların langırt diye bir saniyede olustuğunu zannediyorsunuz ?

 

 

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, kavak yazdı:

Ben Size bunu sormadım, lütfen iyi okuyunuz.

Böyle iki cümleyle kurtulamazsınız. 

Hiç yorum yapmadan, zırt pırt resim asacağınıza, adam gibi oturun ne demek istediğinizi kendiniz yazınız.

Evet, yukarıdaki asmıs olduğunuz fotorğraf makinelerinin yasları kaç, gözün yası kaç ?

Yoksa Siz de mi, biz insanların langırt diye bir saniyede olustuğunu zannediyorsunuz ?

 

 

 

Fotoğraf makinelerinin icadı  200 senelik diyelim.

Göz langırt diye oluşmadı.Böyle bir iddiamda yok.

Tanrıya inanıyorum.Daha ne yazayım.:)

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, sağduyu yazdı:

Allah'ın yapımcısı araplar, Zeus'un yapımcısı da Yunanlar.

 

 

 

33 dakika önce, kavak yazdı:

:D

Sonunda renginizi belli ettiniz. Nihayet tanrınızın (Tasarımcınızın) ismini de öğrenmis olduk.

Neden sasırmadık acaba ?

 

Ağız alışkanlığı bundan sonra Allah demem Tanrı derim.:)

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

.Akıl ve mantığı kullanarak, göz gibi karmaşık bir yapının kendiliğinden olamayacağını düşünüp tanrıyı ispatlamaya çalışıyorsun. Bunu insan yapımı makineleri kullanarak destekliyorsun. 

O makineler pat diye olmuyor akıl ve mantığı kullanarak tanrının insanlığı pat diye yaratmasının mantıksız olması gerektiğini düşünmen gerek. Yine akıl ve mantığı kullanarak, doğa üstü fantastik güçlere inanmaman gerekiyor. Çünkü akıl ve mantık doğrultusunda denizin asa ile ikiye ayrılması gibi şeyler gerçek olamaz.

Haliyle sen işine geldiği gibi davranan bizi akıl ve mantığı kullanmış gibi göstererek kandırmaya çalışan bir şarlatansın. Kusura bakma beynin bu gerçeği göremiyor.

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, Sundance said:

Konuştuğumuz konu Roger Penrose'un hesabı.

Roger Penrose'un hesabı tanrının delili midir? Lütfen buna açık olarak cevap ver.

a ) Eğer "Roger Penrose'un hesabı evreni tanrının yarattığının delilidir." diyorsan o zaman bu hesabın başka hiç bir koşulda bu sonucu veremeyeceğini, başka hiç bir alternatif bulunmadığına dair kanıtlarını öne sür lütfen. 

b ) Eğer "Roger Penrose'un hesabı tanrının delili olmak zorunda değildir, hesabın sonucunun bu şekilde çıkmasının nedeni tanrı dışında bir etken olabilir" diyorsan zaten bu argümanın evreni tanrının yarattığının delili olmadığını söylemiş olursun ki tekrar tekrar aynı şeyi söylemenin de faydası yok.

Samimi biri a) şıkkını seçebilmek için elimizde yeterli veri olmadığını itiraf etmek zorundadır. Evreni yeteri kadar tanımıyoruz, Roger Penrose'un hesabında kullandığı sabitlerin özelliklerini %100 bilemiyoruz, başka evrenler olup olmadığını bilemiyoruz. Belki de hiç bir zaman bilemeyeceğiz ancak bilemeyecek olmamız hiç bir zaman tanrının kanıtı olamaz. 

Aynı şekilde birisi de kanıtlarını ortaya koymadan kalkıp da c) "Roger Penrose'un hesabı çoklu evrenlerin delilidir." diyemez. 

 

Evrim konusuna gelince. Bir şeyi gözlemlemek için birebir kendi gözlerin ile görmek zorunda değilsin. Mikropları görmeye gözün elverişli değil ama mikroskop kullanarak görüyorsun. Uzak yıldızları görmeye gözün elverişli değil ama teleskop kullanarak görebiliyorsun. Radyoteleskop kullanarak tayflarını inceleyebiliyorsun. Ağırlığını ölçerek bulunduğu ortamdaki kütle çekimini gözlemleyebiliyorsun. Hızını ölçerek hareket ettiğini gözlemleyebiliyorsun.

Dolayısıyla evrimi gözlemlemek için bizzati yanında olmak zorunluluğu gibi bir durum yok. Elimizde evrim olgusunu gözlemleyebilmek için bir sürü kanıt var. Fosiller başta geliyor tabii ama illa eski tarihli gözlemleyeceğiz diye bir şey yok. DNA dizilimlerinin karşılaştırılması, yakın tarihli evrimler, bakteri evrimleri gibi bir sürü güncel evrim gözlemi mevcut.

Bu yüzden evrim, bir inanç değil bir olgudur. Günümüzde nasıl ki kimse ben yer çekiminin var olduğuna inanıyorum demiyorsa ben evrimin var olduğuna inanıyorum demek de abestir, geçersizdir, beyhudedir.

Tanrının varlığına delil bulunması ile yokluğuna delil bulunmaması arasında dünyalar kadar fark var. "Bana olmadığını kanıtla!" argümanı takdir edersiniz ki çok zayıf bir argüman. Varlık ortaya koymayan bir şeyin yokluğu kanıtlanamaz. Aynı mantıkla, noel baba, periler, cinler, ejderhalar, elfler, orklar da inanılacak şeylerdir.

Lütfen delilinizi ortaya koyunuz. Tanrının nerede, hangi koşullarda gözlemlenebileceğini açıklayınız. Şimdiye kadar kimse böyle bir varlık ortaya koyamadı. En yakını "İşte benim peygamberim öyle olduğunu söylüyor" Tabii bu yeterli değil. Bizzati gözlemlenebilecek varlık ortaya koymalısınız. 

Ateizmin evrenden hiç bir beklentisi yoktur. Teistlerin aksine biz beklentilerimiz ile yorum yapmıyoruz, realitenin peşindeyiz. Ve realitede tanrı namına hiç bir şey yok ise o halde bunu bir takım duygusal beklentiler içinde nasıl var hale getiririz demenin manası yok. Ortaya hiç bir varlık ortaya koymayan sonsuz şey tanımalayabilirim size. Noel baba, ejderha, elf, peri, cin diye başlarım Xasdad, Gdsfdslk diye devam ederim. Her birine de bir tanım yüklerim. Bu yüzden eğer ortaya varlık koymamışsa yok kabul ediyoruz.

 

 

Hayır, ateizmin evrenden bir beklentisi vardır. 

Bugün evrenin ezelden geldiği kanıtlanırsa siz dahil bütün ateistler şiddetle bu yeni durumu savunacaklardır. 

Eğri oturup doğru konuşalım, evrenin bir başlanıcı olmasını mı tercih ederdiniz yoksa ezelden geldiğini mi ? 

İkinci şık size daha hoş gözükecektir.

Çünkü ateizme göre bu BEKLENEN bir durumdur.

Çünkü ateizm felsefesine göre evrenin bir başlangıca sahip olmasını gerektirecek bir SEBEP yoktur. 

Fakat teizme göre evrenin bir başlangıca sahip olması BEKLENEN bir olgudur. 

Tanrı'nın ne olduğu yada kim olduğu ise tamamiyle konu dışıdır ve bizi ilgilendiren bir durum değildir.

Buradaki SORU Tanrı'nın kim olduğu yada NE olduğu değildir. 

Buradaki SORU tüm bu olguları en iyi açıklayan felsefi görüşün NE olduğudur. 

Tek bu olgu yok tabii.

Mesela; EVRENİN ANLAŞILIR olması, MATEMATİKSEL bir örgüye sahip olması ve EVRENİN YASALARA sahip olması yine TEİZM açısından BEKLENEN bir olgudur.

Fakat Ateizm açısından tesadüfen oluşan bir evrende bu tarz olguları gerektirecek bir SEBEP yoktur.

Yani beklenen bir durum değildir.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 dakika önce, ANTİATEİST yazdı:

Hayır, ateizmin evrenden bir beklentisi vardır. 

Bugün evrenin ezelden geldiği kanıtlanırsa siz dahil bütün ateistler şiddetle bu yeni durumu savunacaklardır. 

Eğri oturup doğru konuşalım, evrenin bir başlanıcı olmasını mı tercih ederdiniz yoksa ezelden geldiğini mi ? 

İkinci şık size daha hoş gözükecektir.

Çünkü ateizme göre bu BEKLENEN bir durumdur.

Çünkü ateizm felsefesine göre evrenin bir başlangıca sahip olmasını gerektirecek bir SEBEP yoktur. 

Fakat teizme göre evrenin bir başlangıca sahip olması BEKLENEN bir olgudur. 

Tanrı'nın ne olduğu yada kim olduğu ise tamamiyle konu dışıdır ve bizi ilgilendiren bir durum değildir.

Buradaki SORU Tanrı'nın kim olduğu yada NE olduğu değildir. 

Buradaki SORU tüm bu olguları en iyi açıklayan felsefi görüşün NE olduğudur. 

Tek bu olgu yok tabii.

Mesela; EVRENİN ANLAŞILIR olması, MATEMATİKSEL bir örgüye sahip olması ve EVRENİN YASALARA sahip olması yine TEİZM açısından BEKLENEN bir olgudur.

Fakat Ateizm açısından tesadüfen oluşan bir evrende bu tarz olguları gerektirecek bir SEBEP yoktur.

Yani beklenen bir durum değildir.

 

Yörüngedeki çaydanlık çarpsın ki evrenden her hangi bir beklentimiz yok. :) Eğer evren bizim tercihlerimize göre biçimlenecek olsa idi herhalde daha renkli bir şeyler tercih ederdik.

Yani ateistlerin tanrı şimdi çıkıp varlığını gösterse buna inanmamayı tercih edeceklerini mi söylemeye çalışıyorsunuz? :)

Ateizm öyle kişisel hoşlanma endeksine bağlı bir şey değil ki. Referans olarak bilimi alır. Bilimde ise duyguya yer yoktur. Bilim neyin daha şık, daha hoş veya daha cici olduğu ile ilgilenmez. Realite ne ise odur. 

Eğer ateistlerin evrenin başlangıcının olmamasını daha akla yatkın bulmaları gerektiği gibi bir şey öne sürüyorsanız böyle de bir zorunluluk yoktur. Hiçlikten madde oluşumunu akla yatkın bulan ateistler var mesela. 

Siz "Evet, şimdi siz ateistler hep birlikte "Evrenin başlangıcı yoktur" diyin, ben de "Evrenin başlangıcı vardır" diyecem sonra da bakın size ne kadar haklı olduğumu muhteşem bir şekilde kanıtlayacağım" gibi kendi kendinize gelin güvey olmaya çalışıyorsunuz sanki. :)

Yani tekrar tekrar söylüyoruz, şu anda elimizde yeteri kadar veri yok, dolayısı ile ortada kanıtlanan bir şey yok diyoruz. Dönüp dolaşıp "Tamam kanıt yok daha, hadi bakalım hangi yok, daha fazla yok?" gibi bir tutum içine giriyorsunuz. Sanki multiverse teorisinin elinde 3 kanıt yok da, evreni tanrı yaratmasının elinde 1 kanıt yok gibi. Yani yokluk üzerinden nereye varacağınızı düşünüyorsunuz?

Evrenin başlangıcının olması, olmaması kiminin aklına yatar, kiminin hoşuna gider, kiminin sevgisini kazanır da, sonuç? Beklenti bilgi veriyor mu?

- "Evrenin bir sebebi olması benim çok hoşuma gidiyor" 

- "Eeeee?"

- "Öyle ise evreni en iyi açıklayan felsefe budur"

- "İyi de ne gözlemin var elinde? Sınayabiliyor musun gözlemini?"

- "Yok, elimde hiç bir veri yok. Belki de hiç bir zaman edinemeyeceğim bu veriyi. Ama evrenin bir sebebi olması gözüme çok hoş gözüküyor."

Ne oldu, beklenti olması, tercih edilmesi, göze hoş gözükmesi bir bilgi verdi mi? Yok vermedi. 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, Sundance yazdı:

Yörüngedeki çaydanlık çarpsın ki evrenden her hangi bir beklentimiz yok. :) Eğer evren bizim tercihlerimize göre biçimlenecek olsa idi herhalde daha renkli bir şeyler tercih ederdik.

Yani ateistlerin tanrı şimdi çıkıp varlığını gösterse buna inanmamayı tercih edeceklerini mi söylemeye çalışıyorsunuz? :)

Ateizm öyle kişisel hoşlanma endeksine bağlı bir şey değil ki. Referans olarak bilimi alır. Bilimde ise duyguya yer yoktur. Bilim neyin daha şık, daha hoş veya daha cici olduğu ile ilgilenmez. Realite ne ise odur. 

Eğer ateistlerin evrenin başlangıcının olmamasını daha akla yatkın bulmaları gerektiği gibi bir şey öne sürüyorsanız böyle de bir zorunluluk yoktur. Hiçlikten madde oluşumunu akla yatkın bulan ateistler var mesela. 

Siz "Evet, şimdi siz ateistler hep birlikte "Evrenin başlangıcı yoktur" diyin, ben de "Evrenin başlangıcı vardır" diyecem sonra da bakın size ne kadar haklı olduğumu muhteşem bir şekilde kanıtlayacağım" gibi kendi kendinize gelin güvey olmaya çalışıyorsunuz sanki. :)

Yani tekrar tekrar söylüyoruz, şu anda elimizde yeteri kadar veri yok, dolayısı ile ortada kanıtlanan bir şey yok diyoruz. Dönüp dolaşıp "Tamam kanıt yok daha, hadi bakalım hangi yok, daha fazla yok?" gibi bir tutum içine giriyorsunuz. Sanki multiverse teorisinin elinde 3 kanıt yok da, evreni tanrı yaratmasının elinde 1 kanıt yok gibi. Yani yokluk üzerinden nereye varacağınızı düşünüyorsunuz?

Evrenin başlangıcının olması, olmaması kiminin aklına yatar, kiminin hoşuna gider, kiminin sevgisini kazanır da, sonuç? Beklenti bilgi veriyor mu?

- "Evrenin bir sebebi olması benim çok hoşuma gidiyor" 

- "Eeeee?"

- "Öyle ise evreni en iyi açıklayan felsefe budur"

- "İyi de ne gözlemin var elinde? Sınayabiliyor musun gözlemini?"

- "Yok, elimde hiç bir veri yok. Belki de hiç bir zaman edinemeyeceğim bu veriyi. Ama evrenin bir sebebi olması gözüme çok hoş gözüküyor."

Ne oldu, beklenti olması, tercih edilmesi, göze hoş gözükmesi bir bilgi verdi mi? Yok vermedi. 

 

 

 

 

Ya ben aslında konuyu ısrarla nereye çekmeye çalıştığınızı çok iyi anlıyorum da belki benim ne demek istediğime dönüp bir bakarsınız diye tekrar tekrar hassas ayarların sizi hiç bir yere götürmeyeceğini anlatmaya çalışıyorum. :)

Size iki soru:

1- Evrenin bir sebebi olduğunu düşünüyor musunuz? 

a ) Evrenin bir sebebi olmak zorundadır. Sebepsiz olamaz. Çünkü ......

b ) Evrenin bir sebebi olmak zorunda değildir.

2- Tanrının bir sebebi olduğunu düşünüyor musunuz?

a ) Tanrının bir sebebi olamaz. Çünkü .....

b ) Tanrının bir sebebi olmak zorundadır. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, TENTEN yazdı:

Akıllı tasarım tanrı hakkında bilgi vermez.

Eser varsa tasarımcı vardır der. 
https://tr.wikipedia.org/wiki/Akıllı_tasarım

"Akıllı tasarım" iddiası, "tanrı var. demekki dinler gerçek" aldatmacası için kullanılmasaydı, daha saygıdeğer bir teori olabilirdi.

Akıllı olsa bile, ne kadar akıllı....; dünyanın durumuna baktığımızda, bunun sonuçlarını akıl ile ilişkilendirmek çok da mantıklı görünmüyor.

İnsan zekasına yakın bir bilinçten bahsedebiliriz. Bu bilinç de zaten, büyük olasılıkla evrenin kendisine ait ve içinde rastlantısallık da var.

 

Evren dışında bir akıl kaynağı varsa, bu doğal ve açıklanabilir bir canlı olmak zorundadır. 

Böyle bir canlı var, ve bu gezegene ulaştı diyelim. planlarında hata olduğunu ancak bizimle çalışarak telafi etmek istediğini söyledi.

Bu durumda, bu kişiye en çok ateistler değer verecektir. Teistler ise, şeytan olarak görüp düşman ilan edecektir.

Bu yüzden dinlerin, "bizi varedene teşekkür, vefa" gibi iddiaları, çok açık bir yalandır, sahtekarlıktır!

Din, bir menfaat cepheleşmesidir.  Tanrı denen şey de onların insanları aldatmak için kullandığı bir saçmalıktır.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, ANTİATEİST yazdı:

Roger Penrose'un hesabı tanrının delili midir? Lütfen buna açık olarak cevap ver.

a ) Eğer "Roger Penrose'un hesabı evreni tanrının yarattığının delilidir." diyorsan o zaman bu hesabın başka hiç bir koşulda bu sonucu veremeyeceğini, başka hiç bir alternatif bulunmadığına dair kanıtlarını öne sür lütfen. 

b ) Eğer "Roger Penrose'un hesabı tanrının delili olmak zorunda değildir, hesabın sonucunun bu şekilde çıkmasının nedeni tanrı dışında bir etken olabilir" 

diyorsan zaten bu argümanın evreni tanrının yarattığının delili olmadığını söylemiş olursun

Lütfen daha önce sorduğum konunun özü olan soruya cevabını ortaya koy.

Önce delil konusunda anlaşalım sonra neyi neden tercih ediyoruz onu hallederiz.

 

tarihinde Sundance tarafından düzenlendi
ekleme
Link to post
Sitelerde Paylaş

Akıllı tasarım demeyi biliyorsunuz ama manyakça psikopat tasarım demeye hiç yanaşmıyorsunuz. Onu niye söylemiyorsunuz? Hangi psikopat manyak tasarımcı canlıların birbirini yemeden hayatta kalamayacağı bir düzen tasarlar? O dediğiniz akıldan azıcık da sizde olsa da bunu düşünebilseniz.

Hayır ben anlamıyorum. Canlıların durmaksızın, kesintisiz birbirlerini yemek zorunda oldukları şu hayatı nasıl bir tasarımcının tasarladığını düşünebiliyorsunuz? Bu düşünceye nasıl dayanıyorsunuz? Bu tasarımcının her gün yüzelli kere gelmişine geçmişine sövmeden nasıl rahat yatabiliyorsunuz?

Eğer bu bir tasarım sonucu, düşünülerek, planlanarak gerçekleştirilmiş olsaydı bu dayanılmaz, kaldırılamaz, katlanılamaz bir durum olurdu. Bu kabusların olabilecek en kötüsü olurdu. İyi ki bu doğadan sorumlu bir tasarımcı yok! Olması kadar berbat bir durum düşünemiyorum.

Bu doğayı kimse tasarlamadı. Doğa evrimleşerek oluştu. Aksi çok korkunç bir şey olurdu, buna dayanılamaz, katlanılamaz. ve kabul edilemezdi. Kim her gün köpeklerin birbirini parçalamasını seyretmeden duramaz? Elbette manyak bir psikopat. Bu ancak pislik bir kafadan kaçık manyaktır. Bu mu sizin tasarımcınız!

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, Sundance yazdı:

Sanki multiverse teorisinin elinde 3 kanıt yok da, evreni tanrı yaratmasının elinde 1 kanıt yok

Tanrıcılar Big-Bang teorisine denize düşenin yılana sarıldığı gibi sarıldılar. Halbuki Big-Bang bunların düşündüğü gibi bir şey değil. Çoklu evrenler kuramı aklen zorunludur. Yegane bir evren olması akla tamamen aykırı ve olanaksız.

Ayrıca bu konuda çok kesin bilimsel kanıt da bulundu. Big Bang tek noktadan meydana gelen bir patlama olsaydı, oluşan medde homojen olarak yayılır ve küresel bir gaz bulutundan başka bir şey oluşmazdı. Galaksilerin topaklaşması olanaksız olurdu. Sütün tereyağı olarak topaklaşma verebilmesi için çalkalanması lazım.

Süper bilgisayarlarda iki evren artığı karadeliğin çarpışması simülasyonları yapıldı. Çarpışma açısında çok çok küçük değişiklikler yapılarak sayısız simülasyon gerçekleştirildi. Bu çarpışma açılarından biri, evrenimizin şu anda sahip olduğu kozmik fon radyasyonu deseninin aynısı bir şok dalgaları deseni verdi. Böyle bir çarpışmada şok dalgaları tek merkezli küresel dalgalar olarak yayılmazlar. İç içe geçen dalgalar girişim yapar ve desenler oluşturur.

Demek ki oluşan sayısız evrenler içinde bazı evrenler çarpışma açısına bağlı olarak uygun bir evren olabiliyorlar. Bazı evrenler hayata elverişli olmuyor. Aynen evrenimizdeki her yıldızın yörüngesinde hayata elverişli gezegenler olmayışı gibi. Bu da bir seçilim ve evrimdir. Evrenlerin evrimi.

Evrenimizde genişlemeye rağmen bölgesel birleşme eğilimleri var. Örneğin galaksimiz Samanyolu ile üç kat büyük komşu galaksi Andromeda korkunç bir hızla yaklaşıyorlar. Süper galaksi kümemizde The Great Attractor adı verilen devasa bir çekim merkezi var. Bunun muazzam bir karadelik olduğu düşünülüyor. Bu, bölgemizdeki her şeyi yutacak.

Sonuçta evrenimizden arkaya sadece elmadan kalan çekirdekler gibi karadelikler kalacak. Büyük Yırtılma ile evrenimizin sona ermesi ile birlikte ortadan kalkan kütleçekimi nedeniyle bunlar mermi gibi boşluğa saçılacaklar. Başka bir evren artığı karadelik ile karşılaşan olursa, çok uzaktan başka bir kütleçekim etkisi olmadığı için birbirlerini hissedecekler ve devasa bir yay çizerek birbirlerine yönelecekler.  Yaylar giderek daralarak vals yapmaya başlayacaklar. Mesafe kısaldıkça korkunç bir hızla birbirlerine doğru gelecekler. Etrafta başka hiç bir kütleçekim etkisi yok. Sadece ikisi var. Çarpışma çok yaklaştığında neredeyse kafa kafaya direk birbirlerine yönelecekler. Fakat çok çok küçük bir çarpışma açısı mutlaka kalacak. Buna "başlangıç durumuna hassas bağlılık"  diyoruz.  Çok küçük açılar çok büyük farklılıklar yaratır.

Bummmm... Çarpışmadan yayılan şok dalgaları girişim desenleri oluşturarak evrenin başlamasını sağlayacak. Bu girişim deseninin düğüm noktaları galaksileri tetikleyecek ve madde topaklaşıp galaksi disklerini oluşturan girdaplar ortaya çıkacak.

Çoklu evrenlerin serüvenleri böyle. Bilimciler çok temkinlidir. Henüz bu kanıta rağmen multiverse kuramı felsefeden bilim alanına aktarılmadı. Neden, çünkü tamamını gözlemleyemediğimiz evrenin ötesinde çoklu evrenleri kurgulamayı bilimin alanına getirmekte fazla acele etmemek gerek. İnsanlığın bunu geliştirmeye daha çok zamanı olabilir. Güneşimiz dünyamıza en az bir milyar yıl daha dostça ışıyacak. Sonrasında düşmanlaşacak ama bir milyar yıl çok korkunç uzun bir zaman.  

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, democrossian yazdı:

Tanrıcılar Big-Bang teorisine denize düşenin yılana sarıldığı gibi sarıldılar. Halbuki Big-Bang bunların düşündüğü gibi bir şey değil. Çoklu evrenler kuramı aklen zorunludur. Yegane bir evren olması akla tamamen aykırı ve olanaksız.

Ayrıca bu konuda çok kesin bilimsel kanıt da bulundu. Big Bang tek noktadan meydana gelen bir patlama olsaydı, oluşan medde homojen olarak yayılır ve küresel bir gaz bulutundan başka bir şey oluşmazdı. Galaksilerin topaklaşması olanaksız olurdu. Sütün tereyağı olarak topaklaşma verebilmesi için çalkalanması lazım.

Süper bilgisayarlarda iki evren artığı karadeliğin çarpışması simülasyonları yapıldı. Çarpışma açısında çok çok küçük değişiklikler yapılarak sayısız simülasyon gerçekleştirildi. Bu çarpışma açılarından biri, evrenimizin şu anda sahip olduğu kozmik fon radyasyonu deseninin aynısı bir şok dalgaları deseni verdi. Böyle bir çarpışmada şok dalgaları tek merkezli küresel dalgalar olarak yayılmazlar. İç içe geçen dalgalar girişim yapar ve desenler oluşturur.

Demek ki oluşan sayısız evrenler içinde bazı evrenler çarpışma açısına bağlı olarak uygun bir evren olabiliyorlar. Bazı evrenler hayata elverişli olmuyor. Aynen evrenimizdeki her yıldızın yörüngesinde hayata elverişli gezegenler olmayışı gibi. Bu da bir seçilim ve evrimdir. Evrenlerin evrimi.

Evrenimizde genişlemeye rağmen bölgesel birleşme eğilimleri var. Örneğin galaksimiz Samanyolu ile üç kat büyük komşu galaksi Andromeda korkunç bir hızla yaklaşıyorlar. Süper galaksi kümemizde The Great Attractor adı verilen devasa bir çekim merkezi var. Bunun muazzam bir karadelik olduğu düşünülüyor. Bu, bölgemizdeki her şeyi yutacak.

Sonuçta evrenimizden arkaya sadece elmadan kalan çekirdekler gibi karadelikler kalacak. Büyük Yırtılma ile evrenimizin sona ermesi ile birlikte ortadan kalkan kütleçekimi nedeniyle bunlar mermi gibi boşluğa saçılacaklar. Başka bir evren artığı karadelik ile karşılaşan olursa, çok uzaktan başka bir kütleçekim etkisi olmadığı için birbirlerini hissedecekler ve devasa bir yay çizerek birbirlerine yönelecekler.  Yaylar giderek daralarak vals yapmaya başlayacaklar. Mesafe kısaldıkça korkunç bir hızla birbirlerine doğru gelecekler. Etrafta başka hiç bir kütleçekim etkisi yok. Sadece ikisi var. Çarpışma çok yaklaştığında neredeyse kafa kafaya direk birbirlerine yönelecekler. Fakat çok çok küçük bir çarpışma açısı mutlaka kalacak. Buna "başlangıç durumuna hassas bağlılık"  diyoruz.  Çok küçük açılar çok büyük farklılıklar yaratır.

Bummmm... Çarpışmadan yayılan şok dalgaları girişim desenleri oluşturarak evrenin başlamasını sağlayacak. Bu girişim deseninin düğüm noktaları galaksileri tetikleyecek ve madde topaklaşıp galaksi disklerini oluşturan girdaplar ortaya çıkacak.

Çoklu evrenlerin serüvenleri böyle. Bilimciler çok temkinlidir. Henüz bu kanıta rağmen multiverse kuramı felsefeden bilim alanına aktarılmadı. Neden, çünkü tamamını gözlemleyemediğimiz evrenin ötesinde çoklu evrenleri kurgulamayı bilimin alanına getirmekte fazla acele etmemek gerek. İnsanlığın bunu geliştirmeye daha çok zamanı olabilir. Güneşimiz dünyamıza en az bir milyar yıl daha dostça ışıyacak. Sonrasında düşmanlaşacak ama bir milyar yıl çok korkunç uzun bir zaman.  

Democ, 

Henüz ortada elle tutulur bir şey koyamadıkları için kalkıp da dincilerin önüne şak diye koyamıyoruz. Dinciler bilimin önce cephesindeki boşlukları her zaman tanrı ile doldurmaya çalışmıştır. Bir zamanlar günlük işlerimizden, güneşin doğup, yağmurun yağmasında sorumlu olan tanrılara bu olayların ne kadar basit, ne kadar doğal olaylar olduğu aydınlatılınca bu sefer dünyayı yaratma, insanı yaratma, cennetler, cehennemler yaratma sorumluluğu yüklenmiştir. Bunlar da gayet güzel aydınlatınca tanrı mecburen eteklerini toplayıp evrenin sonuna kaçmak zorunda kalmıştır. Dincilerin şimdi evren de evren, evren de evren diye sayıklamaları da bilimin henüz bu konuyu netleştirmemiş olmasından doğan karanlıktan faydalanmalarıdır. 

Teistler bilimin henüz bu konuyu netleştirmemiş olmasından faydalanıp madem sizin elinizde elle tutulur kanıt yok, o zaman bizim kanıtsız tanrımız da sizin biliminiz ile eş değer konumdadır diye boşluğa yerleşmeye çalışıyorlar. :) Bunu yaparken elbette birileri onlara inanacak, etraflarında toplanacak, bu insanların ihtiyacı için bir ocak kaynayacak, kendileri de o ocağın başına pöstekilerini atıp keyiflerine bakacaklar. :)

Roger Penrose'un hesapladığı insanın oluşması için gereken entalpinin olasılığında kullanılan evrensel değişimlerin hangi değerler alabileceğini, bu değerlerin değişimi ile evrenin nasıl bir değişim göstereceğini, bu değerlerin birini değiştirmenin diğerlerini etkileyip etkilemediğini, bu değerlerin gerçekten sabit mi yoksa zamanla değişken olup olmadığını, bu sabitlerin evrenin lokal bölgelerine göre değişim gösterip göstermediğini ne kadar iyi biliyoruz? Yani ortaya bir hesap konmuş bu sayı çok küçük de, çok küçük! Eeeee olabilir. Eğer belirli bir gezegenin üzerinde yaşam oluşma ihtimalini hesaplarsan o sayı da çok küçük. Eğer tek bir fotonun, DNA'nın tek bir noktasını, tam doğru yerden vurması ihtimalini düşünürsen o da çok küçük. AMA OLUYOR BUNLAR! Çünkü bir ihtimalin çok küçük olması, deneme sayısı kat be kat fazla olduktan sonra hiç bir şey ifade etmez. 10^10^123'de bir insan oluşma ihtimali varsa evrenin ortaya çıkışı ile 10^10^10^10^10^123 evren sayısı için sayısız insan oluşmak zorundadır.

Teistler tek bir olasılığı alı bu olasılığın bilincin kanıtı olduğunu iddia ediyorlar. Dikkat edin hassas ayarın kanıt olduğunu ifade ediyorlar. İşte bunlar tanrının delileri diye ortaya sunuyorlar. E biz de soruyoruz. Bizim elimizde dünya kadar gözlemlediğimiz şey var da yine de evrenin oluşumu ile ilgili kesin yorum yapamıyoruz da sizin elinizde gözlemlediğiniz ne var ki bu kadar kesin bir şekilde "İşte deliiiiiil, işte kanııııııt" diye gürlüyorsunuz? Cevap olarak hemen "Biz delil demedik kiiiii, biz kanıt demedik kiiiii" diye cevap veriyorlar. :)

Yani önce ortada gerçekten bir delil olmadığı meselesi var. Sonra o hassas ayarın ne kadar doğru hesaplandığı var. Sonra o hassas ayarın ne kadar hassas olduğu meselesi var. Sonra ayar yapabilecek bildiğimiz anlamda bir tanrının mümkün olmaması meselesi var. :)

Yani biz üç kuruşluk bilgimizle bütün bunların böyle olduğunu biliyoruz da, anlı şanlı felsefecilerin hiç bir şeyden haberi yok mu da kalkıp televizyonda abuk subuk şovlar yapıyorlar? 

Dikkat edin Harun Yahya denilen Adnan Oktar artık bilimin gayet net ortaya koyduğu evrim olgusu ile yalan dolan şeyler anlatırken bilim konusunda eğitim almamış, bilgi sahibi olmayan insanlara hitap ediyor. İşte felsefe yapıyorum ayağına evrenin oluşumu üzerinden kanıt sunduğunu ortaya koyanların izlediği yol da birebir budur. İnsanların bilgi sahibi olmamalarından faydalanmak. Zaten bu konuyu Türkiye'de gündeme getiren, getirmesi için birileri tarafından pompalanan şahıs da bu Adnan Oktar denilen düzenbazın bizzati yanında bulunmuş eski mürididir.

 

 

tarihinde Sundance tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, ANTİATEİST yazdı:

Bugün evrenin ezelden geldiği kanıtlanırsa siz dahil bütün ateistler şiddetle bu yeni durumu savunacaktır.  

 

Konunun özü bu cümledir işte

Ortada bir kanıt olması durumunda başka bir şey savunulabilir mi?

Dünyanın yuvarlak olduğu kanıtlandıltan sonra başka bir şey savunabilen kaldı mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evren, ezelden gelmeyince ne oluyor... Dinler gerçek mi oluyor?  Bu ne biçim bir mantık !   

Evren nasıl oluşursa, oluşsun... zerre kadar değişen bir şey olmaz; Bu ilkel dinlerin hepsi de, ahlaksızca ortaya atılmış bir yalandır !

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...