Jump to content

Müslümanların taşlama ve sopalama çelişkisi


Recommended Posts

  • İleti 115
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

3 hours ago, democrossian said:

Direkt bağlantı yok dedim, dolaylı bağlantı kaçınılmaz elbette. Eee ne olmuş? Aya mı bakalım takvime gerek yok mu?

 

Aya elbet bakmayacaksin çünkü senin elinde takvim var, bilgisayar var. Yillarin sayisini oralardan ögrenebilirsin. Ama Yûnus 5'te belirtildigi üzere yillarin sayisini dolunaylara bakarak bilmek te mümkün. O imkani sen iSTERSEN kullanirsin, takvime bakmaya imkan bulamayanlar ise KESiNLiKLE kullanirlar.

Örnegin Kuran'in indigi çagda bütün dünyada ve özellikle Araplarin yaşadigi ortamda takvim yok, elbet duvar takvimi de yok, radyo, tv, bilgisayar, gazeteler... yok. O çagda oralarda yasayanlar dolunaylara bakarak bildiler yillarin sayisini.

Kuran'da söyleneni dogru anlayacagiz öncelikle, örnegin Kuran'da geçen SENE kelimesini kamerî yil diye çarpitmayacagiz. Günümüzde gûya islam diye yapilan uygulamalara ondan sonra neler neler olur, hayal edebiliyorsan hayal et.  

Baglanti olayina gelince, direkt/dolayli diye bi ayrim yok. Iyi düsün. Sonra ben de anlatmaya çalisayim gerçekten gerekiyorsa.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Doğrudan bağıntı ile direkt bağıntı çok farkeder. Dünya ile güneşin hareketleri direkt bağıntılı. Ay ise dolaylı. Dünya aracılığı ile bağıntılı.

Aya bakarak güneş takvimi bir yıl içinde olacak iş değil. Uzun vadede dolunay sayısı ile güneş yılları arasında dolaylı bağlantıdan dolayı çakışma elbette olacak ama yıl içinde ayı izleyerek güneş takvimi işi olacak bir şey değil.

30 günde bir dolunay izleniyor. 12 dolunay izledin mi 360 gün ediyor. Halbuki güneş yılı daha bitmedi. Artık beş günü ve dört yılda bir altı günü ne yapacaksın? Güneşle Ay arasında bir uyum bulunmuyor. Uzun vadedeki dolaylı uyumun takvim izlemene bir yararı yok. Güneş takvimi Aydan bağımsızdır. Ay ile alakası dolaylı olduğu ve uzun vadeye yayıldığı için takvim düzenlemesine bir yararı yok.

Şimdi çölde bedevisin. Ay bir devre tamamladı. Bir ay geçti dedin değil mi... Bir evre daha tamamladı. Bir ay daha geçti dedin. Ayın evrelerine gün ekleyemeyeceğine göre artık günleri aylara nasıl dağıtacaksın?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Buradaki öneri çok kullanışsız ve saçma. Yıl boyu 12 dolunay gözlemlenecek, dolunay gördükçe "bu değil, bu da değil" diye dolunayları geçeceksin, sonra yazın en uzun gününün gecesindeki dolunay çıkınca "hah bu" diyeceksin! :lol:

Ya bir gider misin bilader ya... Bununla kim uğraşacak, niye uğraşacak! Hayır Aya bakmaya ne hacet var, o gecenin yılın en kısa gecesi olduğunu biliyorsan zaten bir de ayrıca Aya niye bakıyorsun yahu! :D

Gün dönümü geldiyse zaten tamam güneş yılı tamamlandı, biliyorsun. Burada Ayın bir işlevi var mı?

Yapacağın, ayları tamamen hayali, farazi olarak şimdi olduğu gibi, ya da 30-31-30-31-30-31-30-31-30-31-30-30 (dört yılda bir son ay 31) gibi bir şekilde günlendirmek. Bu yani, Ayla mayla ne işin var yahu!

Ben daha iyisini önereyim, 21 aralığı yılbaşı yaparsın. Sonra hepsi 30 günden oluşan 12 ay yaparsın. Artan beş (dört yılda bir altı) günü dünya insanlık bayram günleri ilan edersin. 30 günlük ayların 6 şar günlük beş haftası olur. Günlere saçma sapan cumartesi pazar cuma gibi uyduruk isimler verilmez, sabit olurlar. Ay içinde kaymazlar. Her ay birinci günle başlar.

Gökteki Ayla, menzilleriyle filan en küçük bir işin olmaz. Bu olmayacak, saçma bir şeydir. Ay ile güneşin evreleri tam çakışsa (ki bu olanaksızdır, bunun olması için bunların birer dişli çark olmaları gerekirdi) dünya güneş etrafında 260 günde dönseydi, tamam olurdu. Hayali aylar değil gerçek aylarımız olurdu. Uyumsuzluktan hayali aylar kullanmak zorundayız.

Evreni bir tasarımcı tasarlamış olsa, ay 12 evre tamamladığında dünyayı güneş etrafında tam bir tur atmış olacak şekilde ayarlardı. Allah mallah olmadığı için fiili durum şimdiki gibi...   

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 hours ago, democrossian said:

Doğrudan bağıntı ile direkt bağıntı çok farkeder. Dünya ile güneşin hareketleri direkt bağıntılı. Ay ise dolaylı. Dünya aracılığı ile bağıntılı.

Aya bakarak güneş takvimi bir yıl içinde olacak iş değil. Uzun vadede dolunay sayısı ile güneş yılları arasında dolaylı bağlantıdan dolayı çakışma elbette olacak ama yıl içinde ayı izleyerek güneş takvimi işi olacak bir şey değil.

30 günde bir dolunay izleniyor. 12 dolunay izledin mi 360 gün ediyor. Halbuki güneş yılı daha bitmedi. Artık beş günü ve dört yılda bir altı günü ne yapacaksın? Güneşle Ay arasında bir uyum bulunmuyor. Uzun vadedeki dolaylı uyumun takvim izlemene bir yararı yok. Güneş takvimi Aydan bağımsızdır. Ay ile alakası dolaylı olduğu ve uzun vadeye yayıldığı için takvim düzenlemesine bir yararı yok.

Şimdi çölde bedevisin. Ay bir devre tamamladı. Bir ay geçti dedin değil mi... Bir evre daha tamamladı. Bir ay daha geçti dedin. Ayın evrelerine gün ekleyemeyeceğine göre artık günleri aylara nasıl dağıtacaksın?

 

Dünya ve ay ikilisi günesi dolanirlarken aralarinda direkt/dolayli diye bi farkin olustugu filan yok. Ikisi de el ele tutusmus, ayni yolu izliyorlar. Yola ayni anda çikip turlarini ayni anda tamamliyorlar.

Ama ay bi yandan günesin etrafinda dolanirken bi yandan da dünyanin etrafinda her  biri 29.5 gün süren en az 12 tur yapiyor. 

Ay dünya etrafindaki 12 turunu toplam 354 günde tamamladiginda günes etrafindaki turunu tamamlamasina daha 11 gün var. O yüzden ay ve dünya yol almayi 11 gün daha sürdürüyorlar. Iste bu 11 günler birike birike 29.5 güne ulastigi vakit 1 dolunay daha ortaya çikiyor ve ay dünya etrafinda 13 tur yapiyor.

Iste o 13'üncü ay bam telidir. Kamerî yil denen ZIRVA o 13'üncü ay ötelenip yok sayilarak üretilmistir. Tevbe 37'de buna NESî deniyor ve ziyadetun fîl kufr-küfürde ileri gidis denerek yasak konuyor. Eger bu anlasildiysa anlatmaya devam edeyim. Söylenmesi gereken önemli seyler var.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen kafayı yemişsin. 11 günleri biriktire biriktire bir 13. ay mı yaratacaksın! Sen gerçekten kafayı yemişsin. Şu söylediğin zırvaya millet ağzıyla bile gülmez be! Bu kadar saçma bir öneri az duymuşumdur herhalde.

Saçmalığın daniskası, iki yılda 11+11=22 gün biriktirirsin, o da dolunaya denk gelmez. Gökteki gerçek Ay ile takvim olmaz, bunu kafana sokmadan hiç bir şey anlayamazsın.

Bu Ay sevdasından vazgeçmeniz gerek! :lol:

Ay evreleri günlerle bile uyuşmuyor, 29,5 günle 30 gün arası bir şey. Günlerle güneş yılı da tam uyuşmaz tabii ama fark o kadar az ki, 500 hatta 1000 yılda filan ufak bir ayar geçip bir gün kaydırsan olabilir.

Belki 500 yıl sonra yukarıda önerdiğim 21 aralık yılbaşılı takvime geçilir ve bu düzeltme de yapılır.

Taaa ilkel çağlarda önce gezegenlerle temsil edilen tanrılara atanmış isimlerle günleri adlandırıyoruz yahu! Sunday: Güneş günü, Moonday: Ay günü, öyle gidiyor, gökte gözlenebilen sabit ışıklı nesne sayısı kadar gün var haftada. İslamın güya kutsal cuması ise aslında Venüs günü!

Sırf şu saçma salak cuma günü ortadan yok olsun kaybolsun gitsin için önerdiğim takvim aslında gerekli. En sinir gittiğim gün cuma günü. Haftanın en yobaz günü!  Ayları sormaya gerek yok, onbir ayın en yobazı belli!

Dinlerden Hristiyanlık güneş gününü kapmış. Yahudiler en büyük gezegen olan Satürn'ü kapmış, Müslümlere de Venüs kalmış. Uyanıklara bak yahu! Kapan kaptığını götürmüş! Şu işe bir son verilmesini doğrusu isterdim. Aylar da günler de numaralı olacak arkadaş! Üçüncü ayın ikinci haftasının beşinci günü gibi... "Bugün günlerden ne?" "Dördüncü gün". Örneğin haftanın üçüncü günüyse ayın 3., 9., 15., 21. ya da 27. günüdür. Sabit!

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, democrossian yazdı:

Bu olmayacak, saçma bir şeydir. Ay ile güneşin evreleri tam çakışsa (ki bu olanaksızdır, bunun olması için bunların birer dişli çark olmaları gerekirdi)

Bunu bir daha vurguluyorum. Bir de orada 260 yazmışım klavye hatası, tabii ki 360 gün olacak. Gerçi bu da kurtarmaz. Çünkü ayın evreleri tam 30 günde de tamamlanmıyor, biraz daha kısa, 29,5 gün gibi.

Olmaz yani, bunlar dişli çarklar olmadıkça uyum olanaksız. Hayal peşinde boşuna koşmayın. Bunları allah filan yaratıp tam uyumlu filan döndürmedi. Ne allah var ne öyle bir şaşmaz uyum var.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bizim mercimek beyinli agzini bozdu yine. Bunlari o mercimek kadarcik beyniyle anlayamiyacagini elbet hesaba katarim ama ondan baskalari da okuyor. Bak mercimek beyinli piserif, agzinin ayarina mukayyet olmazsan yazilarini okumam. Kendi kendinle küfürlesirsin. Hiç olmazsa bunu anla mercimek beyinli.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hasan Efendi, gina geldi artik.

Bu kacinci "okumayacagim, yazmayacagim " cocuksu laflari ?

Bir karar verin artik. Iki gün sonra yine gelip utanmadan yazmaya devam edeceksiniz

Bari geri gelirken yeni bir isimle gelin ki, Sizin alingan cocuk oldugunuzu kimse anlamasin.

Dostum, buranin basitca söylemek gerekirse, tek bir ana fikri vardir.

Nedir o ?

En basta kitabiniz olmak üzere, kutsallik atfedilen bütün kitaplarin insan ürünü oldugudur.

Anlastik mi ?

Küsecekseniz bir kese küsün ki, millet ciddi oldugunuzu anlasin.

Tahmin ediyorum, Turan Dursunda da ayni mizmizligi yapiyorsunuz. :D

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Hasan Akçay said:

Bizim mercimek beyinli agzini bozdu yine. Bunlari o mercimek kadarcik beyniyle anlayamiyacagini elbet hesaba katarim ama ondan baskalari da okuyor. Bak mercimek beyinli piserif, agzinin ayarina mukayyet olmazsan yazilarini okumam. Kendi kendinle küfürlesirsin. Hiç olmazsa bunu anla mercimek beyinli.

Şu hasana kıvırma fırsatı vermeyin diyorum. Bak gene sözde küserek sıvışma hamlesini yapmış. Talak 4'ü unutma hasan e mi. Unutturmayacağız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 03.02.2017 at 14:23, democrossian yazdı:

Resimde mushafın üzerinde uçuşanlar sinekler galiba değil mi! :lol:

Bence Cebrail'in tişörtünde baskılı bir yazı vardı, onu okumasını istedi! Göğsüne bastırmış ya! "Okuuu oku lanet olası oku!" :D

Lan herif karabasan görmüş açıkça, bu yani çok yaygındır, bana da bir sefer olmuştu, göğsüne bir baskı hissedersin, nefes alamazsın. Bu yani çok açık! Karabasandan yaratılan saçma sapan bir din! Kendi zaten karabasanın en âlâsı!

Ya da Cebrail elli bin yıllık yoldan gelip muhammedi görünce bunca yolu bunun için mi geldim diye sinirlenip eziyet etmiş olabilir! :lol:

"Valla billa okumam yazmam yok abi! Çölde okusford vardı da mı okumadık, kader kurbanıyız, yapma abi elini ayağını öpim!" :D

Cebrail silkelemiş  sıkmış muhammedin nerdeyse canı çıkıyormuş koşmuş eve  haticemi yoksa aişemi hatırlamıyorum 2sinden birisi ama hangisi bilmiyorum unutum muhammed üstümü ört demiş üstünü örtmüşler ama d****tü açıkta kalmış  olananda  ondan sonra olmuş. okumuş bakmış nikah şahidi allah muhammedin  gelini zoynoyu nikahlamış muhammede . bakmış daha çok yazı var uzatmıyım ahzap eli aytini görmüş amanin  dişi sinek bile kalmamış muhammedin elinden kurtulan. cart diye bir yazı daha gelmiş ahzap 52 daha yeter demiş allah eş deyiştirme işi biti demiş yani toplu sexsi yasaklamış. şimdi kuranın bütün ayetlerini inkaar eden müslümanlar bunada bir kılıf bulurlar

ahzabayet52e%C5%9Edey%C4%B0%C5%9Etrme.jp

tarihinde güven tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 03.02.2017 at 15:02, democrossian yazdı:

Bu konuyu tefsirciler nasıl süsleyip pazarlayacaklarını şaşırmışlardır. Kimi levhi mahfuzdan dünya semasına bir gecede indi, oradan parça parça yere indi filan diye gülünç saçma sapan zırvalar iddia ederler. Kimi bir kadir gecesi Cebrail Kuran'ın son şeklini son kez toplu indirdi filan diye açıklamaya çalışır.

Yahu iki lafı bir araya getiremeyen cahil çöl yağmacıları! "Biz Kuran'ı bir kadir gecesi indirmeye başladık, bir kadir gecesinde de vahyi tamamladık" gibi düzgün bir cümle kurmayı madem  bilmiyorsunuz, Kuran yazmaya kalkışmak neyin nesi yahu! Cahil cesareti! İşin vahim yanı, insanların cehaletlerinin bu cahil girişimine tutunup yayılacak zemin oluşturması.  

Hâla cehaletten besleniyor, bir tane Kuran'da ne yazıyor bilen Müslüm yok! İlaç için arasanız yok, bulamazsınız!

Ne yapsınlar açıkca deseler böyle yazıyor sorarlar bu saçma deyilmi hocam hocada kıvrmamak için ekmeyinden olmamak için süslüyorlar. o şirketin ekmeyini yiyorlar sen diyorsun aç kalsınlar. birde en güzel meslek bilirsin din tücarlığdır isdediyine sorgususuz sulsiz satarsın parsına dahi bakmazlar. çünkü islamda soru sormak yasak hele bizim ülkemizde tatlı su müslümanları kıyamet kopsa o kuranı duvardan indirip türcesini okumaz, hocaları arpcası daha makbüldür der siz anlamsınız der sanki hocalar sınava girmiş bu tatlı su müslümler hiç merak edip okumazlar yav allah ban kitap göndermiş okuyumda ne demiş bana hiç düşünmez kısacası hocaları herlşiyi bilir bari avratlarınıda hocalara versinler tam sorunsuz yaşasınlar hocalrı onların yerine cennet cehnneme girer. bana sosayal medayda sataşan oluyor yav bir kaç paylaşımdan sonra hocamıyım ben diyor daha ileri gitimi basıyorlar küfürü dur az kaldı seni yaklamamız amına koduğumun orsbu çocuğu tehdit ederler. ondan sonar işnternete 2-3 resim buldun paylaşıyorsun kendini ne sanıyorsun diyorlar biraz ileri gitimi yine küfür bir bakıyorum yasaklamış kaçmışlar

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 03.02.2017 at 15:19, selcuk_ege yazdı:

ingilizce "downloading has started"  cümlesini türkçeye nasıl tercüme edersin?

sizi kafanız basmayınca herkesi kendinizi gibi zannediyorsunuz.

arapça çok üstün edebi bir cümleyi hangi kıt aklınla türçeye tam tercüme yapabilirim dersin?

yav dur daha senin hocların arpcayı çözemdi ingilzceyi nasıl çösünler zavalılar. bilmiyorlarki halbuki kuranı allah göndermiş hiç kimse anlamsın hepsini cehennem atayım. kendisi diyor ben cin ve insanı yartım cehnnemi doldurmak için bunu anlamıyacak ne var. zaten cehnnemle allah iş birliyi yapmışlar allah soruyor doldumu cehnnem diyor daha varmı işte ayet gerçi ayeti yanlış çevirmişler yinede olsun asayım buraya

Cehennemin dolu olup olmadığını Allah Cehenneme soruyor niyekine  kendisi bilmiyormu? yoksa muhammed saladıkca gazamı geliyor kendini durduramıyor eyvah  firende tutmuyor:))))

Kaf 30: O gün cehenneme "Doldun mu?" deriz. O da "Daha var mı?" der.

Link to post
Sitelerde Paylaş
21 saat önce, kavak yazdı:

Ben müslümanlarin yere göge sigdiramadiklari kitaplarinin Almancasini, Ingilizcesini ve Türkcesini okudum. 

Icerik bakimindan "insan ürünüyüm" diye bas bas bagiriyor.

Bu kitabin yaziliminin Arapca dilinde olmasi ise ayri bir trajedi.

 

Kendiside itiraf ediyor zaten. yada muhammed o kadar salamışki artık nerde ne saldığını unutmuş sonrda bakmış işin içinden çıkılmıyor demiş uydurduysam ben uydurdum.

kuran%C5%9Eerfl%C4%B0el%C3%87%C4%B0n%C4%

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

Çeviri hatasi degil, anlama hatasi. KEVÂIB kelimesini ilkin yalnizca 1 kisi (Hasan Basri) tomucuk memeler diye çarpik anlayip çevirmis. Beşerdir, niye yanilmasin? ASIL yanlis olan ondan sonrasi. Ondan sonra "ulema"ligi kendinden menkul herkes onu NAKLETMEK ile yetinmis, AKLETMEK suretiyle sorumlu davranmamis.

Tabii bas kaldirip yoldan çikmak yürek ister. Çünkü bu çagda bile arabanin arka tekeri olmayi, Hasan Basri denen ön tekeri tingir mingir izlemeyi reddedenleri linç ediyoruz. 

Ana dili Arapça olanlar bilmiyor da sen mi dogru biliyorsun, yüzlerce yil bilinememis te simdi mi, sen mi?... 

Size sorsam... Örnegin Yûnus 5'te deniyor ki "Yillarin sayisini bilin diye aya menziller ölçüverendir Allah -ellezî kadderehu menâzile li ta'lemû adedes sinîn." Buradaki YIL nedir? Ön tekeri tingir mingir izleyip KAMERî yil mi dersiniz, kamerî yil olmayabilir deyip yoldan mi çikarsiniz? Örnegin "Ayin menzilleri olan dolunaylar, çeyrekaylar, hilaller kamerî yillarin sayisini mi bilmemizi sagliyor ya da semsî yillarin mi?" diye sorup arastirir arar misiniz? Sorup cevap arayana ne der, nasil davranirsiniz?

Allahımı inkar ediyorsun bak ne diyor ben ap açık kitap gönderdim anlaşılsın diye. şimi bu ne lahana bu ne turşu. allahmı doğru söylüyor yoksa senmi?

ENAM-114:Allah size Kitap’ı açıklanmış olarak indirmişken,başka hakem mi isteyeceğim?

BAKARA SURESİ-99 AYET. "Andolsun ki, sana apaçık ayetler indirdik"
NUR SURESİ-46AYET"Andolsun ki, biz, bilmediklerinizi size açık seçik bildiren ayetler indirdik."
EN’AM SURESİ-3 AYET.."Kitapta biz, hiçbir şeyi eksik bırakmadık..."

HUD SURESİ-14-AYET."Allah'tan başkasına kulluk etmeyesiniz ve Rabbinizden mağfiret dileyesiniz diye ayetleri kesin kılınmış, sonra da uzun uzadıya açıklanmış bir kitaptır"

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

"Ana dili Arapça olanlar öyle demiyor" dedim güzel kardeslerim. "Makalelerinde benim memleketimde" diye giriyorlar söze. "Benim menleketimde üzüm tanesi kabedir, iki üzüm tanesi kabeyn, daha çok üzüm tanesi KEVÂIB."

Hasan Basri'nin ana dili Arapçaysa onlarin dili de Arapça. Tamam, her beşer gibi Hasan Basri de yanilabilir onlar da... Gidersin benim memleketim dedikleri yere, insanlari dinlersin. Kendi kulaklarinla duyarsin "kevâib"in ne oldugunu.

*

Size sorsam... Örnegin Yûnus 5'te deniyor ki "Yillarin sayisini bilin diye aya menziller ölçüverendir Allah -ellezî kadderehu menâzile li ta'lemû adedes sinîn." Buradaki YIL nedir? Ön tekeri tingir mingir izleyip KAMERî yil mi dersiniz, kamerî yil olmayabilir deyip yoldan mi çikarsiniz? Örnegin "Ayin menzilleri olan dolunaylar, çeyrekaylar, hilaller kamerî yillarin sayisini mi bilmemizi sagliyor ya da semsî yillarin mi?" diye sorup arastirir arar misiniz? Sorup cevap arayana ne der, nasil davranirsiniz?

Lütfen cevap.

Eeee o zaman arplara inmiş onlar daha iyi blir sanane. birde ben har kavime kendi dilinde peygamber gönderdim diyor kuran hani bizim peygamberimiz kitabımız söylede öyrenelim,

HANİ BENİM ELÇİM?

İBRAHİM-4.Her Millete sadece o milletin kendi diliyle seslenir. O kavimden olan birini peygamber yollarız
YUNUS-47“Her ümmetin bir Peygamberi vardır. Peygamberleri kendilerine gelince, adaletle hükmedilir,

NAHL-36.Yemin ederim ki: biz her Millete "Allah’a kulluk edin" diyen peygamber göndermişizdir.

NAHL: 63 - Allah'a yemin olsun ki, biz senden önce bir çok milletlere peygamberler gönderdik

SEBE-44.Onlara okuyup inceleyecekleri kitaplar vermedik. senden önce hiçbir peygamber de göndermedik.

FATIR-24“kâfirler uyaran bir elçi olarak gönderdik. Zaten uyaran bir peygamber olmayan hiçbir millet yoktur”

FURKAN-51. Şayet dileseydik, elbet her kabileye  bir peygamber gönderirdik.

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 saat önce, sağduyu yazdı:

Be gerizekalı salak, kendin diyorsun ayağın iki yanındaki çıkıntı diye, bu da kevaibin çıkıntılar, kabarık şeyler anlamına geldiğini kabul etmen demektir. Daha üzüm tanesi diye zorlamanın anlamı ne?

:D umut başka bir şey. bu konuyu sürdürmediğine göre soğumaya bırakmış, ama inanmaya devam tabii.

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, güven yazdı:

ahzap 52 daha yeter demiş allah eş deyiştirme işi biti demiş

Bu bir hakaret ve cüretkar bir itham olarak görünüyor. Fakat teorik olarak mümkün. Mümkün olan bir şeyin olamayacağı ise iddia edilemez.

Her mümkün vaki olmaz. Biraz eski dil konuştuk ama... Yani olabilir diye olmuştur demeye yol açılmaz. Fakat konuyu teorik bazda eleştirebiliriz. Eş değiştirme olmuş olmamış ben orasına karışmam. Ben İslamda kurulan sistemin böyle bir şeye olanak tanıyıp tanımadığına bakarım. Yani sistemde uygulama hatası değil kuruluş hatası ararım.

Olanak ise tanıyor. Çünkü değişme işleminin önünde bir engel var: İddet. Değişme işlemi için önce talak lazım. Talaktan sonra başka eşe gitmesi için üç ay beklemesi lazım.

Fakat çok eşlilik bu üç aylık süreyi önemsiz hale getirir. Çok eşlilik olduğu gibi bir de cariye sistemi var. Yani üç ay tamamen önemini kaybeder bu sistemde. Bir adamın karı ve cariye sayısı bir eşin yanına zaten üç ay uğramayacağı sayıda olabilir.  Hiç etkilenmez yani bundan. Değişme anlaşması yapılır ve iki taraf da değişecekleri eşlerini boşarlar. Üç aylık süre çalışmaya başlar. Çok eşli biri için üç ay süre hiç önemli değildir. Üç ay dolunca değişim gerçekleşir. Bir süre sonra değişim geri alınır ve yine üç aylık iddetten sonra evli evine köylü köyüne döner.

Şimdi bu duruma ne yol açtı? Tabii ki çok evlilik, cariye sistemi, kadına değer verilmeyişi yol açtı. Bu nedenlerden dolayı bu söylediklerimin önünde bir engel yok ve bu bir sistem zaafı. Kadının dolaşan bir meta olmasını olanaklı kılan yanlış kurulmuş bir sistem.

Sistemdeki bu zaaftan kim yararlanır, kim bundan kaçınır orasını bilmem ve kimseyi suçlamam. Beni ilgilendiren bu işin olanaklı oluşu.

İşin bir kötü yanı daha var: Bu işlemin defalarca tekrarlanmasının önünde bir engel yok. İlk talak için 3, ikinci talak için 3 olmak üzere toplam 6 ay, yani senede iki kez eş değiştirme yapılabilir. Yazlık eş, kışlık eş uygulaması olanaklı. Eş başka bir adama gittiğinde üç talak sınırlaması da resetlendiği için yıllarca bu uygulama sürebilir. 

Teorik bazda durum böyle... Bilirsiniz ben teorisyenim. Hadisler, uygulamalar ile fazla ilgilenmem. Sistem sakatsa bu benim için etkin kusur... Sistemin iyi kurulmuş olması, bu tür açıklarının olmaması gerekirdi. Açıklar nasıl kapatılırdı, bir kere söylediğim gibi çok eşlilik ve cariyelik, sistemin önemli açıkları. Ayrıca asıl en önemli bir unsur daha var: Boşama yetkisinin adama verilmesi. Bu nasıl olmalıydı, kadılar boşanmaya karar vermeliydi. Adamın boş ol demesine bırakılmamalıydı. Kim boşanmak istiyor, kadın adam farketmez, kadıya başvurmalı ve kadı boşanma nedenlerini irdeleyip karar vermeliydi.  

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
16 hours ago, democrossian said:

Sen kafayı yemişsin. 11 günleri biriktire biriktire bir 13. ay mı yaratacaksın! Sen gerçekten kafayı yemişsin. Şu söylediğin zırvaya millet ağzıyla bile gülmez be! Bu kadar saçma bir öneri az duymuşumdur herhalde.

Saçmalığın daniskası, iki yılda 11+11=22 gün biriktirirsin, o da dolunaya denk gelmez. Gökteki gerçek Ay ile takvim olmaz, bunu kafana sokmadan hiç bir şey anlayamazsın.

 

13. ay tipki günesin dogudan gelmesi gibi bi gerçektir. Democrassian denen mercimek beyinli dahil, kanit isteyen herkes başini kaldirip gök yüzüne bakar ve orada görünen dolunaylari sayar. O kadar kolay.

Size 21 Hazirandan sonraki ilk dolunayin 2001-2033 döneminde göründügü tarihleri vermistim. Kisaltalim 33 yillik dönemi. Içinde bulundugumuz 2017'yi kapsayan şu 5 yila bakalim yalnizca:

 

12 Tem 2014

02 Tem 2015

19 Tem 2016

09 Tem 2017

28 Hazi 2018

 

Altini çizdigim tarihler dikkatinizi çekti mi? O tarihlerde baslayan "iddet eş-şuhur"da yani "dolunaylarin dizisi"nde 13 dolunay var. Şuradan da anlaşilabilir bu: O dolunay bir öncekinden 11 gün ERKEN geldigi halde, bir sonraki dolunay o dolunaydan 19 gün GEÇ gelmistir. GEÇ gelmistir... çünkü 11 günler birike birike 29.5 güne ulastigi için olusan 13. ay girmistir devreye.  GEÇ gelemeyi saglayan odur.

Buyurun 02 Tem 2015'te baslayan dizideki dolunaylarin tarihlerini ve dizide kaç dolunay bulundugunu görelim (te:Temmuz, ag:Agustos, ey:Eylul, ek:Ekim ...)  Bkz https://kalender-365.de/ay-takvimi.php?yy=2015

 

..........1................2.........3.......4......5.......6......7..............8..............9.......10......11.....12......13

02 Temmuz 2015-31te-29ag-28ey-27ek-25ka-25ar-24 Ocak 2016-22şu-23ma-22ni-21ma-20ha

19 Temmuz 2016-...

Görüldügü gibi, bir sonraki dizi 19 Tem 2016'da basliyor yani 19 gün GEÇ. Peki, 13. ay NESî fesadina ugratilip ötelenseydi nolurdu? Bir sonraki dizi 20 Haziranda baslardi (ki 02 Temmuzdan 11 gün ERKEN gelir) ve böylece 11 gün ERKEN gelmeler zincirleme devam ederdi. 

Ama insanlarin eli gökteki aylara ulasamiyor, gökteki 13. ay o yüzden ötelenemiyor. Öteleme kamerî ay denen KAGIT ÜZERiNDE var yalnizca, öteleme gökte yok. Kamerî yil denen KAGIT ÜZERiNDE aylar 11 gün zincirleme erken gelip o mevsim senin bu mevsim benim  gezdikleri yani vakten DEGiSKEN olduklari halde gökteki aylar mevsim anlaminda vakten SABiT. 

*

"Gökteki gerçek Ay ile takvim olmaz"a gelince, bu söz kesinlikle dogrudur. Peki, neden olmaz? "Kamerî yilin aylari gökteki aylardir" iddiasi neden bos bir iddiadir, neden yalandir?

*

Saçmalığın daniskası, iki yılda 11+11=22 gün biriktirirsin, o da dolunaya denk gelmez.  Bizim mercimek beyinliden beklenen de böyle saçmalamaktir. Çünkü beyni yetersiz, mericmek kadarcik, al-mi-yor. Bak mercimek beyinli, o 11 günler yalnizca iki yil ile SINIRLI kesik kesik degil sürekli olusuyor. O yüzden 13. ay genellikle üç yilda bir ortaya çikar ve artan 4.5 günü devreder (33-29.5 =4.5). Ama artan günlerin devredilmesi yüzünden bazan iki yilda bir ortaya çikar. Bunu anlayabiliyor musun mercimek beyinli? Simdi aldi mi minnacik beynin?

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...