Jump to content

Tanrı'nın olduğuna dair bilimsel veriler..


Recommended Posts

9 minutes ago, Sundance said:

Çocuğunuzun down sendromlu olmasını mı tercih ederdiniz?

Sizin gördükleriniz dışında yeterli eğitim verilemediği için gerekli bakım verilmemesi durumunda yaşayamayacak durumda olanlar için de mutlular diye düşünüyor musunuz?

Eğer bu dünyanın imtihan olduğunu iddia ediyorsanız öyle bir Allah betimliyorsunuz ki imtihan adı altında insanı acı ile yıkamakta. Bu imtihan adı altında işkence olabilir olsa olsa.

Üstelik de bu dünyadaki varlığın şartı imtihan olduğu iddiasına karşılık, imtihan olmadan var olanlar var. Biz en azından biliyoruz ki dünyada var olan bazıları imtihan olmuyor. Öyle ise insanın dünyadaki varlığının şartı imtihan olamaz.

ben çocuğum down sendromlu olsun istemem ama eğer olursa onu aldırtmam bu bir imtihan her zorluktan sonra bir kolaylık vardır. Ben sabrederim ben bilmesem bile. bunda benim için hayırlar olacaktır.

tarihinde Cesed tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 200
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

11 minutes ago, NotImportant said:

Gerçekten imtihan olduğuna inanıyor musun ? İnanıyor isen nasıl bir adalet ve düzen altında bu imtihan açıklar mısın ?

Evet inanıyorum. Her gün test ediliyorum bunu hissediyorum.

İmtihanın detaylarını değerlendirilmesini tam bilmiyorum.

Bildiklerim Allah'a karşı büyüklük taslamamak. Yalan söylememek, iyilik yapmak,sabırlı olup nefsi haramla tatmin etmemek, zor da olsa fedakarlık gerektirse bile Allah'ın verdiği görevleri yerine getirmek, maddi sıkıntılara hastalıklara sabretmek, zenginlikte şımarmamak, fakiri hor görmemek,cömert olmak, hayra harcamak, mücadele etmek, Allah'a güvenmek insanlardan ve benzeri şeylerden korkmamak, Allah'ı anmak, onun yüceliğini görmeye çalışmak, doğa ve kendi dünyamız hakkında düşünmek ve daha vardır bunlar isteniyor.

İstenmeyen şeyler de vardır.

Çok fazla faktör var onlarda işin içinde işte yani değerlendirilmesi çok zor bir imtihan.

Link to post
Sitelerde Paylaş
43 dakika önce, Cesed yazdı:

eksiklerim var 

Hayır fazlalıkların var. Kuran pasajlarında olmayan anlamlar icat ediyorsun. Üstelik tümüyle temelsiz, işkembeden çıkma anlamlar. Darb fiilinin kullanıldığı bir pasaja rahat bırakmak anlamı uydurmaya kalkışman aşırı komik yani, bu apaçık soytarılık! Bunun ciddiye alınması olanaksız, keçileri kaçırmış olmak lazım!

Tıp öğrenimi zordur. Yanılmıyorsam en çok yarım bırakılan fakültedir. Zorluğu sadece konuların ağır oluşu değil. Bazı kişiler ölü görünce depresyona girer. Psikolojik destek arayışıyla dine sarılmışsın ama saçma sapan dogmatik inançlarını kendine sakla. Yarın senin bu dogmatik inançlarınla tedavi etmeye kalkışacağın insanların vay haline...

Senin, imtihandan yırtıp beleşe cennete gidecekler diye çocukları ölüme terketmene şaşılmaz. Hatta Kuranınızda yazdığı üzere çocukları öldürmene bile şaşılmaz! Buna da yazmıyor de oldu olacak!

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, TENTEN yazdı:

Yapacağınız robottan bir bardak su alıp getirmesini isteyeceksiniz?

Mekanda robotun takip edeceği işaretler olmayacak. :)

Bunun henüz yapılamıyor olmasının tanrıyla hiçbir ilgisi yok. "Beyin" dediğimizde, bu birbirinden çok farklı karakterleri ifade eder. bu durumda beynin geldiği kaynağın da tek bir karaktere sahip olması mantıklı olmaz.

Bence, "yaratıcı" dediğimiz şey, evrenin kendisidir ve tanrısal bir özelliği yoktur. onun dışında bir varlık olsa bile bu tanrı olmaz. o da ölümlü doğal bir canlıdır.

Böyle olması çok daha anlamlı. çünkü bu durumda, insan için değerli olan yine insanın kendisi ve yaşam kaynağı olan doğadır.

Şayet ölümlü bir yaratıcı sizin için değer ifade etmiyorsa, sizin asıl değer verdiğiniz şeyin ondan beklentileriniz olduğu anlaşılır.

Bunun başka bir açıklaması varsa, buyrun açıklayın?

 

 

tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İmtihan yoktur.

Bir yaratıcı varsa, yarattığı insanları hiç bir şekilde sorgulamaz.

Çünkü insana,

1. Doğduğu yeri ve baskın inanç sistemini,

2. Doğduğu aileyi ve ailenin ruh sağlığını,

3. Doğduğu çevreyi ve çevresel faktörleri,

4. Cinsiyetini,

5. Herhangi bir özüre sahip olup olmayacağını,

6. Vücudunun çalışma şeklinin nasıl olacağını (kansere yatkın, hastalıklı doğma, akli durumu, zeka durumu, algılama gücü vs),

7. Kişinin doğru ve yanlış kavramlarının bu şartlara göre nasıl belirleneceğini

seçme hakkı vermez.

Bunların hepsini (ki insanın kişiliğini belirleyen şeyler bunlardır) kendisi belirler, ve kişinin hayatında yapacağı tercihlerin ve izleyeceği yolun tamamına yakını yukarıdaki şartlara göre belirlenir.

Zengin bir ailedeyseniz kişiliğiniz ona göre oluşur. Şiddete meyilll bir babanın evinde doğan biriyseniz, siz de şiddete meyilli olursunuz.

Örnekler çoğaltılabilir.

Yukarıdaki maddeler her defasında bir tanrı varsa ona sorularak imtihanı geçersiz kılacak nitelikte sorunlardır.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Cesed yazdı:

ben çocuğum down sendromlu olsun istemem ama eğer olursa onu aldırtmam bu bir imtihan her zorluktan sonra bir kolaylık vardır. Ben sabrederim ben bilmesem bile. bunda benim için hayırlar olacaktır.

Down sendromlu olmak çok da iyi bir şey değil, sabredilmesi, isyan edilmemesi gereken, aslında başına gelmesinden mümkün ise kaçınılmak istenen bir şey anlaşılıyor bu yazdığından. 

Down sendromu ki en ciddi sendromların başında gelmiyor, Mikrosefali, ichthyosis, Aicardi sendrom gibi bir sürü sendrom mevcut. Bazıları o kadar kötü ki bebeğin doğumdan sonra müthiş acılar içinde ölmesini engellemenin imkanı yok. Bazı sendromlarda bebek daha doğamadan ölüyor. Bir doktor adayı olarak bunları duymuş olmanız lazım. 

İnsanı evladına işkenceler yaparak imtihan etmek nasıl bir şey sizce? 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Cesed yazdı:

Evet inanıyorum. Her gün test ediliyorum bunu hissediyorum.

İmtihanın detaylarını değerlendirilmesini tam bilmiyorum.

Bildiklerim Allah'a karşı büyüklük taslamamak. Yalan söylememek, iyilik yapmak,sabırlı olup nefsi haramla tatmin etmemek, zor da olsa fedakarlık gerektirse bile Allah'ın verdiği görevleri yerine getirmek, maddi sıkıntılara hastalıklara sabretmek, zenginlikte şımarmamak, fakiri hor görmemek,cömert olmak, hayra harcamak, mücadele etmek, Allah'a güvenmek insanlardan ve benzeri şeylerden korkmamak, Allah'ı anmak, onun yüceliğini görmeye çalışmak, doğa ve kendi dünyamız hakkında düşünmek ve daha vardır bunlar isteniyor.

İstenmeyen şeyler de vardır.

Çok fazla faktör var onlarda işin içinde işte yani değerlendirilmesi çok zor bir imtihan.

Sana bir kaç soru sorayım öyle ise nasıl düşündüğünü görelim iyice. 

Sen ve hristiyan biri arasında nasıl bir adalet dengesi var.  ? Eşit şartlarda mısınız  ? Değilseniz, allah adaleti nasıl dengeliyor ?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, Cesed yazdı:

Nahl 93. Ayet

 

Tercihi Allah yapsaydı sizi bir tek toplum (ümmet) yapardı[*]. Ama o, sapıklığı tercih edeni sapık sayar, hidayeti tercih edeni de yoluna kabul eder. Yaptıklarınızdan elbette sorumlu tutulacaksınız. 

Doğrusu bu ayetin diyorum. Şae fiilinin anlamını değiştirmişler tekrar tekrar aynı şeyleri yazdırtma bana bir düşün acaba bu yazıyı neden yazıyo diye

Doğru yazılmadığına inanıyorsan asma buraya. Allah ne diyor ben ap açık bir kitap gönderdim. anlyasınız diye. birde hani  allah koruyacaktı kuranı ne oldu koruyamıyormu? niye eyip büküyor niye anlamını deyiştiriyorlar. Allah bunları niye çarpıyor  bir çarpsa bir daha kimse cesaret edemez deyiştirmeye. yoksa Allah kuranın bütünüyle ilgilenmiyor sadece cildini deyiştirenmi cezalandırıyor. şöyle bir şeyde var kuranda herşeyi ana kipta yazmış, kitabının ismide muhafızmış herşeyi bu kitapta yazdığına göre Allah benim ne yapıp yapmaycağımı bilir sınavın ne anlamı kaldı. kendinsi çalıp kendisi oynuyor. el insaf benim sana gönderdiyim tanrım zeyusun  ayetleri  hakında görüşünüzü alabilrmiyim lütfen es geçme.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu nasıl bir sınav?

Kuranı anlabilmek için ortaçağ Arapçasına çok iyi hakim olabilmek gerekiyor,hadi anladın diyelim oradaki çelişkileri,bilimsel saçmalıkları kabul etmen gerekiyor,

Örneğin çalışan,parasını kazanan,haklarını savaşarak,ölerek kazanmış bir avrupalı kadının yarım miras,yarım şahitlik,tek taraflı,haksız boşanma (talak gibi) konuları kabul etmesini bekleyeceksin!Bu konuları kendine müslümanım diyen Türk kadınları bile kabul etmez. ( çünkü Kuran okumazlar,okurlarsa kabul edenin çıkacağını sanmam!)Yani bir kadın yarım olduğunu kabul etmezse sınavı kaybediyor.

Eğer din gerçekten akıl ve mantık işi ise bütün olarak tutarlı olmalıdır,bir kadının yarım akıllı olduğunu iddia etmek günümüz koşullarında akla ve mantığa küfür etmek gibidir.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 hours ago, NotImportant said:

Sana bir kaç soru sorayım öyle ise nasıl düşündüğünü görelim iyice. 

Sen ve hristiyan biri arasında nasıl bir adalet dengesi var.  ? Eşit şartlarda mısınız  ? Değilseniz, allah adaleti nasıl dengeliyor ?

 

(Araf 7/172)

Rabbin, Ademoğullarından, onların bellerinden nesillerini aldığında[*] onları kendilerine karşı şöyle şahit tuttu: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” Onlar da “Evet! Rabbimizsin. Biz buna şahidiz.” dediler. Artık (mezardan) kalkış günü, “Biz bunun farkında değildik” diyemezsiniz. 


[*] “Bellerinden nesillerini almak” demek ‘nesile neden olan tohumu almak’ demektir. Bu, kadınlarda ilk yumurta hücresinin rahme düşmesinde (ilk adetin öncesinde), erkeklerde ilk sperm üretimi gerçekleştiğinde olur. Diğer bir ifadeyle kadın ve erkeklerin ergen olmaları (bulu çağı) itibariyle Allah onları kendine şahit tutmuş ve dini sorumluluklarını başlatmış olmaktadır.

(Araf 7/173)

Şunu da diyemezsiniz: “Önceden ortaklar uyduran atalarımızdı. Biz ise onlardan sonra gelen bir nesildik. O boş işlere dalanların yaptıklarından ötürü bizi yok mu edeceksin?”

(Araf 7/174)

İşte o belgeleri böyle açık açık anlatırız. Belki dönerler.

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Cesed yazdı:

(Araf 7/172)

Rabbin, Ademoğullarından, onların bellerinden nesillerini aldığında[*] onları kendilerine karşı şöyle şahit tuttu: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” Onlar da “Evet! Rabbimizsin. Biz buna şahidiz.” dediler. Artık (mezardan) kalkış günü, “Biz bunun farkında değildik” diyemezsiniz. 


[*] “Bellerinden nesillerini almak” demek ‘nesile neden olan tohumu almak’ demektir. Bu, kadınlarda ilk yumurta hücresinin rahme düşmesinde (ilk adetin öncesinde), erkeklerde ilk sperm üretimi gerçekleştiğinde olur. Diğer bir ifadeyle kadın ve erkeklerin ergen olmaları (bulu çağı) itibariyle Allah onları kendine şahit tutmuş ve dini sorumluluklarını başlatmış olmaktadır.

(Araf 7/173)

Şunu da diyemezsiniz: “Önceden ortaklar uyduran atalarımızdı. Biz ise onlardan sonra gelen bir nesildik. O boş işlere dalanların yaptıklarından ötürü bizi yok mu edeceksin?”

(Araf 7/174)

İşte o belgeleri böyle açık açık anlatırız. Belki dönerler.

 

 

 

 

Bana ayet atma, illaki ayetten yola çıkacaksan oku anla bana açıkla. Bu ayetler bir şey açıklamıyor ki sadece ergen olmuş kişiler doğru dinde değilse yargılanacak diyor. Benim sorum bu muydu ? Ben ne zaman yargılanır mı dedim ? 

2. Kısım zaten tam belirsiz niye onu da diyemezlermiş ben anlamadım. Hangi hakla ve mantıkla diyemezler ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
21 minutes ago, NotImportant said:

Bana ayet atma, illaki ayetten yola çıkacaksan oku anla bana açıkla. Bu ayetler bir şey açıklamıyor ki sadece ergen olmuş kişiler doğru dinde değilse yargılanacak diyor. Benim sorum bu muydu ? Ben ne zaman yargılanır mı dedim ? 

2. Kısım zaten tam belirsiz niye onu da diyemezlermiş ben anlamadım. Hangi hakla ve mantıkla diyemezler ?

Bütün insanlar Allah'ın otoritesini anlar ve ona söz verirler içten bir şekilde daha sonra çevre şartlarına uyum için onu değil başka şeyleri rab edinirler ve atamızdan bunu gördük derler. Bunu anlatıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
45 dakika önce, Cesed yazdı:

Bütün insanlar Allah'ın otoritesini anlar ve ona söz verirler içten bir şekilde daha sonra çevre şartlarına uyum için onu değil başka şeyleri rab edinirler ve atamızdan bunu gördük derler. Bunu anlatıyor.

Peki bir hristiyan allaha nerede söz verdi ? Doğmadan önce falan mı ? Hristiyan doğan bir çocuk için var sayıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Cesed said:

Bütün insanlar Allah'ın otoritesini anlar ve ona söz verirler içten bir şekilde daha sonra çevre şartlarına uyum için onu değil başka şeyleri rab edinirler ve atamızdan bunu gördük derler. Bunu anlatıyor.

Sen de atandan gördüğün için müslümansın. Yoksa arap putu bizzat kendi gelip size din min vermiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

 http://www.yenimucizeler.com/.../insanlik-tarihindeki-en...

... Yukarıdaki açıklamaları tamamlayıcı bir düşünce deneyi tasarlayalım. Yeryüzünün derinliklerinde, insana dair hiçbir izin bulunmadığı bir zamandan, örneğin yüz milyonlarca yıl öncesinden kalmış olduğu kesin olan ve deniz kabuklarından oluşan bir fosiller grubu keşfedilmiş olsun. Ancak, bir arada bulunan bu deniz kabuğu fosillerinin çok önemli bir özelliği bulunuyor. Bu kabuklar öyle ilginç bir şekilde dizilmişler ki, bugün için de anlamlı bir yazı oluşturmuş. Yazı aynen şöyle: “canlılar evrimleşmiştir ve bu yazı da tıpkı canlıların evrimi gibi, hiçbir bilinçli müdahale olmaksızın tamamen rastlantısal olarak oluşmuştur.”

Şimdi şöyle bir düşünelim. Deniz kabuklarının diziliminden oluşan böyle bir yazının içerdiği yargıya, en ateşli evrim savunucuları acaba inanırlar mıydı? Böyle bir yazının gerçekten de bilinçli bir müdahale olmadan tamamen rastlantısal olarak oluşmuş olabileceğine ihtimal verebilirler miydi? Ya da en azından böyle bir şeyi savunabilirler miydi? Hatta bu yazıların milyonlarca yıl içerisinde aşama aşama, ilk olarak tek bir harften başlayıp sonra bir kelime ve sonunda yukarıdaki gibi bir cümle halini aldığı da kesin olarak kanıtlanmış olsun. Bu durumda bile yukarıda bahsi geçen yazının içerdiği yargıdaki gibi rastlantısal olduğunu iddia edebilmek oldukça zor görünmektedir.

Böylesi bir yazıya inanabilmek güçtür, çünkü yazı her ne kadar bilinçli bir müdahale olmadığını ifade etse de bir “bilinç” içerdiği sonucuna varılır. Peki, canlıların genetik şifresini taşıyan, en küçük ayrıntısına kadar hangi özelliklere sahip olacağına dair kütüphaneler dolusu bilgi içerebilen DNA yukarda bahsi geçen yazıdan daha mı az bilinç içermektedir? Evrimciler nasıl DNA’nın rastlantısal olarak oluştuğunu savunabilmektedirler?

"Evrime inanırsanız zayıfların yok olmasına doğal seleksiyonun bir sonucu deyip ses çıkarmazsınız...Ama eğer ALLAH'a inanırsanız zayıfları korumak Allah'ın emridir deyip koruyup yardım edersiniz..."

Link to post
Sitelerde Paylaş

Miller-Urey Deneyi ve Canlılığın Cansız Maddelerden Kendiliğinden Oluştuğu İddiası ...

... Yukarıdaki bilgilerde bahsedilen deneyin sonuçları tartışmalı olduğu gibi, deney düzeneğinde ilkel atmosfer koşullarının uygulanıp uygulanmadığı konusunda da tartışmalar vardır. Ancak biz bu tartışmaları bir yana bırakıp, deneyin ve sonuçlarının doğru olduğunu kabul edelim.

Mademki evrimcilere göre bu deneyin sonuçları, yani cansız maddelerden organik bileşikler olan amino asit vb. oluşması evrimin tartışmasız bir kanıtını oluşturabiliyor, neden bu deneyden itibaren 50 yıldan fazla zaman geçtiği halde 21.yüzyılın bilim ve teknoloji düzeyi ile ve uygun hale getirilmiş laboratuar koşullarında tamamen cansız varlıklardan tek bir tane ve sadece tek hücreli olsun (bakteri, virüs gibi) bir canlı oluşturulamıyor? Öyle ya, yukarıdaki bilgilerde sadece bir hafta gibi canlılığın oluşum süreci için çok kısa sayılabilecek bir zamanda, canlılığın evrimle oluştuğunun kesin göstergesi saydıkları organik bileşiklerin sentezlenmesi olayı gerçekleşebiliyorsa ve bunlar canlılığın temel yapı taşlarıysa, aylarca ve hatta yıllarca kesintisiz sürdürülebilecek benzeri bir deneyle bir tane de olsa sadece tek hücreli bir canlı oluşabilmelidir değil mi? Acaba evrimi savunanlar neden böyle bir sonuç ortaya koyabilecek bir çalışmayı gerçekleştirip yüzyıllardır süren evrim tartışmalarına bir nokta koyuver(e)miyorlar?http://www.yenimucizeler.com/.../insanlik-tarihindeki-en...

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, T.TAŞPINAR yazdı:

 

Niye anlamıyorsunuz ki ? Niye yani 100 kere söylüyoruz anlamıyorsunuz. 

Deniz kabuklarının üstünde yazı yazmasaydı deniz kabukları ölür müydü ? 

Evrim canlıyı uyum sağlamaya yönelik geliştirir ( bazı yönler mutasyonla da olur. Bu canlıyı öldüredebilir daha iyi de yapabilir. Dünyada yaşamış canlıların %99 nun neslinin tükendiğini biliyorsak bu durum daha net.)

Mor ötesi ışığı görebiliyor musun ? Hayır çünkü en mantıklı olan görülebilir ışığa evrimleşmekti. Eğer mor ötesine evrimleşmiş olsaydık ( ki belkide evrimleşenler vardı) ölmüş olurduk. 

Kısaca öyle tablolarla yazılarla bu teoriyi çökertemez ancak komik olursunuz..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...