Jump to content

Tanrı'nın olduğuna dair bilimsel veriler..


Recommended Posts

Bir saat önce, T.TAŞPINAR yazdı:

Miller-Urey Deneyi ve Canlılığın Cansız Maddelerden Kendiliğinden Oluştuğu İddiası ...

"Kendiliğinden oluşmadıysa, tanrı oluşturdu" şeklindeki iddianın bilimsel kanıtı nedir...?

 Ve bu tanrı dediğiniz şeyin kuran'daki akıl ve bilim dışı tanrı olması gerektiğini, hangi mantıkla iddia edebiliyorsunuz ?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 200
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Yeryüzünün derinliklerinde, insana dair hiçbir izin bulunmadığı bir zamandan, örneğin yüz milyonlarca yıl öncesinden kalmış olduğu kesin olan ve deniz kabuklarından oluşan bir fosiller grubu keşfedilmiş olsun. Ancak, bir arada bulunan bu deniz kabuğu fosillerinin çok önemli bir özelliği bulunuyor. Bu kabuklar öyle ilginç bir şekilde dizilmişler ki, bugün için de anlamlı bir yazı oluşturmuş. Yazı aynen şöyle: “canlılar evrimleşmiştir ve bu yazı da tıpkı canlıların evrimi gibi, hiçbir bilinçli müdahale olmaksızın tamamen rastlantısal olarak oluşmuştur.”
BU SÖZÜN GERÇEKLİĞİNE İNANIR MIYDINIZ? 

DNA BU YAZIDAN DAHA MI AZ BİLİNÇ İÇERİYOR?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, T.TAŞPINAR yazdı:

Yeryüzünün derinliklerinde, insana dair hiçbir izin bulunmadığı bir zamandan, örneğin yüz milyonlarca yıl öncesinden kalmış olduğu kesin olan ve deniz kabuklarından oluşan bir fosiller grubu keşfedilmiş olsun. Ancak, bir arada bulunan bu deniz kabuğu fosillerinin çok önemli bir özelliği bulunuyor. Bu kabuklar öyle ilginç bir şekilde dizilmişler ki, bugün için de anlamlı bir yazı oluşturmuş. Yazı aynen şöyle: “canlılar evrimleşmiştir ve bu yazı da tıpkı canlıların evrimi gibi, hiçbir bilinçli müdahale olmaksızın tamamen rastlantısal olarak oluşmuştur.”
BU SÖZÜN GERÇEKLİĞİNE İNANIR MIYDINIZ? 

DNA BU YAZIDAN DAHA MI AZ BİLİNÇ İÇERİYOR?

 

Boş yapma, verdik ya cevabını.

Link to post
Sitelerde Paylaş

CEVAP FALAN VERMEMİŞSİN. SADECE

Deniz kabuklarının üstünde yazı yazmasaydı deniz kabukları ölür müydü ?  GİBİ TUHAF VE İLGİSİ OLMAYAN BİR ŞEY YAZMIŞSIN..

Miller-Urey deneyi için sorduğum şeye cevabınız var mı? Tekrar edeyim..:

Mademki evrimcilere göre bu deneyin sonuçları, yani cansız maddelerden organik bileşikler olan amino asit vb. oluşması evrimin tartışmasız bir kanıtını oluşturabiliyor, neden bu deneyden itibaren 50 yıldan fazla zaman geçtiği halde 21.yüzyılın bilim ve teknoloji düzeyi ile ve uygun hale getirilmiş laboratuar koşullarında tamamen cansız varlıklardan tek bir tane ve sadece tek hücreli olsun (bakteri, virüs gibi) bir canlı oluşturulamıyor? Öyle ya, yukarıdaki bilgilerde sadece bir hafta gibi canlılığın oluşum süreci için çok kısa sayılabilecek bir zamanda, canlılığın evrimle oluştuğunun kesin göstergesi saydıkları organik bileşiklerin sentezlenmesi olayı gerçekleşebiliyorsa ve bunlar canlılığın temel yapı taşlarıysa, aylarca ve hatta yıllarca kesintisiz sürdürülebilecek benzeri bir deneyle bir tane de olsa sadece tek hücreli bir canlı oluşabilmelidir değil mi? Acaba evrimi savunanlar neden böyle bir sonuç ortaya koyabilecek bir çalışmayı gerçekleştirip yüzyıllardır süren evrim tartışmalarına bir nokta koyuver(e)miyorlar?

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, T.TAŞPINAR yazdı:

CEVAP FALAN VERMEMİŞSİN. SADECE

Deniz kabuklarının üstünde yazı yazmasaydı deniz kabukları ölür müydü ?  GİBİ TUHAF VE İLGİSİ OLMAYAN BİR ŞEY YAZMIŞSIN..

 

Evrim canlıyı uyum sağlamaya yönelik geliştirir. Kabuklardaki yazı bir uyum sağlama gerekliliği mi ?

Şimdi okuyabiliyor musun ? 

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 minutes ago, NotImportant said:

Evrim canlıyı uyum sağlamaya yönelik geliştirir. Kabuklardaki yazı bir uyum sağlama gerekliliği mi ?

Şimdi okuyabiliyor musun ? 

yahu kabukların üstünde yazı falan yok..deniz kabuklarının bir araya gelip dizilerek bir yazı oluşturmasından bahsediyorumm..AMA MERAK ETMEYİN AYNI SORULARI EVRİMCİ HOCALARINIZA DA SORUYORUM..ONLARDAN DA TIK YOK..

Link to post
Sitelerde Paylaş

@T.TAŞPINAR

Acele etme,bilim herşeyi 

25 minutes ago, T.TAŞPINAR said:

CEVAP FALAN VERMEMİŞSİN. SADECE

Deniz kabuklarının üstünde yazı yazmasaydı deniz kabukları ölür müydü ?  GİBİ TUHAF VE İLGİSİ OLMAYAN BİR ŞEY YAZMIŞSIN..

Miller-Urey deneyi için sorduğum şeye cevabınız var mı? Tekrar edeyim..:

Mademki evrimcilere göre bu deneyin sonuçları, yani cansız maddelerden organik bileşikler olan amino asit vb. oluşması evrimin tartışmasız bir kanıtını oluşturabiliyor, neden bu deneyden itibaren 50 yıldan fazla zaman geçtiği halde 21.yüzyılın bilim ve teknoloji düzeyi ile ve uygun hale getirilmiş laboratuar koşullarında tamamen cansız varlıklardan tek bir tane ve sadece tek hücreli olsun (bakteri, virüs gibi) bir canlı oluşturulamıyor? Öyle ya, yukarıdaki bilgilerde sadece bir hafta gibi canlılığın oluşum süreci için çok kısa sayılabilecek bir zamanda, canlılığın evrimle oluştuğunun kesin göstergesi saydıkları organik bileşiklerin sentezlenmesi olayı gerçekleşebiliyorsa ve bunlar canlılığın temel yapı taşlarıysa, aylarca ve hatta yıllarca kesintisiz sürdürülebilecek benzeri bir deneyle bir tane de olsa sadece tek hücreli bir canlı oluşabilmelidir değil mi? Acaba evrimi savunanlar neden böyle bir sonuç ortaya koyabilecek bir çalışmayı gerçekleştirip yüzyıllardır süren evrim tartışmalarına bir nokta koyuver(e)miyorlar?

Acele ediyorsun,

Bilim herşeyi çözecek merak etme.

Sabırlı ol.

YAPAY HÜCRE YOLUNDA İLK ADIMLAR

Kimyager Christine Keating önderliğindeki ekip, bir hücrenin çevresini saran hücre zarı ve hücre sıvısı olan sitoplazmayı bir hücre şeklinde bir araya getirdiler.
3.5 milyon yıl önceki hücreler, şimdiki gibi birçok farklı işlevi yerine getiren birer mini fabrika gibi değildi. Daha basit bir yapıya ve çok daha az işleve sahiptiler. Zamanla hücre yapısı gelişti ve bugünkü haline geldi.

Penn State’deki araştırmacılar genelde izlenen, hücredeki genleri birer birer çıkararak her genin işlevini bulmaya çalışmak yerine, bu yöntemin tam tersi üzerinde çalışıyorlar. Hücrenin yapısını oluşturan temel elementleri sırasıyla ekliyorlar.

Kimyager Christine Keating önderliğindeki ekip, bir hücrenin çevresini saran hücre zarı ve hücre sıvısı olan sitoplazmayı bir hücre şeklinde bir araya getirdiler. Sitoplazmayı oluşturmak için polietilenglikol (PEG) ve dekstran olmak üzere iki farklı polimer kullandılar. Karışmayan bu iki polimer bir yumurtanın akıyla sarısı gibi bir yapı oluşturdular. Daha sonra bir şeker çözeltisine konulan polimerlerde, hücrelerde de görülen suyun az yoğun ortamdan çok yoğun ortama geçmesi (ozmos) olayı görüldü. Bu olaydan sonra hücrenin hacmi küçülerek tomurcuklu bir yapı oluştu. Bu yapıda da dekstran tomurcuğu oluştururken, PEG de geniş kısımda birikti. Böylece bir hücrede olması gereken polarite oluştu.

Ekibin yeni hedefi bu yapıya yeni elemanlar eklemek. Örneğin, sitoplazma ve hücre zarının yapısına göre etkinlik gösteren bir enzim varlığında genel davranışı izlemek istiyorlar.

Harvard Tıp Okulu’ndan bir ekip de dünyada yaşayan ilk hücreye benzer bir yapıyı laboratuar ortamında oluşturduklarını belirtiyorlar. Araştırmacılar işe, hücre zarını oluşturacak yağ asitlerini ve bir DNA zincirini suyla dolu bir test tüpüne koyarak başladılar. Oluşan zarın DNA ve diğer besin maddelerini geçirecek kadar geçirgen ve hücreyi bir arada tutacak kadar sağlam olması gerekiyor. Daha sonra, test tüpüne eklenen nükleotidler hücrenin içine girerek DNA’yı kopyaladı.

https://www.sciencedaily.com/releases/2008/05/080515171023.htm

Link to post
Sitelerde Paylaş

MILLER-UREY DENEYİ İLE İLGİLİ KONUNUN DEVAMI ŞÖYLEYDİ..

http://www.yenimucizeler.com/.../insanlik-tarihindeki-en...

Geçmiş yıllarda ilk yapay canlının üretildiği yolunda medyada haberler çıkmışsa da, bu sadece zaten var olan bir bakteri türünün genleriyle oynanarak ya da kromozomları değiştirilerek, yani tesadüfe yer bırakmaksızın bilinçli ve zekice müdahalelerde bulunarak, başka özelliklere sahip bir bakteri türünün ortaya çıkarılmasından ibarettir. Bu konuyla ilgili olarak çok daha yeni sayılabilecek (Mayıs 2010) bir çalışmada ise başka bir mikrobun genetik haritası kullanılarak elde edilen yapay kromozom laboratuarda bir bakteriye nakledilmiş, yapay DNA’lı hücre çoğaltılarak kullanılan bakteriden farklı bir bakteri türü oluşturulmuştur. Ancak bunlar yukarıda da bahsedildiği gibi bilim ve teknolojinin ulaştığı son imkânlar seferber edilerek ve son derece bilinçli müdahalelerle olabilmiştir. Bu açıdan yapay canlı üretmeye yönelik bu çalışmalar ve hatta bunların başarıya ulaşması, Kuran’ı ve yaratılışı çürütmek bir yana, ayetlerle birebir örtüşerek, bir bakıma doğruladığı da iddia edilebilir. Zira aynen ayetlerde belirtildiği Allah’ın yarattığı DNA ve bakteri gibi canlılar değiştirilerek yeni ve farklı türler oluşturulmaya çalışılmaktadır. Zaten Kuran-ı Kerim’de “Allah’ın yarattığının değiştirileceği” bilgisi 1400 yıl öncesinden haber verilmiştir. (bkz. 4:118 ve 119. ayetler.)

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, NotImportant said:

Peki bir hristiyan allaha nerede söz verdi ? Doğmadan önce falan mı ? Hristiyan doğan bir çocuk için var sayıyorum.

hristiyan müslüman budist sikh zerdüşt şaman göktengrici vesair bunlar laf . Her insan buluğ çağına girdiğinde rabini tanır daha çoğu sonra onu görmezden gelir. Hani dua ediyosun ya işte o ilaha yani tüm insanların ilahına işte o.Sonra sadece işi düşünce ve çıkarına uygun bir şekilde görür rabbini. Din farkı yok.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 minutes ago, Tremor said:

MILLER-UREY DENEYİ İLE İLGİLİ KONUNUN DEVAMI ŞÖYLEYDİ..

http://www.yenimucizeler.com/.../insanlik-tarihindeki-en...

Geçmiş yıllarda ilk yapay canlının üretildiği yolunda medyada haberler çıkmışsa da, bu sadece zaten var olan bir bakteri türünün genleriyle oynanarak ya da kromozomları değiştirilerek, yani tesadüfe yer bırakmaksızın bilinçli ve zekice müdahalelerde bulunarak, başka özelliklere sahip bir bakteri türünün ortaya çıkarılmasından ibarettir. Bu konuyla ilgili olarak çok daha yeni sayılabilecek (Mayıs 2010) bir çalışmada ise başka bir mikrobun genetik haritası kullanılarak elde edilen yapay kromozom laboratuarda bir bakteriye nakledilmiş, yapay DNA’lı hücre çoğaltılarak kullanılan bakteriden farklı bir bakteri türü oluşturulmuştur. Ancak bunlar yukarıda da bahsedildiği gibi bilim ve teknolojinin ulaştığı son imkânlar seferber edilerek ve son derece bilinçli müdahalelerle olabilmiştir. Bu açıdan yapay canlı üretmeye yönelik bu çalışmalar ve hatta bunların başarıya ulaşması, Kuran’ı ve yaratılışı çürütmek bir yana, ayetlerle birebir örtüşerek, bir bakıma doğruladığı da iddia edilebilir. Zira aynen ayetlerde belirtildiği Allah’ın yarattığı DNA ve bakteri gibi canlılar değiştirilerek yeni ve farklı türler oluşturulmaya çalışılmaktadır. Zaten Kuran-ı Kerim’de “Allah’ın yarattığının değiştirileceği” bilgisi 1400 yıl öncesinden haber verilmiştir. (bkz. 4:118 ve 119. ayetler.)

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 minutes ago, TENTEN said:

Bilinçli müdahele evrim değildir.Akıllı tasarımdır.

Bu bilinçli müdahele değil ki yavrucuğum..nükleotid ve hücre zarını oluşturan diğer moleküller bir araya getirildiğinde hücre oluşuyor,ortama dışarıdan bir müdahele söz konusu değil..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, Tremor yazdı:

Bu bilinçli müdahele değil ki yavrucuğum..nükleotid ve hücre zarını oluşturan diğer moleküller bir araya getirildiğinde hücre oluşuyor,ortama dışarıdan bir müdahele söz konusu değil..

molekülleri bir araya getirmek müdaheledir.

nükleotid ve hücre zarı yapay mı doğal hücreden alınma mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 minutes ago, TENTEN said:

molekülleri bir araya getirmek müdaheledir.

nükleotid ve hücre zarı yapay mı doğal hücreden alınma mı?

Yapay..

tarihinde Tremor tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
33 minutes ago, T.TAŞPINAR said:

MILLER-UREY DENEYİ İLE İLGİLİ KONUNUN DEVAMI ŞÖYLEYDİ..

http://www.yenimucizeler.com/.../insanlik-tarihindeki-en...

Geçmiş yıllarda ilk yapay canlının üretildiği yolunda medyada haberler çıkmışsa da, bu sadece zaten var olan bir bakteri türünün genleriyle oynanarak ya da kromozomları değiştirilerek, yani tesadüfe yer bırakmaksızın bilinçli ve zekice müdahalelerde bulunarak, başka özelliklere sahip bir bakteri türünün ortaya çıkarılmasından ibarettir. Bu konuyla ilgili olarak çok daha yeni sayılabilecek (Mayıs 2010) bir çalışmada ise başka bir mikrobun genetik haritası kullanılarak elde edilen yapay kromozom laboratuarda bir bakteriye nakledilmiş, yapay DNA’lı hücre çoğaltılarak kullanılan bakteriden farklı bir bakteri türü oluşturulmuştur. Ancak bunlar yukarıda da bahsedildiği gibi bilim ve teknolojinin ulaştığı son imkânlar seferber edilerek ve son derece bilinçli müdahalelerle olabilmiştir. Bu açıdan yapay canlı üretmeye yönelik bu çalışmalar ve hatta bunların başarıya ulaşması, Kuran’ı ve yaratılışı çürütmek bir yana, ayetlerle birebir örtüşerek, bir bakıma doğruladığı da iddia edilebilir. Zira aynen ayetlerde belirtildiği Allah’ın yarattığı DNA ve bakteri gibi canlılar değiştirilerek yeni ve farklı türler oluşturulmaya çalışılmaktadır. Zaten Kuran-ı Kerim’de “Allah’ın yarattığının değiştirileceği” bilgisi 1400 yıl öncesinden haber verilmiştir. (bkz. 4:118 ve 119. ayetler.)

Sünnet olmak gibi mi?

tarihinde sağduyu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Cesed yazdı:

hristiyan müslüman budist sikh zerdüşt şaman göktengrici vesair bunlar laf . Her insan buluğ çağına girdiğinde rabini tanır daha çoğu sonra onu görmezden gelir. Hani dua ediyosun ya işte o ilaha yani tüm insanların ilahına işte o.Sonra sadece işi düşünce ve çıkarına uygun bir şekilde görür rabbini. Din farkı yok.

 

Nasıl tanır yahu gökten vahiy mi iner ? Ne biçim ispat, konuşma bu :lol:

Sende ne dönek çıktın. Söz verdi diyorsun nerede verdi diyorum cevap yok. Şimdi de tanıdı diyorsun onuda geçersin şimdi hadi bakalım.

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...