democrossian 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi (düzenlendi) Ne dediğin anlaşılmıyor. "şae" nin dilemek anlamı yanlış mı diyorsun? Bu gramer değil yalnız. Gramer cümle yapısını, hangi eklerin takıların hangi zamanı, hangi kişiyi, hangi mekanı belirlediğini, hangi fiilin neye kime ne kim tarafından etken edilgen olduğunu filan kurallaştırır. Şae aslında şey mi demek, doğru anlamı "şey" mi, ne diyorsun anlaşılmıyor! İnşaallah allah dilerse demek değil mi, bunu ne şekilde çarpıtınca ne zarar geliyor, nedir? Doğrusu ne? Şubat 7, 2017 tarihinde democrossian tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
democrossian 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi Bu Müslümler alışmış birbirlerine "ya ya kardeş ibretlik allah razı olsun" demeye, hem de ne anlatıldığını anlamadan, islam kuran savunuluyor mu, tamam... Nasıl savunulursa savunulsun. Savunmak için takla mı atılacak, amuda mı kalkılacak, şaklabanlık mı yapılacak, önemli değil. Ne gerekiyorsa yapılacak. Ne pahasına olursa olsun dogma elletilmeyecek! Anlayış böyle çarpık olunca, nedir nasıl oluyor az kurcaladın mı Müslümler afallayıp kalıyor. Şimdi şu iddiayı, Kuran anlaşılmasın diye gramer bile tahrif ediliyor iddiasını müslüme söylese, "yaaa yaaa kardeş kafir şiddetli, islam garip, allah yardımcımız olsun, ahir zamanda iman ateşten gömlek, tuba lil guraba, islam garip geldi garip gidecek, ne mutlu görmeden inanan müttakilere..." Bunun gibi elli zırva sıralar. Bir tane düşünmez bu iş nasıl olabilir diye! Yani bu dogmatiklere ne yapacaksın, hangi birine nasıl laf anlatacaksın, her yerde yığın yığınlar, ne tek tek anlatılır, ne toplu anlatılır, bunları dogma uykusundan uyandırmanın çaresi yordamı da yok! Bu Müslüm yığınlarına ne yapılacak bilen de yok! Varsa söylesin de öğrenelim, haaa şu yapılacakmış, şunu yapmak lazım diyelim! Yahu laf anlatılmıyor, eski bir arkadaşımla karşılaştım, bir iki dini eleştiri yapınca "yalnız bu sözler küfre sebep olur, tövbe gerektirir" demesin mi? Ülen dedim zaten islamın içinde olan kim de dışına çıkacağım! "Ama işte cehennem, azap!!!" Yahu var ya, uğraşılmaz yahu... Gına geldi artık, bıktım be! Bunların her biriyle ayrı nasıl uğraşacaksın, her yerdeler! Yığın yığın yolda, işte, metrobüste, her yerdeler yahu! Link to post Sitelerde Paylaş
Cesed 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi (düzenlendi) şey varolan varlığa şey denir inşallah Allah şey yaparsa olmalıdır ama şae ye erade yani dilemek anlamı verilmiş yani Allah dilerse denmiş. Bu yüzden kuranda erade ve şae fillerini aynı anlamda kullanılmış ve meallerde dilemekle ilgili çelişkiler oluşmuştur. Şubat 7, 2017 tarihinde Cesed tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Sundance 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi Yanlış ile doğru iddialarını ayırmak için yetkinliğe bakmak lazım. Şimdi internet üzerinde daha Arapça bilip bilmediği, biliyor ise nerede öğrendiği, ne kadar ilerlediği, yetkinliği belli olmayan insanlar ana dili Arapça olan Arapların, bütün bir ömrünü Arapça üzerine geçirmiş insanların yetkin olmadığını iddia ediyor. Bu neye benziyor biliyor musunuz? İnternette rastgele bir adamın dünyanın düz olduğunu iddia ederek bütün bilim adamlarının yanıldığını, uzay yolculuğu yapmış insanların yalan söylediğini ve kendi söylediğinde ısrar etmesine benziyor. Yani ortada hiç bir yetkinlik yok ama yetkinliği ortada olanların yetkinliğine laf ediyor. Link to post Sitelerde Paylaş
democrossian 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi 74/54-55 nolu Kuran pasajı şöyle: "kella inneha tezkiretun fe men şae zekera" Buradaki şae senin dediğin şekilde açıklanamaz. İşte bu temizleyici, kim temizlenmek dilerse diyor. İslamda kul diler, allah yapar. Kul temizlenmeyi dileyecek, allah da kuran ile onu temizleyecek. Anlam bu. Arkasından da vema yezkurune illa en yeşa allah diyor. Allah dilemedikçe kimse temizlenemez diyor. Dediğin buna da aykırı. Allah temizlemediyse temizlenmez saçma olur. Temizlenmeyince tabii ki temizlenmemiş olacak, Ama allah temizlenmesini dilemeyince temizlenemez demek anlamlı oluyor. Link to post Sitelerde Paylaş
democrossian 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi Ayrıca şae derken şin harfine elif harfi ekleniyor. Şey derken ise şın harfine ye ekleniyor. Ye ve elif harfleri çok farklı anlamlar yükleme yapar. Aynı anlam yüklemesini yapmaları düşünülemez. Yani şae ile şey kesinlikle aynı olamaz, farklı kelimeler. Link to post Sitelerde Paylaş
TENTEN 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi http://www.osmanlicaturkce.com/?k=Şey&t=%40 Şey: Nesne, şey. İstemek, dilemek. Link to post Sitelerde Paylaş
democrossian 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi Osmanlıca sözlük öyle diyorsa kökende bir birlik illa vardır. Ama sonuç değişmez. Ye eklenince nesne, elif eklenince dilemek anlamı yükleniyor demektir. Zaten kelimeler mecbur belli kökenlerden türeyecekler, bu kaçınılmaz. Çeşitli formatlara sokulup anlam farklılaştırılacak. kelimeler böyle türer. Link to post Sitelerde Paylaş
democrossian 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi (düzenlendi) Bu durumda bunu bir tahrifat ve yanlış anlaşılmaya sevketme olarak yorumlayamayacağız demektir. En fazla iki anlamdan birini tercih etme durumu var sonucu çıkar. Şae ye dilemek anlamı verildiğinde bir anlam tahrifatı olmuyor yani... Tersine anlam yerine oturuyor. Dur şimdi bir daha düşünelim... Fe men şae zekera... Şimdi kim şey temizlenmek... Şimdi kim diler temizlenmek... Şimdi kim var temizlenmek... Şimdi kim yapmak temizleme... Şimdi kim şey yapmak temizlik... Ben "kim temizlenmek isterse" den başka anlam yükleyemedim. Madem kelimenin iki anlamı varsa tercih edilecek olan apaçık belli. Her iki anlamı da yüklemeye çalışsam yine olmuyor. Yani kul diler, allah da yapar desem... Olmuyor. Çünkü ikinci cümlede olumsuzluk, şart sürme var. Allah temizlenmesini dilemedikçe temizlik olmuyor. Yani anlam böyle... Bu ayrıca öyle tahrif edilip yanlış anlaşılınca ortaya bir şeytanlık çıkacak bir ifade de değil yani... Ben burada hiç bir art niyet tespit edemedim! Şubat 7, 2017 tarihinde democrossian tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Cesed 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi (Müdessir 74/54) Hayır hayır, Kur’an doğru bilgidir. (Müdessir 74/55) Öğrenmeyi tercih eden öğrenir. (Müdessir 74/56) O bilgiyi aklından çıkarmayanlar, tercihlerinin doğruluğunu Allah’ın onayladıklarıdır[*]. Böylesi, Allah’tan çekinip korunan ve affedilmeyi hak eden kişidir. Bu meal yanlış mı? Link to post Sitelerde Paylaş
democrossian 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi Doğru, tezkire ile tezkiyeyi karıştırmışım. Tamam, temizlenme değil öğrenme, evet. Bakmadan direk yazmıştım temizlenme diye. Zikr kökünden, tabii... Öğrenme hatırlama anlamında. Tamam temizlenme kalktı, öğrenme geldi evet, ama değişen bir şey yok. İnneha tezkiratun fe men şae zekera yema yezkurune illa en yeşa allah: İşte bu bilgidir şimdi kim öğrenmek isterse fakat kimse öğrenemez allah dilemedikçe. Link to post Sitelerde Paylaş
sağduyu 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi 20 minutes ago, Cesed said: (Müdessir 74/54) Hayır hayır, Kur’an doğru bilgidir. (Müdessir 74/55) Öğrenmeyi tercih eden öğrenir. (Müdessir 74/56) O bilgiyi aklından çıkarmayanlar, tercihlerinin doğruluğunu Allah’ın onayladıklarıdır[*]. Böylesi, Allah’tan çekinip korunan ve affedilmeyi hak eden kişidir. Bu meal yanlış mı? Yanlış, hangi üçkağıtçının bu meal? Müddessir/54. Hayır, muhakkak ki O, bir Zikir'dir (Anma, hatırlama). Müddessir/55. Artık kim dilerse, O'nu zikreder (anar, hatırlar) Müddessir/56. Allah'ın dilediğinden başkası O'nu zikredemez (anamaz, hatırlayamaz). O (O'nun dilediği kimse), takva sahibidir ve mağfiret ehlidir (günahları sevaba çevrilmiş olan kimsedir). Bu üçkağıtçının bilgi diye çevirdiği kelime zikirdir, o da anmak, hatırlamak anlamına gelir. Link to post Sitelerde Paylaş
Mindsurfer 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi (düzenlendi) Tanrının varlığı konusunda yapılan delillendirme yöntemlerindeki temel yanılgı, yorumlama biçimiyle ilgilidir ; Gezegenin ve insanın oluşumunda bir planlama olduğuna dair bilimsel/mantıksal göstergeler, hep tanrı olarak yorumlanır. Ancak bunun tanrı ile alakası yok. bu, ön koşullu ve mantıksal temeli olmayan bir sonuç belirleme şeklidir. Şubat 7, 2017 tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
democrossian 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi (düzenlendi) Hadi anılan, anı haline getirilen, belleğe yerleştirilen şeye bilgi diyelim de... Bence sakıncası yok. Bilimsel bilgiden bahsedecek hali yok ya! Translate tezkireye "bilet" diyor. Şimdi bu saat kaçta, kaç numara hatırlama anlamında olduğu gibi, bunlar birer data, hatırlanması gereken bilgiler anlamında da olur diyelim hadi! Ülen arapça uzmanı olacaz Müslümlerin sayesinde yahu! Şubat 7, 2017 tarihinde democrossian tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Cesed 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi demo nun verdiği meal için bunları yazdım size kanıt olsun diye değil Link to post Sitelerde Paylaş
democrossian 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi E yani biz de anlam neyse onu veriyoruz. Küçük bir karışıklık oldu sadece tezkiye-tezkire... Çünkü ona yoğunlaşmamıştık, şae'ye yoğunlaşmıştık. Yani sonuç: Burada bir şeytanlık bir tahrifat, bir karalama yok. Bir de yarın mesai... İşte uyuklamak istemem... Bu gün bu kadar... Link to post Sitelerde Paylaş
Mindsurfer 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi Varoluştaki akıl işaretleri, ancak şu şekilde tanrının delili olabilirdi...; 1-) Doğada ve evrende gelişen herşey, zamana ve evrimsel süreçlere ihtiyaç duymadan oluşacak. 2-) Dünyadaki olaylara beklenmedik ve anlamlı mudaheleler gerçekleştirilecek ve bunlar insanüstü olaylar olacak. En azından bunlar olsaydı "tanrı konusunda bir işaret var" diyebilirdik. Link to post Sitelerde Paylaş
Cesed 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi Nahl 93. Ayet Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Yapmakta olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz. Nahl 93. Ayet Tercihi Allah yapsaydı sizi bir tek toplum (ümmet) yapardı[*]. Ama o, sapıklığı tercih edeni sapık sayar, hidayeti tercih edeni de yoluna kabul eder. Yaptıklarınızdan elbette sorumlu tutulacaksınız. Link to post Sitelerde Paylaş
Mindsurfer 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi (düzenlendi) 3 saat önce, Cesed yazdı: Sırf kuran yanlış anlaşılsın diye arapça grameri farklı anlatıldığını söyleyen güvendiğim insanlar var. Ondan da önemlisi; anlamadığımız ve hayatın gerçekleriyle hiçbir alakası olmayan bir kitaptan nasıl sorumluluğumuz olabileceği, konusudur? Kuran'a göre, Türkiye'de yaşayan bir insanın asla bu kitaptan sorumluluğu yok. Ancak siz, kuran'a bile inanmıyorsunuz. Bu da dinin tamamen kendi dindaşlarına yaranma amacıyla yaşandığının bir göstergesidir. Şubat 7, 2017 tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
sağduyu 0 Şubat 7, 2017 gönderildi Raporla Share Şubat 7, 2017 gönderildi 1 minute ago, Cesed said: Nahl 93. Ayet Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Yapmakta olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz. Nahl 93. Ayet Tercihi Allah yapsaydı sizi bir tek toplum (ümmet) yapardı[*]. Ama o, sapıklığı tercih edeni sapık sayar, hidayeti tercih edeni de yoluna kabul eder. Yaptıklarınızdan elbette sorumlu tutulacaksınız. Doğrusu üstteki, alttaki ise üçkağıtçı birinin çevirisi. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts