Jump to content

Sonraki seçimde oy kullanmayacağım


Recommended Posts

1) oyunun Kuralları hiç adil değil. AKP bir sürü ev kadınına maaş bağlayarak, gençleri işe sokarak, insanları kadroya alarak, kömür vs. dağıtarak seçim rüşveti veriyor ve bu uygulamalara yıllardır engel olunmuyor.

2) Basın denetimi çok fazla. Demokrasilerde basını ele geçirmişsen ülkenin %90'ı senin demektir. Bizim basına gezi olayları bile yansıtılmamıştı.

3) Sistemi beğenmiyorum. Bize gerekli olan

a) iki dereceli (Fransa gibi9 bir seçim sistemi. Böylece popülist bir parti gelirse, ikinci aşamada herkes diğer partiye oy verir ve facia önlenmiş olur.

b- Seçim barajının düşürülmesi. Ben yıllardır sosyal demokrat filan değil, komple sosyalist veya çevreci bir parti istiyorum. "mecbur kaldığım için" bana uymayan partiye oy vermek istemiyorum.

4) Dünyanın nereye gittiğini anlamam gerek. Trum'du, Putindi, Brexitti derken kafayı yiyeceğim. Bir de Fransa'da Löpen seçildi mi tamam. Dünya çapında rezalet yaşanması seçim yapma gücümü etkilemeye başladı.

5) Hiçbir şey değişmiyor. 1997 Türkiye'si ile, 1977 Türkiye'si arasında neredeyse çağ farkı var. Sokaklar, insanlar, zihniyet, hiçbir şey birbirine uymuyordu. Ama 1997 ile Bugün arasında ne fark var? diye sorsanız:

- Herkesin elinde akıllı telefon var

- Otobüs bitti, millet ucuz uçakla geziyor.

- TV ve Bilgisayarlar inceldi.

- Kaset ve CD olayları bitti. Müziği internetten beleş indiriyorsun.

O kadar, Ankara'nın kent merkezine insen, solucan deliğine düşüp 20 yıl geri gitsen, muhtemelen 3-5 saat geçmeden ne olduğunu anlayamazsın.

6) Gına geldi: 90'larda ben çocuk/gençtim, oy verme ehliyetim de yoktu. Tabi üzülüyordum ama bana G.ren Çıkan yoktu. Şİmdi bir çok şey batmaya başladı. Ben İstanbul'un merkez ve Turistik yerlerini çok gezdim. Metro sistemini ve vapurları filan çok severim. Buradaki otobüs/dolmuş olayı çok iğrenç. Her zaman çok kalabalık, bir sürü fakir insan var. Kimse yemeklerden sonra dişini fırçalamıyor. Gaz çıkartma filan çok yaygın. O kadar ki dolmuş mesafesini taksi ile gidiyorum (tıpkı 90'lardaki gibi).

- Onun dışında AVM'ler yapılıyor, lüks araçlar ve lüks tüketim artıyor, "Kıro" tanımındaki adamlar gittikçe "sosyete Kıro" gibi yeni (ne kadar yeniyse o da) bir türe doğru evrimleşmiş. Da her şey aynı. Metro'nun bile Ankara metrosu olduğunu hemen anlarsın. 1997'de beri çok az büyüdü, ve her zaman çok kalabalık (ve pis).

7) Konuştuğum insanlar, özellikle halk kesimi. Ya AKP'lidir ya MHP'lidir. PKK'dan nefret ederler, Fetodan nefret ederler. Obama gibi liderleri sevmezler. Putin gibi birine hayran olurlar. ve daha da bilmek istemediklerim var. Mesela mezhepsel nefret duyalar, dini nefret duyarlar, etnik nefret duyarlar, bıraksan aşiretlere, kabile hayatına geri dönerler.

 

- / Öyleyse dövüş adil değil. Sylvester Stalonne'nin öyle bir filmi vardı. Futbol takımının kaptanı idi ve Nazileri kendi ülkelerinde kötü koşullara rağmen yenmişti. Da ben 15 Temmuzdan beri benimle dalga geçildiğini hissediyorum. Şundan da bıktım. Gideceğim şimdi orada (bizim mahalle) çoğu güler yüzlü, CHP'Li filan, Mahallenin muhtarı filan orada, çoluk çocuk gelmişler. En çok da o yüzden katılmayacağım. 90'lardan beri bende bir bıkkınlık oluştu. Refah partisi / AKP gitsin. Melih gökçek gitsin, Tayyip gitsin. Tayyip gitsin diyorum, Çünkü Tayyibin başbakan olduğu dönemde doğanlar şim 16-17 yaşındalar, gelip bu tür forumlara filan yazıyorlar. Bu, bir de bu fakir "sürü" ile ne yapılacağı konusuna (ben değil) karar verilmesi lazım. Yani bu adamlar önce tüm bunlara çeki düzen verip şekle sokacaklar, sonra bana diyecekler ki "ey seçmen, görevini niye yapmıyorsun?"

- Eğlenmek isteyen adama ben ne diyebilirim ki? Bir sürü işim gücüm var, zamanım da kıymetlidir. Seçim demek, demektir ki "ey vatandaş, bu ülkede ne yapılmasını istiyorsun?"

Ben Maça gider gibi seçime gidemem ki. Doğru dürüst bir şey sor. Sonra beni sandığa çağır. Bu nedir 3-4 ayda bir iyice seçim manyağı olduk. Gören de bizi İsviçre sanacak.

Özetle, niye gitmem gerekiyor onu anlamadım. Kimseye kötü örnek olmak da istemem. Da benim mesela bir imajım var. Bu adamlar imajımı zedeliyorlar. RP 5 sene 10 sene olsun. Anladık. Da adamlar bitmiyor. Gına gelmiş halde. 1995 filandı. %50 almışlardı. O zamandan bu zamana, %50, %50 gidiyor.

Bu bence ciddiyet değildir. Hükümet ciddiyet gösteremiyorsa ben niye göstereyim? "Görev" ise, önce devlet belirli bir ciddiyeti sağlasın, sonra bende ciddiyet beklesin. Ben şu anda referandumda "Evet" bile diyebilirim. kafam o denli sulanmış durumda.

Hele Temmuz ayından sonraki gelişmeler Afrika ülkelerini aratmıyor.

Yani ben şu anda Hükümetin / meclisin referandum yapacak yüzü nerden bulduklarını zaten merak ediyorum. "Kitleye" gelince de, Onlar da bir karar versin artık. Çünkü 2037'de Refah Partisi, veya devamı yine birinci, MHP yine ikinci parti filan olacak. Bir de Putin de, Tıpkı Erdoğan gibi, 16-17 senedir başta ve gitmiyor. Yani bir "gelen gitmiyor" durumu da var.

- O zaman bana ne soruyorsun? Gitmeyeceğini zaten söylüyor. demek istediği "Gelin de bana 'seni çok seviyoz, kalmanı istiyoz' deyin, ya da demeyin siz bilirisiniz" diyorlar.

Kimse kusura bakmasın da S.rım böyle işe. Bu ne o zaman? Başörtülü, sosyete pazarı karıları ve onların kocaları ile ne yaparsa yapsın. Benim mahaleye komple seçmen kağıdı göndermesin. Böyle seçim de olmaz, böyle iş de olmaz, rezaletin de daniskası, Hiç hoşuma giden bir durum da değil.

Seçim demek bana seçim hakkı verilmesi demek. şimdi referandum yapılacak. Sonuç zaten belli. Dünya da yıkılsa aynı sonuç çıkacak. BU dediğim de siyasetçinin işi. Yani şu anda bana sorulan bir şey yok. Peki bana bir şey sormuyorsa niye "seçim "yapıyor?

Yaz yaz bitmez. referandum günü muhtemelen işim olacak. benden bu kadar. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...
On 9.2.2017 at 08:19, leonardo18 yazdı:

Demek istediğim siyasete katılırım, sivil toplum kuruluşlarında filan yer alırım, gösteri filan yaparım, da bu AKP gidinceye kadar oy kullanmayacağım.

Sanirim, Siz Türkiye´de yasamiyorsunuz yada tuzunuz kuru. Bu umursamazliginiz bundan dolayi olmasin ?

Ben yurtdisinda yasiyorum, dogdugum ülkede olan bitenleri önemsiyorum ve bu nedenle moralimin iyi oldugu söylenemez.

Yahu bu ülkenin söze basbakani ta Avrupaya referanduma evet oyu toplamak icin üsenmeden geliyor. Gurbetteki her oyun pesine düsüyorlar ve bundan hic gocunmuyorlar, cünkü tek bir oyun bile önemli oldugunu biliyorlar. Yoksa sonuclar cantada keklik olsa, hic bu kadar zahmete girerler mi ?

Istediginiz kadar siyaset yapiniz, herhangi siyasi etkinlige istirak ediniz, sandiga gidip oy vermedigniz sürece hepsi bosuna. Arti onlari bundan böyle elestirme hakkiniz da olmaz. Hem sandiga gitmeyeceksiniz, hem de elestireceksiniz. Yok öyle yagma.

O zaman susmasini da bileceksiniz.

 

 

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Siz de haklısınız da, böyle seçime katılmak istemiyorum. Ben 90'ları da yaşadım. Dinci parti / dinci-milliyetçi parti olayı bitmiyor. Gerçek siyaset yapılamıyor. 1999 / Ecevit döneminde bu refah Partisi olayının bitmesi ve 8 yıllık eğitim sayesinde gelecekte son bulması filan öngörülüyordu.

Demek istediğim zaman kıymetli bir şeydir. Aradan 20 sene geçmiş, O zamanki Erbakanın rejim değişikliğini filan konuşuyoruz hatta bunun için sandığa gidiyoruz.

- İşim olursa gitmem. Ala ala, Sonuçta benim yetkimi genişletmeyecekler. Benim yetkimi genişleteceklerse geleyim. Bende başka herkesin yetkisinin genişlemesinden de bıktım usandım. 1 allahın kulu da gelip "senin yetkilerini genişletelim mi? 2033 yılına kadar bizim manevi ve siyasi liderimiz olur musun?" demiyor. Benim niye dünya çapında bir okullar ve takım elbiseli müritler ağım yok?

Bu seçimin konusu Benim yetkilendirilmem olmalı. Başkasının değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte doğru noktaya geldin.

Atatürk bugün yaşasaydı, iki kere seçilir, sonra görevi başkasına devrederdi. Melih Gökçek dahil, bu adamların en büyük özelliği geldikten sonra gitmemeleri.

yerel basını takip eden benim gibi düşünmez, Ama dış basında Tayyip ve hakkında neredeyse her gün olumsuz bir haber var.

Bu biraz da "ben olmayacak duaya amin demem" meselesidir. Gideceklerini bilsem "evet" bile basarım. da 20 sene olmuş daha biz bekliyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim Kürt bir arkadaşım vardı. O da o bölgedeki PKK / TC çekişmesinden bıkmıştı. Sağlıklı kalmak için "siyasetle alakam yok" deyip işin içinden çıkmıştı. Bende aynı noktaya gelmek üzereyim.

İnternet forumunda bile Ateist ve komünist olan kakat aynı zamanda dindar ve Türkçü kişiler türedi. Bi yerde bildikleri gibi yapacaklar. Bir şey de diyemezsin.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 weeks later...
On ‎01‎.‎03‎.‎2017 at 01:34, Sonradanolma yazdı:

Canımdan olacağımı bilsemde yine o sandığa gider oyumu kullanırım.Akp'ye kalmasın oyum.Sende oyle yap bence.

 

Olmuş şeyin ve Z.kilmiş götün davası olmaz demişler.

,Daha demin Euronews izliyordum.

Bugün de casusluk suçlaması filan diyorlardı. Feto olayına dair kanıt da halen yok.

2) Ben eskiden de halama teyzeme oy verirdim. Varsa İşçi Partisi, Yoksa TKP, o da yoksa CHP.

 

- Da beni illet bastı. 3 ayda bir bu yaşıma gelmişim ilkokullarda duvardaki saçma salak resimlere bakıyorum.

Yani ben eskiden de uğraşmazdım. Şimdi de işim filan olabilir. Daha önce de anlattım. Sorun Atatürk öncesine kadar gidiyor. Geri kalan sorunun da %90'ı TR'deki polis devlet ve faşizm geleneğinde kaynaklanıyor. O imam hatipleri Kenan Evren açtı. Köy enstitülerini de Adanan menderes kapattı. Yani ben geldiğimde olay zaten bu haldeydi.

- Oy verecek sosyalist parti ve komünist parti arıyorum (kaç da sene olmuş, benin lise 17 yıl önce filan bitti), vere vere İşçi partisine oy verebiliyorum. Ya ben siyasetten anlamıyorum, ya siyaset beni anlamıyor.

 

Sizler de (troll olmayan %50 filan), relax yani, koyan koyacağını çoktan koymuş. Sokulmadık candan umut kesilmez

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...