Jump to content

Allah İnsanları Yaratmaktaki Amacı Nedir?


Recommended Posts

7 hours ago, Ömer13 said:

* Bir memlekette bulunan bir insan, var olan kanunlara ve o memleketin padişahına itaat etmezse, kuralları ihlal edip milletin hukukuna tecavüz ederse ve itaat edip kurallara uyanlarla alay ederlerse; padişah, vermiş olduğu belli bir mühlet akabinde o adamı hapse atar. Ahiretin hapsi de cehennemdir.

Sen bu dünyaya istediğini yapmak için değil istenileni yapman için gönderildin. Hem istenileni yapmıyor olman hem de yaratılmana hiçbir etkin olmadığı halde ve her an aldığın nefesin fıtratına ve sıhhatine uygun hale getirilip verilişi gibi zaruri ihtiyaçlarınla alakadar olan sonu gelmeyen rızıkların sana gönderildiği halde gösterdiğin bu nankörlük ve isyan cehennemi haketmene neden olur. 

Yani araplara taparım ben, benim için arabın sözleri kutsaldır diyorsun. Be geri zekalı mal, bir tanrı çıkıp inanmazsan seni yakarım demiyor, 1400 yıl öncesinin cahil, yağmacı arapları bize inanmazsanız bir tanrı sizi sonsuza kadar yakar diyor. İşte burada ben diyorum ki, hangi mantıkla körü körüne bu araplara iman ediyorsun? Aradaki farkı anlayayamacak kadar aptallaştırmış seni bu arap dini.

Quote

Böyle devam edersen salakça yanacaksın... 

Ancak senin gibi geri zekalı mallar, salaklar, aptallar bir insanın araplara inanmadığı için sonsuza kadar yakılacağını zanneder. 

Sende biraz akıl, mantık olsa yahu bir tanrı olsa bile neden beni araplara inanmadığım için yaksın ki diye düşünürdün.

tarihinde sağduyu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 52
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bu tip sorular zekice. Tabi metaryalist düşünce en başta değişmeci olmalı. Düşüncede dahi. Şimdi ideal tarzda islam mantıklılığı bunu düşünce evriminde ilkel kaldığı için ifade edemez. Tabi cennet cehennem yanmak vs mantığıda bir çeşit sorunun geri amiyane hali oluyor. 
 
Geçenlede 70 mt den bir köpeğin kurtuluşunu izledik. Karanlık aç ve susuz ölüme giden yolda yüzlerce insan uğraştı. Kurtarılma anında sevinç noktası da vardı.
 
Piyanoda bir nota dizisinde sonsuz güzellikte şarkı ortaya çıkabilir. İşte beynimizin gelişmişliğinin en iyi örneği bu. Mozart mesela. İnsan olmanın bir ayrıcalığı sanat. Sanat sonsuz olasılığa sahip zihinsel bütünler...
 
Şimdi evren geniş ise sabit taşlar uzay boşluğu vs. Bu geniş evren gibi hiç yok sayılacak dünya insanı. İşte bu dünya insanın farkında isek zihni evren gibi. Bitkilerin böceklerin tüm canlılarından öte sonsuz olasılıklara sahip zihin ve sanat.
 
İnsanlar bir araya geldiğinde sosyal olaylar, savaşlar, siyaset, aile yemekleri vs. Vs. İşte tüm bu ilişkilerde bazen bir köpeği kurtarırken, bazen bir diktatöre karşı mücadele verirken, bazen bir öğretmenin cehalete açtığı savaş, bazen bir bilim adamının güneşi satın alabilirmisiniz inancı hepsi ama hepsi bir muhteşem duygu durumu ifade ediyor.
 
İşte metafizik düşünce değişimini burdan başlamak lazım. Eğer ki insan olmasaydı? Canlılık olmasaydı? bu satırları okuduğumuz anlar hiç olmasaydı? Bu korkunç bir hiçlik demek. İşte Tanrı insanı bu yüzden yaratmıştır bence.
 
Allah, cehenneme atacak hulu... Tarih tartışma programında Magazin programını işlemek gibi seviyesel bir süreç. İslam tanrısı Allah insanları kulağından tutup cehenneme atıyormuş gelin tolstoy bu konuda şöyle söyler gibi nasıl bir mantık bu. Önce bunları ateizm teizm arasında tartışmak gerek. 
 
Zira dünyada adalet varmı? Kuran kurallarını neden koydu? Ahlak nedir? Gerçekte merhamet-adalet ilişkisi? Yanma hafıza kartsal bir yanılsamamı? Bütün bu alt tartışmalar islam ile teistlerin teistlerle münzaraları eleştirileri... Bu tartışmalar tümevarımsal olarak bir gelişmişlik sürecine varacak ki onun sonuçlarından bakılır. Zira bu bakış bu islamcılar ne ayak dedirtir. Kimi hadis yok diyor kimi light islamcı kimi kafa kesen kimi bilmemne olur.
 
 
Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, Ömer13 yazdı:

 

Çift yarık deneyi hakkında bi video izlemiştim. Anlattığına şunu ekleyeyim. Tam olarak hangi delikten geçtiğini görmek için deliklerin başına gözlem cihazı koyduklarında sanki izlendiğinin farkına varmış gibi, dalga gibi değil de tanecik gibi belli bi delikten geçmeye başlıyor. 

Bu, insan sağduyusuna aykırı bir şey değildir. Sadece bilimin henüz mahiyetini keşfedemediği bir durumdur. 

 

Bu kısım epey havada kalmış, eğer tek yarıktan geçtiği gözleniyorsa zaten mahiyeti kalmamıştır.  Işık farklı durumlarda farklı davranıyor. Sonuç olarak insan sağduyusuna aykırı davranıyor. Bu durumdan ( yani madem sağduyumuza aykırı davranıyor o zaman daha çözememişiz demekten) bu söylemler ile kaçamazsın. Ki eğer senin mantığına göre hareket edersek bu durum ancak tanrının eseri olabilir. Buda bizi yazımların ile ilgili bir senaryoya götürüyor.

İlk soru aynı: 

Madem sağduyumuza aykırı hareket edebiliyor. (ki buna başka örneklerde verilebilir.) Senin dediğin gibi kendinden kaynaklanmayan bir olaya. Yani bilinme eylemine, başkasına ihtiyacı olmadan sahip olabilir olmalı. Burada bahsettiğin gibi bilinme eylemi kendisine bağlı bir olay değilmiş gibi gözüküyor. Ama var olan her şeyi sen yaratmışsan, hatta ve hatta var olan tüm fizik kuralları da dahil olası tüm mantık eylemini de sen yaratmışsan. İnsan aklına göre tamamen yanlış olan bu eylem senin için doğru olabilir. 

Bir başka ifade ile olayın özünü bile sen yaratmış ve sen değiştirebileceksen ( yani bilinmek için başkasına ihtiyaç olma kavramını tümden değiştirme gücü, insan için hayal etmesi zor bir durum ama tanrı için çocuk oyuncağı olsa gerek) o olay sana bağlı olmasa bile (ki bağlı, onu sağlayan tüm mantığı sen oluşturdun)  seni muhtaç ve aciz kılar.

 Sorumuza geri dönelim. Allah bilinmek için bir şeye ihtiyaç duyar mı ? (kısa bir mantık özeti ekleyeyim, kafanın içindeki mantık şöyle çalışıyor, bilinmek için birileri gerekli ama tanrı bu mantığı değiştirebilir, çünkü buda aslında onun yarattığı bir belittir. Sonsuz güç hakkında oynarken dikkat etmen gereken şeyler var)

ikinci kısıma geçelim. 

 

Edit: Daha da iyi anlaşılması için senin örneğinden yola çıkayım. 

Alıntı

Şimdi de bizden ve Allah'tan örmek verelim: "Görmek" fiilini gerçekleştirmek için görülecek varlıklar olmalı(fiilin ihtiyacı). Ayrıca benim görmem için ışığa, gözlerimin açık olmasına vs. ihtiyacım var(failin ihtiyacı) ve gördüğüm alan çok sınırlı bir alan. Ancak, Allah’ın görmesi için kendisinden(failden) kaynaklanan hiçbir ihtiyaç yok ve her an her şeyi görüyor. 

''Görmek" fiilini gerçekleştirmek için görülecek varlıklar olmalı'' Bu doğru değil. Bu evrenin kuruluşundan gelen temel bir belittir. Bunu allah kendi oluşturmuştur haliyle dışına çıkabilir. Görmek için bir şeye ihtiyacı olmamalı. Allahın başka bir evren yarattığını ve görmek için başka birine ihtiyacı olmayan varlıklar yarattığını var say. ( evet insan zekasıyla bunu algılayamazsın ama bu bizim konumuz dışında, mantığı yaratan o sonuçta, belkide seni anlamayacak şekilde yarattı.)

Bir kez daha sonsuz güçle ilgili konuşurken basit insansal mantığı kullanamayacağımızı anlamış olduk.

 

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
15 saat önce, Ömer13 yazdı:

elma, bütün kainatla alakadardır.

İyi de elmayı yaratılmış olarak peşin yargıyla kabullenirsen öyledir. Elma evrimle oluştu dediğin zaman öyle değildir. Bakış açılarımız farklı sizinle. Biz tanrının olmadığını bildiğimiz için konuya bilimsel yaklaşıyoruz. Siz tanrı var zannettiğiniz için konuya dogmatik yaklaşıyorsunuz. Dünyada hiç elma yoktu, bir gün tanrı elmayı yarattı diye düşünürsen elbette dediğin gibi düşüneceksin. Ama biz ilk elma diye bir şey olmadığını, ilk insan, ilk tavşan, ilk kertenkele diye bir şey olmadığını bildiğimiz için senin gibi düşünmüyoruz. Biz evrimin bilincindeyiz. Sen evrim hakkında hiç bir şey bilmiyorsun.

Sorun burdan kaynaklanıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 saat önce, NotImportant yazdı:

Bunu sonsuza kadar yapmaya devam edebilirim. Tanrı hakkında gösterdiğim yanlış bir şeyin doğrusunu göstermek için, tanrının yarattığı mantığı ve maddeyi kullanacaksın. Kendi yarattığın mantık kavramı ile kendini mantıklı kılamazsın.

Öyle görünüyor ki ikimiz de aynı şeyleri tekrarlıyoruz. Sen bunu sonsuza kadar yapabilirsin belki ama ben sabırsız bir insanım ve birisi bir mevzuyu anlamadığında alternatif anlatma yöntemlerim oldukça sınırlı. Dediklerimi daha fazla tekrarlamayacağım. Ama yazdığın diğer şeyler hakkında konuşabilirim. 

Senin sağduyuna aykırı olan ve olmayan bütün olayların yaratıcısı Allah'tır. Sadece sağduyuna aykırı olanların değil yani. Ve sağduyuna aykırı olayları yaratıyor diye "bilinmek" gibi bir fiilin mahiyetini niye değiştirsin? Allah, bu fiillerin gerekliliklerini yaratarak ilminin, sanatının, hikmetinin çeşitliliğini gösteriyor. 

Şimdi; Allah'ın varlığını bilmek, Allah'ı tanımak ve Allah'ın mahiyetini bilmek farklı şeylerdir. 

Allah'ın varlığını bilmek işin temelidir, birçok farklı yolla bilinebilir. 

Allah'ı tanımak; isim ve sıfatlarının kainatta, özellikle insanda olan tecellilerini anlamak ile mümkündür. 

Mesela; bazı insanları çok iyi tanırsın, bazılarını fazla tanımazsın, bazılarını da hiç tanımazsın. En yakının olan eşini, dostunu, anneni, babanı ne kadar tanırsın? "Ne yapmaktan hoşlanır, neye kızar, alışkanlıkları neler" gibi soruların cevabını az çok bilirsin. Ama ne kadar iyi tanırsan tanı, tam olarak tanıyamazsın. 

İnsan da; Allah'ın sıfatlarının bir kısmını öğrenip Allah'ı tanıyabilir ama tam olarak tanıyamaz. 

Allah'ın mahiyetini bilmek ise apayrı bir şeydir ve imkansızdır. Nasıl ki, mimar bir insanı oluşturan uzuvlar, hücreler, ruh, akıl vs. mimarın imar etmiş olduğu binanın mahiyetinden çok farklıdır; öyle de Allah'ın mahiyeti, yaratmış olduğu kainatın mahiyetinden çok farklıdır ve biz, sadece yaşıyor olduğumuz kainat hakkında fikir sahibi olduğumuz için O'nun mahiyetini bilemeyiz. 

Edit: Nasıl ki, insan kendi mahiyetini tam olarak anlayamadığı halde (beyin, duygular vs.) kendinin varlığını inkar etmiyorsa, mahiyetini anlamadığı için Allah'ı da inkar edemez. 

İşte senin de anlayamazsın dediğin mevzu bu. Bu konu bizi alakadar etmez. Bizim mevzumuz, Allah'ın varlığını bilmek. 

1 saat önce, democrossian yazdı:

İyi de elmayı yaratılmış olarak peşin yargıyla kabullenirsen öyledir. Elma evrimle oluştu dediğin zaman öyle değildir. Bakış açılarımız farklı sizinle. Biz tanrının olmadığını bildiğimiz için konuya bilimsel yaklaşıyoruz. Siz tanrı var zannettiğiniz için konuya dogmatik yaklaşıyorsunuz. Dünyada hiç elma yoktu, bir gün tanrı elmayı yarattı diye düşünürsen elbette dediğin gibi düşüneceksin. Ama biz ilk elma diye bir şey olmadığını, ilk insan, ilk tavşan, ilk kertenkele diye bir şey olmadığını bildiğimiz için senin gibi düşünmüyoruz. Biz evrimin bilincindeyiz. Sen evrim hakkında hiç bir şey bilmiyorsun.

Sorun burdan kaynaklanıyor.

Bazı ağzı bozuk arkadaşlar merdiven çıkmayı bilmediğinden ve ille de cevap istediklerinden o şekilde anlatıyorum. Merdivenin ilk basamağı "yaratıcı var mıdır?" olmalı.

tarihinde Ömer13 tarafından düzenlendi
Ek bilgi
Link to post
Sitelerde Paylaş
12 dakika önce, Ömer13 yazdı:

 Merdivenin ilk basamağı "yaratıcı var mıdır?" olmalı.

Ben de Müslüm olsam öyle yapardım. Fakat benim gözlemim, inanç konusunda ayrışma giderek derinleşiyor.

İnsanlar birbirlerini tümüyle hiç anlamaz hale gelene kadar düşünceleri farklılaşabiliyor. Öyle ki bir noktada karşı tarafı hiç anlamıyorsun, nasıl bir yaratıktır, bunu zihninde canlandıramaz oluyorsun. Halbuki bir süre önce sen de onun gibi düşünüyordun. Ama bir süre geçince o kadar farklılaşma oluyor ki ipler tümden kopuyor. Bu acayip bir durum. Nasıl bu kadar kopuş oluyor, farklı dünyaların dilini konuşuyormuşuz gibi tam bir anlaşmazlık oluyor?

Yani zamanında ben de tanrıya inandığım halde, şimdi tanrıya inananların nasıl olup da bu kadar saçma bir düşünceye kapılabileceklerine hayret ediyorum. İyi ama başkası değil, ben de inanıyordum zamanında. Peki nasıl bu kadar kopuş oluyor?

Zamanında benim de inandığım bir şeye, şimdi dünyadaki en saçma inanç olarak bakmam bana da tuhaf geliyor ama, öyle. Şaşırıyorum, nasıl inanabiliyorlar diye. Tanrı inanılması olanaksız bir şey, nasıl inanılabildiğine çok şaşırıyorum. Ama zamanında buna ben de inanıyordum diye düşününce bu da tuhaf geliyor.

İnsanların bu kadar farklılaşabilmesi, birbirlerini hiç anlayamaması tehlikeli bir durum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, Ömer13 said:

Bazı ağzı bozuk arkadaşlar merdiven çıkmayı bilmediğinden ve ille de cevap istediklerinden o şekilde anlatıyorum. Merdivenin ilk basamağı "yaratıcı var mıdır?" olmalı.

Yok. Daha ilk basamakta senin arap dini ve putu çöpe gitti.

tarihinde sağduyu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
21 hours ago, Ömer13 said:

 

 

 Ulan sen Japon budist ailede doğup yetişsen en azılı budist olurdun,Kafa var ama beyin yok sende,sana laf anlatmak da beyinsizliktir.

Bir japon olsaydın, kendine tapılmadığı için yakacağını vaad eden bir Tanrı'ya kıçınla gülerdin.

Tanrının nasıl davranacağını insanlar belirler gülüm,O da doğduğun çevre,kültür vs'ye göre değişir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 saat önce, Ömer13 yazdı:

Öyle görünüyor ki ikimiz de aynı şeyleri tekrarlıyoruz. Sen bunu sonsuza kadar yapabilirsin belki ama ben sabırsız bir insanım ve birisi bir mevzuyu anlamadığında alternatif anlatma yöntemlerim oldukça sınırlı. Dediklerimi daha fazla tekrarlamayacağım. Ama yazdığın diğer şeyler hakkında konuşabilirim. 

Senin sağduyuna aykırı olan ve olmayan bütün olayların yaratıcısı Allah'tır. Sadece sağduyuna aykırı olanların değil yani. Ve sağduyuna aykırı olayları yaratıyor diye "bilinmek" gibi bir fiilin mahiyetini niye değiştirsin? Allah, bu fiillerin gerekliliklerini yaratarak ilminin, sanatının, hikmetinin çeşitliliğini gösteriyor. 

Şimdi; Allah'ın varlığını bilmek, Allah'ı tanımak ve Allah'ın mahiyetini bilmek farklı şeylerdir. 

Allah'ın varlığını bilmek işin temelidir, birçok farklı yolla bilinebilir. 

Allah'ı tanımak; isim ve sıfatlarının kainatta, özellikle insanda olan tecellilerini anlamak ile mümkündür. 

Mesela; bazı insanları çok iyi tanırsın, bazılarını fazla tanımazsın, bazılarını da hiç tanımazsın. En yakının olan eşini, dostunu, anneni, babanı ne kadar tanırsın? "Ne yapmaktan hoşlanır, neye kızar, alışkanlıkları neler" gibi soruların cevabını az çok bilirsin. Ama ne kadar iyi tanırsan tanı, tam olarak tanıyamazsın. 

İnsan da; Allah'ın sıfatlarının bir kısmını öğrenip Allah'ı tanıyabilir ama tam olarak tanıyamaz. 

Allah'ın mahiyetini bilmek ise apayrı bir şeydir ve imkansızdır. Nasıl ki, mimar bir insanı oluşturan uzuvlar, hücreler, ruh, akıl vs. mimarın imar etmiş olduğu binanın mahiyetinden çok farklıdır; öyle de Allah'ın mahiyeti, yaratmış olduğu kainatın mahiyetinden çok farklıdır ve biz, sadece yaşıyor olduğumuz kainat hakkında fikir sahibi olduğumuz için O'nun mahiyetini bilemeyiz. 

Edit: Nasıl ki, insan kendi mahiyetini tam olarak anlayamadığı halde (beyin, duygular vs.) kendinin varlığını inkar etmiyorsa, mahiyetini anlamadığı için Allah'ı da inkar edemez. 

İşte senin de anlayamazsın dediğin mevzu bu. Bu konu bizi alakadar etmez. Bizim mevzumuz, Allah'ın varlığını bilmek. 

.

Çok boş bu yazdıkların. Hiç bir şeye cevap olmamış ki.

Belli ki dediklerimi sen anlamamışsın. Aynı şeyleri tekrar etmedim. Zaten anlaması kolay olsaydı benimle allah konusunda tartışmazdın.

Ayrıca bu yazdıklarınla ilgili bir şey demedim ben. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gerçekte olmayan bu psikopat tanrı, olmadığı için birşey  yaratamaz. Kafasızın teki.

Neyse, kurguya göre ise, zaten cehennemi insanlarla dolduracağına yemin etmiş. 

Mutlaka sözünde durmalı, yoksa karizma çizilir.Ego olayları var sanırım.Zaten şeytanla baştan pazarlık yapmış.Zavallı, bir de insan üretimi dil ile iletişim kurmaya çalışıyor,boşuna kafasız demedik.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 17.02.2017 at 16:13, Ömer13 said:

* Olan her şeyi Allah yaratmıştır. Ateşi yaratmasaydı, insanlar yakmak diye bir kavram kullanmayacaktı. Bu yüzden, "ateş olmadan odunu yakabilir mi?" sorusu yanlış bir soru. Ateş yoksa sen yakmayı nerden biliyorsun. 

Çift yarık deneyi hakkında bi video izlemiştim. Anlattığına şunu ekleyeyim. Tam olarak hangi delikten geçtiğini görmek için deliklerin başına gözlem cihazı koyduklarında sanki izlendiğinin farkına varmış gibi, dalga gibi değil de tanecik gibi belli bi delikten geçmeye başlıyor. 

Bu, insan sağduyusuna aykırı bir şey değildir. Sadece bilimin henüz mahiyetini keşfedemediği bir durumdur. 

Önceki yazımda belirttiğim gibi; fiilin ihtiyacı ile failin ihtiyacı arasında fark var. "Bilinmek" fiilinin gerçekleşmesi için başka birileri olmak zorunda. Bu zorunluluk, failin güçsüzlüğüyle, acziyle alakalı değildir. 

Mesela, sporcu bir adam koşu yapacak diyelim. "Koşmak" fiilinin gereği için bir alan olmak zorunda. Sporcu, "koşmak" fiilini gerçekleştirmesi için hem fiilin ihtiyaçlarını hem de kendi ihtiyaç duyduğu şeyleri tedarik etmeli. Bir alanın olması zorunluluğu sporcunun aczinden kaynaklanmıyor. Fiilin ihtiyacından kaynaklanıyor. Ayrıca, sporcu koşmak için ayakkabıya, eşofmana, nefes almaya vs. ihtiyaç duyar. Bu, sporcunun aczindendir. 

Şimdi de bizden ve Allah'tan örmek verelim: "Görmek" fiilini gerçekleştirmek için görülecek varlıklar olmalı(fiilin ihtiyacı). Ayrıca benim görmem için ışığa, gözlerimin açık olmasına vs. ihtiyacım var(failin ihtiyacı) ve gördüğüm alan çok sınırlı bir alan. Ancak, Allah’ın görmesi için kendisinden(failden) kaynaklanan hiçbir ihtiyaç yok ve her an her şeyi görüyor. 

Velhasıl, Allah'ın bilinmesi için birileri olmalı, fakat dediğim gibi bu fiilin gereğidir, Allah'ın aczinden kaynaklanmaz.

 

On 17.02.2017 at 23:56, Ömer13 said:

@teflon

Bi insan bu kadar odun olur, bu kadar mutaassıb olur, bu kadar seviyesiz, karaktersiz olur. Tek yaptığın yapmış olduğum açıklamaları üstünkörü geçiştirerek fikrimi yanlış göstermeye çalışmak. Onlar hakkında ayrıntıya girmekten çekiniyorsun galiba.... 

Dediğim gibi dengesizin biri çıktı, küfrünü kustu, ağzını bozdu, konuyu kaydırdı.

Ulan hıyar, öncelikle misal hakikate uyarlanırken bahsi geçmeyen ayrıntılar eklenmez. Hakikatin kolay bir şekilde anlaşılması için misal verilir ve sadece bahsi geçen kısım hakikate uyarlanır. 

Saçma ve komik olan açıklamalarına cevap yazsam, bütün günümü alır ve senin gibi bi oduna etki etmez. 

Mutaassıb bir ateist olan sana etki edeceğine inanmasam da son paragrafına küçük bi cevap yazıyorum. 

Bir elma(her şey örnek verilebilir)yı yaratabilmek için bütün kainatı yaratabiliyor olmak lazım. Çünkü elma, bütün kainatla alakadardır. Rızkı hem topraktan alınan mineraller, hem bulutlardan gelen yağmur, hem havada bulunan karbondioksit, hem de 150 milyon kilometre uzaklıkta bulunan ısı ve ışık vasıtasıyla geliyor. Elmayı yaratmak için; hem hücrelerinin mahiyetini bilmek, hem toprağın altındaki minerallerin mahiyetini bilip elma ağacına sevk edecek ilme ve kudrete sahip olmak, hem havaya ve bulutlara hakim olacak kudret ve mahiyetini bilecek ilme sahip olmak, hem de 150 milyon kilometre uzaklıktaki güneşin durumunu bilmek ve kudret ile onu ordan alıp elma için rızık yapmak lazım. Belli ki bunları sadece bir zat yapabilir, çünkü hepsi birbiriyle alakadar. Ve bunu yapanın sonsuz bir ilme sahip olması(alim-i mutlak) ve sonsuz kudrete sahip olması(kadir-i mutlak) gerekir. 

Düşün bakalım........... Kabul etmek zor geliyor di mi? İyi o zaman, sen kendi çapında havlamaya devam edebilirsin... 

Beni karaktersiz addeden aklıevvelin hitabetine bir bakın hele: seviyesiz, karaktersiz, odun, hıyar...Seviyeye gel. :) Biz senin seviyeyi gayet iyi anladık. Tipik kudurmuş teist seviyesi.

Ha, bu arkadaşın neden bu derece kudurarak "ad hominem" e başvurduğunu anlamak da zor değil:

Sen foruma kendini bir alim ulema, ateistleri susturan evliya, nur dede vb. eda ve iddiasıyla dal; nurcu toplantılarındaki beyin ölümü takımı üzerinde yarattığın etkiyi falan yaratacağını zannet, arkasından her yazdığının kof bir yolsuz savunusu olduğu yüzüne vurulsun. Padişah örneğin elinde patlasın, ateş odun fiil fail saçmalıkların tel tel dökülsün.. E ben olsam ben de çatlardım. Alt mesaj: Bu forum sana iki gömlek büyük gelir. Hemen topukları yağlayıp da toz olmazsan eğer, (ki inşallah olmazsın) bunu sürüne sürüne, yaşayarak öğreneceksin..

Padişah örneğinin nasıl bir saçmalık olduğunu zaten farketmişsin oraya fazla değinmiyorum. Kısaca: Tanrıya insanı örnek gösteremezsin. Tanrıyı hiçbirşeye benzetemezsin. Hiçbir şeyden yola çıkamazsın. Ha, başka neyi gösterecen o da meçhul. Bu tanrının ne olduğu belli değil ki? Ne akla, ne bilime ne de mantığa sığmayan ipe sapa gelmez ne idüğü belirsiz boş bir şey. Eninde sonunda yine gelip beşeriyata sığınmak zorunda kalacaksın, biz de bir daha elinde patlatacaz..

Sorun ne idüğünün belirli olması ile birlikte başlıyor. Yani sıfatları. Sıfatları ile birlikte gelen bir tanrıyı mantık ilkeleri bağlamında gösteremezsin. Ya mantık ilkelerini reddeceksin, ya tanrıyı. Sen tanrıyı hemen her (sözde) kanıtlama girişiminde bu ilkeleri kullan, onlara riayet et, sıra tanrıya gelince yan çiz. Yok öyle dava. Bize "kadir-i ve alim-i mutlaklığın insan zihni için nasıl varolabileceğini göstermek zorundasın. Ha, tanrı aklın mantığın ötesindedir diyebilirsin. Güzel kardeşim o zaman da tanrıya akılla mantıkla ulaşılabilir savını seve seve bir kenara bırkacasın. İnsanlar neden tanrıya inanmıyor diye de şaşırmayacaksın. Tam tersine biz sana şaşıracaz. Sen de oturup güzel güzel fideist takılacaksın. Bilim aklın ve mantığın önünden çekileceksin. Bir iddiada bulunmayacaksın. Hakkın yok çünkü. Oturup sessiz sessiz kendi köşende göbeğini kaşıyacaksın. Bunu da anladık mı? Tamam o zaman. Bu derece tıkalı olan idrak yollarınla birlikte pek mümkün gözükmüyor ama neyse..

Şimdi ben neye cevap vermemişim? Çift yarık deneyine mi? Arkadaş, çift yarık deneyi bazı idealistlerin ve pek tabii teistlerin pek sevdiği bir konudur. Neden mi? Otur araştır. Senin daha bundan dahi haberin yok ki, oturup tam tesine bir de bilimin mahiyetini henüz keşfedemediği bir konudur buyurmuşsun..İşinize gelince "bak bilim açıklayamadı işte tanrı.." şeklinde o zavallı boşlukların tanrısını öne sür, işine gelmeyince bilim henüz bulamamış de..İlahi, saflığın da bu kadarı..

ateşi allah yaratmıştır da ne demek be adam? Zaten bu asılsız bir iddia, ötesi değil. Onu geçtik konuyla ilintisi ne? Allah neyi yaratmışsa yaratsın. İsterse mantığı yaratmış olsun. Neticede ben bu mantıkla sınırlıyım. Ve, ya bu mantık sınırları çerçevesinde onu kavrayabilirim ya da kavrayamamam. Sen de tanrı iddian varsa eğer, bana bu mantığın sınırları içerisinde kalarak göstermek zorundasın. Ama gösteremezsin. F-16'ları insanlar yaratmıştır, o zaman f-16'lar motorsuz uçabilir mi sorusunu soramayacak mı biri çıkıp da? Yassah mı? Pekala da sorabilir. Cevap 'hayır'dır. Bu kadar basit.

Fiil fail ayrımı safsatana mı cevap vermedik. Hayır, verdim. Kadir-i ve alimi mutlak için ihtiyaç, zorunluluk,sınır, hudut olmaz dedim okumadın mı? İdrak mı edemedin? Sen nasıl bir kavramsal çerçeveye çattığının farkında dahi değilsin demedim mi? Dedim. Sen hala farkında değilsin.

Bir insan koşmak için 3 boyutlu bir alana ya da koşu pistine muhtaç mıdır değil midir? Peki superman çıka gelip de koşu pisti olmadan koşabilir mi, ya da öyle bir varlık? Hipotetik olarak evet. İşte o varlık koşma fiilinin ihtiyaçlarına da muhtaç değildir. Tanrı bir insanı koşu pisti olmadan da koşturabilir mi? Kendisi koşabilir mi? Yoksa koşacak bir alana ya da bir piste muhtaç mıdır? Sana göre muhtaçtır. Ama bu onun değil, failin değil fiilin ihtiyacıdır. Böyle bir örnek vermek de ayıptır. Akla hakarettir. Sesin yayılması için bir ortam gereklidir. Uzayda, vakumda yayılamaz. fiiilin ihtiyacı. Peki tanrı sesi vakumda da yaymaya muktedir midir? Kadir ve alim i mutlak olan şey, her şeye muktedirdir. Fiilin failin ihtiyacı falan vız gelir tırıs gider. Ama sen çoktan kendi kazdığın çukura düştün. Tanrıyı ihtiyaç duyar kıldın. en azından fililin gerekliliklerine. Geri dönüş yok. Geçmiş olsun. Bu ne biçim tanrı?

Görmekmiş. arkadaş sen cisimleri onlardan yansıyan fotonlar sayesinde beyninde oluşturduğun görüntü şeklinde algılıyorsan eğer, herkes ya da her şey böyle olmak zoruda mı? Sen maddeyi bir aracı vesilesi ile algılamak zorunda olan bir varlık olarak evrildin diye, bu bir mantıksal zorunluluk mu oluyor? Hele hele aşkın bir varlık için?

Şimdi, senin şu sözde tanrının fiil ya da fail gereği olsun, görmek için birşeye ihtiyaç duyuyor mu? Ya da bilinmek için? evet ya da hayır. O kadar kelime oyununa gerek yok. Vereceğin cevap bundan ibaret. Ama açmaz burada işte evet desen tanrılık gidiyor, hayır desen sureler ve kuran. Zor bir durum, yerinde olmak istemezdim.

Fiilin gereği de acizlikliktir. Bunu bir argüman olarak ortaya koymak ise apayrı bir acizliktir.

Şaçma ve komik açıklamalara cevap yazsaymış..Evet biz de yedik(!).. Atıp tutacağın yerde, haydi versene cevapları bir görelim. Hoşafın yağı kesilince "veririm ama vermedim" oluyor, bu da yolsuz kalmış beynin başka bir kıvırması oluyor haliyle.

Son paragrafa cevap yazmışmış..Ne alaka? Biz önermeler mantığı, formel mantık dedik; bu elma armut diyor. Ne anlamamız gerekiyor buradan? Senin hezeyanlarının sonsuzluğunu mu? Haddini bilmez ön kabullerinin sınırsızlığını mı?

Bir elmayı yaratabilmek için bütün bir kainatı yaratabiliyor olmanın gerekmesi de ayrı bir acizliktir. Adam olan, yani tanrı olan, yani kadir-i ve alim i mutlak olan kainatı yaratmadan elmayı yaratır, sonra alır önüne kor. Çıkarıp masaya vurur senin anlayacağın. :) ....Kabul etmek zor geliyormuşmuş...senin sınırlı zihnin için öyle olsa gerek. Benim adıma konuşma istersen.

Kabul etmek zor falan d,ye saçmalamışsın ya, sana elmanın olması için gerekli formülü vereyim:

Sıfır nokta enerjisi+false vacuum+termodinamik+kinetik+doğal seçilimle evrim+birikimli seçilim = elma. Mis.

Tanrıya gerek yok. Kabul etmek zor geliyor değil mi? Biraz düşün bakalım.

Şimdi cevap ver ey alim Özgür:

Kadir-i  ve alim-i mutlak olan vazgecebilir mi

Kadir-i  ve alim-i mutlak olan dileyebilir mi

Kadir-i  ve alim-i mutlak olan kaldıramayacağı bir taş yaratabilir mi

Kadir-i  ve alim-i mutlak olan kendinden güçlü bir şey yaratabilir mi

Kadir-i  ve alim-i mutlak olan geleceği değiştirebilir mi?

Bir de mesela; kadir-i  ve alim-i mutlak olduğundan emin olabilir mi?

.....vs. vs..saymakla bitmez...bu sıftalara sahip bir şey yerinden kıpırdayamaz bile..

Yani kadir-i ve alim i mutlaklık aynı anda mümkün olabilir mi?

bu sıfatlar biribiri ile çelişir mi çelişmez mi, birbirini dışlar mı dışlamaz mı?

Bunların insan zihni için de algılanabilir ve mümkün olduğunu bize formel mantık ile, önermeler mantığı ile göster. Ateşle odunla elmayla armutla falan değil.

Gösterebilirsen mümkün, gösteremezsen "insan zihni için yok" deriz. Tanrı kavramsal olarak münkün değil. Hepsi bu. 5 duyu için yok. Bilim için yok. Mantıksal olarak da mümkün değil. Ya da mantık dışı. eğer mantık dışı ise, bize akılla falan kavratmaya çalışma bir zahmet. Anladık mı? Umarım anladık. Tanrı insan için yok. Olamaz da..Başka bir yerlerde başka bir şekilde yaşanılıyor ya da yaşaılıyorsa bu da beni bağlamaz.

İlerleyen karelerde ya mantığı reddedeceksin, ya da bu sıfatları. Toz olmazsan tabi. Kolay gelsin. Forumda bu konu ile ilgili güzel başlıklar var. Otur incele.

Teologlar yüzyıllarca bu paradoksa kafa yormuş, nedense hiçbirinin aklına ateştir odundur fiildir faildir gelmemiş. Aferim Özgür13. Yaman adamsın vesselam. 13 yaşında bir insanın olabileceği kadar...

.......................................

(Not: dunning kruger sendromu. Bak sen bundan muzdaripsin) https://tr.wikipedia.org/wiki/Dunning-Kruger_etkisi

 

 

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 18.02.2017 at 17:28, Ömer13 said:

.................

Bazı ağzı bozuk arkadaşlar merdiven çıkmayı bilmediğinden ve ille de cevap istediklerinden o şekilde anlatıyorum. Merdivenin ilk basamağı "yaratıcı var mıdır?" olmalı.

Merdiveni koyduk tırmanmanı bekliyoruz. :)

Forum geneli merdiveni üç kere çıkmış beş kere inmiştir. Zamanla anlayıp pişeceksin. Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp. Rahat ol.

Arkadaş her şey ilk sizin aklınıza gelmiş gibi buraya gelip de 100 kere tartışılmış konuları önümüze getirmiyor musunuz, işte buna hasta olmamak mümkün değil.

İlk soru yaratıcı var mıdır. Bak burada haklısın. Bozuk saat misali.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...