Jump to content

Apaçık,anlaşılır,eksiksiz Kuran ve Taklacı güvercinler


Recommended Posts

Kuran apaçık,anlaşılır içeriği olan bir betikse,neden bazı tipler,orda öyle demek istemiyor,bu ayet yanlış çevrilmiş diyip,duruyor.İnsanlar üçünçü kişilerin kuran çevirilerine muhtaç edilmiş,insanlar arapça bilmedikleri için.Öğrenmek,bilmekte zorunda da değiller,saçmalıklarla dolu bir betiği anlayabilmek için.Eeee sonra Kuran çevirilerini okuyup eleştiri yapıyorsun,sonra ordan biri çıkıp diyor ki,orda öyle demek istemiyor,o çeviri yanlış cart curt.Üçüncü kişiler işin içine girince de,yanlış çeviri de olabilir,yanlış anlam verme de olabilir elbette.Biz de ne yapıyoruz bu durumda,araştırıyoruz,düşünüyoruz,yorumluyoruz,çıkarımlamalar,çözümlemeler,karşılaştırmalar yapıyoruz,orda öyle demek istemiyor,yanlış çevrilmiş diyen kişi doğru mu söylüyor acaba diye.Bu çıkarımlamalar,çözümlemeler,yorumlamalar,karşılaştırmalar sonucunda da orda öyle demek istemiyor,yanlış çeviri diyen eğip bükücü,taklacı müslümanların cortladığını da görüyoruz genelde.Democrossian maide 33te geçen,asılmak olarak çevrilen yusallebunun aslında carmıha germek olduğunu söylemişti.Democrossian ateist.Gerçekten bir baktık,yusallebu çarmıha germekmiş.Bizim Türk anlamcıları bunu,asılmak olarak çevirmiş.Diğer dillere ise bu sözcük çarmıha gerilmek olarak çevrilmiş.Doğruyu söyleyen  democrossian ateist,Kuranı çeviren Türk anlamcıları ise müslüman.Burada bir sorun var.Gerçeği,gizleyip,örtenler,yanlış çevirenler,yanlış anlam verenler,taklacılar,kaypaklar,sağı solu ayrı oynayanlar,eğip bükücüler neden bu müslümanların arasından çıkıyor.Yahu siz betiğinizin apaçık,anlaşılır olduğunu söylemiyor musunuz,betiğinizin savı da bu.Bu betik gerçekten,apaçık,anlaşılırsa,kimsenin karşı çıkmayacağı bir çevirisinin olması gerekmez mi?Ama gel gör ki,kendi aranızda bile anlaşamıyorsunuz,kesin bir sonuca ulaşamıyorsunuz.Sizin kaypaklarınızla,eğip bükmelerinizle,attığınız taklalarla uğraşırken,özümüz tükeniyor.Müslümanım diyen birini de,dinini müslüman olmayan biri öğretiyor.Şaka ama gerçek.Yok Kuranın kimsenin karşı çıkmayacağı,doğru anlam verilen çevirileri var da,siz buna karşın orda öyle demek istemiyor,yanlış çeviri diyorsanız,bu da sizin müslüman olmadığınızı,yaşamınıza anlam katan,bağımlılık yapan kutsal bir uyuşturucunuzu kaybetmemek için İslamı,Kuranı benimseyebileceğiniz bir biçime getirmeye çalışan,ne yardan,ne serden geçerimci,orta yolcu tipler olduğunu gösterir ki,bu da sizin oldukça sıkıntılı bir durum.Düşünün,İnandığınız dine göre müslüman değilsiniz,iman etmemiş bir kafirsiniz,cehennemliksiniz,ama durum buyken kutsal uyuşturucunuzu kaybetmemek için hala kendinizi müslüman olarak görüyor,İslamı,Kuranı eğip,bükerek,takla atarakta olsa savunmaya çalışıyorsunuz,demektir.

Ek olarak adam çok iyi müslüman,şeriat istiyor,beş vakit namaz kılıyor,ama o bile gidip yusallebûyu asılmak olarak çevirebiliyor,anlamlandırabiliyor,gerçek anlamını vererek çevirmiyor.Yok derseniz ki,o sözcük her iki anlama da gelebiliyor,bu da yine sıkıntılı bir durum.Bu durumda da Kuran denilen betiğin apaçık,anlaşılır olduğunu kabul etmemiş olursunuz.Bu da sizi dinden çıkarır.Nerden baksan bir sıkıntı,bir tuhaflık,bir açmaz var.

 

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 months later...

Salip, apaçık kesin şekilde haç demektir. Ama bunun illa Hristiyan haçı gibi tepeli olması şart olmuyor. T biçimi de olabilir. Çünkü bu tepe kısmı aslında olmazsa olmaz değil. Nedenini açıklayacağım.

 

Hristiyan inancına göre İsa'ya çarmıhta dört çivi çakıldı. Çar mıh zaten dört çivi demek. Önce ellerinden çarmıha çakılıp asıldı. Bu vaziyette ellerinden çivilenmiş asılı olarak acı çektirildikten sonra karnına bir çivi çakılarak işkence dozu yükseltildi. Bu, göbek ana damarını koparmazsa öldürmeyen ve çok acı veren bir durumdur. İyice acı çektirildikten sonra alnından çivilenerek öldürüldü ve cesedi ibret için bir süre daha o şekilde çivilenmiş şekilde asılı bırakıldı. Hristiyanlar İsa'ya sığınmak için dört işaret yaparlar bu yüzden.

 

Mel Gibson bu işkence tasvirini kendine has sert ve tavizsiz üslubuyla Çile filminde çok müthiş bir tarzda vermiştir. Bunu izlerken üzüntüden kalp krizi geçirip hastaneye kaldırılanlar, sinir krizleri geçiren Hristiyanlar olmuştur. İsa'ya yapıldığı söylenen işkenceler yürek yaralamayacak gibi değil. Başına geçirilen dikenli taç, kırbaçlama...  Bütün bunlar Hristiyanlığın ana teması olan "İsa bizim için dayanılmaz işkencelere katlandı, bizim günahlarımızın affı için büyük acılar çekti" imajını vermek uğruna. 

 

Hristiyan olmadığım halde filmi izlerken ben dayanamadım. İçime üzüntü çöktü yani. Ki Romalılar, imparatorluğa isyan edenleri çarmıha asarlardı yani, gerçek... Çünkü bu, izleyenlere dehşet veren bir manzara. Haçta çivilenmiş bir adam, aç susuz acı içinde kıvranarak ölüyor. Hatta kıvranamaz bile, kıvransa bir parça acısını bastırabilirdi. İsyanları bıçak gibi kesip sona erdirmesi için bu yola başvurmuşladır. Bunu gören insanlar korkudan bir daha isyanı akıllarından geçirmesinler diye. Roma'dan sonra ikinci büyük güç olan Mısır da aynı yolu benimsemiştir. İslam da Kuran'da yusallebu diyerek aynı işkenceyi öneriyor.

 

Bunları açıkladıktan sonra: İslam salipinin tepesi olmaması daha berbat. Çünkü bu tepe kısmına en son alından çivi çakılıp zavallının acısına son veriliyor. Tepe olmayınca alına çivi de yok ve ölüm, günlerce acı çektikten sonra susuzluktan geliyor. İslamın önerisi hepsinden acımasız.

 

Fakat bu iç karartan aşırı acımasız öneriyi fukaha gözden saklamak için T biçimli İslam salipini darağacı olarak ele almışlar ve bu iç daraltan acımasız öneriyi görmezden gelmeyi tercih etmişler. İşit psikopatları ise bu önerilen cezayı uygulayacak kadar gözü dönmüş canavarlar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

1.ve el kamere:  ve kamer, ay
2.kaddernâ-hu:   biz ona takdir ettik
3.menâzile:         menziller
4.hattâ:                oluncaya kadar
5.âde:                   döndü
6.ke:                     gibi
7.el urcûni:          hurma salkımının dalı
8.el kadîmi:         eski (kurumuş)

 

: Ay için de birtakım menziller (yörüngeler) tayin ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilâl) olur da geri döner.

Menziller, konaklama yerleridir!!!
Ama bilim ayın konaklamadığını/durmadığını, devamlı hareket halinde olduğunu söylediği için bir çok mealci değişik değişik anlamlar yüklemektedirler.

 

Bence bir çok mealci doğruları bildiği halde, kendi kişisel çıkarları için bilerek yalan yazmaktadırlar. Burda Yaşar Nuri Öztürkü parantez içine almak istiyorum. O, Turan Dursun kadar cesur olamasa da son günlerinde "Ben deistim" diyerek "vicdan ve çıkar açmazında" vicdanının da sesini dinlediğini göstermiştir. En azında vicdanının dinlemeye çalışmıştır.

 

Ama ben de merak ediyorum...
Bu sitede yazan Kuranı düzeltmek adına söylenen/yazılan yalanlar müslümanların birazcık sorgulamalarına neden oluyor mu?
Yoksa bunlar "şeytanın vesveseleri" diyerek üç 'eüzzi' çekip işin içinden çıkıyorlar mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...