Jump to content

İslam Hukukunda Nikah Tutarsızlıkları


Recommended Posts

Cahiliye dönemi Arap geleneklerine göre bir kişinin, evlatlığının karısıyla evlenmesi çok kötü bir iş sayılır ve bu evliliği yapan kişiler ayıplanırdı.

Allah, ''evlatlığın karısıyla evlilik yapma yasağını'' kaldırmak için -o neden lazımsa?-, bir ayet göndererek Muhammed'in Zeynep ile evlenmesini istemişti. Böylece Muhammed'in bu uygulamayı ilk başlatan kişi olması, müslümanlar için örnek teşkil edecek ve bu yasak ortadan kalkmış olacaktı.

''(Resûlüm!) Hani Allah'ın nimet verdiği, senin de kendisine iyilik ettiğin kimseye: Eşini yanında tut, Allah'tan kork! diyordun. Allah'ın açığa vuracağı şeyi, insanlardan çekinerek içinde gizliyordun. Oysa asıl korkmana lâyık olan Allah'tır. Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki evlâtlıkları, karılarıyla ilişkilerini kestiklerinde (o kadınlarla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasın. Allah'ın emri yerine getirilmiştir.'Ahzap-37

Modern Hukuk açısından bu evliliğin hiçbir sakıncası yoktur. Kişi boşandığı takdirde istediği kişi ile evlilik yapma özgürlüğüne sahiptir.

Burda abest olan durum, Allah'ın ''Evlatlıklarınızın karıları ile boşandıkları takdirde evlilik yapabilirsiniz, artık bu konuda önünüzde hiçbir engel yoktur'' gibi bir ayet ile Arapların evlatlıklarının eşleri ile evlilikleri konusundaki yasaklarını kaldırabilecekken, uygulamalı olarak Muhammed'ten bu işi ilk başlatan kişi olmasını istemesinin hiçbir mantıklı izahı yoktur.

Ama yukarıdaki ayette ''Allah'ın açığa çıkaracağı şey'' derken Muhammed'in kafasından geçen bu evliliği nasıl gerçekleştireceğini ve müslümanlara nasıl sevimli göstereceğinin izahı pekala mümkündür.

Peki evlatlıkların eşi ile yapılan evlilikte hiçbir sakınca görmeyen Allah, babaların boşadığı kadınlarla evlatlıklarının evlenmesini neden, hangi akla hizmet yasaklar?

''Geçmişte olanlar bir yana, babalarınızın evlendiği kadınlarla evlenmeyin; çünkü bu bir hayasızlıktır, iğrenç bir şeydir ve kötü bir yoldur.''Nisa-22

Babaların evlendiği kadınlarla evlenmek, aile arasında öfke ve nefrete sebep olurken, evlatlığın karısıyla evlenmek neden aynı mantıktan nasibini almaz? Yoksa, bu kadar tutarsız ve çarpık kanunları olan Allah'ın, babaları kayırmasının özel bir sebebi mi vardır?

tarihinde Mırnaw tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam Hukundan bahsetmeyelim hiç o bir rezalettir! Ancak Mushaf olsun Tevrat olsun İncil olsun bu kitaplar manevi kitaplardır. Somut düşünce değil soyut düşünce gerekir şayet onları anlamaya çalışırsak.

Başkalarına ait çok hoşumuza giden bir şeyi benimseyip onları bizde elde edip bize malolunmalarını yaşamda her zaman isteriz.Ama onları elde ettikten sonra birde onların dertlerine katlanmak vardırki İşte sorun budur.O dertleride kendimize zevk edinirsek o zaman onları gerçekten kendimize mal etmiş oluruz.

Benim Zeyd ayetindende anladığım budur. Bir başkayı evlatlık ediniyorsun:Yani bir başka zevki kendine mal ediyorsun

Sonra onun karısını alıyorsun:Yani onun dertlerinide zevkle üzerine alıyorsun.O zaman bilki o senindir.

Bir Misal : Atatürk ergenliğnde komşusu Binbaşıyı görür. Onun Parlak üniformaları onun zevkini okşar ve oda Bir Üniforma sahibi olmak için asker olmaya karar verir.İşte Zeyd Evlatlık edinildi

Ama daha sonra subay olur .Çeşitli cephelerde binbir mihnetle savaşır ve asla Mesleğindenkopamaz! İşte şimdi Zeydin Karısınıda aldı!

Gelelim Babamızın anamız hariç karısına Bu Eski Ahittede vardır.Yakup evladı Rubil Üvey anasıyla yatar!

Soyut düşünün ve her ne varsa kendinizde görün.Baba sizin bir evvelki neslinizdir. O zaman o geride kalır. Yaşamda daima ileri bakın Dün dündür bu gün bugündür. Dünkü geride kalmış dertlerinize kafayı takmayın!! :)

Muhammedi fi tarihinde yaşamış bir İnsan olarak görme Muhammed insanlarda daima yaşayan bir idol olarak anlatılmıştır

tarihinde yeniçeri53 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam Hukundan bahsetmeyelim hiç o bir rezalettir! Ancak Mushaf olsun Tevrat olsun İncil olsun bu kitaplar manevi kitaplardır. Somut düşünce değil soyut düşünce gerekir şayet onları anlamaya çalışırsak.

Başkalarına ait çok hoşumuza giden bir şeyi benimseyip onları bizde elde edip bize malolunmalarını yaşamda her zaman isteriz.Ama onları elde ettikten sonra birde onların dertlerine katlanmak vardırki İşte sorun budur.O dertleride kendimize zevk edinirsek o zaman onları gerçekten kendimize mal etmiş oluruz.

Benim Zeyd ayetindende anladığım budur. Bir başkayı evlatlık ediniyorsun:Yani bir başka zevki kendine mal ediyorsun

Sonra onun karısını alıyorsun:Yani onun dertlerinide zevkle üzerine alıyorsun.O zaman bilki o senindir.

Bir Misal : Atatürk ergenliğnde komşusu Binbaşıyı görür. Onun Parlak üniformaları onun zevkini okşar ve oda Bir Üniforma sahibi olmak için asker olmaya karar verir.İşte Zeyd Evlatlık edinildi

Ama daha sonra subay olur .Çeşitli cephelerde binbir mihnetle savaşır ve asla Mesleğindenkopamaz! İşte şimdi Zeydin Karısınıda aldı!

Gelelim Babamızın anamız hariç karısına Bu Eski Ahittede vardır.Yakup evladı Rubil Üvey anasıyla yatar!

Soyut düşünün ve her ne varsa kendinizde görün.Baba sizin bir evvelki neslinizdir. O zaman o geride kalır. Yaşamda daima ileri bakın Dün dündür bu gün bugündür. Dünkü geride kalmış dertlerinize kafayı takmayın!! :)

Kendinizi, akıl sağlığınızı yitirmek amacıyla zorluyorsunuz. Bunları söylemekten aciz bir tanrının, lafı yuh artık eşeğin kuyruğu denebilecek kadar ucube bir örnekle anlatıyor olduğunu söylüyorsunuz. Dahası, bu örneğin soyut olması dolayısı ile aslında olayların olmadığını, gerçekte zeyd, zeyneb, evlatlık, evlilik meselelerinin olmadığını söylüyorsunuz. Bu durumda bunlar yoksa, aslında kitap da tanrı da yoktur, çünkü hepsi aynı masalın detaylarıdır. Yok eğer bu olaylar soyut değil, gerçekten olduysa, ama tanrı bunları oldururken aslında soyut bir şeyler anlatmak istiyorsa; bu kadar saçma bir iş yapıp, duygularla oynayıp, bir oğlanı, bir heves için hem kocalıktan, hem evlatlıktan atan bir tanrıya ancak eşeğin kuyrukluğu yakışır.

tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendinizi, akıl sağlığınızı yitirmek amacıyla zorluyorsunuz. Bunları söylemekten aciz bir tanrının, lafı yuh artık eşeğin kuyruğu denebilecek kadar ucube bir örnekle anlatıyor olduğunu söylüyorsunuz. Dahası, bu örneğin soyut olması dolayısı ile aslında olayların olmadığını, gerçekte zeyd, zeyneb, evlatlık, evlilik meselelerinin olmadığını söylüyorsunuz. Bu durumda bunlar yoksa, aslında kitap da tanrı da yoktur, çünkü hepsi aynı masalın detaylarıdır. Yok eğer bu olaylar soyut değil, gerçekten olduysa, ama tanrı bunları oldururken aslında soyut bir şeyler anlatmak istiyorsa; bu kadar saçma bir iş yapıp, duygularla oynayıp, bir oğlanı, bir heves için hem kocalıktan, hem evlatlıktan atan bir tanrıya ancak eşeğin kuyrukluğu yakışır.

Tanrı yazmıyor bunları ki ben Tanrıya inanmam! Bunlar Mecnun malıdır sayın kardeşim. Mecnun şairlerin benzetmelerinden başka bir şey değildirler. Materyalist bilincin tabiriye bunlar ANOLOJİDİR! nasıl öğrenmişmiyim?:))

Link to post
Sitelerde Paylaş

Somut düşünce değil soyut düşünce gerekir şayet onları anlamaya çalışırsak.

Farazi İslam tarihi, Kuran'daki içeriğin tamamı masal olsun.

Peki İslam hukukunun yani şeriatın reel uygulamalarını da, soyut olarak değerlendirip kabul etmemiz mümkün müdür?

Nikah meselesinde Allah, hastalıklı derece ciddi bir tutarsızlık gösterir; evlatlıkların eşi ile evlenmekte bir sakınca görmeyen Allah, babaların boşadığı kadınları nikahlamayı fena bir iş olarak görür, yasaklar...

tarihinde Mırnaw tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Farazi İslam tarihi, Kuran'daki içeriğin tamamı masal olsun.

Peki İslam hukukunun yani şeriatın reel uygulamalarını da, soyut olarak değerlendirip kabul etmemiz mümkün müdür?

Nikah meselesinde Allah, hastalıklı derece ciddi bir tutarsızlık gösterir; evlatlıkların eşi ile evlenmekte bir sakınca görmeyen Allah, babaların boşadığı kadınları nikahlamayı fena bir iş olarak görür, yasaklar...

Mushaftaki ayetleri yazanlar gariban sofilerdi. Onlar sadece analoji yaptılar. Ama birde din spekülatörleri ile Din siyasileri vardılar.

Spekülatörler hangi yazıların halk üzerinde etki yapacağını en iyi bilen ve bu hususlarda riske girenlerdir. İşte onlar din siyasileriyle birleşerek İktidar erkini ele geçirirler.Doğmaların düz olarak anlaşılmalarıda gerek spekülatörlerin gerekse siyasilerin işine geliyordu.Bir toplumda hangi taraf güçlüyse o tarafın menfaatlerine görede Hukuk oluşacaktı!Elbetteki belirttiğiniz gibi bu şekil bir Hukuk kabul edilemez .Ama bu günün düzgün düşünen insanları doğmaları gayet haklı olarak reddediyor

tarihinde yeniçeri53 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Babaların evlendiği kadınlarla evlenmek, aile arasında öfke ve nefrete sebep olurken, evlatlığın karısıyla evlenmek neden aynı mantıktan nasibini almaz?

Evet, önemli bir çelişki tespit etmişsin. Bir tarafta evlatlığının eşi, diğer tarafta babasının eşi.. ikisinde de akrabalık bağı yok.

Burda, "öz evlat olmadığı için" denilemez. çünkü bu insanların duygularına saygısızlık olur. ve evlatlığa ayrımcılık ortaya çıkar.

Burdan, ayetlerin Allah diye bir tanrıya ait değil, Muhammed'e ait olduğu da anlaşılıyor. Diğer taraftan bu tarz ayetler, bu kişinin, gerçekten yaşadığını da gösteriyor bence..

Ancak "Muhammed" şeklindeki isim, sonradan uydurulmuş olabilir.

tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Evlatlığına boşatıp da karısını almak ahlaksızlığın dik alasıdır. Bu ciddi bir travmaya yol açar. Evlatlık kurumu ile bir zoru olan adam, bundan böyle başkasının çocuğuna evladım demeyeceksiniz der. Karısını boşatıp da almaz. Eve yanaşma alıp da büyütmek, bu yarın büyüyünce kütür kütür kız olur demek çirkin bir ahlaksızlıktır ki, bu evlatlık kurumunun yıkılmasının ardından yaygın yapılmış iğrenç bir ahlaksızlık olarak süregelmiştir.

Bir çocuğa küçük yaştan baba gibi davranıp sonra "artık baban değil kocanım" demek ahlaksızlığı, islam toplumlarında yaygınlaşmıştır. Yaygınlaşması bir yana, normalleşmiş, yasal hale getirilmiş, evlatlığın yerini yanaşmalık ahlaksızlığı almıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslümanlar bilmiyorlar mı bir insanın evlatlığının karısı ile evlenmesinin doğru bir şey olmadığını, bal gibi de biliyorlar. Peki neden savunuyorlar? Çünkü manyak, sapık ve sadist tanrılarıyla zıt gitmemek için. Onlar için önemli olan doğruluk, adalet, iyilik gibi insani değerler değil, putlarının vaat ettiği cennet. Bu uğurda anasını, babasını, çocuğunu, sevdiğini, değer verdiği her şeyi satan insanlardan insanlığa hayır mı gelir? Böyle insanlara güvenilir mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslüman olsam bu konudan uzak dururdum..Çünkü neresini toplayacaksın bu konunun :)

Muhammed'i yaratanlar,öyle çarpık hikayeler ile bunu yapmışlar ki;Kuran ve hadisler tamamen çelişki dolu..Neyin ne olduğunu bir türlü çözemiyorsunuz..

Bir kere Muhammed neden Zeyd'i evlatlık alsın?

Muhammed'in çocuğu mu yok?

Zeyd bir köle ve bu köle zamanla güven kazandığı için evlat yerine geçiyor..Ortada bir evlatlık filan yok..Sanırım yahudilikte de bir evlatlık kavramı yok..Bunu söyledim,çünkü İslam yahudiliğin bir kolu..

Olay şu;

Ben kölemin eski karısı ile evlenirim ama benim çocuklar benim eski karılarım ile evlenemezler..Böyle bir ayet olması doğal..Çünkü hem Allah,hem de araplar/yahudiler çok kıskançlar :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu evlatlık kurumunun yok edilmesi yüzünden Osmanlı'da yanaşma diye bir rezalet yerleşti. Sen bir küçük yetim kız çocuğunu al, besle büyüt, sonra büyüyünce cariye olarak yatağa at! Babası yerine koyduğu adamın yatağına girmek bu çocukta ne travmalara yol açar hiç düşünme!

Bu zavallı da bir insan evladı gibi anne, baba diyebilse, yetişince aşık olsa, yuva kursa olmuyor mu? Olmuyor işte bu ilkel, vahşi, geri dinde olmuyor... Çünkü bu dinde, canı evlatlığının karısını çeken ve bu heves uğruna evlatlığını karısına boşattırıp yatağa atan bir peygamber figürü var...

Paran çoksa karın cariyen de çok bu dinde... Her şeyi olduğu gibi kadını da alabildiğine sömüren ilkel, vahşi bir din!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben Muhammedin yaşadığına inanmıyorum. Onun anlatılan yaşamı fiksi bir yaşamdır. Bu yaşama göre: Hatice ve Maruyyeden olma YEDİ çocuğu vardır.

Bunlar:

1-Kasım

2-Zeynep

3-Rukiyye

4-Ümmi Gülsüm

5-Fatıma

6-Abdullah

7- İbrahim

Çocuklardan biri olan fatıma hariç diğerlerinin hepsi babalarından önce ölmüşler! (Çok garip)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tevrat Mezmurlar İnciller Mushaf bunların hepsi DOĞMA kitabıdır.Doğmalardaki şahıslarda dahil her şey doğmadır. Doğmalarda her türlü ahlaksız görünümündeki anlatımlar vardır. Tevratta Davut subayının karısını becerir ve ona çocuk doğurtur! Dahada beteri Subayını ölmesi için savaşta en ön safa yollar! Lut öz kızlarını becerir bu kızlar hamile kalır . Doğan çocuklardan kavimler doğar.Önemli olan Doğmalara toplumun itibar etmemesidir.Ama maalesef insanlar çıkarları gereği doğmaları Kanun dahi yapmışlardır.Ortaçağ Avrupası senyörleri ve Derebeyleri tebalarında ilk evlenen genç kızların zifaf gecesini kendileriyle geçirmeleri hakkını kiliseninde muvaffakatını alarak almışlardı!(spekülatör ve din siyasetçisi işbirliği)

Doğmaları spekülatör ve siyasetçilerin ellerinden alınarak tarafsız Edebiyatçı ve psikologlar tarafından incelenmeleri gerekir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yok! Adam ebter, unuttun mu?

Muhammed'in evlatlık almasının doğru olmadığını söylemeye çalıştım..Yoksa muhammed'in çocukları mevzusuna girersek,çok şey söylenebilir tabi..Mesela Arif Tekin,Muhammed'in sadece Fatıma isimli kızı olduğunu,diğer çocukların Muhammed'den olmadığını söyler..

Resmi olarak Zeyd,Muhammed'in evlatlığı değildir,kölesi de değildir,Muhammed'in oğludur..Muhammed kendi oğlunun karısından boşanmasını istemiş ve gelinim dediği Zeynep'e atlamıştır..

Söylendiği gibi evlatlığının karısına atlama yok ortada..Zeyd köle olarak işe başlamıştır..Araplar kölelerini isterlerse,ileride oğulları-kızları olarak tanıtıp,bu insanların mirastan hak almasını sağlayabilirlermiş..

tarihinde NOLAN tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

NİKAH BÖLÜMÜ|Resulullah (sav)'ın Zevceleri|müslimnesai|Enes|Zeyneb'in iddeti tamamlanınca, Resulullah (sav), Zeyd (ra)'e: "Git onu bana (kendinden) iste" dedi. Zeyd gitti, Zeyneb'e geldiği zaman hamurunu yoğuruyordu. Zeyd der ki: "Onu gördüğüm zaman içimde bir zorluk hissettim, ona bakamaz hale geldim. Sırtımı ona çevirerek, geri geri yaklaştım ve: "Ey Zeyneb! Beni Resulullah (sav) gönderdi. Seni istiyor" dedim. Zeyneb: "(Ben (istihare yoluyla) Rabbimle istişare etmeden bir şey yapacak durumda değilim!" dedi ve kalkıp mescide gitti. Derken Resulullah'a vahiy geldi. Aleyhissalatu vesselam kalkıp izin almadan Zeyneb'in evine girdi. Zeyd der ki: Gündüzün ilerlemesiyle Resulullah (sav)'ın bize ekmek ve et yedirdiğini gördük. Yemekten sonra halk çıkmış, bazı kimseler evde kalmış sohbet ediyordu. Resulullah (sav) da çıktı, peşinden ben de çıktım. Hanımlarının hücrelerine birer birer uğrayıp selam vermeye başladı. Onlar: "Ey Allah'ın Resulü (yeni) hanımını nasıl buldun?" diyorlardı. Hz. Enes (ra) der ki: "Bilemiyorum, halk çıktı!" diye ben mi haber verdim, başkası mı haber verdi. Aleyhissalatu vesselam gelip evine girdi. Ben de beraber girmek istedim. Benimle kendi arasına perde çekti. Örtünme ayeti nazil oldu. Halk, kendilerine verilen öğütten derslerini aldı: "Ey iman edenler! Yemek için davet olunmadan Peygamber'in evine girip de orada yemek vaktini beklemeyin. Davet edildiğinizde ise girin, fakat yemeğinizi yedikten sonra sohbete dalmadan dağılın. Bu hareketiniz Peygamer'e eziyet verir. O da size bunu açıklamaktan sıkılır. Allah ise hakkı açıklamaktan çekinmez" (Ahzab 53). |Müslim, Nikah 87, (1428); Nesai, Nikah 26 (6, 79)|5615

Muhammed'in zeker dingildemeye başlayınca allah'ın kadın bulmaktan daha önemli bir işi olmadığını anlıyoruz. Yoksa, Muhammed bu, mazallah allahı da bir kalemde silip atabilir. Muhammed olmadan, allah ne yapar?

Zeyd ile zeynep birbirlerinin yüzüne bakacak durumda değiller. Zeyneb elden bir şey gelmeyeceğini anlayıp, allaha sığınıyor, ama bilmiyor ki allah Zeyneb'i Muhammed'in altına yatırmaya dünden hazır. Allah ne hikmetse Zeynebin danışmasına cevap vermiyor, ama Muhammed'e hadi git hallet diye işareti çakıyor. Muhammed işareti alınca daha fazla tutamadığı ersuyunu saça saça kızın yanına koşuyor.

Allah da Muhammed de aynı kişi olduğu için, Zeyneb'in allaha danışması ne yazık ki boşa bir çaba. Diğer taraftan; Zeyd'in de, çırağı olarak, yalanları ile yaratılmasında katkıda bulunduğu bir canavar olan Muhammed sonunda Zeyd'i de ısırmış ki, bu olay gerçekse, gülmemek elde değil.

Zeyd zeyneb ile ilişkisini kesmişti, geçinemedikleri için boşanmışlardı diyen utanmaz yalancılara da selam olsun. Git karını kendinden bana iste ifadesi kadar onu kırıcı bir laf var mıdır? Eğer Muhammed akıllı bir adamsa -ki pek değil- bu sözler, özellikle zeyd'in onurunu kırıp, onu köpekleştirmek için söylenmiş olabilir. Eğer Muhammed kadın görünce aklını yitiren bir sefil ise, bu sözler onun ne denli insanlıktan uzak bir rezil olduğunu gösterir. Her iki durumda da, islam hukukundaki nikah tutarsızlıkları, Muhammed'in zekerinin gösterdiği doğrultuda konulmuş kurallardan kaynaklanır.

tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Arif Tekin,Muhammed'in sadece Fatıma isimli kızı olduğunu,diğer çocukların Muhammed'den olmadığını söyler..

Muhammed eğer yaşadıysa (bu şartı mutlaka koyarım, çünkü yaşadığı fazlasıyla şüpheli ve büyük olasılıkla yaşamadı) hiç çocuğu yoktur. Kızları denenler Fatıma da dahil, Hatice'nin önceki kocalarından doğurduğu kızlardır. Muhammed'den hiç çocuk doğurmamıştır. Başka hiç bir kadın da ondan çocuk doğurmamıştır. Cariyelerinden doğan çocukların babaları başkalarıdır.

Ebter oğlu olmayan demek değildir. Ebter soyu kesik, hiç torunu olmayan demektir. Muhammede ebter denildiği kuran'da yazar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...