Jump to content

İslam Acaba Haklı mı?


Recommended Posts

Bazen empati kurmak yararlı oluyor.

Arada bir düşünürüm: İslam acaba güttüğü davada haklı olabilir mi?

7. yüzyıl Arabistan'ında Yahudiler var, Hıristiyanlar var, bir de yerli halk var. Bu yerli halkın inancı tam olarak belli değil.

Müşrikler falan deniyor ama Allah inançları var. Namaz kılıyor, oruç tutuyor, hac yapıyor, zekat veriyorlar. Sünnet olma var, kurban kesme var.

Bir fazlalıkları: Eğer doğruysa, Kabe'de putların bulunması. Evlerde de küçük aile putları varmış.

Ama kendilerine sorarsan, "Biz onlara tapmıyoruz ki. Yalnızca Allah'a ulaşmak için aracı olarak kullanıyoruz" diyorlar.

Aynı şeyi Hıristiyanlar ve Yahudiler de yapıyor zaten. Onlarda da ikonalar, heykeller ve kutsal sandık ritüelleri var.

İslam, gücü eline alınca yalnızca putları yok ediyor. Basit bir reform bu. Sonrasında Cahiliye'nin diğer bütün argümanları aynen devam ediyor.

Tarih boyunca çeşitli devletlerde görülen iktidarın gruplar veya sülaleler arasında yer değiştirmesi türünden bir şey...

Diğer yandan İslam diğer dinlere göre ne değişiklik, ne üstünlük getirmiş?

Tek Tanrı inancı aynı. Tapınma aynı tapınma, yalnızca ritüeller değişik. Yani farklar ayrıntılarda.

Ama vahşet aynı: Başka dinden diye insan öldürmeyi haklı gösterme değişmemiş.

Açın Tevrat'ı, İncil'i, Kuran'ı; "Sizden olmayanı öldürün" emrini üçünde de bulacaksınız.

Kısacası, İslam tarihin belli bir döneminde konjonktürün getirdiği bir olgu. Haklılığı falan yok.

O olmasaydı da insanlık tarihi devam ederdi. Belki daha iyi olurdu. Kimbilir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dinlerin doğasında başka dinlerin inanırlarını kafir görme vardır. Bunun istisnaları yok değil. Ama Ortadoğu'da çıkmış dinler böyle. Hristiyanlık düşmanın tokat atınca öbür yanağını çevir demiş derler ama gücü ele geçirmemişti. İslam da gücü ele geçirmeden sizin dininiz size, dinde zorlama yoktur, size bekçi olarak gönderilmedim filan diye insanları kandırmıştır. Gücü ele geçirince faşist olmayacak din bulunduğunu sanmıyorum. Budizm gibi salt ahlaksal öğreti biçiminde olan dinler istisna oluşturabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dünya budist olsa açlıktan çoğu ölür....kast sistemi ve brahman daki anlatımlar tembellik çalışmama üzerine çok kurulu....islam..vahşet dini...diğer insanlar ya kabul eder ya haraç öder....islam kısaca cahillik için yazılmış manifesto....savaş dini bir din savaşı emrediyorsa orda okumak olmaz...ilkel din....tevrat....çok katı din..ve daha sert kendinden başkasını kabul etmez...yahudilerin nüfusu kalabalık olsa dünyaya hakim olsalar ...ışte ozaman görün vahşeti....sizden olmayanı öldürün emirinin yani sıra bu emri uygulamayanada ceza verir tevrat.....ıncil...bu iki dine nazaran reform geçirmiş değiştirilmiş bazı uygulamalar güncel hayattan çıkarılmış...buna rağmen...cadı avlari...engizisyon...din adına yapılan haçlı seferleri...kiliseye karşı gelenlerin öldürülmesi...insanlardan yalanlarla dini vaatlerle toplanilan paralar...dini yaymak için amerika ve afrikada yapılan katliamlar....özellikle amerikada iki uygarlık yok edilmiştir...ha objektif olmak isterim Ateizmde de yapılan hatalar olmuştur ....bireysel yapılanlari her nekadar mal edemesek desekte...mao ve stalinin katliamlari...dini yok etmek adına din adamlari ve ibadet yapanlara göz açtırılmamasi...kişi hak ve hürriyetlerine saldırı gibi olmuş...ayaklanmalar çıkmış ...katliamlar olmuş..tabi sonuç parçalanma olmuştur...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Geçmişimde çokça küfre batan insan saklı. Gerçek olan şu ki, Kuran hayatıma girdiğinden beri çok ama çok şey öğreniyorum.

Kuran, inkarcılara dair bize pek çok bilgi verir. Onların gerçeğe getirdikleri tepkilerinden, ifadelerinden, itiraz cümlelerinden Kuran’ın gerçekten rehber bir kitap olduğunu anlarız. Hatta bazen Kuran’da bazı inkarcıların söylediği sözlere günlük yaşantımızda da başka inkarcılardan bire bir duyarız. Elbette Kuran’a vaktini verip, Allah’a boyun eğenler için imanı arttırıcı anlardandır böyle anlar. İçimiz ürperir. Gene Kuran’dan küfre batanların karakterlerine, kişiliklerine dair pek çok bilgi edinmek mümkün.

Kuran hayatıma girmeden evvel nasıl bir kişi olduğumu, hayata dair hislerimi, kalbimdeki acıları, beynimdeki sancıları hatırlıyorum.

Çevremde Allah’ı, İslam’ı alaya alan, inkar eden, hayatın var oluş sebebini boşlayarak, dini inanca karşı çıkarak özgürleştiğini sanan; oysa daha kendi bedenine bile söz geçiremeyen çokça insan vardı. Pek çoğuyla uzun uzun sohbetler ettim. Pek çok ateist döküman inceledim. Hatta o zamanlar yeraltı edebiyatına, varoluş felsefesine merak saldım.

Anladığım şuydu: Tanrısızlık insanoğlunu kör bir kuyu gibi içine çekiyordu ve göğsünü karanlıkla bastırıyordu. Aynı Kuran’da anlatıldığı gibi:

http://www.mucizeler.com/2011/03/gokyuzune-yukselmenin-dayanilmaz-zorlugu/

Her defasında Tanrı’yı inkar etmek, O’nun yokluğunda acı çekmek demekti.

”Keşke Allah’a inansam”, ”Keşke Tanrı olsaydı”, ”Keşke inançlı olsaydım, bunlar bir yalan da olsa bu yalanı yaşayabilseydim” diyenleri; ”Keşke huzur dolsaydı kalbime, Tanrıya inanan bir müslüman olsaydım” diyenleri tanıyorum. Bulantısından çıkamayıp depresyon haplarıyla günlük hayata tahammül etmeye çalışıyor çoğu. Allah yok diye içki, ot ile beyinlerini uyuşturmaya çalışıyorlar. İçlerindeki anlamsızlıkla, boşlukla ayık yaşayamıyorlar. Çünkü, akıllarından geçenler, karanlık onlara derin bir acı veriyor.

Yaşadıkları hayatın tatminsizliğinin onlar da farkında. Ne yaparlarsa yapsınlar, hayatta karşılaştıkları sıkıntılar, ruh halleri onları rahat bırakmıyor. Zengini de fakiri de böyle. Çünkü fıtrata uygun olmayan yaşam allak bullak ediyor her birini. Allah’ın yok sayıldığı hayatlarında acı çekiyorlar. Para sadece içlerinden bazıları için daha fazla gösteriş/üstünlük sağlama aracı/süslü bir oyalanma demek.

İnsan gerçek sevgiye, içtenliğe, samimiyete, inanca, var oluşunun arkasındaki anlama ve ona uygun yaşamaya muhtaç. Gece karanlık yatağında, gerçekten hiçbir şeyin bir şey ifade etmediğini gördüğünde esir oluyor yalnızlığına. Kimseden gerçekten değer görmediğini hissettiğinde düşüyor bulantılara. Tüm bunlardan onları tek kurtarabilecek şeyin ”inanç” olduğunu farkediyorlar. Lakin akletmediklerinden inanmıyorlar.

Oysa Allah’ı bilen bir mümin, O’nun tarafından umursandığını, O’nun tarafından gerçek bir değerin kendisine bahşedildiğini, gerçek merhameti, sevgiyi, güveni tatmaya başlıyor.

Allah ayetleriyle, mümine verdiği imanla, onu iyiye ve güzele kılavuzlamak istediğini bildiriyor.

İslam’ın yolu ise yürüyene gerçekten iyilik ve güzelliklerle dolu.

O küfre batmış olanlar, zaman zaman, keşke Müslüman olsaydılar diye derin bir özlem duyarlar.

Bırak onları yesinler, nimetlenip zevk etsinler ve sonu gelmez arzu kendilerini oyalasın. Ama yakında bilecekler.

(Hicr Suresi, 2-3)

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam haklı olabilir.

İnsanlara kötülük yaptıkça insanlar kötülük yapanı sever.

1000 yıl önce Türklere tecavüz ettiler Tarkan Curcan katliamlarıyla sonuç olarak Türkler tecavüzcülerine aşık oldu. Türkler müslüman oldu

İnsan onursuz gürürsüz şahsiyetsiz bir varlıktır. İyilik yaparsan kötülük bulursun, kötülük yaparsan iyilik bulursun.

İslam tecavüzlerle yayıldı şimdi nufusları 1.6 milyar insanı buldu. Tecavüzcüler insanlık tarihinin kazananı oldu.

tarihinde zeus- tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Geçmişimde çokça küfre batan insan saklı. Gerçek olan şu ki, Kuran hayatıma girdiğinden beri çok ama çok şey öğreniyorum.

Kuran, inkarcılara dair bize pek çok bilgi verir. Onların gerçeğe getirdikleri tepkilerinden, ifadelerinden, itiraz cümlelerinden Kuran’ın gerçekten rehber bir kitap olduğunu anlarız. Hatta bazen Kuran’da bazı inkarcıların söylediği sözlere günlük yaşantımızda da başka inkarcılardan bire bir duyarız. Elbette Kuran’a vaktini verip, Allah’a boyun eğenler için imanı arttırıcı anlardandır böyle anlar. İçimiz ürperir. Gene Kuran’dan küfre batanların karakterlerine, kişiliklerine dair pek çok bilgi edinmek mümkün.

Kuran hayatıma girmeden evvel nasıl bir kişi olduğumu, hayata dair hislerimi, kalbimdeki acıları, beynimdeki sancıları hatırlıyorum.

Çevremde Allah’ı, İslam’ı alaya alan, inkar eden, hayatın var oluş sebebini boşlayarak, dini inanca karşı çıkarak özgürleştiğini sanan; oysa daha kendi bedenine bile söz geçiremeyen çokça insan vardı. Pek çoğuyla uzun uzun sohbetler ettim. Pek çok ateist döküman inceledim. Hatta o zamanlar yeraltı edebiyatına, varoluş felsefesine merak saldım.

Anladığım şuydu: Tanrısızlık insanoğlunu kör bir kuyu gibi içine çekiyordu ve göğsünü karanlıkla bastırıyordu. Aynı Kuran’da anlatıldığı gibi:

http://www.mucizeler...nilmaz-zorlugu/

Her defasında Tanrı’yı inkar etmek, O’nun yokluğunda acı çekmek demekti.

”Keşke Allah’a inansam”, ”Keşke Tanrı olsaydı”, ”Keşke inançlı olsaydım, bunlar bir yalan da olsa bu yalanı yaşayabilseydim” diyenleri; ”Keşke huzur dolsaydı kalbime, Tanrıya inanan bir müslüman olsaydım” diyenleri tanıyorum. Bulantısından çıkamayıp depresyon haplarıyla günlük hayata tahammül etmeye çalışıyor çoğu. Allah yok diye içki, ot ile beyinlerini uyuşturmaya çalışıyorlar. İçlerindeki anlamsızlıkla, boşlukla ayık yaşayamıyorlar. Çünkü, akıllarından geçenler, karanlık onlara derin bir acı veriyor.

Yaşadıkları hayatın tatminsizliğinin onlar da farkında. Ne yaparlarsa yapsınlar, hayatta karşılaştıkları sıkıntılar, ruh halleri onları rahat bırakmıyor. Zengini de fakiri de böyle. Çünkü fıtrata uygun olmayan yaşam allak bullak ediyor her birini. Allah’ın yok sayıldığı hayatlarında acı çekiyorlar. Para sadece içlerinden bazıları için daha fazla gösteriş/üstünlük sağlama aracı/süslü bir oyalanma demek.

İnsan gerçek sevgiye, içtenliğe, samimiyete, inanca, var oluşunun arkasındaki anlama ve ona uygun yaşamaya muhtaç. Gece karanlık yatağında, gerçekten hiçbir şeyin bir şey ifade etmediğini gördüğünde esir oluyor yalnızlığına. Kimseden gerçekten değer görmediğini hissettiğinde düşüyor bulantılara. Tüm bunlardan onları tek kurtarabilecek şeyin ”inanç” olduğunu farkediyorlar. Lakin akletmediklerinden inanmıyorlar.

Oysa Allah’ı bilen bir mümin, O’nun tarafından umursandığını, O’nun tarafından gerçek bir değerin kendisine bahşedildiğini, gerçek merhameti, sevgiyi, güveni tatmaya başlıyor.

Allah ayetleriyle, mümine verdiği imanla, onu iyiye ve güzele kılavuzlamak istediğini bildiriyor.

İslam’ın yolu ise yürüyene gerçekten iyilik ve güzelliklerle dolu.

O küfre batmış olanlar, zaman zaman, keşke Müslüman olsaydılar diye derin bir özlem duyarlar.

Bırak onları yesinler, nimetlenip zevk etsinler ve sonu gelmez arzu kendilerini oyalasın. Ama yakında bilecekler.

(Hicr Suresi, 2-3)

Bunlar karakteri zayıf ve kişiliği gelişmemiş ancak bir puta tapmakla huzur bulabilen bir insanın hezeyanları.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Pardonda hangi ıslama inanalım sen hiç ıslam tarihi okudunmü.... ilk kuran mealleri....cumhuriyet döneminde ve tanzimat döneminde yapılmış.... sen gerçek kuran meallerinde ne yazıyor okudunmü ...tanrının iki eli , bacağı ,hatta hadislerinizde...tanrıyla tokalaşmanız var...ayrıca...sizin tanrı okadar büyük ilim hikmet sahibi ki....mirası bölüşümunde 8/6. Yapıyor hadi iki de benden olsun geride kalanlara ..diyerek fazla miras veriyor büyük tanrı vesselam....mirası bolemeyen tanrınız yahudilerle pazarlık yapıyor ...ol diyince olan evrennı 6. Günde yaratip arş(taht)a kuruluyor....sonra karısını firavuna düdükleyen ıbrahimi peygamber seçiyor....yarattığı insanlari niye bana inanmıyorsunuz diye öldürüyor ...güya....kabeyi koruyor ..ebabil kuşlariyla ama müaviye iki kez yıkıyor...osmanlı .yeniden yapmak için yıkıyor...mikailin izinli günleri sanırım kabeyi kaç kez şu basıyor...yıkılıyor....peygamberinız...katliamlar yikimlar yapıyor....cennet vaad ettiği halifeleri ...sırf makam için birbirinı öldürüyor....kurani kimse anlamadiği için ilk tefsirler muhammede kadar uzanıyor ....saymakla bitmez ha birde mealin anlamı...kuranin çeviren kişinin anladığı gibi anlamaktir

tarihinde mustafa2116 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Geçmişimde çokça küfre batan insan saklı. Gerçek olan şu ki, Kuran hayatıma girdiğinden beri çok ama çok şey öğreniyorum.

Kuran, inkarcılara dair bize pek çok bilgi verir. Onların gerçeğe getirdikleri tepkilerinden, ifadelerinden, itiraz cümlelerinden Kuran’ın gerçekten rehber bir kitap olduğunu anlarız. Hatta bazen Kuran’da bazı inkarcıların söylediği sözlere günlük yaşantımızda da başka inkarcılardan bire bir duyarız. Elbette Kuran’a vaktini verip, Allah’a boyun eğenler için imanı arttırıcı anlardandır böyle anlar. İçimiz ürperir. Gene Kuran’dan küfre batanların karakterlerine, kişiliklerine dair pek çok bilgi edinmek mümkün.

Kuran hayatıma girmeden evvel nasıl bir kişi olduğumu, hayata dair hislerimi, kalbimdeki acıları, beynimdeki sancıları hatırlıyorum.

Çevremde Allah’ı, İslam’ı alaya alan, inkar eden, hayatın var oluş sebebini boşlayarak, dini inanca karşı çıkarak özgürleştiğini sanan; oysa daha kendi bedenine bile söz geçiremeyen çokça insan vardı. Pek çoğuyla uzun uzun sohbetler ettim. Pek çok ateist döküman inceledim. Hatta o zamanlar yeraltı edebiyatına, varoluş felsefesine merak saldım.

Anladığım şuydu: Tanrısızlık insanoğlunu kör bir kuyu gibi içine çekiyordu ve göğsünü karanlıkla bastırıyordu. Aynı Kuran’da anlatıldığı gibi:

http://www.mucizeler...nilmaz-zorlugu/

Her defasında Tanrı’yı inkar etmek, O’nun yokluğunda acı çekmek demekti.

”Keşke Allah’a inansam”, ”Keşke Tanrı olsaydı”, ”Keşke inançlı olsaydım, bunlar bir yalan da olsa bu yalanı yaşayabilseydim” diyenleri; ”Keşke huzur dolsaydı kalbime, Tanrıya inanan bir müslüman olsaydım” diyenleri tanıyorum. Bulantısından çıkamayıp depresyon haplarıyla günlük hayata tahammül etmeye çalışıyor çoğu. Allah yok diye içki, ot ile beyinlerini uyuşturmaya çalışıyorlar. İçlerindeki anlamsızlıkla, boşlukla ayık yaşayamıyorlar. Çünkü, akıllarından geçenler, karanlık onlara derin bir acı veriyor.

Yaşadıkları hayatın tatminsizliğinin onlar da farkında. Ne yaparlarsa yapsınlar, hayatta karşılaştıkları sıkıntılar, ruh halleri onları rahat bırakmıyor. Zengini de fakiri de böyle. Çünkü fıtrata uygun olmayan yaşam allak bullak ediyor her birini. Allah’ın yok sayıldığı hayatlarında acı çekiyorlar. Para sadece içlerinden bazıları için daha fazla gösteriş/üstünlük sağlama aracı/süslü bir oyalanma demek.

İnsan gerçek sevgiye, içtenliğe, samimiyete, inanca, var oluşunun arkasındaki anlama ve ona uygun yaşamaya muhtaç. Gece karanlık yatağında, gerçekten hiçbir şeyin bir şey ifade etmediğini gördüğünde esir oluyor yalnızlığına. Kimseden gerçekten değer görmediğini hissettiğinde düşüyor bulantılara. Tüm bunlardan onları tek kurtarabilecek şeyin ”inanç” olduğunu farkediyorlar. Lakin akletmediklerinden inanmıyorlar.

Oysa Allah’ı bilen bir mümin, O’nun tarafından umursandığını, O’nun tarafından gerçek bir değerin kendisine bahşedildiğini, gerçek merhameti, sevgiyi, güveni tatmaya başlıyor.

Allah ayetleriyle, mümine verdiği imanla, onu iyiye ve güzele kılavuzlamak istediğini bildiriyor.

İslam’ın yolu ise yürüyene gerçekten iyilik ve güzelliklerle dolu.

O küfre batmış olanlar, zaman zaman, keşke Müslüman olsaydılar diye derin bir özlem duyarlar.

Bırak onları yesinler, nimetlenip zevk etsinler ve sonu gelmez arzu kendilerini oyalasın. Ama yakında bilecekler.

(Hicr Suresi, 2-3)

Haklısın aslında bu psikologlara psikiyatırlara hiç ama hiç ihtiyaç yok! hep söylüyorum ama dinletemedim..Ne dersiniz Sağlık bakanlığına bir mektup yazsak Ruh sağlığı için gerekli personelin teminini İmam hatiplerden yapsalar:)Hatta hatta Dünyaya huzura kavuşması için İmam ihraç etsek? Gerçi İŞİD de bu vazifeyi layıkıyla yapıyor ama kafi değil be birader.

tarihinde yeniçeri53 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunlar karakteri zayıf ve kişiliği gelişmemiş ancak bir puta tapmakla huzur bulabilen bir insanın hezeyanları.

Senin gibi dusunmuyor diye hemen karakteri zayif bilmem ne...

Bu forumda ki akmak demirbaslarindan birisin gercekten...

Bu kafa yapiniz sapikliginizin en buyuk delili zaten...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Geçmişimde çokça küfre batan insan saklı. Gerçek olan şu ki, Kuran hayatıma girdiğinden beri çok ama çok şey öğreniyorum.

Kuran, inkarcılara dair bize pek çok bilgi verir. Onların gerçeğe getirdikleri tepkilerinden, ifadelerinden, itiraz cümlelerinden Kuran’ın gerçekten rehber bir kitap olduğunu anlarız. Hatta bazen Kuran’da bazı inkarcıların söylediği sözlere günlük yaşantımızda da başka inkarcılardan bire bir duyarız. Elbette Kuran’a vaktini verip, Allah’a boyun eğenler için imanı arttırıcı anlardandır böyle anlar. İçimiz ürperir. Gene Kuran’dan küfre batanların karakterlerine, kişiliklerine dair pek çok bilgi edinmek mümkün.

Kuran hayatıma girmeden evvel nasıl bir kişi olduğumu, hayata dair hislerimi, kalbimdeki acıları, beynimdeki sancıları hatırlıyorum.

Çevremde Allah’ı, İslam’ı alaya alan, inkar eden, hayatın var oluş sebebini boşlayarak, dini inanca karşı çıkarak özgürleştiğini sanan; oysa daha kendi bedenine bile söz geçiremeyen çokça insan vardı. Pek çoğuyla uzun uzun sohbetler ettim. Pek çok ateist döküman inceledim. Hatta o zamanlar yeraltı edebiyatına, varoluş felsefesine merak saldım.

Anladığım şuydu: Tanrısızlık insanoğlunu kör bir kuyu gibi içine çekiyordu ve göğsünü karanlıkla bastırıyordu. Aynı Kuran’da anlatıldığı gibi:

http://www.mucizeler...nilmaz-zorlugu/

Her defasında Tanrı’yı inkar etmek, O’nun yokluğunda acı çekmek demekti.

”Keşke Allah’a inansam”, ”Keşke Tanrı olsaydı”, ”Keşke inançlı olsaydım, bunlar bir yalan da olsa bu yalanı yaşayabilseydim” diyenleri; ”Keşke huzur dolsaydı kalbime, Tanrıya inanan bir müslüman olsaydım” diyenleri tanıyorum. Bulantısından çıkamayıp depresyon haplarıyla günlük hayata tahammül etmeye çalışıyor çoğu. Allah yok diye içki, ot ile beyinlerini uyuşturmaya çalışıyorlar. İçlerindeki anlamsızlıkla, boşlukla ayık yaşayamıyorlar. Çünkü, akıllarından geçenler, karanlık onlara derin bir acı veriyor.

Yaşadıkları hayatın tatminsizliğinin onlar da farkında. Ne yaparlarsa yapsınlar, hayatta karşılaştıkları sıkıntılar, ruh halleri onları rahat bırakmıyor. Zengini de fakiri de böyle. Çünkü fıtrata uygun olmayan yaşam allak bullak ediyor her birini. Allah’ın yok sayıldığı hayatlarında acı çekiyorlar. Para sadece içlerinden bazıları için daha fazla gösteriş/üstünlük sağlama aracı/süslü bir oyalanma demek.

İnsan gerçek sevgiye, içtenliğe, samimiyete, inanca, var oluşunun arkasındaki anlama ve ona uygun yaşamaya muhtaç. Gece karanlık yatağında, gerçekten hiçbir şeyin bir şey ifade etmediğini gördüğünde esir oluyor yalnızlığına. Kimseden gerçekten değer görmediğini hissettiğinde düşüyor bulantılara. Tüm bunlardan onları tek kurtarabilecek şeyin ”inanç” olduğunu farkediyorlar. Lakin akletmediklerinden inanmıyorlar.

Oysa Allah’ı bilen bir mümin, O’nun tarafından umursandığını, O’nun tarafından gerçek bir değerin kendisine bahşedildiğini, gerçek merhameti, sevgiyi, güveni tatmaya başlıyor.

Allah ayetleriyle, mümine verdiği imanla, onu iyiye ve güzele kılavuzlamak istediğini bildiriyor.

İslam’ın yolu ise yürüyene gerçekten iyilik ve güzelliklerle dolu.

O küfre batmış olanlar, zaman zaman, keşke Müslüman olsaydılar diye derin bir özlem duyarlar.

Bırak onları yesinler, nimetlenip zevk etsinler ve sonu gelmez arzu kendilerini oyalasın. Ama yakında bilecekler.

(Hicr Suresi, 2-3)

Bir gidiniz efendim araplar icin kapilari kilitledim giremiyorlar iceri.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Senin gibi dusunmuyor diye hemen karakteri zayif bilmem ne...

Bu forumda ki akmak demirbaslarindan birisin gercekten...

Bu kafa yapiniz sapikliginizin en buyuk delili zaten...

Dottore turkcesi doktor galiba arkadasim fikir ayriligi elbette olacak hur adamlariz.Ben senin dinini elestirecegim sen tahammul edemeyeceksin zoelanmiyormusun diyeceksin sen bana bende yok hayir diyecegim acikcasi bir ateist olarak korkum islam adina yaptigim elestirilerim yanlis olmasin o bana yeter.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dinledigim hocalarin okudugum seylerin dogru oldugunu dusunuyorum.Hem niye ozellikle bir hoca insanlari saptirmak gibi bir niyeti olsunki kaynaklar belli desteksiz hic bir kimse bir iddia ortaya atmaz kaniti olmadan.Tevil konusuda oyledir olmayan anlam kelimeye yuklenmez.Yeni bir dil yaratmiyor kimse.

tarihinde RedDragon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Niye müslüm olup dünyalığı doğrultmuyorsun? O hocanın birinin eteğine yapış, sana da ganimet düşsün.

Mustafa islamoglunu dinledim ahmed mahmud unluyu dinledim aklima yatan noktalar oldu anlattigi noktalards sonrasinda dedim ki bu din ibadetler dahil bir insan uydurmasidir dedim.Oyle degilmi arkadasim siz ateist olurken arapcami ogrendiniz oylesi ateistler var ama onlar kendilerini biraz daha gelistirmis zatlar.Arapca gramer dahi ogrenirim ben dilinide ogrenirim bir adama ders verebilecek sekilde olurum muslumana kendi dinini ogretirim turan dursun da engse hol diye bir uye vardi arapcaya tam hakim ataturkcu.Arapca ogreneyimmi democrossian dogru duzgun sozluk yok.Ogrenebilecegim kelime.

tarihinde RedDragon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Senin gibi dusunmuyor diye hemen karakteri zayif bilmem ne...

Bu forumda ki akmak demirbaslarindan birisin gercekten...

Bu kafa yapiniz sapikliginizin en buyuk delili zaten...

Sen yazıyı okumadın galiba, yazıyı yazan kişi kendisi gibi bir puta inanıp tapmayan herkes hakkında kafasına göre çıkarımlar yapmış.

Hayatta hayali bir varlığa dayanmadan yaşayamayanlar, ancak o varlık sayesinde insan olduğunu sananlar, o varlık olmadığı zaman boşluğa düşeceğini sananlar asıl karakteri zayıf, kişiliği gelişmemiş kişilerdir. Hiç kimsenin kendi inandığı puta inanmadığı için insanları aşağılamaya, o insanlar hakkında ileri geri konuşmaya hakkı yoktur.

Ayrıca kendisi gibi düşünmüyor diye herkesi sapık, ahlaksız ilan eden senin dinin, sen ve senin gibiler. Dön de biraz kendine bak. Aç kitabını oku, inanmayanlara hangi hakaretler edilmiş.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Açıp okusa ne değişecek....müslümana göre senin ve allaha inanmayanlar ölmeli...türkler ıslamiyeti seçmedi zorlandı...öldürüldü....ve katılıyorum millet cellatina daha çok aşık....burdakiler kurani sizden daha iyi biliyor....zaten kurani iyi bilenler işid gibiler savaşıyor çarpışıyor....bu din terörişt bir manifesto

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...