Jump to content

Cahiliye Döneminde Arap Uygarlığı


Recommended Posts

Müslüman'lar İslam öncesi Arap uygarlığını ilkel bulurlar ve onun için cahiliye dönemi gibi aşağılayıcı bir deyim kullanırlar.

Bence bu yapılan gözlemlerin bir çoğu ile bağdaşmamaktadır.

İslam öncesini cahiliye dönemi olarak nitelendirmenin en büyük nedeni, İslam'ı yüceltmektir.

Ben başka bir neden göremiyorum.

İslam'sal akidelerin İslam öncesi Arap uygarlığından ileri bir uygarlığı simgelemediğini çok iyi biliyoruz.

İslam öncesi Arap geleneklerinin hepsi İslam'da yozlaşmış kurumlar şeklinde devam etmişlerdir.

Eğer İslam onlara el atmasaydı, İslam öncesi Arap uygarlığı sosyal bir evrime maruz kalarak zamanla çok daha ileri bir uygarlığın temellerini oluşturabilecekti.

İslam buna izin vermemiştir.

İslam öncesi dönemi, Cahiliye dönemi olarak nitelendirmenin ilginç sonuçlarından birisi de, muhtemelen yaşamadıkları veya yaşamamaları muhtemel olduğu, halde, Muhammed ve ilk dört halifenin İslam dininin temelini attıkları görüşüdür.

Genel bir inanışa göre cahiliye döneminde Arap uygarlığı o kadar geridir ki, Kur'an gibi bir kitabın o toplumdan çıkması mümkün değildir.

Bu masala herkes inanmıştır.

1930'lu yıllara kadar Hristiyan dünyasına ulaşan İslam'la ilgili haberlerin kaynağı hemen tümüyle İslam'dır.

Batı daha çok İslam'sal kaynaklardan yararlanarak, İslam ve Muhammed hakkında bilgi sahibi olmuştur.

İslam kaynakları ise Muhammed'den, halifelerden, Hasan ve Hüseyinden, Kerbela'dan tutun, Emevilere kadar, bütün tarihsel gelişmeleri Batı'ya dikte ettirmiştir. İlkel Batı uygarlığı onların ne anlama geldiğini belki de hiç anlamamış, o kaynakların doğruluğunu değerlendirememiştir.

Bu ilkellik 900-1000 yıldan uzun bir zaman sürmüştür.

Önce şu soruyu kendimize soralım:

Eğer Muhammed yaşamamışsa, Arap uygarlığının O'nun ve halifelerin yaşamını bu kadar ayrıntılı bir şekilde kaleme almaları mümkün müdür?

Eğer bu sorunun yanıtı olumlu ise, yani cahiliye döneminde Arap uygarlığı, inanılabilir efsaneler yaratma düzeyine ulaşmış ise, Muhammed ve Halifelerin yaşamadığı ve onların mit olduğu iddiası ciddi bir iddia olarak düşünülmelidir.

İslam Arap toplumunu hiç bir şekilde daha ileri ve aydın bir toplum yapmamıştır.

İslam'ın bütün yaptığı Arap kabilelerin bir araya gelmesini sağlamış olmasıdır.

Eğer İslam Arap toplumunun kollektif bir bilinci olarak kendiliğinden ortaya çıkmış ise, Muhammed'in var olmasına gerek yoktur.

Muhammed ve halifeler daha sonraları, bazı yazarlar tarafından, fiktif kahramanlar olarak tanımlanmış olabilirler.

Araplar efsane, masal ve öykü yaratmada son derece başarılıdırlar.

Binbir gece masalları hala Batı'da ilgi ve hayranlık uyandırmaktadır.

Binbir gece masalları ile Ali Baba ve haramileri yaratan Arap uygarlığı, İslamı, kitabı olan Kur'an ve peygamber ve halifeleri ile birlikte yaratamaz mı?

Cahiliye dönemi de belki İslam ve O'nun kahramanları gibi bir efsanedir.

Arapların İslam öncesinde cahil, beceriksiz, yaratıcılıktan yoksun, barbar insanlar olduğuna ben asa inanmıyorum.

Çünkü bu iddiaların delilleri yoktur.

Cahiliye döneminin en büyük önemi, İslam denen ilkelliği değerli göstermek için ortaya atılan bir efsane olmasıdır.

Cahiliye dönemi diye bir dönem yoktur.

Selamlar..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

O dönemlerle ilgili ciddi bilimsel çalışmaların olmaması, islam öncesi ve sonrası hakkında daha objektif bilgileri öğrenmemize maalesef engel.Bana şöyle demişti, böyle böyle yapmıştı diye oluşturulan hadislerin birbirlerine çoğu zaman ters düşmesi, hatta mantığa aykırı birçok hadis uydurulması (belkide gerçek) sonucunda ortada sisli ve puslu bir hava yaratılmış. İşini bilen bazı uyanıksporlar da bu yolla hayatlarını idame ettiriyorlar.

Ayrıca çok yerinde ve doğru tespitler yapmışsınız diye düşünüyorum

Link to post
Sitelerde Paylaş
1930'lu yıllara kadar Hristiyan dünyasına ulaşan İslam'la ilgili haberlerin kaynağı hemen tümüyle İslam'dır.

Batı daha çok İslam'sal kaynaklardan yararlanarak, İslam ve Muhammed hakkında bilgi sahibi olmuştur.

1930 u nerden biliyorsun? Kaynak nedir

Link to post
Sitelerde Paylaş

gerçek cahiliyenin hangisi olduğu tartışılabilir.

islam öncesi dönem mi sonrası dönem mi?

islamın kendi kaynaklarına bakılarak

islamın cahiliye diye nitelediği devrin üzerine pek birşey koymadığı,

hatta kadın hakları gibi bazı hususlarda da arap toplumunu geriye bile götürmüş olabileceği görülebilir.

aslında muhammedin anlayışı o günkü ortalama bir araptan çok farklı olmamalıdır.

ama muhammed bu anlayışı din adıyla kurumsallaştırıp,

değişmez bir hale sokarak bugüne kadar devamına neden olmuştur.

bin dört yüz yıl önce gibi yakın bir tarihte arapların kollektif bilincinin

kısa bir zaman zarfında böyle düzmece bir tarihi,efsaneleri oluşturabileceğine pek ihtimal veremiyorum.

sevgiler...

Link to post
Sitelerde Paylaş
1930 u nerden biliyorsun? Kaynak nedir

Muhammed'in yaşamamış olabileceği ilk defa 1930'lu yıllarda iki Rus tarafından ortaya atılmıştı.

O zamanı Batı'nın İslam'ı tanımaya başladığı zaman olarak kabul edebiliriz.

O zamandan önceki bütün yayınlar İslam kaynaklıdır diyebiliriz.

http://arsiv.ateizm2.org/ARSIV-VI/html/t2387.html

Link to post
Sitelerde Paylaş
bin dört yüz yıl önce gibi yakın bir tarihte arapların kollektif bilincinin

kısa bir zaman zarfında böyle düzmece bir tarihi,efsaneleri oluşturabileceğine pek ihtimal veremiyorum.

Evet... Bütün sorun burada.......

Arap'lara olan güvensizliğimiz..

Onların bağnaz, cahil, barbar bir toplum olduğu.....

Öyle bir toplumun böylesine karmaşık bir olayı başlatmalarına olanak tanımamak.....

Bence bu mümkün....

İslam öncesinde Arap'ların sanıldığı gibi barbar, iflah etmez insanlar olmamaları mümkün.

Binbir gece masalları ile Ali Baba ve haramileri yaratan Arap'lar değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Pislik bedeviler ( bu hikayeyi m. islamoglundan dinlemiştim ) pazardan et aldıklarında etin suyunu bir daha bulamazsak hic olmazsa üstümüzde kokusu kalsın diye vücutlarına sürerlermiş.. İşte islam böyle bir kültürün dini.. Bedevi muhammed 1500 yıl sonra hala başımıza bela , ölse de kurtulsak denir ya bu herifler öldü hala kurtulamıyoruz..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bence bu mümkün....

İslam öncesinde Arap'ların sanıldığı gibi barbar, iflah etmez insanlar olmamaları mümkün.

Binbir gece masalları ile Ali Baba ve haramileri yaratan Arap'lar değil mi?

Kesinlikle değillerdi, Çöl Bedevilerini ayrı tutarsak, geriye kalan kentli ve ticaretle uğraşan-hatta kadınların bile ticaret yapması sözkonusu olan, şiir yazan yani ilkelde olsa sanat anlayışı olan bir toplum..

Mısır ve sonrasında Roma gibi medeniyetlerin o bölgelerde uzun süre hüküm sürdüğünü, Hint Medeniyeti ile kaynaşma halinde olduklarını hesaba katarsak ve Mekke-Medine-Taif-Basra-Şam-Kudüs gibi şehirlerde yaşayan araplar olduğunu düşünürsek, Germen-Vandal tipi ilkel-barbar bir toplum olmadıkları apaçık ortadadır..

Link to post
Sitelerde Paylaş

cahiliye döneminde araplar evlat edindikleri çocukları kendi öz evladı sayar ve karılarına göz dikip evlenmeyi düşünmezlerdi.muhammed'in gerçekleştirdiği ciddi anlamda ki tek değişiklik budur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Binbirgece Masalları" da, "Ali Baba ve Kırk Haramiler" de İslam'dan sonra ortaya çıkan eserler.

Bu nedenle bu eserler İslam Öncesi Araplar'dan kalan kültürel birikim olarak görülmeyebilir.

Ancak "Yedi Askı" şiirlerinden görmekteyiz ki İslam Öncesi Araplar edebiyatta, özellikle de şiirde gelişmiş idiler. Bu dönemde türküler, bilmeceler, hayvan masalları (fabl), efsane ve halk öyküleri gibi düzyazı türleri de gelişmiştir. Zengin bir dile de sahiptiler. Dil zenginliği şiirlerden ve Kur'an'dan bellidir.

Bedeviler, kentler dışındaki kabileler uygar değildiler. Ama kentlerde çağına göre geri kalmışlıktan söz edilemezdi. Ticaret çok gelişmiş düzeydeydi.

Kureyş'in yönetimi oligarşik olsa da, bölge ülkelerinde ilkel krallıklar mevcutken Dar'un nedve denilen danışma kurulu toplantılarında alınan kararlarla yönetiliyordu ki kimilerine göre demokratik bir uygulamadır.

Muhammed'in Kureyş toplumu hakkında "ümmi" tabiri kullanmasının nedeni, cahil ve okuma-yazma bilmez olduklarından değil, Yahudi ve Hristiyanlar gibi kutsal bir kitaba sahip olmamalarından dolayıdır.

Muhammed isim düşkünüydü. Çevresindeki müslümanların hoşuna gitmeyen isimlerini değiştirirdi.

Müslüman olmayanlara da kötü isim takardı. Yemame'li Müslim'e "Museylimetül Kezzap" denilmesi, Ebu Hakem'e Ebu Cehil denmesi gibi. İslam öncesine de cahiliye dönemi denmesinin nedeni budur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cahiliye dönemi İslamiyet öncesi dönem diye adlandırırsak...

Geleneksel İslam literatürüne göre en geç 622 yılından önceki dönem olur.

Ama 750 yıllarına kadar İslam hakkında ciddi bilgi bulmak mümkün değil. 800-lü yıllardan sonra ise aniden bir literatur furyası başlıyor. Bu literatur kendisine bir tarih icad ediyor.

Öyle veya böyle...

Bu zaman diliminde ve Orta Doğuda kimler yaşıyor?

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/comm...nian_Byzanz.png

http://de.wikipedia.org/w/index.php?title=...=20070717214650

Persler (Sassaniler) haricinde, lakmitler e bizanslar. Bizanslar çoğunlukda.

Bizanslar derken, Suriye, İran, İrak, Afrikanın kuzey-kuzey doğusu, Mısır, daha aşşağılarda Etopya.

Arabistan hakkında ise bu tarihlerde bilgi hemen hiç yok.

Dini açıdan bakılırsa Ateşetaparlar, hristiyanlar ve yahudiler. Ve belki ipek yolundan dolayı budistler ve diğer dini türevler.

Mısır ve Etopyadaki hristiyanlar son konseylerden dolayı Bizans Kilisesi ile kavgalı.

Yine Persler kendi toprakları içinde bulunan ve Bizans Kilisesinin teolojik anlayışaına ters düşen veya Bizans kilisesinden kaçan hristiyanları koruyor/barındırıyor.

Cahiliye döneminin insanları bunlar olsa gerek.

Heraklios 622 yılında Perslere karşı sefere çıktığında, kimleri kendi tarafına çekmiş olabilir?

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Her şey İslam'la başlamadı, her şey İslam'la sona ermeyecek... İslam bir kültürdür... Ve her kültür gibi kendinden öncekinden etkilenip kendinden sonrakini etkileyecektir...

İslam bir Arap kültürü olarak doğup dünyanın azımsanmayacak kısmını etkilemiştir. Fakat şu da unutulmamalıdır ki; onbinlerce yıl öncesinin kültürlerine şu an nasıl İLKEL gözüyle bakıyorsak, belki binlerce yıl sonra da islam kültürüne ilkel damgası vurulacaktır.

Hatta şu anda bile birçok kişi, İslam kültürünü eleştirip yanlış yanlarını ortaya koyuyor...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Pante kardeşim:

Bütün bu bilgilerin kaynağı İslam'dır.

İslam hem kendisinden önce gelen, hem de kendisinden sonra vuku bulan gelişmelere damgasını vurmuştur.

İslam olmasaydı cahiliye dönemi olmazdı.

Biz Arap tarihini İslam'ın bakış açısından görüyor ve değerlendiriyoruz.

Bu ne dereceye kadar tarafsız ve nesnel olmaktır?

Ben bu görüşü eleştiriyorum.

İslam öncesi Arap toplumu ile ilgili uygarlığın doğasını öğrenmek istiyorum.

Her insan toplumu uygardır.

Bunun hiç bir istisnası yoktur.

Yeni Zelanda'da ölülerini yiyen kabileler de uygardır, endüstri devrimini başaran İngilizler de......

Uygar olmayan insan toplumu yoktur.

Tabii bu uygarlığın derecesi vardır.

İslam öncesi Arap uygarlığı Kur'an gibi bir kitabı oluşturacak yaratıcılıktan yoksun mu idi?

Önce bu sorunun yanıtını vermeliyiz.

Bu çok önemli bir sorudur.

Muhammed olmasaydı, Arap toplumu Kur'an'ı yazamaz mıydı?

Kur'an'daki ayetleri birisi veya birileri, Arap'lar arasında yaygın bir takım özlüsözler, efsaneler, menkibeler, öyküler ve masallardan derleyip bir araya getirmiş olamaz mı?

Muhammed olmasaydı Kur'an oluşturulamaz mıydı?

Araplarla ilgili hemen her şeyi, İslam bakış açısından değerlendirmek yanlıştır.

İslam öncesine ait Arap kültür, gelenek, görenek ve uygarlığının bize İslam aracılığı ile nakli kabul edilemez.

Arap tarihinde cahiliye dönemi denen bir dönem yoktur.

İslam öncesi dönem vardır ve o dönem cahiliye dönemi değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Hacı

Söylediklerinize kesinlikle katılmıyorum.

Çok şüpheci bir mantık üzerine kurulu ve isbat noktasında hiçte iyi değil.

İslam öncesi arap toplumu ve peygamberin halifelerin yaşamlarını batı islami kaynaklardan öğrenmiştir.

Ancak burada bakılması gereken bu kaynakların doğru olup olmadığı.Benim anladığım kadarıyla doğru olmadığı ihtimali üzerine yoğunlaşmışsınız..

Oysaki delile dayanmadığı müddetçe önemsiz olmalıydı.

İslamda mütevatir kavramı vardır.Mütevatir içinde yalan ihtimali olmayan habere rivayetlere denir.

İslam öncesi arap toplumu islami kaynaklarda yazdığı üzere çok cahil insanlardan oluşuyor.

Bu haber mütevatir derecesine çıkmış neden?

Bu haber islam çerçevesinde en güvenilir ravilerin tasdikini almış.

Diyelim ki ravilere güvenmiyoruz..(ki bunada bir sebep gösterilmeli sırf müslüman diye önyargılı yaklaşıp güvenmemek pek düsürstçe değil.)

Ravi güvenmediğimiz bu noktada mütevatirin diğer bir çeşidi çıkar karşımıza

Sukut ile tasdik..

Bu haberler diğer arap dışı tarihçiler tarafındanda sukut ile tasdik edilmişlerdir.En azından ben henüz hgiçbir suriyeli yada türkiyeden yada başka bir ülkeden bir tarihçinin çıkıp ''Hayır ya eski arap toplumu böyle değildi'' dediğini okumadım.Madem demiyorlar susyorlar o halde susarak tasdik ediliyor..

Mütevatirlik kavramı bulunuyorken ve haberler mütevatir derecesine çıkartılmışken yalan ihtimali yoktur.

Ancak diyelim ki size göre var o halde ç.ok küçük bir ihtimal çıkarabilirsiniz..

Küçücük ve delile dayanmayan bir düşünceye ne kadar fikir bina edilir ve ne kadar sağlamdır tartışmak lazım..

Sevgiler...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sukut ile tasdik..

Bu haberler diğer arap dışı tarihçiler tarafındanda sukut ile tasdik edilmişlerdir.En azından ben henüz hgiçbir suriyeli yada türkiyeden yada başka bir ülkeden bir tarihçinin çıkıp ''Hayır ya eski arap toplumu böyle değildi'' dediğini okumadım.Madem demiyorlar susyorlar o halde susarak tasdik ediliyor..

Mütevatirlik kavramı bulunuyorken ve haberler mütevatir derecesine çıkartılmışken yalan ihtimali yoktur.

Ancak diyelim ki size göre var o halde ç.ok küçük bir ihtimal çıkarabilirsiniz..

Küçücük ve delile dayanmayan bir düşünceye ne kadar fikir bina edilir ve ne kadar sağlamdır tartışmak lazım..

Sevgiler...

Böyle değildi demelerine gerek yok zaten..bir Tarihçi TArihi olayları objektif bir biçimde ele almalıdır. Objektif tarihçilerde İSlamı yalanlamak ya da doğrulamak gibi bir dert içinde değiller zaten, onların derdi gerçekleri ortaya koymaktır..

ortaya konan gerçeklerede bizler bakınca bunun İslamın iddia ettiği giib olmadığını görüyoruz..

mesela Fernand Braudel Uygarlıkların Grameri adlı kitabında İslam öncesi Arap Dünyasının portresini çizer, bu portreye bakınca bende CAhiliye denen dönemin İslamın anlattığı gibi olmadığını apaçık görüyorum..

tarihinde Modern_Mystic tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sükut ikrardan gelir derler...

Ama sükut cehaletten (bilgisizlikten), ya da ilgisizlikten de gelir.

İslam öncesi Arap toplumunun yaşamı iyi bilinmediğinden, onları tanımalayan cahiliye dönemi iddiası da havada kalır.

Ben kesinlikle cahiliye döneminin varlığına inanmıyorum.

Ve bunu kantılamak mümkündür.

Kanıtlamak için bütün yapılacak İslam'ı aradan çıkarmaktır.

İslam öncesi dönemini bilimsel olarak değerlendirmektir.

Bu Arap toplumundan Kur'an denen bir kitap çıkmıştır.

Bu bir gerçektir.

Kur'an'ın bir yaratıcı veya Allah tarafından insanlığa hediye edildiği ise desteksiz bir iddiadır.

Çünkü Kur'an'ın, bütün ilginçliğine rağmen, kesin olarak bir yaratıcının kaleminden çıkacak kadar değerli bir yapıt olmadığı gün gibi aşikardır.

Kur'an, çelişkiler, yanlış hesaplamalar, çarpıtılmış antik masallar ve dedikodularla dolu bir kelime salatasıdır.

İlginç olmasının nedeni yazıldığı veya derlendiği dönemdeki Arap zihniyetine bir tür ışık tutmasıdır.

Yoksa edebi bir değeri yoktur. İçeriğinde insanlık için öğüt diyebileceğimiz, günümüzde de geçerli değerli tek bir ilke bile yoktur.

Evet.. Arap toplumu hiç kuşkusuz Kur'an gibi bir kitabı oluşturacak kollektif bilince sahiptir.

Kur'an bunun kanıtıdır.

Kur'an'ı yüceltip, Arap toplumunu aşağılamak İslam'ın en eski ve oldukça etkili bir taktiğidir.

Bu taktiğe bir son vermenin zamanı gelmiştir.

Cahiliye devri bir efsanedir.

Yaşanmamıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sükut ikrardan gelir derler...

Ama sükut cehaletten (bilgisizlikten), ya da ilgisizlikten de gelir.

İslam öncesi Arap toplumunun yaşamı iyi bilinmediğinden, onları tanımalayan cahiliye dönemi iddiası da havada kalır.

Ben kesinlikle cahiliye döneminin varlığına inanmıyorum.

Ve bunu kantılamak mümkündür.

Kanıtlamak için bütün yapılacak İslam'ı aradan çıkarmaktır.

İslam öncesi dönemini bilimsel olarak değerlendirmektir.

Bu Arap toplumundan Kur'an denen bir kitap çıkmıştır.

Bu bir gerçektir.

Kur'an'ın bir yaratıcı veya Allah tarafından insanlığa hediye edildiği ise desteksiz bir iddiadır.

Çünkü Kur'an'ın, bütün ilginçliğine rağmen, kesin olarak bir yaratıcının kaleminden çıkacak kadar değerli bir yapıt olmadığı gün gibi aşikardır.

Kur'an, çelişkiler, yanlış hesaplamalar, çarpıtılmış antik masallar ve dedikodularla dolu bir kelime salatasıdır.

İlginç olmasının nedeni yazıldığı veya derlendiği dönemdeki Arap zihniyetine bir tür ışık tutmasıdır.

Yoksa edebi bir değeri yoktur. İçeriğinde insanlık için öğüt diyebileceğimiz, günümüzde de geçerli değerli tek bir ilke bile yoktur.

Evet.. Arap toplumu hiç kuşkusuz Kur'an gibi bir kitabı oluşturacak kollektif bilince sahiptir.

Kur'an bunun kanıtıdır.

Kur'an'ı yüceltip, Arap toplumunu aşağılamak İslam'ın en eski ve oldukça etkili bir taktiğidir.

Bu taktiğe bir son vermenin zamanı gelmiştir.

Cahiliye devri bir efsanedir.

Yaşanmamıştır.

Sevgili Hacı konunun devamını ve konuyu gerçekten merak etmeye başladım.Böyle düşündüğünüze göre bir sebebi olmalı..

O halde normal olarak aklıma gelen soruları yöneltmek istiyorum.

1-İslami kaynaklara neden güvenilmiyor?

2-Eğer ravilerden yada tahrifattan şüphe varsa ne için var?

3-Cahiliye döneminin olmadığına dair şüphe tarzında değil tarihi bir bulgu yada araştırma varmıdır?

Bir müslüman olarak cahiliye dönemini silmem için bunların cevaplanması gerekiyor.

Hatta bu soruların kendi içinde dallanıp budaklanmasıda devamı olacak..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili Hacı konunun devamını ve konuyu gerçekten merak etmeye başladım.Böyle düşündüğünüze göre bir sebebi olmalı..

O halde normal olarak aklıma gelen soruları yöneltmek istiyorum.

1-İslami kaynaklara neden güvenilmiyor?

2-Eğer ravilerden yada tahrifattan şüphe varsa ne için var?

3-Cahiliye döneminin olmadığına dair şüphe tarzında değil tarihi bir bulgu yada araştırma varmıdır?

Bir müslüman olarak cahiliye dönemini silmem için bunların cevaplanması gerekiyor.

Hatta bu soruların kendi içinde dallanıp budaklanmasıda devamı olacak..

Sevgili iLLeGaLTM

Konunun devamını ben de bilmiyor ve merak ediyorum.

Ama neden böyle düşündüğümü açıklayabilirim.

Bir dönemin niteliği, ancak o dönem yaşanıp bittikten sonra anlaşılır.

Bu her dönemi için geçerlidir.

Jeolojik dönemler için de geçerlidir.

Sosyal ve kültürel dönemler ve çağlar için de geçerlidir.

İnsan içinde yaşadığı dönemi yeterince değerlendiremez.

Onunla ilgili nitelikler çok sonraları ortaya konulacaklardır...

İslam dini, kendisi ile geçmişi arasındaki farkları ortaya koymak ve bu arada kendini yüceltmek için, geçmişi bir tür nitelendirmek zorundadır.

Ve bu geçmiş İslam bakış açısından değerli olamaz. Olmamalıdır.

Bir ilke, rejim, dogma, veya, inanç kendini iki türlü yüceltir.

İlkinde ilkelerinin üstünlüğünü iddia ederek yüceltir.

İkincisinde ise çıktığı sistemin ilkelliğini iddia ederek yüceltir.

İslam ikisine de baş vurmuştur.

Kendi varlığını yasallaştırmak için, kendisinden önceki dönemin çok kötü olduğunu ve bu yüzden o bozuk düzeni değiştirmek için geldiğini iddia etmiştir.

İslam'ı yaratan cahiliye dönemidir.

Allah'a inanan birisi için bu düşünceler ters gelebilir.

Ama bir yaratıcıya inanmayan ateistler için durum çok açık ve nettir.

İçinden İslam'ın çıktığı bir Arap uygarlığı söz konusudur.

Bu din hiç kuşkusuz Arap kollektif bilincinin eseridir.

Kur'an bu toplumun yazmış olmasa bile, benimsediği bir kitaptır.

Kur'an'ın öğretileri, emirleri, bu toplumun ilkelerinin toplamıdır.

İslam'ın değer yargıları ne ise, onlar bu toplumun da değer yargılarıdır.

İslam içinden çıktığı bu toplum için cahil diyemez.

Çünkü İslam, cahil dediği o toplumun eseridir ve onlardaki gelenek ve görenelerin, kültür ve uygarlığın devamından başka bir şey değildir.

İslam Arap toplumuna ve insanlığa yeni hiç bir ilke getirmemiştir....

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili Hacı konunun devamını ve konuyu gerçekten merak etmeye başladım.Böyle düşündüğünüze göre bir sebebi olmalı..

O halde normal olarak aklıma gelen soruları yöneltmek istiyorum.

1-İslami kaynaklara neden güvenilmiyor?

2-Eğer ravilerden yada tahrifattan şüphe varsa ne için var?

3-Cahiliye döneminin olmadığına dair şüphe tarzında değil tarihi bir bulgu yada araştırma varmıdır?

Bir müslüman olarak cahiliye dönemini silmem için bunların cevaplanması gerekiyor.

Hatta bu soruların kendi içinde dallanıp budaklanmasıda devamı olacak..

Bu soruların cevabını vermeye çalışayım.

1-Sorun İslami kaynaklara güvenmemek değil.

Onların bilimsel olmadıklarını reelize etmek.

2-Sorun tahrifat da değil.

Olguları yanlış veya farklı yorumlamak.

Ve yüzlerce yıl buna devam etmek.

3-Cahiliye dönemi yoktur, çünkü cahiliye sıfatı bir dönem için kullanılmıştır.

Kullanan ise o dönemin içinden çıkan İslam'dır.

İslam olmasaydı, cahiliye dönemi de olmazdı, değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Iste böyleee

Hacinin bu baslik altindaki yazilarina katilmamak mümkün deyildir.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Çünkü Kur'an'ın, bütün ilginçliğine rağmen, kesin olarak bir yaratıcının kaleminden çıkacak kadar değerli bir yapıt olmadığı gün gibi aşikardır.

Haci

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Al bendende okadar

Ateist Haci,Yaratani müslümanlardan cok daha iyi tanimaktadir.

Tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...