Jump to content

Modern Hristiyanların Katliam sicili


Recommended Posts

Ankara Ticaret Odası, (ATO) Avrupa Birliği ülkeleri ile Rusya ve ABD'nin "soykırım ve katliam sicilini" çıkardı.

ATO tarafından yayınlanan raporda, 25 AB ülkesinden 9’unun "soykırım ve katliam sicilinin" bozuk olduğu ifade edildi. Raporda, AB üyesi ülkelerden Almanya, Belçika, Danimarka, Fransa, İngiltere, İspanya, İtalya, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin katliam ve soykırım sabıkasının kabarık olduğu belirtildi. İşte ATO'nun raporuna göre Batı'nın ülke ülke soykırım karnesi:

KIBRIS RUM KESİMİ:

"Katliamların başladığı 1912 yılından, Kıbrıs Barış Harekatı’nın yapıldığı 1974 yılına kadar 1000’i aşkın Türk, Rumlar tarafından öldürüldü."

YUNANİSTAN:

"1829’da Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanmasıyla Mora’daki Türkler göçe zorlandı, 20 bin Türk katledildi. 1923 yılında Lozan’da imzalanan Türk ve Yunan azınlıkların karşılıklı mübadelesine ilişkin anlaşmanın ardından Batı Trakya bölgesinde yaşayan Türkler üzerinde sistemli olarak 'etnik ve kültürel soykırım' başlattı. Türklerin hukuki, siyasi, kültürel ve dini haklarının kısıtlanması ibadetlerine izin verilmemesi gibi yoğun baskılar sonucu 400 bin Türk bölgeyi terk etmek zorunda kaldı."

BELÇİKA:

"1.Dünya Savaşı’nın ardından Ruanda’nın yönetimi Belçikalılara verildi. Belçika’nın sömürgesi altındaki Ruanda ve Kongo’da 10 milyondan fazla insan soykırıma uğradı."

İTALYA:

"İtalya’nın, Libya’da 1911’den 1940’lı yıllara kadar uyguladığı imha operasyonları ve çölün ortasına kurduğu toplama kamplarında yüz binlerce Afrikalı Müslüman hayatını kaybetti. İtalya diktatörü Mussolini, Etiyopya'da ve Yugoslavya'da 300 bin insanı katletti."

FRANSA:

"Fransa, 1830 yılında Cezayir’i işgal etti. 132 yıl boyunca Cezayir’i işgal altında tutan Fransa, 1954-1962 yılları arasında 1.5 milyon Cezayirliyi katletti. Fransa, 1.Dünya Savaşı’nda da 900 bin Afrikalının ölümüne sebep oldu."

ALMANYA:

"Almanlar 1933-45 yılları arasında Büyük Alman İmparatorluğu’nu kurmak ve mükemmel Alman ırkını yaratmak hedefiyle diğer milletlerden ve etnik gruplardan 21 milyon insanı topluca kurşuna dizerek, toplama kamplarında, fırınlarda yakarak, gaz odalarında zehirleyerek soykırıma uğrattılar. Gerek Almanya gerekse de Almanların işgal ettiği diğer ülkelerde yaşayan 2 milyon Yahudi sistematik bir biçimde vurularak, asılarak, yakılarak ve zehirlenerek öldürüldü. Almanlar 1891 yılında da hammadde ve işgücü ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Namibya’ya sömürge kurmak amacıyla çıktı. Adanın yerlileri Herero ve Namalar üzerine taarruz eden Alman askerleri yaşlı, kadın, çocuk dinlemeden 117 bin insanı katletti. Yaklaşık 132 bin yerliden geriye 15 bini sağ kalabildi."

DANİMARKA:

"AB ülkelerinden Danimarka, 1945 yılında 250 bin Alman mülteciyi ölüme terk etti. Sovyet Ordusu’nun Alman topraklarına doğru ilerlemesinden kaçan 250 bin Alman mülteci Danimarka’ya sığındı. Üçte birini 15 yaşından küçük çocukların oluşturduğu Almanlar tel örgülerle çevrili toplama kamplarına alındılar. Binlerce çocuk ve yetişkin tifüs, bağırsak iltihabı ve ishal sonucu yaşamını kaybetti."

İSPANYA:

"İspanya diktatörü Francisco Franco, ülkesinde 30 bin muhalifini öldürttü. İspanyollar Amerikalılarla birlikte milyonlarca Kızılderili’yi katletti."

İNGİLTERE:

"İngiltere, 1788-1938 tarihleri arasında sömürgeleştirmek amacıyla gittiği Avustralya’da yerleşik yerli halk Aborjinleri sistematik olarak yok etti. İngilizlerin aralarına salgın hastalık yaydığı, bununla da yetinmeyip yemeklerine zehir katarak yok etmeye çalıştığı 750 bin Avustralya yerlisinden geriye sadece 31 bin kişi sağ kalabildi."

RUSYA:

"Lenin, 1917-1920 yılları arasında 30 bin muhalifini infaz ettirdi. 1944 yılında Rusya, Çeçen, İnguş, Karaçay-Malkarlar ile Kırım Türklerini trenlere bindirerek Sibirya ve Kazakistan’a sürgün etti. Bu sürgünde 500 bini aşkın Müslüman Türk yollarda öldü. Rusya'nın Çeçenistan’a yaptığı saldırılarda da 200 binin üzerinde sivil katledildi."

AMERİKA:

"Amerika, soykırımlara Kızılderilileri katletmekle başladı. Amerikalılar ve İngilizler Almanların savaşı kaybetmelerinin ardından, Dresden kentine sığınan Alman göçmenlerin üzerine 3 gün süreyle havadan bomba yağdırdı. Saldırılarda çocuk ve kadınların oluşturduğu 200 bin kişi öldü. Amerika’nın Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine attığı atom bombaları sonucu 135 bin kişi öldü. ABD’nin Vietnam’ı işgali ise 70 bin kişinin ölümüyle sonuçlandı. ABD son olarak Felluce’de 1500 sivili öldürdü. İngiliz Tıp Dergisi Lancet'in yaptığı araştırmaya göre Irak'ta ABD işgali dolayısıyla ölen sivillerin toplam sayısı 655 bine ulaştı."

tarihinde AKHENATON tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 246
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Ermeni terörizminin ilk

bağlantılarıydı.

4 Nisan 1973 Fransa (Paris). Biri Türk Havayolları bürosu diğeri ise Türk

Büyükelçiliği büroları dışında iki bomba patlamıştı. Kimsenin

yaralanmamasına karşın maddi zarar büyük olmuştu. Hiçbir grup sorumluluğu

üstlenmemekle beraber, polis yetkilileri faillerin bir Ermeni grup olduğunu

da işaret ettiler.

26 Ekim 1973 ABD (New York). Türk Enformasyon Bürosu, kendilerini Yanıkyan

Komandoları olarak adlandıran bir grup tarafından başkonsolos adına

postalanmış bir mektup ve bomba ihtiva eden paket aldı.

20 Ocak 1975 Lübnan (Beyrut). 1978 basın toplantısı esnasında Gizli Ermeni

Kurtuluş Ordusu (ASALA) sözcüsü, Dünya Kiliseleri Konseyi'nin Beyrut

ofisinin bombalanacağını iddia etmiştir.

7 Şubat 1975 Lübnan (Beyrut). Türkiye'nin Turizm ve Enformasyon Bürosu

bombalı saldırının hedefiydi. Bombayı etkisiz hale getirmeye çalışırken

Lübnanlı bir polis yaralandı. Saldırıyı ASALA'nın Geurgen Grubu üstlendi.

20 Şubat 1975 Lübnan (Beyrut) Türk Hava Yolları, Beyrut bürosunun önünde

büyük bir bomba patladı. Saldırıyı ASALA'nın "Tutuklu Geurgen Yanıkyan

Grubu" üstlendi.

22 Ekim 1975 Avusturya (Viyana). Üç silahlı saldırgan Viyana'daki Türk

Büyükelçiliği'ni bastı ve Büyükelçi Daniş Tunagü'i öldürdü. Kaçan silahlı

kişiler israil, ingiliz ve Macar yapısı otomatik silahlarla donanmışlardı.

Operasyonun sorumluluğunu, kendilerini Ermeni Kurtuluş Ordusu olarak

adlandıran bir grup üstlendi.

24 Ekim 1975 Fransa (Paris). Türkiye'nin Fransa Büyükelçisi ismail Erez

elçilik yakınında otomobilinde öldürüldü. Saldırıda aynı zamanda

büyükelçinin sürücüsü Talip Yener de hayatını kaybetti. Sorumluluğu, Ermeni

Soykırımı intikamı Komandoları üstlendi. Daha sonra Ajans France Press'in

Beyrut'taki bürosuna gelen bir telefonda suikastlerin "Ermenistan'ın

Kurtuluşu için Gizli Ermeni Kurtuluş Ordusu'nun (ASALA)'"nın işi olduğu

söylendi.

28 Ekim 1975 Lübnan (Beyrut). Beyrut'taki Türk Büyükelçiliği roketli

saldırıya maruz kaldı. ASALA tarafından üstlenildi.

16 Şubat 1976 Lübnan (Beyrut). Beyrut'taki Türk Büyükelçiliği birinci katibi

Oktar Cirit, Hamra Caddesi'ndeki bir kafede otururken bir terörist

tarafından öldürüldü. Silahlı kişi yakalanamadı. Saldırının sorumluluğunu

ASALA üstlendi.

yazinin devami icin tikla

Katlettikleri insanlarimiz ve yaptiklari eylemler cok uzun oldugu icin, buraya asmak istemedim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

inananların hepsinde aynı hikaye müslümanlarada sorulduğununda islam barış dinidir bir kısım fırsatçı misyonerde burada aynı şekilde zırvalamıştı yok isa barışseverdir tokat atana öbür yanağını çevirir muhammed hakındada bunun gibi bir sürü hikaye anlatılır ama uygulamada hepside cani ve yobazdır çünkü kaynakları olan kutsal sayılan kitapların (eski ahit,incil,kuran ) içi katliam hikayeleri savaşlarla doludur ve mantıksız , tutarsız nereye çekersen oraya giden zırvalıklar aynı dine inanları bile birbirine düşürerek öldürmelerini sağlar al birini vur ötekine

Link to post
Sitelerde Paylaş

Su anda da HIRISTIYANLARIN ISGALI ALTINDA BULUNAN ÜLKELER.

Irak,Afganistan,Karabag(Azerbeycan).Ingilterenin ve Amerikanin 100 den Cok Kolonileri.

Hiristiyanlik cok Medeni ve Barisci dinmis.Massal ve Hikayeler.

Utanin Hiristiyanim demege.Hani sizde Biri samar atinca,diger yanagini uzat diyordu Incil.

Bu mu.Sizin Dininiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili AKHENATON, eger buraya Türklerin öldürüldügüyle yada batililarin yaptigi katliamlarla ilgili bir yazi yazarsaniz, ermeni ve pkk dostu arkadaslardan kinama cikmaz. Onlar, kina yakabilecekleri kinamalari yaparlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir de Ruanda gibi ülkelerde insanları bölüp birine düşüren vahşı ve kahpe emperyalistlerin yaptıkları var.

Belki silahı birebir bu barış yanlısı masım hristiyan kardeşlerimiz tutmamıştır ama yıllarca sömürgelirinin kanını amip onları açlığa sefalete ve iç savaşa sürükleyenle bu insanlık misfetteleridir.

Ruanda da Durum biraz daha farklı.İsteyen okusunruanda soykırımı

Bu insanalar sokaklara, yollara kurulan barikatlarda durdurulup, kadın çoluk çocuk demeden palalarla doğrandılar.Fransa, Belçika, İngiltere gibi Avrupa ükeleri bu olayların hem sorumlusu hem de seyircisi olarak tarihe kara bir not düştürler

Midesi sağlam olanlar youtube'a "Rwandan Genocide" yazıp çıkanları izleyebilirler.

tutsi_skulls_dufka2.jpg

jn.JPG

Link to post
Sitelerde Paylaş

Korkunç katliamlar:(

Terör dini ve soykırım dini olan hristiyanlığın gerçek yüzünü gösteren değerli kardeşim akhenetona sevgiler.

tarihinde herakles tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Terör dini ve soykırım dini olan hristiyanlığın gerçek yüzünü gösteren değerli kardeşim akhenetona sevgiler.

Bir söz vardır

"Bir din hakkındaki en doğru görüşe öteki bir dine mensup sahiptir"

:D

Yani diyeceğim "al birini vur ötekine"

tarihinde DeHRi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili AKHENATON, eger buraya Türklerin öldürüldügüyle yada batililarin yaptigi katliamlarla ilgili bir yazi yazarsaniz, ermeni ve pkk dostu arkadaslardan kinama cikmaz. Onlar, kina yakabilecekleri kinamalari yaparlar.

demokrasi her yüze uyar ;

hep söylerim ve ırkçı olarak ad edilirim.

insan düşüncesini genetik kodları oluşturur. -_-

Link to post
Sitelerde Paylaş
RUSYA:

"Lenin, 1917-1920 yılları arasında 30 bin muhalifini infaz ettirdi. 1944 yılında Rusya, Çeçen, İnguş, Karaçay-Malkarlar ile Kırım Türklerini trenlere bindirerek Sibirya ve Kazakistan’a sürgün etti. Bu sürgünde 500 bini aşkın Müslüman Türk yollarda öldü...."

hepsi bi yana bunları yaptıranlar inançlı ortodokslar değildi herhalde.

yani diyeceğim; al birini vur ötekine...

tarihinde tumbled tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir de Ruanda gibi ülkelerde insanları bölüp birine düşüren vahşı ve kahpe emperyalistlerin yaptıkları var.

Belki silahı birebir bu barış yanlısı masım hristiyan kardeşlerimiz tutmamıştır ama yıllarca sömürgelirinin kanını amip onları açlığa sefalete ve iç savaşa sürükleyenle bu insanlık misfetteleridir.

Ruanda da Durum biraz daha farklı.İsteyen okusunruanda soykırımı

Bu insanalar sokaklara, yollara kurulan barikatlarda durdurulup, kadın çoluk çocuk demeden palalarla doğrandılar.Fransa, Belçika, İngiltere gibi Avrupa ükeleri bu olayların hem sorumlusu hem de seyircisi olarak tarihe kara bir not düştürler

Midesi sağlam olanlar youtube'a "Rwandan Genocide" yazıp çıkanları izleyebilirler.

tutsi_skulls_dufka2.jpg

jn.JPG

arte tv haber almanca http://www.arte.tv/de/geschichte-gesellschaft/1172274.html

ruandanin basbakani ülkedeki Müslümanlara cagrida bulundu , insanlari Islamma davet etsinler diye

sebeb de

savas esnasin da , Müslümanlar her iki tarafin(maslumlara ) da evini ve ekmeyni paylastilar diye .

Link to post
Sitelerde Paylaş
RUSYA:

"Lenin, 1917-1920 yılları arasında 30 bin muhalifini infaz ettirdi. 1944 yılında Rusya, Çeçen, İnguş, Karaçay-Malkarlar ile Kırım Türklerini trenlere bindirerek Sibirya ve Kazakistan’a sürgün etti. Bu sürgünde 500 bini aşkın Müslüman Türk yollarda öldü...."

İstiklal mahkemelerindede çok insan asılmıştır ona kalırsa bizdede

Din adına yapılan infazlar olmuştur , herhangi bir siyasi görüşü yerleştirmek için yapılan infazlar olmuştur ama ateizm adına infaz olmaz

ateizmin herhangi bir yaşam biçimi yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ben sahsen burda hristiyanligin emrettigi birseyi görmedim..

papanin emri veya desteginide göremedim..

yani konu tamamen hrisitiyanlitkan uzak olup, hristiyanlar olanlarla alakalidirki bu dini sarsmaz.. kisinin yaptigini dine mal etmek olmaz..

saygilar..

Link to post
Sitelerde Paylaş
dinler kötüdür, aslinda isin özüne gidecek olursak dünya üzerinde hicbir din olmasaydi yinede insanlar birbirlerini öldürmek icin baska nedenler bulacaklardi. Dinler sadece bu icimizdeki vahsete tuz biber olmuslardir.

evet insan defolu bi yaratik...

dinler de bu defoyu kullaniyo...

Link to post
Sitelerde Paylaş
ben sahsen burda hristiyanligin emrettigi birseyi görmedim..

papanin emri veya desteginide göremedim..

yani konu tamamen hrisitiyanlitkan uzak olup, hristiyanlar olanlarla alakalidirki bu dini sarsmaz.. kisinin yaptigini dine mal etmek olmaz..

saygilar..

selam zalim

dünyada baris varken ,Islam hizla genisliyordu ,

malesef su an kaos , yalan, iftira , aclik, savas var bunlarin oldugu yerde misyonerlik eksik olurmu hic , zaten ilk önce fitne fesat kan savas sonra misyonerlik

1-(Matta 5/1)-Ne mutlu ruhta yoksul olanlara!

Göklerin Egemenliği onlarındır.( yani aptalarin) .

2-Luka 5/31

İsa onlara şu karşılığı verdi: «Sağlıklı olanların değil,hastaların hekime ihtiyacı var.( yani hastalarin)

3-luka 5/32

32Ben doğru kişileri değil, günahkârları tövbeye çağırmaya geldim.»(yani günahkarlarin)

insanlari ilk önce ruhsal yoksun ,hasta sonra günahkar( asil gunah yalanniyla kandirarak) yaptiktan sonra misyonerlik olur ve yapilir.

annanem derdi ben kücükken " Allah birdir , 3 olsa fitne fesat (kaos) olur "

veya Allah 3 olmasi icin fitne fesat ve kaos gerek .

ispanyada , balkanlarda Islam hakim iken genelde baris ve huzur vardi , ne zammanki hiristiyanlar hakim oldular yahudilei ve Muslumanlari diri diri yaktilar , balkanlar hakeza

misyonerlik yesermesi icin savas kan finte fesat sart

yeni ahit

Ibrani 12/29 Çünkü Tanrımız yakıp tüketen bir ateştir. savas atesi gibi.

petrus 2: 12

Ama anlamadıkları konularda sövüp sayan bu kişiler, içgüdüleriyle yaşayan, yakalanıp boğazlanmak üzere doğan, akıldan yoksun hayvanlar gibidir. Hayvanlar gibi onlar da yıkıma uğrayacaklar. ( hiristiyan olmayanlar icin bir ayet)

Johannes 15/6

Bir kimse bende kalmazsa, çubuk gibi dışarı atılır ve kurur. Böylelerini toplar, ateşe atıp yakarlar. yani isaya inanmayani toplayin ve yakin(engizision)

Luk 19/27 `Beni kral( ikinci gelisi isayin kral olarak olcak) olarak istemeyen o düşmanlarıma gelince, onları buraya getirin ve gözümün önünde kılıçtan geçirin!'»

Link to post
Sitelerde Paylaş

http://www.turksolu.org/105/kitap105.htm

“Hıristiyan” terörist ülkenin sırları

Hıristiyan terör devleti

Samuel A. Weems’in Ermenistan: Terörist “Hıristiyan” Devletin Sırları isimli kitabı, yayınlandığı 2002 Mayısından tam 4 yıl sonra Türkiye Türkçesine İleri Yayınları tarafından kazandırıldı.

Samuel A. Weems’in kitabının ismi bile sadece ABD açısından değil, tüm Batı açısından büyük bir olaydır.

Bilindiği gibi, Batıda terör ve İslam kelimeleri hep art arda hatta bazen eş anlamlı olarak kullanılagelmiştir. Weems bir ilki gerçekleştirerek 20. yy.da din adına gerçek anlamda ve en büyük oranda ilk büyük terör kampanyasını Ermenilerin uyguladığını itiraf ediyor.

Weems, kitabı 11 Eylül 2001’deki New York İkiz Kuleleri’ne saldırıdan hemen sonra kaleme alırken ABD’yi yönetenlere ve tüm Batı dünyasına soruyor:

“100 yıl boyunca Azeri ve Türk Müslümanlarını köktendinci bir Hıristiyan terörüne maruz bırakmış Ermenileri ve onların kurdukları terör devletini ABD milyarlarca dolar yardımla beslerken, nasıl dönüp de Müslümanları İslam terörüyle suçlayabiliriz, Müslümanların bizi sevmesini bekleyebiliriz?”

Samimi ve inanmış bir Hıristiyan olarak bu soruyu soran Samuel A. Weems beş ciltlik bir serinin ilk serisi olan bu kitabı kaleme almasına neden olan bu vicdan muhasebesiyle Batı insanını baş başa bırakıyor. Weems’in saptamaları son derece yalın ve gerçektir. Çalışması için sadece ve sadece Ermenileri tarih boyunca desteklemiş Rusya, İngiltere, ABD, Fransa gibi devletlerin arşivlerine ve belgelerine başvuran Weems, Ermenilerin kendi çarpıtılmış tarih yazımını da incelemiştir. Tüm bu çalışmaların ortaya çıkardığı yegane objektif gerçek Weems’e göre şudur:

-20. yy’da ilk etnik temizlik ve din terörü kampanyasını Ermeniler başlatmıştır.

- Ermeni terör örgütleri ve bugünkü Ermenistan’ın temelinde Hıristiyanlığın köktendinci yorumundan kaynaklanan ırksal ve dinsel soykırım ideolojisi yatar.

- Ermenistan ne demokratik bir devlettir, ne laiktir, ne de bir cumhuriyettir. Köktendinci bir kilise devletidir. Bir diktatörlüktür. Ve yasaları, uygulamaları ve ideolojisiyle bir “terör devletidir.”

- Yüzyıl boyunca Ermenilerin Batı devletlerinin destekleriyle yürüttüğü terörist eylemlerin, isyanların ve savaşların sonucunda ölen Ermenilerden kat kat daha fazla Müslüman ölmüştür. Müslüman Türkiye Türkleri ve Azeri Türkleri, hatta Hıristiyan Gürcüler, Ermeniler tarafından kadın, çocuk, sivil denmeksizin katledilmiştir.

- Ermenilerin bu katliamının temel sorumlusu Batılı emperyalist devletlerdir. Çünkü “din kardeşliği” kisvesi altında Ermeni terör eylemlerine hem madden hem de silahla bütün Avrupa devletleri ve ABD destek olmuştur.

Samuel A. Weems

Samuel A. Weems kimdir?

Arkansas Eyaleti ABD’de ırkçı ve dinci önyargıların en yüksek olduğu bölgelerden biridir. Samuel A. Weems’in bir diğer önemli özelliği ise aktif ve inanmış bir Hıristiyan olarak Protestan Baptist Kilisesi’nde vaizlik ve papazlık görevi yerine getirmesidir.

Weems, yaptığı araştırmalarda hem Arkansas hem de tüm ABD’de, başta Türkler olmak üzere Müslümanlara yönelik büyük bir nefretin örgütlendiğini ve kirli propagandalar yürütüldüğüne şahit olur.

Türkiye’nin İncil açısından kutsal bir toprak olduğunu iyi bilen Weems, yaptığı tüm araştırmalar ve Türkiye’ye dini amaçlı gerçekleştirdiği ziyaretler sayesinde, Batıda oluşturulmuş “vahşi, barbar, kan içici, İslam fanatiği Türkler” mitinin ne kadar büyük bir yalan olduğunu bizzat keşfeder.

Weems’in vicdan muhasebesi samimidir. Ancak elbette ki ABD’nin ve sömürgeci Batının Müslümanlara ve ezilen uluslara yönelik vahşi saldırılarını, sadece Ermeniler gibi bir takım fanatik unsurların hatasına bağlayamayız. Weems, gerçeğin bir kısmını dürüst bir şekilde ifşa etmektedir. ABD ve Batı dünyasına Türklere ve Müslümanlara yönelik yapılan haksızlığa son verme çağrısı yapmaktadır. Çünkü Batının yarattığı, karanlık çağlardan kalma bu fanatik dinsel ve ırksal düşmanlık silahı artık Batıya geri yönelmektedir.

En son Karabağ’da 1 milyon Müslüman Azerinin yurtlarından kovulması, on binlercesinin katledilmesi ve 1990’ların ortasında tüm dünyanın gözleri önünde Ermeni devletinin Türklere soykırım uygulamasına rağmen ABD sadece bu kısa süre içinde Ermenistan’a tam 1.4 milyar dolar para yardımında bulunmuştur. Yine Rusya, hem ordusu hem de 1 milyar dolara yakın askeri yardımıyla bu katliama destek olmuştur.

Oysa bu dönem, topraklarının %20’si işgal edilmiş Azerbaycan’a kendi ülkesini savunduğu için ABD Senatosu ambargo kararı almıştır. Weems’in ifadesiyle bu, 150 yıllık kirli, günahkar ve kanlı bir ticarettir. Ermeniler “Hıristiyanlık” adına kan dökmekte, Batılı Hıristiyan devletler de karşılığında “insani” yardım yapmaktadır.

-Weems yaşananları samimi bir Hıristiyan olarak Haçlı Seferleri’nden sonra Hıristiyan dinine yapılan en büyük hakaret ve dinde kirlenme olduğunu itiraf etmektedir.

Ancak Weems’e göre Ermenilerin Hıristiyanlığı bile şüphelidir. Ermenistan’da geleneksel Ermeni mezhebi olan Gregoryan Kilisesi’ne değil de başka bir Hıristiyanlık yorumuna bağlı olan herkese yapılan zulümleri, Ermenilerin kendi dindaşları Gürcülere yönelik katliamlarını ortaya koyan Weems, Ermeni fanatizmin sadece dinsel değil aslında ırkçı olan boyutunu da sergilemektedir.

-Weems, Osmanlı’nın son dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik Ermeni iddialarını bizzat Ermeni ve Batı kaynaklarına dayanarak çürütüyor. Weems, tarihi veriler ışığında Türk Milleti’nin dünyanın en adaletli ve hoşgörülü millet olarak uğradığı haksızlığa ışık tutuyor.

Samuel A. Weems kimdir?

Kitabın yazarı Samuel A. Weems, ABD’de Arkansas Hazen’da doğmuş ve görev yapmış emekli bir yargıçtır. Bu görev ABD’de seçimle olduğu için aynı zamanda Demokrat Parti’de aktif siyaset yapan Samuel A. Weems’i Ermeniler ve Ermenistan üzerine yoğunlaşmasına partisinin de kararıyla ABD Senatosu’nun aldığı bir karar neden olmuştur. Ermenistan’a çok büyük miktarda maddi yardım öngören bu karar karşısında Weems çelişkiye düşmüştür. Ermenistan’ın Azerbaycan’ın %20’lik bir bölümünü işgal ettiğini bilen Weems, ABD devletinin rakibi Rusya tarafından zaten fiilen desteklenen işgalci bir devlete neden bu kadar büyük oranda destek olduğunu sorgulamıştır.

Arkansas Eyaleti ABD’de ırkçı ve dinci önyargıların en yüksek olduğu bölgelerden biridir. Samuel A. Weems’in bir diğer önemli özelliği ise aktif ve inanmış bir Hıristiyan olarak Protestan Baptist Kilisesi’nde vaizlik ve papazlık görevi yerine getirmesidir. Weems, yaptığı araştırmalarda hem Arkansas hem de tüm ABD’de, başta Türkler olmak üzere Müslümanlara yönelik büyük bir nefretin örgütlendiğini ve kirli propagandalar yürütüldüğüne şahit olur. Türkiye’nin İncil açısından kutsal bir toprak olduğunu iyi bilen Weems, yaptığı tüm araştırmalar ve Türkiye’ye dini amaçlı gerçekleştirdiği ziyaretler sayesinde, Batıda oluşturulmuş “vahşi, barbar, kan içici, İslam fanatiği Türkler” mitinin ne kadar büyük bir yalan olduğunu bizzat keşfeder.

Weems’in vicdan muhasebesi samimidir. Ancak elbette ki ABD’nin ve sömürgeci Batının Müslümanlara ve ezilen uluslara yönelik vahşi saldırılarını, sadece Ermeniler gibi bir takım fanatik unsurların hatasına bağlayamayız. Weems, gerçeğin bir kısmını dürüst bir şekilde ifşa etmektedir. ABD ve Batı dünyasına Türklere ve Müslümanlara yönelik yapılan haksızlığa son verme çağrısı yapmaktadır. Çünkü Batının yarattığı, karanlık çağlardan kalma bu fanatik dinsel ve ırksal düşmanlık silahı artık Batıya geri yönelmektedir.

Türklerle aynı kaderi paylaşan Türk dostu

Ancak Weems’in çağrısı Batı dünyasında yankı bulmaz. Hatta Türklerle aynı büyük zulüm ve baskıya kendisi de maruz kalır. Tüm ABD’de örgütlü olan ve cinayet dahil her türlü terörist yöntemle insanları sindiren Ermeni Diasporası Weems’i hedef seçer.

Ermeniler kendi kirli yüzlerini ve eylemlerini açığa çıkaran bir sese asla tahammül edemez. Weems asla işlemediği suçlardan dolayı kamuoyunda Ermeni propaganda makinesi tarafından mahkum edilir. Yüz kızartıcı suçlar işlemiş bir dolandırıcı olarak resmedilir. Oysa bu tür suçlardan hüküm giymiş birinin yargıç seçilmesi zaten söz konusu bile olamaz. Ancak Ermenilerin yalan silahı durmaz. Yalnızca Türklere değil Türk’ün yanında kim durursa dursun herkese karşı aynı çirkin ve kirli iftiralar devreye girer. Bu sefer Weems’in Türk devletinin paralı ajanı olduğu iddia edilir.

İşin ilginç yanı, bu iddiaların tersine, Türkiye’ye yaptığı ziyaretler ve araştırmaları sonucu büyük bir Türk dostu olan ve bir Türk ile evlenen Weems’i Türk Milleti ne kadar bağrına bastıysa da Türk hükümetleri o kadar görmezden gelmiştir. Atatürk’ün büyük bir hayranı olan ve “onun ilkelerinin ve barış mücadelesinin sadece Türkiye ve Üçüncü Dünya için değil tüm dünya için büyük bir şans olduğunu” düşünen Weems, ABD’de bir “Dünya Barışı Atatürk Enstitüsü” kurmak ve son derece yetersiz olan Türkiye’nin tanıtımını bizzat üstlenmek istiyordu.

Ancak Türk hükümeti bu çalışmalara tamamen kayıtsız kaldı. Weems acı içinde ABD’deki “Türk topluluğunun önde gelenlerinin” de Türkiye’ye yönelik saldırılara tepkisiz kaldığını görüyordu. Birkaç Türk dostuyla yine de büyük bir mücadeleye girişti. Son röportajlarından birinde yine Ermeni yalanlarına ve sözde soykırım iddialarının ABD Temsilciler Meclisi’ne getirilmesine değinen Weems çaresizce sesleniyordu: “Peki ama Türkler, siz neredesiniz?”

Weems’in bu ilk kitabı fedakar çalışmalarının ürünüdür. “Bir tarihçi olmadığını” özellikle vurgulayan Weems, buna rağmen pek çok sözde tarihçiden daha dürüst ve titiz bir şekilde bizzat Ermeni, Rus, İngiliz ve Amerikan belgeleriyle Ermeni soykırımı iddialarının dayandığı yalanları ortaya çıkardı ve gerçek soykırımın Türklere yapıldığı sonucuna vardı.

Elinizdeki kitap beş cilt olarak tasarlanan bir çalışmanın ilk ürünüdür. Serinin birinci kitabı olan elinizdeki kitap çıkınca ABD’de büyük yankı yarattı. Ermeni lobisi ise büyük bir paniğe kapıldı. Serinin geri kalan kısmının çıkmaması için büyük bir kampanya başlatıldı. Weems’e yönelik saldırı ve tehditlerin dozajı arttı. Weems’in kitaba önsözünde Ermenilerin kendisini engellemek için yürüttüğü yasadışı faaliyetler açıkça anlatılmaktadır. Türkiye’de bilimsel hoşgörü ve demokrasi maskesine bürünen Ermeniler ve paralı işbirlikçileri, ABD’de Türk yanlısı tarih tezini savunan profesörleri bombalama ve cinayete kadar varan terör kampanyaları yürütmektedirler. Ne yazık ki Weems’in kendisi de bu kampanyaların kurbanı oldu.

Hakkında başlatılan propaganda terörü onu durduramadı. Weems açıkça Ermenilerin kendisini öldürmek istediğini duyurarak kamuoyunu ve yetkilileri uyardı. Weems’in serinin birinci kitabını yayınlamasının üzerinden daha bir yıl geçmeden “kalp krizi” resmi teşhisiyle şüpheli bir şekilde 25 Ocak 2003’te vefat etmesi halen aydınlanmamış bir olaydır. Yakınları bunun bir zehirlenme vakası ve yeni bir Ermeni terör eylemi olmasından ciddi bir şekilde şüphe etmektedir. Türkleri savunan bu dürüst insan ne yazık ki Türklerin yüzyıllardır maruz kaldığı haksızlık ve baskıyla aynı kaderi paylaşmak zorunda kalmıştır.

Ermeni yayılmacılık sorununa doğru bakış açısı

Weems’in kitabı tüm bu özelliklerinin yanı sıra ABD kamuoyunu ikna etmeye yönelik bir çalışmadır. Weems bir Amerikalı olarak Amerikalılara seslenmektedir. Elbette bu yöntemin kendi zayıflıkları vardır. Weems’in önemli bir çıkış noktası Protestan Baptist mezhebi üyesi olarak Gregoryan Kilisesi’nin uyguladığı baskılardır.

Amerikaları ikna etmek açısından diğer önemli argümanı ise Ermenilerin ve Ermenistan’ın aslında ABD’nin rakibi olan Rusya’nın kuklası olması ve ABD çıkarlarına zarar vermeleridir. Ermeni yalanlarını çürütmek için Weems bizzat ABD’nin 20. yy. başındaki resmi temsilcilerinin raporlarını baz almakta, ABD’lilere ABD’nin Türkiye’nin dostluğuna ihtiyacı olduğuna ikna etmeye çalışmaktadır.

Elbette bir Türk düşmanı, tersinden bir yöntemle ABD’nin “Hıristiyanlığın yılmaz savunucusu” Ermenistan’ı niçin savunması gerektiğini bizzat ABD belgeleriyle ispat etmeye çalışabilir. Ve tabii ki, ABD’nin Türkiye’ye ve Türklere karşı tarihsel olarak Ermeni terörünü ve yayılmacılığını desteklemesinin altında salt “Ermeni propagandası ve manipülasyonunun” ötesinde çok daha derin emperyalist çıkarlar yatmaktadır. Ermenilerin farklı Batılı emperyalistlerin birbiriyle çatışan ama Türklere karşı birleşen çıkarlarını başarıyla kullandıkları bir gerçektir. Ancak bu gerçek ABD yönetimini Türklere ve Müslümanlara adil davranmaya ikna etme çabalarının anlamsızlığını ortadan kaldırmaz. Elbette ki, ABD’yi aptallar yönetmemektedir. Kendi bencil, emperyalist çıkarlarını tutarlı bir şekilde yerine getirmektedirler. Bu açıdan Weems’in 11 Eylül, Atatürk, Türkiye ve Müslüman dünya hakkında yaptığı samimi ama Protestan mezhebinin ve Amerikan bakışının hatalarını da taşıyan yorumlarına katılmadığımızı not etmek zorundayız.

Weems’in mezhepsel ve ABD merkezli bakış açısına katılmamakla birlikte, kendi samimi din ve insanlık duygularının onu doğru sonuçlara ve tarihsel gerçeklere yönelttiğini vurgulamalıyız. Öyle ki, Weems, Protestan misyonerlerinin ve ABD yöneticilerinin ikiyüzlülüklerini ve hatalarını açıkça dillendirmekten kaçınmamaktadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...